Şimdi Ara

Her şeyin temelinde inanç var

Daha Fazla
Bu Konudaki Kullanıcılar: Daha Az
2 Misafir - 2 Masaüstü
5 sn
50
Cevap
0
Favori
1.092
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
5 oy
Öne Çıkar
Sayfa: 123
Sayfaya Git
Git
sonraki
Giriş
Mesaj
  • Bir bilgi kesin değilse, o bilgiyi doğru kabul ettiğimiz takdirde, o bilginin doğru olmama ihtimalini göz ardı ediyoruz demektir.
    Kesin bilginin var olması için ise o bilginin kesin olduğunu doğrulayan başka bir bilgiye ya da bilgilere muhtacız. Doğrulayan bilgilerin kesin bilgi olması için 3. bir bilgiye ya da bilgilere muhtacız. Böyle geriye gittiğimizde, sahip olduğumuz bilgi sonsuz olmadığına göre, sahip olduğumuz diğer kesin bilgilerin dayanak noktası olan bir kesin bilgiye sahip olmalıyız. Ancak bu bilginin doğru olup olamayacağını bilemeyiz, çünkü bu bilgi sahip olduğumuz tüm bilgilerin temelidir. Demek ki en az bir kesin bilgiye sahip olduğunu iddia eden birisi, en az bir adet kesin olmayan bilgiyi kesin olarak kabul ediyordur. Hem de bu kesin kabul edilen bilgi, kesin olduğu iddia edilen diğer bütün bilgilerin de temelini oluşturuyor.
    Her tür bilginin temelinde inanmak ya da inanmamak vardır bu yüzden. Ve bu yüzden nesnellik diye bir şey de yoktur. İnsan perspektifinden her şey mantıkla açıklanamaz. Bu yüzden insanın içine dahil olduğu bir mutlak mantık veya evrensel ''logos'' yoktur.
    Mantık tabii ki vardır ve insan için gereklidir. Mantık inancı yönlendirebilir. Ancak mantık inanca, inanç da mantığa bir yerlerde zorunlu olarak bağlanırlar.



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi LePortaBim -- 17 Şubat 2017; 20:59:18 >







  • TEK YOL AGNOSTİSİZM !



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Todbringer -- 9 Mart 2017; 17:3:32 >
  • Todbringer kullanıcısına yanıt
    Şüpheciliğe de karşıyım aslında. Yazdığım şeylerde şüpheciliği savunmuyorum. Bu konuda, "Mantıklı inançlara sahip olmak" gibi bir şeyi savunuyorum diyebiliriz.
    Bu arada eğer agnostisizmi Tanrı hakkındaki görüş olarak söylediyseniz, Müslümanım.

    < Bu ileti DH mobil uygulamasından atıldı >
  • quote:

    Orijinalden alıntı: LePortaBim

    Şüpheciliğe de karşıyım aslında. Yazdığım şeylerde şüpheciliği savunmuyorum. Bu konuda, "Mantıklı inançlara sahip olmak" gibi bir şeyi savunuyorum diyebiliriz.
    Bu arada eğer agnostisizmi Tanrı hakkındaki görüş olarak söylediyseniz, Müslümanım.

    O halde mantığınız bi yerde tıkanıp inanca bağlanıyor, öyle mi?

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • eüzerixinintegrali kullanıcısına yanıt
    Mantığımın tıkanması gibi değil bu. Daha çok mantığın sınırları ile ilgili bir durum. Mantık her şeyi kapsayamıyor. İnsan sadece mantığı kullanarak kesin bir bilgiye ulaşamıyor. Çünkü her zaman her şeyin yanlış olma ihtimali var. Bir bilginin yanlış olma ihtimaline dair herhangi bir iz görmesek bile, bizim haberimiz olmayan ihtimallerin de var olabileceğini kabul etmek zorundayız. Çünkü aksi takdirde her şeyi bildiğimizi iddia etmemiz gerekir. Her şeyi bilmediğimiz için, hiç bir şeyden sadece mantığı kullanarak emin olamıyoruz. İlla ki işin içine inanç giriyor. Sadece mantığı kullanarak ilerlediğini iddia eden Descartes, Hegel, Spinoza ve daha bir sürü filozofa baksam dahi, illa ki fikirlerinin temelini oluşturan bazı şeylerin salt mantıktan oluşmadığını düşünüyorum.

