Şimdi Ara

Dünya Mimarisi;Resimli,Açıklamalı Mimari Eserler-imiz... (2. sayfa)

Daha Fazla
Bu Konudaki Kullanıcılar: Daha Az
2 Misafir (1 Mobil) - 1 Masaüstü1 Mobil
5 sn
61
Cevap
1
Favori
42.781
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
0 oy
Öne Çıkar
Sayfa: önceki 1234
Sayfaya Git
Git
sonraki
Giriş
Mesaj
  • Sisler kovulunca isimli belgeseli izlemenizi tavsiye ederim.
    karadeniz evlerini ve eski ustaları zaman zaman günümüz evleriyle karşılaştırarak anlatıyor.
    İç burkan sahneler var. Evler yapılırken çekilen zahmet hakikaten hoş. Hele karadenizliyseniz gözleriniz buhulana buhulana izlersiniz.

    Bu gece Belgesel Arşivi başlığıma eklemeye çalışırım. Buraya da eklerim. İlgilenenler indirebilir.
    45 Dakikalık idi sanırım...Fazla büyük bi dosya da değil.

  • quote:

    Orjinalden alıntı: Ferfecir

    Sisler kovulunca isimli belgeseli izlemenizi tavsiye ederim.
    karadeniz evlerini ve eski ustaları zaman zaman günümüz evleriyle karşılaştırarak anlatıyor.
    İç burkan sahneler var. Evler yapılırken çekilen zahmet hakikaten hoş. Hele karadenizliyseniz gözleriniz buhulana buhulana izlersiniz.

    Bu gece Belgesel Arşivi başlığıma eklemeye çalışırım. Buraya da eklerim. İlgilenenler indirebilir.
    45 Dakikalık idi sanırım...Fazla büyük bi dosya da değil.







    Karadeniz olurda ilgilenmez miyiz hiç : ) Merakla bekleyeceğim .




  • Dolmabahçe;

     Dünya Mimarisi;Resimli,Açıklamalı Mimari Eserler-imiz...
  • Var olan eserlerimizi tanımaya aracılık edecek olan güzel bir konu.

    Hayırlı olsun.
  • Bunu bi milli eser olarak kabl ediyrm ve buraya ekliyrm.
    Atatürkün yatı Savarona.



    Savarona

    İsmini Hint okyanusundaki bir deniz kuşundan alan Savarona yatı, Golden Gate ve Brooklyn köprülerini imal ederek servet sahibi olmuş olan John Roebling isimli mühendisin torunu, Richard M. Cadwallader’in dul eşi Bayan Emily Roebling Cadwallader tarafından Almanya’nın Hamburg şehrinde, Blohm und Woss tersanesine Gibbs ve Cox dizaynı olarak sipariş edilmiştir. Yapımına 29 Temmuz 1930 tarihinde başlanan yat 28 Mart 1931 tarihinde denize indirilmiştir. Yat 4.000.000,-USD‘a imal edilmiştir.

    Yat, döneminin en büyük özel yatı olup, içi antika meraklısı sahibinin isteği doğrultusunda dünya’nın dört bir yanından getirilmiş özel ve tarihi eşyalarla zenginleştirilmiştir.

    Savarona denize indikten sonra Atlantik’te, Akdeniz’de ve Kuzey Afrika sularında dolaştı. Yatını çok seven Bayan Cadwallader, Amerikan hükümetince ülke dışında imal edilmiş teknelerden istenen tescil ile ( teknenin bedeli kadar ) gümrük vergilerinin yüksekliği nedeniyle yatını Amerika’ya götürememişti. Bu sebeple yatını kullanamayan sahibesi onu satmaya karar verdi.

    Ulu Önder Atatürk döneminde uzun bir süre ‘Cumhurbaşkanlığı Yatı’ olarak Ertuğrul Yatı kullanılmıştı.

