Şimdi Ara

Günümüz insanları önceki kuşaklardan daha mı mutlu yoksa daha mı mutsuz?NEDEN?

Daha Fazla
Bu Konudaki Kullanıcılar: Daha Az
2 Misafir - 2 Masaüstü
5 sn
20
Cevap
0
Favori
26.905
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
0 oy
Öne Çıkar
Sayfa: 1
Giriş
Mesaj
  • başlıkta da açıkladığım gibi arkadaşlar.bu aslında benim ödevim fikirleniriniz benim için değerli.yaşadıklarınız tecrübe edindiğiniz olayları baz alan veya bildiren, yol gösterici yorumlarınızı bekliyorum.ortaya atılanlara göre birşeyler yazacağım. şimdiden teşekkürler.



  • Yapay Zekanın Yanıtı

    {Eski İnsanlar mı Daha Mutlu Şimdiki İnsanlar mı?}

    Modern çağ insanlarının mutluluk seviyelerinin önceki kuşaklara kıyasla nasıl değiştiği konusundaki tartışmalar günümüzde devam etmektedir. Bu konuyu ele alan çeşitli araştırmalar, farklı görüşler ortaya koymaktadır.

    Bazı çalışmalar, modern insanların daha önceki kuşaklardan daha mutlu olduğunu öne sürmektedir. Bunun nedenleri arasında artan yaşam standartları, teknolojik gelişmeler ve daha iyi sağlık hizmetleri gösterilmektedir. Bu sayede modern insanlar daha uzun, daha sağlıklı ve daha rahat bir yaşam sürmektedirler.

    Öte yandan, diğer araştırmalar modern insanların daha mutsuz olduğunu iddia etmektedir. Bu, sosyal medyanın yaygınlaşması, artan yaşam maliyetleri ve çevresel kaygılar gibi faktörlere bağlanmaktadır. Modern insanlar, daha önceki kuşaklara kıyasla daha fazla stresli, kaygılı ve yalnız hissetmektedirler.

    Hangisinin doğru olduğu konusunda kesin bir cevap vermek zordur, çünkü mutluluk öznel bir kavramdır ve kişiden kişiye değişiklik gösterebilir. Ancak, her iki bakış açısının da geçerliliği vardır ve mutluluk seviyelerinin zaman içinde değişebileceği gözlemlenmektedir.

    Sosyoekonomik statü, eğitim seviyesi ve kültürel faktörler gibi değişkenler de mutluluğu etkileyebilir. Örneğin, daha yüksek gelirli ve eğitimli kişilerin daha mutlu olma eğiliminde oldukları tespit edilmiştir. Benzer şekilde, toplumsal destek sistemleri güçlü olan kişiler de daha mutlu olma eğilimindedir.

    Sonuç olarak, modern insanların önceki kuşaklardan daha mutlu mu yoksa daha mutsuz mu olduğu sorusunun tek bir cevabı yoktur. Mutluluk karmaşık bir konudur ve bireysel deneyimlere, sosyoekonomik faktörlere ve kültürel etkilere bağlı olarak değişebilir.