    Ama bu durumda hiç bir bilgiye itimat etmemek de doğru olmaz. Çünkü bu hem pratik yaşamı tamamen sıfırlar, hem de doğru olma ihtimali çok yüksek olan bazı şeyleri sırf emin olamıyoruz diye yanlış kabul etmek eninde sonunda insan doğasına aykırı bir noktaya çıkacaktır.

    Kısacası mantığı kullanarak neyin daha mantıklı olduğunu bulabiliriz, ama mutlak doğrulara ulaşamayabiliriz. Bize mantıklı görünen şeyler arasından en mantıklı olanına inanmamızın yapabileceğimiz en mantıklı hareket olduğuna inanıyorum.

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >




  • katılmıyorum.
    bilim ve felsefe böyle tartışılmaz. bilimde rasyonel gerçekler vardır, evetler, hayırlar, sayılar vs.
    bu şekilde ilerler.
    bak inançta öyle bir şey yok, allah var mı ? sorusuna ne cevap verilebilir ?

    -inanıyorum
    yahut
    -inanmıyorum.

    sence var ya da yok demek, anlamlı geliyor mu ? ya da doğru. bak bilimde bu yok. . . kimsenin fikri ya da inancı herhangi bi standart olamaz. her şeyin temelinde inanç filan olamaz.
  • Alper Tunga NOYAN kullanıcısına yanıt
    Bilim "rasyonel" gerçeklerini nereden elde ediyor? Gözlemlerden. Gözlemlerin doğru olduğunu rasyonel olarak nasıl kanıtlayacağız? Gözlemler duyu organları ile yapılır. Duyu organları insanlara algılar sağlarlar. Ancak algıların gerçeklikle bir olduğunu kanıtlamak kolay bir iş değil.

    Allah var mı sorusuna var olduğuna inanıyorum ya da var olduğuna inanmıyorum diye cevap verilebilir. Ya da daha bir sürü alternatif cevap. Ancak bunu belirterek nereye varmaya çalıştığınızı anlayamadım. Aslında benim inançtan kastım illa Allah inancı değil. "Bilgi" kategorisine dahil edebildiğiniz her şeyle alakalı benim bahsettiğim "inanç"

    "Kimsenin fikri ya da inancı herhangi bi standart olamaz."

    Katılıyorum. Hiç bir şey herhangi bir standart olamaz zaten. Standart diye bir şey var mı? Bence her şey kişinin öznel varlığında olup bitiyor.

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • şizofreni bir arkadaşın gördüğü sanrılar onun gerçeği olur
    sağlıklı bir gencin gördüğü motorsiklette, genç adam ve mahalle sakinlerinin gerçeği olur
    şimdi bu arkadaş motora atlayıp sinemaya gittiğinde, motora atlayıp sinemaya gitmiştir. bilimin ilgilendiği pratik gerçeklik işte bu
    şizofreni bir kız gulyabaniden kaçarken, çevredekilerin göremediği bir imaja bakar. yine bizim için bu, oluyor olan gerçek şey
    parmenides'in hareket yoktur iddiasını yüzlerce yıl hiçbir mantıkçı çürütemedi
    yalnız parmenides hareket yoktur dediğinde diyojen ayağa kalktı, tek kelime etmeden birkaç tur yürüdü, ve selam verip oradan uzaklaştı
    kesin bilgi diye bir şey var da diyemiyoruz yokta. elimizde olanlar bunlar diyoruz ve biz bunları, bilebildiğimiz şekilde bilip, kullanabildiğimiz biçimde kullanıyoruz o kadar :-(



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Guest-73A8A7D1E -- 18 Şubat 2017; 3:8:50 >
  • quote:

    Orijinalden alıntı: LePortaBim

    Mantığımın tıkanması gibi değil bu. Daha çok mantığın sınırları ile ilgili bir durum. Mantık her şeyi kapsayamıyor. İnsan sadece mantığı kullanarak kesin bir bilgiye ulaşamıyor. Çünkü her zaman her şeyin yanlış olma ihtimali var. Bir bilginin yanlış olma ihtimaline dair herhangi bir iz görmesek bile, bizim haberimiz olmayan ihtimallerin de var olabileceğini kabul etmek zorundayız. Çünkü aksi takdirde her şeyi bildiğimizi iddia etmemiz gerekir. Her şeyi bilmediğimiz için, hiç bir şeyden sadece mantığı kullanarak emin olamıyoruz. İlla ki işin içine inanç giriyor. Sadece mantığı kullanarak ilerlediğini iddia eden Descartes, Hegel, Spinoza ve daha bir sürü filozofa baksam dahi, illa ki fikirlerinin temelini oluşturan bazı şeylerin salt mantıktan oluşmadığını düşünüyorum.

