Orijinalden alıntı: jerilyas * sokrates bir gün yürürken , tek kişinin geçebileceği kadar mesafe olan bir mevkiide dönemin soylularından biriyle karşı karşıya gelir ve ikisi de durur...kısa bir süre bakıştıktan sonra : soylu: " ben senin gibi pis bir zavallıya yol vermem!" sokrates: "ben veririm..."
bir toplantıda bir genç mehmet akif'i küçük düşürmek için sorar; -affedersiniz, siz veteriner misiniz? mehmet akif'in cevabı; -evet, bir yeriniz mi ağrıyordu
kulaklarının büyüklüğü ile ünlü galileo'ye hasımlarından biri: - "efendim", demiş. "kulaklarınız, bir insan için biraz büyük değil mi?" galileo: - "doğru", demiş. "benim kulaklarım bir insan için biraz büyük ama, seninkiler bir eşek için fazla küçük sayılmaz mı?"
muhabir: müslüm bey, hakan taşıyan için arabeskin yeni peygamberi diyorlar. ne diyorsunuz? müslüm gürses: ben öyle bir peygamber gönderdiğimi hatırlamıyorum.
* yavuz sultan selim seferleri gizli tutarmış.. vezirin teki de inatla soruyomuş nereye sefere gidiyosunuz diye.. yavuz - sen sır tutmasını bilir misin? vezir - efet hünkarım, bilirim yavuz - ben de.
* lise 2 tarih dersinde yaşanmış bir hadisedir. tarih hocası sınıfta çok ses olmasına sinirlenir ve bizim sıramıza doğru azarlamak için gelir tarih hocasıllah akıl dağıtırken siz nerdeydiniz? arkadaş:sizin yanınızdaydık hocam hoca:hmghmmm
alıntıdır
sizde bulduğunuz , duyduğunuz kapakları yazarsanız güzel bir topic olur
Çok güzel.
quote:
Orijinalden alıntı: shruikan
fuzuli ve ruhi atışması;
bir gün yolda yürürlerken Fuzuli ve Ruhi karşılaşırlar. iş bu ya birbirlerine gıcıktırlar. tam karşı karşıya gelip selam verirler ve o esnada yolun ortasında yatan bir köpeği göstererek der ki Ruhi: "ey it! ne yatarsın öyle fuzuli fuzuli?". Fuzuli de bu laf sokmanın altında kalmayıp der ki: "tut kuyruğundan duvara, çıksın g.tünden ruhi!".
güzelmiş
quote:
Orijinalden alıntı: ::MetallicA::
quote:
Orjinalden alıntı: yanlızkurt195
bu şahane ya valla güldüm ölmekten
Nasıl oluyor ??
otobuse bindim artik cok yorulmusum.kafami koydum cama kapadim gozlerimi.bir yasli teyze ayakta soyleniyor bak nasil da uyuyor numarasi yapiyor diye.sonra bende gozlerim actim hicbirseyden haberim yok gibi birsey oldu sordum ona.teyzecigim yorgun musun diye.o da evet evladim yorgunum dedi.bende dedim koydum kafayi uyudum
hatta sonra teyze cantalarini falan baska bir teyzenin kucagina verdi sonra kucagina oturdu.ama hala beni cekistirmeyi birakmadi inene kadar
quote:
Orijinalden alıntı: blacksea533
quote:
Orjinalden alıntı: Mc-Spleak
quote:
Orjinalden alıntı: blacksea533
23.nisan akşamı saat 12 yı geçmış 24 une girmişiz.kızlı erkeklı oturuyoruz kızlar yakın arkadaşlarm kardeşım gıbı severım hepsını uyuz oldugum bi arkadaşları geldi güya espiri yapıp kızlara boy gösterisi yapıcak .herkezı teker teker optu bana
