En Son İzlediğiniz Film ve Yorumlarınız (5034. sayfa)

@programmer_onur

İzledim hocam , düşük bütçeli gerilim biraz da vahşet filmi

Filmin konusu basit , izleyici olarak filmde en baştan o iki şerefsize kuruluyorsun ve acaba devamında ne olacak diye izlemeye devam ediyorsun

Gerilim filmlerden hoşlananlar çok beklentiye girmemek koşuluyla çerezlik izlenir

Film youtube'ta var ama android tv'de izledim

ımdb

Killing Ground (2016) ⭐ 5.8 | Horror, Thriller

https://m.imdb.com/title/tt4728386/?utm_campaign=DonanimHaber&utm_medium=referral&utm_source=DonanimHaber

ımdb

The Vanishing (2018) ⭐ 5.9 | Drama, Mystery, Thriller

https://m.imdb.com/title/tt4131496/

Bir deniz fenerinde çalışmak için tekneyle gelen 3 işçinin adada bir altın sandık bulduktan sonra başlarının belaya girmesini anlatan bir film

Film deniz fenerinde soğuk,rüzgarlı ve okyanus ikliminde çekildiği için haliyle güzel bir atmosfer sunuyor

İmdb 5.9 olmasına rağmen rahatlıkla benden 6.5 alıyor

Çok fazla beklentiye girmemeniz koşuluyla bu filmi öneririm

Film gerçek bir olaya dayanıyor

ımdb

Dune: Part Two (2024) ⭐ 8.7 | Action, Adventure, Drama

https://www.imdb.com/title/tt15239678/

İlk filmindeki tanımlayıcı girişin ardından, epik hissi iliklere kadar hissettiren şahane bir devam olduğu kanaatindeyim. İlk yarısında hikayenin aralarına eklenmiş uzun fragmanlar varmış gibi görünen kopuk sahneler yok değil. Paul karakterinin kendisini Fremenlere ispatlama çabası içerisinde fazlaca ara sahneler var. Bunlar biraz hikayeyi sanki sarsıyor gibi. Fakat ikinci yarısı insanı yerine çivileyecek kadar etkileyici, muazzam. Bunun en büyük etkisi de din fanatiklerinin bakışıyla, Lisan al Gaib adını verdikleri bu mehdinin ortaya çıkışıyla alakalı. Paul Atreides'in topluluğa öncü olmak için girdiği her sahne son derece etkili çekilmiş. Denis Villeneuve o kadar etkileyici atmosfer kullanımı gerçekleştiriyor ki ayrı bir evrende değil de Kurtuba Camii'nde savaş naraları atan çılgın bir topluluğun haykırışlarını izliyor gibiyiz. Bu da filmi iki kat daha başarılı hale getiriyor.

Bir diğer etkili nokta ise çoğunlukla Orta Doğu etkilerine bağlı kalarak tipleştirilmiş hikayenin filmin içine yedirilme başarısı. Fremenlerin yaşlıları her hareketten dini bir çıkarım yaparken, daha genç kuşak ''bırakalım artık bu mavraları'' kafasında. Bu tam da günümüzdeki kuşak farkının gösterimi. Din yordamıyla süzülen bir yapım olduğundan dolayı rahibeleri de neredeyse kusursuz işliyor. Bene Gesserit topluluğunda rolü sırıtan tek bir oyuncu yok. Rebecca Ferguson benim en beğendiğim oyuncu oldu filmde. Hikayesi, dönüşümü, içindeki bebeğiyle öyle enteresan bir kompoziyon oluşturuyor ki her sahnesinde coştum. Ab-ı hayatı içtiğinde girdiği transformasyon beni ürküttü. Léa Seydoux bile çok kısa görünmesine rağmen yönetmenin de başarısıyla, ışık gölge oyunlarıyla beraber şaha kalkıyor.

Tabii bütün bunların ötesinde film adına en büyük felaketin Zendaya olduğunu da söylemezsem öbür tarafa Harkonnen giderim. Yahu özellikle ikinci yarısındaki o sürekli mızırdanan, hiçbir şeyden memnun olmayan surat ifadesi nedir. Evet böylesi devasa bir topyekün din motifinin içinde bulunmak istemediği ve Paul konusundaki dönüşümden rahatsız olan bir karakter olduğu açık. Fakat burada Zendaya öylesine felaket mimikler kullanıyor ki Dune setinin yanında dram romantik filminden buraya emanet edilmiş gibi sakil bir rezillik içerisinde. Bir insanda hiç mi oyunculuk kırıntısı olmaz. Dune evreninde baharat en değerli şey olabilir ama Zendaya brownie üzerine serpilmiş yersiz isot gibi duruyor. 8.5/10

