Şimdi Ara

Hikayemi okuyup yorumlar mısınız ?

Daha Fazla
Bu Konudaki Kullanıcılar: Daha Az
2 Misafir - 2 Masaüstü
5 sn
12
Cevap
0
Favori
331
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
0 oy
Öne Çıkar
Sayfa: 1
Giriş
Mesaj
  • Annemin psikolojik sorunları ve bazı takıntıları vardır. Bu yüzden uzun zamandır psikiyatri tedavisi görür, okuma yazma bilmediği için annemin yanında mutlaka biri olur. Dünde ben götürdüm annemi. Sabah 8:00 gibi evden çıktık. Randevu 8:30 du, hastane yakın olduğundan yürüyerek gittik. Psikiyatri polikiniliğine geldiğimizde güvenlikçi Aysel abla ve Mehmet abi annemin halini hatrını sordular. Aysel abla asansörün bozuk olduğunu söyledi bu yüzden 3. kata yürüyerek çıktık. 99 Depreminde ağır hasar görmüş bu hastanenin bazı polikıliniklerinde hala depremin izleri vardı. Bir hasta çok ağır şekilde acı çekiyor olucak ki uzaktan bir bağırma sesi geliyordu. 3. Kat Figen hanımın odasına geldik, annem içeri girdi ben kapıda bekledim. 1-2 dk oturduktan sonra uzun, duvarları boyasız, basık ve hiçte iç açıcı olmayan bu koridorda bir o tarafa bir bu tarafa yürümeye başladım.

    Yaklaşık bir yarım Saat sonra sıkıntıdan ve birazda meraktan kapıyı çalıp araladım. Annem ve doktor bir şey konuştukları halde dönüp bana baktılar ve Figen hanım her zamanki gibi o rahatlatıcı sesiyle az kaldı evladım dedi. Kafamla onaylayıp kapıyı kapattım. Koridorda yürümeye devam ettim. Nihayet o uzun sessizliği bozan bir kapı gıcırtısıyla arkamı döndüm. Beyaz bir elbise giymiş, hasta olduğu anlaşılan 18 yaşlarında bir kızla göz göze geldim. Yanında bakıcısı vardı, bu kızı biraz anlatmama izin verin. Gözleri mavi, dudakları kıpkırmızı, buğday tenli, orta uzunlukta siyah saçlı bir kızdı. Normalde kadında mavi göz itici gelir ama onun gözleri bir tesir ediciydi. Koridorda bana doğru yürüyordu hasta bakıcısıyla beraber, merdivenlere gelene kadar gözlerimi gözlerinden ayıramadım. Belkide istemsiz olarak yapıyordum bunu ama oda hafif bir tebessümle, belkide yüz ifadesi buydu bana bakıyordu. Merdivenlerden inerken son bir kez kafasını çevirip bana baktı, tabii bende ona. Aradan 5 dk geçti kız hep aklımdaydı. Ama çokta umursamayıp birazdan unuturum diye düşündüm.

    Kız bir türlü aklımdan çıkmıyordu, annemde hala içerideydi, bu basık yerde daha fazla duRamiycaktım aşağı inip biraz hava almaya karar verdim. Aklımda hep o kız ve bana bakışları vardı. Asansöre doğru yöneldim, düğmeye basıp beklemeye başladım ve gelince bindim. 1. Kata basıp beklemeye başladım, asansör biraz geç hareket etmekle beraber sarsıntılı bir şekilde hareket etmeye başladı. O esnada aklıma asansörün bozuk olduğu geldi. Çok ani bir heyecana kapıldım, asansör sürekli duruyor, durmadığı zamanlarda sarsıntılı bir şekilde aşağı iniyordu. 2. Katın ışığı yandı, dualar etmeye başladım, nihayet 1. katın ışığı yandı. Hemen kapıya yöneldim lanet olsun ki kapı sıkışmış. Defalarca iteklememe rağmen açılmadı, bu kez tekmelemeye başladım heralde güvenlik Aysel abla sesi duymuş olacak ki kapının ardından seslendi. Asansörde kaldım diye bağırmaya başladım, bir anda asansör ışığı söndü ve aniden düşmeye başladı, artık içimden tüm duaları ediyordum. Bunun aşağısında hastanenin depremden sonra tadilat görmemiş ve kullanılmayan bölümü vardı. Asansör bir ara durur gibi oldu ve tekrar düştü sert bir çarpmayla zemin kata geldiğimi anladım.

