Şimdi Ara

Fabrika açar gibi üniversite açmak

Daha Fazla
Bu Konudaki Kullanıcılar: Daha Az
3 Misafir - 3 Masaüstü
5 sn
11
Cevap
0
Favori
379
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
0 oy
Öne Çıkar
Sayfa: 1
Giriş
Mesaj
  • Kaynak:http://www.milliyet.com.tr/fabrika-acar-gibi-universite-acmak-gundem-ydetay-2382749/ Abbas Güçlü

    "Her şehre en az bir üniversite açtık.
    Hatta bazılarına onlarca...
    İstanbul’daki üniversite sayısı 50’yi aştı!
    Sayıları 200’e yaklaşan üniversiteler, ilime, bilime, teknolojiye, Ar-Ge’ye duyduğumuz sevdadan mı, yoksa altın yumurtlayan tavuk olduğu için mi açıldılar?

    Eskiden politikacılardan fabrika, askeri birlik, şehirler arası yol istenirdi.
    Bugün ise ilk sırada üniversiteler geliyor...
    Hemen her yıl 20-30 üniversite açıyoruz.
    AB ülkelerinin pek çoğunda son 50 yılda açılan üniversite neredeyse yok gibi.
    Daha da önemlisi, onlar doktora eğitimi için en az 30 yıl sabrederken, biz daha ilk mezunlarını vermeyi bile beklemiyoruz.
    Öğrenci sayısı ona katlanırken, öğretim üyesi sayısı adeta yerinde sayıyor.
    Bırakın öğrencileri, profesörlerimizden yabancı dili olmayanların sayısı, tahminlerin çok üzerinde!..
    Ha, son bir hatırlatma: İşsizler sıralamasının en tepesinde üniversite mezunları var!
    Peki o zaman, niye hemen her ay, hâlâ birkaç yeni üniversite açılıyor?
    Bu konudaki görüşümüzü paylaşmadan, gelin önce, idealist genç bir akademisyenin tespitlerine ve isyanına kulak verelim:
    Seçim yatırımı!
    “Şu sisteme bir çözüm arayan yok mu diyerek Google’a ‘üniversitelerde kalite’ yazarak aratınca yazınızı gördüm.
    K. Üniversitesi bana sorarsanız, bilim değil, rezillik yuvası.
    Malumunuz, eski rektörümüz milletvekili adayı oldu.
    Çünkü uzun hikâye ama kısaca, ufacık üniversiteye 50 bin öğrenci alıp, şehirdeki halkı zengin etmeyi başardı.
    Her öğrenci şehirde günde 30 TL harcasa, (yurt dahil) siz düşünün şehre akan parayı.
    Rektörümüzün, eğitimmiş, şuymuş buymuş hiçbir şey umurunda değildi.
    Eğitimi, bilimi, üniversiteyi, siyaset kariyerine feda etti.
    Şu anda, biz bu rezilliği, idare etmeye çalışıyoruz.
    Yeni rektör, öğrenci sayısını azaltacağım deyince, ilk itiraz yine siyasilerden geldi ve yine başarısızlıkla sonuçlandı.
    Lanet olsun böyle sisteme vergilerimizi zehir ettiler.
    Mühen- dislikten mezun olacak öğrenciye kg ile N farkını sordum, bilemedi ve böylece de mezun oldu.
    Bu öğrencinin devlete yıllık maliyeti yaklaşık 40 bin TL.
    Biz, bir hiç için mi bu 40 bin TL x 4= 160 bin TL harcadık?
    4 yılda bitiremediğini, düşündüğünüzde bu masraf, daha da katlanıyor tabii ki.
    Şu üniversiteler özelleşsin istiyorum artık.
    Sesimiz de çıkmıyor, Taksim’de kendimi yakacağım.
    Nedir bu yahu?
    Meslek liselerinden beter bir haldeyiz.
    Hâlâ 2023 hayali kuruyoruz!
    Ufacık üniversitenin, ufacık fakültesinde, yeni yeni bölümler açılıyor.
    Bir tane bile laboratuvarı yok üniversitenin adam gibi.
    YÖK buna nasıl onay veriyor?
    Biraz isyankâr bir yazı ama inanın birçok ifademi yumuşattım.
    İnanın kafayı yememek elde değil!..”
    Kim dur diyecek?
    Üniversiteler aklın ve bilimin Kâbe’si olması gerekirken, deprem fay hatlarının üzerine, tarım arazilerinin göbeğine, kuş uçmaz kervan geçmez dağlara üniversiteler kurduk.
    Üniversitelerin kırk tane misyonu varsa, yarısını göz ardı ettik.
    Verdiğimiz diplomaları, bırakın başka ülkeler, kendimiz bile kabul etmedik.
    KPSS gibi deli saçması sınavlarla, mezunların yeterliliklerini, bir kez daha sorgulamaya çalıştık.
    Üniversitelerin bilim, özgür düşünce, araştırma, kalite ve en önemlisi de toplumsal sorumlulukları unutuldu gitti.
    YÖK’ün kurulurken değil de sonradan kalite arayışına girmesi, üniversitelerin hemen her konudaki suskunlukları, dünya sıralamalarında neredeyse hiç yer almayışımız, mezunların donanımlarının yerlerde sürünmesi biraz da bu yüzden!..
    Peki, durumun farkında mıyız?
    Çitayı yükseltmek için bir arayış içinde miyiz?
    Keşke, evet diyebilseydik...
    Özetin özeti: Her şey gibi üniversiteleri de sıradanlaştırdık. Onların yetiştirdiği mezunlar da sıradanın sıradanı. Ama hâlâ geç kalınmış değil!.."



