Şimdi Ara

++ 'doğru-gerçek' bir tane midir ?

Daha Fazla
Bu Konudaki Kullanıcılar: Daha Az
2 Misafir (1 Mobil) - 1 Masaüstü1 Mobil
5 sn
25
Cevap
0
Favori
2.190
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
0 oy
Öne Çıkar
Sayfa: 12
Sayfaya Git
Git
sonraki
Giriş
Mesaj
  • malum daha önceleri bilgi konusunda da konuşmalarımız oldu. bizim bilgi yönü itibari ile sınırlı olduğumuz herkesin hem fikri.

    biz insanlar gerçeklerin tamamını gözümüz ile göremediğimiz için görebildiklerimiz ile yargıya varır ve gördüklerimizin gerçek olduğunu sanır ve düşünürüz.

    bu konu ile ilgili olarak fil misalini verebiliriz.

     ++ 'doğru-gerçek' bir tane midir ?


    malum filin horumu, ince uzun kuyruğu, geniş mi geniş gövdesi, sütun gibi bacakları vardır. her insanın görüş alanı bir olmadığı için kimi insanlar filin sadece bacağını, hortumunu, gövdesini ya da kuyruğunu görebilmektedir.

    bu durumda sadece kuyruğunu gören fili yılan zanneder, hortumunu gören büyük bir hortum zanneder, sütun bacakları gören de ağaç zannedebilir.

    yani filin neresini görürsek görelim tüm vücuda hakkında sadece gördüğümüz kadarı ile yorum yapabiliriz.

    ancak bazı insanlar da görüş alanı sıradan insanlardan daha ileri de olduğu için filin tamamını görür ve bunun fil olduğunu bizim gibi sıradan insanlara söyleyebilir.

    buraya kadar gördüğümüz kısımlar ile gerçekler arasında farkı izaha çalıştım.


    şimdi de bir bardak ve su ile misal vermek istiyorum.

     ++ 'doğru-gerçek' bir tane midir ?


    görünen bardağın yarısı su ile doludur.

    bu bardak hakkında boş kısma bakarak "bardak boş"

    dolu kısma bakarak "bardak dolu" denebilir.

    bu iki ifade de yanlıştır.

    doğrusu "bardağın yarısı su ile kalanı hava ile doludur" ifadesidir.

    bu iki misalden hareketle;

    doğrunun bir tane olduğu, yapılan yorumların herbirinin doğru olmadığı fikrimi sizler ile paylaşmak istedim. fikir beyan ederken de beyan ettiğimiz fikrin doğru mu yanlış mı olduğunu da irdelemek zorundayızdır bana göre.

    tamam sizin fikriniz öyle anck benim ki de öyle demek;

    siz fil diyorsunuz ancak kuyruğunu görüyorum yılan da olabilir demek yanlış yaklaşımdır.

    doğru-gerçek bir tanedir ve o gerçek - doğruya ulaşmak her yiğidin harcı değildir ...

    buyrun ...



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Deep Impact -- 22 Temmuz 2007; 10:25:39 >







  • quote:

    Orjinalden alıntı: Deep Impact
    ...
    doğru-gerçek bir tanedir ve o gerçek - doğruya ulaşmak her yiğidin harcı değildir ...

    ...


    Aslında tarihsel zamanın da önemi vardır.
    Doğru bir tane olabilir ama gün gelince bugünün doğrusu yarının yanlışı olabilir...
  • benim fikrime göre somut gerçekler ve doğrular çeşitlidir, fakat soyut anlamda gerçek ve de doğru birdir ve tekdir.
  • Bir de her gerçek doğru değildir.
    Doğru olmayan gerçekler de vardır.
  • quote:

    Orjinalden alıntı: Ömer


    quote:

    Orjinalden alıntı: Deep Impact
    ...
    doğru-gerçek bir tanedir ve o gerçek - doğruya ulaşmak her yiğidin harcı değildir ...

    ...


