Burada İngilizce bilenler kadar bilmeyenler de var ve bu konunun faydalı olabileceğini düşündüm. Konunun amacı,İngilizce bilenlerin (B2-C1) kendi öğrenme serüvenini, karşılaştığı zorlukları, kullandığı kaynakları, farklı metodları bilmeyenlerle paylaşarak bir bilgi köprüsü oluşturmak. Umarım faydalı olur. < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı > |
İngilizceyi halledenler nasıl hallettiler?



-
-
Merhabalar. Naçizane kendi deneyimimi yazmak istedim. 25 yaşındayım. Her ne kadar iyi bi ölçüm metodu olduğuna inanmasam da YDS sonucum 95, IELTS/TOEFL tarzı bir sınava girmediğim için o açıdan seviyemi söyleyemiyorum. Ancak kendim çok abartmadan bir tahmin yapmam gerekirse 6.5/7 bandında çıkacağıma inanıyorum. Ancak tamamen bu sınavları da gözardı ettiğimiz bir senaryoda ben yine de ortalama üstü bir İngilizce bildiğimi düşünürdüm.
Sorunuza gelirsek öncelikle sıradan bir Anadolu Lisesi'nde eğitim görüp, İstanbul Üniversitesi'nde %30 İngilizce şartlı bir bölümden mezun olmuş birisiyim. Kısacası eğitim hayatında şahsi teşebbüslerim dışında bir "zorunluluk" olarak İngilizce eğitimine maruz kalmadım. Liseden mezun olduğumda oyunlardan, filmlerden, dizilerden bildiğim kadarıyla "derdini anlatacak kadar" bir İngilizce'ye sahip olduğumu söyleyebilirim. Lisenin son 2 yılının yaz tatilinde ailecek yaptığımız Yunanistan ve İtalya tatilleri benim için ilk defa İngilizce'yi bir zorunluluk haline getiren bir durum oldu. Yaklaşık ikişer hafta süren iki farklı tatil boyunca ailemle konuştuğum süre haricinde 24 saat İngilizce konuşmak ve düşünmek zorunda olmanın beni inanılmaz geliştirdiğine inanıyorum. Çünkü geriye dönüp baktığımda ilk İngilizce bildiğimi hissettiğim anlar o zamandı.
Sonrasında üniversiteye başladığımda hazırlığı geçme sınavına geldiğimde önüme gelen soruları pek de üstüne düşünmeden yaparak sınavı bir şekilde geçtim ve hiç İngilizce hazırlık görmeden eğitimime başladım. İngilizcemin en çok bu dönem içerisinde geliştiğine inanıyorum. Öncelikle bu işin maruz kalmayla inanılmaz bir ilgisi olduğu çok açık. Sadece 15 dakikalık İngilizce bir video izleyip sonrasında hiçbir şey olmamış gibi hayatınıza devam etmenizin inanılmaz etkili olacağını düşünmüyorum. En azından bende olmadı/olmazdı. Ben İngilizce'min gelişmesi amacını gütmeden yabancı futbol forumlarında ve oyun topluluklarında, genellikle topluluğun genel sayısının ve kalitesinin Türkiye'deki muadillerinden daha iyi olması sebebiyle oldukça vakit geçiren birisiydim. İngiltere'den Arsenal'i çok severim. Adeta doğma büyüme bir Kuzey Londralıymışım gibi, bütün gün Arsenal forumlarında takılır, transfer haberlerini takip eder, Twitter'da Arsenal hakkında bütün haberleri okuyan falan bir tiptim. O zaman gerçekten bu eylemden İngilizce amacı dışında bir keyif alıyordum ancak gerçekten ama gerçekten bu yaklaşık 1 senelik dönem benim özellikle reading kısmımı inanılmaz geliştirdi. Günde her gün en az 1 saat orjinal İngilizlerin olduğu bir ortamda hem ciddi hem de argo/gündelik dile maruz kalmak, dilin farklı 2 yanını da bana gösterdi aynı zamanda bu dönem kelime dağarcığımın da inanılmaz ilerlediği bir dönem oldu. Son zamanlarda futbolun beni o kadar çekmemesinden ötürü artık pek girmesem de hala ara ara bakarım.
