Şimdi Ara

İHTİYARLARA YER YOK : SONUNU ANLATABİLİR MİSİNİZ ? (2. sayfa)

Daha Fazla
Bu Konudaki Kullanıcılar: Daha Az
2 Misafir (1 Mobil) - 1 Masaüstü1 Mobil
5 sn
38
Cevap
1
Favori
22.033
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
0 oy
Öne Çıkar
Sayfa: önceki 12
Sayfaya Git
Git
Giriş
Mesaj
  • quote:

    Orijinalden alıntı: ZEUS__

    izledim filmi..izlemez olaydım..
    şimdi filmde hiç bir nane yok..ancak filmde bi nane yok ama demek ki var ki oscarı verdiler adamlar..yani olay bizi aşar..çok sanatsal bir bakış açısı, farklı bir sanatsal yaklaşımı var demek ki..sen ben sıradan vatandaş algılayamaz bunu..böyle bi intiba yaratıldı etrafta..
    adamlar anlıyor ki veriyor, ben de anlamış gibi yapayım da o camiaya ait olduğumu, sanatsal bakışın ben de de var olduğunu etrafa ispatlayayım durumu var millette..

    beş para etmez bi film..yok değerleri yargılıyomuş vs. bilmem ne..saçma sapan mantık, kurgu hataları..bedavaya gitti 2 saat...oskarı alınca millet bi nane var bende izledim o naneyi bende gördüm deme peşinde yani..halbuki yok öyle bir şey..esaretin bedeli almadı da ne oldu oskarı?olabilir mi bu film esaretin bedelinin 1 milyonda 1'i??olamaz..

    konuyu daha önce gördüm yazmayacaktım..gördükçe dayanamadım yazdım..sinir oldum filmeçileden çıkarttı adamı..bu kadar da olmaz ya..ayıp denen bi şey var..

    Şuradaki yazılanları okuyunca üzüldüm ve bizim film seyircisi adına biraz utandım.
    Bir defa film bir romandan uyarlama. Filmin kendisi ise, o romanın yönetmenin bakış açısından beyazperdeye yansıtılması. Roman daha açıklayıcı imiş. Yönetmen biraz daha gizem yaratarak, ketum davranarak seyirciyi, filmi anlayabilmek için biraz çaba göstermeye zorlamak istemiş.
    Bir kere, buradaki kişilerin kolayca karalayabileceği bir film değil. Yanlış anlamayın, ben de filmi izlediğimde her şeyi, özellikle de sonunun neden öyle bittiğini hiç anlamadım. Ama hiç değilse biraz araştırıp öğrendim. Filmi izlerken de beğenmiştim, eksik kalan şeyleri tamamladığımda daha da çok beğendim.
    Elbette ki herkes her filmi beğenmek zorunda değil. Zaten öyle olsa, değişik kesimler için değişik filmler yapılmaz idi. Ama, bu tür yorumlar yazmakla da biraz ayıp etmişsiniz. Hayat sadece aksiyondan, vurdu kırdıdan ibaret değildir. Hatta, hayatta gece gündüz birbirini vurup kıran insanlar da yoktur. Dünyanın neresinde, devamlı karate ya da boks yaparak birbirine girişen insanlar gördünüz?




  • Beyler bayanlar kimileriniz filmi anladım demiş ama görüyorumki bir şey anladığınız yok. Ne anladığınızı anlatın bakalım hele

    Değişik bir film, seyirciyi şaşırtmayı başarıyor ama muallakta da çok sahne var. Ben yine de beğendim.
  • quote:

    Orijinalden alıntı: Ölü ozan


    uzun saçlı adam gerçekten var mı ?


    Kıvırcık saçlı adama var
  • quote:

    Orijinalden alıntı: HerhangiBiriyim

    quote:

    Orijinalden alıntı: ZEUS__

    izledim filmi..izlemez olaydım..
    şimdi filmde hiç bir nane yok..ancak filmde bi nane yok ama demek ki var ki oscarı verdiler adamlar..yani olay bizi aşar..çok sanatsal bir bakış açısı, farklı bir sanatsal yaklaşımı var demek ki..sen ben sıradan vatandaş algılayamaz bunu..böyle bi intiba yaratıldı etrafta..
    adamlar anlıyor ki veriyor, ben de anlamış gibi yapayım da o camiaya ait olduğumu, sanatsal bakışın ben de de var olduğunu etrafa ispatlayayım durumu var millette..

    beş para etmez bi film..yok değerleri yargılıyomuş vs. bilmem ne..saçma sapan mantık, kurgu hataları..bedavaya gitti 2 saat...oskarı alınca millet bi nane var bende izledim o naneyi bende gördüm deme peşinde yani..halbuki yok öyle bir şey..esaretin bedeli almadı da ne oldu oskarı?olabilir mi bu film esaretin bedelinin 1 milyonda 1'i??olamaz..

    konuyu daha önce gördüm yazmayacaktım..gördükçe dayanamadım yazdım..sinir oldum filmeçileden çıkarttı adamı..bu kadar da olmaz ya..ayıp denen bi şey var..

