Yeni Kayıt
Konudaki Resimler
< Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi uranos50 -- 19 Şubat 2011; 15:30:44 > |
Hızlı 
Bildirim
Güneydoğu Anadolu Projesi, Türkiye ve Ortadoğu...
Sıcak Fırsatlarda Tıklananlar
Editörün Seçtiği Fırsatlar
Daha Fazla 
Bu Konudaki Kullanıcılar:
Daha Az 
2 Misafir - 2 Masaüstü
Giriş
Mesaj
-
-
İmzanıza baktım da tüm dünyaya hükmeden bir ecdadınız varken / şu anda küçücük bir anadolu toprağında ülkenizi azınlık halklara böldürmemenin yollarını arar olmuşuz / Gerçekten trajikomik bir olay Çok güzel cevaplar yazardım fakat BAN'da beraberinde gelirdi.
Kısacası bana bu yazıdan çıkardığın sonucu özetleyerek geçebilir misiniz ? -
Öncelikle merhaba.
Evet bir zamanlar tüm dünyaya hükkettiğimiz kesin.Ama Osmanlı da dahil olmak üzere bir çok ülke belli bir süreden sonra hegamonyasını yitiriyor..Ve halen bunlara tanıklık ediyoruz.örneğin Sovyetler Birliği.Bir dönemlerin süper gücü iken şimdi eser bile kalmadı o rejimden..ABD.Sanıyormusun ki ABD nin süper gücü ilelebet devam edecek.Yakındır oda yerini başka bir ulus devlete bırakıp yoluna devam edecek.Çin geleceğin süper gücü.Belki Ondan sonra Brezilya, Hindistan. vs. vs.
KÜÇÜCÜK ANADOLU DEYİMİNE GELİNCE, ANADOLU AVRUPANIN İKİNCİ DÜNYANIN İSE EN BÜYÜK 37. YÜZÖLÇÜMÜNE SAHİP COĞRAFYASIDIR. 780.576 km²
İkinci konu halkı azınlıklara böldürmek isteyende kimmiş.Her ülkede olduğu gibi bizim ülkemizde de hain ve vatana ihanet eden satılmış insanlar var.Ve benimde aklım yetmiyor bazen ülkemizde olan biten olaylara ama tek yapmamız gereken uyanık olmamız.Bunun yoluda kesinlikle eğitimden geçiyor.Yazıyı baştan sona okursanız eğer belli bölümlerde Su politikası yüzünden Güney doğudaki halkın Türkiye den kopartılmak için İsrail ve Amerikan devletinin uyguladığı politika ve planlardan bahsedilmiş.Yani yazı bence okuyan herkesin gayet rahat anlayabileceği cinsten kaleme alınmış.
Söz konusu bu yazı ile ne anlatmak istedim ? Geçen haberlerde çeşitli fotograflar gösterdiler vatandaşa.Bırakın ülkemizdeki magazin dünyasını,insanlar yabancı magazin starlarını öyle bir sayıyorlarki, taa sülalesine kadar nerdeyse..Ama Genel Kurmay başkanını, Meclis Başkanını sorduklarında ise, tiyatrocu diyenini mi arasın, şarkıcı diyenini mi ararsın medyum diyenini mi ararsın.İzlerken güldüm açıkcası ama ağlanacak bir durum.
Bu yazıyı neden paylaştım ?? İnsanların facebook denen illete dadanıp yok şu resmin çok güzel yok bu resmin çok donuk yok şu video çok komik gibi... boş işlerle zaman geçirmelerindense bunun gibi yazıları okuyup geleceği için bilgi sahibi ve geleceğini bilip ona göre davranması gerektiğini vurgulamak istedim.
Sözün kısası belki biz göremeyeceğiz ama çocuklarımız mutlak ama mutlaka Türkiye'ninde müdahil olduğu bir savaşı Ortadoğuda görecek.BUNUNDA SEBEBİ " SU "...
< Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi uranos50 -- 19 Şubat 2011; 13:52:26 >
-
Halk magazine verdiğini önemi siyasete verirse egemenlere boyun eğmeksizin hür olur.Eyv.Fakat halk sadece siyasallaşmayı da tercih etmemeli magazinden de haberdar olmalı siyastten de ve bop yada gap'tan da.Küçün anadolundan kastım osmanlının ile anadolu arasında bir yüz ölçümü değerlendirmesi yaparak ulaşmış olduğum sonuçtur.Büyük imparatorluktan küçük fetocu yeşil devrimcilere dek uzanan o köprü.Su savaşlarının çıkması büyük bir ihtimal fakat bu olaya ancak ve ancak torunlarımız şahit olur.Bunun için önlem almamız gerekmekte fakat şuan düşünülmesi gereken ülkemizin tam bağımsız ve tam özgür olmasıdır.Atatürk'çü düşünce ile ilelebet ebediyete dek sürecek olan özgürlüğü seçmek var iken halk gidip kömürün etkisinde emperyalist akıma oyuncak oluyor
Bir akıl hastanesini ziyareti sırasında, adamın biri sorar:
- Bir insanın akıl hastanesine yatıp yatmayacağını nasıl belirliyorsunuz?
Doktor:
- Bir küveti su ile dolduruyoruz. Sonra hastaya üç sey veriyoruz. Bir kaşık, bir fincan, ve bir kova. Sonra da kişiye küveti nasıl boşaltmayı tercih ettiğini soruyoruz. Siz ne yapardınız?