    Atatürk, denize olan büyük sevgisi nedeniyle İstanbul’da bulunduğu yaz aylarında özellikle Moda Koyu’nda yapılan yelken ve kürek yarışlarını Acar Motoru ve Ertuğrul Yatı’ndan izlemekten de büyük bir zevk alırdı. 1 Temmuz Denizcilik ve Kabotaj Bayramı nedeniyle Moda Koyu’nda yapılan deniz şenlikleri başta olmak üzere önemli yarış günlerinde Acar Motoru ve Ertuğrul Yatı, Atatürk’ün yarışları en iyi biçimde izleyebileceği yere gelirdi. Büyük önderin bu yarışları izlemeye gelmiş olması hiç kuşkusuz denizciler için de ayrı bir heyecan, şevk ve gurur kaynağı olurdu.

    Atatürk; İran Şahı Rıza Pehlevi, İngiliz Kralı VIII. Edward ve Ürdün Kralı Abdullah’ı da Ertuğrul Yatında ağırlamıştır. 1938 yılında Kral VII. Edward İstanbul’u ziyaret ettiğinde bacadan dökülen kurum Majestelerinin beyaz pazenlerini kirletince, Atatürk Ertuğrul’un hurdaya gönderilmesine karar vererek yeni bir cumhurbaşkanlığı yatı araştırılması için emir vermiştir.


    Başbakan Celal Bayar'ın çok yakın ahbapları olan Zeki Rıza Sporel ile Mahmut Baler, İstanbul'da Yun-Is'in temsilciliğini yapıyorlardı. Zeki Rıza Bey de, İngiliz Vitol ailesinin kızı ile evliydi. Eşinin kardeşleri de İngiliz Konsolosluğu'nda çalışıyorlardı.

    Bu iki İngiliz'in, satılan yat’tan bahsederek Zeki Rıza Bey'i haberdar etmesi ve Rıza Beyin de, o sırada Atatürk için bir yat alınması girişiminde bulunan Celal Bayar'a durumu anlatması ile hükümet Savarona'nın satışından haberdar olmuştur. Araştırmalar sonucu İngiltere’nin Southampton limanında satışa çıkarılan eşsiz Savarona yatı Atatürk için uygun görülmüştür.

    Bayan Cadwallader görüşmeler sonunda, takdir edip hayranı olduğu Atatürk’ün kullanabilmesi için gemiyi imalat değerinin çok altında ucuz bir fiyatla Türk hükümetine satmıştır.

    Ancak Alman tekniğinin bir harikası olan Savarona'yı elinden kaçırmak istemeyen Almanya, Krupp firmasının desteği ile Savarona Yatı'na haciz koyar. Fakat daha sonra, Atatürk'e karşı büyük sempatisi olan Amerika'nın o zamanki başkanı Roosvelt, Savarona Yatı'nın üzerindeki Almanya'nın koymuş olduğu hacizin en kısa zamanda kaldırılarak, Türkiye'ye satılmasını; aksi halde o sıralarda, New York Limanı'nda bulunan ünlü Alman transatlantiğinin haczedileceğini Hitler'e bildirir. Sonunda Almanya haczi kaldırarak, Savarona'nın Hamburg Limanı'ndan çıkmasına izin verir.

    Bundan sonra Amerikan bandırası ile İngiltere'nin Sauthampton Limanı'na getirilen Savarona'ya, 24 Mart 1938 tarihinde Türk Bayrağı çekilerek, satın almak için gelen heyet üyelerine (Londra Büyükelçimiz Fethi Okyar, Cumhurbaşkanlığı Başkatibi Hasan Rıza Soyak, Hava Müsteşarı Sadullah Güney, İş Bankası Genel Müdürü Muammer Eriş, Etibank Genel Müdürü İlhami Nafiz Pamir) teslim edilir.