    Şuradaki yazılanları okuyunca üzüldüm ve bizim film seyircisi adına biraz utandım.
    Bir defa film bir romandan uyarlama. Filmin kendisi ise, o romanın yönetmenin bakış açısından beyazperdeye yansıtılması. Roman daha açıklayıcı imiş. Yönetmen biraz daha gizem yaratarak, ketum davranarak seyirciyi, filmi anlayabilmek için biraz çaba göstermeye zorlamak istemiş.
    Bir kere, buradaki kişilerin kolayca karalayabileceği bir film değil. Yanlış anlamayın, ben de filmi izlediğimde her şeyi, özellikle de sonunun neden öyle bittiğini hiç anlamadım. Ama hiç değilse biraz araştırıp öğrendim. Filmi izlerken de beğenmiştim, eksik kalan şeyleri tamamladığımda daha da çok beğendim.
    Elbette ki herkes her filmi beğenmek zorunda değil. Zaten öyle olsa, değişik kesimler için değişik filmler yapılmaz idi. Ama, bu tür yorumlar yazmakla da biraz ayıp etmişsiniz. Hayat sadece aksiyondan, vurdu kırdıdan ibaret değildir. Hatta, hayatta gece gündüz birbirini vurup kıran insanlar da yoktur. Dünyanın neresinde, devamlı karate ya da boks yaparak birbirine girişen insanlar gördünüz?

    ne alakası var. vurdulu kırdılı filmleri beğendiğimi söylediğim bi cümle kurmadım ki, bu tür filmleri tümden inkarda etmiyorum. sen bunun üzerine, bu filmi beğenmedi demek ki tüm bu tarz filmleri beğenmiyor, bu tür filmleri beğenmeyen de vurdulu kırdılı filmleri sever ve o sahneleri içermeyen filmleri yok sayar gibi bi yaftalama da bulundun anlamadım. sen bizim sinema seyircisine utanacağına, insanları yaftalamadan önce
    kendine kıstas olarak aldığın insanların nitelik ve niceliklerinden utan. "bizim film seyircisi" ne demek sonra, sen kendini bi tahta oturup bizimkiler sizinkiler şeklinde gruplara bölerek filmler hakkına yazdıklarından mütevellit sınıflara ayıracak bilgin, görgün, tecrüben ya da sana verilmiş bir yetkinliğin var mı? film hakkında değişik yerlerde yorumlar ve sonu hakkında eleştiriler okumuştum farklı yerlerde. yorumum halâ geçerlidir.

    yalnız filmin bir roman uyarlaması olduğunu bilmeden izlemiştim ve yönetmene kendince sanatsal bir bakış açısıyla kitabı yorumlamış diyemedim. filmi sıradan bir sinema izleyicisi olarak ele aldım. umrum da değil ben oturur izlediğime kendi yorumumu yapar geçerim. filmi izleyip, ne anlattı şimdi derken, etrafta fularla dolaşan sinema yorumcularına yetişmeye çalışıp kendime çakma backgroundlarla, aa evet bende izledim öyle demeye çalışan, entel kesime yaranmaya ve yetişmeye mi çalışacam.

    romanı hakkında bilgi sahibi olup, sinema uyarlamasını izleyerek, evet romandaki şuralara atıfta bulunmuş ve kendi yorumlamalarında, romanın şu kısımlarına ince dokundurmalarda bulunmuş. üstelik sekans arası kurgusal geçişleri son derece naif bir hezeyansel tema içermekte. fularımı takıp bunu mu yazsaydım.

    filmi izlemeyen hiç bi şey kaybetmez, 70'lerde tarık akan saç modeli ile ortada gezen ve sanayi tüpü ile milleti öldüren bi adam var. işte yorum budur.



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi ZEUS__ -- 2 Nisan 2012; 17:14:47 >




  • çok dandik bi sonu var
  • quote:

    Orijinalden alıntı: ZEUS__

    quote:

    Orijinalden alıntı: HerhangiBiriyim

    quote:

    Orijinalden alıntı: ZEUS__

    izledim filmi..izlemez olaydım..
    şimdi filmde hiç bir nane yok..ancak filmde bi nane yok ama demek ki var ki oscarı verdiler adamlar..yani olay bizi aşar..çok sanatsal bir bakış açısı, farklı bir sanatsal yaklaşımı var demek ki..sen ben sıradan vatandaş algılayamaz bunu..böyle bi intiba yaratıldı etrafta..
    adamlar anlıyor ki veriyor, ben de anlamış gibi yapayım da o camiaya ait olduğumu, sanatsal bakışın ben de de var olduğunu etrafa ispatlayayım durumu var millette..

    beş para etmez bi film..yok değerleri yargılıyomuş vs. bilmem ne..saçma sapan mantık, kurgu hataları..bedavaya gitti 2 saat...oskarı alınca millet bi nane var bende izledim o naneyi bende gördüm deme peşinde yani..halbuki yok öyle bir şey..esaretin bedeli almadı da ne oldu oskarı?olabilir mi bu film esaretin bedelinin 1 milyonda 1'i??olamaz..

    konuyu daha önce gördüm yazmayacaktım..gördükçe dayanamadım yazdım..sinir oldum filmeçileden çıkarttı adamı..bu kadar da olmaz ya..ayıp denen bi şey var..

    Şuradaki yazılanları okuyunca üzüldüm ve bizim film seyircisi adına biraz utandım.
    Bir defa film bir romandan uyarlama. Filmin kendisi ise, o romanın yönetmenin bakış açısından beyazperdeye yansıtılması. Roman daha açıklayıcı imiş. Yönetmen biraz daha gizem yaratarak, ketum davranarak seyirciyi, filmi anlayabilmek için biraz çaba göstermeye zorlamak istemiş.
    Bir kere, buradaki kişilerin kolayca karalayabileceği bir film değil. Yanlış anlamayın, ben de filmi izlediğimde her şeyi, özellikle de sonunun neden öyle bittiğini hiç anlamadım. Ama hiç değilse biraz araştırıp öğrendim. Filmi izlerken de beğenmiştim, eksik kalan şeyleri tamamladığımda daha da çok beğendim.
    Elbette ki herkes her filmi beğenmek zorunda değil. Zaten öyle olsa, değişik kesimler için değişik filmler yapılmaz idi. Ama, bu tür yorumlar yazmakla da biraz ayıp etmişsiniz. Hayat sadece aksiyondan, vurdu kırdıdan ibaret değildir. Hatta, hayatta gece gündüz birbirini vurup kıran insanlar da yoktur. Dünyanın neresinde, devamlı karate ya da boks yaparak birbirine girişen insanlar gördünüz?

