< Bu ileti iOS uygulamasından atıldı > |
|
_____________________________
|

< Bu ileti iOS uygulamasından atıldı > |
|
_____________________________
|
< Bu ileti mini sürüm kullanılarak atıldı > |
|
_____________________________
|
< Bu ileti Android uygulamasından atıldı > |
|
_____________________________
Çoklar Diye Korkmadık, Azız Diye Çekinmedik, Düşmanlarımız Etrafımızda Ocak Gibiydi.
Bizde Ateş İdik. |
< Bu ileti Android uygulamasından atıldı > |
|
_____________________________
|
< Bu ileti iOS uygulamasından atıldı > |
|
_____________________________
- Tech Addict -
|
|
Ben telefondaki küçük yazılarda sıkıntı yaşıyorum, 3 quarkı görmen mükkemmel 🤭🤭🤭 < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı > |
|
_____________________________
|
< Bu ileti iOS uygulamasından atıldı > |
|
_____________________________
- Tech Addict -
|
< Bu ileti mini sürüm kullanılarak atıldı > |
|
_____________________________
-----------------------------THE FORUMLORIAN--------------------------
|
< Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı > |
|
_____________________________
We're beyond sympathy at this point, we're beyond humanity.
|
|
xyz -1 |
|
_____________________________
|
< Bu ileti mini sürüm kullanılarak atıldı > |
|
_____________________________
|
|
Evren aşağı yukarı dediğiniz gibi çalışıyor. Probabilistik dağılımda bir süper-pozisyon dizisi interaksiyon halide devamlı bir kuantum gerçekliğe çöküyor. Ama gözlemciyle veya etkileşenle çökene kadar ortada deterministik bir realizmle / realiteyle tanımlanabilecek belirli bir somut gerçeklik mevcut değil. Gözlemci veya etkileşensiz yalnızca sanal bir gerçeklik sözkonusu. Gözlemci veya etkileşenle somut bir realiteye dönüşme potansiyelinde bir sanal gerçeklik mevzu bahis olan. Bu da süper pozisyon sanal gerçekliğin kuantum teorisinin olasılıksal ve kesikli atom-altı gerçeklik karşısında bir kurgusu mu yoksa gerçekten somut bir gerçekliğin tam teşekküllü ve gerçeği olduğu gibi modelleyen görselleştirmesi mi olduğunu düşündürtüyor. Kuantum kuramı komple isabetli mi yoksa arkasında gerçekliği belirleyici başka - olası şekilde deterministik - bir mekanizma mı var diye düşündürüyor. Olasılık dallanma oranlarının sabit olduğunu da biliyoruz. Ama ben ezici miktarda empirik verilerle doğanın sanki bize söylemek istediği kadarıyla somut gerçekliğin kökten kuantum yani kökten probabilistik ve indeterminist olabileceğini düşünüyorum. Tıpkı Einstein ve bazı kuramsal fizikçiler gibi kuantumu yeterli görmeyip illa kuantum gerçekliğin arkasında yatabileceği farz edilen katı şekilde deterministik ve mantıksal bir gerçeklik arayışında olmak aslında gerçekte olanı değil de görmek istediği şeyi arayan zihnimizin bir inşası, aslında evrenin temel kuantum işleyişiyle alakasız günlük deneyimlere ve düz sağduyuya dayanan bir önyargısal beklentisi olabilir. Evren gerçekten de sürekli belirli bir gerçeklik dizisine çökmekte olan bir kuantum süperpozisyon çorbası, olasılıksal salınan bir kuantum okyanusu olabilir. Kuantumda fiziksel enformasyonun korunumu da sanki bunu ima ediyor. Zihnimiz bu kuantum gerçekliğin dilini ancak yüksek seviye matematik ile yazabiliyor/kurgulayabiliyor. Zihnin pratikte çok kullanışlı alışıldık bilişsellik kurguları olan sağduyu, mantık, deterministik neden-sonuç kalıpları kuantum gerçekliği "anlama" ve sindirmede yetersiz kalıyorlar. Kuantum fiziğini "anlamamaya" çalışmak gerek. Richard Feynman kuantum mekaniğini anladığını düşünüyorsanız anlamamışsınız demiştir. Asla "anladığımı" düşünmüyorum! Yalnızca bilişsel kaprislere kapılmadan devasa bir empirik havuza ve araştırmalara bakarak kuantum fiziğinin somut gerçekliğini kabul ediyor ve atomaltı dünyada evrimleşmemiş zavallı klasik fizik bazlı "dümdüz" bilişsel beynimle sindirebildiğim kadarını sindirmeye çalışıyorum. Başta Bohr olmak üzere pek çok fizikçi nesli de bunu yaptı ve olağanüstü deneysel başarılara imza attılar. Sileceklerin olabilecekleri her bir yerde oldukları ama onlarla zaten kendim bir kuantum sistem olarak etkileşirken tek bir yerdeki halini gördüğüm ama etkileşimsizken sileceklerin evrensel süperpozisyon havuzunda salınarak sağduyusal nedensel zihnimin düzlüğünde "kaybolduğu", kainatla el ele vermiş biçimde ilgili sistemi tahrif etmeden yerini veya momentumunu belli edemeyeceğim, bunların aynı anda bilinmezliğinin deney düzeneğinin nasıl ayarlandığının ötesinde doğaya içkin probabilistik bir kinematik olduğu düşüncesini kabul edebiliyorum (Not: Silecek burada klasik bir motora takılı klasik bir makro nesneden ziyade meşhur Schrödinger'in Kedisi düşünce deneyi örneğindeki gibi bir kuantum fenomen, yani bir elektron veya foton gibi bir kuantum parçacık, kuantum alansal yoruma göre verilmiş alanın ajitasyonu olarak düşünülmüştür). Bohr'un dediği gibi, ey - Tanrı zar atmaz diyen - Einstein, doğaya ne yapacağını söylemeyi bırak! < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı > |
|
_____________________________
We're beyond sympathy at this point, we're beyond humanity.
|