Bir diğer önemli etkenin yoğun İngilizceli oyunlar olduğuna inanıyorum. Pause/Resume'den başka yazı yazmayan oyunları değil de EU4, HOI4, FM gibi uzun metinler olmasa dahi çok fazla farklı sayıda kelime içeren ve bu kelimelere sürekli maruz kaldığınız oyunlar bence çok faydalı. Örneğin EU4 sayesinde bir devleti ilgilendiren kavramların hemen hemen tamamının, askeri terimlerin ve rütbelerin, onlarca ticaret malının, deniz terimlerinin daha aklıma gelmeyen birçok kavramın İngilizce'sini biliyorum. Eminim ki bu kelimelerin neredeyse tamamına yakınını kendi başıma öğrenemezdim. Hatta bir anı olarak katıldığım bir Osmanlı ekonomisi konferasında Şevkat Pamuk, Osmanlı para tağşişini anlatırken tağşiş İngilizcesini bilen var mı diye asla doğru cevabı beklemeyen bir üslupla soru sormuştu. "Debase" dediğimde epey şaşırdığını hatırlıyorum. EU4 oynamasam bu sorunun cevabını asla bileceğimi düşünmezdim. Bu çok işe yaramaz bir örnek gibi duruyor ama çok daha fazla işe yarayacak kelimeler de bu şekilde hafızaya giriyor. Kelime dağarcığı açısından yine bu tarz bir kendini maruz bırakmanın inanılmaz önemli olduğuna inanıyorum.
Çok uzattım, özür dilerim ama örnekler de vermek istemiştim. Kısa hap bilgi olarak özetlemem gerekirse, bana göre formül şu şekilde;
- Dilin temel kurallarını öğrenmek kafi. Temel zamanları, modalları, en çok kullanılan bağlaç ve zarfları bilmek işi inanılmaz kolaylaştırır.
- Bu aşamadan sonra daha öğrenme isteği gelene kadar daha fazla gramer öğrenmenin gerekli olduğunu düşünmüyorum. (Tabi ki bir sınava vs girilmeyecekse. Benim dediğim genel İngilizce becerisi üzerine) Bana kalırsa temel kurallardan sonraki aşama sonsuz kelime öğrenilen aşama. Bunu oturup her gün 20 kelime ezberleyerek yapmak zorunda değilsiniz. Az önce anlattığım örneklerin benzerlerini kendinize uyarlayarak bir çok yol bulabilirseniz.
- Kelime bilginizin ciddi geliştiğini hissettikten sonra maruz kaldığınız süreden ötürü, cümle ve kalıp bilginizin de ciddi oranda ilerlediğini göreceksiniz. Bir süre sonra cümleler ağzınızdan veya kaleminizden otomatik çıkmaya başlayacak.
- Bu aşamaya vardıysanız bence sağlam bir B1'siniz. İleri seviye İngilizce'yle mesafeli ancak gündelik ve ortalama İngilizce'ye hemen hemen tamamen hakim biri oluyorsunuz.
- Bundan sonra devam etmek isterseniz, bence birazcık çalışmak şart. Bazı saçma kuralları, istisnaları çalışmadan ayırt etmek, yakalamak bence bi tık zor. En azından bana zor gelmişti. Ancak yine bu kendinizi maruz bıraktığınız süreçte yeterince örneğe maruz kalmış ve içselleştirmişseniz, ileri seviye İngilizce çalışma işi sizin için bir çileden çok aydınlanmaya dönüşüyor. Çünkü zaten siz o kuralı içeren bir örneği daha önceden 10 kere görmüş, işitmiş oluyorsunuz. Sadece o durumu böyle yapan kuralı öğrenmek sizin için durumu tamamen netleştiren bir olay oluyor.
- Eğer akademik saiklerle bir İngilizce ilerlemesi istiyorsanız makale veya kitap dünyasına dalmanız şart. Çünkü akademinin tamamen kendine ait bir jargonu var. Bu jargon başta çok zor geliyo olabilir ancak aslında çok kolay. Kalıp cümle ve yapılar sürekli tekrar edildiği için bir yerden sonra belli bir cümleyi gerekli yere kadar okumuyorsunuz bile.
