Şimdi Ara

felsefe konusu yardım edermisiniz?

Daha Fazla
Bu Konudaki Kullanıcılar: Daha Az
2 Misafir - 2 Masaüstü
5 sn
10
Cevap
0
Favori
485
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
0 oy
Öne Çıkar
Sayfa: 1
Giriş
Mesaj
  • sorumuz şu: Devletin varlık sebebi nedir? böyle bir makale buldum bir bölümünü buraya yazdım eklemek istediğiniz veya şurası yanlış olmuş dediğiniz yada baştan başa kendinizin yazdığı birşey olurmu ? teşekkür ederim.

    Devletin varlık nedeni bir çok felsefi ya da sosyal tartışmaya zemin olmuştur ve olmaktadır. Thomas Hobbes ve John Locke gibi filozofların görüşlerine dayanan Sosyal Antlaşmacılık kuramına dayandırılır genel olarak devlet oluşumu ve varlık nedeni. İnsanların karmaşa ve belirsizlikten korkmaları anlaşılabilir bir durumdur. İnsanoğlu her zaman ortalamaya yani istikrara yatkındır. Ve istikrarın koruması söylemi insanoğlunu devlet kavramına taşımıştır. Yani devletin varoluş nedeni insanoğlunun karmaşadan, kaosdan korkusudur. İnsan bu korkuya dayandırdığı bir sosyal antlaşma ile daha güvenli bir yaşam için bazı hak ve özgürlüklerini bir üst otoriteye devretmiştir.

    bir başka bölüm


    Birey ve Devlet

    Birey, temel hak ve özgürlüklerini kullanan bir varlık, devletde toplumda bireylerin bu hak ve özgürlüklerini en ileri derecede ve sürekli olarak kullanabilmeleri için oluşturulmuş otoritedir. Bu otorite yasama, yürütme ve yargı yoluyla amacına uygun olarak kullancak biçimde örgütlenmiştir.

    Birey-devlet ilişkisi yalnız demokratik toplumda gerçekleşir, totaliter (baskıcı) yönetimde değil.

    a) Yusuf Has Hacib: Kutadgu Bilgi (11 yy.) adlı eserinde (Mutluluk Veren Bilgi) hükümdarın görevinin halka hizmet etmek ve adalet dağıtmak olduğunu savunur.

    b) J. Locke: Devlet, bireyin yaşam, özgürlük ve mülkiyet haklarını korumak için vardır. Bu anlamda birey ve devlet arasında sözleşme söz konusudur.

    Bireyin haklarından vazgeçtiği yerde, devletin varlık nedeni de ortadan kalkar.

    c) K. Popper: "Açık Toplum ve Düşmanları" adlı eserinde özgürlük öğretisini savunurken aslında bireyin vazgeçemeyeceği haklarını savunur. Bireyin haklarını ortadan kaldıran totaliter (baskıcı) yönetimlerin eleştirisini yapar.



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi MasterOfPuppets -- 19 Nisan 2012; 19:57:53 >







  • heyecanını söndürecek bişey deyim ama bu aralar devlet deyince aklıma hiç güzel şeyler gelmiyor

    evet devletin varlık amacı fakirden alıp zengine vermek ve bu sistemin devamlılığını sağlamaktır
    halk ölmeyecek kadar cebinden al, çok hasar alırsa yaraya bandaj yap(sosyal politikalar) çalıştırmaya devam et.
  • Türklerde devlet anlayışını incelemeni tavsiye ederim. Türk kağanı boyların babası sayılıyordu ve tüm halkını beslemek ve barındırmakla sorumluydu, tıpkı bir baba gibi.Kısacası bir babanın çocukları üzerinde sorumluluğu neyse kağanın halkı üzerinde sorumluluğu oydu.Bana çok ilginç gelen bir devlet-yönetim anlayışı.
  • devlet halkı soymak için vardır başka ne için olcak
  • Bir şey sormak istiyorum konusu açılmışken: Devletin vâroluşu, dinlerle bağlantılı olabilir mi? Minik bir örnek vermek gerekirse eski Türk devletlerinde 'kut' anlayışı vardı; yâni hükümdâra bu yetkinin Tanrı tarafından verildiğine inanılıyordu. Bu konudaki görüşlerinizi bekliyorum. Bir şey daha eklemek istiyorum, John Locke'un devletlerin karmaşa ortamına son verme çabası sebebiyle kurulduğu görüşüne katılıyorum; ama günümüzde devletlerin düzenden çok karmaşa yarattığı kesin.