    12.04.1938 tarihinde her türlü hazırlığını yapmak üzere İngiltere'nin Southampton limanından tekrar Almanya'nın Hamburg Limanı'na gelen Savarona Yatı, bazı döşemeleri yenilendikten sonra 22.05.1938 tarihinde Gemi Süvarisi Sait Özege ve 45 kişilik personeli ile İstanbul'a hareket etti. Atatürk’ün ölümcül hasta olduğu sırada 01 Haziran 1938 Çarşamba günü saat 6.30'da Florya önlerinde demirleyen Savarona, aynı gün saat 12.30'da hareket ederek 13.45'de Dolmabahçe Sarayı'nın önünde demirlemiştir.

    Atatürk aynı gün saat 15.30'da yanında Hasan Rıza Soyak, Salih Bozok, Kılıç Ali ve Yaver Celal olduğu halde, Acar motoru ile Savarona Yatı'na gelmiştir.

    Atatürk evvelce planları görmüş ve yatı çok beğenmişti. Son zamanlarda giderek artan rahatsızlığı nedeniyle pek sevdiği bu yatta çoğu zamanını yatakta geçirdi. Bir gün şöyle dedi:
    -Bir çocuk oyuncağını bekler gibi bu yatı beklemiştim. Mezarım mı olacak bu tekne benim?

    Atatürk’ün Savarona’da geçirdiği altı hafta boyunca, kabine toplantıları düzenlendi, Romanya Kralı Carol da dahil olmak üzere önemli konuklar, devlet başkanları ağırlandı.

    Atatürk'ü ölüm yatağına Savanora'daki kamarasından bir koltuk içinde ancak götürebildiler. Yat Dolmabahçe Sarayı önünde boynunu bükerek Atatürk'ü boşuna bekledi. Atatürk, 10 Kasım 1938’de Dolmabahçe sarayında öldü.


    Mustafa Kemal Atatürk’ün aziz naaşı, 19 Kasım günü, İstanbul’dan İzmit’e Türk ve yabancı Harp gemilerinden oluşan bir donanma refakatinde götürüldü. Denizde cenaze törenine katılan, Yavuz muharebe kruvazörü, Zafer, Tınaztepe muhripleri, Dumlupınar, Gür denizaltı gemileri, Doğan, Martı hücumbotları yanında, Savarona yatı da törene katılarak korteje İzmit’e kadar eşlik etti.

    Savarona yatı Atatürk’ün ölümünden sonra, Ulaştırma Bakanlığının, 3.8.1939 tarih, 1650/2115 sayılı emirleriyle hazine namına İstanbul limanı gemi sicil defterine 2051 sicil numarasıyla tescil edildi.

    Yat Cumhurbaşkanı İsmet İnönü döneminde de Cumhurbaşkanlığı yatı olarak korundu.
    Kanlıca koyunda uzun süre hareketsiz yatan Savarona yatının 1951 yılında donanmaya devredilerek, okul gemisi olarak kullanılmasına karar verildi. Gemi kısa bir süre İstinye’de havuza alındı, daha sonra da Haliç’te havuza alınarak, gerekli bakımı, tamir ve tadilatı yapıldı. Bu arada baş ve kıç kısmına ikişer adet top yerleştirildi. Gemi, bir müddet Haliç’te, Kasımpaşa’daki tarihi divanhane binasının önünde demirli kaldı.
    2 Temmuz 1951 tarihinde Savarona yatı Deniz Kuvvetleri Komutanına devredilerek okul gemisi olarak kullanılmaya başlandı.

    70 gün süren ilk inceleme ve tatbikat gezisini, 65 öğrenciyle 1 Ekim 1951-8 Aralık 1951 tarihleri arasında, Hindistan’ın Bombay şehrine yaptı. Gemi komutanı, Dz. Alb. Vedat Burak komutasında, İstanbul’dan hareketle, Mısır’ın İskenderiye limanını 3 gün ziyaret ettikten sonra, Süveyş kanalını geçerek, Suudi Arabistan’da Cidde’de, daha sonra Aden’de 3 gün, Pakistan’ın Karaçi limanında 5 gün kaldıktan sonra Bombay’a vardı. Dönüşte İskenderun, Antalya ve İzmir’e uğrayarak İstanbul’a demirledi.