    ne alakası var. vurdulu kırdılı filmleri beğendiğimi söylediğim bi cümle kurmadım ki, bu tür filmleri tümden inkarda etmiyorum. sen bunun üzerine, bu filmi beğenmedi demek ki tüm bu tarz filmleri beğenmiyor, bu tür filmleri beğenmeyen de vurdulu kırdılı filmleri sever ve o sahneleri içermeyen filmleri yok sayar gibi bi yaftalama da bulundun anlamadım. sen bizim sinema seyircisine utanacağına, insanları yaftalamadan önce
    kendine kıstas olarak aldığın insanların nitelik ve niceliklerinden utan. "bizim film seyircisi" ne demek sonra, sen kendini bi tahta oturup bizimkiler sizinkiler şeklinde gruplara bölerek filmler hakkına yazdıklarından mütevellit sınıflara ayıracak bilgin, görgün, tecrüben ya da sana verilmiş bir yetkinliğin var mı? film hakkında değişik yerlerde yorumlar ve sonu hakkında eleştiriler okumuştum farklı yerlerde. yorumum halâ geçerlidir.

    yalnız filmin bir roman uyarlaması olduğunu bilmeden izlemiştim ve yönetmene kendince sanatsal bir bakış açısıyla kitabı yorumlamış diyemedim. filmi sıradan bir sinema izleyicisi olarak ele aldım. umrum da değil ben oturur izlediğime kendi yorumumu yapar geçerim. filmi izleyip, ne anlattı şimdi derken, etrafta fularla dolaşan sinema yorumcularına yetişmeye çalışıp kendime çakma backgroundlarla, aa evet bende izledim öyle demeye çalışan, entel kesime yaranmaya ve yetişmeye mi çalışacam.

    romanı hakkında bilgi sahibi olup, sinema uyarlamasını izleyerek, evet romandaki şuralara atıfta bulunmuş ve kendi yorumlamalarında, romanın şu kısımlarına ince dokundurmalarda bulunmuş. üstelik sekans arası kurgusal geçişleri son derece naif bir hezeyansel tema içermekte. fularımı takıp bunu mu yazsaydım.

    filmi izlemeyen hiç bi şey kaybetmez, 70'lerde tarık akan saç modeli ile ortada gezen ve sanayi tüpü ile milleti öldüren bi adam var. işte yorum budur.

    Sen Lost Highway ve Mulholland Drive filmlerini seyrettin mi? Bir de onları seyretmiş olsan ne derdin, ne yumurtlardın acaba?




  • quote:

    Orijinalden alıntı: ZEUS__

    quote:

    Orijinalden alıntı: HerhangiBiriyim

    quote:

    Orijinalden alıntı: ZEUS__

    izledim filmi..izlemez olaydım..
    şimdi filmde hiç bir nane yok..ancak filmde bi nane yok ama demek ki var ki oscarı verdiler adamlar..yani olay bizi aşar..çok sanatsal bir bakış açısı, farklı bir sanatsal yaklaşımı var demek ki..sen ben sıradan vatandaş algılayamaz bunu..böyle bi intiba yaratıldı etrafta..
    adamlar anlıyor ki veriyor, ben de anlamış gibi yapayım da o camiaya ait olduğumu, sanatsal bakışın ben de de var olduğunu etrafa ispatlayayım durumu var millette..

    beş para etmez bi film..yok değerleri yargılıyomuş vs. bilmem ne..saçma sapan mantık, kurgu hataları..bedavaya gitti 2 saat...oskarı alınca millet bi nane var bende izledim o naneyi bende gördüm deme peşinde yani..halbuki yok öyle bir şey..esaretin bedeli almadı da ne oldu oskarı?olabilir mi bu film esaretin bedelinin 1 milyonda 1'i??olamaz..

    konuyu daha önce gördüm yazmayacaktım..gördükçe dayanamadım yazdım..sinir oldum filmeçileden çıkarttı adamı..bu kadar da olmaz ya..ayıp denen bi şey var..

    Şuradaki yazılanları okuyunca üzüldüm ve bizim film seyircisi adına biraz utandım.
    Bir defa film bir romandan uyarlama. Filmin kendisi ise, o romanın yönetmenin bakış açısından beyazperdeye yansıtılması. Roman daha açıklayıcı imiş. Yönetmen biraz daha gizem yaratarak, ketum davranarak seyirciyi, filmi anlayabilmek için biraz çaba göstermeye zorlamak istemiş.
    Bir kere, buradaki kişilerin kolayca karalayabileceği bir film değil. Yanlış anlamayın, ben de filmi izlediğimde her şeyi, özellikle de sonunun neden öyle bittiğini hiç anlamadım. Ama hiç değilse biraz araştırıp öğrendim. Filmi izlerken de beğenmiştim, eksik kalan şeyleri tamamladığımda daha da çok beğendim.
    Elbette ki herkes her filmi beğenmek zorunda değil. Zaten öyle olsa, değişik kesimler için değişik filmler yapılmaz idi. Ama, bu tür yorumlar yazmakla da biraz ayıp etmişsiniz. Hayat sadece aksiyondan, vurdu kırdıdan ibaret değildir. Hatta, hayatta gece gündüz birbirini vurup kıran insanlar da yoktur. Dünyanın neresinde, devamlı karate ya da boks yaparak birbirine girişen insanlar gördünüz?