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Guest-B15AE3FD1 -- 23 Ocak 2017; 21:52:49 >







  • Fabrika açsaydık keşke üniversite yerine
  • Imam hatiplileri neden yazmiyon

    < Bu ileti tablet sürüm kullanılarak atıldı >
  • Geçen bi okul adı gördüm yarım saat okudum :)) İsim+ Anadolu kız imamhatip lisesi isim baya uzundu.

    Başına anadolu kattık diye eğitim kalitesi artacak sanıyoruz. Eskiden her ilde 1 tane vardı mezunları ülke değeriydi.
  • Açtıkları üniversite, köprü, tünel kadar fabrika açsalardı şu anda dolar 2 liraydı en fazla.
  • Ben MYO okurken hoca yetersizliği vardı.Bölüm hocamız her şeyi iyi biliyordu,her derse neredeyse o girecek ama adamın ders saatleri çakışıyordu.O kadar yoğundu ki...Mecbur bölüm derslerine alakasız hocalar girmek zorunda kalıyordu.Temel bölüm derselerinin yarısına başka hocalar giriyordu.Görüntüleme tekniği animasyon dersine bilgisayar bölümünen bir hoca giriyordu,adamın alanı animasyon değil ki derse girse bile ne verebilir bize...
  • Mühim olan üniversitelerin içini doldurmak yani kaliteli rekabetçi eğitim..ama açılanların çoğu ........?
  • Yapay Zeka’dan İlgili Konular
    Daha Fazla Göster
  • Universiteliler toplanmis gene ? Olm gidip finallere calissabiza ne ugrasiyonuz devletle ?

    < Bu ileti mini sürüm kullanılarak atıldı >
  • Eğitim konusunda Singapur’dan öğrenecek çok şey var!