    Yapay Zekanın Yanıtını Genişlet
  • bence daha mutsuz çünkü insanlar sosyalleştikçe sorumlulukları artıyor sitres artıyor musluluk azalıyor en azından bende böle gün geçtikçe sınavlar yaklaştıkcaa tüm mutluluğum gidiyor
  • Bu forumdaki kullanıcılar: madanci, aMiraL*, RONNIE, Frost_Nova, TuruncuSite, Ekström, pik, kont_andre, serhatti, bullshi7, BelieveMe, Private, kobEren, Peju, dolcia, Antipatique, CastingFailed., murted, Wolverine, canus, Salih*, GanGstaStyLeZ16, Sefid.dL, Tech. Türk, troy, Zyx, georgemcfly, huseyin83800, darkdante.tr, stjimmy, surtunme1, kliwaj, emreovic5, Crauser, Alfren, the_mafia, ferpar1988, EkM3K, ::AlacaKaranlıkT!M::, fatih_t, adanaliyik, pac 04, s.u.i, lovelymadmex, Time_Out, AlCaDrAs, lvthsgm, Savage99, PlayMakers, Knock Out, cyber91, AppendiX, BaYDoGaN, S3RC@N, KaraMuro, rewanius, shamsheytani, gurci, Mogolo, neyno78, MrDraius, SpYcoLe, kralkobra_kralkobra, silentrl, K®ATOS, S A H, sleep, Raimond, SharDDewiL, Progr4mm3r, kersoz2003, JANT!, oxsıde, lenyyy, Pessimistyle Rapper, qburix, erdsavas, damdakiciplakadam, PyRRhiC, PaşaTuning, Monsteray., yy_061, heyula07, cstiger, M®t, ZinedineZidane, AAAragorn, Kamikaze00, baris195, diSSable, canss89, QuickPlay, Emre, White-Angels, _-TaicHi-_, Feel Me, Pea©e, emreyildirim94, take_me_as_i_am, QuasH, zorba11, kapakolsun, ghastly, kamil8135, Erinç, Shotokan999, astra06, Simonsorcerer, bmurat07, ice_54, Ctrlshft, s2000, _OlguN_, teng, 4n1L, Nihonjin, Thunderfury, tEmh@, Jr_Tito, magicool, lonely_man, osstation, kingmidas, dotard, mt.w3, JaSoN_, ferfecir06, knkrmnsd, kadtas, divax, arabaci_58, ekinoxy, siyahgözlübezelye, bynoun, THESHUCK, hysteria35, FREE-4, alpemre_1, St0n3C01d, TheMyTh_HeRo, buffy45, bigsmall11, ßlues, KubiPala, M60!, poseidon_19, ultrAslanAtta, kendinibil, Murat Yıldız, SERSAN, bluemoon, £¢h¡n, MonsterHungry, sexydagger, uzunoglan, netman_ut, akktwell, ßiliyorum, judith, meq@deth, SESAME, b03 psycho, kartopu2, desci, kunglao, LOLOM, missed approach, |cypo|, ihsan1987, MightyMouse, ^^CoNCoN^^, öküz, Lu£, aytunzaa, ABSOLUT, F.R.I.E.N.D.S, Tequero, Bludger, kl_emre_1905, doganslx_93, **tweety**, ardent_boy, «GÕ®K€M», Cadı =], monodoks, LastDestruction, hazar20012001, cervus, !LLéqaL, q0kh1, aßc, ToorJi, geyiklili, westblood, Impavide, serefbalcik, MarijuanA!, GamingExpert, ATaİk_, raper.1905, # sLh #, Uzaktan Kumandan, omusti, manakan


    umarım 1 yorumla kalakalmam. up




  • Ya her dönemin kendine göre bi zorlugu vardır tabi ama hey gidi günler hey cümlesi boşuna türemedi. Bu cümlenin altında yatan insanların yaşadıgı günlük mutluluklardır, yani önceki kuşakta bi ekonomik kriz olsa bile o krizi yaşarkende bi yandanda insanlar ramazan ayının mutlulugunu yaşıyor. Bu aslında çok uzun bir konu ve konuşurak, açıklayarak bitmez. Bi önceki kuşakta dedelerimiz çocuklugunda tarlada babasıyla koştururken mutlu oluyor, şimdiki kuşakta ise bizim çoculugumuzda çizgifilm seyredip, tiyatro ve drama oynayarak mutlu oluyoruz. Ancak biz bu mutlulukları yaşarkende hala siyasi ve maddi krizler her dönem oldugu gibi gene oluyor ve gene olmaya devam edicek.
  • yaşam karmaşıklaştıkça mutluluğun ve mutsuzluğun sebepleri de artıyor.bazen önemsiz şeylere bile kafayı takıp moralimizi bozabiliyoruz.aslında açıkla açıkla bitmez ama benim bir şekilde açıklamam lazım.yaşadığınız tanık olduğunuz olaylarla örneklendirirseniz sevinirim.kredi kartı,SSK,işsizlik falan gibi çarpıcı örnekler.

    yorum yapan arkadaşlara çok teşekkür ediyorum devamını diliyorum YUKARI.
  • @Cradlania;

    Haklısın, dedelerimiz boşuna demiyorlar hey gidi günler hey diye...

    Eskiden insanların imkanları çok kısıtlıydı. Az buçuk emekleriyle ellerinden geleni yapıyorlardı. Ufacık birşeyden bile mutluluk duyabiliyorlardı. Teknoloji bu kadar gelişmemişti, şimdiki gibi internet fln yoktu ki. Radyo bile sayılı kişilerde vardı. İşsizlik yoktu çünkü herşey insan gücüyleydi. işsizlik min. seviyede olduğu için suç oranı da hayli düşüktü tabi. Yüz kızartıcı suçlar bile insanın intihar etmesi için bir sebepti.