- İngilizce'nin hangi boyutuna göre ilerlemek istediğinize göre sonraki aşamalar tamamen değişebilir. Ancak yazmaktan, okumaktan, konuşmaktan veya dinlemekten çekinmemek bence en en en en önemli etken. Çoğu insan yabancı şarkı dinlemenin İngilizce öğrenme konusunda yardımcı olduğunu söylüyor ancak hayatının neredeyse tamamını yabancı müzik dinleyerek geçirmiş biri olarak ben o açıdan hiçbir tesirini görmedim desem yeridir. Bu süreç ister istemez de biraz şahsi bir süreç. Size en uygun gelecek yolu, biraz deneme yanıma yoluyla siz bulmalısınız. Ancak tek bir şey söylemek gerekirse, kurallara aşırı takılmayıp, kelime bilgisini maksimuma çıkarmanın kısa vadede en etkili sonuç olduğuna inanıyorum.
Biraz uzun yazdığım için tekrardan özür dilerim. Bir nebze bile yardımım dokunduysa çok memnun olurum. Daha fazla uzatmamak adına burada kesiyorum. Eğer sorunuz olursa seve seve de cevaplamak isterim. İyi forumlar.
< Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi washburn258 -- 28 Aralık 2022; 4:8:53 >
-
Dil dile degdikce ogreniyorsun.
-
Üstte hocam gayet güzel açıklamış.
< Bu ileti iOS uygulamasından atıldı > -
Tecrübe
Oyunlardaki seviye atlama olayı gibi
Oyunu oynadıkça seviye atlıyorsun.
Yaptığın hatalar azalıyor. Gelişiyorsun.
İngilizce ile vakit geçirmeli. Speaking için ayrıca çalışmalı çünkü günlük hayatta İngilizce konuşma imkanı olmuyor.
-
paradox gang
< Bu ileti Android uygulamasından atıldı > -
PDX olmasa ne yapardık bilmiyorum...
< Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı > -
forumdaki efsane isim rat.planet'ten oldukça şey öğrenmiştim ve biraz da o konuları gördükçe çalışma hevesim gelmişti vay be.
Sana tavsiyem youtubeda birkaç kanal gez illa ki seveceğin bir hoca bulursun ben fk language izliyordum en başlarsa ardından ztn az çok nasıl çalışman gerektiğini anlarsın daha detaylı grammer çalışmalarına daha sonra geçersin hevesli olduğun sürece gerisi gelir.
Belki işini görür eski popüler konulardan https://forum.donanimhaber.com/mesaj/yonlen/145549499
-
Ortaokul çağında yabancı müzikler dinlerdim ve dinlerken sözleri ile takip ederdim, anlamadığım bir kelime olduğu zaman açar bakardım karşılığına, daha sonra bu alışkanlık haline geldi, kelimelerin anlamları ve telaffuzları benim için gramerden daha ön plandaydı. Bu şekilde yabancı dil ağırlıklı liseye girdim (süper lisede deniyordu bizim zamanımızda 1999-2003 arası) ve orada gördüğüm 1 sene hazırlıkla daha da pekiştirme şansı yakaladım.
Universite de ingilizce sayesinde erasmusa gittim ve orada da üstüne koydum. (2005 1 sene Danimarka) Askerde ingilizce sınavına girdim ve 1 sene Belçika'da
Avrupa Müttefik Kuvvetleri Yüksek Karargâhında euro maaşla askerlik yaptım. (2011) Ordan dönüncede dış ticaret uzmanı olarak halan çalıştığım şirkette işe girdim. (2011-2022).
Yani 1999 yılından itibaren ingilizce benim hayatıma yön veren şey oldu, öğrenmek ilgi alaka unutmamak ise süreklilikle oluyor. Bu sürekliliği de yabancı müşteriler olsun, telefon görüşmeleri, mailleşmeler olsun, izlediğim şeyleri dublajsız altyazısız izleyerek olsun devam ettirmeye çalışıyorum.
Genç arkadaşlarım, bu ülkede çoğunlukta olmayan ne varsa kendinize onu katmaya çalışın fark yaratmak için. Bu dil olur, başka bir şey olur fark etmez.
