Şimdi Ara

İngilizce Konuşmak İstiyorsan Sakın Grammer Öğrenme (6. sayfa)

Daha Fazla
Bu Konudaki Kullanıcılar: Daha Az
2 Misafir - 2 Masaüstü
5 sn
159
Cevap
28
Favori
31.214
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
4 oy
Öne Çıkar
Sayfa: önceki 45678
Sayfaya Git
Git
sonraki
Giriş
Mesaj
  • Gramer meselesi hakkında fikirlerim biraz değşmeye başladı artık çok gramer karşıtı değilim ne olursa olsun amaç önemli mesela okumak için gramer gerekiyor...


    Gramer öğrenenin konuşamamasıda bence kendi sorunu pratik oda yapabilir yapma diyen yok, birde yok kafasında düşünür buraya ne koysam diye düşünür falan bunlar kişisel diye düşünüyorum, zaten belli bir seviyedeki insanın sultanahmetteki apaçiden farkı biraz daha düzgün konuşması olur :)

    Ha gramere yükselip diğerini boşlayanların sorunlarını gramere mal edemeyiz, gramer kişinin ihtiyacı ölçüsünde olmalı, mesela %25 gramer % 50 pratik(dinleme konuşma vb) % 15 kelime % 10 yazma gibi...Gramerde boğulmadan ancak gerektiğinde yardım alarak...tabi akademik olarakdersniz gramerde boğulmaktan kaçı olmaz......


    Ama tabi ki dozaj önemli, amacı sadece konuşmak olan birisi gramere %10 zaman ayırıp %90 pratiğe zman ayırabilir..




  • quote:

    Orijinalden alıntı: miskiab

    gitar, how is going man?

    Hi Miskiab,

    Every day, I'm speaking, reading, listening, writing.

    How about you?
  • @Blitzkrieger arkadaşa katılıyorum, bu kadar sert çıkmasınıda anlıyorum.

    Ayrıca Arkadaş gramer bilmenize gerek yok, ben konuşuyorum demiş ama merak ediyorum kelimeleri yanyana getirerek mi konuşuyorsun? Şuan bu konuda yorum yapan herkes belli bi gramere göre yazılarını yazıyor, konuşurkende grameri yogun bi şekilde kullanıyoruz.

    This is a telephone derken bile gramer kullanıyoruz. Cümlenin basit veya zor, uzun farketmez illa gramer gerekir. Tabiki konuşma dili diye bir şey var. Birçok kalıp var sırf uzun uzun cümleler kurulmasın diye. Bizede hocalar yabancılar gramer pek kullanmaz diyordu ama altyazılı film izliyoruz adam bildigin gramerle konuşuyor. Dil ögrenirken 4 yetiyi eşit bi şekilde çalıştırmak lazım; konuşma, yazma, dinleme ve okuma. Bunların dördüne eşit zaman ayırıp düzenli çalışıyorsanız tüm yetileriniz gelişir.
  • quote:

    Orijinalden alıntı: gitar

    quote:

    Orijinalden alıntı: miskiab

    gitar, how is going man?

    Hi Miskiab,

    Every day, I'm speaking, reading, listening, writing.

    How about you?

    Deniyoruz, geliştirmeye çalışıyoruz kendimizi. İsmekte hafta içi kursuna gidiyorum, şu anda yarıyıla girdik ama hoca sağolsun epey bir ödev verdi, onlarla uğraşıyom, bbc Türkiyenin mp3leri vardı geçen sene dinlediğim onları mp3e attım işe gidiş gelişlerde dinliyorum. Bazen Cnbceizliyorum o da fırsat bulursam vs. şimdilik durum bu.
  • Yüzme öğrenmek için

    suyun kenarında bekleyip günlerce aylarca insanlara bu konuda teknik bilgi vererek, sonrada hadi yüz bakalım diyerek öğrenme olmaz.

    Yüzmek için suya girmek gerekir.