    Gelelim şimdiye...
    Şimdi insanların imkanları eskiye nazaran daha geniş. Geniş olmasa bile insan almaya gücünün yetmediği şeyi bir güzel borçlanarak alıyor, malumunuz kredi kartları, taksitler vs vs. Herşey hazır oldu. Eskien insanlar her yiyeceğini topraktan çıkarıp sağlıklı bir şekilde tüketip uzun yaşarken şimdi durum çok daha farklı. Çabuk üretilsin ve insanların ihtiyaçlarına cevap verilebilsin diye hormondur ilaçtır vs herşey var... Bu psikolojik olarak da etkiliyor insanları, yediğin şeye güvenemiyorsun, tad alamıyorsun, hormonsuz sağlıklı birşey yediğin zaman (köylerde fln) ağzın açık kalıyor e ben bugüne kadar ot yemişim diyorsun. Teknoloji ise başlıca nedenlerden biri. Şöyle ki hızla gelişiyor ve gelişme hızı zaman geçtikçe artıyor. İnsalar bu hıza yetişmekte zorluk çekiyor. İnsan gücüne ihtiyaç azaldığı için işsizlik artıyor ve doğru orantılı olarak da suç oranı artış gösteriyor. Artık durum öyle bir hal alıyor ki bırakın yüz kızartıcı suçları normal hırsızlık suçları bile normal karşılanmaya başlıyor. "Mamut abey bah millet çalıyo sende çal nolacah!" Bu anlayış toplumu yiyip bitiriyor. Haberleşme olanakları ise şimdi çok fazla. Hergün haberleri izleyip derdine dert katabiliyorsun maalesef. Ayrıca propagandalar, yalan haberler vs herşey insanların kafalarını karıştırıyor ve kafasıda soru işaretleri çok fazla olan insan mutluda olamaz. Çünkü emin değildir.
    Son olark da insanlar istedikleri şeyleri imkanları olmasa bile elde edebiliyorlar. Bu da eldeki imkanlarıyla yetinmemek sonucunu getiriyor. Hep daha fazlası isteniyor. Doyulmuyor kısaca. Bu da bir mutsuzluk sebebi.

    Kısaca belirtmek gerekirse eski insanlar daha mutluydu. Şimdi ki insanlar eskiye nazaran mutsuz. İstisna olarak da yenilikleri ve teknolojiyi kabul etmeyip eski anlayışla yaşayan insanlar var. Bizler o insanları "gerikafalı" diye nitelendirebiliriz ama emin olun ki o "gerikafalılar" "ilerikafalılar"dan kat be kat mutludur.

    Ama acımasız hayatın gereğince elimizden geldiince maalesef yenilikleri takip etmek zorundayız. Aksi taktirde bu Dünya da tutunacak dal bulamayız...

    Destan yazmışım be :D Ama lütfen okuyun atlamayın. Çünkü içimden gelenleri birebir yazdım.




  • quote:

    Destan yazmışım be :D Ama lütfen okuyun atlamayın. Çünkü içimden gelenleri birebir yazdım.


    Aferin, güzel yazmışsın maaşallah
  • Yapay Zeka’dan İlgili Konular
    Daha Fazla Göster
  • quote:

    Orjinalden alıntı: AurorAbeam

    @Cradlania;

    Haklısın, dedelerimiz boşuna demiyorlar hey gidi günler hey diye...

    Eskiden insanların imkanları çok kısıtlıydı. Az buçuk emekleriyle ellerinden geleni yapıyorlardı. Ufacık birşeyden bile mutluluk duyabiliyorlardı. Teknoloji bu kadar gelişmemişti, şimdiki gibi internet fln yoktu ki. Radyo bile sayılı kişilerde vardı. İşsizlik yoktu çünkü herşey insan gücüyleydi. işsizlik min. seviyede olduğu için suç oranı da hayli düşüktü tabi. Yüz kızartıcı suçlar bile insanın intihar etmesi için bir sebepti.

    Gelelim şimdiye...
    Şimdi insanların imkanları eskiye nazaran daha geniş. Geniş olmasa bile insan almaya gücünün yetmediği şeyi bir güzel borçlanarak alıyor, malumunuz kredi kartları, taksitler vs vs. Herşey hazır oldu. Eskien insanlar her yiyeceğini topraktan çıkarıp sağlıklı bir şekilde tüketip uzun yaşarken şimdi durum çok daha farklı. Çabuk üretilsin ve insanların ihtiyaçlarına cevap verilebilsin diye hormondur ilaçtır vs herşey var... Bu psikolojik olarak da etkiliyor insanları, yediğin şeye güvenemiyorsun, tad alamıyorsun, hormonsuz sağlıklı birşey yediğin zaman (köylerde fln) ağzın açık kalıyor e ben bugüne kadar ot yemişim diyorsun. Teknoloji ise başlıca nedenlerden biri. Şöyle ki hızla gelişiyor ve gelişme hızı zaman geçtikçe artıyor. İnsalar bu hıza yetişmekte zorluk çekiyor. İnsan gücüne ihtiyaç azaldığı için işsizlik artıyor ve doğru orantılı olarak da suç oranı artış gösteriyor. Artık durum öyle bir hal alıyor ki bırakın yüz kızartıcı suçları normal hırsızlık suçları bile normal karşılanmaya başlıyor. "Mamut abey bah millet çalıyo sende çal nolacah!" Bu anlayış toplumu yiyip bitiriyor. Haberleşme olanakları ise şimdi çok fazla. Hergün haberleri izleyip derdine dert katabiliyorsun maalesef. Ayrıca propagandalar, yalan haberler vs herşey insanların kafalarını karıştırıyor ve kafasıda soru işaretleri çok fazla olan insan mutluda olamaz. Çünkü emin değildir.
    Son olark da insanlar istedikleri şeyleri imkanları olmasa bile elde edebiliyorlar. Bu da eldeki imkanlarıyla yetinmemek sonucunu getiriyor. Hep daha fazlası isteniyor. Doyulmuyor kısaca. Bu da bir mutsuzluk sebebi.