    Bu yazıyı üniversite ziyaretleri için geldiğim Singapur’dan yazıyorum. Singapur’un ekonomik başarısı inanılmaz. Bunu da bilime ve eğitime yatırım yaparak kazanmışlar.
    Bakın bunu nasıl sağlamışlar?
    Başarılar
    İki tane üniversiteleri var. (İki yeni üniversite daha açılmış.
    Nanyang Teknoloji Üniversitesi 1991 yılında kurulmuş olmasına rağmen, en iyi 500 üniversite sıralamasında 58. sırada.�
    Nanyang Singapor Üniversitesi ise 28. Sırada. (Brown, Sidney, NYU, Carnegie Mellon’dan daha iyi.)
    En fazla bütçe eğitimde. Milli Eğitim Bakanı çoğu zaman kabinenin en deneyimli bakanı. Ülkenin, kendi deyimleriyle, birinci önceliği eğitim. İkinci önceliği eğitim. Üçüncü önceliği eğitim.
    Öğretmen kalitesi
    Öğretmen kalitesi çok yüksek.
    Eğitimin kalitesini öğretmen kalitesini artırarak sağlıyorlar. (Bu arada PİSA’da hep birinci olan Norveç’in sırrı da öğretmen kalitesinde.)
    Öğretmen olmak için not ortalamanız 100 üzerinden 85 ya da 4 üzerinden 3.50 olmak zorunda. İlk %25’e giren öğrenciler öğretmen olabiliyor. Seçim ölçütleri çok katı. Örneğin, okul birincisi olmuş bir fizikçi, öğretmen olabiliyor.
    Birçok öğrenci öğretmen olmak istiyor. Çünkü hem öğretmen maaşları çok yüksek hem de meslek oldukça prestijli.
    Öğretmenler bazen doktorlardan daha çok para kazanıyor.
    Herkese açık
    Öğretmen olmak isteyen herkes (eğitim fakültesinden mezun olsa bile) bir yıl formasyon eğitimi almak zorunda.
    Formasyon eğitimi alırken maaşlar ödenmeye başlıyor.
    Beden eğitimi dersi
    En fazla değer beden eğitimi dersine veriliyor. Beden eğitimi öğretmeni olmak istiyorsanız, bir yıl değil, iki yıl formasyon almak zorundasınız. Bizdeki gibi top oynama dersi olarak görülmüyor.
    İyi bir strateji
    Aslında öğretmenlik mesleğini diğer alanlara açmak ilk bakışta sorun gibi görünüyor. Ama aslında çok iyi bir strateji.
    Çünkü amaçları öğretmenlik mesleğini eğitim fakültelerine kısıtlamak değil. Tam tersine öğretmenlik heyecanı olan herkese açmak.
    Her öğretmen işini severek yapıyor.
    Formasyon eğitimleri çok kaliteli olduğu için, çok iyi öğretmen yetiştiriyorlar.
    Formasyon eğitimi sadece Nanyang Teknoloji Üniversitesinde veriliyor ve Asya’nın en iyi eğitim fakültelerinden birisi kabul ediliyor.
    Düşünün tüm öğretmenler hem bilgili hem de işini severek yapıyor.
    Okul müdürleri
    Bizdeki gibi adamın varsa okul müdürü olmuyorsun.
    (Okul müdürlerini zan altında bırakmak istemem, ama ‘Bizim sendikaya üye ol seni müdür yapalım’ tekliflerini bildiğim için bunu yazıyorum.)
    Öğretmenliğe başlayan her kişi üç kariyer yolundan birisini seçiyor: öğretmenlik, uzman öğretmenlik ve müdürlük.
    Öğretmenlik kariyerini seçenler sadece öğretmenlik yapıyor. Uzman öğretmenler öğretmenlik ve araştırma yapıyor. (Böylece kuram ile pratik arasındaki fark da kapanıyor.) Müdürlüğü seçenler, ileride okul müdürü oluyor.
    Ama bizdeki gibi ‘hadi sen müdür oldun’ yok.
    Zümre başkanı ya da okul müdürü olacaksanız, bir yıl liderlik eğitimi almak zorundasınız. Eğitimler kariyerleri boyunca devam ediyor.
    (Sanırım sadece Türkiye’de müdürler liderlik ve yöneticilik eğitimi almıyor.)
    Gelişim
    Eğitime yapılan yatırım sayesinde ülke hızla gelişiyor.
    Biz de eğitime yatırım yapıyoruz ama kaliteyi artırmak için değil. Daha fazla bilgisayar, daha iyi binalar kaliteyi artırmıyor.
    Daha bilinçli yatırımlar yaparak, öğretmen kalitesini ve öğretmenlik mesleğinin prestijini artırmalıyız. Eğitim liderliği konusunda da somut adımlar atmalıyız.
    Somut adımlar atmazsak ne mi olur?
    Şu anda Yeraltı Şehri İnşaa Etme Projeleri var. Yakın gelecekte onlar su altında yaşayacak. Biz de bu sırada hala Ahmet Çakar ve Hıncal Uluç’un kavgalarını dinliyor olacağız.


    KAYNAK:Hürriyet



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi computeron -- 23 Ocak 2017; 23:8:31 >




  • evet çokgereksiz üniversite,fakülte ve yuksekokullar açıldı.çoğunda ögretim uyesi yok. en az on il bu konuda birlrştirilmeli bir merkezde güçlü üniversiteler kurulup diğerleri kapatılmalı.
    malu, yard.doç.,doçent ve profesörler küçük il ve ilçelerde görev yapmak istemiyor.
    bunun bir çok nedeni var.
    kaliteli hoca,kaliteli ögrenci..
  • quote:

    Orijinalden alıntı: computeron

    Eğitim konusunda Singapur’dan öğrenecek çok şey var!