    2. Bölüm

    Büyük bir korkuya kapıldım, kısa bir süre şaşkınlıktan sonra kendimi toparlamaya çalıştım. Sarsıntının etkisiyle düştüğüm yerden kalkıp kapıya yöneldim. Kapının küçük, arkayı buzlu gösteren camında dışarıda hiç ışık olmadığı anlaşılıyordu. Kapıyı itelememle hiç bir zorluk çıkarmadan açıldı. Sanki az önce tekmelediğim kapı bu değildi. Bu eski tenha zemin katta, çatlamış duvarlar, depremin enkazından başka bir şey yoktu. Adeta gizli birer maziydi burası, sadece 10 sene önce yaşanan bir facianın izleri vardı etrafta ve sonsuz bir sessizlik. Gündüz olduğundan içeri giren ışık etrafı rahatlıkla görmemi sağlıyordu. Bu duvarlar sanki bana bir şeyler fısıldıyordu. Sanki benimle konuşuyorlardı, yada konuşan duvarlar değil içimde ki sesti. İstemeyerekte olsa kendimi o derin düşüncelerden alı koyamadım, bir anda kendimi çok farklı bir yerde buldum. Küçük bir çocuk annesinin dizinin dibinde oyun oynuyor ve koltukta oturan asker üniformalı bir adam. Bu adam sanki tanıdığım birinin gençliğini hatırlatıyordu, hatırlamaya çalışırken odaya biri girdi. Çantasını köşeye bırakıp küçük çocuğu sevmeye başladı. Oturan kadını çok zorlanmadan tanıdım. Bu annemdi annemin gençliğiydi. Az önce dizinin dibinde oturan küçük çocuk şimdi eve sonradan gelen kızın kucağındaydı. Bu kız 16-17 yaşlarındaydı. Onları ve o adamı tanıyamadım, taki annem kıza; kızım kardeşini alda koridorda biraz gezdir diyene kadar. O kızın ablam olduğunu anladım, asker üniformalı adamda benim babam olmalıydı. Bu benim depremde kaybolan ailemdi.

    Her şey bir filmin fragmanı gibi silinip gitti, tekrar kendimi olduğum yerde buldum. Bu bir anlığına gördüklerim asansörün sarsıntısından daha sarsıcıydı tabiri caiz ise. Uzun bir süre düşündüm, bu hapsolduğum yerde zamandan bol bir şey yoktu. Duvara yaslanıp düşünmeye başladım, yıllarca hatırlamaya çalıştığım, hep annemin anlattıklarıyla tanıdığım ailemi bir anlığına hatırlamış, görmüştüm. Ablam ne kadar da severmiş beni diye geçirdim içimden. Peki bu nasıl oluyordu ? Kafamda o kadar çok soru vardı ki, bu düşünceler içinde bir anlığına burada hapsolduğumu unutmuştum. Bir silkelenme ile kendime gelmeyi başardım. Ayağı kalkıp şuan bu soruları cevaplama zamanı değil, önce şuradan bir kurtulalım dedim kendi kedime. Etrafa bakınmaya başladım.

