Hava temizleme cihazları (47. sayfa)

quote:

Orijinalden alıntı: onnow78

Selamlar arkadaşlar , evimde 2 çocuk var , 1. Katta oturuyoruz , ev çabuk tozlanıyor , 2 tane trotec marka makina aldım , alman markası , seneler önce 2 tane nem alma cihazı almıştım ve taş gibi makinalar ,



Aldığım makinalar ; hava yıkama cihazı olarak geçiyor, havayı su ile çarptırıyor , toz , polen ve diger maddeleri filtrelemiş oluyor,



Trotec aw 10 s

https://tr.trotec.com/ueruenler/makineler-homecomfort/nemlendirme/hava-yikama-cihazi/aw-10-s/



Bu makina hem hava yıkama hem nemlendirme yapıyor, gece modları çok sessiz , aynı zamanda plazma modu var, nemlendirme kapatılamıyor bu sebeple bu cihaz nemli havalarda kullanıma uygun değil , ama evim nemli olmadığı için benim için sorun değil ,



Trotec aw 20 s

https://tr.trotec.com/ueruenler/makineler-homecomfort/nemlendirme/hava-yikama-cihazi/aw-20-s/



Bu cihazda 2 sene ömrü olan 2 adet hepa filtresi ile 2 adet polen filtresi var , nemlendirme modu kapatılabiliyor , hepa filtreleme modu , hepa + nrmlendirme , hava temizleme modları var ayrıca plazma aktif edilebiliniyor ,





Su ile hava yıkama , temizleme fikri bana güzel geldi , performanslarını daha görmedim , memnun kalırsam başka odayada alırım ,



Trotec kendi web sitesinde daha pahalıya satıyor , fakat yine kendi çeşitli alışveriş sitelerinde ürünleri daha ucuza satabiliyor , ben 10s i 950 ye , 20s i 1600 e aldım

quote:

Orijinalden alıntı: mstdem

Okuyan herkese merhaba,

Buraya geçen yılbaşı ve öncesi gibi yazmıştım. O günün bir yerinde sadece araştırma halinde idim. Okumuş olanlar hatırlayacaktır, o günlerde benim meselem, oturduğum eve sigara dumanı sızması idi.
Fakat bu arada bende bu konuya dair ister istemez bir tecrübe ve hatta kültür teşkil oldu.

Forumlar genellikle "armut piş ağzıma düş" yolunda kullanılıyorsa da pekala biliyorum ki, az sayıda da olsa "konuyu anlamaya çalışanlar" da oluyor. Tecrübelerimi onlar için anlatmış olacağım.
"Hava temizleme cihazı" konusu büyük ölçüde ve tuhaf bir palavra.
Bunu burada ilk ben mi söylüyorum? elbette hayır. Daha önce Cengiz Bey yıllara yayılan yazılarında ve cevaplarında bunu anlatmıştı zaten.

Fakat konunun birkaç farklı yönü var ki, bunlardan bilhassa bir tanesi ve onunla bağlantılı "temiz hava / hava temizleme prosesi" hiç bilinmiyor. Şimdiye kadar hiçbir yerde de görmedim. Bu, "doğalgaz" konusudur. Bunu yazımın sonraki kısmında ele alacağım.

Dediğim gibi, ben konuya "sigara dumanı" faslından başlamıştım. Şu çok açık bir tecrübe: Birinin / birilerinin bir yerde içtikleri sigaranın dumanı gelip durmakta ise buna çözüm olarak bu aletlerden birşeyler beklemek saflık olur.
Fakat o günün bir yerinde benim oturduğum o melanet evde konunun sigara dumanından ibaret olmadığı, buna doğalgaz sızıntısının da ilave olduğu ortaya çıktı. Yani çok özel bir kokteyl. -Cengiz Bey´in bütün ikazlarına rağmen- çözüm olabilir mi, yani, denize düşen yılana sarılır babında, o günlerde markasını telaffuz ettiğim şu anda ise etmeyeceğim bir markanın ürününü satın aldım. Böyle olunca, o kirli hava kokteyline bir de -başka bir forum yazarının "çamaşır suyu gibi kokuyordu" dediği ozon emisyonunu ilave etmiş oldum. 20m2lik odada sabahları resmen ciğerlerim tıkanmış halde uyanıyordum. Ömrü boyu hiç sigara içmemiş biri olarak bu durumu kabullenemezdim.

Önce ev sahibi herifin bütün itirazlarına rağmen evin rezil planında oradan oraya dolanan doğalgaz borularını elden geçirttim. Tek tek sökülüp yeni standartlarla tekrar takıldılar. Diyebilirim ki, hiçbir işe yaramadı. Bu, üç-beş ay içinde bir kaç defa yinelendi. Düşündükçe anlıyorum ki, yeni moda olan "tek parça boru" maliyeti göze alınsaydı dahi mesele devam edecekti. Şayet böyle bir meseleleri olanlar varsa o evden derhal kurtulsunlar. Geçen temmuz ayında evi değiştirdim "herşeyden" öyle kurtuldum. Şu anda oturduğum ev şehrin ( Eskişehir ) bulunduğu ovanın güneyindeki platoda ve herhalde yüz metre kadar rakım farkı var. Ve en önemlisi "merkezi ısıtma". Allah kombi´ye bir daha düşürmesin...