Mükemmel bir yorum. Zendaya'nın karakteri Chani de aslında o genç "ateist" kuşağı temsil ediyordu ama Zendaya oyuncu seçimi olarak fevkalade kötü bir tercih ve din sosyolojisi üzerinden gitmeye çalışan bir filme gereğinden fazla gençlik / ergen filmi havası veriyor. Ayrıca şu anekdotu da paylaşayım; orijinal Dune evrenindeki Chani Paul'a bu denli muhalif değilmiş veya onun gittiği yola karşı böyle şüpheci değilmiş. Fremenleri ben Müslümanlardan ziyade daha çok Roma İmparatorluğu'na karşı ayaklanan coşkun mesihyanik inançlara sahip antik Yahudilere benzettim. Gerçi diğer büyük monoteistik dinlerin - ve cemaatlerinin - çıkışı zaten bu mevzubahis Suriye Yakındoğu din geleneğinin yaratıcıları Yahudilere, Yahudi kanonu ve şeriatına dayanıyor. Dune uzak bir geleceğin uzay bağlamında geçen bir Ortadoğu Hikayesi gibi. Bernard Lewis'in bir akşam kafa dağıtmak için Carl Sagan okurken bir yandan bir şekilde uyuşturucu bir maddeye maruz kalarak sanrılı ruh hali içerisindeyken yarı bilinçsiz biçimde yazacağı türden bir hikayeye benziyor.  O evrenin petrolü olan baharat da zaten bir uyuşturucu madde. Uzayda geçen bir "doğu mistisizmi, kafa bulmuşluğu", tam.

Heart of Champions (2021) - 6/10

Gerçek bir hikayeden uyarlama olmasına şaşırdım. Aslında uyarlama olabilir ama bir film için bile klişe. Mutlaka drama katmışlardır diye düşünüyorum. Gerçek hayatta bu kadar hüzünlü ve klişe olması çok mümkün gelmiyor. Öyleyse de üzücü. Filmi izlerken kürek çekmeyi özlediğimi hissettim.

Pota (2021) - 6/10

90'ların mahalle, arkadaşlık, komşuluk kültürüne özlem içeren bir yapım olmuş. Filmin konusunda yazdığı gibi bir fakirlik dramı değil. Bir pota üzerinden hikaye ve arkadaşlıklar gelişiyor. Ancak genel olarak 90'lı yılların mahalle kültürü aktarılıyor. Tam olarak bir basketbol hikayesi de diyemem. Çocuk oyuncular oldukça amatör kaçsa da Alp kardeşimizin performansı iyi. Özellikle o dönem için gecekondu mahallesi ile site hayatı arasındaki fark güzel örneklenmiş. Günümüzde bu durum biraz daha farklı. O dönem ayakkabı almak da büyük olaydı. Küçük bir örnek ile o dönem bu kadar güzel özetlenebilirdi.

1BR (2019) - 5/10

"Dur bakalım ne olacak?" diye merak ettirirken epey kötü bir senaryo ve oyunculukla devam ediyor. Nitekim sonu da tatmin etmiyor. Biraz yorumlarına baktım, vermek istediği mesajlar var ama bunları bile tam becerememiş bir havası var. Benzer triplerle ben de Los Angeles'a yerleşmeyi planlıyordum, olmadı. "İyi ki olmamış" bari dedirtebilse iyiydi. Onu da söyletemedi. İzleyip beğenen muhakkak olur. Ama benim için "izlenmese de olur" kategorisinde.

A Quiet Place Part II (2020) - 6/10

İlk filme 6,5 puan vermiştim ama merak uyandıran bir tarafı vardı. İlgimi çekmişti. İkinci film ise hiç merak uyandırmadı. Gerilimi de yeterince veremedi. Vakit geçirmek için izliyorum hissiyatıyla izledim. Yine de atmosferi açısından fena bir film değil. Seri olarak ilerlemesine gerek var mı bilmiyorum.

The Adam Project (2022) - 7/10

Afişiyle ve konusuyla eğlence vaat ediyor. Beni beklentiye soktu ve beklentimi karşıladı. Yeterince eğlendiriyor. Hafta sonu baba-oğul, abi-kardeş izlenecek bir film tadında olmuş. Zaten çocuklara hitap eden tarafı da inkar edilemez. Bunun yanı sıra zengin sayılabilecek bir oyuncu kadrosu barındırıyor. Hikaye biraz klişeye dönüşse de; bana vaat ettiği eğlenceyi sağladı. Az da olsa duygulandırıyor. Çocuk oyuncuyla Ryan Reynolds'un uyumu da harika. Ben keyif aldım.