    ne alakası var. vurdulu kırdılı filmleri beğendiğimi söylediğim bi cümle kurmadım ki, bu tür filmleri tümden inkarda etmiyorum. sen bunun üzerine, bu filmi beğenmedi demek ki tüm bu tarz filmleri beğenmiyor, bu tür filmleri beğenmeyen de vurdulu kırdılı filmleri sever ve o sahneleri içermeyen filmleri yok sayar gibi bi yaftalama da bulundun anlamadım. sen bizim sinema seyircisine utanacağına, insanları yaftalamadan önce
    kendine kıstas olarak aldığın insanların nitelik ve niceliklerinden utan. "bizim film seyircisi" ne demek sonra, sen kendini bi tahta oturup bizimkiler sizinkiler şeklinde gruplara bölerek filmler hakkına yazdıklarından mütevellit sınıflara ayıracak bilgin, görgün, tecrüben ya da sana verilmiş bir yetkinliğin var mı? film hakkında değişik yerlerde yorumlar ve sonu hakkında eleştiriler okumuştum farklı yerlerde. yorumum halâ geçerlidir.

    yalnız filmin bir roman uyarlaması olduğunu bilmeden izlemiştim ve yönetmene kendince sanatsal bir bakış açısıyla kitabı yorumlamış diyemedim. filmi sıradan bir sinema izleyicisi olarak ele aldım. umrum da değil ben oturur izlediğime kendi yorumumu yapar geçerim. filmi izleyip, ne anlattı şimdi derken, etrafta fularla dolaşan sinema yorumcularına yetişmeye çalışıp kendime çakma backgroundlarla, aa evet bende izledim öyle demeye çalışan, entel kesime yaranmaya ve yetişmeye mi çalışacam.

    romanı hakkında bilgi sahibi olup, sinema uyarlamasını izleyerek, evet romandaki şuralara atıfta bulunmuş ve kendi yorumlamalarında, romanın şu kısımlarına ince dokundurmalarda bulunmuş. üstelik sekans arası kurgusal geçişleri son derece naif bir hezeyansel tema içermekte. fularımı takıp bunu mu yazsaydım.

    filmi izlemeyen hiç bi şey kaybetmez, 70'lerde tarık akan saç modeli ile ortada gezen ve sanayi tüpü ile milleti öldüren bi adam var. işte yorum budur.

    bu film hakkında aklımdan geçen herşeyi yazmışsın. sevenler neresini seviyor anlamış değilim.




  • quote:

    Orijinalden alıntı: Bbai

    bu film hakkında aklımdan geçen herşeyi yazmışsın. sevenler neresini seviyor anlamış değilim.

    Evet, zaten filme Oscar ödüllerini de filmden anlamayan kırolar verdi herhalde. Kıroları toplayıp film seyrettiriyorlar, onlar da Oscar'ı vere vere İhtiyarlara Yer Yok'a veriyor.
    Güldürmeyin insanı ya. Film hakkında en ufak bir bilginiz bile yok. Filmin kitabını yazan adam silahlar konusunda uzman biri ve kitabında silahlara ilişkin çok ince detaylar vererek kitabı yazmış biri. "Sanayii tüpü" dediğiniz şeyin ne olduğunu sizin bilmediğiniz belli ama, o kitabı yazanın bildiği, filmde anlatılan bir şeyden dolayı çok açık. Daha onu bile fark etmemişsiniz.
    Coen Kardeşler'in "Fargo" filmi üzerine söylenenlerden de haberiniz yokturdur, eminim.
    Ne söylesem boş olacak. "Bunlar bize göre filmler değil" deseniz anlayacağım da, anlamadığınız filmleri karalamak başka bir şey.
    Şimdi kalkıp burada film üzerine söylenmiş olanlara girmeye gerek yok. Filme bakıp da göre göre "sanayii tüpü" görebilene ne diyeyim ben?




  • quote:

    Orijinalden alıntı: HerhangiBiriyim

    quote:

    Orijinalden alıntı: Bbai

    bu film hakkında aklımdan geçen herşeyi yazmışsın. sevenler neresini seviyor anlamış değilim.

    Evet, zaten filme Oscar ödüllerini de filmden anlamayan kırolar verdi herhalde. Kıroları toplayıp film seyrettiriyorlar, onlar da Oscar'ı vere vere İhtiyarlara Yer Yok'a veriyor.
    Güldürmeyin insanı ya. Film hakkında en ufak bir bilginiz bile yok. Filmin kitabını yazan adam silahlar konusunda uzman biri ve kitabında silahlara ilişkin çok ince detaylar vererek kitabı yazmış biri. "Sanayii tüpü" dediğiniz şeyin ne olduğunu sizin bilmediğiniz belli ama, o kitabı yazanın bildiği, filmde anlatılan bir şeyden dolayı çok açık. Daha onu bile fark etmemişsiniz.
    Coen Kardeşler'in "Fargo" filmi üzerine söylenenlerden de haberiniz yokturdur, eminim.
    Ne söylesem boş olacak. "Bunlar bize göre filmler değil" deseniz anlayacağım da, anlamadığınız filmleri karalamak başka bir şey.
    Şimdi kalkıp burada film üzerine söylenmiş olanlara girmeye gerek yok. Filme bakıp da göre göre "sanayii tüpü" görebilene ne diyeyim ben?

    burada filmi anlamayıp eleştiren kişilere filmle ilgili detayları söylerek neden yardımcı olmuyorsunuz.filmden tam olarak ne çıkarmamız gerekiyor bunları açıklarsanız bu tartışmalara belkide hiç gerek kalmayacak...