-
full gramer kitaplarına abanıp öğrenilir aslında yazma okuma vs. ama bir yere gidip orada insanlarla iletişim kurabilmek, aklına doğru kelimenin gelmesi, gramer kurallarını düşünmeden otomatik olarak doğru konuşabilmek için pratik yapmak lazım...
ben şanslıydım büyüdüğüm yerde çok fazla yabancı vardı. 6 7 yaşımdan beri amerikan ve kanadalı toplamda 4 hocam olmuştu ve bunlarla geçirdiğim vakitler ciddi anlamda çok fayda sağladı. o zamanlar yine çok pahalıya gelmiyordu bu tarz özel eğitimler ama şimdi biraz sert ücretler çıkabiliyor
aksan önemsiz bişey bir türkün kendisini ingiliz gibi konuşmaya zorlaması komik bir durum. çocukken öğrendiyseniz o aksanda daha rahat hissedebilirsiniz ama onun dışında boşu boşuna ağız kaslarınız yorulur.
bol bol ingilizce metin okumak, film veya tv programı izlemek iyidir zaten yıllardır söyleniyor.
eğer karşıdakini anlayabiliyorsanız karşıdaki de sizi anlayabiliyorsa zaten iş bitmiştir. yökdil yds falan direkt balon sınavlardır speaking ölçmez, listening ölçmez gerçek hayatta kimsenin takmadığı şeyleri ezberletir falan filan.
speakingi hallederseniz grameri çok ileri seviyede oturtmak birkaç aydan fazlasını almaz
bazı hayvan dostlarımız ilk hatanızda dalga geçip heves kırabiliyorlar onlara da meczup gözüyle bakıp önemsememek lazım...
-
rat.planet konuları neden silmek istedi? bilginiz var mı?
-
Dili pratikle öğrenirsin imkanın yoksa izmir veya antalya da isen turistlerle münakaşada olabileceğin bir uğraşı seç.Çünkü pratikle pekişir ingilizce.
En uygunu ingilizce konuşulan bir yerden az 3-6 ay geçirmek kendini buna zorlamak vs.Diğer diller içinde aynı.Her şey pratikle oturur.
-
yok ben de bilmiyorum sanırım daha iyi metodların ortaya çıktığını konularının güncelliğini yitirdiğini söylemişti bir mesajında emin değilim . ama sadece kendisini değil genel olarak eski aktifliği yok forumun eski günleri özledim bee insanlar yurt dışı anılarını fln anlatırdı sayfa sayfa
-
Öncelikle forumda gördüğüm en yararlı yanıtlardan birini yazdığınızı belirtmek isterim. Aslında bu konuyu sadece kendim için açmadım. Foruma misafir olarak uğrayanlar bile faydalanabilir. Daha çok örnek verip, kaçınılması gerekenlerden bahsedebilir misiniz? Aynı zamanda bazı şeyleri izninizle açıklığa kavuşturmam için sormam gerekiyor:
- "derdini anlatacak kadar" dediğiniz seviye neydi sizce?
- Bildiğim ve gördüğüm kadarıyla 4 becerinin birbiri paralelinde ilerlemesi gerekiyor. Anlattığınız forum ve oyun kısmının reading ve vocabulary (Belki writing) geliştireceği açık ancak speaking ve listening için yaptıklarınızı da öğrenmek isterim.
- Anladığım kadarıyla ancak girdi kadar çıktı alınabileceği için listening ve reading becerilerini geliştirmek speaking ve writing becerilerine dolaylı yoldan destek oluyor. Eklemek veya düzeltmek istediğiniz bir yer var mı bu maddede?
Son olarak yazdıklarınızın gerçekten değerli olduğu aşikar. Ek örnekler ve taktikler güzel olabilirdi. İyi forumlar.
< Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
-
Evet hocam rat.planet'i ben de biliyorum ancak proficiency ve sınavlar derken hedef şaştı. Teşekkürler.
< Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı > -
Hocam oldukça haklısınız. Ancak grammar kitaplarına abanmak yerine İngilizce cümleleri incelemek daha faydalı olur gibime geliyor. Sizce teknik mi (vocabulary, grammar kitapları ile çalışma vb.) yoksa pratik mi? Elbette bir seçim gerekmiyor ama siz olsanız ne yapardınız merak ettim.
< Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı > -
ikisinden birini seçeceksem akademik sınava hazırlanmak yerine dilde kendimi geliştirmek istiyorsam sonuna kadar pratik. pratik çok daha zevkli ayrıca. ama karıştırmak lazım ikisinden de
-
Sağ olun hocam.
< Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
Merhabalar. Naçizane kendi deneyimimi yazmak istedim. 25 yaşındayım. Her ne kadar iyi bi ölçüm metodu olduğuna inanmasam da YDS sonucum 95, IELTS/TOEFL tarzı bir sınava girmediğim için o açıdan seviyemi söyleyemiyorum. Ancak kendim çok abartmadan bir tahmin yapmam gerekirse 6.5/7 bandında çıkacağıma inanıyorum. Ancak tamamen bu sınavları da gözardı ettiğimiz bir senaryoda ben yine de ortalama üstü bir İngilizce bildiğimi düşünürdüm. Sorunuza gelirsek öncelikle sıradan bir Anadolu Lisesi'nde eğitim görüp, İstanbul Üniversitesi'nde %30 İngilizce şartlı bir bölümden mezun olmuş birisiyim. Kısacası eğitim hayatında şahsi teşebbüslerim dışında bir "zorunluluk" olarak İngilizce eğitimine maruz kalmadım. Liseden mezun olduğumda oyunlardan, filmlerden, dizilerden bildiğim kadarıyla "derdini anlatacak kadar" bir İngilizce'ye sahip olduğumu söyleyebilirim. Lisenin son 2 yılının yaz tatilinde ailecek yaptığımız Yunanistan ve İtalya tatilleri benim için ilk defa İngilizce'yi bir zorunluluk haline getiren bir durum oldu. Yaklaşık ikişer hafta süren iki farklı tatil boyunca ailemle konuştuğum süre haricinde 24 saat İngilizce konuşmak ve düşünmek zorunda olmanın beni inanılmaz geliştirdiğine inanıyorum. Çünkü geriye dönüp baktığımda ilk İngilizce bildiğimi hissettiğim anlar o zamandı. Sonrasında üniversiteye başladığımda hazırlığı geçme sınavına geldiğimde önüme gelen soruları pek de üstüne düşünmeden yaparak sınavı bir şekilde geçtim ve hiç İngilizce hazırlık görmeden eğitimime başladım. İngilizcemin en çok bu dönem içerisinde geliştiğine inanıyorum. Öncelikle bu işin maruz kalmayla inanılmaz bir ilgisi olduğu çok açık. Sadece 15 dakikalık İngilizce bir video izleyip sonrasında hiçbir şey olmamış gibi hayatınıza devam etmenizin inanılmaz etkili olacağını düşünmüyorum. En azından bende olmadı/olmazdı. Ben İngilizce'min gelişmesi amacını gütmeden yabancı futbol forumlarında ve oyun topluluklarında, genellikle topluluğun genel sayısının ve kalitesinin Türkiye'deki muadillerinden daha iyi olması sebebiyle oldukça vakit geçiren birisiydim. İngiltere'den Arsenal'i çok severim. Adeta doğma büyüme bir Kuzey Londralıymışım gibi, bütün gün Arsenal forumlarında takılır, transfer haberlerini takip eder, Twitter'da Arsenal hakkında bütün haberleri okuyan falan bir tiptim. O zaman gerçekten bu eylemden İngilizce amacı dışında bir keyif alıyordum ancak gerçekten ama gerçekten bu yaklaşık 1 senelik dönem benim özellikle reading kısmımı inanılmaz geliştirdi. Günde her gün en az 1 saat orjinal İngilizlerin olduğu bir ortamda hem ciddi hem de argo/gündelik dile maruz kalmak, dilin farklı 2 yanını da bana gösterdi aynı zamanda bu dönem kelime dağarcığımın da inanılmaz ilerlediği bir dönem oldu. Son zamanlarda futbolun beni o kadar çekmemesinden ötürü artık pek girmesem de hala ara ara bakarım. Bir diğer önemli etkenin yoğun İngilizceli oyunlar olduğuna