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Lancetta -- 20 Nisan 2012; 18:24:26 >
  • daha önceleri, doğal bir sonuç olarak ortaya çıkmıştı. bu sonuç ise, insanın düşünüp örgütlenmedeki mantığı kavramasıydı. sosyal zekaları gelişen insanların ortaya çıkardığı bir kurum idi. tabi, insan düşüncesi-mantığı yine kendi yarattığı kavramların altında ezilirken-insan nefsi de denebilir- köle olmayı seçti devlete.
  • quote:

    b) J. Locke: Devlet, bireyin yaşam, özgürlük ve mülkiyet haklarını korumak için vardır. Bu anlamda birey ve devlet arasında sözleşme söz konusudur.


    Guzel bir tanim...

    Eger issiz bir adada tek basiniza yasasaydiniz devlet diye bir kavrama ihtiyac duymayacaktiniz. Eger ayni adada iki kisi yasasaydi anlasmazlik ciktiginda kendi aralarinda anlasma yaparlar yine devlet diye bir kavram olmazdi. Eger 3 kisi yasasaydi her biri kendi aralarinda anlasmalar yapabilir ve 3 adet anlasma yeterli olurdu. Eger 4 kisi yasasaydi anlasma sayisi 4 un 2 li kombinasyonu yani 6 olurdu.

    Fakat ayni topraklari paylasan insan sayisi arttiginda, bireylerin birbirleriyle ayri ayri anlasmalar yapmasi fiziksel olarak imkansiz olacagi icin bir anlasmalar butunune ihtiyac duyarlar. Ayni sekilde bir birey, diger bireylerin bu anlasmalara uyup uymadiklarini kontrol edemeyecegi icin bir kontol mekanizmasina ihtiyac duyarlar. Devletin amaci da var olus sebebi de budur.

    Gunumuz dunyasinda devlete yuklenen diger butun fonksiyonlar devlete ihtiyac duymadan da yerine gertirien foksiyonlardir. Yukarida bahsettigim "anlasma" fonksiyonunun disinda hicbiri devletin gorevi veya tanimi altina giremez. Devlet sokaklari temizlemek, hastane, okul yapmak, fabrika kurmak, fakirden alip zengine vermek zorunda degildir. Bunlari yapmayan devletler de mevcuttur.

    Eger gercekten bir devlet tanimi istiyorsaniz J.Locke'nin tanimi uzerinden yola cikabilirsiniz.




  • Yapay Zeka’dan İlgili Konular
    E-kitaplar Hakkında Yardım
    12 ay önce açıldı
    Daha Fazla Göster
  • quote:

    Orijinalden alıntı: neverlate

    quote:

    b) J. Locke: Devlet, bireyin yaşam, özgürlük ve mülkiyet haklarını korumak için vardır. Bu anlamda birey ve devlet arasında sözleşme söz konusudur.


    Guzel bir tanim...

    Eger issiz bir adada tek basiniza yasasaydiniz devlet diye bir kavrama ihtiyac duymayacaktiniz. Eger ayni adada iki kisi yasasaydi anlasmazlik ciktiginda kendi aralarinda anlasma yaparlar yine devlet diye bir kavram olmazdi. Eger 3 kisi yasasaydi her biri kendi aralarinda anlasmalar yapabilir ve 3 adet anlasma yeterli olurdu. Eger 4 kisi yasasaydi anlasma sayisi 4 un 2 li kombinasyonu yani 6 olurdu.

    Fakat ayni topraklari paylasan insan sayisi arttiginda, bireylerin birbirleriyle ayri ayri anlasmalar yapmasi fiziksel olarak imkansiz olacagi icin bir anlasmalar butunune ihtiyac duyarlar. Ayni sekilde bir birey, diger bireylerin bu anlasmalara uyup uymadiklarini kontrol edemeyecegi icin bir kontol mekanizmasina ihtiyac duyarlar. Devletin amaci da var olus sebebi de budur.

    Gunumuz dunyasinda devlete yuklenen diger butun fonksiyonlar devlete ihtiyac duymadan da yerine gertirien foksiyonlardir. Yukarida bahsettigim "anlasma" fonksiyonunun disinda hicbiri devletin gorevi veya tanimi altina giremez. Devlet sokaklari temizlemek, hastane, okul yapmak, fabrika kurmak, fakirden alip zengine vermek zorunda degildir. Bunlari yapmayan devletler de mevcuttur.

    Eger gercekten bir devlet tanimi istiyorsaniz J.Locke'nin tanimi uzerinden yola cikabilirsiniz.
    quote:

    Eger issiz bir adada tek basiniza yasasaydiniz devlet diye bir kavrama ihtiyac duymayacaktiniz. Eger ayni adada iki kisi yasasaydi anlasmazlik ciktiginda kendi aralarinda anlasma yaparlar yine devlet diye bir kavram olmazdi. Eger 3 kisi yasasaydi her biri kendi aralarinda anlasmalar yapabilir ve 3 adet anlasma yeterli olurdu. Eger 4 kisi yasasaydi anlasma sayisi 4 un 2 li kombinasyonu yani 6 olurdu.

