Şimdi Ara

Dokuz Eylül Üniversitesi - Zaytung Üniversite Tanıtım Rehberi

Daha Fazla
Bu Konudaki Kullanıcılar: Daha Az
2 Misafir - 2 Masaüstü
5 sn
1
Cevap
0
Favori
685
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
0 oy
Öne Çıkar
Sayfa: 1
Giriş
Mesaj
  • 1- OTOGARDAN KAMPÜSE NASIL GİDERSİN?

    Dokuz Eylül Üniversitesinde kampüs kavramı çok geniş bir çoğrafyayı özetler. İzmir’in 3 farklı çıkışına 5 farklı kampüs stratejik olarak konumlandırılmış ve böylelikle İzmir’den karayolu ile çıkmaya çalışanların eğitimle temas etmesi istenmiştir. Buca tarafındaki kampüsler (Tınaztepe, Dokuz Çeşmeler ve Eğitim) için eğer gece 12’den evvel İzmir’e vardıysanız İzban’ı kullanarak, Şirinyer istasyonunda inip bir dolmuşa veya “Buca koop” yazan her hangi bir otobüse binerek ulaşabilirsiniz. Ege Üniversitenin içindeki kampüs için ise İzban yanında 204 numaralı otobüs kullanılabilir. Eğer ki yüksek puan alıp Tıp Fakültesini kazanmışsanız, Narlidere tarafına gideceksinizdir ve onun için de havalimanından 202 numaralı otobüse binip, Üçkuyular’a gidip oradan geçen Narlıdere otobüsleri ile gidebilirsiniz. Bu süreçte çok fazla yerli ile karşılaşıp sınır tanımayan bir doktora dönüşebilirsiniz.



    2- ŞEHİR İÇİNDEYKEN KAMPÜSE NASIL ULAŞILIR?

    Kardeşlerim, İzmir’in kendisi zaten Dokuz Eylül kampüsü olarak dizayn edildiğinden, değişik yerlerdeki derse girmek yerine, oturup pişti oynayacağınız kantinlerinize değişik yöntemlerle ulaşabilirsiniz. Ege Üniversitesi içerisindeki sınıflardaysa dersleriniz, Bornova’ya gidip genç kalabalıkları takip edebilirsiniz. Dokuz Eylül Üniversitesi size daha hayatınızın başında doğru zamanda doğru yerde olup, doğru insanları takip etmeyi öğretecektir.

    Buca tarafındaki kampüslerde iseniz, şehrin her yerinden geçen “Buca koop” otobüsleri ile uygun duraklarda inerek, uygun yerlerde yaşlı teyzelere, emekli ve hamilelere yer vererek ulaşabilirsiniz. Tınaztepe kampüsüne geldiğinizde, kampüs içi ringler sizi araziye, hiçliğin ortasına götüreceklerdir.

    Tıp fakültesi için ise, Narlıdere yönüne giden otobüslere binebilirsiniz. Dokuz Eylül üniversitesinin en önemli özelliği, kafanızda belli bir istikamet belirleyebiliyorsanız, oraya giden tüm araçların okulun önünden geçmesidir.



    3- İZMİR’İN HAVASI NASILDIR?

    Aynı gün içersinde bir kaç mevsimin yaşanabileceği bir şehirdir İzmir. Bilim adamları yıllar yılı İzmir’in havasını incelemiş, çözemedikten sonra “İzmir’in havası kızı gibidir, sağı solu belli olmaz” diyerek arazi olmuşlardır. Tınaztepe kampüsünde kar yağarken, aşağıda otobüs duraklarının orada havanın günlük güneşlik olup, geçen kurban bayramında orada bulunan hayvan kesim yerinden kaçan kuzuların meleştikleri görülebilir. Kışın 3 ay sürdüğü, yazın 6 ay ve sonbaharın 3 ay sürdüğü bu şehrimizde, klimayi bulan şahıs için İkiçeşmelik’te “Natürzade Efendi Türbesi” adında bir türbe bile yapılmıştır. Nisan ayından itibaren evinde klima bulunan insanlarla daha samimi ilişkiler kurmanızı tavsiye ederiz.



    4- KAMPÜSE VARMADAN İZMİR’LE İLGİLİ BİRKAÇ AYRINTI İSTER MİSİN?