Dirty Pretty Things (2002) - 7/10

"Göçmen olma" psikolojisi hayatımın bir bölümünü fazlasıyla meşgul etti. Kötü senaryoları çok düşündüm. Ama bu filmdeki kadar kötü senaryolar aklımdan bile geçmedi. Her iki karakter için olası en zor senaryolar ele alınmış. Hem Senay için hem Okwe için oldukça üzülerek izledim. Audrey Tautou, Türk karakteri bence güzel canlandırmış. Ufak tefek birkaç vurgu var, onlara güzel değinilmiş. Film pek İngiltere'de geçiyor havasında değildi. Sadece organları almaya gelen adam İngiliz'e benziyordu. Sonlarına doğru mideme bir yumruk oturmaya başladı ve o gece o yumruk hem suratımda, hem midemde kaldı. Gece bu filmin etkisiyle mutsuz uyudum.

Revolutionary Road (2008) - 7/10

Ağır bir film gibi gözükse de; sıkılmadan izledim. Geçtiği dönemi görsel olarak çok iyi aktarıyor. Dönemin dans sahneleri de öyle. Dans sahneleri zaafım, genel olarak çok dikkatle ve keyifle izliyorum. Depresyon ve bunalım havasını çok iyi işliyor. Elbette bunların yanında oyunculuklar çok başarılı. Sahte mutluluklar, zorunluluklar, hayal kırıklıkları, bunalım halleri çok iyi aktarılıyor. Sessizlik içerisinde çığlık barındıran sahneleri de vardı. Nitekim çığlığın ve seslerin yükseldiği kavga sahnesiyle bunu gördük. Genel olarak kavga sahneleri çok gerçekçiydi. Bu tarz filmlerde kendimden bir şeyler bulmak benim için üzücü olabiliyor. O depresif halleri, hayal kırıklıklarını, her iki karakterin de içerisinde boğulduğu ama yaşamaya çalıştığı hayatlarını çok yakından hissettim.

Watcher (2022) - 7/10

Son 20 dakikaya kadar beğenmeyeceğimi düşündüğüm bir film olarak ilerliyordu. Son 20 dakikada beklentilerimi karşıladı. Julia'nın yalnızlığı normal bir yalnızlık değil. Kocasına rağmen yalnız hissediyor ve film boyunca bu yalnızlık hissiyatı çok başarılı veriliyor. Kocası tam bir aptal ve bencil. Böyle bencil insanlar ve böyle ilişkiler maalesef günlük hayatın içinde de bolca görülebiliyor. Diğer yandan bir kadının hissettiği çaresiz ve güçsüz olma duygusu da başarılı aktarılmış. Biliyorsun, sesini çıkarıyorsun, korkuyorsun ama kimse seni dinlemiyor. Takip sahneleri oldukça gerilimliydi. Yakın zaman önce izlediğim The Voyagers filmini anımsatan "karşılıklı röntgenleme" hikayesi içerse de; o filme göre farklı duygular hissettirdi. Klişe gibi gözüken bir senaryonun tatmin edici ilerlediğini ve sonlandığını düşünüyorum. Maika Monroe'nun oyunculuğu başarılı. Öte yandan Romanya'daki arkadaşlarının İngilizce bilip kadının yanında İngilizce yerine Romence konuşmaları hem terbiyesizce, hem mantıksız gözüktü. Romanya'da da Kanal D olduğunu öğrenmiş olduk. Makul süresi, merak uyandıran ilerleyişiyle izlenebilir bir gizem/gerilim filmi.

Silent Night (2021) - 4/10

Bomboş muhabbetler, "İngiliz mizahı" adı altında anlamsız espriler, duygusallıktan uzak ama duygusal gibi gösterilmeye çalışılmış bir son. Yok Covid-19 göndermesiymiş, hap aşıymış; böyle düşününce bile vermek istediği mesajın içi boş. Vakit kaybı olarak değerlendirmek yanlış olmaz.