    Bu uzun gezisinde Savarona okul gemisi şanlı Türk bayrağını uğradığı ülkelerin sularında dalgalandırmış, bu ülkelerle aramızda kardeşlik, dostluk bağlarını kuvvetlendirmiştir.

    Savaronada, uzun süre Atatürk’ün kullanmış olduğu özel daire eşyalarıyla birlikte müze olarak muhafaza edildi.

    Savarona yatı, Heybeli ada açıklarında 3 ekim 1979 sabahı çıkan yangın sonucu ağır bir şekilde hasar gördü.
    Gölcük tersanesinde 6 ay içinde onarılan gemi, bir müddet daha okul gemisi olarak hizmete devam ettikten sonra kadro dışı bırakıldı.


    Savarona okul gemisinin yangından kurtarılabilen bir kısım eşyası 1986 yılında, teşhir edilmek üzere İstanbul Deniz Müzesi’ne devredildi. Atatürk’ün Savarona yatında kalmış olduğu 54 gün süresince kullandığı karyola, komodin ve komple yatak takımları da Deniz Müzesinde, müzenin Atatürk salonunda teşhir edilmektedir.

    1989 yılında Savarona’yı hurdaya çıkarma kararı alındı; ancak Kahraman Sadıkoğlu son dakika kararıyla yatı 49 yıllığına kiraladı ve Savarona’yı önceki görkeminden daha iyi bir hale kavuşturmak için çok çaba isteyen yeniden döşeme işine başladı. İçi Donald Starkey tarafından tasarlanan yatı yenilemek için 425 işçi yaklaşık üç yıl çalıştı. Toplam restorasyon bedeli yaklaşık 25 milyon dolar kadardır.

    Savarona’nın içinde Atatürk’ün kütüphanesi ve yatak odasıyla birlikte 19 suit bulunuyor. Süper lüks döşenen suitlerin bazılarının genişliği 50 metrekareye ulaşıyor. Savarona’nın içinde bulunan Türk Hamamında kullanılan Mermerlerin ağırlığı ise 260 ton dur.

    Yatın en geniş salonu başta bulunup ve burası aynı zamanda yemek salonu görevi de görmektedir. Salonda gerçek XV. Lui'ye ait yemek masası ve 12 iskemlesi vardı. Köşede gayet güzel bir şömine ve karşısında antika bir komodin ile siyah orjinal bir etejer bulunuyordu. Hemen bitişiğinde Atatürk'ün kısa bir süre için çalışma odası olarak kullandığı, çok şık ve çok güzel döşenmiş bir bölüm vardı, içinde de yaklaşık 1500 kitaptan oluşan bir kütüphanesi vardı. Yat sahibinin kullanacağı bütün kapı kulpları, banyo muslukları ve diğer madeni aksam, altın kaplama idi.

    Tekne safrası civalı olarak yapılarak 90 derece yatmadıkça devrilmemesi sağlanmıştır.




     Dünya Mimarisi;Resimli,Açıklamalı Mimari Eserler-imiz...


     Dünya Mimarisi;Resimli,Açıklamalı Mimari Eserler-imiz...


     Dünya Mimarisi;Resimli,Açıklamalı Mimari Eserler-imiz...




  • -Resimler eksk kaldı devamı burda-



     Dünya Mimarisi;Resimli,Açıklamalı Mimari Eserler-imiz...


     Dünya Mimarisi;Resimli,Açıklamalı Mimari Eserler-imiz...


     Dünya Mimarisi;Resimli,Açıklamalı Mimari Eserler-imiz...




  • quote:

    Orjinalden alıntı: s£stavina
    Karadeniz olurda ilgilenmez miyiz hiç : ) Merakla bekleyeceğim .


    Başladım upload etmeye.

    (:
  • quote:

    Orjinalden alıntı: Ferfecir <> Bilim / Kültür Belgesel Arşivi

     Dünya Mimarisi;Resimli,Açıklamalı Mimari Eserler-imiz...


