Şimdi Ara

Hayattaki anlık belirsizlikler ve kararsızlıklar

Daha Fazla
Bu Konudaki Kullanıcılar: Daha Az
2 Misafir - 2 Masaüstü
5 sn
5
Cevap
1
Favori
1.576
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
1 oy
Öne Çıkar
Sayfa: 1
Giriş
Mesaj
  • Merhaba dostlar, bir kaç kafama takılan ve yaşadığım şeylerle ilgili kafanızı ağrıtacağım. Belki sizler de yaşadınız veya yaşıyorsunuz böyle şeyleri. Belki çözüm bulanlar, kafa yoranlar, çare arayanlar vardır diye yazmak istedim.
    Bazen bir toplu taşımaya binip hiç bilmediğim bir İstanbul semtine gidiyorum. Orada insanları izliyorum uzaktan. Mesela geçen gün bir piknik alanında 55-60 yaşında adam ekmeğine domatesi az koydu diye eşine küsüp ekmeğini yemedi ve kalktı bir yerlere gitti. Mesela ben bu tepkileri anlamıyorum. Düşünüyorum da o yaşa gelmiş birisi böyle tepkiler vermemeli mesela. Biraz daha ağır olmalı. Veya evde su içtiği bardağı ortada bıraktı diye aralıksız 1 saat dırdır eden kadınları da anlamıyorum ben. Yahu al yerine koy işte o bardak oraya kondu diye yarım saat neden çeneni ve beynini yoruyorsun da gereksiz stres yaşatıyorsun kendine? Geçen sağlık ocağına gittim bir rapor almak için, monitördeki sıra yazma bilmem nesi bozulmuş herkes oturaklara oturuyor sıraya göre diziliyor. Önümde var belki 20 kişi. En sondaki kim diye sorup o kişiye de onaylatıp sizden sonra benim haberiniz olsun diyip oturdum bir kenara. Neyse öyle böyle sıra ilerledi gelenler gidenler derken sıra benden önceki amcaya geldi. Amca içeri girdi işini halletti. Ben de kapıda bekledim sıra geldi diye ve amca çıkınca içeri girdim. Tam kapıyı kapatırken birisi daldı arkamdan sıra bendeydi nereye giriyorsun diye. Arkadaşım amcadan sonra ben bekliyordum sıra bende dememe rağmen kabadayılaşmaya başlayacağını anladım o an. Hemen anlık kafamda canlandırdım adamı tutup kafasını duvara vursam sonra sersemletip yerde tekmeler içinde bıraksam diye. Kafamda canlandırdım o saniyede bunları. (Ki gücüm de potansiyelim de var) Sonra kapattım gözlerimi 1 saniyelik ve açtım. Dedim peki abicim buyur geç işini hallet ve çıktım kapının önüne ve beklemeye devam ettim. Adam işini halledip dışarı çıktı ve aferin delikanlı şimdi gir işini hallet bi daha da millete artislenme dedi. Ve sonra ben ne yaptım biliyor musunuz? Onu dediği gibi adamın koluna girdim ve hızlı hızlı merdivenden indirip sağlık ocağının dışarısına çıkarttım. Ardından da karın bölgesine bir tekme ve suratına bir yumruk vurdum. Karşındaki insanın ne yapabileceğini ve ne güce sahip olduğunu bilmeden sakın bir daha efelik yapma sana iyilik ettik bokunu çıkarttın diyip yarılan kaşıyla birlikte gönderdim adamı. Sonra işimi halledip eve gelince düşündüm. Acaba etrafta kamera beni çekti mi veya adam yaptığı şeyi bir daha kimseye yapacak mı? Veya ben adama içeride laf ederken neden dışarıdan kimse müdahale etmedi sıranın bende olduğunu bildiği halde? Böyle değişik değişik şeyler düşündüm nedense. Yani orada iki senaryo vardı; İlk odaya girerken o adama ben girmessem olay çıkarak gibi tepki verseydim şu anda dayak yememiş olacaktı ve ben işimi halledip çıkacaktım. Ama ben orada içimdeki siniri susturdum ve adama müsade ettim. İşini halledip çıkarken de laf etmeden gitseydi veya bi şekilde teşekkür etse kusura bakma dese gene susardım. Demek istediğim şu insanlar bazen ufacık şeylere ne yaşları gereği ne de ortamdan dolayı gerektiğinden fazla/farklı tepkiler veriyorlar. Ufacık şeyleri dağlar kadar büyütüyorlar. Dün bir süpermarkete gittim kasada sıra bekliyorum. Önümdeki yaşlı teyze de yarım poşet domates, biraz salatalık bir de kıvırcık almış küçücük. Kasadaki kız okuttu sebzeleri 8.45 lira tuttu(direk aklımda kaldı) teyzeye fiyatı söyledi teyze elindeki bozukları kızın eline bıraktı. 