Bildirim
En Son İzlediğiniz Film ve Yorumlarınız (4900. sayfa)
Daha Fazla 
Bu Konudaki Kullanıcılar:
Daha Az 

1 Misafir - 1 Masaüstü

Giriş
Mesaj
-
-
8/10
Sinema dünyası işte bu yüzden güzel diyeceğiniz türden bir film. Hem çok şirin hem de insanın içine çok pis oturuyor. Final sahneleri ise ayrı muazzam. -
Leylekler Uçarken(1957)
Sovyet döneminde yapılan filmler arasında savaş ve aşk duygularını başarı ile izleyiciye aktarmaya başaran nisbi propagandası ile de Avrupa'da Cannes Film Festivali'nden Altın Palmiye ödülü almış kaliteli bir yapım. Yorumlayan çoğu kişinin dediği gibi filmde özellikle kamera çekim açıları, kamera hareketleri dönemine göre oldukça başarılı ve ileride bir çok yönetmene de ilham verdiğini söyleyebiliriz. Bilhassa filmin etkileyici bir sahnesi olan boris'i asker arkadaşı yanlışlıkla vururken o sırada ekrana gelen veronica'nın evlenme anıdır bana göre. Bu kadar başarılı çekim açıları ile yönetmen diğer başarılı sovyet yönetmenleri olan einstein, sokurov, bondarçuk, pudovkin, dovjenko, room, klimov, Menshov, tarkovsky, gayday, çuhray gibi başarılı yönetmenlerin arasına kendi adını da yerleştirmiştir.
Oyunculuklara gelirsek her karakter başarılı bir şekilde rolünün hakkını vermiş. Özellikle başrol olan veronikanın oyunculuğu muhteşem. Filmin başlarında neşeli, deli dolu haliyle çekilirken, filmin ortalarında doğru düşünceli ve vakur oluşuyla ve filmin sonlarında ise üzgün haliyle gerçekçi bir rol üstlenmiş. Buda filmin ve karakterin gerçek başarısı, ayrıca her duygu durumunu da başarılı ile oynamış.
Filmin bir diğer önemli yanı bence film boyunca, o dönemin sovyet rusyası'ndaki günlük hayatı ve savaş durumunda ev, hastane ve cephe gibi farklı alanlarda olup bitenleri deneyimlemenin de mümkün olması. Savaş başında ve sonunda sovyetler deki ruh hali, toplumsal durum iyi analiz edilerek çekilmiş.
Filmi izlemek isteyenlere tavsiye ederim.
Filmden bir alıntı ;
Ölüm sinsice yurdumuza sokulurken rahatımıza bakarak, eskisi gibi yaşamımızı sürdüremeyiz...
< Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Uldız -- 8 Eylül 2019; 20:43:33 >
-
7.5/10 -
8/10
Stephen Hawking'in hayat hikayesini anlatan bu filmimizi özellikle Eddie Redmayne'nin müthiş oyunculuk performansı için izlemenizi tavsiye ediyorum. Bunun dışında film Hawking'in ilk eşinin gözüyle anlatılıyor zaten onun kitabından alıntılanmış film. Hawking'in çalışmalarına ve kariyerine üstün körü değinmiş sadece.