    Daha şehre gelir gelmez, insanların tanımadıkları insanlara selam verebildiklerini, herkesin kendi uğraşında olup, kimsenin hiç bir şeye acele etmediğini farkedeceksiniz. Siz alttan 2. kez aldığınız dersin sınavına yetişmeye çalışırken önünüzdeki kadının çocuk arabasını otobüse yavaşça bindirmeye çalıştığını ve kimsenin bundan bir şikayeti olmadığını da ilerde göreceksiniz. O yüzden şimdiden bu yavaşlığa alışın.

    Değişik lokasyonlarda değişik uğraşlar bulunmasıyla birlikte İzmir’in kalbi Alsancak’ta atar. Kıbrıs Şehitleri, İstiklal caddesinin minik ve tramvaysız bir versiyonu olarak eğitim hayatın boyunca en çok bulunacağın yerlerden birisi olacaktır. Gazi kadınlar ve Müzeffer İzgü sokaklarında sosyalleşecek, sana yapılan yanlışları içki eşliğinde “o kız buraya gelecek” diye dostlarına anlatacaksın. Her ne kadar sabah kahvaltida yense de yağlı bir besin olan boyozu, içki gecelerinden sonra burada çok güzel bir şekilde tüketebilirsin. Ayrıca yine aynı gecelerin sonunda, kokoreç adı verilen ve İstanbullular’in içine domates gibi gereksiz şeyler attıkları yiyeceği, ekmek arasında bol baharatla tüketebilirsin. Tabii ki Türkiye’nin en mükemmel ve hesaplı midyeleri bu şehirdedir. Eğer biraz esmerseniz “Selam biz Mardinliyiz buraya okumaya geldik” diyerek tüm midyecilerden “hemşehri indirimi” alabilirsiniz.

    Ege Üniversitelilerle sosyalleşmek istediğinizde gideceğiniz mekan “Küçük Park” adı ile anılan yer olacaktır. Aynı sokakta onlarca mekanın birbirinden tek bir farkı olmadan nasıl kendilerine özel müşterileri olduğuna bir Dokuz Eylül’lü olarak şaşıracaksınız. Ege Üniversitesinde okuyanların, bu Küçük Park ve kampüs sevdalarını “bir arkadaşın abisi bizden mezun olmuş, şimdi 4000 liraya bir yerde çalışıyormuş” diyerek bozabilirsiniz.

    İzmir’de haftasonları futbolla geçer. Her ne kadar Süper Lig’de kendi takımı olmasa da, İzmir’in futbol hayatı Göztepe, Karşıyaka, Bucaspor ve Altay ekseninde döner. Şehrin neredeyse her duvarında bu 4 takımdan birisinin adının yazılı olduğunu ve o adın karalanıp ayıp şeylere çevrildiğini görebilirsiniz. İzmirliler hiç birşeyde olmadıkları kadar, duvarlara takımlarının isimlerini yazma konusunda hırslıdırlar.

    Havalar ısınmaya başladığında 3-4 arkadaşıyla bir araba kiralayip Çeşme’ye günübirlik gezmeye gitmeyen öğrenci, İzmir’de öğrencilik yapmış sayılmaz. Diğer şehirlerde bulamayacağınız bu güzelliğin tadını çıkartmak, İzmir’de öğrencilik yaptım demek için olması gerekenlerdendir.



    5- PEKİ KAMPÜS HAKKINDA BİRKAÇ UFAK BİLGİYE NE DERSİN?

    Yukarıda da dediğim gibi Dokuz Eylül Üniversitesinin bir çok kampüsü vardır. Öyle kampüste dolaşırım, çimlere yayılırım, çimlerde gitar çalıp manitacılık yaparım diyorsanız, en başta bunu unutun. Burada kendi bölümünüze, sınıfınıza arkadaşlarınıza bağlı olacaksınız, kardeşler takımı olacaksınız!! Öyle “Mimarlıktan Melis var ya!” “Kimya Mühendisi Atakan canım!” gibi muhabbetler olmayacak!

    Yine de şanslı bir kaç bölümden birisindeyseniz, üniversite hayatınızın bir kısmını Ege kampüsünde yaşayabilirsiniz. Ancak orada da; Kemalettin Tuğcu kitaplarındaki gibi üvey evlat muamelesi göreceğinizi unutmayın.