     Dünya Mimarisi;Resimli,Açıklamalı Mimari Eserler-imiz...


    Doğu Karadeniz Mimarisini, O evleri yapan ustaları anlatan, insanı düşündüren güldüren ve hüzünlendiren, Karadenizin o harkulade ama yaşaması güç doğa şartlarında aklını pratik ve iyi kullanmayı öğrenen ustalarımızın öyküsü...

    "Çocuklar güneş duasına çıkıp sisler kovulunca..."



    • http://r apidshare.com/files/123421344/sisler_kovulunca.part1.rar

    • http://r apidshare.com/files/123445761/sisler_kovulunca.part2.rar

    • http://r apidshare.com/files/123457586/sisler_kovulunca.part3.rar

    • http://r apidshare.com/files/123520214/sisler_kovulunca.part4.rar








    Boyut : 352 MB.




    Dipnot:

    Belgesel *Avi formatındadır. İzleyemeyenler buradan GOM PLAYER 'ı indirsinler. (5MB)



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi BARIŞA ÖZLEM -- 19 Haziran 2008; 12:22:18 >




  • @ferfecir,
    teşekkür ederim bu paylaşımın için..
  • quote:

    Orjinalden alıntı: thy majesty

    @ferfecir,
    teşekkür ederim bu paylaşımın için..


    Teşekkür ediyorsunuz fakat indirmemişsiniz henüz.
    Görebiliyorum indirme sayısını...
    "Sıfır" suanda.
  • Karadenzde petrol mü varmş yaw?Facebk ta bikç gndür çıkıo anlamadk nedr?
  • Ben de "Milli Mirasımız" olaraka anlamıştım...
    Katedraller "Dünya mirası" adlı başka bir konu içinde olabilir....
  • Google Earth'de gezinirken dikkatimi çekti.
    Şu düzene bir bakın.

    Barcelona
     Dünya Mimarisi;Resimli,Açıklamalı Mimari Eserler-imiz...



    İstanbul
     Dünya Mimarisi;Resimli,Açıklamalı Mimari Eserler-imiz...
  • Moskova da pek dağınık sayılmaz.

     Dünya Mimarisi;Resimli,Açıklamalı Mimari Eserler-imiz...



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi C.C.C.P. -- 6 Temmuz 2008; 19:54:57 >
  • Alın size sanat eseri Aslantepe!



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi F22 Raptor -- 7 Temmuz 2008; 22:52:52 >
  • Tekrar diriltmek gerekti...


    CİZRE ULU CAMİİ ve İKİZ EJDERLİ KAPI TOKMAĞI

    Şırnak ili Cizre ilçesinde bulunan bu cami Hz.Ömer döneminde, 639 yılında eski bir kiliseden camiye çevrilmiştir. Abbasi döneminde onarılmıştır. Cizre emiri Baz Şah’ın oğlu Emir Ali Sencer tarafından da 1160 yılında bir kez daha onarılmıştır. Bu arada kesme taştan dikdörtgen kaide üzerine yuvarlak gövdeli minaresi de 1156 yılında yapılmıştır.

    Cami kesme taştan, dikdörtgen planlı olup, üzeri kasnaklı kubbe ile örtülmüştür. Kubbeler demir köşebentlerle güçlendirilmiştir. İbadet mekânı sütunlarla üç sahna ayrılmıştır. Giriş kapısı üzerine Kuran’dan alınma ayetler yazılmıştır. Giriş kapısı demirden olup, 1983 yılında Topkapı Sarayı Müzesi’ne götürülmüştür. Bu kapı üzerinde gümüş motifler ve bakır kufi yazılar bulunmaktadır.