    3. Bölüm

    Bu büyük alanda, cam kırıkları ve beton parçları arasından bir kapıya rastladım. Ahşap kapıyı araladım, uzun ve derin bir gıcırtıyla açıldı. Kafamı uzatmamla uzun bir koridorla karşılaştım. Hastanelerde en sevmediğim şeydir uzun koridorlar, sonunu görürsün ama oraya varmak zaman alır, bu da her zaman uzun koridorlardan nefret etmeme neden olmuştur. Bu koridorda çıkış aramaktan başka seçeneğim yok, yürümeye başladım. Odaları kontrol ede ede yürüyorum, arasıra karşıma çıkan yarasalar dışında canlılık eseri yoktu burada. Hemen hemen her odada aynı şeyle karşılaştığımdan artık rahat bir şekilde kapıları açıyor ve aynı şeylerle karşılaşacağımdan emin olduğum için umursamaz davranıyordum. Koridordun sonuna vardım.

    4. Bölüm

    Tekrar geldiğim yöne arkama döndüğümde yavaşça açılan bir kapı sesi duydum. Koridorda ki kapılardan biriydi ama hangisi olduğunu kestiremedim, muhtemelen asansörün düştüğü büyük odadan çıkarken kullandığım kapıydı. Sesten anladığım kadarıyla kapı ağzına kadar açıldı, koridorun sonundan geldiğim yere doğru bakarken bir rüzgar sesi ve yerdeki tozların havalanması içimi ürpertti, biraz sonra bu rüzgarı yüzümde hissettim. Bir gıcırtı sesi daha bu kez kapı büyük yankılı bir sesle kapandı. Dışarıda yağmur başlamıştı biraz sonra yağmur fırtınayla karıştı, hava kapandı. Çarpıp duran camlar, kapılar içeride korkunç sesler çıkarıyor. Odalardan birine girdim, cama yaklaşıp demirliklerden dışarıyı seyretmeye başladım, burası hastanenin kullanılmadığı için kapatılmış enkazların bulunduğu yerdi. Yağmur ve fırtına şiddeti iyice arttı, arkamı döndüğümde büyük bir şimşek çarpmasıyla kapanmış olan hava birkaç saniyeliğine aydınlanırken beyaz elbise giymiş halde karşımda birinin slüetini gördüm. Adeta donup kaldım ve hızlıca kapıya doğru yöneldim kapı birden yüzüme kapandı. Hemen kapıyı açıp koridora çıktım ve kapı tekrar sert bir şekilde kapandı. Gördüğüm kimdi diye düşünmeye başladım, kısa zaman sonra hatırladım, koridorda annemi beklerken hasta bakıcısıyla göz göze geldiğim kızdı. Merdivenlerden inerken bana son bakışı aklıma geldi o mavi gözlerinde ki yırtıcılık korkunç, bir o kadar da tesir ediciydi. Arkamda biri varmış gibi hissettim hızla arkamı döndüm ve bu o, o yukarıda gördüğüm kızdan başkası değildi. Aşık olduğum bir o kadarda korktuğum kızdı, üzerinde beyaz bir gelinlik vardı. Tırnakları çok uzun, gözleri mavi yırtıcılığıyla gözlerime bakıyordu. Yüzünde ve bir çok yerinde o kadar olağan üstü şey olmasına rağmen bunlar bana normal gibi geliyordu. İlk konuşan bendim :

    - Kimsin ne işin var burada ?

    Fısıltılı, güçlü ve ürpertici bir Sesle;

    - Adım Gamze, senin için buradayım.

    - Beni kurtarmaya mı geldin ?

    - Ben aslında hep seninleydim. Her gece birlikte uyuyorduk, yıllarca büyümeni bekLEDim artık o gün geldi.

    Bu kız ne saçmalıyordu, psikiyatri tedavisi gördüğüne göre ruh sağlığı yerinde değildir belkide. Sorularıma devam ettim.

    - Hangi günden bahsediyorsun, ben seni tanımıyorum, nasıl geldin buraya beni çıkarabilirmisin ?

    - Tabi ki çıkarırım ama bana itaat etmen lazım ?

    Artık deli olduğu kesin diye geçirdim içimden, en azından söylediklerini yaparsam beni çıkartır umuduyla;

    - Nasıl olacak o iş ?

