Yeni Kayıt
Konudaki Resimler
|
Hızlı 
Bildirim
Düşünce hızı kavramının bir anlamı var mıdır?
Sıcak Fırsatlarda Tıklananlar
Editörün Seçtiği Fırsatlar
adidas RUNFALCON 5 J Spor AyakkabıUnisex Yetişkin : Amazon.com.tr: Moda
https://www.amazon.com.tr/dp/B0CKXTB9WX
5 gün önce paylaşıldı
Daha Fazla 
Bu Konudaki Kullanıcılar:
Daha Az 
2 Misafir (1 Mobil) - 1 Masaüstü, 
1 Mobil
1 Mobil
Giriş
Mesaj
-
-
Bunu, ışık hızının ötesine geçmek isteyen akıllar üretmişti.
Çünkü Uzayın karanlıkları içinde ışık hızı ile bile binlerce yılda ancak ulaşılabilen yerler düşünüldükte,
Biraz da insanın umutları kırıldı.
Gözümüz önünde duran ve asla inceleyemeyeceğimiz uzak gerçeklere asla elimiz değmeyecek miydi?
Temel yürüyüş noktası da şuydu:
"İnsanın aklına gelen herşey vardır!"
Düşünce ile ışığın bile 4 yılda ulaşabildiği yere ben zihin hızı ile anında gidiyorsam
Bunun bir oluru mutlaka vardır!
Böyle düşünmek işin kolay tarafı oysa ışığın hızının onda biri hızda bile boy yüzde on kısalıyor,
Maddesel yapı bozuluyor, ışık hızına ulaşınca da buharlaşırsınız....
Nasıl olacak öyleyse?! -
quote:
Orjinalden alıntı: kaotika
Einstein'in görecelilik teorisinin de ötesinde her yer için geçerli ortak bir zamanın varlığına düşünce ve hesap yolu ile ulaşabilir miyiz?
Bu sorunun cevabını zaman belirler. Şu anki ilim sınırları bu türden bir hesaplamayı içermiyor. Zaman maddenin hareketi ise maddenin olmadığı ve dolayısıyla zamanın olmadığı bir yer var mıdır? Olsa bile biz insanlar bir madde olarak - ki madde olmasak bile bir varlık halindeyiz ve hareket halinde olan hücrelerimiz var - böyle bir yere ulaşabilir miyiz? Ulaşsak da kabul edilir miyiz? @Kao belki senin düşündüklerini yansıtmıyor olabilir benim düşündüklerim ancak aklımdan bunlar geçti yazdıkların doğrultusunda. -
Kavram üretiminin önyüklemeli zihinsel bir süreç olduğu,algılama yeteneği,akıl denilen bir verinin Yaratıcı tarafından sonsuz ve amaçsız değerlendirmelere dağılmadan bu süreci çözebilir yeterlikte yaratıldiği,zihinsel algılama yaratılışı olmadan kavramın anlamını yitireceği anlaşılır.Kavram ve akıl...fiş ve piriz...Biliyor.
izafi olarak var olan zamanın algınmasının zihin tarafından yapıldığı unutulmamalıdır.
Tahminimizce nasıl "özel İzafiyet Teorisi" ile hızın zamanı izafileştirmesi, "Genel İzafiyet Teorisi" ile çekimin zamanı izafileştirmesinin mümkün olduğu ortaya konuyorsa; "Zihinsel İzafiyet Teorisi" üzerine çalışılarak zihinsel algı şeklinin de zamanın izafi algılanmasına sebep olduğu ortaya konulacaktır. Yaratılışın mükemmelliklerinden biri, Evren'de bir sistem olarak işleyen zamanı algılayacak şekilde zihnin var olmasında görünmektedir. Anahtarın kilidine göre yaratılması gibi zihnimiz de zamanla beraber Evren'i algılayacak şekilde yaratılmıştır. Yani 1Evren'de işleyen bir sistem olarak zaman vardır. 2Zihin zamanı algılayacak şekilde yaratılmıştır. Bu iki süreç beraber vardır. Nefes alacak şekilde solunum sisteminin yaratılması ve nefes alınacak havanın ikisinin de aynı anda var olması gibi. Her durumda Einstein zamanın izafiliğini ortaya koymuştur. Biz sadece Einstein'ın hız ve çekim gibi zamanı izafileştirici kavramlarına zihinsel algının da eklenmesinin doğru olduğunu düşünüyoruz.