inanıyorum. Pause/Resume'den başka yazı yazmayan oyunları değil de EU4, HOI4, FM gibi uzun metinler olmasa dahi çok fazla farklı sayıda kelime içeren ve bu kelimelere sürekli maruz kaldığınız oyunlar bence çok faydalı. Örneğin EU4 sayesinde bir devleti ilgilendiren kavramların hemen hemen tamamının, askeri terimlerin ve rütbelerin, onlarca ticaret malının, deniz terimlerinin daha aklıma gelmeyen birçok kavramın İngilizce'sini biliyorum. Eminim ki bu kelimelerin neredeyse tamamına yakınını kendi başıma öğrenemezdim. Hatta bir anı olarak katıldığım bir Osmanlı ekonomisi konferasında Şevkat Pamuk, Osmanlı para tağşişini anlatırken tağşiş İngilizcesini bilen var mı diye asla doğru cevabı beklemeyen bir üslupla soru sormuştu. "Debase" dediğimde epey şaşırdığını hatırlıyorum. EU4 oynamasam bu sorunun cevabını asla bileceğimi düşünmezdim. Bu çok işe yaramaz bir örnek gibi duruyor ama çok daha fazla işe yarayacak kelimeler de bu şekilde hafızaya giriyor. Kelime dağarcığı açısından yine bu tarz bir kendini maruz bırakmanın inanılmaz önemli olduğuna inanıyorum. Çok uzattım, özür dilerim ama örnekler de vermek istemiştim. Kısa hap bilgi olarak özetlemem gerekirse, bana göre formül şu şekilde; - Dilin temel kurallarını öğrenmek kafi. Temel zamanları, modalları, en çok kullanılan bağlaç ve zarfları bilmek işi inanılmaz kolaylaştırır. - Bu aşamadan sonra daha öğrenme isteği gelene kadar daha fazla gramer öğrenmenin gerekli olduğunu düşünmüyorum. (Tabi ki bir sınava vs girilmeyecekse. Benim dediğim genel İngilizce becerisi üzerine) Bana kalırsa temel kurallardan sonraki aşama sonsuz kelime öğrenilen aşama. Bunu oturup her gün 20 kelime ezberleyerek yapmak zorunda değilsiniz. Az önce anlattığım örneklerin benzerlerini kendinize uyarlayarak bir çok yol bulabilirseniz. - Kelime bilginizin ciddi geliştiğini hissettikten sonra maruz kaldığınız süreden ötürü, cümle ve kalıp bilginizin de ciddi oranda ilerlediğini göreceksiniz. Bir süre sonra cümleler ağzınızdan veya kaleminizden otomatik çıkmaya başlayacak. - Bu aşamaya vardıysanız bence sağlam bir B1'siniz. İleri seviye İngilizce'yle mesafeli ancak gündelik ve ortalama İngilizce'ye hemen hemen tamamen hakim biri oluyorsunuz. - Bundan sonra devam etmek isterseniz, bence birazcık çalışmak şart. Bazı saçma kuralları, istisnaları çalışmadan ayırt etmek, yakalamak bence bi tık zor. En azından bana zor gelmişti. Ancak yine bu kendinizi maruz bıraktığınız süreçte yeterince örneğe maruz kalmış ve içselleştirmişseniz, ileri seviye İngilizce çalışma işi sizin için bir çileden çok aydınlanmaya dönüşüyor. Çünkü zaten siz o kuralı içeren bir örneği daha önceden 10 kere görmüş, işitmiş oluyorsunuz. Sadece o durumu böyle yapan kuralı öğrenmek sizin için durumu tamamen netleştiren bir olay oluyor. - Eğer akademik saiklerle bir İngilizce ilerlemesi istiyorsanız makale veya kitap dünyasına dalmanız şart. Çünkü akademinin tamamen kendine ait bir jargonu var. Bu jargon başta çok zor geliyo olabilir ancak aslında çok kolay. Kalıp cümle ve yapılar sürekli tekrar edildiği için bir yerden sonra belli bir cümleyi gerekli yere kadar okumuyorsunuz bile. - İngilizce'nin hangi boyutuna göre ilerlemek istediğinize göre sonraki aşamalar