oo bayramın kutlu olsun kardeş dedı bende senınde geçmış bayramın
anlamadın mı ? iyi okursan bir daha anlarsın 23 nisan akşamı saat 12 yı geçmış ve 24 nisan a girmişiz.o saatte 23 nisan çoçuk bayramı bitmiş sıradan bir güne girmiş oluyoruz.bende senınde geçmış bayramın dedıgımde 23 nisandan bahsetmış oluyorum
bundan kapak deil mantar hatta tıpa olmaz
quote:
Orijinalden alıntı: ::MetallicA::
quote:
Orjinalden alıntı: Moja
Dönemin Müftüsü ile aralarında geçen bir atışma oldum olası beni Nefi�nin büyük bir şair olduğuna inandıran güzel atışmalardan biridir.Aslında güzel bir atışma olduğu söylenemez; bilakis ağır sözlerle kurulmuş,destansı sözler içeriyor.Malum bizim Nefi oturtucu sözlerin adamıdır.Dönemin müftüsü görünüşte Nef'i yi öven, fakat içeriğinde Nef'i ye kâfir diyen bir beyit oluşturup halka sundu.Üstad Nefi�de boş durur mu sanırsınız? Nefi�ye biri kafir diyecek ve Nef�i masum masum, hiçbir şey yokmuş gibi davranacak.Üstad boş durmadı. Hemen bu beyite karşılık bir beyit de o yazdı:
"Müftü efendi bize kâfir demiş. Tutalım ben O'na diyem müselman. Lâkin varıldıktan ruz-ı mahşere, İkimiz de çıkarız orda yalan."
diye cevap vermişdir.Bu öyle oturaklı bir beyitti ki,dönemin müftüsü bu beyite karşılık olarak başka bir beyit yazma cüreti gösterememiştir.Yani kısacası Nefi öyle bir hiciv ustasıydı ki sadece bir hicvinden dolayı bir çok insanın ağlamasına, efkarlanıp dünyadan soğumasına sebep olabiliyordu. Biraz garip ama açıkcası dönemin kabus, sinir bozucu şairlerin en önde geleniydi. Diline,kalemine pek sahip olamadığından ölüm sebebi de yazıp çizdiği, karalayıp durduğu hicivleri yüzünden olmuştur.Ölüme giden bu yolda hicivlerini üstüne basa basa söylemesi beni çok güldürmüştür. (dörtlüğü anlamak için : tahir, temiz anlamına gelen bir kelimedir; maliki mezhebine göre köpek (kelp) dokunulduğunda abdest kaçırmayan temiz bir hayvandır.)
Nef'i
Ben yazacaktım bunu ama varmış.
Müftü efendi bize kâfir demiş.(Müftü efendi bana kafir demiş) Tutalım ben O'na diyem müselman.(Bende ona Müslüman diyeyim) Lâkin varıldıktan ruz-ı mahşere,(Nasıl olsa Mahşer günü) İkimiz de çıkarız orda yalan.(İkimizinde yalan söylediği ortaya çıkar)
Ölüm Nedeni: Nef'î'nin ölüm sebebi o zamanın sadrazamına şiir şeklinde küfür ettiği için bir kez zindana atıldı ama padişah bunu öğrenince affet dedi ve çıkarıldı, 1 ay sonra tekrar küfür etti ve yine zindana atıldı ve yine padişah Allah'ın sabrı üç kezdir diyerek bir kez daha affedildi ve 1 ay sonra tekrar küfür edince yine zindana atıldı ama bu sefer sadrazam gizli yapmış ve padişah Nef'i nerde diye araştırırken orda olduğunu bulmuş ve son bir kere daha affetmiş Nef'i o gece son bir şiir yazmış ve ondan sonra tekrar küfretmiş ve ondan sonra boğularak öldürülmüştür.Boğulmasının nedeni kan dökülerek değil de boğularak öldürülmesini istedikleri için boğularak öldürülmüştür.