8/10
Bu film ile ilgili çok bir şey anlatmaya gerek yok. Irkçılığın ne kadar berbat bir şey olduğunu size anlatacak en güzel filmlerden. Bu arda bu film ile birlikte izlemeyenler varsa 12 Years a Slave filmini de öneririm
-
Uzunca bir süredir vakit bulup da buraya izlediklerimin yorumlarını ekleyemedim, haliyle de fazlasıyla film birikti. Post aşırı uzun olmasın diye kalanını biraz zaman geçince paylaşacağım. 11 Temmuz - 15 Ağustos tarihleri arasında izlediğim filmler, kısaca yorumlarıyla birlikte;
https://www.imdb.com/title/tt0780536/
120) In Bruges (2007) - Martin McDonagh
Tüm oyunculuklar iyi olmakla beraber Colin Farrell'in muhteşem oynadığı ve Brüj şehrinde adeta gezintiye çıktığımız kara mizah - suç karışımı film. İronik diyaloglar ve olaylar eksik olmazken bunların yanı sıra eklenen dramatik sahneler çok yakışmış. 8/10
https://www.imdb.com/title/tt1931533/
121) Seven Psychopaths (2012) - Martin McDonagh
Martin McDonagh'ın tarzını illa benzetmek gerekseydi Tarantino ve Coenler'in karışımı derdim. Absürt olaylar silsilesi içindeki kara mizah çok keyifli yine. Bu sefer Sam Rockwell döktürüyor. The Big Lebowski ve Hangover havası da var biraz. 7,5/10
https://www.imdb.com/title/tt1736633/
122) Oslo, 31. august (2011) - Joachim Trier
Dış dünyaya kendini kapatan bir madde bağımlısının rehabilitasyon sonrası dostları ve ailesiyle yüzleşirken hayata tutunma çabası. Tükenmişlik ve yalnızlık dolu depresif bir film. Baş role, yönetmene ve filme hayran kalmamak elde değil. 8,5/10
https://www.imdb.com/title/tt0827517/
123) Reprise (2006) - Joachim Trier
"keşke seninle yeniden tanışabilseydik, her şeyi unutabilseydik" Edebiyat, müzik ve dostluk üçgenindeki film, dayandığı 'hayatta hiçbir şeyin somut olarak tekrarı yok' fikrinde ilerliyor, öyle ki adını da buradan almış. Keşke daha iyi işlenebilseydi. 6,5/10
https://www.imdb.com/title/tt6292852/
124) I Am Mother (2019) - Grant Sputore
Konusunu gayet özgün bulduğum ancak olayların seyrinin gereğinden fazla yavaş olması ve oyuncuların zayıf performanslarından ötürü beklediğim randımanı alamadığım, teoride güzel uygulamadaysa problemleri olan Netflix yapımı bir bilim kurgu filmi. 6/10
https://www.imdb.com/title/tt0437086/
125) Alita: Battle Angel (2019) - Robert Rodriguez
Etiketine bakarak film izlemenin bir hata olduğunu gösteren bir film oldu benim için. James Cameron ismini görünce heyecanlandığım fakat iki saat boyunca birkaç güzel aksiyon sahnesi hariç hiçbir şey vermeyen vasat altı bir film. 4/10
https://www.imdb.com/title/tt0499549/
126) Avatar (2009) - James Cameron
Üç saatlik bu filmi baştan sona sonunda izleyebildim ancak beklentimi karşılamadı. James Cameron, Titanic ve The Abyss filmleriyle muhteşem işler çıkarmışken bu film için aynı şeyi söylemek zor. Oluşturulan dünya ilgi çekici ama senaryo yavan. 6,5/10
https://www.imdb.com/title/tt0325980/
127) Pirates of the Caribbean: The Curse of the Black Pearl (2003)
Tv'de dublajlı denk gelip biraz baktığım onun haricinde izlemediğim bu meşhur serinin ilk filmi beklediğimden çok daha fazla eğlenceli ve bir o kadar da macera/aksiyon yönünden başarılıydı. 8,5/10
https://www.imdb.com/title/tt0383574/