    - Ruhunu bana vereceksin, ebediyen benim olacaksın, şimdi söyleyeceğim sözleri tekrarla.

    Kızın gözlerine baktım mavi, çekik gözleri vardı, saçları kanlıydı. Çok ürperticiydi.

    - Kabul etmiyorum, ruhumu sana veremem, eğer daha ilerisine gidersen senin için iyi olmaz !

    Keskin gözleriyle bana bakarak sesini yükseltti, ibranice sözler söylemeye başladı. Sesi adeta başka alemden, başka zamandan geliyordu. Üzerime yürümeye başladı, omzumda büyük bir acı hissettim, tırnaklarını omzuma geçirmişti.

    - Benim olacaksın başka çaren yok !

    Ve o çürümüş kırık dişlerini boynuma geçirmesiyle gözlerim kapandı. Karanlık boşluktan ibaret bir yerdeydim. Gözlerimi açtığımda hemşire serumu kontrol ediyordu. Hemşire:

    -Geçmiş olsun Enes bey, iyileştiniz.

    - Neredeyim ben ?

    - Burası rehabilitasyon merkezi, tedaviniz başlayalı tam 2 yıl oldu.

    Ardından içeri doktor girdi güler yüzü ve neşe veren sesiyle;

    - Geçmiş olsun Enes bey şizofreni hastalığını büyük bir mücadele vererek atlattınız, merkezimizde 1 ay daha kalacaksınız...


    Yazan: Enes Yıldız

    Tarih: 05.06.2014



    Arkadaşlar Hikayemi okuyan herkese çok teşekkür ederim, yorumlarınızı bekliyorum.







  • Arkadaşlar hikayemi bir kaç yerde daha paylaştım, olumlu olumsuz, ayrıntılı eleştirirseniz çok sevinirim. Tavsiyelerinizi esirgemeyin.
  • Hocam, üslup oldukça başarılı. Devam edin. Hikayede oldukça ilgi çekici.

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • Beğendim güzel
  • Fena değil gibi ama okurken sıkıldım biraz.
    Daha iyi olabilir.
  • Ben beğendim güzel
  • Amatör bir edebiyatçı olarak diyebilirim ki bu yolda devam et. Bu hikaye hakkında eleştiri yapmam gerekirse "yapıcam, edicem" gibi diller edebi eserlerde kullanmamaya çalış daha şık durur. Ayrıca mesela hastanede gördüğün kızdan bahsederken sürekli kız şeklinde bahsetmen cümleleri boğuyo O diyebilirsin mavi gözlü kız diyebilirsin vs. konuda bi nasıl yani yaratman güzel olmuş ufak hataları düzeltirsen ilerleme kaydedebileceğin bir yoldasın :)
  • Yapay Zeka’dan İlgili Konular
    Daha Fazla Göster
  • quote:

    Orijinalden alıntı: emiranes

    Amatör bir edebiyatçı olarak diyebilirim ki bu yolda devam et. Bu hikaye hakkında eleştiri yapmam gerekirse "yapıcam, edicem" gibi diller edebi eserlerde kullanmamaya çalış daha şık durur. Ayrıca mesela hastanede gördüğün kızdan bahsederken sürekli kız şeklinde bahsetmen cümleleri boğuyo O diyebilirsin mavi gözlü kız diyebilirsin vs. konuda bi nasıl yani yaratman güzel olmuş ufak hataları düzeltirsen ilerleme kaydedebileceğin bir yoldasın :)

    Edicem yapıcamlara dikkat edicem edeceğim. Tavsiyeler için çok sağol hocam.




  • Ben de beğendim güzel.
  • quote:

    Orijinalden alıntı: hoksi

    Ben de beğendim güzel.

    Teşekkürler
  • Hilayenizi beğendim güzel olmuş.

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • Fena değil ama diyaloglar daha iyi olabilirdi.
  • 
Sayfa: 1
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.