    Bir diğer ve ikinci en büyük kampüs Dokuz Çeşmeler kampüsüdür ki, üniversitenin lojistik üssü buradadır. Zira karşısındaki “Burak Fotokopi” önderliğindeki fotokopicilerde her bölümün, her dersinin kitabı, ders notu, geçmiş 10 senede çıkmış sınav soruları bulunabilir. Bulunmazsa kendileri yazarlar, derse girip not tutarlar ya da sizin için o çirkin ama süper notları olan kızla samimiyet kurar, yeri gelir sevgili bile olurlar..

    Fakültenin içindeki kafeler ve Sherwood’u ile, dışındaki bilardo salonları ve (türkü barlar içerisinde bir “Wembley”, bir “Madison Square Garden” olan) “Kızılırmak” kafesi ile kendi halindedir Dokuz Çeşmeler. Dünyanın en müthiş tostu, bu kampüs ile Buca lisesi arasında kalan dar sokaklardaki tostçularda yapılır.

    Tınaztepe kampüsü ise, tam bir eğitim yuvasıdır. Hatta öyle ki, kimi hocaların o kampüs daha yapılmadan orada oldukları, soğuk karlı kış günlerinde Tınaztepe’ye inen kurtlar tarafından büyütülmüş ve yardımcı doçent yapilmis olduğu rivayetleri vardır. Filmlerden, ağabeylerinizden, ablalarınızdan kampüs hayati hakkında duyduğunuz tüm neşeli hikayeler burada geçersizdir. Tinaztepe kampüsünde tek tük göreceğiniz insanlar, “zombi” çıksalar şaşırmayacağınız, “şu konsepte de başka bir şey uymazdı” diyeceğiniz canlılardır. İşte bu yüzden bölüm veya sınıf arkadaşlarınızla inanılmaz samimi olacaksınız. Bir sınıf arkadaşı değil, yaren, kardeş, yoldaş olacaksınız. Her türlü hava koşulunu, yalnızlığı paylaşacak, belki de; en sevdiğiniz arkadaşınızın, o meşhur, dev, turuncu kütüphanede kaybolmasına tanık olacaksınız… (İhsan… Özledik seni…)

    Mesafelerin birbirinden uzak olduğu, iki fakülte arasinda konuşulan dilin bile farklılaştığı bu zorlu kampüste, yemekler de “köfte varmış, köfte yedik” uslubu ile yenir. Her fakültenin altında bulunan kantinlerde yapılan yemeklere alışan öğrenciler, başka fakültelerde yediklerini sindiremeyebilir ve hasta olabilirler.



    6- DERS NOTLARI NASIL BULUNUR?

    Burak Fotokopi’de bulabilirsin. Burak Fotokopi aslında bir çok farklı dükkandan oluşur ama Dokuz Çeşmeler kampüsünün oradaki fotokopici kompleksine Burak Fotokopi denmektedir. Sonra buraya gelip “vay efendim Burak Fotokopi dedi, Zafer’den çektirdik” denmesin. Burak fotokopicilik, nesillerdir universitelilerimizin mezun olmasını sağlayan bir eğitim müessesidir ve halka mal olmuştur. Bugün İzmir’de Nevval – Salih İşgören ikilisinden daha fazla eğitime katkısı vardır. (Bu ikilinin ismini de İzmir’deki her 3 okuldan birinde duyacaksın.)

    Eğer ki Tınaztepe’deysen ve Burak fotokopide amacına yönelik ders notu yok ise fakültenin en çirkin ama iyi yürekli kızı Sibel’de o notları bulacaksın. Sen ki Tınaztepelisin, kardeşlerin için o kızla yakınlaşacak, o notları alana kadar icabında Sibel’i öpeceksin bile. Tınaztepelilik bir gönül işidir, fedakarlıktır yeri geldiğinde. Bugun sen notları alırsın, yarın senin için teeee Tınaztepe’ye gidip imza atar arkadaş dediğin.



    7- EN YAKIN BANKAMATİKLER NEREDE?

    “Paran yoksa yarın verirsin, nerden bulacaksın şimdi bankamatik?” düsturunun uygulandığı Tınaztepe kampüsünden bahsetmediğinizi düşünüp, diğer kampüslere değinmek istiyorum.

    Dokuz Çeşmeler’de, Tınaztepe tarafına doğru az ilerlediğinizde veya Sherewood civarında, bankamatikleri bulabilirsiniz. Para konusunda dikkatli olun, ayın 15’ine kadar tüm parayı biraya yatırıp, ay sonuna kadar kumru (İzmir’de yenen bir çeşit kuş!) ve makarna ile karnınızı doyurmak zorunda kalmayın.







  • 
Sayfa: 1
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.