Adam:
- Ooo ! Anladım. Normal bir insan kovayı tercih eder. Çünkü kova kaşık ve fincandan büyük.
- Hayır, der doktor. Normal bir insan küvetin tıpasını çeker.
Gerçek Akıl, Sadece Bize Sunulan Çözümleri Seçmek Değil, En Uygun Çözümü Bulabilmektir.
Yukarıda ki hikayeden özetle önümüze kapitalist düzenle sunulanı değilde mantığın yoluyla bize ve milletimize en uygunu bulabilmekte asıl olan.
İlk konuda ki alıntından sonra biraz daha açmanı istemiştim şimdi daha anlaşılır oldu.Şükranlarımı sunarım
-
Hikayeyi çok beğendim.Teşekkürler..
Şu konuda kesinlikle haklısınız.Hep siyasallaşmak olmaz.Elbetteki popüler kültürümüzde gelişmeli.Ama arada bir denge kurulması gerek, Siyasi bilgilerimiz magazin kültürümüzün önünde olmalı.Ama Türkiye de magazin kültürü açık ara önde...Özellikle gençler çok vurdumduymaz bu konuda diye düşünüyorum.Gelecek de gençlerin yani bizlerin elinde olduğuna göre..Durum kötü..Bu GAP muhabbetini sorsan bir çok kişi eminim çok kıt bilgilere sahiptir.Asıl kilit nokta Türkiye'nin güney doğusunda olan bitenlerdir.Güneyde bir sorun varmı ? Evet var. Peki nedeni ne diye sorsam çok çeşitli sesler yükselecektir.Yazıda dikkat çekmek istediğim öncelikle Kürt sorunu ile bu konunun iç içe olmasıdır.
Saygılar -
quote:
Orijinalden alıntı: uranos50
Hikayeyi çok beğendim.Teşekkürler..
Şu konuda kesinlikle haklısınız.Hep siyasallaşmak olmaz.Elbetteki popüler kültürümüzde gelişmeli.Ama arada bir denge kurulması gerek, Siyasi bilgilerimiz magazin kültürümüzün önünde olmalı.Ama Türkiye de magazin kültürü açık ara önde...Özellikle gençler çok vurdumduymaz bu konuda diye düşünüyorum.Gelecek de gençlerin yani bizlerin elinde olduğuna göre..Durum kötü..Bu GAP muhabbetini sorsan bir çok kişi eminim çok kıt bilgilere sahiptir.Asıl kilit nokta Türkiye'nin güney doğusunda olan bitenlerdir.Güneyde bir sorun varmı ? Evet var. Peki nedeni ne diye sorsam çok çeşitli sesler yükselecektir.Yazıda dikkat çekmek istediğim öncelikle Kürt sorunu ile bu konunun iç içe olmasıdır.
Saygılar
Bir güneydoğulu kürt kökenli olarak güneydoğuda kürt sorunun değilde kürt rant sorununun olduğunu söyleyebilirim.Kürtlerin aklında olmayan bağımsız kürdistan fikrini ortaya atanda , bu fikir üzerinden halkı farklı kesimlere ayıranda , faili meçhullerde ve diğer bir çok sorunun da tek sebebi vardır halkın beyaz siyasetten uzak olmasdır.
Ve içler acısı bir durum ; kürt açılımı yapılıyor fakat ortada sorun yok
Kürt sorunu üzerinde tartışma yapabiliriz , cevapsız sorulara cevap , bitmez denilen olaylara noktalar koyabiliriz.Tabi yöneticilerin izni olduğu takdirde.[birbirimizi kırmadan , saygıyla ]
Mesela bu konu üzerinde bir düzeltme yapmak isterim ;
Henüz diyen olmadı bu forumda da olmaz fakat bazıları gap projesi diyor bu da çok saçma oluyor.
Bkz : (güneydoğu anadolu projesi projesi)
-
Benim fikrim Türkiye bilerek terörü bitirmiyor. Kürdistanmı, zaten kuruldu. Yazınızı okumadı çok uzun gözlerim pek iyi değil. -
quote:
Orijinalden alıntı: XaVeN_3
Bir güneydoğulu kürt kökenli olarak güneydoğuda kürt sorunun değilde kürt rant sorununun olduğunu söyleyebilirim.Kürtlerin aklında olmayan bağımsız kürdistan fikrini ortaya atanda , bu fikir üzerinden halkı farklı kesimlere ayıranda , faili meçhullerde ve diğer bir çok sorunun da tek sebebi vardır halkın beyaz siyasetten uzak olmasdır.
Ve içler acısı bir durum ; kürt açılımı yapılıyor fakat ortada sorun yok
Kürt sorunu üzerinde tartışma yapabiliriz , cevapsız sorulara cevap , bitmez denilen olaylara noktalar koyabiliriz.Tabi yöneticilerin izni olduğu takdirde.[birbirimizi kırmadan , saygıyla ]
Mesela bu konu üzerinde bir düzeltme yapmak isterim ;
Henüz diyen olmadı bu forumda da olmaz fakat bazıları gap projesi diyor bu da çok saçma oluyor.
Bkz : (güneydoğu anadolu projesi projesi)
Sevgili arkadaşım sizin (Kürtlerin) aranızda birlik yok ve çoğunuz okumamış.
Bu yüzden çok çabuk kandırılıyorsunuz bazen bu sebepten kardeş kanı bile döküyorsunuz.