    Konuşmak için de gramer gerekir ama, sadece gramer öğretilerek insanlara hadi konuş denmez. İnsan grameri düşünerek konuşmaya çalışırsa, konuşamaz. Takılır, çünkü en az 10bin gramer kuralı var. Hepsini süzgeçten geçirip uygun sonucu bulmak için takılır, ve sıkıcı olur.

    Konuşma öyle birşeydirki, gramer kullanırsın ama grameri düşünmeden doğaçlama kendiliğinden kullanırsın.


    Biliyorum okumayı sevmeden hemen yorum yazmayı seven bir toplumum ama lütfen

    Yukarıda a.f.y. isimli üyenin uzun ama iki tane alıntı yazısı var. Onu okuyup görüşlerinizi yazarsanız çok memnun olurum
  • İngilizce öğrenme hakkındaki bakış açım değişti. Mükemmel bir yazı ve keşke okullard böyle olsa ama şuan çok zor. Hiç ara vermemek çok önemlive bunların yapılacağı en iyi yer anadili ingilizce olan bir ülkede kalmaktır. Ne kadar kullanırsan bu dili ne kadar pratik yaparsan o kadar çok öğrenmiş oluruz. Ya da okullarda bazı dersler sadece ingilizce konuşulmalı dersi ingilizce işleme değil sadece ingilizce konuşma çok faydalı olur bence.
  • @Blitzkrieger

    Hocam bu konuda çok araştırmış, çok okumuş, hayatınızı adamış olabilirsiniz. Çok bilgili de olabilirsiniz. Ama bu durum size burdaki insanları aşağılama hakkı vermiyor. Bu konuda bilge bir insan iseniz bu bilginizi bize anlatarak insanları bilgilendirebilirsiniz. Yanlış bilinen şeyler varsa bu işle bilimsel olarak ilgilenen biri olarak, yanlış bilinenleri bilimsel olarak ifade edip, düzeltebilirsiniz.

    Klasik olacak ama malesef ülkemizde ben de dahil bir konuda bilgi sahibi olan bir kimse diğer insanları aşağılayıp ben en iyisini bilirim, siz kimsiniz ki moduna geçebiliyor. Bilginiz varsa bunu hava atmak için değil, insanları bilinçlendirmek için kullanın. Bunu yaparken de lütfen insanlıktan uzaklaşmayın.
  • GRAMMER ÖĞRENME KONUSUNDA KONUŞMA EĞİTİMİ KONUSUNDA SPEAK FREE ENGLİSH ACADEMY DERSHANESİNDE RAHATLIKÇA ÖĞRENEBİLİRSİNİZ.. YERİ GAZİOSMAN PAŞA'DA BAĞLARBAŞI MAHALLESİNDE.. İLGİLENMEK İSTEYENLERE DAHA AYRINTILI ÜCRET HAKKINDA DA BİLGİ VERMEK İSTERİM...
  • grammer ogrenmeden ingilizce ogrenmis olmazsinki bir fiili was were + v3 olarak kullanirsin özne + v2 kullanirsin grammer bilmeden farki anlayamazsin sadece biri 3 biri 2 dersin gecersin
  • quote:

    Orijinalden alıntı: deniz5555

    grammer ogrenmeden ingilizce ogrenmis olmazsinki bir fiili was were + v3 olarak kullanirsin özne + v2 kullanirsin grammer bilmeden farki anlayamazsin sadece biri 3 biri 2 dersin gecersin

    Biliyorum okumayı sevmeden hemen yorum yazmayı seven bir toplumum ama lütfen

    Yukarıda a.f.y. isimli üyenin uzun ama iki tane alıntı yazısı var. Onu okuyup görüşlerinizi yazarsanız çok memnun olurum
  • Yukarıda birisi milleti aşaladığımı falan söylemiş...Bilmiyorum bu fikre nerden vardı ama...

    Laf dönüp dolaşıp aynı yere gelecek. Yok öle birilerini ezdiğim falan sadece işin yanlış oluşuna ve bu yanlış izlenim herkeste yaratılmaya çalışılıyor ona kızıyorum...