128) Pirates of the Caribbean: Dead Man's Chest (2006) - Gore Verbinski
Serinin ikinci filmi kaldığı yerden devam ediyor, senaryosal veya başka bir teknik yönden gerileme asla yok hatta komedi dozajı artıyor da. Sadece 'flying dutchman' olayının çok uzatıldığını düşünüp bir yarım puan kırıyorum. 8/10
https://www.imdb.com/title/tt0449088/
129) Pirates of the Caribbean: At World's End (2007) - Gore Verbinski
Üçüncü ve en uzun filmi serinin, neredeyse üç saat ancak yine çok keyifli izlemesi, nasıl bu kadar sene izlememişim bu seriyi diyorum kendi kendime. Eğer son kalan ben değilsem ve varsa birileri daha, izlesin kesin. 7,5/10
https://www.imdb.com/title/tt8772262/
130) Midsommar (2019) - Ari Aster
Çoktandır bir filmi vizyona girsin diye beklemiyordum ve beklentimi karşılayan bir film buldum. Filmdeki ritüellerin adeta birer parçası haline geliyorsunuz, gerim gerim geriyor haliyle. Özgün yönetmenlik ve Florence Pugh bir harika. Dahası vizyonda. 8/10
https://www.imdb.com/title/tt0113613/
131) The Last Supper (1995) - Stacy Title
90'ların sıcak, keyifli filmlerinden birisi. Bir grup arkadaşın bir yılı aşkın süredir her hafta bir yabancıyı evlerinde ağırlayıp onlarla yemek masasında hayata dair görüşlerini paylaştığı enfes diyalog filmi. Cameron Diaz'ın gençliği çok hoştu. 8,5/10
https://www.imdb.com/title/tt0084787/
132) The Thing (1982) - John Carpenter
Kurt Russell'ın çok iyi performansı ve yönetmen Carpenter'ın gerilim filmlerindeki ustalığıyla birlikte baştan sona diken üstünde izleten ve merak ettiren döneminin en iyilerinden. Keşke finali daha tatmin edici olsaydı. 7,5/10
https://www.imdb.com/title/tt4263482/
133) The VVitch: A New-England Folktale (2015) - Robert Eggers
Orta Çağ'ın karanlık dönemlerinde insanların Hristiyanlığa karşı olan yaklaşımını ele alırken eleştiren, oldukça sürükleyici bir psikolojik gerilim filmi. Oyuncu performansları, kostümler, mekanlar ve oyunculuklar harika. 9/10
https://www.imdb.com/title/tt1298650/
134) Pirates of the Caribbean: On Stranger Tides (2011) - Rob Marshall
Serinin dördüncü filmi Hawai'de çekilirken görsellik yönünden en iyisi ancak önemli karakterlerin -Elizabeth Swann gibi- eksikliği göze çarpıyor. Penelope Cruze'un katılması bu yönden biraz eksikliği gidermiş. 7/10
https://www.imdb.com/title/tt1790809/
135) Pirates of the Caribbean: Dead Man Tell No Tales (2017) - Joachim Ronning
Beşinci ve son film, ölü adamların lideri Salazar'ın Jack Sparrow ile mücadelesi konulu ve Javier Bardem Salazar rolünde filme katılmış. Seride ufak iniş-çıkışlar var ama hep belli bir seviyenin üstündeydi. 7,5/10
https://www.imdb.com/title/tt0038787/
136) Notorious (1946) - Alfred Hitchcock
En sevdiğim yönetmenlerden olan Alfred Hitchcock'ın casusluk temalı romantik draması, başlangıcı biraz dağınık olsa da bir müddet sonra hikaye toparlanıyor. Gerilim sahnelerindeki dozajı ve Ingrid Bergman ile Cary Grant'ın uyumu gayet iyiydi. 7/10
https://www.imdb.com/title/tt0114681/
137) To Die For (1995) - Gus van Sant
Nicole Kidman’ın hem iş hem özel hayatında tam bir ‘attention whore’ rolündeki harika performansına eşlik eden birisinin olmaması ve belgesel tarzındaki çekimler ile hikayenin zayıf işlenmesinden dolayı belirli bir seviyenin altında kalmış. 6,5/10