İzin verirseniz size bu durumu bir fıkra ile açıklamaya çalışayım.
Bir gün güneydoğulu iki vatandaş (Reşo ile Ahmo)karakol komutanı ile sohbet ederken komutanım biz nasıl Türk olabiliriz diye sorarlar.
Bizim şakacı komutanda bunlara gülerek az ilerideki sipsivri tepeyi gösterip o tepenin ucunda 3 kere ben Türküm diye bağırırsanız Türk olursunuz demiş.
Bunu duyan Reşo ile Ahmo sevinçle tepeye tırmanmaya başlamış zirveye ulaştıklarında ise aynı anda sadece bir kişinin durabileceği kadar küçük olduğunu anlamışlar.
Ahmo Reşoya lan Reşo bir omuz verde zirveye çıkayım ondan sonrada ben sana yardım ederim demiş.
Reşo Ahmoya yardım eder Ahmo zirveye çıkıp 3 kere ben Türküm diye bağırır ve sevinçle Reşonun yanına iner .
Reşo Ahmoya hadi len sen Türk oldun yardım ette bende Türk olayım der.
Ahmo Reşoya küçümseyerek bakar ve si..tir l..n a..ına ko..um kürdü diye okkalı bir küfür savurur.
Eğitim şart hocam.
Kal sağlıcakla.
-
quote:
Orijinalden alıntı: nanaka9
quote:
Orijinalden alıntı: XaVeN_3
Bir güneydoğulu kürt kökenli olarak güneydoğuda kürt sorunun değilde kürt rant sorununun olduğunu söyleyebilirim.Kürtlerin aklında olmayan bağımsız kürdistan fikrini ortaya atanda , bu fikir üzerinden halkı farklı kesimlere ayıranda , faili meçhullerde ve diğer bir çok sorunun da tek sebebi vardır halkın beyaz siyasetten uzak olmasdır.
Ve içler acısı bir durum ; kürt açılımı yapılıyor fakat ortada sorun yok
Kürt sorunu üzerinde tartışma yapabiliriz , cevapsız sorulara cevap , bitmez denilen olaylara noktalar koyabiliriz.Tabi yöneticilerin izni olduğu takdirde.[birbirimizi kırmadan , saygıyla ]
Mesela bu konu üzerinde bir düzeltme yapmak isterim ;
Henüz diyen olmadı bu forumda da olmaz fakat bazıları gap projesi diyor bu da çok saçma oluyor.
Bkz : (güneydoğu anadolu projesi projesi)
Sevgili arkadaşım sizin (Kürtlerin) aranızda birlik yok ve çoğunuz okumamış.
Bu yüzden çok çabuk kandırılıyorsunuz bazen bu sebepten kardeş kanı bile döküyorsunuz.
İzin verirseniz size bu durumu bir fıkra ile açıklamaya çalışayım.
Bir gün güneydoğulu iki vatandaş (Reşo ile Ahmo)karakol komutanı ile sohbet ederken komutanım biz nasıl Türk olabiliriz diye sorarlar.
Bizim şakacı komutanda bunlara gülerek az ilerideki sipsivri tepeyi gösterip o tepenin ucunda 3 kere ben Türküm diye bağırırsanız Türk olursunuz demiş.
Bunu duyan Reşo ile Ahmo sevinçle tepeye tırmanmaya başlamış zirveye ulaştıklarında ise aynı anda sadece bir kişinin durabileceği kadar küçük olduğunu anlamışlar.
Ahmo Reşoya lan Reşo bir omuz verde zirveye çıkayım ondan sonrada ben sana yardım ederim demiş.
Reşo Ahmoya yardım eder Ahmo zirveye çıkıp 3 kere ben Türküm diye bağırır ve sevinçle Reşonun yanına iner .
Reşo Ahmoya hadi len sen Türk oldun yardım ette bende Türk olayım der.
Ahmo Reşoya küçümseyerek bakar ve si..tir l..n a..ına ko..um kürdü diye okkalı bir küfür savurur.
Eğitim şart hocam.
Kal sağlıcakla.
Bak dostum 1.si ben kürt değilim , kürt kökenliyim
2.si bizim köyde bir laf vardır hiçbir şey yapamıyorsan bari tıp kazan derler(ah imkan olsa bizde vardı gerçi ama öyle zehir kafalılar varki)
3.sü çok çabuk kandırılıyorsunuz demişsin 2.cide bahsettiğim eğitimsizlik buna cevap zaten
Ve zaten güneydoğu anadolu bölgesinde kürt aydınlar katledildikten sonra bölge tamamıyla cahiliyete bırakıldı.Katleden yüce Türk askeri değildi elbette jitemcilerin alayıydı.Daha sonra gelişen birçok olay var fakat bunların yeri bu forum değil hele hele bu konu hiç değil.
Zaten eğitimli bir millet türk,kürt şeklinde ikiye ayrılmaz bir bütün olur.Atatürk'ün dediği gibi bu vatan bir bütündür , asla parçalanamaz.Gel gör ki parçalanamayan M.Kemal'in yüce devleti içten bölünmüş durumda.
Bak sana ne diyeceğim kürtleri gözünde çok küçümsemişsin ama haklısında bu kadar arap ve ermeni karışmış ki içime , Diyarbakır'da arkadaşı bekliyorum sur ilçesine doğru yol alıcaz bir arkadaşı ziyarete gideceğiz.O arada siirtli bir oğlanla tanıştım oğlan hizbullahçı çıktı dedim ki sen müslüman mısın ? oda direk elhamdullah dedi daha bilmediği cümleyi kurup örgüt sempatizanlığı yapan saf ve cahil görünen halkıma bakar derin bir ahh çektim.