    Cem Yılmaz diyen arkadaşar Cem Yılmaz'in o gösteride ingilizce konuştuğu bir bölüm vardı. Yapılara anlayabildimi acaba çok merak ediyorum ? Büyük ihtimal anlamamıştır...

    Ayrıca grammar dediğiniz olay sadece zaman kavramı falan değil. Kültürel bir ögedir.

    Misal

    Hi Miskiab,

    Every day, I'm speaking, reading, listening, writing.

    How about you?

    Şu cümle klasik TÜRKÇE'den İNGİLİZCE'ye çevirme mantığıdır. Her gün okuYORUM, yazıYORUM vs vs ...

    Bu Türkçe konuşulan toplumda geçerlidir ama İNGİLİZCE CONTEXT'de inanılmaz saçma bir cümledir. Bunun geçerliğini anlamınız için o çok söylendiğiniz grammar var...Zaman konseptini algılamanız gerek. Bizim TÜRKLER herşeyi çevir mantığı ve bunu dil bilgisi kuralları olmadan yapmaya çalıştığı için bu hataya düşer. Klasik ANADİLİ TÜRKÇE olan insanların yaptığı bir hatadır Gitar'ın yazdığı cümle...Halbuki bu arkadaş çok övülen grammar olmayan methodu kullanıyordu diye hatırlıyorum...Bunu bir essay tarzı bir çalışmada ya da bir ingilizce forum'da yaz bakalım nasıl gülüyorlar adamlar...

    Burda şu değil everyday'dan sonra present simple gelir ! formulü değildir grammar kuralları. EVERYDAY dediğin zaman kavramı geniş bir ölçektir. Dün yapmışsın, bugün yapıyorsun, yarında yapacaksın. 3 zamanı kapsadığı için geniş zaman denir,Present Simple ile karşılanır bu anlam İngilizce...

    Evet çok güzel örnek oldu bu arkadaşın yazdığı...Umarım olay daha net anlaşılmıştır. Cem Yılmaz'in gösterini bende izledim, çok beğendim ve çokta güldüm açıkcası zira benim hemen hemen hergün karşılaştığım konu. Ama verdiği örneklere dikkat edin bir durumu anlatmak için kullanılan örnekler sonuçta garson ile o adam muhabbet etmiyor yemek sipariş edecek ama siz bir ingiliz ile muhabbet etmek istediğinizde garsona yemek siparişi verir gibi mi konuşacaksınız ? Bunu iyi düşünün...

    Yukarda bir sürü şey yazılmış alıntılar falan...Tek diyeceğim boş işler...Özverili çalışın gerisi gelir, hemde bu kadar kasılmadan gelir. Grammar olayı çok basit çok sistematiktir gider. KPDS öğrencilerine tüm tenseleri en fazla 3 derste anlatırım ben sonrası okudukça kavrarlar...Konuşamıyouz şu bu denmesi ÇALIŞILMAMASIN'dan ibarettir...Kelime hataları, telafuz hataları göz ardı edilir bunlar dert değil ama gene dil bilgisi çatısında ki hatalar çok komik olur...

    Bu mesajdan sonra bir arkadaş bu cümlenin doğru olmadığını yazmış ama mesajı göremiyorum nedense sadece mail geldi, teknik açıklamasınada yazayım, spesifik bir zaman belirtilmediği için bir native speaker everyday'i bu şekilde kullanmayacaktır..."Belirli bir zaman aralığında" kullandığın zaman every day 'in progressive ile kullanımı anlam kazanacaktır. Misal bir haftalık tatilde olduğunu düşün tatil süresince hergünden bahsediyorsan mantıklı olur...Bu yapılarıda formul formul ezberlemessiniz okudukça, o dile maruz kaldıkça anlamaya başlarsınız arkadaşlar bunuda belirteyim...Native Speaker Like olma durumuda budur...



