Şimdi Ara

Hem tarih yazdı, hem de fotoğraf çekti [ Fahrettin paşa]

Bu Konudaki Kullanıcılar:
2 Misafir - 2 Masaüstü
5 sn
10
Cevap
0
Favori
723
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
0 oy
Öne Çıkar
Sayfa: 1
Giriş
Mesaj
  • Hem tarih yazdı, hem de fotoğraf çekti
    Fahrettin Paşa (1868-1948)
    Medine müdafaasıyla hafızalarımızda destanlaşan Fahreddin Paşa'nın vizöründen çıkan fotoğraflar hâlâ tarihî belge özelliğini koruyor. O müdafaa ki hayali cihana değer.

    Gün gelir askerleriyle birlikte çekirge kavurması yer, gün gelir susuz günlerde açtığı kuyudaki suyu zemzem niyetine içer. Ama her zaman başı diktir. Askerin maneviyatını güçlendirmek için gazete çıkarır; vatan ve sancak üstüne şiir yarışmaları tertip eder.

    Kabil, 1920'ler... Bir gece vakti... Bütün şehri tehdit eden yangında göğe yükselen alevlerin ışığı iki kadim dostu buluşturur. Bir yanda Birinci Dünya Savaşı yıllarındaki destansı Medine savunmasıyla adını duyuran, sonrasında Türkiye Büyük Millet Meclisi hükümetinin Kabil sefiri olan Fahrettin Paşa, diğer yanda ise Harbiye Nazırı olduğu Başkortostan'ın Bolşeviklerce işgal edilmesi üzerine çareyi Türkistan'da arayan Zeki Velidi (Togan) Bey. Göz göze geldiklerinde ellerinde kovalar yangını söndürmeye çalışmaktadırlar. İlk şaşkınlığın ardından söze Zeki Velidi Bey girer: 'Hayrola Paşam, burada ne işiniz var?' Cevap tam da Fahrettin Paşa'nın hayatını özetleyen cinstendir: 'Unutmayın Zeki Velidi Bey, nerede bir hadise var, orada Türk hazırdır!'.


    Gerçekten de Paşa hayatı boyunca nerede bir hadise varsa oradadır. Fakat en önemli farkı, fotoğraf makinesi de yanındadır. Mücadeleci kişiliği, cesareti ve kahramanlığı ile destanlar yazarken bir yanan da çoğu kendi vizöründen kaydettiği cam negatiflerle imparatorluğun son günlerinin bir panoramasını sunar.


    Fahrettin Paşa üzerine yaptığı çalışmalarla tanınan, Paşa'nın birçok bilinmeyen yönüyle birlikte 'belgesel fotoğrafçı' yönünü de ortaya çıkaran araştırmacı Ömer Faruk Şerifoğlu, O'nun fotoğrafla 7 yaşında iken, doğduğu Tuna vilayetinin merkezi Ruscuk'ta tanıştığını söylüyor. Vilayette Posta ve Telgraf Müdürü olarak çalışan babası Mehmet Nahit Bey'in emrindeki Fransız mühendislerden cebir, geometri ve Fransızca dersleri alırken fotoğraf makinesini gördüğünü belirtiyor. Fahrettin Paşa, sık sık dersleri kaynatarak bu garip makineyi keşfe dalıyormuş. Fakat bir fotoğraf makinesine ilk kez Harbiye öğrencisi olduğu yıllarda, 17 yaşındayken sahip olmuş. Hatta Beyoğlu'ndaki Phebus Fotoğrafhanesi'ne gidip Bogos Tarkulyan'dan özel dersler almış. Bir daha elinden düşürmediği sihirli kutusuyla İzmit, Adapazarı, Medine, Kabil, Türkistan, Buhara, Beyrut ve Malta'da, görev yaptığı, seyahat ettiği her yerde enstantaneler yakalamış. Harp Okulu'ndaki arkadaşları arasında fotoğrafı popüler yapmakla kalmamış, imparatorluğun son dönemlerinin en sancılı bölgelerini makinesiyle kayıt altına almış. Ailesi nin IRCICA'ya bağışladığı 300 kadar cam negatif ve özel koleksiyonlardaki siyah beyaz baskılar Fahrettin Paşa'nın günümüze bıraktığı en değerli miras.