  • quote:

    Orijinalden alıntı: HerhangiBiriyim

    quote:

    Orijinalden alıntı: Bbai

    bu film hakkında aklımdan geçen herşeyi yazmışsın. sevenler neresini seviyor anlamış değilim.

    Evet, zaten filme Oscar ödüllerini de filmden anlamayan kırolar verdi herhalde. Kıroları toplayıp film seyrettiriyorlar, onlar da Oscar'ı vere vere İhtiyarlara Yer Yok'a veriyor.
    Güldürmeyin insanı ya. Film hakkında en ufak bir bilginiz bile yok. Filmin kitabını yazan adam silahlar konusunda uzman biri ve kitabında silahlara ilişkin çok ince detaylar vererek kitabı yazmış biri. "Sanayii tüpü" dediğiniz şeyin ne olduğunu sizin bilmediğiniz belli ama, o kitabı yazanın bildiği, filmde anlatılan bir şeyden dolayı çok açık. Daha onu bile fark etmemişsiniz.
    Coen Kardeşler'in "Fargo" filmi üzerine söylenenlerden de haberiniz yokturdur, eminim.
    Ne söylesem boş olacak. "Bunlar bize göre filmler değil" deseniz anlayacağım da, anlamadığınız filmleri karalamak başka bir şey.
    Şimdi kalkıp burada film üzerine söylenmiş olanlara girmeye gerek yok. Filme bakıp da göre göre "sanayii tüpü" görebilene ne diyeyim ben?

    film izlerken amacım arkada verilen mesajları almaya çalışmak veya bunun için çaba harcamak filan değil. kitabın yazarı silah konusunda uzman ve bunu kitaba yanıtmış diyede o filme iyidir diyemem. oscarlarında kime ve neye göre verildiğinden şüpheliyim. ayrıca coen kardeşlerin veya başka birinin bu veya başka filmler hakkında söyledikler inan zerre umrumda değil. onlar dedi diye filme iyi veya kötü demem, ben farklıyım onlar farklı... ayrıca sinema üzerine hiç bir bilgim yok, çokta umrumda değil bilgili olmak bu konuda, sadece izlerim, kendime göre iyi veya kötü derim. buda kötü dediğim filmerden birisi.




  • quote:

    Orijinalden alıntı: ax

    quote:

    Orijinalden alıntı: HerhangiBiriyim

    quote:

    Orijinalden alıntı: Bbai

    bu film hakkında aklımdan geçen herşeyi yazmışsın. sevenler neresini seviyor anlamış değilim.

    Evet, zaten filme Oscar ödüllerini de filmden anlamayan kırolar verdi herhalde. Kıroları toplayıp film seyrettiriyorlar, onlar da Oscar'ı vere vere İhtiyarlara Yer Yok'a veriyor.
    Güldürmeyin insanı ya. Film hakkında en ufak bir bilginiz bile yok. Filmin kitabını yazan adam silahlar konusunda uzman biri ve kitabında silahlara ilişkin çok ince detaylar vererek kitabı yazmış biri. "Sanayii tüpü" dediğiniz şeyin ne olduğunu sizin bilmediğiniz belli ama, o kitabı yazanın bildiği, filmde anlatılan bir şeyden dolayı çok açık. Daha onu bile fark etmemişsiniz.
    Coen Kardeşler'in "Fargo" filmi üzerine söylenenlerden de haberiniz yokturdur, eminim.
    Ne söylesem boş olacak. "Bunlar bize göre filmler değil" deseniz anlayacağım da, anlamadığınız filmleri karalamak başka bir şey.
    Şimdi kalkıp burada film üzerine söylenmiş olanlara girmeye gerek yok. Filme bakıp da göre göre "sanayii tüpü" görebilene ne diyeyim ben?

    burada filmi anlamayıp eleştiren kişilere filmle ilgili detayları söylerek neden yardımcı olmuyorsunuz.filmden tam olarak ne çıkarmamız gerekiyor bunları açıklarsanız bu tartışmalara belkide hiç gerek kalmayacak...