O ki yüce Türk Askeri Mehmetçiğin şefkatli kollarının arasında benim annemde Türk'tür , dilerseniz sizin adınıza çalışabilirim diyip 30 yıllık kurduğu örgütü satan apoyu ve yine bu apoyu destekleyen bir halk için dediğin gibi
Eğitim Şart!
Sende kal Dostça
Yinede umut var asıl olan soru Ya Umutlarda Biterse ?
-
http://forum.donanimhaber.com/m_15058999/tm.htm
Orijinalden alıntı: eloko
Bu konuyu bir süredir inceliyorum.Çok daha önceleride bu konuda yazılar okumuştum
fakat internetin yaygınlaşması ile daha fazla kaynağa ulaştım.Özellikle bu konuda kimlerin ne düşündüğünü öğrenme fırsatım oldu.Türkiye kendi kaynakları ile yaptığı Cumhuriyet tarihinin en büyük projesini acaba baskılar neticesi çöpe mi atacaktı!Türkiye bu projeyi gerçekleştirmez ise tokat yedikten sonra birşey yapamayan kişinin ruh hali içinde olacağını düşünüyorum.Onun için Türkiye ne yapıp edip bu barajı yapmalı.Bu baraj ya yapılmalı ya yapılmalı.Ilısu barajından bahsediyorum.Çöpe atılacak olan ise Güneydoğu Anadolu Projesi
yani GAP.
1954 yılında proje çalışmaları başlıyor.Biliyorsunuzdur bir büyük barajın proje çalışmaları uzun yılları alır.1997 yılına geliniyor.İşin içinde başka ülkelerde var ,dış kredili olduğu için. İşviçreli bir firma üzerine alıyor.Fakat İngiltere iki şart koşuyor.
1-Yeniden yerleşim planları için �uluslar arası denetim komisyonu�.(Büyük barajlar yapıldığı zaman zorunlu olarak bazı yerler su altında kalır.insanların en yakındaki yerlere
yerleştirilmesi gerekir.)
2-Suriye ve Irak(kimbilir belkide şimdiki �kuzey ırak� denen yerleri o zamanlardan düşünüyorlardı) devletinin su haklarının arttırılması.çeşitli aşamalardan sonra bugüne gelindi,
fakat zannediyorum kredi olayı çözülmediği için 2006 yılında göstermelik bir temel atma töreninden öteye gidemedi.Türkiye Cumhuriyeti nasıl önceki barajları(Keban,Karakaya,Atatürk) kendi imkanları ile yaptıysa bunu da yapmalı.
Projeye karşı çıkanlar çeşitli nedenler ileri sürüyor.eski projeymiş,eski teknikler kullanılmış falan filan.1954 de başladı ya onu söylüyorlar.baraj çalışmaları uzun ön arazi çalışmaları gerektirir.Gerekli tekniği kullanarak aşılacak şeyleri dillendirip konuşuyorlar.
En önemli dayanakları Hasankeyf tarihi kenti.
Hasankeyfin kurtarılmasını benden çok isteyen var mı acaba?
Buda gerekli kaynaklar sağlanarak yeni yerine
taşınacak.Bir çok bölümü bakımsızlıktan yok olmuş ve en önemlisi �terör � olayları yüzünden yapılamayan kurtarma kazıları.Kurtarma çalışmalarının yapılamaması yüzünden yağmalanan ve avrupaya kaçırılan eserler.
Burada gerçekten art niyetli yaklaşmayan ,tek derdi doğayı düşünen insanları takdir ediyorum
Ve onlara saygı duyuyorum.Ama gerekli önlemler alınır ise doğaya zarar vermeden bu iş başarılır.
Fakat bu kampanyanın içinde bölücü çevrelerin olması çok ilginç.bölücülüğü destekleyen
dış kaynaklı bazı sitelerde bile bu konudan bahsediliyor.Demekki bu baraj çevreyi etkilemekten çok bu bölücü çevreleri etkilemiş.Bunun üzerinde düşünülmesi lazım.
-
...ve yine konumuzla alakalı bir başka başlık.
Güney Doğu Anadolu Bölgesinde ki Mayınlı Araziler ve İsrail
ALINTIDIR
Türkiye-Suriye sınırına mayınlar 1959 yılında döşendi. Hatay'dan başlayıp, Kilis, Gaziantep, Şanlıurfa, Mardin ve Şırnak'a kadar uzanan 350 metre derinlikte ve 510 kilometre uzunluğundaki alanı kapsıyor. Alan 178 milyon 500 bin metrekareyi buluyor ve büyüklüğü iki Kıbrıs kadar.
TSK'nın sahip olduğu mayın temizleme yeteneğinin muharebe alanında askeri ihtiyaçlara cevap verecek yeterlilikte olduğunu anlatan Tuğgeneral Gürak, "Bu büyüklükteki mayınlı bir alanın temizlenebilmesi için mevcut teçhizattan tamamen farklı. Halen TSK'da mevcudu bulunmayan, modern mayın temizleme teçhizatına ve özel eğitilmiş uzman personele ihtiyaç vardır" dedi.
Suriye sınırında 216 bin dönüm arazide 600 bin dolayında mayın olduğu söyleniyor.