Zamanın izafiliğinin anlaşılması Kuran'ın açıklamalarının daha iyi anlaşılmasını sağlamaktadır. örneğin Kuran'da insanların yeniden diriltildiklerinde Dünya'da çok kısa bir süre kaldıklarını zannedecekleri söylenmektedir. Zamanın izafiyeti anlaşıldıktan sonra Kuran'ın bu izahı da, ölüler kıyamete kadar ne yapacaklar sorusunun cevabı da anlaşılabilmektedir. Dünya'daki zamanı her şartta tek geçerli mutlak zaman olarak gören zihniyetin bu soruları, zamanın izafiliğinin anlaşılmasıyla cevabını bulmaktadır. ölen bir insan Dünya'daki zaman boyutuna bağımlı olmadığı için kendisinden sonra geçen binlerce yıl onun için bir gün hükmünde bile var olmamaktadır.
Onları toplayacağı gün sanki sadece birbirleriyle tanışacakları gündüzün bir saati kalmışlar gibi gelir…
10 Yunus Suresi 45
112 Dedi ki "Yeryüzünde kaç yıl kaldınız?"
113 Dediler ki "Bir gün veya bir günün birazı kadar kaldık, sayanlara sor."
23 Muminun Suresi 112-113
< Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi akarahmet -- 20 Şubat 2006 22:28:15 >
-
Benim anlatmak istediğim farklı bir yaklaşım. Mesela uzay eğri deniyor. Demek ki eğri olmayan bir şey tasavvur ediyoruz ve ona göre eğri diyoruz.
Ya da zaman göreceli diyoruz. Belki hiç bir zaman zamanın göreceliliğinin dışına çıkamayacağız ama yine de tüm evrende hayali bir kalp atışı gibi aynı anda yankılanan, mutlak bir zaman tasavvur edebiliyoruz ki ona göre zaman göreceli diyoruz. Bu düşüncelerin bir anlamı var mı? -
Düşüncelerin anlamı var!
Kavram üretiminin önyüklemeli zihinsel bir süreç olduğu,algılama yeteneği,akıl denilen bir verinin Yaratıcı tarafından sonsuz ve amaçsız değerlendirmelere dağılmadan bu süreci çözebilir yeterlikte yaratıldiği,zihinsel algılama yaratılışı olmadan kavramın anlamını yitireceği anlaşılır.Kavram ve akıl...fiş ve piriz...Allah biliyor.Bilinci yönlendiriyor ve izafiyet veriyor demek istemiştim.
Bizce göreceliğin dışındaki mutlaklık sadece O na aittir. Akıl ve ona takılan ölçücükler VAHİD-İ KIYASİ dir.Hepsi referanslıdır.Referans verilmiştir.
paragraf başlangıcındaki tasvirin çok başarılı Kao...
< Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi akarahmet -- 20 Şubat 2006 22:29:13 > -
Işık hızı, düşünce hızı deyince aklıma bir soru geldi...
Beynimizin bir komutunun ilgili organa iletilmesindeki hız nedir bilen var mı?
Gözümüzün algısının beyne iletilip şekillenmesi/algılanmasındaki hız?? -
Sinirsel tapki hızı çok yüksek değil galiba, saniye içi bir şey.
Tıpçılar cevaplamalı. -
Düşüncenin hızı nöronlar arası oluşan sonuç bilginin kavrama süresidir. -
quote:
Orjinalden alıntı: nakka
Düşüncenin hızı nöronlar arası oluşan sonuç bilginin kavrama süresidir.
Yani standart bir hızı yok. Kişinin kavrama süresine göre değişir mi? -
Şöyle ki düşüncenin süper hızlı gibi olması nöronların her birinin tek tek hafıza görevi görmeleri. Bu nedenle düşüncenin oluştuğu yerde ani sonuçlar alınıyor. Bu da düşünülen düşüncenin tipi kadar dediğiniz gibi kişi ve eğitimle de tutarlı bir tarafı mevcut. Mesela günlük işleri jet hızıyla düşünürken daha ileri diyeceğimiz şeyleri düşünmek zaman alıyor ve kişiye göre değişiyor. Demek ki düşünce bir zaman alıyor ve büyülü bir hızı yok. -
Ya bazen şöyle birşey oluyor. (en azından bende oluyor)
ağzımdan bir cümle çıkana kadar beynim sayfalar dolusu hikaye yazıyor...