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Blitzkrieger -- 31 Ocak 2013; 14:40:42 >




  • quote:

    Orijinalden alıntı: Blitzkrieger

    Yukarıda birisi milleti aşaladığımı falan söylemiş...Bilmiyorum bu fikre nerden vardı ama...

    Laf dönüp dolaşıp aynı yere gelecek. Yok öle birilerini ezdiğim falan sadece işin yanlış oluşuna ve bu yanlış izlenim herkeste yaratılmaya çalışılıyor ona kızıyorum...

    Cem Yılmaz diyen arkadaşar Cem Yılmaz'in o gösteride ingilizce konuştuğu bir bölüm vardı. Yapılara anlayabildimi acaba çok merak ediyorum ? Büyük ihtimal anlamamıştır...

    Ayrıca grammar dediğiniz olay sadece zaman kavramı falan değil. Kültürel bir ögedir.

    Misal

    Hi Miskiab,

    Every day, I'm speaking, reading, listening, writing.

    How about you?

    Şu cümle klasik TÜRKÇE'den İNGİLİZCE'ye çevirme mantığıdır. Her gün okuYORUM, yazıYORUM vs vs ...

    Bu Türkçe konuşulan toplumda geçerlidir ama İNGİLİZCE CONTEXT'de inanılmaz saçma bir cümledir. Bunun geçerliğini anlamınız için o çok söylendiğiniz grammar var...Zaman konseptini algılamanız gerek. Bizim TÜRKLER herşeyi çevir mantığı ve bunu dil bilgisi kuralları olmadan yapmaya çalıştığı için bu hataya düşer. Klasik ANADİLİ TÜRKÇE olan insanların yaptığı bir hatadır Gitar'ın yazdığı cümle...Halbuki bu arkadaş çok övülen grammar olmayan methodu kullanıyordu diye hatırlıyorum...Bunu bir essay tarzı bir çalışmada ya da bir ingilizce forum'da yaz bakalım nasıl gülüyorlar adamlar...

    Burda şu değil everyday'dan sonra present simple gelir ! formulü değildir grammar kuralları. EVERYDAY dediğin zaman kavramı geniş bir ölçektir. Dün yapmışsın, bugün yapıyorsun, yarında yapacaksın. 3 zamanı kapsadığı için geniş zaman denir,Present Simple ile karşılanır bu anlam İngilizce...

    Evet çok güzel örnek oldu bu arkadaşın yazdığı...Umarım olay daha net anlaşılmıştır. Cem Yılmaz'in gösterini bende izledim, çok beğendim ve çokta güldüm açıkcası zira benim hemen hemen hergün karşılaştığım konu. Ama verdiği örneklere dikkat edin bir durumu anlatmak için kullanılan örnekler sonuçta garson ile o adam muhabbet etmiyor yemek sipariş edecek ama siz bir ingiliz ile muhabbet etmek istediğinizde garsona yemek siparişi verir gibi mi konuşacaksınız ? Bunu iyi düşünün...

    Yukarda bir sürü şey yazılmış alıntılar falan...Tek diyeceğim boş işler...Özverili çalışın gerisi gelir, hemde bu kadar kasılmadan gelir. Grammar olayı çok basit çok sistematiktir gider. KPDS öğrencilerine tüm tenseleri en fazla 3 derste anlatırım ben sonrası okudukça kavrarlar...Konuşamıyouz şu bu denmesi ÇALIŞILMAMASIN'dan ibarettir...Kelime hataları, telafuz hataları göz ardı edilir bunlar dert değil ama gene dil bilgisi çatısında ki hatalar çok komik olur...

    Bu mesajdan sonra bir arkadaş bu cümlenin doğru olmadığını yazmış ama mesajı göremiyorum nedense sadece mail geldi, teknik açıklamasınada yazayım, spesifik bir zaman belirtilmediği için bir native speaker everyday'i bu şekilde kullanmayacaktır..."Belirli bir zaman aralığında" kullandığın zaman every day 'in progressive ile kullanımı anlam kazanacaktır. Misal bir haftalık tatilde olduğunu düşün tatil süresince hergünden bahsediyorsan mantıklı olur...Bu yapılarıda formul formul ezberlemessiniz okudukça, o dile maruz kaldıkça anlamaya başlarsınız arkadaşlar bunuda belirteyim...Native Speaker Like olma durumuda budur...