https://www.imdb.com/title/tt0108162/
138) Sliver (1993) - Phillip Noyce
Tuhaf ölümlerin yaşandığı Sliver gökdelenine yeni taşınan bir kadının bu apartmanda yaşadığı olaylar ve ilişkilerinin bu ölümlerle bağlantısını işleyen gizem - gerilim filmi. Basic Instinct sonrası benzeri cesur bir performans Sharon Stone’dan. 6/10
https://www.imdb.com/title/tt1489887/
139) Booksmart (2019) - Olivia Wilde
Yılın izlemesi en eğlenceli filmlerinden. Olivia Wilde yönetmenliğinde, iki yakın arkadaşın mezuniyetlerinden önceki gün yaşadıklarını anlatan, Sex Education havasında sempatik karakterleriyle izlerken keyif veren ‘coming of age’ filmi. 8,5/10
https://www.imdb.com/title/tt0254686/
140) La pianiste (2001) - Michael Haneke
Daha önce yönetmenin yalnızca Funny Games filmini izlemiştim, o filmde yarattığı rahatsız edici havayı burada bulamadım. Baştan sona bir şeyler olmasını bekledim, olmadı. Çok sevilen, övgüler alan Haneke’nin başka filmlerini deneyeceğim. 5,5/10
https://www.imdb.com/title/tt1379222/
141) La doppia ora (2009) - Giuseppe Capotondi
Film boyunca Tornatore’nin La sconosciuta filmine ne kadar benzediğini düşündüm durdum. Meğerse başroldeki kadın oyuncu aynı kişiymiş. Filmdeki gerilim ve gizem çok güzel harmanlanmış, baştan sona merak içinde izlerken akıp gidiyor. 8/10
https://www.imdb.com/title/tt1156398/
142) Zombieland (2009) - Ruben Fleischer
Emma Stone, Woody Harrelson ve Jesse Eisenberg’in başrolde, Bill Murray’in yan rolde olduğu filmin kadrosu çok güçlü. Ancak zombi salgını sonrası dünyayı anlatan macera/komedi türündeki yapım beklentimin altında kaldı. Çerezlik olarak izlenebilir. 6/10
https://www.imdb.com/title/tt0067277/
143) Johnny Got His Gun (1971) - Dalton Trumbo
Savaşta yaralanan ve gazi olan ancak vücudunun hiçbir parçasını kullanamayan bir askerin yaşadıklarıyla, savaşın anlamsızlığı ve cennet vaadi gibi şeylerle gençlerin hayatlarının heba olmasını sert bir dille eleştiren yürek burkan bir hikaye. 9/10
https://www.imdb.com/title/tt4714782/
144) Personal Shopper (2016) - Olivier Assayas
Kristen Stewart'ın oynadığı karakterinin donuk tavırlarının filmin kasvetli havasına çok yakıştığı, ağır ilerleyen bir psikolojik gerilim filmi. Bir medyum olan Maureen'in, ikiz kardeşini kaybettikten sonraki arayışını konu ediniyor. 7,5/10
https://www.imdb.com/title/tt0107653/
145) Naked (1993) - Mike Leigh
İngiliz yönetmen Mike Leigh'in darwinist bir bakış açısıyla oluşturduğu senaryosunda, insanın var olma sebebini mütemadiyen sorgulayan ve birbirinden güzel felsefik tiradları olan nihilist başrol karakteriyle David Thewlis tek kelimeyle muhteşem. 10/10
https://www.imdb.com/title/tt0076786/
146) Suspiria (1977) - Dario Argento
Jessica Harper'ın şirin Suzy karakterinin böylesine sert ve karanlık bir film için fazlasıyla naif olmasıyla bu zıtlıktan doğan bileşim şahane olmuş. Korku-gerilim sahnelerindeki müzik seçimleri kusursuzdu, ayrıca renk kullanımına hayran kaldım. 9,5/10
https://www.imdb.com/title/tt7282468/
147) Beoning (2018) - Chang-dong Lee