Hustle (2022) 7,5/10

Klişe bir senaryo ama Adam Sandler benim gözümde bu tarz filmleri büyüten bir isim. Basketbolu ve NBA'i seven, NBA2K oyunlarında trash talk ile sinirlenen biri olarak; Bo Cruz karakterinin hissettiklerini ve yansımasını sevdim. Hikayeye olan etkisini de öyle. Bu kadar önemli NBA yıldızlarını böyle bir filmde görmek de mutlu etti. Juan Hernangomez oyuncu performansı vermiş. Anthony Edwards'ın rolünün hakkını vermesini de es geçmeyelim. Türünün eşsiz bir örneği değil ama ben keyifle izledim. Sanırım Amerika sokaklarında geçen bu tarz filmlerde içimdeki burukluğu atamayacağım. Bu da "belki bir gün atarım" diye kendime notum olsun.

Don't Breathe 2 (2021) - 6,5/10

İlk filmi ve gerilim seviyesini beğenmiştim. İkinci filmin yorumlarından dolayı biraz önyargılı başladım. Ama başından sonuna (hadi sonuna demeyeyim, son bölümlerine) merak uyandırmayı başardı. 7 puan çok, 6 puan az. Çok arada kalınca 7'ye yakın bir puan vermeyi uygun gördüm. Her iki filmde de Stephen Lang'in oyunculuğu başarılı.

Aykut Enişte (2019) - 7/10

Önyargılı başladığım ama çok eğlendiğim bir film oldu. Bazı "komedi" sahneleri "olmasa da olur" gibiydi ama yine de çok eğlendim. Hollywood filmi tadı da var, hakkını yemeyelim. Duygusal sahneleri vıcık vıcık değil. Kayınço Mithat karakterini çok sevdim.

Aykut Enişte 2 (2021) - 6/10

İlk filmin hatrına beğenirim umuduyla izledim. Beklentimin altında kaldı. İlk filmi Hollywood romantik komedilerine benzetmiştim. İkinci filmde biraz "ucuz yerlikomedi filmi" yansımaları var. Tamam aksilikler olmak zorunda, filmin konusu bu ama sürekli bir aksilik çıktıkça biraz içim daralmadı değil. Galiba fragman dolayısıyla beklentim "Enişteler kapışıyor" formatında bir senaryoydu. Son 15 dakikası keyifliydi. Duygusal tarafıma hitap etti.

Disturbing Behavior (1998) - 6/10

Film hakkında "çok kötü" yorumlar da var, beğenenler de var. 90'lar yapımı olduğundan olsa gerek, benim için 1-0 önde başladı. Aslında o dönemin gençlik-korku-gerilim filmlerinin tipik bir örneği. Hikaye çok tanıdık. Benzer durum maalesef uzun yıllardır toplumumuzda da yaşandı, eskisi kadar olmasa da belki hala yaşanıyor. Katie Holmes'un gençliğini görmek güzel. Kısa süresi ve yormayan kurgusuyla zaten "çerezlik" olmayı hedeflemiş gibi. Dönemin müzikleri ve tarzları da doğru yansıtılmış.

ımdb

Eden Lake (2008) ⭐ 6.7 | Horror, Thriller

https://m.imdb.com/title/tt1020530/

Ormanda göl kenarında tatil yapan yetişkin bir çift bir grup ergenle başları belaya girer

Vahşet eziyet sadist dozu yüksek gerilim filmi

Film youtube'ta var.

Geçenki film bu filme nazaran çok daha az vahşet içeriyor.Bu seferki film çok psikopat vahşet filmi bir de bu film de vahşeti çoluk çocuk ergen takımı yapıyor film de değişik bitiyor

Enteresan bir film

ımdb

Dark Waters (2019) ⭐ 7.6 | Biography, Drama, History

https://m.imdb.com/title/tt9071322/

Gerçek bir hikaye üzerinden filme alınan, aslında hepimizi ve dünyayı doğrudan ilgilendiren bir film. Film aslında hem uzun yıllara dayanan dev bir hukuk savaşını anlatıyor iken, aynı zamanda gerçek bir hikayeye dayanması nedeniyle avukat Bilott'un otobiyografisi, hem de PFOA/C8 denilen zararlı maddenin insan ve tüm canlı türlerine yönelik verdiği zararları konu almakta olan bir belgesel niteliği arz ediyor. Bu filmi izledikten sonra Teflon kaplı mutfak gereçleri ve diğer bilimum gereçlere mesafeli kalacağınızı düşünüyorum. Asıl dikkatinizi çekecek kısımlardan birisi, Teflon işinden sadece 1 yılda 1 milyar USD kazanan kimya teröristi DuPont şirketinin filmin gösterime girdiği tarihten sonraki tazminatlar ile birlikte yaklaşık 3600 davacıya toplamda 753 milyon dolar ödeyerek bu işten sıyrılması (bkz. Wikipedia) ve Abd yargısının bu devler karşısında aciz ve yetersiz kalması, davanın çok uzun yıllar sürmesi gerçekliğidir. Mark Ruffalo başrolde ve çok başarılı iken standartlarını bildiğimiz yıldız Anne Hathaway kendisinin eşi rolünde, yani pasif rolde konumlandırılmış. Eşi X bir bayan da olabilir miydi diye düşünüyorsunuz bu açıdan. Çok iyi bir eser. Puanım 8/10.