    Kısaca belirtmek gerekirse eski insanlar daha mutluydu. Şimdi ki insanlar eskiye nazaran mutsuz. İstisna olarak da yenilikleri ve teknolojiyi kabul etmeyip eski anlayışla yaşayan insanlar var. Bizler o insanları "gerikafalı" diye nitelendirebiliriz ama emin olun ki o "gerikafalılar" "ilerikafalılar"dan kat be kat mutludur.

    Ama acımasız hayatın gereğince elimizden geldiince maalesef yenilikleri takip etmek zorundayız. Aksi taktirde bu Dünya da tutunacak dal bulamayız...

    Destan yazmışım be :D Ama lütfen okuyun atlamayın. Çünkü içimden gelenleri birebir yazdım.

    Kesinlikle haklısın artık insanlar az buz şeyle doymuyor çabuk tüketmek hemen ilk çıkana sahip olmak dert oluveriyor insanlara hep daha fazlası ihtiyaçtan fazla tüketim.Eskiden utanma vardı şimdi ise yok hiç bir insan hiçbirşeyden utanmıyor ben yaşarım başkasından banane tarzında bir yaşam hakim şimdilerde.Yeni nesil çok hırslı çok bu iyi birşey değil kesinlikle.Tabi dünyada çok fazla nüfus artışı olduğundan dolayı insanlar artık nefes alamaz hale geldi işsizlik rekabet arttı rekabetin belli biyere kadar olanı iyidir ama fazlası yıkım getiriyor.Kötü bir zaman benim fikrim bu daha ii olamaz neden çnükü direk nüfusla alakalı bir durum nüfus azalmadan refah artamaz bizdede durum maşallah ortada doğuda 5-10 çocuk büyüyünce hepsi İstanbulda.




  • ben aynı olduğunu düşünüyorum ..biz eskiyle yeniyi kıyas edebildiğimiz için bazı sonuçlar çıkarıyoruz ..eski zamanlar filmlerdeki siyah-beyaz olmadığı gibi hızlı hızlı da hareket etmiyordu kimse .dünya bugunkü kadar renkli parlak berrak idi...misal heryerde tertemiz pınarlar vardı belki ama ulaşabiliyor muydun bugün kirli diye ulaşıyoruz ama kullanamıyoruz ...
    geçen bir yazı vardı nerde o eski ramazanlar diye ? hangi eski ramazanlar kimin eski ramazanı ?50 yıl yada 200 yıl önceki ramazanı mı özlüyoruz ?özlediğimiz sadece neşeli ve sorumsuz çoçukluğumuz değil mi?
    her devirde zengin zevk ve sefa içinde yaşabiliyordu hayatı nice araçlar herzaman vardı ...bu sıralar ev aradığımız için bazen hayret ediyorum bu kadar insan alt alta yan yana 10 kusur milyon insan (ki herbirimiz küsürde sadece 1 sayıyız trafik kazasında bir haber değerinde) niye bu kadar dar alana sıkışıyor geçen bir siteye gittim 7 blok 700 daire yaklaşık ...alanı bizim köyde ki 1 bilemedin 2 hanenin bahçesi ile kapladığı alan kadar ...
    mutluluk çağda değil bence zamandan ayrı bir kavram .isteklerimizin sınırsız olduğunu bildiğimize göre mutluluk başka bir köşede saklanıyor olsa gerek ...




