Küçük bir şakayla başlayalım die philosophie ist alles was der fall ist / felsefe olduğu gibi olan her şeydir Felsefe tarihsel süreçte çok fazla değişime uğramış gerek kendisinde gerek dünyada ciddi evrimler ve devrimler gerçekleştirmiş bir disiplindir. Thales, mitlere karşı varlığın kökenini sorgulamaya başladı ve onu bir çok figür takip etti, daha sonra ortaya çıkan durumda herkes varlığın kökeni hakkında bir şeyler söylemeye başlayınca 'eee bu bilgilerin hangisi doğru, insan bilgisinin kaynağı nedir' gibi düşüncelerle birlikte(Bana göre en temel felsefi disiplin olan) epistemoloji doğdu, bu görüşün doğuşu "Varlık her şeyin ölçüsüdür" diyen Protagoras ve Sofistlerle birlikte oldu. İşte her şeyi değiştirecek olan adam bu insanların karşısında konumlandı Sokrates, şöyle ki Eğer insan her şeyin ölçüsüyse ve Sokrates'in tabiriyle "bildiğimiz tek şey hiç bir şey bilmediğimiz ise" toplumsal yaşamın temel unsuru olan Ahlak nasıl temellendirilmeli işte bu da hem Ahlakın hem de felsefece eylemenin doğduğu noktadır ki Sokrates bu kadar önemli yapan şeylerden biriside budur çünkü o ölerek felsefece eylemiştir. Sonra gelen iki adam Platon- Aristoteles üzerine kitaplar yazılabilecek kadar önemli figürler olmuşlardır ve bu ikili yaklaşık 1000-1500 sene arası tüm dünyayı etkisi altına alan bir ikili olmuştur. İncil bile önce logos vardı diye başlar ve Hristiyanlar İsa'yı Tanrının sözü sayarlar(Logos'u söz olarak anlamışlardır). Neyse efendim daha sonra Descartes diye bir herif geldi dedi ki "ulan bi dakka" ben var mıyım falan derken sonra yumurtladı "Cogite Ergo Sum" bu felsefe "bilinç" kavramını ortaya çıkardı. ve rasyonalizmin temel dayanağı oldu ama aynı dönemde Britanya İmparatorluğunda Bacon'da Ampirizmin Temellerini attı. Ve çok uzun sürecek bir savaş başladı ve Hume ile Ampiristler neredeyse kazanmak üzereyken Kant geldi ve hem ampirizmi içeren hem de rasyonalizmde temelleri olan yeni bir epistemolojik sistem kurdu ve bir Kopernik devrimi yapmayı amaçladı bu aslında bir bakıma kendisine kadar olan tüm felsefe tarihini ters çevirmek bambaşka yorumlamaktı, bu yüzden ona "her şeyi kırıp döken Kant" derler neyse sonra Hegel geldi muazzam bir iş yaparak Öz-Bilincin ne olduğunu aramaya koyuldu ve Geist üzerinden bir tarih anlayışı ortaya koyarak insanın tarihsel bir varlık olduğunu hepimize gösterdi, neyse efendim çok uzadı sonra buradan hareketle Marx ekonomi temelli bir dünya tarihi okuması yaparak kapitalizmin ne olduğunu insanlara göstermeye çalıştı, ayrıca dil felsefecileri gelip İnsanın dilsel bir varlık olduğunu gösterdi derken olay Derrida'nın "Metnin Dışında Bir şey" yoktur sözüne ayrıca hakikatin konu dışı bırakılmasına kadar geldi.... Eğer bu başlıkta sorulan şey "Meta-Felsefenin Konusu" olarak felsefe nedir ise onun üzerine akademik çalışma yapılır ve affınıza sığınarak öyle bir soruya 2-3 sayfada yanıt verebilecek kadar mahir değilim, ancak soru bir "Muhabbet, Akıl yürütme , Fikir Alış-verişi" sorusu ise bu kadar anlattığım şeye bakarak "Felsefe itiraz Etmektir" diyorum ancak öyle her türlü itiraz değil "öznenin sahip olduğu bir merakın konusu olan kümülatif olarak söz konusu özneye kadar gelmiş bilgilerde ki temelde var olan açmazı görmek ve bu açmaza itiraz etmektir". Sürç-i Lisan Ettimse Affola |
_____________________________
"Karanlık kadim kötücül bir güç uyanır da bize zarar verir diye gofret aldık"
|