Süpermiş hakkaten
quote:
Orijinalden alıntı: irFaNLiNe
quote:
Orjinalden alıntı: se[R]pentine
quote:
Orjinalden alıntı: knight-manyak
Benim bildiğim kadarıyla şöyle idi,
"Tahir efendi bize kelp demiş İltifatı bu sözde zahirdir. Mezhebim Malikidir zira, İtikadımca kelp tahirdir."
off müthiş bir şey bu.. 9. sınıf edebiyat dersinde görmüştük.. bu dörtlüğü hoca sınıfa söyleyinceye kadar edebiyattan nefret ederdm ama bu dörtlüğü okuyunca edebiyata bir sempatim karşı oldu yahu
Benim Edebiyata sempatim Sagopa KAJMER ile başladı...
aynen
80'li yılların sonların bir beşiktaş-boluspor maçı sırasında hakem beşiktaşın net 2 golünü vermez boluspora havadan bir penaltı verir. maç çığrından çıkmıştır. beşiktaşlılar neredeyse sahayı terketmeyi düşünürler. boluspor 2. golü de atar. metin tekin santrayı yapmaz bekler. hakem düdüğü bir daha çalarama metin hala topa dokunmaz. -hakem "metin neden başlamıyosun bak kart çıkartırım" der. -metin cevap verir: "hocam sahanıza geçin de başlayalım"
İngiliz Lordu Atatürk'ün daveti üzerine İstanbul'a gelir. İngiliz Lordu şerefine verilen yemekte servis yapan Türk elindeki tepsiyi devirir. Herkes büyük bi şaşkınlık içinde kalmıştır ve Atatürk'ün ne tepki vereceği beklenirken, Atatürk İngiliz Lorduna dönerek: "HALKIM HERŞEYİ BECERİYOR DA Bİ TEK UŞAKLIĞI BECEREMİYOR"
quote:
Orijinalden alıntı: blackrewolf
İngiliz Lordu Atatürk'ün daveti üzerine İstanbul'a gelir. İngiliz Lordu şerefine verilen yemekte servis yapan Türk elindeki tepsiyi devirir. Herkes büyük bi şaşkınlık içinde kalmıştır ve Atatürk'ün ne tepki vereceği beklenirken, Atatürk İngiliz Lorduna dönerek: "HALKIM HERŞEYİ BECERİYOR DA Bİ TEK UŞAKLIĞI BECEREMİYOR"
helal olsun ATA'ma ne de guzel soylemis
Lise yıllarında çok ukala bir bayan edebiyat öğretmeniz vardı. Ortada hiçbirşey yokken bile sinirli ve ukalaca hareket ederdi. Sözlü yaptığı birgün sıradan öğrencileri kaldırıyor bir kelime soruyor anlamı hakkında bilgi istiyordu. Çoğunluktan abu subuk cevaplar çıktığı için sinirlendi ve beni kaldırıp bana bir kelime sor dedi. Bende gayri ihtiyarı hiç düşünmeden " baba " dedim.
Anlatmaya başladı : " Baba... babaaa.... yaaa baba babadır işte " Sınıf yıkıldı resmen :)
======================= Başka Bir Hikaye ======================
Bilgisayar kursunda ders verdiğim günlerde öğrencilerle ders arasında lak lak yapıyoruz. Bayan öğrencilerden 2 tanesi birbirine bakarak kikirdiyor " hadi anlat " falan diyorlar. Bir tanesi kendini toparlayıp anlatmaya başladı.
- Bir gün mavi tavşan (erkek) ile pembe tavşan (dişi) ormanda gezerken mavi tavşan kaybolmuş. Pembe tavşan mavi tavşanı aramaya başlamış. Az ötede sarı tavşana rastlamış ve sormuş. - Mavi tavşanı arıyordum gördünmü ? sarı tavşan : - Bir kere verisen söylerim.
Mecbur vermiş bir kere ve sarı tavşan " şu tarafa gitti " diye göstermiş. Pembe tavşan o tarafa doğru devam etmiş ve az ileride yeşil tavşanı görmüş, aynı soruyu sormuş. Yeşil tavşanda - Bir kere verisen söylerim, demiş.