  • quote:

    Orjinalden alıntı: istanbuli

    özlediğimiz sadece neşeli ve sorumsuz çoçukluğumuz değil mi?




    olay bundan ibaret bence ozelliklede SORUMSUZ cocuklugumuz kısmı okdar dogru bi sözki... ne kadar bagımsız sorumsuz olsak yani RAHAT olsak okadar mutluluga yaklasırız ama artık bu olay hiçte kolay diil isyerinde patrona evde anne babana evliysen esine cocuguna bi ton sorumlulugun var nasıl mutlu olabilirizki onceden kendimizden ibaret bi dunyamız varken gitgide baskalarının sorumluluklarınıda sırtlamaya baslıyoruz.cocukken okuldan kacsakta yaramazlık yapsakta hep geriye donebildigimiz bi evimiz soframızda sıcak yemegimiz yatcak rahat yatagımız vardı. bunlar hep vardı bu sartlar icin bizim hic bisey yapmamız gerekmiyordu.ama yas buyuyunce bu sartları esine cocuguna saglama sorumlulugu bize bindi.bizim burdaki en buyuk sanssızlıgımız belkide acımasız rekabet ortamında işsizlikle karsı karsıya kalmamız oyle olmasa bile istedigimiz bi isi yapamayısımız gunde 10-12 saat calısmamıs haftada bi gün izin yapabilmemiz.

    kısacası bi kac yıl oncesine kadar kendi hayatımızı yasarken artık kendi adımıza bi hayatımız olmayısımız e hayatı olmayan adamda nasıl mutlu olsunki




  • dedim konu bayağı bir sarkmıştır ama beklenilen ilgili görmemiş. bakın binbaşı oldum yarbay oldum,albay oldum gibi saçma bir konu açsam herhalde 4-5 sayfayı bulurdu konu.neyse yorum yazanların ellerine sağlık.yorum yapmayı düşünen tereddütte kalmasın.

    bakın ne buldum,gülse birsel demiş...

    Toplanın, mutluluğun sırrını veriyorum!

    Bir kere şu ortaya çıktı: Para, mutluluk getirmiyor kardeşim! Modern dünya, sadece 'daha zenginlerin', 'daha az zenginlerden' biraz daha mesut olduğunu, bu saadetin de 'üstünlük' hissinden kaynaklandığını ve uzun sürmediğini keşfetti! Psikologlar 'mutluluk' konusuna takmış durumdalar. Temel ihtiyaçları karşılandığı sürece, daha fazla para ekstra bir mutluluk getirmiyor. Peki kim, niye mutlu oluyor? Time dergisinin son sayısı, birçok bilim adamının bu konuda yaptığı araştırmalardan çıkan ilginç sonuçları konu alıyor. Mutluluk, bizim sandığımız etkenlerden çoğuyla hiç bağlantılı değil! Para? Hiç alakası yok! Eğitim? Hiç etkisi yok! Zekâ? Aynı şekilde! Gençlik? Bilakis! Yaşlıların hayattan gençlere göre daha çok zevk aldıkları ve depresyona daha az meyilli oldukları kanıtlanmış! Evlilik? Araştırmalara göre, evli insanlar bekârlara göre biraz daha mutlu olsa da, bunun sebebi zaten mutlu olmaya meyilli insanların evlilikleri daha kolay yürütmesiyle ilgili olabilir! Güneşli havalar? Hayır! Amerika'nın bol yağmurlu bölgelerinde yaşayanların Kaliforniyalılara göre daha depresif olmadığı kanıtlanmış!