    Cizre Ulu Camisi’nin ejder figürlü (Dragon) kapı tokmağı 1964 yılında Türk ve İslam Eserleri Müzesi’ne götürülmüştür. Kapı tokmağının diğer kolu daha önce Berlin Müzesi’ne kaçırılmıştır. Türk sanatı yönünden son derece önemli olan bu eseri Erdem Yücel yayınlamıştır:

    “Cizre Ulu Cami kapı tokmağında başları sağ ve sola dönük, ön ayakları ile birbirine bağlı iki ejder figürü esas kompozisyonu meydana getirmektedir. Ejderlerin vücutlarının orta kısımlarında birer düğüm, kuyruklarında da doğan veya kartala benzer başlar görülür. Ağızlar açık adeta gövdeyi ısırır durumdadır. Kulaklar sivri, gövdeler balıksırtı motiflidir.

    XI.-XIII. Yüzyıl Anadolu Selçuklu sanatında buna benzer hayvan tasvirleri, ejder ve yılan figürleri çok sayıda kullanılmıştır. İslâm sanatında da ejder figürlerinin ayrı bir yeri vardır. Orta Çağ İslâm dünyasında ejderler kapı tokmağı ve hem de yapıyı her türlü kötülükten koruyan bir muhafız olarak düşünülmüştür. Bu motifin kaynağı Orta Asya Çin sanatı olup, buradan Sasani, İskit, Hun sanatına girmiş, on iki hayvanlı Türk takviminde yer almıştır.

    Türk ve İslam Eserleri Müzesi’nde bulunan Cizre Ulu Camisi’nin kapı tokmağı Orta Asya, Selçuklu ejder figürlerinin tipik bir örneğidir.”

    Bu tür ejder figürleri XII. yüzyılda kazıma tekniği ile Ebul-iz İsmail Bin Rezzez El Cezeri tarafından yapılmıştır.




     Dünya Mimarisi;Resimli,Açıklamalı Mimari Eserler-imiz...


     Dünya Mimarisi;Resimli,Açıklamalı Mimari Eserler-imiz...


     Dünya Mimarisi;Resimli,Açıklamalı Mimari Eserler-imiz...




  •  Dünya Mimarisi;Resimli,Açıklamalı Mimari Eserler-imiz...



     Dünya Mimarisi;Resimli,Açıklamalı Mimari Eserler-imiz...



     Dünya Mimarisi;Resimli,Açıklamalı Mimari Eserler-imiz...



     Dünya Mimarisi;Resimli,Açıklamalı Mimari Eserler-imiz...



     Dünya Mimarisi;Resimli,Açıklamalı Mimari Eserler-imiz...



     Dünya Mimarisi;Resimli,Açıklamalı Mimari Eserler-imiz...



     Dünya Mimarisi;Resimli,Açıklamalı Mimari Eserler-imiz...






  • Resimler için teşekkürler.
    Benimde ilk defa gördüğüm resimler var.

    Cizre, gerçektende gidilip görülmesi gereken bir yer. Tarihi yapısı ve zenginliği ile olsun, insanları ile olsun, havası ile olsun sımsıcak bir şehrimizdir.

    Ayrıca Cezeri'nin yapmış olduğu ejder figürü insanı farklı düşüncelere sevk eder, anlamlı ve manası derin düşünceler çıkar ortaya.
    Hala tam olarak anayabildiğimi söyleyemem ancak estetik olarakta ayrı bir güzelliktir.



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi El-Cezeri -- 19 Temmuz 2008; 18:11:59 >
  • Allahuekber Dağı Şehitliği (Sarıkamış)

    Birinci Dünya savaşı sırasında Kars, Sarıkamış ve Ardahan’ı Rus işgalinden kurtarmak isteyen Osmanlı Devleti Harbiye Nazırı ve Başkomutan Vekili Enver paşa’nın emriyle 118.000 kişilik 3.Ordu, 22 Aralık 1914’te Sarıkamış Dağlarını aşarak hedefe ulaşmaya çalışmıştır.

    Enver Paşa yönetimindeki 3.Ordu savaşa hazırlıksız başlamış, 9,10 ve 11.Kolordular 40-50 C.’lik soğukta kar üzerinde Rus birlikleri ile savaşmış ve bu savaşta 37.000 şehit verilmiştir. Ancak Sarıkamış harekatı aşırı soğuk, açlık ve hastalık yüzünden başarısızlıkla sonuçlandı ve 5 Ocak 1915’te sona ermiştir. Sarıkamış dağlarında hastalanarak ve donarak savaşmadan 60.000 şehit verilmiştir.