    Bu yazıyı üniversite ziyaretleri için geldiğim Singapur’dan yazıyorum. Singapur’un ekonomik başarısı inanılmaz. Bunu da bilime ve eğitime yatırım yaparak kazanmışlar.
    Bakın bunu nasıl sağlamışlar?
    Başarılar
    İki tane üniversiteleri var. (İki yeni üniversite daha açılmış.
    Nanyang Teknoloji Üniversitesi 1991 yılında kurulmuş olmasına rağmen, en iyi 500 üniversite sıralamasında 58. sırada.�
    Nanyang Singapor Üniversitesi ise 28. Sırada. (Brown, Sidney, NYU, Carnegie Mellon’dan daha iyi.)
    En fazla bütçe eğitimde. Milli Eğitim Bakanı çoğu zaman kabinenin en deneyimli bakanı. Ülkenin, kendi deyimleriyle, birinci önceliği eğitim. İkinci önceliği eğitim. Üçüncü önceliği eğitim.
    Öğretmen kalitesi
    Öğretmen kalitesi çok yüksek.
    Eğitimin kalitesini öğretmen kalitesini artırarak sağlıyorlar. (Bu arada PİSA’da hep birinci olan Norveç’in sırrı da öğretmen kalitesinde.)
    Öğretmen olmak için not ortalamanız 100 üzerinden 85 ya da 4 üzerinden 3.50 olmak zorunda. İlk %25’e giren öğrenciler öğretmen olabiliyor. Seçim ölçütleri çok katı. Örneğin, okul birincisi olmuş bir fizikçi, öğretmen olabiliyor.
    Birçok öğrenci öğretmen olmak istiyor. Çünkü hem öğretmen maaşları çok yüksek hem de meslek oldukça prestijli.
    Öğretmenler bazen doktorlardan daha çok para kazanıyor.
    Herkese açık
    Öğretmen olmak isteyen herkes (eğitim fakültesinden mezun olsa bile) bir yıl formasyon eğitimi almak zorunda.
    Formasyon eğitimi alırken maaşlar ödenmeye başlıyor.
    Beden eğitimi dersi
    En fazla değer beden eğitimi dersine veriliyor. Beden eğitimi öğretmeni olmak istiyorsanız, bir yıl değil, iki yıl formasyon almak zorundasınız. Bizdeki gibi top oynama dersi olarak görülmüyor.
    İyi bir strateji
    Aslında öğretmenlik mesleğini diğer alanlara açmak ilk bakışta sorun gibi görünüyor. Ama aslında çok iyi bir strateji.
    Çünkü amaçları öğretmenlik mesleğini eğitim fakültelerine kısıtlamak değil. Tam tersine öğretmenlik heyecanı olan herkese açmak.
    Her öğretmen işini severek yapıyor.
    Formasyon eğitimleri çok kaliteli olduğu için, çok iyi öğretmen yetiştiriyorlar.
    Formasyon eğitimi sadece Nanyang Teknoloji Üniversitesinde veriliyor ve Asya’nın en iyi eğitim fakültelerinden birisi kabul ediliyor.
    Düşünün tüm öğretmenler hem bilgili hem de işini severek yapıyor.
    Okul müdürleri
    Bizdeki gibi adamın varsa okul müdürü olmuyorsun.
    (Okul müdürlerini zan altında bırakmak istemem, ama ‘Bizim sendikaya üye ol seni müdür yapalım’ tekliflerini bildiğim için bunu yazıyorum.)
    Öğretmenliğe başlayan her kişi üç kariyer yolundan birisini seçiyor: öğretmenlik, uzman öğretmenlik ve müdürlük.
    Öğretmenlik kariyerini seçenler sadece öğretmenlik yapıyor. Uzman öğretmenler öğretmenlik ve araştırma yapıyor. (Böylece kuram ile pratik arasındaki fark da kapanıyor.) Müdürlüğü seçenler, ileride okul müdürü oluyor.
    Ama bizdeki gibi ‘hadi sen müdür oldun’ yok.
    Zümre başkanı ya da okul müdürü olacaksanız, bir yıl liderlik eğitimi almak zorundasınız. Eğitimler kariyerleri boyunca devam ediyor.
    (Sanırım sadece Türkiye’de müdürler liderlik ve yöneticilik eğitimi almıyor.)
    Gelişim
    Eğitime yapılan yatırım sayesinde ülke hızla gelişiyor.
    Biz de eğitime yatırım yapıyoruz ama kaliteyi artırmak için değil. Daha fazla bilgisayar, daha iyi binalar kaliteyi artırmıyor.
    Daha bilinçli yatırımlar yaparak, öğretmen kalitesini ve öğretmenlik mesleğinin prestijini artırmalıyız. Eğitim liderliği konusunda da somut adımlar atmalıyız.
    Somut adımlar atmazsak ne mi olur?
    Şu anda Yeraltı Şehri İnşaa Etme Projeleri var. Yakın gelecekte onlar su altında yaşayacak. Biz de bu sırada hala Ahmet Çakar ve Hıncal Uluç’un kavgalarını dinliyor olacağız.


    KAYNAK:Hürriyet

    güzel bir bilgi.




  • 
Sayfa: 1
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.