Türkiye'nin imza koyduğu Ottawa Sözleşmesi'ne göre arazinin 2014'e kadar temizlenmesi gerekiyor. Sel ve toprak hareketliliği nedeniyle eski haritaların geçerliliğini yitirdiği, mayınların çok farklı yerlerde olabileceği söyleniyor.
Bir mayının üretim maliyeti birkaç dolar, temizliği ise bin-bin 500 dolar. 5-10 dakika içinde mayını yerleştirmek mümkün ancak temizlemek için ortalama 100 saatlik bir mesai gerekiyor.
Mayınların temizlenmesi için Meclis gündemindeki tasarı ise Suriye sınırındaki mayınların temizliğinin ihaleyle özel şirketlere verilmesini,(İsrail talip) karşılığında da temizlenen alanların kullanım hakkının 44 yıllığına bu şirketlere devrini içeriyor.
Irak'ın kuzeyinde kurulan "Yahudi kürdanistan"ın Türkiye'den toprak talepleri var ve bu taleplere Türkiye içerisinden destek veren unsurlar yok mu? Türkiye'nin bu bölgesinde, Arz-ı Mevud hayalleri peşinde koşan İsrail'in talepleri var. İsrail, Irak'ın kuzeyindeki yeni oluşumu destekliyor, Bu oluşumun lideri durumundaki Barzani sülalesi ise Hahamlar yetiştirmiş bir aile. Dahası, İsrail kuruldu kurulalı Barzani ailesine maddi, istihbari ve askeri elinden gelen her türlü yardımı yapmış ve bu yardımlar neticesi de bu günlere geldi Barzani
İsrail Dışişleri Bakanı İzak Şamir'in 1983'te Türkiye'yi, "kürdanistan'ı işgal altında tutmakla" suçladığını da hatırlatmakta yarar var sanırım.
İşte böyle bir zeminde İsrail, Türkiye Suriye sınırındaki 3 milyon dönümlük, GAP'ın suladığı alan kadar bir araziye "mayın temizleme" karşılığı talip oluyor. Niçin, Elbette Yahudi kürdanistan'ın Akdeniz'e açılabilmesi için bir koridor oluşturmak amacıyla. Bir toprağın 49 yıllığına kiralanması ne demek? 49 yıl sonra İsrail'i oradan kim çıkartacak?Ankara,Glocal Forum'un organize ettiği toplantıda ev sahipliği yapmadı mı?.Forum Başkanı Irak'ın kuzeyindeki kürdanistan'ın oluşumunda önemli rol almış Mossad ajanı David Kimche. Kimche Ankara'ya gelerek, Güneydoğu'da yaptıklarını gizleme zahmetine katlanmayan pkk'lı belediye başkanlarının da katıldığı bir fuarı organize etmedi mi?.Yücel Katırcıoğlu, Ajan Kimche'nin Türkiye'de önemli bir Yahudi ailesinin akrabası olduğunu ileri sürmüştü. İddia birilerini çok rahatız etti ki, tartışmanın bitirilmesi için, Şalom gazetesi Kimche için bir ölüm ilanı yayımladı. Evet, Siyonist ajan Kimche ölmüşmüydü?
1994'te Tansu Çiller Türkiye Cumhuriyeti Başbakanı olarak İsrail'i ziyaret etti. Öldü ilanı verilen Kimche, öldükten iki yıl sonra,"Türk İsrail Dostluk Derneği Başkanı" olarak Çiller'i ağırlayanlar arasındaydı. Bu ziyarette Çiller, "Arz- Mevud'ta bulunmaktan çok mutluyum. İsrail'in vaat edilmiş topraklarda oturma hakkı var!" dedi, diyebildi. Peki Çiller kimdi ve o Vaat edilmiş topraklar içersinde Türkiye'nin bulunduğunu bilmiyor olabilir miydi?
1992'de öldüğü söylenen Mossad ajanı Kimche 1994'te İsrail'de Çiller'i karşıladı, Mİlletvekili Gökhan Durgun, "Maliye Bakanı Suriye sınırındaki araziyi Yahudi Ofer'e kiralayacak" diyor aldırmayalım mı?
Kısaca Bu ayetler bile onları anlamaya yetiyor,gerisi boş.
“(Ey İsrailoğulları), sizden sağlam bir ahit almış ve Tur’u üzerinize kaldırmıştık. Size verdiğimize (empoze ettiğimiz rahmet ilkeleri mecmuasına) sımsıkı yapışın ve onda olanı hatırlayın ki, (kötü sonuçtan) sakınasınız (demiştik)”
“siz ise bundan sonra da ahdinizden dönmüştünüz. Eğer Allah’ın üzerinizdeki ihsanı ve rahmeti olmasaydı, siz gerçekten hüsrana uğrayanlardan olurdunuz”
“Sizden Cumartesi yasağını çiğneyenler olmuştu da onlara ‘aşağılık maymunlar olun’ demiş olduğumuzu da elbette biliyorsunuz. Biz bunu hem çağındakilere, hem de sonradan geleceklere bir ibret, ve muttakiler için de bir öğüt kıldık” 2/63-65
Aslında İman ettiğimiz Kuran'da bunlarla ilgili ayetleri öğrensek bunların ne olduğunu en doğru şekilde tespit edeceğimize inanıyorum.