    şurayı biraz daha açarmısın hocam tam anlayamadım




  • Anladığım kadarıyla; Neverlate orada bir halkı oluşturan bireylerin, daha doğrusu belli bir konumda bulunan popülasyonun sayısının arttıkça bir devlete olan gereksinimin de artacağını belirtmek istemiş. Yâni küçük insan gruplarında devlet yönetimine gerek yokken, birey sayısı arttığında devlete olan ihtiyâcın da buna doğru orantılı olarak artış gösterdiğini göstermiş. İnsanların hayatlarını düzen içinde sürdürebilmek için, sosyal bir hayvan olma özelliklerini de kullanarak çevreleriyle bir çeşit etkileşim içerisinde kalmaları gerekir. Bu durum de insanın çevresindeki bireylerde devamlı bir etkileşim içinde olacağını ve bu bireylerle sürekli anlaşma yapma gereksinimi hissedeceğini gösterir. Bu açıdan bakıldığında da, insanın çevresindeki birey sayısı artış gösterdiğinde yapılacak anlaşmaların sayısı artacak ve bunu tek bir kişi yapamamaya başlayacaktır. Bundan sonra oluşan karmaşanın düzeltilmesi ve bu anlaşmaların tek bir yerde toplanıp daha rahat bir biçimde gerçekleştirilmesi için de devlet ortaya çıkmıştır.

    Ben Neverlate'in açıklamalarından bunları çıkardım. Eğer birtakım yanlışlarım mevcutsa kusura bakmayın, düzeltirseniz sevinirim.
    Sevgiler, saygılar...



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Lancetta -- 21 Nisan 2012; 13:44:02 >




  • Devletin suanki halini degilde gercekte olmasi gereken halina baktigimizda aslinda popuilasdyonla orantili olduguna katiliyorum.Belli basli kucuk insan gruplari bir kurum istermezken daha dogrusu buna ihtiyaci olmaz iken yukaselen sayilara oranla cikan bazi siyasi,ekonomik,sosyolojik,ekonomik problemleri cozmek icin bir kisinin yeterli olamayacagi ve bu dogrultuda birden fazla kisinin bagimsiz olarak bir grup olarak objektif sekilde bu olfulkara bakilmasini ve bu problemi cozmesi ve bu problemlerin daha hizli cozulmesi icinde yasa denilen onceden cikarilmis bariyerler kullandigini dusunmekteyim.Insanlar toplumumuzda baktigimizda suru psikolojisi altinda kolauyca gire bilip olasi bir karmasada bunun sonucunun cok daha buyuyebileceginden belli bir bariyerlerin yasa cikarilmasina ve bir guc ile bunlarin dengelenmesine ve boylece toplum huzurunun saglanmasini amacladigini dusunmekteyim.Devlet bunun disinda bireylerin hakkini altinda bulundugu sisteme gorede koruma amacini ustlenmeli bunun sebebi tamamen cok buyuk grup insanlarin bir kisi tarafindan kontrol edilememesinden ve sartlardan dolayi saydigim gibi farkli dallardaki gun gectikce dogan yeni problemelere olabilecek bir kaos icin dur deyip ulkeyi ileriye tasiyip olagan problemleri cozme gorevi vardir.Bu yuzden eski caglarda kucuk kabilelerde baslar vadi cunku bunlar kucuk grup insanlardi ve o zamana bakarsak buna gerek yoktu.Simdi bir kisi olasi bir krizi,sel baskinini,politik dolaplari ve ulkesel gelismeyi ve politik cikarlari kontrol edemiyecek iste bu anda devlet isin icine giriyor sokakta tek kisi herseyi durduramayacak yasalar ve askerler yani polsler devreye giriyor.Yani katiliyorum cogunlukla neverlatein yorumuna ayrica din ile bence tam bagli bir iliskisi yok krallarin tanri tarafindan gorevlendirildigini dusunmeyi birakali Ingiltere gibi monarsiler yillar oldu bunun dini inanclarin
    o pozisyonun kutsalligiyla bagdastirilmasindan geliyor ama devlet ihtiyac oldugu icin oldu yani tamamiyle dini bir istekten dolayi degil.Ayrica gunumuzdkei gibi bence insanlarin devlete ihtiyaci vurgulanacagina ayni orantida devletinde insanlara ihrtiyaci bvurgulanmalidir burada bir terazi ve cikar iliskisi mevcuttur bastaki vaeetler verir biz oraya getiririz onlarda bizi korur yani simdiki tutumu yanlis buluyorum.




  • 
Sayfa: 1
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.