    Hoca

    Gramer önemli ve kullanacağız ve kullanıyoruz. Bu konuda yapılan tartışma bu değil. Hayatında hiç okula gitmemiş ve okuma yazma bilmeyen bir ingiliz köylüsü de konuşuyor ve konuşurken gramer kurallarını kullanıyor. Konunun yüzeyinde kalma. Burada %1 belki dilbilimci olmak istiyor.

    Yukarıda a.f.y. isimli üyenin uzun ama iki tane alıntı yazısı var. Seni anladım ama bu iki yazı ile ilgili görüşlerinizi detaylı olarak yazarsan çok memnun olurum.


    Not: Bir cümlem için ne kadar uzun teknik açıklama yapmışsın. eğer seni dinlesem hayatımın sonuna kadar ingilizceden nefret ederdim. Ben dilbilimci olayacağım. Bu işin eğlenceli hale getiren bir sürü seçenek var. Allah öğrencilerine sabır versin.



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi gitar -- 31 Ocak 2013; 15:04:27 >




  • Son olarak şunu diyeyim zira daha fazla yazacak vaktim yok...

    Sende Türkçe konuşuyosun okuma yazma bilmeyen adamda konuşuyor hatta 5 yaşında bir çocuk bir yetişkin kadar mükemmel Türkçe konuşuyor olay elbette bu değil...

    o yazıyı okudum daha önceden de biliyorum zaten bu konu ile ilgili şunu söyleyeceğim...O konularda methotlar hakkında bende çok fazla şey yazdım. Arkadaşın fikirlerinin bir kısmına katıldığım doğru ama bir yerden sonrası hikaye...

    1)Türkiye'de en büyük hata herkese ingilizce öğretilmeye çalışılması.
    2) 1.sebepten dolayı oluşan bu büyük pazarın bir sürü işe yaramaz firma tarafından doldurulması bizim halkında bunlara kanması.
    3) Kaliteli ingilizce öğretmenlerinin ve akademisyenlerin yetişmemesi tüm üniversiteler için dahil.
    4) Dil bilimi alanında yeterli çalışmaların olmaması ve dil çalışmalarından uzaklaşarak olayı eğitim bölümlerinin ele almaya çalışması. Ufak bir not "Eskiden bu alanda en iyi üniversite Hacettepe iken yavaş yavaş İTÜ dil bilimi çalışmaları ile işi eline alıyor gibi. Terimleri Türkçe'ye çevirmeleri falan oldukça iyi ama yakın zamanda ki çalışmaları ne derece yakalayabilirler bilmiyorum, Hacettepe ise hükümetin gazabına uğradı." İlgilenenler için forumda dil üzerine yazdığım yazılarla alakalı yalın bilgilerihttp://dilbilim.blogspot.com/ sitesinde bulabilirsiniz Türkçe şeklinde."

    aklıma gelen en büyük problem. Ayrıca sürekli milletin birbirini kandırması olayı var...Tamam "He runs" yerine "He run" de bu sorun olmaz bunlar "surface hatalardır" dili bilmediğini göstermez ama " what was Bud eating spud and " gibi saçma bir cümle kurulursa deep structure'da sorun var demektir...Özetle anlatmak istediğim bu...

    Ayrıca daha önce bir çok kez yazdım. Ana dili ingilizce olanlar ile kendinizi kıyaslamayın. Ana dil edinimi bilinçli olan birşey değildir yürümeyi öğrenmek gibi ama ikinci dil edinimi ise çalışmayı ve öğrenmeyi gerektirir buda araba sürmek gibi. Temeli kavrarsın ne nedir ne işe yarar öğrenirsin pratik yaptıkçada daha iyi kullanırsın...