    Ama bu durumda hiç bir bilgiye itimat etmemek de doğru olmaz. Çünkü bu hem pratik yaşamı tamamen sıfırlar, hem de doğru olma ihtimali çok yüksek olan bazı şeyleri sırf emin olamıyoruz diye yanlış kabul etmek eninde sonunda insan doğasına aykırı bir noktaya çıkacaktır.

    Kısacası mantığı kullanarak neyin daha mantıklı olduğunu bulabiliriz, ama mutlak doğrulara ulaşamayabiliriz. Bize mantıklı görünen şeyler arasından en mantıklı olanına inanmamızın yapabileceğimiz en mantıklı hareket olduğuna inanıyorum.

    Yanlış anlamadıysam şunu demek istemişsin, atıyorum evrenin oluşumu yaşamın içindeki ince detaylara bakıp bunun tesadüfen olmasının çok çok zor olduğunu düşünüp (ama net olarak ispat şansın yok elbette) bir yaratıcı olmasının mantıklı olduğunu düşünüyorsun (2.tekil anlamında kullanmadım) veya kutsal kitaplardaki metinlerin bazılarına bakıp arasında çelişkiler olduğunu düşünüp herhangi bir dine inanmamayı tercih ediyorsun (bunu da kanıtlama şansın yok elbette) mantık süzgecinden geçirip daha uygun olanı seçiyorsun kısaca.

    Kesin katılıyorum böyleyse




  • lawbreaker kullanıcısına yanıt
    Kuran'da çelişki olmadığını düşünüyorum. Ama eğer her şeye şüpheci bakıp %100 mantığı kullanarak bir şeyleri kanıtlamaya çalışırsak örneğin Kur'an'ın ne İlahi kitap olduğunu gösterebiliriz, ne de uydurma kitap olduğunu. Çünkü Kur'an mükemmel bir kitap olsa da gücü sonsuz olmayan bir takım evren dışı yaratıklar vs. tarafından gönderilebilirdi. Ama böyle bir şeyin olması hiç bir şekilde mantıklı değil. Eğer bu kitap mükemmelse, bir Tanrı tarafından gönderilmiş olması gerekiyor. Diğer seçeneklere bakınca böyle bir sonuç çıkıyor.
    Kuran'da çelişki var diyelim, bu yine Allah'tan gelmediğini göstermez eğer %100 mantık çerçevesinde kalırsak. Allah Kuranı vahyetmiş ve içine özellikle çelişkili ifadeler koymuş olabilir. Çelişkilere rağmen inanan kullarını cennete alacaktır atıyorum.
    Şimdi bunun aksini kanitlayabilir miyiz? Hayır. Ama eğer Kuran çelişkili bir kitap ise her şeyi bilen bir Tanrı tarafından yollanmamış olması diğer seçeneklere göre çok daha mantıklıdır.
    İşte bundan bahsediyorum. Sırf mantığı kullanırsak aşırı şüpheciliğe düşüyoruz ve hiçbir seçim yapamıyoruz.

    < Bu ileti DH mobil uygulamasından atıldı >




  • quote:

    Orijinalden alıntı: LePortaBim

    Kuran'da çelişki olmadığını düşünüyorum. Ama eğer her şeye şüpheci bakıp %100 mantığı kullanarak bir şeyleri kanıtlamaya çalışırsak örneğin Kur'an'ın ne İlahi kitap olduğunu gösterebiliriz, ne de uydurma kitap olduğunu. Çünkü Kur'an mükemmel bir kitap olsa da gücü sonsuz olmayan bir takım evren dışı yaratıklar vs. tarafından gönderilebilirdi. Ama böyle bir şeyin olması hiç bir şekilde mantıklı değil. Eğer bu kitap mükemmelse, bir Tanrı tarafından gönderilmiş olması gerekiyor. Diğer seçeneklere bakınca böyle bir sonuç çıkıyor.
    Kuran'da çelişki var diyelim, bu yine Allah'tan gelmediğini göstermez eğer %100 mantık çerçevesinde kalırsak. Allah Kuranı vahyetmiş ve içine özellikle çelişkili ifadeler koymuş olabilir. Çelişkilere rağmen inanan kullarını cennete alacaktır atıyorum.
    Şimdi bunun aksini kanitlayabilir miyiz? Hayır. Ama eğer Kuran çelişkili bir kitap ise her şeyi bilen bir Tanrı tarafından yollanmamış olması diğer seçeneklere göre çok daha mantıklıdır.
    İşte bundan bahsediyorum. Sırf mantığı kullanırsak aşırı şüpheciliğe düşüyoruz ve hiçbir seçim yapamıyoruz.