    Sarıkamış harekatında ölenlerin anısına Kültür Bakanlığı biraz geç de olsa, bir anıt yaptırmıştır. Bu anıt 10 Ekim 1996’da ziyarete açılmıştır.
     Dünya Mimarisi;Resimli,Açıklamalı Mimari Eserler-imiz...




  • Işıklar Askeri Lisesi
     Dünya Mimarisi;Resimli,Açıklamalı Mimari Eserler-imiz...

     Dünya Mimarisi;Resimli,Açıklamalı Mimari Eserler-imiz...

     Dünya Mimarisi;Resimli,Açıklamalı Mimari Eserler-imiz...

    Işıklar Askeri Lisesi ilk kez, Abdülmecit devrinde, 1844 yılında, Sadrazam Arif Hikmet Bey, Nazır Emin Paşa ve baş tercüman Fuat Efendi'den (Fuat Paşa) kurulu bir heyetin, askeri idadilerin açılmasına karar vermesi üzerine Bursa'da bir kumaş fabrikasının kamulaştırılarak okul haline getirilmesiyle, “Mekteb-i Fünun-u İdadi” adı altında 15 şubat 1845 tarihinde açıldı.
    Okul ilk mezunlarını 1853 yılında verirken, okuldan mezun olarak harp okullarına devam eden ilk mezunlardan üç kişi tuğgeneral, üç kişi mareşal, bir kişi de mareşallik ve sadrazamlık unvanına kadar yükseldi.

    Bursa'da 1855 yılında meydana gelen büyük depremde okulun büyük hasar görmesi nedeniyle, öğrenciler bir süre çadırlarda öğrenimlerini sürdürürken, çevredeki birkaç evin de kamulaştırılması ile okul genişletildi.

    Bugünkü binalarının yapımına 1890 yılında 14 bin metrekarelik alan üzerinde başlanan Işıklar Askeri Lisesinin inşaatı, 1 milyon 394 kuruş harcamayla 1893 yılında tamamlandı, 1894 yılında da Bursa Valisi Münir Paşa tarafından törenle açıldı. Yunan güçlerinin Bursa'yı işgal etmesinden bir hafta önce bir kısım öğrenci Harp Okuluna diğerleri ise evlerine gönderilerek okulda öğretime ara verildi.
    Kurtuluş Savaşı'nın ardından 1922'de “Bursa Askeri İdadisi” adıyla yeniden açılan, 1926 yılında “Bursa Askeri Lisesi” adını alan okul, 31 Temmuz 1961'de lağvedilerek, bina ve tesisler önce 1. Ordu İstihbarat Birliğine, bir yıl sonra da Personel Okuluna teslim edildi, bu durum 1974 yılına kadar devam etti.

    Genelkurmay Başkanlığının 1973 yılında ikinci bir askeri lisenin yeniden açılmasına karar vermesi üzerine tarihi Bursa Askeri Lisesi, açılışından 129 yıl sonra ikinci kez, “Işıklar Askeri Lisesi” adıyla 28 Haziran 1974 tarihinde eğitim-öğretime başladı.
    Işıklar Askeri Lisesinden mezun olan ve Türk Silahlı Kuvvetlerinin önemli kademelerinde görev yapan mezunlar arasında emekli olan eski Genelkurmay Başkanlarından Nurettin Ersin, Necdet Üruğ, Hüseyin Kıvrıkoğlu ve Hilmi Özkök de bulunuyor.
    Okulun adını bulunduğu “Işık” adlı semtten aldığı yönündeki rivayetin yanı sıra elektriğin yeni kullanılmaya başladığı devirde, lüks lambaları ile aydınlatılan okulun geceleri şehirden görünen ışıklı manzarası dolayısıyla Bursa halkı tarafından “Işıklar” olarak anılması üzerine okula bu adın verildiği yönünde rivayet de bulunduğu bildirildi.