    Çalışmalarında herkese kolay gelsin...



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Blitzkrieger -- 31 Ocak 2013; 15:05:16 >




  • Blitzkrieger hocam şu durumda çok dikkatimi çekiyor; örneğin gramer öğrenmeyin diyen kişiler genelde grameri çok iyi biliyor, yani tarzanca konuşanlar dışında ingilizceyi çok iyi konuşan ama grameri bilmeyen birinede rastlamadım, mesela effortles seti diyor ki belli bir seviyede olmanız lazım ? peki nedir o belli seviye ? neden hiç bilmeyen alsın çalışsın denmiyor ? hikaye kitapları genelde 6 ay 1 yıl çalıştıktan sonra okunmalı diyor, aksi halde bol bol sözlüğe bakıyorsun ve gramer çalışıyorsun bu ne şu ne diye ama bunun ismi gramer çalışmak olmuyor mu?
    bence gramer çalışmayın çok keskin bir ifade bunun sebebi ise gramer değil ülkemizdeki gramer anlayışı insanları boğup ingilizceden soğuttukları için oluyor bu durum..Yoksa dünyanın en önde gelen üniversitelerinin kurs kitapları olsun, internet uygulmaları olsun zaten açıklıyor herşeyi, yani gramer öğretimini çalışmanın içine monte ediyor, ve çok daha hızlıı öğreniyorsun, şurada the mı vardı, a mı vardı, cümlem düzgün mü diye takılan adam bence onun sorunu, çok iyi ingilizce bilip utanıp konuşamayanda var oda onun sorunu, oturup koskoca gramer kitabını alıp ezberlemeye çalışırsan ve mükemmeliyetçi bir yapın varsa tabi ki takılırsın, yani ben ingilizce öğrenmek isteyen birine; al koca gramer kitabını advancede kadar git demem ama bu demek değildir ki gramer hiç çalışmayın, seviyene göre grameri kullanırsın...Aynısı Türkçe içinde geçerlidir, daha ilkokul dilbilgisi bilmeyen adama üniversite dilbilgisi dayatırsan elbette soğur ve hayayl kırıklığı olur ancak konuşmaya yetecek kadar gramerin zararı değil aksine inanılmaz faydası var, gramer derken dozaj es geçilmemeli...Amacını herkes iyi belirlesin benim amacım konuşmak diyorsan %10 gramer bakarsın okumak diyorsan %20 bakarsın yazmak diyorsan daha fazla hepsi diyorsan %40 sınavlar diyorsan %60 ama amaç uymuyor %90 gramer e çalışıyor yani buda kişilerin yanlış öğrenim politikası oluyor.....suç kimde ?




  • Oldukça güzel açıkladın durumu aslında....

    Bu dediğin olayıda en fazla yapanda Amerikan Kültür falandır...Gidersiniz sorun değil hatalıda olsa konuş der ama kendi öğretmeninin mükemmel ve ingiliz aksanı ile konuşmasını ister. Bu şekilde öğrenciyi öğretmenleri ile ezerki öğrencisi sürekli çabalasın dursun, sürekli para gelsin vs...

    Bende akademik kariyere hazırlananlar dışında öğrencilerimi c1 - c2 seviyesine almam...Kura devam etmek isterler ama gereksiz olduğunu söylerim b1 - b2 kişisel kullanım için bir kişiye yeterli bir seviye, bu seviyedeki kişi zaten bağımsız hale gelmiştir. c1 - c2 de artık resmi yapıları detaylı grammar gösteririm vs vs...

    %90'a grammare bakıyorlar konusuda çok doğru...Hiç bir mesajımda sadece grammar çalışın demedim hepsine eşit ağırlık verin diye yazdım ki olması gerekende budur, tüm yetiler birbirini destekler...

    Birde Gitar gene boş boş suçlamalarda bulunma yeter artık



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Blitzkrieger -- 31 Ocak 2013; 15:20:50 >




  • okaaaan ticari amac hakkinda dogru konusmus ve mukemmeliyetci lafi zaten isi bitirmis.