tamamen değişebilir. Ancak yazmaktan, okumaktan, konuşmaktan veya dinlemekten çekinmemek bence en en en en önemli etken. Çoğu insan yabancı şarkı dinlemenin İngilizce öğrenme konusunda yardımcı olduğunu söylüyor ancak hayatının neredeyse tamamını yabancı müzik dinleyerek geçirmiş biri olarak ben o açıdan hiçbir tesirini görmedim desem yeridir. Bu süreç ister istemez de biraz şahsi bir süreç. Size en uygun gelecek yolu, biraz deneme yanıma yoluyla siz bulmalısınız. Ancak tek bir şey söylemek gerekirse, kurallara aşırı takılmayıp, kelime bilgisini maksimuma çıkarmanın kısa vadede en etkili sonuç olduğuna inanıyorum. Biraz uzun yazdığım için tekrardan özür dilerim. Bir nebze bile yardımım dokunduysa çok memnun olurum. Daha fazla uzatmamak adına burada kesiyorum. Eğer sorunuz olursa seve seve de cevaplamak isterim. İyi forumlar. |
Ortaokul çağında yabancı müzikler dinlerdim ve dinlerken sözleri ile takip ederdim, anlamadığım bir kelime olduğu zaman açar bakardım karşılığına, daha sonra bu alışkanlık haline geldi, kelimelerin anlamları ve telaffuzları benim için gramerden daha ön plandaydı. Bu şekilde yabancı dil ağırlıklı liseye girdim (süper lisede deniyordu bizim zamanımızda 1999-2003 arası) ve orada gördüğüm 1 sene hazırlıkla daha da pekiştirme şansı yakaladım.
Universite de ingilizce sayesinde erasmusa gittim ve orada da üstüne koydum. (2005 1 sene Danimarka) Askerde ingilizce sınavına girdim ve 1 sene Belçika'da Avrupa Müttefik Kuvvetleri Yüksek Karargâhında euro maaşla askerlik yaptım. (2011) Ordan dönüncede dış ticaret uzmanı olarak halan çalıştığım şirkette işe girdim. (2011-2022).
Yani 1999 yılından itibaren ingilizce benim hayatıma yön veren şey oldu, öğrenmek ilgi alaka unutmamak ise süreklilikle oluyor. Bu sürekliliği de yabancı müşteriler olsun, telefon görüşmeleri, mailleşmeler olsun, izlediğim şeyleri dublajsız altyazısız izleyerek olsun devam ettirmeye çalışıyorum. Genç arkadaşlarım, bu ülkede çoğunlukta olmayan ne varsa kendinize onu katmaya çalışın fark yaratmak için. Bu dil olur, başka bir şey olur fark etmez. |
forumdaki efsane isim rat.planet'ten oldukça şey öğrenmiştim ve biraz da o konuları gördükçe çalışma hevesim gelmişti vay be. Sana tavsiyem youtubeda birkaç kanal gez illa ki seveceğin bir hoca bulursun ben fk language izliyordum en başlarsa ardından ztn az çok nasıl çalışman gerektiğini anlarsın daha detaylı grammer çalışmalarına daha sonra geçersin hevesli olduğun sürece gerisi gelir. Belki işini görür eski popüler konulardan https://forum.donanimhaber.com/mesaj/yonlen/145549499 |
yok ben de bilmiyorum sanırım daha iyi metodların ortaya çıktığını konularının güncelliğini yitirdiğini söylemişti bir mesajında emin değilim . ama sadece kendisini değil genel olarak eski aktifliği yok forumun eski günleri özledim bee insanlar yurt dışı anılarını fln anlatırdı sayfa sayfa |
Benzer içerikler
- devam zorunluluğu olmayan hukuk fakülteleri
- dhmi maaşları neden yüksek
- ayt fizik formülleri
- kırmızı reçete sicile işler mi
- ayt kaç ayda biter
Bu mesaj IP'si ile atılan mesajları ara Bu kullanıcının son IP'si ile atılan mesajları ara Bu mesaj IP'si ile kullanıcı ara Bu kullanıcının son IP'si ile kullanıcı ara
KAPAT X