    Paşa, 1910 yılındaki Türk-İtalyan harbi gibi çatışmalarda bulunduysa da, adını duyurması Balkan Harbi sonrasında oluyor. Çünkü 1913 Temmuz'unun 22'sinde Enver Paşa öncülüğünde Edirne'ye giren ilk askeri birliğe komutanlık ediyor. Sonrasında Musul ve Halep görevleri geliyor. Arabistan yarımadasındaki hareketlenmeler üzerine yeni görev yeri Hicaz'dır. Mekke Emiri Şerif Hüseyin'in oğullarından Ali ve Faysal'ın Osmanlı karakollarını taciz etmesi üzerine Medine'de idareye el koyar. 2,5 yıl sürecek zorlu Medine Müdafaası başlamıştır artık: Yokluk dolu günlerin de başlangıcıdır bu. Gün gelir askerleriyle birlikte çekirge kavurması yer, gün gelir susuz günlerin ardından açtığı bir kuyudan bulduğu suyu 'zemzem' niyetine içer. Ama asla ezilmez ve her zaman başı diktir. Askerin maneviyatını güçlendirmek için gazete çıkarır, vatan, sancak üstüne şiir yarışmaları tertib eder.


    Niyetlerinden şüphelendiği İngilizler zarar vermesin diye Mescid-i Nebevi'deki 'Mukaddes Emanetler'i Harem-i Şerif Şeyhi Ziver Bey ve 500 korkusuz askeri eşliğinde payitahta, İstanbul'a gönderir. Birinci Dünya Savaşı sonunda imzalanan ve bizim de yenik sayıldığımız Mondros mütarekesinin ardından şehri teslim edin diyen İngiliz elçilerini ve Arap emirlerini dinlemez. İstanbul'dan gönderilen şehri teslim etmesi yönündeki padişah fermanını ise 'Bir Osmanlı padişahı kendi rızasıyla Mekke ve Medine'yi teslim edin diye ferman imzalamaz.' diyerek tanımaz. Savaş bittiği halde iki aydan fazla direnir. 29 Ocak 1919'da tutuklanıncaya kadar her anı kahramanlıklarla dolu Medine günlerinden bugünlere hediye, kurtarılmasında öncülük ettiği 'Mukaddes Emanetler' ve tarihî eserlerden güncel hayata, sokaktan bir tayyarenin düşmesine, bayramlaşmalardan uçsuz bucaksız hurma bahçelerine kadar onlarca fotoğraf karesi kalır. Bir de Türk askerini en iyi anlatan 'Mehmetçik' kelimesi.. Çünkü Harbiye Nezareti'ne gönderdiği mektuplarda askerlerinden söz ederken 'Mehmetçiklerim' diye yazar.


    Sonrasında gelen Mısır'daki Nil Kışlası ve Malta'daki sürgün günlerinde yine fotoğraf makinesi yanındadır. Bu sefer emir eri ile birlikte yetiştirdiği çiçeklerin topraklarını değiştirmektedir. Sürgün hayatı bitip Sakarya Savaşı'nın devam ettiği günlerde Batı Cephesi karargahında Mustafa Kemal Paşa ile buluşur. Bir nefer olarak savaşmak istediğini söyler. Mustafa Kemal Paşa'nın Kabil Sefirliği görevini kabul edip Orta Asya yollarına düştüğünde de makinesiyledir. Bazen kameranın önündedir, bazen arkasında. Hiç fark etmez. Tıpkı vefatından beş yıl önce 1943 Adapazarı depreminde olduğu gibi.


    O örnek hayatıyla destanlar yazmakla kalmamış, bu destanın fotoğrafını da çekmiştir. Bize ise Fahreddin Paşa'nın hatıralarıyla o kadim coğrafyada, özellikle de Medine-i Münevvere'de siyah beyaz yolculuklara çıkmak kalıyor.

     Hem tarih yazdı, hem de fotoğraf çekti [ Fahrettin paşa]


     Hem tarih yazdı, hem de fotoğraf çekti [ Fahrettin paşa]



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Mc donaLd -- 2 Aralık 2008; 21:30:00 >



  • süper bi kişilik bence.trt de belgeselini izlemiştim çok duygulandım..
    böyle insanlar çok az.saygıyla anıyoruz


    hatta medine\mekke tam olarak hatırlamıyorum şahı sormuş fahreddin paşaya sakalın var mı diye?

    fahreddin paşada:sen muhammed efendimizin farzını yerine getirdin mi ki sünnetini sorguluyosun..

    işte bu sözler aklıma kazındı 2 sene önce





    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi oktayd -- 2 Aralık 2008; 21:34:50 >
  • Waaay dostum sevindim bak simdi. Demek o sözler aklına kazındı, cok sevindim dostum. Demekki 2 senedir farzları yerine getiriyosun. Walla senin adına ne kadar sevindim bilemessin @oktayd. Unutmayasın diye hatırlatıyım. Namazlardan önce abdest almayı unutma. Bende ilk basladıgımda bazen unutabiliyodum ordan aklıma geldi. Bende 30 günlük ceza sonrası forumda bi devriye atıyodumki sana denk geldim. Görüsmek üzere.

    quote:

    Orjinalden alıntı: oktayd

    süper bi kişilik bence.trt de belgeselini izlemiştim çok duygulandım..
    böyle insanlar çok az.saygıyla anıyoruz


    hatta medine\mekke tam olarak hatırlamıyorum şahı sormuş fahreddin paşaya sakalın var mı diye?

    fahreddin paşada:sen muhammed efendimizin farzını yerine getirdin mi ki sünnetini sorguluyosun..

    işte bu sözler aklıma kazındı 2 sene önce






    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Penguen35 -- 16 Aralık 2008; 5:30:44 >
  • Paşam senden ALLAH RAZI OLSUN. MEKANIN CENNET OLSUN. Sen sıranı başarı ile savdın, sıra bizde bakalım bizim hanemiz nasıl olacak....
  • Konu hort gibi olacak ama böyle büyük bir kişiliğe BAE dışişleri bakanı tarafından hırsızlık ithamı yüklenmesi ne acı şey. Satılmış Arap ataları kutsal topraklara İngiliz postunu layık görürken Fahrettin paşa ve adamları çekirge yiyene kadar direndiler. Bu adama dil uzatacak müslüman kendine müslüman demesin. Batının yalakası olup lafta muslüman olan arapların gerçek yüzü budur işte.

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • quote:

    Orijinalden alıntı: ceyhunceyhan

    Konu hort gibi olacak ama böyle büyük bir kişiliğe BAE dışişleri bakanı tarafından hırsızlık ithamı yüklenmesi ne acı şey. Satılmış Arap ataları kutsal topraklara İngiliz postunu layık görürken Fahrettin paşa ve adamları çekirge yiyene kadar direndiler. Bu adama dil uzatacak müslüman kendine müslüman demesin. Batının yalakası olup lafta muslüman olan arapların gerçek yüzü budur işte.

    İçimizdekiler bile kötülüyor

     Hem tarih yazdı, hem de fotoğraf çekti [ Fahrettin paşa]

     Hem tarih yazdı, hem de fotoğraf çekti [ Fahrettin paşa]
  • quote:

    Orijinalden alıntı: ceyhunceyhan

    Konu hort gibi olacak ama böyle büyük bir kişiliğe BAE dışişleri bakanı tarafından hırsızlık ithamı yüklenmesi ne acı şey. Satılmış Arap ataları kutsal topraklara İngiliz postunu layık görürken Fahrettin paşa ve adamları çekirge yiyene kadar direndiler. Bu adama dil uzatacak müslüman kendine müslüman demesin. Batının yalakası olup lafta muslüman olan arapların gerçek yüzü budur işte.

    Ceyhun kardeş 9 sene önce açılmış bir konuyu nasıl bulabildiniz çok şaşırdım ama konu gündemde olduğu için belki sayenizde konu top konu olabilir konuya gelince bence sizde RTE gibi oyuna geliyorsunuz burada Amerika'nın oyunu var amaç bölük pörçük olan müslumanları un ufak etmek ve IRKÇILIĞI yayarak müslumanları bölmektir bu oyun defalarca oynandı ve yıl olmuş 2018 hala oynanıyor ve oynanacak ama bu oyunu ne yazikki milliyetci ve saf müslumanlar anlamıyorlar

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • ürüng ayıg toyon kullanıcısına yanıt
    Hocam zaten bu kişilere ne diyeceğimi bilemiyorum. Ancak bukadar kör olunabilir. Bu sözleri bilinçli söylediğini düşünüyorum aksini aklım almaz çünkü.

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • Hotanlı 3477 kullanıcısına yanıt
    Hocam isterseniz olaya objektif bir şekilde bakalım. Amerika istediği kadar oyun oynasın. O adamların işi bu topraklarla uğraşmak zaten. Peki bu BAE dışişleri bakanı neden böyle sözler söylüyor? Suudi siyasetcilerden biride hak verip aynı zamanda Osmanlıyı sömürgecilikle suçlamış. Yahu ingilizlerle işbirliği yapıp din kardeşinizin kanını döken sizsiniz. Sonrada gelip osmanlıya laf edersiniz. Bu nasıl bir kansızlık? Sen böyle olursan, lafa gelince İslam İslam diye bağırıp, Gayrimüslimlerin girmesi haram olan topraklara ingilizi sokarsan birde bunun için din kardeşlerini öldürürsen sen mi müslümansın yoksa bu şehri savunan Fahreddin paşa mı? Bazı insanlar hala ümmet toplanacak diyor. Ümmet denilen adamlar bu adamlar mı? Amerikanın tasması altındaki araplarla Rusun ve çinlinin himayesindeki Türki cumhuriyetlerle mi kurulacak bu ümmet? Fazlasıyla hayal dünyasında yaşıyoruz



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi ceyhunceyhan -- 27 Aralık 2017; 16:51:1 >
    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • 
Sayfa: 1
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.