    Zaten hicbirseyi bir seferde ogrenemezsin. Bircok kisi tarafindan bende duydum hikaye kitabi falan okuma eger cok iyi ingilizce bilmiyorsan diye. Ama su var ben kitap okumadim hicbir tecrubem yok ama oyunlari ingilizce seslendirme ve altyazi ile birlikte oynadim ilk baslarda hicbirsey anlamiyordum hem yazilani okusam bile anlamiyordum, ustune ustelik duyulani bile suzemiyordum. HICBIRSEY YAPMADIM okula gitmek disinda ve su anda ayni oyunu tekrar bastan oynadigimda diyaloglar cok basit gelmisti bana yani oyle boyle bir fark degildi, abartmiyorum.

    Ama su var ben bu seviyeye 1.5 senede yurtdisinda kalarak geldim. Eger istersen 1.5 senede krali olursun ingilizcenin. Ben konu acmistim orda bile neden ingilizce ogrenemedigim belli. Tembellik. Bunun disinda cogu insanda mukemmelliyetcilik olsun, tez canlilik olsun bir suru sorun yuzunden gotunu sikamiyorlar.

    Sana hikaye kitabini acma diyor sozluge cok takilirmissin? "Sozluge takil abicim o zaman" takila takila takila takildigin noktalari ogrenecen. Illa kitap okumak icin kitabi okumucan. Sozlukte ingilizce olsun eger cok azda olsa anliyabiliyorsan. Cunku kelimeyi bir kerede ogrenemezsin geriye mutlaka gene doneceksindir ve bosluklari tamamliyacaksindir.
    Fakat oyun oynucam sozluk acicam diyorsan o is biraz yas. Ben denemdim oyunla ingilizce ogrenmek ic ice girmiyor benim tecrubemle. Listening ve reading disinda pek bir faydasi yok.


    Blitzin dedigi gibi birde neden ogreniyorsun oda onemli? Yani turkiyede is bulmak istiyorsan dil yardimiyla cokta kasmana gerek yok ama dersinki ben norway, japan, usa, england akicam orada ciddi is bulacam diyorsan benim durumdan cikman gerek bir an once gotu sikican. USA da is ortami disinda bile universitede bile asiri ingilizce kastirmiyorlar. Soylerler ama pratikte universiteye parayi baydigin veya baydirdigin icin dolayli yoldanda olsa cup diye alirlar okula. Ama ise gelince durum hersey degisir.




  • ingilizce konuşmak için bu hocanın tekniklerini öğrenin

    http://www.youtube.com/watch?v=4X_I9ANOjuc
  • Bu konuya bir göz attım da epey hararetli tartışmalar olmuş. İzninizle birkaç şey de ben söyleyeyim.

    Dil nedir, diye sorarsak bence en kısa yoldan şu üç kelime ile tarif edebiliriz: İletişim, ifade ve anlatı(nakil)dir.

    Dil nasıl öğrenilir?

    Bir çocuğun bebeklikten başlayarak dil öğrenme sürecinde gramer bilgisi yoktur. Bir bebeğe, bir çocuğa, bazı şeyleri nasıl söylemesi ya da anlaması gerektiği konusunda bir şeyer açıklayabilir, söyleyebilirsiniz. Ve zaten o bu açıklamaları anlayacak kadar şey öğrenmiş durumdadır.

    Yani, şuna benzer. Bir heykel ya da resmin önce ana hatlarını ortaya çıkarırsınız, sonra ise detaylarını ince bir şekilde düzenler, yaparsınız.

    Ama, sonradan dil öğrenecek biri için ne yazık ki gramer gereklidir. Bu, bazı parçaları nasıl birbirine yapıştıracağını öğrenmeye benzer.

    Bir çocuk, bebeklikten başlayarak grameri önemli ölçüde otomatik olarak alır. Görerek, yaşayarak.... Mesela, Can I go, demek yerine, I go can demez. Çünkü etrafında kimse öyle demiyordur. Zaten dil ORTAK BİR İLETİŞİM nesnesidir ve herkes kendine göre bir yapı, biçim uyduramaz, inşa edemez.