Ayrıca;

Hocam yorumunuzu görüp filmi listeme aldım. Film, türünden dolayı bana biraz ağırmış gibime geliyor ama yönetmenlerin becerisine göre bu değişir. Film akıp gidiyor mu, önemli olan bu. Gerçi 8/10 demişsin beğenmesen böyle yazmaz bu puanı vermezdin ama yine de sormak istedim. Çünkü ben izlesem bile evdeki ahali izler mi soru işareti. Yine de izleme listeme aldım.

Eden Lake güzeldir. 4-5 sene önce izlemiştim.

Eyvallah teşekkürler. Anladığım kadarıyla filmde bir Spotlight (2015) havası var. O da gerçek hikayeden alıntı ve suistimallerin üzerine giden bir filmdi ve tesadüfe bakın ki o filmde de Mark Ruffalo yer alıyordu.

Chani'nin çocukları da varmış zaten. Ama işte bir yerden sektöre bağlama durumu olunca maalesef böyle şeyler kaçınılmaz oluyor.

ımdb

The First Omen (2024) ⭐ 6.9 | Horror

https://www.imdb.com/title/tt5672290/?ref_=ext_shr_lnk

çok iyi bir salonda sinemada izledim. tam anlamıyla mükemmel. korku-gerilim-gizem sevenler için süper fırsat. vizyonda iken mutlaka gidin.

1970ler italyası. rahibe başrol abdden italyaya gidiyor davetle. oradaki kilisede yemin verecek. o sırada esrarengiz bir kilise öğrencisi ile bir bağ kuruyor. kalan kısmı öğrenci-başrol ilişkisinin açıklanması ve olayların gelişimi. dini ve felsefi referanslar mükemmel. rosemary bebeği izleyenler ve beğenenler bunu da beğenir. eski tip şeytan çıkarma filmleri gibi değil. çok iyi bir konusu ve kurgusu var. puan kesinlikle düşük.

müzik-ses kullanımı mükemmel. dune 2 müzikleri seven birinin bu filmdeki ses-müzik kullanımına bayılması lazım.

dune 2 gibi 3. sınıf her klişe filmde yer alan mehdi ve kurtarıcı temelli ucuz dini ve felsefi referans içermiyor. gerçek manada iyi bir finali ve hikayesi var.

izlediğim ve paylaştığım filmleri, herkes tarafından bilenen ve beğenilen (!) diğer filmlerle kıyaslayarak değerlendiriyorum. iyi-kötü, komik-dramatik, üzücü-dehşete sürükleyen vs. duygu durumlarında değişiklik yapan olaylar-sahneler-filmler-müzikler görüntüler her filmde farklı boyutta ve kalitede yer alıyor. çok film izleyen biri doğal olarak diğer filmlerde yaşadığı bu durumları-duyguları diğerleri ile mukayese ediyor ve filmin iyiliğini kötülüğünü ona göre değerlendiriyor.

zevkler ve renkler tartışılmaz deniyor fakat bence çoğu zaman tartışılabilir haldeler.

92 model bir doğan ile 2004 model s2000 i karsılastırın. bazı doğan sevenler doğanı s2000e değişmem der fakat çoğu kişi s2000 seçer ve doğan seçenin bu tavrını yadırgar.

filmlerde de aynı şekilde. makul ve normal bir sinema izleyicisi bu filmden son derece keyif alacaktır. tavsiye ederim.

ımdb

Tower Heist (2011) ⭐ 6.2 | Action, Comedy, Crime

https://m.imdb.com/title/tt0471042/

Soygun komedi filmi. Gökdelenin tepesinde yaşayan bir milyarder gökdelen çalışanlarının parasına batırıp el koyunca 4 çalışan bu milyarderi soymaya karar verir ve basit bir soyguncu olan Eddie Murphy'den yardım ister

Kadro sağlam: Ben Stiller, Eddie Murphy, Casey Affleck. İzleyenleri asla sıkmayacak bir film tempo hiç düşmüyor

Vakit geçirmelik çerezlik izlenir