    ARKADAŞLAR EN İYİ İLAÇ
    O zaman insanları mutlu eden ne? Bulgulara göre dini inanç insanların mutluluğunu artıran önemli bir etkenmiş. İnanan insanlar zorluklara karşı daha kolay göğüs geriyor ve daha iyimser oluyorlarmış. Arkadaşlar, mutsuzluğa karşı müthiş bir ilaçmış! Ahbapları, dostları, aileleri ve çevreleriyle daha yakın ve sık ilişki kuran insanlar karamsarlıktan uzak kalmak için en etkili formülü bulmuşlar. Bu arada, mutlu olmak için bir grup psikoloğun kullandığı 'gün inşa etme' metodundan bahsetmek lazım. Denekler bir gün önce dakika dakika ne yaptıklarını hatırlayıp, bu aktivitenin onların açısından mutluluk düzeyini birden yediye kadar işaretliyorlar. Bu test 900 Teksaslı kadında uygulanıyor. Sonuçlar ilginç... Bu hanımlar için en çok mutluluk veren ilk beş aktivite, seks, arkadaşlarla sosyalleşme, evde yatıp gevşeme, dua etme ve yemek yeme! Bunları spor yapma ve televizyon seyretme takip ediyor! Tuhaf ama 'çocuklarla ilgilenmek' listenin en altlarında, ev işinin bir sıra üstünde yer alıyor! Çoğu insanın hayatında mutluluğunun kaynağı olarak gördüğü çocukların, günlük hayatın mutsuzluk sebeplerinden biri olması ilginç! Demek ki, mutlu ettiğini sandığınız her şey mutlu etmiyor! Ancak, günlük hayatta insanı sinirlendiren, geren, mutsuz eden ufak tefek olaylar, hayatın genelinde mutluluk kaynağı olabilirmiş! Sürekli şikayet ettiğiniz stresli işiniz, hayatınızın en önemli rengi olabilir örneğin. Psikologların bu konuyla ilgili edindiği farklı bir bulgu da: "Sonların gücü"! Sözgelimi, sizi çok mutlu eden bir ilişki, son bir haftasında berbat kavgalar ve gözyaşı dolu bir ayrılıkla sonlanıyorsa, bütün hayatınız boyunca o ilişkiyi kötü hatırlıyorsunuz! Bu konu, kolonoskopi yaptıran bir grup insan üzerinde test edilmiş. Biliyorsunuz kolonoskopi, bağırsaklarla ilgili rahatsız edici, biraz acılı bir muayene metodu. Bir grup hastaya standard kolonoskopi yapılmış. Diğer grupta ise kolonoskopi aleti, muayeneden sonra 60 saniye hareketsiz bırakılmış. Hastalara acı veren bölüm aletin hareketleri olduğu için, uygulama 60 saniye daha uzun sürdüğü halde, muayenenin sonu 60 saniyelik acısız bir zaman dilimiyle bittiği için, ikinci gruptaki hastalar, uygulamayı, ilk gruba göre daha az rahatsız edici bulmuşlar! Peki, herkes mutlu olabilir mi? 1996'da yapılan bir araştırmaya göre, bir insanın hayatından memnun olması, yüzde 50 oranında genetik yapısına bağlı! Genler neşeli, rahat bir kişilik yapısını, stresle başa çıkma kapasitesini, depresyon ve endişeye meyili yönlendiriyor! Eğer bir insan genetik olarak mutluluğa meyilliyse, başına berbat şeyler de gelse, hatta kaza sonucu bir uzvunu bile kaybetse, zaman içinde, eski mutluluk seviyesine ya da ona yakın bir noktaya dönebiliyor!

    ÇALIŞ, ŞÜKRET SENİN DE OLSUN
    Bütün psikologların üzerinde fikir birliğine vardıkları üç mutluluk formülü var: Şükretmek, iyilik yapmak ve yaptığın işi sevip daha çok konsantre olmak! Şükretmek, hayattan duyduğun memnuniyeti ifade etmek, hatta bunu düzenli olarak yazmak ve söylemek, sadece insanın keyfini yerine getirmekle kalmıyor. Kalifornia Üniversitesi'nin araştırmasına göre fiziksel sağlığı düzeltiyor, enerji seviyelerini yükseltiyor, acı ve yorgunluğu azaltıyor! İyilik yapmak, sözgelimi düzenli olarak bir huzurevini ziyaret etmek, bir komşuya yardım etmek, babaanneye mektup yazmak, mutluluk derecesini ani ve dramatik biçimde artırıyor! Ne para, ne aşk, ne güneş, ne gençlik. Yaptığınız işi sevip, o işe bütün konsantrasyonunuzu ve enerjinizi severek vermek de, mutluluğun formüllerinden biri. Marangoz olsanız da, doktor olsanız da böyle. O kadar araştırma, kolonoskopide ekstra 60 saniyeye katlanan denekler (!), yazışmalar, toplantılar, istatistikler... Psikologlar yine bize ana okulunda öğretilenlerle kutsal kitaplarda yazılanları bulmuşlar: Mutlu olmak için çalış, iyilik yap, şükret!




  • cok güzel bi yazı fakat 3 mutluluk ögüdünden biri olan çalışma kısmı bu zamanda insanlar icin zor.... çalışmaktan kimsenin kaçtığı yok fakat yapmak istedigi isle yakından uzaktan alakası olmayan işlerde calısmak zorunda olan insanlar icin cok zor bi durum
  • Daha mutluydu çünkü kanaatkarlık ve insani değerler vardı.

    Şimdiden daha çok yardımlaşma vardı hatır gönül ilişkisi vardı. Yalnız teknolojiye suç atmamamk lazım. Mesela önceden iletişim araçları yoktu veya kısıtlıydı şimdi ise süper ama mesela benim tanıdıklarıma bakıyorum adam bir mesaj atmıyor cepten hadi o paralı diyelim bir e-posta yollamıyor. Son olarakta eskiden şahsiyet,karakter gibi kavramlar artık hikaye olmuş.
  • her asırda iyi ve kötü dönemler olur.
    kötü dönemlerde insanlar mutsuz olur - iyi dönemlerde insanlar mutlu olur.

    eskiden yani 2. dünya savaşı yıllarında insanlar daha mı mutluydu. o zaman tabi ki daha kötüydü.

    yada roma dönemindeki insanlar o barış ve bolluk döneminde şimdikine göre daha mı mutsuzdular.
    elbette ki o devir daha iyiydi.

    bunun eski - yeni ile ilgisi yok. yaşanılan dönemin koşulları ile ilgisi var.