Haruki Murakami'nin senaryosuna katkıda bulunduğu, yavaş ilerleyen ama gizem örgüsünün ustaca kurulmasından ötürü bir an bile sıkmayan, geçtiğimiz senenin en iyilerinden Güney Kore'den çıkma bir dram filmi. 8,5/10
https://www.imdb.com/title/tt0478304/
148) The Tree of Life (2011) - Terrence Malick
Hayatın iki yolu vardır ve bunlar 'doğanın yolu' veya 'inayetin yolu' dur. Hangi yolu izleyeceğine insanın kendisi karar verir ve bu seçimler insanın kaderini belirler, diyen film aynı zamanda insanın yaratılış amacını da sık sık sorguluyor. 8/10
https://www.imdb.com/title/tt2381941/
149) Focus (2015) - Glenn Ficarar
Will Smith ve Margot Robbie'nin baş rolünde olduğu vakit geçirmek için ideal bir suç/aksiyon filmi. Büyük vurgunlar yapan bir dolandırıcı örgütü ve giriştikleri soygunları izlemesi, yer yer mantık hataları olmasına rağmen göz ardı edildiğinde keyifli. 6,5/10
https://www.imdb.com/title/tt0054167/
150) Peeping Tom (1960) - Michael Powell
Çocukluğunda yaşadıklarından ötürü psikolojik problemler yaşayan ve elinden kamerasını hiç düşürmeyen Mark, film setlerinde yardımcı yönetmenlik yapan birisidir. Civarda gerçekleşen gizemli cinayetler ile kurulan senaryonun gerilimi ve dramı bol. 7,5/10
https://www.imdb.com/title/tt0109424/
151) Chungking Express (1994) - Kar-Wai Wong
Uzakdoğu sinemasına ısınma turları attıracak kadar iyi bir film. Kalp kırıklıkları ve yalnızlığın cirit attığı Hong Kong'un içinde, birbirinden bağımsız iki hüzünlü hikayeyi anlatan filmin özellikle ilk hikayesi ve müzikleri çok etkileyici. 8/10
< Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Andy Selva -- 9 Eylül 2019; 19:16:0 >
< Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
-
7/10
Amerikan Futbol'unu farklı bir bakış ile ele almış, Will Smith filmi. Will Smith ve Alec Baldwin'in oyunculukları çok hoş. İzlenebilir
7/10
Aksiyona bol bol doyacağınız John Wick serisinin 3. halkası. O kadar çok doyuyorsunuz ki bir ara aksiyondan sıkılıyorsunuz
-
quote:
Orijinalden alıntı: Xabir
8/10
Baby Driver'ın atası olarak kabul ediyorum Drive'ı. Ancak Baby Driver mantığıyla izlerseniz biraz sıkıcı gelebilir zira bazı sahneler ve özellikle Ryan Gosling'in hareketleri oldukça ağır. Ancak oyunculuklar ve aksiyon sahneleri cidden çok kaliteli. Kesinlikle izlemelisiniz
önce film müziğine hasta olduğum, ardından kendini izlememin farz olduğu filmdir. çok iyi film.
-
adını çok sık duyduğum bir filmdi netflix'de görünce izleyeyim dedim. klişlerle dolu bir aksiyon filmi. bu tarz 54945198 tane film vardır hollywood sinemasında. bir filmden tek beklentiniz bol aksiyonsa ya da dakikada 150 kişinin tek kişi tarafından öldürülmesiyse tavsiye ederim. onun dışında eğer boşsanız bir şeyler izliyim de zaman geçsin diyorsanız önerebilirim.
5/10
5 puanda keanu için. -
Sonsuzluk Ormanı
The Sea of Trees (2015)
Bir drama için güzel hikaye. Film bize pişmanlık duygusunu, insani değerleri, mücadeleyi ve yaşamların geçmişe dönük ne derce bağlantılı olabileceğini anlatmaktadır. Bazı fantastik ve abartılı yönleri olsa da derin insan ilişkilerini (insan psikolojisini) ve oyunculukları sevdim. Özellikle Matthew McConaughey. Adamın oynadığı roller, karakteristik çizgisi ve tipi kaliteli. Filmlere iyi duygu katıyor.