Geçen akşamlardan birinde erken gelmiş ve de gecelerde kuru ve esintisiz soğuk yapan bir kış yüksek basıncı havası vardı. Şehrin üzerine çöken baca dumanı sisle birleşti. Burada bile pencere açmak imkansızdı. Haftalar öncesinde bütün pvc pencerelerin contalarını fitil contalar ile takviyelemiştim. Bu hakikaten çok işe yaradı. Ona rağmen psikolojisi yetti ve "hiç olmazsa, sigara ve doğalgaz kokteylinin yokluğunda ferahlık veremez mi?" diye temizleme aletini paketlediğim kutusundan çıkartıp salonumda çalıştırdım. Yukarıda bahsettiğim arkadaşın "çamaşır suyu kokusu" sendromu yine aynen gerçekleşti. Tıkandığımı hissettim. İyon ünitesini çıkartıp çalıştırdığım halde durum devam etti. Yani gösterişli kutu cihaza "İyonizer" adıyla ilave edilen küçük ünite ozondan tek başına sorumlu değil. Elektrostatik filtre kademesi de ozon yayıyor olmalı. Aleti bir daha açmamaya yemin ederek tekrar kutusuna hapsettim. Ertesi gün bile salonu birkaç defa havalandırmak durumunda kaldım. O koku sanki kadınların ciğerlerini tıkamda kullandıkları "mentolü sigara" etkisi gibi ciğerlerin dibinde "yapış yapış" etkisi meydana getiriyor.

Kısacası, bu "hava temizleme aleti / cihazı" işi büyük bir palavra.

Cengiz Bey haklı, "İyon" faslı geçiyorsa İnsanlar sormalılar, o ne iyonu?
Elbette "ozon" iyonu...
Bunun haricinde konunun astm / amfizem yönleri çok başka.
Yani hepa filtrasyon işini ben sanki bu kategoriden göremiyorum.
Üstelik geçen ilkbaharda, nüfusu milyona yaslanmış şu şehirdeki tek allerji polikliniğinde bir ay sonraya randevu alabilip testten geçtiğimde testin "toza karşı" pozitif çıkmış olmasına rağmen. Halbuki toz benim neredeyse umurumda bile değil :)

Konunun geri kalanında asıl tehlikeyi ele almak istiyorum: Doğalgaz...

Oturduğum o önceki melanet evin mutfağında doğalgaz ocağının yakın üzerindeki bir dolabın kapağını açtığımda iğrenç bir koku duyuyordum ve midem kalkıyordu. O dolabı kaç defa sildim kimbilir. Zaten evin daire kapısından içeri girip salonun kapısına yaklaştığımda birşey beni ta midemden yakalıyordu. Bu, artık eminim ki, doğalgaz sızıntısından ( nature gas leaking ) kaynaklanıyordu.

Araştırdığım günlerde / aylarda "formaldehit alerjisi" klasik bir başlık olarak pekçok yerde karşıma çıktı. Fakat maruz kalınan formaldehitin bir metan türevi olması itibarıyla eşyalar / döşeme / mobilya kadar doğalgaz sızıntılarının da sonucu olabileceği hiç göz önünde alınmıyor.

Doktora muayene için giden adamın doktora ahkam kesmeye kalkması tuhaftır. Fakat ben kendimi bundan alamadım. Ona, "bu ülkede akciğer kanseri vakalarının son 30 yılda çığ gibi artmış olmasının asıl sebebinin doğalgaz olduğunu" müsterihen tereddütsüzce söyledim. Sadece, hastayı dinleyen psikiyatr gibi dinledi, o kadar :)

Benim tezim şu: Doğalgaz şebeke / satış firmalarının ellerindeki kontrol cihazları, insan organizmasının toleranslarının çok üstünde kalıyor.

Çok uzattığım düşünülebilir, fakat zaten bir defa yazacağım. Buraya yazdığım ilk zamanlardaki "sigara" fenomeni bende geri plana düşmüş değil ve düşmez de.

Fakat işte metan ve türevleri üzerine düşünür oldukça global doğalgaz network´ünün asla dile getirmediği bir başka husus bende yerini aldı: "Benzen".
Doğalgaz şebekelerinde esaslı bir "benzenden arıtma" prosesinin olması gerekiyor(muş). Bunun daha ilk yatırımda yer alması şart. İlk yatırım kimi zaman 50-60 milyar doları, yıllık işletme gideri ise 40-50 milyon doları bulabiliyormuş. Şimdi bir düşünülsün bakalım, bu ülkedeki dev doğalgaz şebekesine böyle bir yatırım yapılmış mıdır acaba? :)
Bende aylar boyu kontrol aletlerinin tesbit edemediği (ki, o aletlerin -çalışma prensipleri sebebiyle- ne kadar işe yarar olduklarına da itimat edemiyorum ) doğalgaz yüzünden bir tuhaf hassasiyet meydana geldi. Fakat bu + sigara dumanı + ozon ve biraz da kedi maması + kumu molekülleri solumaları şeklinde oldu.

Sonuçta buna herhalde olsa olsa "metan hassasiyeti" denebilir. Öyle ki, o aylara kadar hissedemediğim kokuları duyar oldum. Apartman logarı yanından geçerken de aynı "ciğer yakan" molekül akışlarını duyuyorum. Fakat en can alıcı husus şu olabilir: Evet bu hassasiyet doğalgaz kaynaklı. Fakat burada hava temizleme cihazının ozon emisyonu bunu tamamladı. Sanki "yanma olayındaki" hidrojen ile oksijen arasındaki ilinti gibisinden birşey. Yani iyonizer, yaydığı ozon sebebiyle, metan ve türevlerine karşı hassasiyetin başlaması bakımından tetikleme yaptı. Yayılan ozonun doğrudan sebep olduğu "nefes darlığı" ise cabası.

Önceki yazılarda konunun derinleştiği genel hususlardan bahsetmiştim. Fakat sıradan bir insan açısından konu son derece yerel kalıyor. O da, ikamet edilen mekândan ibaret.

Temiz hava temennisiyle.

Mesut Demirhan
Eskişehir