    İnanmak için bu kadar zorlarsan İSTİSNASIZ her şeye inanabilirsin

    Söylediklerinin uç noktada mantık dışı, hatalı, saçma olduğunu söylerdim ama bunları muhtemelen sen de biliyosun zaten



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Guest-0E184FE49 -- 18 Şubat 2017; 11:5:21 >




  • Bu dediklerimin saçma olduğunu ben de biliyorum. Saçma olduğu için bunlara inanmak doğru olmaz diyorum zaten. Ama bu saçma seçeneklerin mantıksal olarak yanlış olduklarını ispatlayamıyoruz. Diyelim ispatladık, benden başka biri çıkıp bu tarz saçma bir örnek verebilir. Atış serbest sonuçta, her şey olabilir. Uzaylı, Zeus vs. tamamen hayal gücüne bağlı. Önemli olan mantıklı olan şeylere inanmaktır bence. X şeye inanmak için kendimi zorlamıyorum. Bu doğru değil. En mantıklı gelen şeye inanmak doğrudur. Ama bu en mantıklı gelen şey kesin bilgi değildir. Ben bunu demek istiyorum aslında, ama inanç kelimesinin anlamını biraz sıradışı kullandığım için farklı anlaşıldığımı düşünüyorum bu konuda.
    İlk mesajdan, "Mantık tabii ki vardır ve insan için gereklidir. Mantık inancı yönlendirebilir. Ancak mantık inanca, inanç da mantığa bir yerlerde zorunlu olarak bağlanırlar."
    "Mantık inancı yönlendirebilir." Kilit cümle burası.

    < Bu ileti DH mobil uygulamasından atıldı >




  • LePortaBim kullanıcısına yanıt
    ''Çelişkilere rağmen inanan kullarını cennete alacaktır atıyorum.'' dediğin zaman beynini düşünme yeteneğini kullanmayanları sonucu çıkar ki, o zaman bu yeteneklerin verilmesinin bir anlamı kalmaz.
    Burada 2 alternatif oluyor bunlardan birini seçmek mantık süzgecinden geçirinde karar vermek bana daha uygun geliyor

    Elbette gözümüzle görmediğimiz bir konuda kesin hüküm veremeyiz, o mantıkla shekespare in sonelerinin ona değil platona ait olduğunu da iddia etmek olası bir durum olabilir. Sonuç olarak olasılıklardan mantığımıza daha yakın olanını düşünmek bana daha doğru geliyor
  • Hocam diyojenin kafa zehir gibi maşallah. Adam çok iyi bir gözlemci ve böyle sistem eleştirisi başka kimsede yok, ne fight clubda ne George orwell de. Pratik hayatı açısından ve ironileri açısından Sokratesle kapışacak seviyede.
    Diğer mesele de, şimdi kesin bilgi yoktur diyince "Kesin bilgi yoktur" da bir bilgi olduğundan bu bilginin de kesinliğini ortadan kaldırmış oluruz. O yüzden bunu diyince aynı zamanda "Kesin bilgi belki olabilir" de demiş oluyoruz aslında. Olay da burada zaten. Karneades her şey şüpheli diyince birisi "O zaman bu dediğin şeyden de şüphe et?" Demiş. O da "Zaten bundan da şüphe ediyorum" diyip olasılı şüphecilik diye birşey ortaya atıyor. Aslında o olasılı şüphecilik de benim dediğim şeylere çok benzer teori. Hatta benim dediğim şeylerin çıkış noktası orası oldu diyebilirim.

    < Bu ileti DH mobil uygulamasından atıldı >




  • Bu forumun daha çok böyle konulara ihtiyacı var

    Çölde vaha bulmuş gibiyim
  • Zodion Z kullanıcısına yanıt
    Güzel yorumunuz için teşekkürler hocam. Din konularından gına geldiği için bu tür konular açmaya çalışıyorum. Hem de bu tür fikirlerim hakkında farklı insanlardan eleştiri almak benim için önemli.

