Dönemlerine göre kendilerine özgü siyasi, askeri, ekonomik farklı politikaları mevcut muydu? Siyasi, askeri, ekonomik olarak dünyadaki konumları neydi? < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Guest-7EE534877 -- 11 Haziran 2021; 16:46:46 > |
Emevi ve Abbasi Devletleri hakkında ne söylebilirsiniz?



-
-
Bildiğim kadarıyla Emeviler, Mevali denilen milliyetçi bir politika izliyorlar, bu nedenle Türkler o dönemde Müslüman olmuyor, hatta Mevali politikası aslında Emeviler için bir sıkıntı unsuru da oluyor. Emeviler Şam merkezli bir Arap ülkesi olarak kuruluyor. Abbasiler ise Milliyetçi değil, din hoşgörüsüne ve ılımlı yaklaşımlara daha yakınlar. Irak'ın Samarra şehrine ve birçok sınır şehrine Ücretli asker olarak Türkleri koyuyorlar. Türkler İslam dinini yakından görüyor. Asıl kırılma noktası ise 751 Talas Savaşı oluyor. Karahanlılar döneminde ise Türk diline / Karahanlı Türkçesine ilk Kuran tercümeleri yapılıyor. Abbasiler ise Bağdat merkezli bir Arap ülkesi.
Edit: dünyadaki konumları ise, Doğu- Oryantal kültürler ve medeniyetler olarak görülüyordu. Kölelik vardı. Refah durumlarının kötü olmadığı söyleniyor.
< Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Guest-4A681DC35 -- 11 Haziran 2021; 18:32:3 > -
Şia geleneğin tanımadığı ancak Sünni İslam geleneğinin tanıdığı büyük tarihsel hilafetler. Dünya tarihinde derin izler bırakmış iki Ortaçağ gücüydü. Şam merkezli Emevi devleti İslam tarihindeki mezhepleşmenin tarihsel bir meşruiyet sorunu ve kan davası şeklinde kalıcılaşmasında I.Muaviye ve I.Yezid devirlerinde yaşanan Sıffin hadiseleri ve Kerbela katliamı gibi olaylarla ciddi katkıda bulundu. Emevi sülalesi ve Arap yandaşları seçilmiş kimseler olduklarına inanıyorlardı ve genel olarak Roma'dan aldıkları altyapıyı kullandılar ve geliştirdiler. Buna mukabil Abbasiler Bizans yerine daha çok Fars altyapısından istifade ettiler ve Yahudiler gibi davranan Emevilerin aksine kavimlere açık din politikası güttüler. Hatta Abbasiler bu pragmatik ve açık düşünce yapılarıyla Emevilere karşı gelişen büyük sosyal huzursuzluğu kullanarak Emevileri devirdiler. Bir de artık doğal sınırlarına ulaştıklarından ötürü kalıcı yayılmacılıktan kaçınan Abbasilerde siyasi olarak daha az stabil Emevilerden farklı olarak çok daha ciddi bir bilim geleneği gelişti. Abbasilerde bilim Emevilerdeki gibi kişisel himaye ile sınırlı kalmadı; kurumsallaşmış bir akademik boyut kazandı. Özellikle Süryanilerin ve Rumların yardımıyla bu hilafetlerin egemenliği zamanında eski Grek bilgeliğinin klasikleri, Süryanice ve Mısır dilinde yapıtlar Arapçaya çevrildi ve sonunda Abbasiler zamanında Bağdat'ta antik çağın İskenderiye Kütüphanesi'nin Ortaçağ muadili olan Beytülhikme (Bilgelik Evi) kuruldu. Halifenin mekanı Bağdat da o zamanlar yeryüzünün en varsıl ve büyük şehirlerinden birisi olarak gelişti. İslam uygarlığı altın çağını yaşadı. En büyük rakipleri ise başkenti o zamanlar İstanbul olan Hıristiyan Roma devletiydi ancak Roma'yla da karşılıklı pozitif ilişkiler kurup genel olarak tüm ticaret yollarının üstünde o zamanın bütün büyük uygarlıklarıyla (Çin, Hint vb) bağlantılar ve ilişkiler kurdular. İki halifelik de haliyle büyük bir ticari artı değerin üstünde oturdu. Abbasi halifesi Harun Reşid'in görkemi ve devasa serveti misal dillere destan olmuştur. Binbir Gece Masalları'na konu olmuştur. Halifeler oldukça gösterişli ve görkemli olan sentetik bir mimari ve sanat anlayışı geliştirdi; başta Pers ve Bizans olmak üzere çeşitli gelenekleri bir araya getirdiler. Sonunda Araplar kendi tarzlarını ve uygarlıklarını yarattılar. Öyle ki, Roma İmparatoru Theophilos Harun Reşid'e hayrandı ve özellikle mimari konusunda Arapları taklit ediyordu. Theophilos Araplar tarafından davet edilen "Matematikçi" lakaplı Leo'yu İstanbul'da alıkoyuyor ve sonra Rumlar Beytülhikme'yi kısmen taklit eden (tarihçilerin "Magnaura Üniversitesi veya Okulu" adını verdiği) bir saray okulu kuruyor. Okulun müdürlüğü ve felsefe kürsüsüne de bu alıkonmuş Leo'yu atıyorlar. Bu Bizans saray okulu Abbasilerin o dönemde itibarını geri verip parlatmış olduğu dört kürsüye sahipti: gramer, geometri, astronomi ve felsefe. Yine aynı bu mevzu bahis Abbasilerin Beytülhikmesi'nden çıkan çalışmalar ve parlak zihinler çok sonradan Latin Batı dünyasını da etkileyecektir; ne yazıktır ki o pek görkemli Beytülhikme İskenderiye Kütüphanesi gibi sonunda ortadan kalksa da.
Müslüman Arapların bilimsel olarak dünyadaki veya daha doğru deyişle tarihteki konumlarına ayrı bir not düşmek gerek çünkü Abbasiler tartışmasız şekilde bilim konusunda tüm dünyada birinciydiler; koskoca eski Yunan literatürünün üstünde yatan Bizans bile Abbasilerin gerisindeydi.
< Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
-
Emevi ve Abbasi Devletleri İslam devletlerinin saltanat haline gelen ilk devletleridir hatta ilk emevi halifesi Hz Muaviye dir sonra oğlu YEZİT halife olmuştur sizde biliyorsunuz ki YEZİT Hazreti Hüseyin'in katilidir yani saltanat kavgasında öyle bir ileri gitmiştir ki Hz Muhammed'in torununu öldürecek kadar alçakmıştır sonuçta İslamiyet emevilerle bozulmuştur
< Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı > -
Aynı devlet olarak değerlendirmek bile mümkün. O kadar benzerdir. Biri diğerinin devamı gibi. Politikalarıda genel anlamda benzerdir, ufak farklar olabilir. İki hanedanda aynı İslam devletini yönetmiştir ve aynı şeyleri yapmıştır.
< Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
Bu mesaj IP'si ile atılan mesajları ara Bu kullanıcının son IP'si ile atılan mesajları ara Bu mesaj IP'si ile kullanıcı ara Bu kullanıcının son IP'si ile kullanıcı ara
KAPAT X