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi barsgan -- 26 Ekim 2008; 21:49:58 >
  • bence teknolojinin etkisi daha fazla.eskiden daha az ihtiyaçlar vardı.temel ihtiyaçlar (yiyecek,giyecek,ısınma,barınma vb.) karşılandıktan sonra geriye çok fazla

    bir şey kalmıyordu.şimdi ise ulaşım ve iletişim araçlarıyla yaşam alanı çok büyüdü.teknolojik ihtiyaçlar tad vermez oldu. 6 8 ay önce gıptayla baktığımız tv veya pc

    gibi elektronik aletler alt sınıfa geçiyor.yani sürekli birşeylerin peşinde koşuyoruz.biz istemesekte çevremiz ailemiz bizleri zorluyor.örnek olarak araba.hiç birimiz

    arabadan vaz geçemeyiz.ama onun bakımı,yakıtı,vergisi vs. birçoğumuzu zorluyor.bence eskiden yaşam daha basit ve kolaydı.stres daha azdı.o yüzden eskiden

    daha mutlu olduklarını sanıyorum.en azından daha az stresleri vardır.
  • şükredersin ama çalışmazsan hiçbirşey olmaz git evde otur allaha bütün gün dua et hiçbişey olmaz . çalışırsan ama istemezsen de olmaz. isteyeceksin. sonra uygun calısma yontemını bulup calısacaksın



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Peacifullord -- 27 Ekim 2008; 0:22:36 >
  • bu kadar yazilandan bile su anlasiliyorki insan surekli arayis icinde azla yetinemeyen oldugu icin mutluluk mutluluk arayanlar tarafindan hicbir devirde bulunamadi , adem havvadan bugune, ancak mutlu olmayi dert etmeyen milyon yil once ,osmanli devrinde , gokturk su bu devirde dun bugun mutlu bicimde yasamakta ve yasayacaktir, mutluluk insannin ihtiyaclarina, memnuniyetine.TATMINine gore degismekte, soruyu soran ve cvplayan arkadaslardan anladigim kadariyla sizlerde mutlulugun pesindesiniz belki de sizi asil mutlu eden sey mutlulugu aramak, buldugun zaman baska bir mutluluk aramak ama buldugun mutlulugun seni tatmin etmeyisi ve hicbir ulasilmis mutlulugun tatmin edecek olmamasi.
    dusunduklerimi ifade etmekte yazili sozlu zorlarim devrik ya da duzeltilmesi gereken yerler olabilir kusura bakmayin
  • Günümüz insanlarının mutlu olması çok daha zor diye düşünüyorum. Günümüzde her insan çok yoğun bir baskı altında. Aileler çocuklarına başarılı olmaları için baskı uyguluyorlar, okullarda hep rekabet pompalanıyor, iş hayatı zaten vahşi bir orman gibi birde bunun üstüne her yönden üzerimize gelen ve bize daha iyi, daha çok kazanan, daha sağlıklı, daha güzel, daha daha daha diye pompalayan bir sistem var. Televizyonu açıyorsunuz daha güzel evler, daha güzel dişler diye bin tane reklam. Bunalıp sokağa çıkıyorsun daha güzel arabalar, daha güzel yüzler diye reklamlar. İnsanlara sürekli daha fazlasını istemek aşılanıyor. Bu durumda çoğumuzda "yok kardeşim istemiyorum fazlasını elimdekiyle mutluyum" diyemiyorlar.

    Konuyu açan arkadaşa ve yorum yazanlara "into the wild" isimli filmi izlemelerini öneriyorum.
  • Paylaşılmayan hiçbir şey insana mutluluk vermez. Günümüzde olmuyan tek şey adil paylaşım. Bilim, teknik ve teknoloji mutluluk getirseysdi, insanların bugün bunu tartışır olmaması gerekirdi.

    Tek başınıza veya karı-koca olarak dünyanın engüzel, en lüküs en büyük evinde oturun. Tekkişi veya bir çif eş orada mutlu olurlar mı? Mutfağınız en güzel, en lüküs yemeklerle dolu olsun. Sizlere uzun zaman mutluluk verir mi? Tek başınıza bütünenüstün teknik ve teknolojiye sahip olsanız sizi nekadar zaman için mutlu eder?