     Dünya Mimarisi;Resimli,Açıklamalı Mimari Eserler-imiz...


    Işıklar Askeri Lisesinden mezun olan ve Türk Silahlı Kuvvetlerinin önemli kademelerinde görev yapan mezunlar şunlardır:

    Genelkurmay Başkanlığı yapmış Işıklar Askeri Lisesi mezunu Komutanlar:

    Müşir Redif Paşa Gnkur. Bşk
    Müşir Ahmet Esat Paşa Gnkur. Bşk
    Müşir Gazi Ahmet Muhtar Paşa Gnkur. Bşk
    Müşir Ömer Rüştü Paşa Gnkur. Bşk
    Müşir Mehmet Sadettin Paşa Gnkur. Bşk
    Müşir Abdullah Paşa (KÖLEMEN) Gnkur. Bşk
    Org.Ali Cemal TURAL Gnkur. Bşk
    Org.Nurettin ERSİN Gnkur. Bşk
    Org.Necdet ÜRUĞ Gnkur. Bşk

    Kuvvet Komutanlığı ve Jandarma Genel Komutanlığı yapmış Işıklar Askeri Lisesi mezunu Komutanlar:

    Org.Muzaffer ERGÜDER Hv.K.K.
    Org.M.Ali KESKİNER K.K.K.
    Org.Ahmet Refik YILMAZ K.K.K.
    Org.Haydar SÜKAN J.Gn.K.
    Org.Eşref AKINCI K.K.K.
    Org.Orhan YİĞİT J.Gn.K.
    Org.Namık Kemal ERSUN K.K.K.
    Org.Necdet ÖZTORUN K.K.K.
    Org.Sedat GÜNERAL NATO L.S.E.K.K.K
    Org.Tahsin ŞAHİNKAYA Hv.K.K.
    Org.N.Kemal YAMAK K.K.K.
    Org.T.Fikret OKTAY J.Gn.K.
    Org.Halil SÖZER Hv.K.K.
    Org.Burhaneddin BİGALI J.Gn.K.
    Org.Siyami TAŞTAN Hv.K.K.
    Org.Hikmet KÖKSAL K.K.K.
    Org.Ahmet ÇÖREKÇİ Hv.K.K.
    Org.Atilla ATEŞ K.K.K.
    Org.Fikret Özden BOZTEPE J.Gn.K.
    Org.İlhan KILIÇ Hv.K.K.

    Ordu Komutanlığı yapmış Işıklar mezunu Komutanlar:

    Org.Ali Sait AKBAYTUGAN 1 nci ve 2 nci Or.Müf.
    Org.Asım GÜNDÜZ Ordu K.
    Org.Turgut SUNALP Ege Ordu K.
    Org.Faik TÜRÜN 1 nci Ordu K.
    Org.Adnan ERSÖZ 1 nci Ordu K.
    Org.Vecihi AKIN 2 nci Ordu K.
    Org.Süreyya YÜKSEL Ege Ordu K.
    Org.İ.Hakkı AKANSEL Ege Ordu K.ve 2.Or.K.
    Org.Necdet ÜRUĞ 3 ncü Ordu K.
    Org.Nezihi ÇAKAR 3 ncü Ordu K.
    Org.Kemal YAVUZ 2 nci Ordu K.
    Org.Nahit ŞENOĞUL 3 ncü Ordu K.
    Org.Çevik BİR 1 nci Ordu K.
    Org.Çetin DOĞAN Ege Ordu K.ve 1. Or.K.
    Org.Tamer AKBAŞ Nato G.D.Av.Müt.K.K.-3. Or.K.
    Org.Orhan YÖNEY Nato G.D.Av.Müt.K.K.-3. Or.K.




  • 
Sayfa: önceki 1234
Sayfaya Git
Git
sonraki
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.