hani bir düşünceden ötekine nasıl geldiğini anlayamama durumu gibi. Bir anda oluyor. sonra oturup düşünüyorum ben buraya nasıl gelmiştim diye ve aradaki düşünceleri, yani daldan dala konuşları tek tek hatırlıyorum ki, 1-2 saniye içinde öyle çok şey düşünmüşüm ki beynime hayran kalıyorum
-
İnsanlar kelimeleri kullanarak konuşma gücüne sahipler. Kelimelerin temelinde harfler var. Harfler ise genel anlamda dilleri oluşturuyorlar. Diller ise beynimiz için biçilmiş kaftan. Örneğin beyin bir et parçasıdır. Bu et parçası kendi içerisinde o kadar karmaşık alt bileşenlerle donatılmış ki bu et parçasının içerisinde bir yerde olan "akıl" buna karşı hayret duyuyor. Bu karmaşıklık içerisinde nöronlar var korteks var vs. Tüm bunlar harfleri ve kelimeleri alıyorlar ve çeşitli gruplar halinde dizeleyip insanın ihtiyaç duyduğu durumlarda kullanıma sunuyorlar. Nefes kesici bir ilmin ürünü diye tanımlardım bunu. Bu ilim karşısında titremenin şart olduğu bir ilim.. Ancak bunu Kao'nun da belirttiği üzere nefes kesici olmayan bir ilim ile karşılaştıramıyorum. Peki nefes kesici olduğunu nasıl düşünebiliyorum? Bir ilmin ürünü olabileceğini nasıl düşünebiliyorum? Sadece kendi aklım kendine şaşıyor. Et doğaya şaşıyor. Et kendine şaşıyor. Halbuki bir inekte de beyin ve dil var. İkisi de et ama insandaki etler daha bir rütbeli. Tuhaf doğrusu.
Dillerin kökeni biliniyor mu? Tam anlamıyla hayır! Günümüzde en geri kalmış ülkelerdeki insanların kullandıkları dil bile muhteşem bir zekanın ürünü olarak karşımıza çıkar. Diller tam bir zeka ürünüdür. Etten oluşan beyin harfleri ve kelimeleri kullanıp cümleler oluşturuyor. İnsanların nöronları kelimelere hükmediyor. İnsanlar ise kelimelerle düşünüp yollar katediyorlar. Beynin içinde oluşan görüntüler harfler, kelimeler ve cümlelere dönüşüyor saniyeler içinde. @Kao konu farklı bir yere taşmış gibi görünebilir ancak uzayın eğri olduğunu düşünen bu et parçası eğri olmayan bir yeri kendisine referans alıp bu sonuca varıyor ise akıl ile dolu insanlığın neyi referans alıp aklı ve dili oluşturduğu da benim için merak konusu.
-
Beynin özelliği tamı tamına bilgisayar ile örneklersem bir hard disk değildir. nerdeyse korkunç boyutlu bir RAM dir. Şimdi bilgisayardaki hard disk terine tümü RAM olsa ne olur tüm bilgiler aynı anda adeta canlı olup sürekli hepsi hem zaman diyebileceğimiz hızda taranır. Tabii enerji kesildiğinde hepsi gider. İnsandaki olay da aynı RAM gibidir. Tüm bilgiler aynı anda taranır haldedir. Bu nedenle fiziksel travma veya ölüm gibi nedenler bu RAM e zarar vererek bilgilerin taranma sürecini durdururlar. -
4 boyut lu uzay zaman teorisi ile uzayda yolculuk yada ışık hızına ulaşmak..
karadelikler ve solucan delikleri ni yabana atmamak lazım evrende..
zamanda yolculuk kokusu mu alıyorum ne? -
quote:
Orjinalden alıntı: driver
solucan delikleri ni yabana atmamak lazım evrende..
Solucan delik'i biraz açar mısın @driver?
şu zaman ve mekan değiştirilen delik midir bu?
-
http://www.zamandayolculuk.com/cetinbal/2SAYDEV.HTM
link den inceleyebilirsin..site bütünü itibariyle hayli dikkat çekici..
seveceğinize eminim..bir çok bilgi henüz teori de olsa heyecan verici..
Sayfa:
1
Ip işlemleri
Bu mesaj IP'si ile atılan mesajları ara Bu kullanıcının son IP'si ile atılan mesajları ara Bu mesaj IP'si ile kullanıcı ara Bu kullanıcının son IP'si ile kullanıcı ara
KAPAT X
Bu mesaj IP'si ile atılan mesajları ara Bu kullanıcının son IP'si ile atılan mesajları ara Bu mesaj IP'si ile kullanıcı ara Bu kullanıcının son IP'si ile kullanıcı ara
KAPAT X