-
quote:
Orijinalden alıntı: XaVeN_3
Halk magazine verdiğini önemi siyasete verirse egemenlere boyun eğmeksizin hür olur.Eyv.Fakat halk sadece siyasallaşmayı da tercih etmemeli magazinden de haberdar olmalı siyastten de ve bop yada gap'tan da.Küçün anadolundan kastım osmanlının ile anadolu arasında bir yüz ölçümü değerlendirmesi yaparak ulaşmış olduğum sonuçtur.Büyük imparatorluktan küçük fetocu yeşil devrimcilere dek uzanan o köprü.Su savaşlarının çıkması büyük bir ihtimal fakat bu olaya ancak ve ancak torunlarımız şahit olur.Bunun için önlem almamız gerekmekte fakat şuan düşünülmesi gereken ülkemizin tam bağımsız ve tam özgür olmasıdır.Atatürk'çü düşünce ile ilelebet ebediyete dek sürecek olan özgürlüğü seçmek var iken halk gidip kömürün etkisinde emperyalist akıma oyuncak oluyor
Bir akıl hastanesini ziyareti sırasında, adamın biri sorar:
- Bir insanın akıl hastanesine yatıp yatmayacağını nasıl belirliyorsunuz?
Doktor:
- Bir küveti su ile dolduruyoruz. Sonra hastaya üç sey veriyoruz. Bir kaşık, bir fincan, ve bir kova. Sonra da kişiye küveti nasıl boşaltmayı tercih ettiğini soruyoruz. Siz ne yapardınız?
Adam:
- Ooo ! Anladım. Normal bir insan kovayı tercih eder. Çünkü kova kaşık ve fincandan büyük.
- Hayır, der doktor. Normal bir insan küvetin tıpasını çeker.
Gerçek Akıl, Sadece Bize Sunulan Çözümleri Seçmek Değil, En Uygun Çözümü Bulabilmektir.
Yukarıda ki hikayeden özetle önümüze kapitalist düzenle sunulanı değilde mantığın yoluyla bize ve milletimize en uygunu bulabilmekte asıl olan.
İlk konuda ki alıntından sonra biraz daha açmanı istemiştim şimdi daha anlaşılır oldu.Şükranlarımı sunarım
Yorumların iyi güzel de; neticeleri, kömüre/nohuta/ erzağa bağlamak büyük bir hata dostum. Yapma bunu. Bu kadar basit düşünme.
-
Kömüre makarnaya değilde daha çok dış politika nedeniyle o x partisine oylar gidiyor.Güçlü olanı (güçlü görüneni) severiz çünkü.
Uranos50
-
quote:
Orijinalden alıntı: vural_kral
quote:
Orijinalden alıntı: XaVeN_3
Halk magazine verdiğini önemi siyasete verirse egemenlere boyun eğmeksizin hür olur.Eyv.Fakat halk sadece siyasallaşmayı da tercih etmemeli magazinden de haberdar olmalı siyastten de ve bop yada gap'tan da.Küçün anadolundan kastım osmanlının ile anadolu arasında bir yüz ölçümü değerlendirmesi yaparak ulaşmış olduğum sonuçtur.Büyük imparatorluktan küçük fetocu yeşil devrimcilere dek uzanan o köprü.Su savaşlarının çıkması büyük bir ihtimal fakat bu olaya ancak ve ancak torunlarımız şahit olur.Bunun için önlem almamız gerekmekte fakat şuan düşünülmesi gereken ülkemizin tam bağımsız ve tam özgür olmasıdır.Atatürk'çü düşünce ile ilelebet ebediyete dek sürecek olan özgürlüğü seçmek var iken halk gidip kömürün etkisinde emperyalist akıma oyuncak oluyor
Bir akıl hastanesini ziyareti sırasında, adamın biri sorar:
- Bir insanın akıl hastanesine yatıp yatmayacağını nasıl belirliyorsunuz?
Doktor:
- Bir küveti su ile dolduruyoruz. Sonra hastaya üç sey veriyoruz. Bir kaşık, bir fincan, ve bir kova. Sonra da kişiye küveti nasıl boşaltmayı tercih ettiğini soruyoruz. Siz ne yapardınız?
Adam:
- Ooo ! Anladım. Normal bir insan kovayı tercih eder. Çünkü kova kaşık ve fincandan büyük.
- Hayır, der doktor. Normal bir insan küvetin tıpasını çeker.
Gerçek Akıl, Sadece Bize Sunulan Çözümleri Seçmek Değil, En Uygun Çözümü Bulabilmektir.
Yukarıda ki hikayeden özetle önümüze kapitalist düzenle sunulanı değilde mantığın yoluyla bize ve milletimize en uygunu bulabilmekte asıl olan.
İlk konuda ki alıntından sonra biraz daha açmanı istemiştim şimdi daha anlaşılır oldu.Şükranlarımı sunarım
Yorumların iyi güzel de; neticeleri, kömüre/nohuta/ erzağa bağlamak büyük bir hata dostum. Yapma bunu. Bu kadar basit düşünme.