Puanım 6.9/10
-
-
yorumlarınıza katılıyorum.şöyle derinliği olmayan filmlerin abartılıp başyapıt muamele yapılması da mide bulandırıyor.
samimi söylüyorum , Cüneyt Arkın'lı Malkoçoğlu şu filme 100000000 basar. -
-
-
7/10
Jake Gyllenhaal, Michael Pena, Anna Kendrick'in oynadığı bu polisiye film izleyiciyi kesinlikle filmin içine sokuyor. Polisiye seven arkadaşlara kesinlikle tavsiyedir. Film biraz ağır gidiyor ama oldukça iyi bir film. Beklentiyi fazla yükseltmemek lazım tabi. Belgesel izliyor gibi izlemekte yarar var. -
Merhaba..
Az önce Elektrik Savaşları adlı filmden geldim. Nicola Tesla, Thomas Edison ve George Westinghouse gibi sanayi devrimine damga vurmuş isimlerin rekabetlerini beyaz perdeye aktarıyor. Filmde Edison büyük fikirlere ve buluşlara sahip bir bilim adamı yönü dışında iyi niyetli kişiliğiyle kendisine ait pek çok fikrin Westinghouse tarafından izinsiz olarak kullanıldığı ve bu yüzden geçirdiği zor günler izleyiciye aktarılmış. Tüm bunların üzerine eşinin de ölmesi eklenince her şey daha kötüye gidiyor. Ayrıca tüm buluşlarına ait deneyleri hayvanlar üzerinde yapan Edison’un, sonuçları insanlar için kötü olabilecek silah ve elektrikli idam sandalyesi projelerinde yer almak istemediği düşüncesi ile geri çevirmesi de oldukça paradoksaldı. Bu arada Westinghouse ise filmde girişimci ruhu ve zekası ile ön plana çıkmış. Filmin tüm özeti Tesla’nın Edison’a söylediği bir cümlede yatıyor ama spoiler olur diye yazmıyorum. İdam cezasına çarptırılan bir mahkumun nasıl ve ne şekilde öleceği Edison ve Westinghouse’ın tüm prestijini ve geleceğini belirliyor (ilginç ama gerçek, aslında insanlığın geleceğini de belirliyor). Filmin sonunda bu 3 bilim adamı hakkında çok güzel ve ilginç bilgiler var. Herkese şimdiden iyi seyirler
< Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi JaCKiE_BrOwN -- 14 Eylül 2019; 4:30:50 >
< Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
-
7/10
Ara ara mantık hataları içerse de çerezlik bir uzay filmi. Gerilim hat safhada bu arada. Oyuncu kadrosu da oldukça sağlam. Uzay atmosferini de başarılı bir şekilde aktarmış izleyiciye. Imdb puanı düşük gözükse de kesinlikle izleyebilirsiniz -
John Wick 3 Parabellum
Puanım 8.5 devam filmini merakla bekliyorum.
< Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi umutj33 -- 14 Eylül 2019; 20:32:5 >
< Bu ileti DH mobil uygulamasından atıldı > -
-
Ip işlemleri
Bu mesaj IP'si ile atılan mesajları ara Bu kullanıcının son IP'si ile atılan mesajları ara Bu mesaj IP'si ile kullanıcı ara Bu kullanıcının son IP'si ile kullanıcı ara
KAPAT X
Bu mesaj IP'si ile atılan mesajları ara Bu kullanıcının son IP'si ile atılan mesajları ara Bu mesaj IP'si ile kullanıcı ara Bu kullanıcının son IP'si ile kullanıcı ara
KAPAT X