    Her insan zenginlere özenir, ama onların derdinden bihaberdir. Herşeyin bir doyum noktası vardır. Ondan sonrası sıkar. Paylaşılan şeylerin doyumu ise hep anlatılır. Askerlikten çok insan şikayetçi olur ama yaşamı boyunca hep askeriliğinden söz eder.

    Geçmişte büyük aileler vardı. Sevinç ve dertler paylaşılırdı. Günümüzde ayleler parçalandı. Aileler küçüldü. Aileler, aileden koparken, yabancı aileleri dost edinmeye başladılar. Ondan sonra şu sözü öğrendiler: SIRRINI SÖYLEME DOSTUNA, DOSTUN DA SÖYLER DOSTUNA! Sevinçler, mutluluklar, övünmeler söylensa de dosta, dertler, kederler söylenemez oldu dosta!

    Evet. Mutluluk gitti, mutsuzluk geldi. Ama mutluluğu bizler eğolarımızla göderdik. Şimdi mutsuzlukla her insan başbaşadır. Bu geri dönülmez bir yoldur. Diğer bir açıdan da Evrimin döngüsünü tamamlamasıdır bu!

    Canlı dediğin, öleceği anı bekleyen bir yaratılmış değil mi ki, mutlu veya mutsuz olsun? Mutlu olarak ölen ile Mutsuz olarak ölen arasında gerçekten ne fark vardır? İkisi de ölümlü değil mi?

    Kendinize şu soruyu sorun: Ben gerçekten var mıyım, Aynı bedende mi yaşıyoruz?

    Kainatta gördüğünüz herşey, yaratıcının zairi görüntüsüdür! Zair olanlardan biri de insan dediğiniz biryedir. Gerçeğiz diyorsunuz, Mansur'un yolunda, yani <<Enel Hak>> oluyorsunuz! Olmuyan insan, birey, ben varım diyebilir mi?

    ENEL HAK mısınız? Yaratıcı zair olan görüntülerinden, Ramazanda oruç mu tutmalarını istiyor?




  • Teknolojik gelişim ile insanların mutsuzluk orantıları birbirleri ile bağlantılıdır. Teknoloji geliştikce ister istemez hayat daha robotik / monoton / duygusuz hal alır.
    Birde bu teknolojinin getirdiği inanılmaz bir dezenformasyon vardır , bilgiye ne kadar çabuk ulaşabiliyorsak yalana / üçkağıta / yanlış bilgilerede bu kadar çabuk ulaşılabiliyor ve insanda inanılmaz kafa karışıklıkları yaratıyor..

    İlginçtir afrikadaki ekonomik / sosyal bunca soruna rağmen , avrupadaki intihar oranları afrikadan daha fazladır.. Çünkü afrikalı doğayla iç içedir , basit yaşar , kendi doğasına uymayan bir yaşam tarzıyla yetişmemiştir.
    Avrupalı hayata sadece maddesel anlamda bakar ve teknolojiye inanılmaz oranda bağımlıdır.
    Buda her ne kadar ekonomik anlamda üst seviyede olsalar bile onları mutlu etmeye yetmez.
    İnsanlarla iletişiminizde arada bir cihaz varsa , zamanınızın büyük kısmını tv , bilgisayar gibi makinaların başında geçiriyorsanız nasıl mutlu olmayı umuyorsunuz..

    100 yıl önce ne bu kadar hastalık vardı , nede bu kadar hastane..
    Eski zamanlarda bunalıma giren biri görüldüğü zaman insanlar şaşırırmış şimdi ise normal bir şeymiş gibi her insanın arada olabileceği bir şeymiş gibi gösteriliyor.

    İnsanların bu kadar mutsuz olmasındaki ana sebeb bilim ve teknolojinin insan doğasına uymayan gelişimi yatar.. Belkide 400-500 yılda ulaşılabilecek bir gelişim 100 yılda yakalandı bunuda "kapitalizm" yoluyla başardılar. Herkesin birbiriyle yarış içerisinde olduğu , düşenin gözünün yaşına bakılmadığı bir sistemle herkesi yarış atı moduna sokarak sözde gelişim sağladılar.
    Ama ne uğruna ????
    Dünya buna küresel ısınma ile cevap verirken , insanlarda önü alınamıyan ruhsal bunalımlarla cevap veriyor.

    SON AĞAÇ KESİLDİĞİ ZAMAN,
    SON BALIK TUTULDUĞU ZAMAN,
    SON NEHİR KURUDUĞU ZAMAN,
    PARANIN YENMEZ OLDUĞUNU ANLAYACAKSIN..!!!

    ( Kızılderili Atasözü)




  • 
Sayfa: 1
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.