Bu sadece görünen ya görünmeyen ? Netice yi burayı dökemem sadece görüneni söyleyebilirim ben kapalı kapılar ardında dönen oyunlarını bilemem ki , kapının merceğinden sadece görüntü vardır ya görüntü haricinde imzalanan kara sayfalar.Eğer düşüncemin ne kadar basit olmadığını yada geniş olduğunu buraya aktarmış olsaydım kömür,noğut yada Tunceli'de ki beyaz eşya dağıtımını değil herşeyi yazardım fakat siyaset yasak
-
quote:
XaVeN_3
Bu sadece görünen ya görünmeyen ? Netice yi burayı dökemem sadece görüneni söyleyebilirim ben kapalı kapılar ardında dönen oyunlarını bilemem ki , kapının merceğinden sadece görüntü vardır ya görüntü haricinde imzalanan kara sayfalar.Eğer düşüncemin ne kadar basit olmadığını yada geniş olduğunu buraya aktarmış olsaydım kömür,noğut yada Tunceli'de ki beyaz eşya dağıtımını değil herşeyi yazardım fakat siyaset yasak
Ben, söz konusu siyasi partinin, tek başına ezici bir üstünlükle iktidar olmasındaki tek sebebin, " erzak dolayısıyla böyle oldu" , kavramına bağlanmasına karşıyım. Bence bu durum muhalefet partilerinin kaçışı. Kendileri öz eleştiri yapmak yerine kaçışı bu yorumda buluyorlar. Ve şimdilerde çıkıp "600 TL'den" bahsediyorlar. Peki, önümüzdeki seçimlerde iktidara gelemezlerse ve hatta hatta oyları düşerse bunu nasıl açıklayacaklar? Yine nohut'a mı bağlayacaklar?
Bu kişiler kendilerine hakaret ettiklerinin farkında değiller. Bu durumda, nohut ve kömür kendilerinden daha iyi bir siyasi argüman oluyor.
Sn. XaVeN_3,
Elinizdeki belge ve bilgileri bana PM'den ulaştırabilirsiniz, iyi günler.
-
Arkadaşlar bu çok önemli bir proje...
Ilısu barajının inşaatı hangi hızda devam ediyor , bilen varmı?
Yavaş ilerliyor ise sebebi ne olabilir? -
quote:
Orijinalden alıntı: vural_kral
quote:
XaVeN_3
Bu sadece görünen ya görünmeyen ? Netice yi burayı dökemem sadece görüneni söyleyebilirim ben kapalı kapılar ardında dönen oyunlarını bilemem ki , kapının merceğinden sadece görüntü vardır ya görüntü haricinde imzalanan kara sayfalar.Eğer düşüncemin ne kadar basit olmadığını yada geniş olduğunu buraya aktarmış olsaydım kömür,noğut yada Tunceli'de ki beyaz eşya dağıtımını değil herşeyi yazardım fakat siyaset yasak
Ben, söz konusu siyasi partinin, tek başına ezici bir üstünlükle iktidar olmasındaki tek sebebin, " erzak dolayısıyla böyle oldu" , kavramına bağlanmasına karşıyım. Bence bu durum muhalefet partilerinin kaçışı. Kendileri öz eleştiri yapmak yerine kaçışı bu yorumda buluyorlar. Ve şimdilerde çıkıp "600 TL'den" bahsediyorlar. Peki, önümüzdeki seçimlerde iktidara gelemezlerse ve hatta hatta oyları düşerse bunu nasıl açıklayacaklar? Yine nohut'a mı bağlayacaklar?
Bu kişiler kendilerine hakaret ettiklerinin farkında değiller. Bu durumda, nohut ve kömür kendilerinden daha iyi bir siyasi argüman oluyor.
Sn. XaVeN_3,
Elinizdeki belge ve bilgileri bana PM'den ulaştırabilirsiniz, iyi günler.
Belge ve bilgiye gerek yok çık caddeye yada kahvehaneye görürsüz işsizleri.Ayrıca siyaset yasak ve konumuz bu değil
Gap ile alakalı olursa tartışabiliriz.
Sanırım iktidar yandaşısınız size satılan alanların evraklarını dahi getirsem red edersiniz.Bu yüzden tartışmaya gerek yok..
-
quote:
Orijinalden alıntı: XaVeN_3
quote:
Orijinalden alıntı: vural_kral
quote:
XaVeN_3
Bu sadece görünen ya görünmeyen ? Netice yi burayı dökemem sadece görüneni söyleyebilirim ben kapalı kapılar ardında dönen oyunlarını bilemem ki , kapının merceğinden sadece görüntü vardır ya görüntü haricinde imzalanan kara sayfalar.Eğer düşüncemin ne kadar basit olmadığını yada geniş olduğunu buraya aktarmış olsaydım kömür,noğut yada Tunceli'de ki beyaz eşya dağıtımını değil herşeyi yazardım fakat siyaset yasak
Ben, söz konusu siyasi partinin, tek başına ezici bir üstünlükle iktidar olmasındaki tek sebebin, " erzak dolayısıyla böyle oldu" , kavramına bağlanmasına karşıyım. Bence bu durum muhalefet partilerinin kaçışı. Kendileri öz eleştiri yapmak yerine kaçışı bu yorumda buluyorlar. Ve şimdilerde çıkıp "600 TL'den" bahsediyorlar. Peki, önümüzdeki seçimlerde iktidara gelemezlerse ve hatta hatta oyları düşerse bunu nasıl açıklayacaklar? Yine nohut'a mı bağlayacaklar?
Bu kişiler kendilerine hakaret ettiklerinin farkında değiller. Bu durumda, nohut ve kömür kendilerinden daha iyi bir siyasi argüman oluyor.
Sn. XaVeN_3,
Elinizdeki belge ve bilgileri bana PM'den ulaştırabilirsiniz, iyi günler.