    Peki, teşekkür ederim. Dediğinizi yapayım. Ama önce şunu söylemem gerekiyor. Coen Cardeşler kitaba sadık kalarak filme almışlar. Kitap hakkında ise, dünyanın en saygın gazetelerinden büyük övgülerle söz edilmiş. Onları da en alta alıntı olarak koyacağım.
    Film aslında, iyi erdem ve değerlerle büyümüş şerifin gözünden olan bitenlere bir bakış. Öyle şeyler oluyor ki, şerif bildiği ve içinde büyüdüğü dünya ile bağdaştıramadığı korkunç şeyler karşısında şaşkınlığa düşüyor, "bunları anlayamıyorum" diyor. Yani, şerif kendi hayatının geçtiği ve büyüdüğü dünyadaki iyi erdem ve değerlerin yok olduğu, insanların acımasızca birbirlerini öldürdüğü bir dünya ile karşılaşıyor ve "İhtiyarlara Yer yok" sözü tam da, şerifin içinde büyüdüğü iyi insanlara bu acımasızlıklarla dolu yeni dünyada yer olmadığını vurgulamak için kullanılıyor.
    Bu kişisel bir yorum değil, filmin genel çerçevesini çizen temel konusu. Ama bundan sonrakilerde kişisel yorumlar olabileceğini söylemeliyim.
    Kendilerine uzatılan kanlı paranın paylaşılmasında sorun yaşayan ve birbirine düşen, birbirini itip kakan gençler, çocuklar, bu yeni dünyadaki acımasızlığın yeni nesillere de aktarıldığını, onların dünyasının da bu çerçevede biçimleneceğini gösteriyor. Zaten bu yeni hayatı benimseyen ve acımasızlıklarla dolu o hayatı ortaya çıkaranlar da yeni nesiller olduğu için eski dünya değerleri ile büyümüş ihtiyarlara yer olmadığı vurgulanıyor.
    İnsanlar para ve uyuşturucu yüzünden birbirlerini öldürüyorlar ama, sonunda paranın nereye gittiği belirsiz bırakılıyor. Çünkü, insanların uğruna acımasızca birbirlerini öldürdükleri şeyleri de elde edemeyebildikleri, yani aslında uğruna birbirini öldürerek yaşamlarını yok ettikleri şeylerin de hangi ellere geçeceğinin her zaman belli olmayacağının altı çiziliyor. Önce parayı elde etmek için uğraşırken, belli bir noktada artık hayatlarını kurtarma mücadelesi vermeleri gereken durumlara düşebildikleri anlatılıyor. Yani, bizim Dimyat'a paraya giderken, evdeki canından olma durumu anlatılıyor.
    Son kısmı hakkında hata yapmadan yorum yapabilmek için, filmi bir kez daha izlemem lazım. Çünkü, uzun zaman oldu ve oradaki diyalogların ifade ettiği şeyi yanlış hatırlamak istemem. Şerif rüyasında babasının kendisinden genç olduğu gibi şeyler söylüyordu ama, bunu yanlış da hatırlıyor olabilirim. "Acaba başka bir filmde miydi, o filmde miydi" diye bir hatırlamam lazım.
    Ama bu mesajı, kitaba ilişkin olarak bazı dünyaca ünlü gazetelerde yapılan değerlendirmelerle noktalayayım. Filmi izleyip hatırlarsam son kısmına ilişkin daha sağlıklı bir şey söyleyebilirim. İşte, filmin aynı şekilde alıp beyazperdeye aktardığı kitaba ilişkin olarak söylenmiş olanlar:

    "Baştan aşağı sürükleyici, tüyler ürpertici bir öykü...Chigurh modern Amerikan edebiyatındaki en netameli karakterlerden biri...Bu roman gösteriyor ki, ihtiyarlara yer var, hiç değilse edebiyatın ülkesinde." Herald Efsanevi Batı’nın ahlaki çöküşü hakkında derin bir kederle yüklü, güçlü bir roman." Financial Times "Çarpıcı diyaloglar, canlı karakterler, güçlü bir mekân hissi." Literary Review Tam anlamıyla vurucu bir yapıt. McCarthy’nin meşhur nesri hiç olmadığı kadar canlı... Berrak ve tüyler ürpertici. Sunday Times Cormac McCarthy, Moss, Chigurh ve Bell arasında oynanan kedi-fare oyununu asap bozucu bir drama çeviriyor, korkutucu, vahşi bir sahneden diğerine sinemacı tutumluluğuyla geçiyor. Scotsman Zekice bir gerilim romanı...Bütün bir dünyayı ve sakinlerini anlatmak için McCarthy’ye iki kısa satır yeter. Daily Telegraph McCarthy’nin nesri, en ince ve güçlü ayrıntısına kadar bilerek ve mükemmelen işlenmiş, bilenmiş ve cilalanmış. Bu kitapta Jim Thompson’ın basit gözüken dili ile William Faulkner’ın lirik ve kışkırtıcı sertliği bir araya geliyor... İhtiyarlara Yer Yok kuvvetli, asap bozucu, rahatsız edici, kasvetli, sonsuz sürprizlerle dolu, çınlayan bir roman. Robert Edric, Spectator McCarthy okunası, takdir edilesi, ve dürüst olmak gerekirse kıskanılası bir yazar. Ralph Ellison İhtiyarlara Yer Yok, Ethan ve Joel Coen tarafından sinemaya uyarlandı. 8 dalda Oscar’a aday gösterilen film, “en iyi film”, “en iyi yönetmen”, “en iyi uyarlama senaryo”, “en iyi yardımcı erkek oyuncu” dallarında Oscar kazandı.




  • quote:

    Orijinalden alıntı: HerhangiBiriyim

    quote:

    Orijinalden alıntı: ax

    quote:

    Orijinalden alıntı: HerhangiBiriyim

    quote:

    Orijinalden alıntı: Bbai

    bu film hakkında aklımdan geçen herşeyi yazmışsın. sevenler neresini seviyor anlamış değilim.

    Evet, zaten filme Oscar ödüllerini de filmden anlamayan kırolar verdi herhalde. Kıroları toplayıp film seyrettiriyorlar, onlar da Oscar'ı vere vere İhtiyarlara Yer Yok'a veriyor.
    Güldürmeyin insanı ya. Film hakkında en ufak bir bilginiz bile yok. Filmin kitabını yazan adam silahlar konusunda uzman biri ve kitabında silahlara ilişkin çok ince detaylar vererek kitabı yazmış biri. "Sanayii tüpü" dediğiniz şeyin ne olduğunu sizin bilmediğiniz belli ama, o kitabı yazanın bildiği, filmde anlatılan bir şeyden dolayı çok açık. Daha onu bile fark etmemişsiniz.
    Coen Kardeşler'in "Fargo" filmi üzerine söylenenlerden de haberiniz yokturdur, eminim.
    Ne söylesem boş olacak. "Bunlar bize göre filmler değil" deseniz anlayacağım da, anlamadığınız filmleri karalamak başka bir şey.
    Şimdi kalkıp burada film üzerine söylenmiş olanlara girmeye gerek yok. Filme bakıp da göre göre "sanayii tüpü" görebilene ne diyeyim ben?

    burada filmi anlamayıp eleştiren kişilere filmle ilgili detayları söylerek neden yardımcı olmuyorsunuz.filmden tam olarak ne çıkarmamız gerekiyor bunları açıklarsanız bu tartışmalara belkide hiç gerek kalmayacak...