Vermiş bir kere ve yeşil tavşanın tarif ettiği yöne giderek mavi tavşanı bulmuş. Şimdi asıl soru şu.
Pembe tavşan bir süre sonra yavru doğurduğunda bu yavrular hangi renkte olur ?
Ben gözlerinin içine bakarak soruya cevap veriyorum : Bir kere verirsen söylerim
Hikayeyi zaten daha önceden bildiğim için hiç çaktırmadan sonuna kadar dinledim ve golü attım
süper konu
Bende bir anımı anlatayım gerçek yaşanmıştır
Kız:Erkeklerde gece rüyalarında şey görüp boşalmamış olanlar erkek olmuyormuuuş Ben: Ne alaka ? Kız:Öle işte sen olmadın mı ? Ben: yoo Kız: HAhaha anlamışdım zaten erkek değilsin ki sen Ben: Hadi yaa gel deniyelim erkekmiyim değilmiyim Kız+kızlar: Beni folloş ettiler
Şeyh Şamil dönemin rus çarının sarayında esirdir fakat Şamil'e duyulan saygı ve geleneklerden büyük bir komutana esir muamelesi yapılmaz. Esir olarak tutulur fakat misafir gibi davranılır. Bir gün bir yemek esnasında yemekteki misafirlerden biri Şamil'i küçük düşürmek ister ve -Biraz yavaş ye neredeyse beni bile yiyeceksin' der Şeyh Şamil cevabı yapıştırır: -Benim dinimde domuz eti haramdır..
up up up
oo inceden tık tık .
quote:
Orijinalden alıntı: jerilyas * yavuz sultan selim seferleri gizli tutarmış.. vezirin teki de inatla soruyomuş nereye sefere gidiyosunuz diye.. yavuz - sen sır tutmasını bilir misin? vezir - efet hünkarım, bilirim yavuz - ben de.
Bi arkadaş anlatmıştı:
3 arkadaş yolda gidiyoruz. Bir tane kız gördük. Arkadaş kıza asılmak için uff taş gibi hatun dedi. Kız arkadaşa dönüp hoşunamı gittim diye sordu. Arkadaşta evet deyince kızdan o müthiş cevap geldi. O zaman ananı yolla da babam bir tane de size yapsın. Arkadaş öylece kaldı.
ya of herkese tşekürler çok güzel laflar çıkmış ortaya
Lise 3 dönemin son haftasında hocalar derse giriyor fakat ders işlemiyorlardı.Herkes sessizce oturup birşeylerle uğraşabiliyordu. Sürekli konuşan birisi olarak , hoca bir uyardı konuştum 2 uyardı yine konuştum artık tak etti ki bana "olum sen 3 kuruşluk adamsın" dedi. Cevap."Olsun be hocam benim en azından bir değerim var bazı insanların bir değeri bile yok" vee yükselen ooo sesleri ardından tenefüsteki tebrikler
...........................
Nasreddin Hoca’ya sormuşlar: “Kimsin?” “Hiç” demiş Hoca, “hiç kimseyim.” Dudak bük...üp önemsemediklerini görünce, sormuş: “Sen kimsin?” “Mutasarrıf” demiş adam kabara kabara. “Sonra ne olacaksın?” diye sormuş Nasreddin Hoca. “Herhalde vali olurum” diye cevaplamış adam... “Daha sonra?..” diye üstelemiş Hoca. “Vezir” demiş adam. “Daha daha sonra ne olacaksın?” “Bir ihtimal sadrazam olabilirim.” “Peki ondan sonra?” Artık makam kalmadığı için adam boynunu büküp son makamını söylemiş: “Hiç.” “Daha niye kabarıyorsun be adam, ben şimdiden, senin yıllar sonra gelebileceğin makamdayım: ‘hiçlik makamı’ında!”