    Fakat sonradan dil öğrenen biri, neden I go can değil de, Can I go diye sorulduğunu bilmek, anlamak zorundadır. Bu, bir bilgisayarı ya da işletim sistemini nasıl kullanacağınızı öğrenmeye benzer.

    İşin felsefi yönüne girmenin gereği de yoktur, anlamı da yoktur. Çünkü o bambaşka bir şeydir. Yok eğer çok meraklı iseniz, Jaques Derrida'nın çalışmalarına bir göz atın derim. Ki, ben üzerinde epey durup düşünmüş biriyim. Anlam üzerine Derrida kadar ayrıntılı uğraşan biri olmuş mudur, o da ayrı mesele. Yani, "asıl ben bu işi iyi bilirim" diyebilmek adına olayı felsefi noktalara çekmenin bir anlamı yok. Adama gülerler. Dünyanın hiçbir yerinde hiçbir çocuk felsefi derinliklerine girerek dil öğrenmez. Dediğim gibi komik olur. Çünkü gerçek bu değil. Ayrıca, hiçbir felsefi bilgi insanın dinlemesini geliştirmez, zerre kadar katkı yapmaz. Hiçbir ilgisi de yoktur zaten.

    Dilin ortak bir iletişim öğesi olduğu göz önünde bulundurulursa, neyin nasıl ifade edildiği, anlatıldığı önem kazanır. Gramer, anlatım öğeleri arasındaki ilişkileri, anlatım kurgusunun nasıl oluştuğunu açıklar. Ama "AÇIKLAR"... kendi dilini yaşayarak, tanık olarak öğrenen biri açısından şart değildir. Zaten öyle olsa, gramer bilgisinin henüz ortada olmadığı zamanlarda kimse dil öğrenemezdi. Yani, gramer bilgisi sonradan dilin yapı, biçim ve kurgusunu anlamaya, açıklamaya yönelik çalışmalarla ortaya çıkmıştır. Zaten, mesela atom olmasaydı, atomu incelemeye ve atomaltı parçacıklar arasındaki ilişkileri açıklamaya çalışabilir miydiniz?

    Ama dediğim gibi, sonradan başka bir dil öğrenen insan için gramer bilgisi gereklidir. Neden gereklidir? Kelime, sözcük, zarf, bağlaç, ek ve edatların neyi nasıl ifade etmek için hangi durumlarda ne şekilde kullanıldığını bilmezseniz, beyniniz bunları doğru yerine oturtarak doğru şekilde ifade etme yeteneği kazanmakta zorlanır. Hep bir şeyler yanlış ve eksik kalır.



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi HerhangiBiriyim -- 23 Nisan 2013; 12:46:54 >




  • geçen sinegold da bir programda,usa'da 15 küsür yıl televizyonculuk yapmış,çalıştığı programlar emmy adayı dahi gösterilmiş bir hanımefendi de böyle bir konudan bahsediyordu.

    ne kadar grameriniz iyi olursa olsun,eğer aksanınız kötüyse,insanlar sizi anlamıyor'

    sanırım tam olarak böyle bişey demişti.
    Aksan çok önemli diyordu yani.konusu açılmışken yazıyım dedim.
  • bu gramer saçmalığı öğrenilmeden hatta ve hatta işi abartıp türkçeyi iyi bilmeden ingilizce almanca konuşulamaz diyen adama
    ben sadece turizm bölgelerimizdeki yüzlerce adamın gerekirse politik konuları bile tartışabilecek seviyelere 1-2 senede hiç gramer almadan nasıl geldiğini soruyorum cevap : abudik kubidik eee şey falan

    Unutmayın araba kullanmayı öğrenmeniz için direksiyona oturmak gerek yan koltuğa değil
  • 
Sayfa: önceki 45678
Sayfaya Git
Git
sonraki
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.