    < Bu ileti DH mobil uygulamasından atıldı >
  • burada yazdıklarımın doğru anlaşılmasını çok dilemiştim, malesef. bakın basit bir gerçekten bahsediyorum, kelimelerle uğraşmak da neyin nesi ? anlattığımız meseleyle neden ilgilenmiyorsun. ilgilendiğin kadarını da anlayacak kapasiten yok, yahut bunu anlamaya müsait değilsin.

    entryler konudan çok sapmış vaziyette, ben tekrardan asıl konuya gelmek istiyorum.
    inanç dediğiniz kavramı ne anlamda kullanıyorsunuz ? gördüğünüz şeyin beyaz ya da siyah olduğunu ayırt ederken, evet bu beyaz dedikten sonra burda bir inanç var mıdır, beyaz olup olmaması sizin inancınza ne kadar bağlıdır. ?
    yahu rasyonel gerçekler kavramına eleştiri getirmek, gerçeği ve hayali ayırt edememektir. neyin kafası bu ? bu kadar sofistike şeyler boş iş. boşverin bu işleri.
    inanç dediğiniz, yani din i kastettiğiniz şey, bir korkudan; kültürden ibaret. yahu siz buna nasıl inanıyorsunuz, ben akıl erdiremiyorum. tanrı, yaratıcı olarak adlandırdığınız "dogma", neden binlerce yıllık insanlık tarihinin son 3 bin yılında var ?

    konu benim içim kafada böyle bittiği için başka yorum getiremiyorum, sağlıcakla kalın dostlar.




  • İnanç kavramını dini inanç olarak kullanmadığımı yazdım mesajlarda. Keşke okusaydınız.

    Kapasitem ne kadar bilemiyorum. Bir şeyleri anlayamıyorsam yapacak bir şey yok, elimdeki kapasiteyle bu kadar oluyor demek ki.

    Şimdi verdiğiniz örneğe bakarsak aslında beyazı siyahtan ayırt etmem beyazın ve siyahın tanımlarına bağlıdır. Beyaz insanlar tarafından nasıl tanımlanıyor? Aslında renkler sadece ışık yansımasından ibaret. Net bir gerçeklik değiller. Beyazı görüyor olduğum bir inanç meselesi olmayabilir illa. Çünkü beyazı görüyor olmam bir bilgi değildir. Bir durumdur sadece. Beyazı görüyorum dediğimde ortaya epistemolojik olarak kanıt isteyen bir iddia atmıyorum zaten.

    Eğer kastettiğiniz şey, beyaz görünen şeylerin gerçekten beyaz olduğunu kanıtlamaksa, böyle bir şey yok zaten. Çünkü gerçekten beyaz olmak diye bir kavram yok. Cismin üstüne gelen ışığı değiştirin beyazdan yeşile dönsün.

    Belli ki felsefenin böyle derinine inilmesini boş iş ya da polemik olarak görüyorsunuz. Bir çok insan da sizinle aynı fikirde. Fikrinize saygım sonsuz. Bir şeyleri anlayamadıysam kusura bakmayın.
    Edit: mesajı yazdığımda forum hatalı olduğu için etiketleyemedim. Şimdi etiketliyorum.



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi LePortaBim -- 20 Şubat 2017; 16:21:28 >




  • Ben kibar tavrınız için size teşekkür ediyorum öncelikle. iyi günler
    evet, felsefenin derinlerinde gördüklerimizi, düşündüklerimizi konuşuyoruz, sorular soruyoruz, ardı ardına yeni sorular ortaya çıkarıyoruz. ben şahsen, insanı var eden "bilgi"nin de bu gelişim olduğuna "tırnak içinde" " inanıyorum".
    inanmak "kavram"ını, yarım yamalak yanlış anlamış, düşünmüş ve yazmışım, bunu mazur görün., size olan kötü ithamımdan dolayı çok üzgünüm, bunu sizi anlamamdan ötürü yapmış olmaktan dolayı da daha çok üzgünüm.

    kompozisyonunu tekrardan okuduğumda evet dedim, katılıyorum. fakat gerçeği değiştirmediği kanaatindeyim; buna ne dersiniz?



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Alper Tunga NOYAN -- 21 Şubat 2017; 20:51:48 >
  • Alper Tunga NOYAN kullanıcısına yanıt
    Yorum için teşekkürler. Yalnız son cümledeki "gerçek"ten kastınızı anlayamadım. Hangi gerçeği değiştirmiyor?

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • 
Sayfa: 123
Sayfaya Git
Git
sonraki
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.