Belge ve bilgiye gerek yok çık caddeye yada kahvehaneye görürsüz işsizleri.Ayrıca siyaset yasak ve konumuz bu değil
Gap ile alakalı olursa tartışabiliriz.
Sanırım iktidar yandaşısınız size satılan alanların evraklarını dahi getirsem red edersiniz.Bu yüzden tartışmaya gerek yok..
1- İşsizliğin diz boyu olduğu Doğu Anadolu'da 9,5 yıl kaldım. Sizin kadar olmasa da bu konuda iyi bir izlenimim var.Benim buraya bunları yazma amacım sizin "erzak" muhabbetinizdir.İşsizlik/enflasyon/cari açık,likidite problemleri değil. Zaten bunlar burada konuşulacak konular değil.
2- İktidar yandaşı değilim. Gayet objektif bir muhalifim. Sizin de objektifliğinizden şüphem yok ancak yukarıda yazdıklarımı okuyarak tekrar düşünürseniz, hakkımda ki düşünceleriniz az da olsa değişecektir.
3- Ayrıca,bu konuşmaları "siyasi" olarak nitelendirip, yasaklayacak bir admin varsa da; O'na, siyasetin tanımından başlayarak, siyaset hususunda brifing vermeyi teklif ediyorum.
İyi günler.
-
quote:
Orijinalden alıntı: eloko
Arkadaşlar bu çok önemli bir proje...
Ilısu barajının inşaatı hangi hızda devam ediyor , bilen varmı?
Yavaş ilerliyor ise sebebi ne olabilir?
31.10.2010
Baraj yapımını gerçekleştiren firmaların temsilcilerinden Nurettin Çarmıklı'dan barajın tamamlanma tarihinin 2016 yılı olduğunu öğrenen Erdoğan, ''Ilısu Baraj projesinin tamamlanması için hedeflenen tarih 2016. Bu bana çok uzun bir süre geldi. Bu benim milletime yakışmaz. Biz çok daha kısa zamanda bunu bitirmemiz lazım. Onun için Ilısu Barajı ile alakalı olarak şimdi Nurettin Bey'e soruyorum ve diyorum ki; bunu ne kadar daha biz şöyle geri çekeriz, ne kadar daha kısa zamanda bunu bitiririz'' dedi. Bunun üzerine Çarmıklı, ''Başbakanım bu bizim için bir emirdir, dediğiniz tarihte bitirmeye çalışacağız'' şeklinde konuştu. Diğer firma temsilcisi Mehmet Cengiz ise ''Biz emri aldık Başbakanım, Allah nasip ederse 2014 yılında teslim edeceğiz'' diye konuştu.
Erdoğan da ''Şimdi Nurettin Bey 'Ne zaman dersiniz', Mehmet Bey ise '2014 yılı' diyor. Şöyle yapalım 2014'ün ilk yarısında en geç bitmek üzere olsun. Ilısu Barajımızın inşallah 2014 yılının ilk yarısında kazasız belasız tamamlanmasını diliyorum'' şeklinde konuştu.
Yavaş ilerlemesinde bir sebep varsa, bu mali kaynaklardan ötürü de olabilir (Bkn :Projeye kredi vermeyi planlayan Almanya, İsviçre ve Avusturyalı dış kredi kuruluşları Türkiye'nin taahütlerini yerine getirememesi sonucu 7 Temmuz 2009 tarihi itibariyle desteklerini çekmişlerdir.) Ya da yukarıdaki makalede bahsedilenler ile de ilişkilendirilmesi hiç de yanlış olmaz bence...Hatta isabet olur.
Ilısu Projesi Bünyesinde Çevresel Etkileri
Projenin çevresel sonuçları arasında şunlar vardır:[3]
* Soyu tükenen hayvanları besin ve habitatlarının yok edilmesi
* Kitlesel balık ölümleri
* Çökelme ve ötrofikasyon
* Su kalitesinde ciddi düşüş
* Su kaynaklı çatışmalarda artış (özellikle Türkiye ile komşu devletler arasında)
En son ki sonuca dikkat.
ILISU Barajı Hakkında küçük bir bilgi :
Ilısu Barajı ve Hidroelektrik Santrali Projesi (Ilısu Projesi), 1954 yılında Dicle Nehri’nin toprak ve su kaynaklarının geliştirilmesine ilişkin çalışmalar doğrultusunda, DSİ tarafından başlatılmıştır.
Ilısu Barajı; Güneydoğu Anadolu Bölgesi’nde, Suriye sınırına yaklaşık 45 km. mesafede, Dicle Nehri üzerinde inşa edilecek olup, tamamlandığında 1 200 MW kurulu güç ile yılda ortalama 3 833 GWh enerji üretecektir.
Tesis işletmeye alındığında; gövde hacmi açısından Türkiye’nin 2. kurulu güç bakımından da 4. büyük barajı olacaktır.
< Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi uranos50 -- 21 Şubat 2011; 15:44:34 >
Sayfa:
1
Ip işlemleri
Bu mesaj IP'si ile atılan mesajları ara Bu kullanıcının son IP'si ile atılan mesajları ara Bu mesaj IP'si ile kullanıcı ara Bu kullanıcının son IP'si ile kullanıcı ara
KAPAT X
Bu mesaj IP'si ile atılan mesajları ara Bu kullanıcının son IP'si ile atılan mesajları ara Bu mesaj IP'si ile kullanıcı ara Bu kullanıcının son IP'si ile kullanıcı ara
KAPAT X