    Peki, teşekkür ederim. Dediğinizi yapayım. Ama önce şunu söylemem gerekiyor. Coen Cardeşler kitaba sadık kalarak filme almışlar. Kitap hakkında ise, dünyanın en saygın gazetelerinden büyük övgülerle söz edilmiş. Onları da en alta alıntı olarak koyacağım.
    Film aslında, iyi erdem ve değerlerle büyümüş şerifin gözünden olan bitenlere bir bakış. Öyle şeyler oluyor ki, şerif bildiği ve içinde büyüdüğü dünya ile bağdaştıramadığı korkunç şeyler karşısında şaşkınlığa düşüyor, "bunları anlayamıyorum" diyor. Yani, şerif kendi hayatının geçtiği ve büyüdüğü dünyadaki iyi erdem ve değerlerin yok olduğu, insanların acımasızca birbirlerini öldürdüğü bir dünya ile karşılaşıyor ve "İhtiyarlara Yer yok" sözü tam da, şerifin içinde büyüdüğü iyi insanlara bu acımasızlıklarla dolu yeni dünyada yer olmadığını vurgulamak için kullanılıyor.
    Bu kişisel bir yorum değil, filmin genel çerçevesini çizen temel konusu. Ama bundan sonrakilerde kişisel yorumlar olabileceğini söylemeliyim.
    Kendilerine uzatılan kanlı paranın paylaşılmasında sorun yaşayan ve birbirine düşen, birbirini itip kakan gençler, çocuklar, bu yeni dünyadaki acımasızlığın yeni nesillere de aktarıldığını, onların dünyasının da bu çerçevede biçimleneceğini gösteriyor. Zaten bu yeni hayatı benimseyen ve acımasızlıklarla dolu o hayatı ortaya çıkaranlar da yeni nesiller olduğu için eski dünya değerleri ile büyümüş ihtiyarlara yer olmadığı vurgulanıyor.
    İnsanlar para ve uyuşturucu yüzünden birbirlerini öldürüyorlar ama, sonunda paranın nereye gittiği belirsiz bırakılıyor. Çünkü, insanların uğruna acımasızca birbirlerini öldürdükleri şeyleri de elde edemeyebildikleri, yani aslında uğruna birbirini öldürerek yaşamlarını yok ettikleri şeylerin de hangi ellere geçeceğinin her zaman belli olmayacağının altı çiziliyor. Önce parayı elde etmek için uğraşırken, belli bir noktada artık hayatlarını kurtarma mücadelesi vermeleri gereken durumlara düşebildikleri anlatılıyor. Yani, bizim Dimyat'a paraya giderken, evdeki canından olma durumu anlatılıyor.
    Son kısmı hakkında hata yapmadan yorum yapabilmek için, filmi bir kez daha izlemem lazım. Çünkü, uzun zaman oldu ve oradaki diyalogların ifade ettiği şeyi yanlış hatırlamak istemem. Şerif rüyasında babasının kendisinden genç olduğu gibi şeyler söylüyordu ama, bunu yanlış da hatırlıyor olabilirim. "Acaba başka bir filmde miydi, o filmde miydi" diye bir hatırlamam lazım.
    Ama bu mesajı, kitaba ilişkin olarak bazı dünyaca ünlü gazetelerde yapılan değerlendirmelerle noktalayayım. Filmi izleyip hatırlarsam son kısmına ilişkin daha sağlıklı bir şey söyleyebilirim. İşte, filmin aynı şekilde alıp beyazperdeye aktardığı kitaba ilişkin olarak söylenmiş olanlar:

    "Baştan aşağı sürükleyici, tüyler ürpertici bir öykü...Chigurh modern Amerikan edebiyatındaki en netameli karakterlerden biri...Bu roman gösteriyor ki, ihtiyarlara yer var, hiç değilse edebiyatın ülkesinde." Herald Efsanevi Batı’nın ahlaki çöküşü hakkında derin bir kederle yüklü, güçlü bir roman." Financial Times "Çarpıcı diyaloglar, canlı karakterler, güçlü bir mekân hissi." Literary Review Tam anlamıyla vurucu bir yapıt. McCarthy’nin meşhur nesri hiç olmadığı kadar canlı... Berrak ve tüyler ürpertici. Sunday Times Cormac McCarthy, Moss, Chigurh ve Bell arasında oynanan kedi-fare oyununu asap bozucu bir drama çeviriyor, korkutucu, vahşi bir sahneden diğerine sinemacı tutumluluğuyla geçiyor. Scotsman Zekice bir gerilim romanı...Bütün bir dünyayı ve sakinlerini anlatmak için McCarthy’ye iki kısa satır yeter. Daily Telegraph McCarthy’nin nesri, en ince ve güçlü ayrıntısına kadar bilerek ve mükemmelen işlenmiş, bilenmiş ve cilalanmış. Bu kitapta Jim Thompson’ın basit gözüken dili ile William Faulkner’ın lirik ve kışkırtıcı sertliği bir araya geliyor... İhtiyarlara Yer Yok kuvvetli, asap bozucu, rahatsız edici, kasvetli, sonsuz sürprizlerle dolu, çınlayan bir roman. Robert Edric, Spectator McCarthy okunası, takdir edilesi, ve dürüst olmak gerekirse kıskanılası bir yazar. Ralph Ellison İhtiyarlara Yer Yok, Ethan ve Joel Coen tarafından sinemaya uyarlandı. 8 dalda Oscar’a aday gösterilen film, “en iyi film”, “en iyi yönetmen”, “en iyi uyarlama senaryo”, “en iyi yardımcı erkek oyuncu” dallarında Oscar kazandı.