6 lira 10 kuruş var burda teyze 2.35 daha verebilir misin dedi. Teyze de yarım ağızla(en az 70-75 yaşlarında) bütün param o kızım dedi. Ben kasadaki kızdan doğru düzgün bir tepki beklerken teyze madem paran yok neden bu kadar şey aldın şimdi iptal edicem vesaire bilmem ne laf etmeye kendi kendine öf pöf demeye başladı. Sonra salata ve kıvırcığı iptal edip domatesin parasını aldı, para üstünü verdi ve tamam teyze bi daha da parana göre al uğraştırdın beni diyerek teyzeye laf söyledi. O yaşlı teyzenin yüzünü çekseydim o anda yılın değil yüzyılın fotoğrafçılık ödülünü alırdım inanın. O an da gene sağlık ocağındaki gibi kafamda canlanırdım anlık olarak; kıza ağzımı açayım da bütün herkese rezil edeyim, o arada müdür gelsin ona da iki çift küfür edip aldıklarımı da yere fırlatıp çıkayım diye geçirdim. Ama yapmadım. Elimdekileri kasaya uzattım, kız okuttu fiyatlarını çıkarttı ve teyzeden alıp kenara koyduklarını da geçir dedim. Onları da aldım ve parasını ödedim. Aldıklarımı poşete koyarken de kasadaki kıza; Teyze belki okuma yazma bile bilmiyordu o kadar bağırmanıza gerek yoktu teyze paran buna yetiyor diğerlerini iptal ediyorum desen de yeterdi ücretsiz vermesen bile dedim poşetleri alıp çıktım. Teyzeye yetişip teyze yanlış hesaplamış paran yetiyormuş dedim ve aldıklarını verip yoluma devam ettim. Okuyan olursa büyük ihtimal diyecek ki sen ne anlatıyorsun birader :) Derdimi anlatamıyorum yani arkadaşlar kendime bir hayat felsefesi edindim, iyi veya kötü bir durumda o anda kafamda olacakları canlandırıp ya susmayı tercih ediyorum ya da gerektiği tepkiyi vererek hayatıma devam ediyorum. Ama şunu anladım ki bizim ülkemizdeki insanlar ufacık şeylere aşırı sert tepki veriyor ve sonunu asla düşünmüyor. Hayat geçip gidiyor, hiçbir saniyeyi banka hesabımıza yatıramıyoruz siz siz olun yaşadığınız her saniye insan olduğunuzu, ileride sizler de o duruma geleceğinizi, hayatta herşeyin insan için var olduğunu unutmayın. Para, ev, araba gelir gider. Çok zengin olursunuz evde huzur olmaz, iş yerinde huzur olmaz, kafanıza en ufak şeyleri öyle bir takarsınız ki milyonlar size huzur vermez. O yüzden kuru ekmekte yiyin, gidip kebapta yiyin. Yaşayın yani, insan olduğunuzu hatırlayarak ve her zaman iyilik ve kötülüğü kafanızda teraziye koyarak tepkilerinizi gösterin. Hadi kalın sağlıcakla..







  • Başlıkla içeriği bağdaştıramadım
  • 55-60 yaşındaki adamın tepkisi muhtemelen olayın sürekli tekrarlanmasıdır. Sen beni tanımadın mı hanım bunca senedir, demiştir içinden. Keza su bardağının ortada bırakılmasına kızan kadının tepkisi sürekli aynı şeyin olmasındandır muhtemelen. Ama bunlara neden takıldınız ki.
  • Bu kadar seyi yazacak kadar kafaya taktigina gore asil incelenmesi gereken onlar degil sensin..

    Telaslanma hemen..

    Bizdensin..
  • 
Sayfa: 1
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.