    Filmin sonuna gelirsek...
    Oradaki anlatıyı kabaca hatırlayalım: "Babam öldüğünde benden yirmi yaş daha gençti. Rüyamda boynuz içinde ateş taşıdığını gördüm. Ateşi görüyordum ve aya benziyordu. Hava soğuktu ve babam battaniyeye sarınmıştı, başı öne eğikti. Bir geçitten geçiyorduk. Benden öndeydi. O karanlıkta ve soğukta ateş yakmayı düşünüyordu. Gittiğimde orada olacağını biliyordum. Ve sonra uyandım."
    Kabaca bu sözlerle bitiyordu.
    Neden yazdım bunları. Çünkü kişisel yoruma açık bir şey. O karanlık ve soğuk mesela acımasız bir dünyayı mi simgeliyordu? Eğer öyle ise, babaası o dünyayı değiştirmek için o karanlıkta, ay şeklinde elinde taşıdığı ışıkla yakacağı ateşle dünyayı değiştirmeyi mi umut ediyordu? Yani henüz bu acımasız ortamdan kaynaklanan yozlaşma içinde, bir ışık yakarak yapabilecek bir şeyler var mıydı?
    Anlatılmak istenilen bu muydu?
    Emin olamıyorsunuz, çünkü düşündüğünüz gibi olmayabilir. Ama öyle olması da kuvvetle ihtimaldir. Babasının kendisinden genç olmasına vurgu yapması ise, kendisinin karşılaştığı, tanık olduğu kötülüklerden dolayı daha yorgun düştüğünü anlatmak için ifade edilmiş olabilir.
    Babasının olduğu yere giderken uyanmasını söylemesi ise, artık bir şeyler yapabilmek için geç kalındığını, çünkü yozlaşmanın, kötülüğün baş edilemeyecek şekilde her tarafı sarmış olduğunu, güzel bir şeyler yapabilme ideali peşinden giderken, gerçekleri kavramanın bilinci ile gerçek dünyaya döndüğünğü, yani bu anlamda uyandığını söylemek için dile getirilmiş olabilir.
    Yani, filmin sonu yoruma açık
    Neden böyle bırakılmış?
    Bakın işte burada başlık açıp sormuşsunuz, "filmin sonu ne anlatıyor?" diye. Oysa filmin sonu belli ve açık olsa idi üzerinde böyle düşünmek, soru sormak gerekmeyecekti. Açık ki filmin yönetmenleri o nedenle böyle bitirmişler. "Düşünün, aslında sonunda ne anlatılmak istenildi?" demek istemişler.
    Oysa normalde ne üzerinde düşünüp sonunda ne anlatıldığını bulmaya çalışmak, ne de merak etmek gerekmeyecekti.




  • Film bana göre harika ötesi ve ödülü sonuna kadar hakediyor, western filmlerini sevmeyen kişilerde farklı tepkiler oluşturabilir ona lafım yok yorumdur ama çok kötü film denecek kadar da olduğunu düşünmüyorum.

    Esasında filmi güzel kılan ne biliyormusunuz arkadaşlar, filmdeki insanların yaptığı hareketlerin çok doğal ve normal hayatta da yapılacak hareketler olması, çoğu filmde saçmalıklar görürüz, sizde demişsinizdir mutlaka, ''normal bir insan burada böyle yapmazdı yada ben olsam orada öyle yapmazdım'', düşünün işte ev perili ama hala içinde oturmaya devam eden salakların filmleri ya da bir katil var ve herkes ondan kaçıyor, hiç kimse de demez miki bende bir balta alayımda şunun arkasından kafasına indireyim vs. ,

    Bardem in oyunculuğu zaten tartışılmaz, soğuk kanlı bir katil nasıl oynanır sinema derslerinde gösterilecek cinsten, hele o market gibi yerde yaşlı amca ile yazı tura tirat ı varki mükemmel ötesi.

    Ama yine de tabiki sinema yoruma açık bir sanat, biz burada the godfather a yaramaz film diyenleri de gördük, var mı daha ötesi?



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi _AMADEUS_ -- 29 Kasım 2012; 10:08:43 >




  • Zevk meselesidir Clint eastwood tarzı bir western değil ama gayet başarılı bir film Bardem'in oyunculuğu ise müthiş ,durağan bir film aksiyon tarzı filmler seviyorsanız sıkıcı gelebilir size
  • filmin mesaj verme mutlu veya mutsuz bi son verme derdi yoktu sonu vardi ,birden bitti guzel film zevk meselesi sonucta

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • -Çok salakça birşey yapmaya gidiyorum ama gene de gidiyorum. Dönmezsem anneme onu sevdiğimi söyle.
    -Senin annen öldü Llewelyn.
    -O zaman ben kendim söylerim.

    Filmini çok beğendim, hatta gidip üstüne kitabını bile soluksuz okuyabildim. Ödülleri kesinlikle hakediyorlar.
  • psikopat katili oynayan abi için tekrar izlerim. Cidden herif müthiş. Sonu belli olmayan ucu açık filmleri seyirci sevmez genelde normaldir.

    Film birazda amerikan toplumu eleştirisi içeriyor o yüzden bize uzak ve anlamsız gelebilir. Gerçi biz de küçük amerika olduk.
  • şıracının şahidi bozacı nisandaki mesajıma kasımda cevap atmış. aldı cevabı zamanında ama halâ içinde saklı yarası kalmış demek ki konu film ancak ona buna salça olmaya yer arayanlar var.
  • 
Sayfa: önceki 12
Sayfaya Git
Git
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.