    Aslında tarihsel zamanın da önemi vardır.
    Doğru bir tane olabilir ama gün gelince bugünün doğrusu yarının yanlışı olabilir...



    mesela ...
  • Geçmişte Dünya bir tepsiydi bugün ise görüldü ki değil...
  • quote:

    Orjinalden alıntı: Ömer

    Geçmişte Dünya bir tepsiydi bugün ise görüldü ki değil...


    bu geçmişte de doğru değildi ki. sadece öyle zannediliyordu.
  • Yapay Zeka’dan İlgili Konular
    Daha Fazla Göster
  • quote:

    Orjinalden alıntı: Deep Impact

    quote:

    Orjinalden alıntı: Ömer

    Geçmişte Dünya bir tepsiydi bugün ise görüldü ki değil...


    bu geçmişte de doğru değildi ki. sadece öyle zannediliyordu.

    Bunu geçmişte söyleyenlerin başına neler geldi neler...

    Bugün de doğru olmayan ama öyle sandığımız için doğru dediğimiz şeyler olduğunu düşünüyorum.
  • sözlerinizde haklısınız. elbette bazan doğru söyleyenleri dokuz köyden kovabiliyorlar.

    ancak benim dediğim doğru evrensel doğru. o da bir tanedir.

    ya dünya yuvarlaktır ya da değildir.

    bu milyar yıl önce de böyle idi.

    ancak bizim yorumlarımız farklılık arz edebilir.

    konuyu açmamdaki kasıt;

    "iyi de kardeşim sen öyle düşünüyorsun ben de böyle" diyerek konuların içinden çıkılmaması gerektiği her daim doğrunun peşinden koşmanın önemini vurgulama adına idi.
  • Doğru-Gerçek bir tanedir.

    Örneğin filin içinde yaşayan bir bakteri filin tamamını tanıyamaz. Bakteri yaşadığı ortam hakkında bilgi verebilir. Örneğin bağırsakta yaşıyorsa bağırsağı tanımlayabilir.

    Bakteri filin varlığından habersizdir. Ama burda bakterinin ne düşündüğü önemli değildir.

    Ortada bir fil gerçeği vardır. Deep in anlatmak istediği buydu sanırım.

    Yani insanlar ne düşünürse düşünsün, ne bulursa bulsun, gerçekler değişmez. Sanrılar değişebilir ama doğru-gerçek aynı kalır.
  • Doğru yoktur
    Gerçek vardır.

    Doğru neden yoktur? çünkü sosyal çevreden çevreye, toplumdan topluma hatta kişiden kişiye değişir..Zamana ve mekana bağlıdır..

    Gerçek neden vardır..Loop güzel açıklamış..

    Tabi dini kavramları mutlak gerçek ve doğru olarak kabul edersek o zaman durum farklıdır.
    Ben dogmatik olmayan düşüncenin kavramları açısından yaklaştım.


    quote:

    Orjinalden alıntı: Loop

    Doğru-Gerçek bir tanedir.

    Örneğin filin içinde yaşayan bir bakteri filin tamamını tanıyamaz. Bakteri yaşadığı ortam hakkında bilgi verebilir. Örneğin bağırsakta yaşıyorsa bağırsağı tanımlayabilir.

    Bakteri filin varlığından habersizdir. Ama burda bakterinin ne düşündüğü önemli değildir.

    Ortada bir fil gerçeği vardır. Deep in anlatmak istediği buydu sanırım.

    Yani insanlar ne düşünürse düşünsün, ne bulursa bulsun, gerçekler değişmez. Sanrılar değişebilir ama doğru-gerçek aynı kalır.









  • Doğrular kişiden kişiye değişirken, gerçek herkese göre gerçektir.

    Amerika'nın Irak Savaşı George W. Bush'a göre doğrudur.

    Bana göre yanlıştır.

    Siyah renkli bir arabanın siyah renkli oluşu bir gerçektir.

    Verdiğiniz Dünya yuvarlak mı tepsi mi örneğinde de durum aynıdır.

    Tepsi olması o zaman Kilise'ye göre doğruyken Galileo'ya göre yanlıştı.

    Gerçek olansa Dünya'nın küresel bir yapıda olduğuydu.

    Örnekler çoğaltılabilir :)
  • quote:

    Orjinalden alıntı: DefuseR

    Doğrular kişiden kişiye değişirken, gerçek herkese göre gerçektir.

    Amerika'nın Irak Savaşı George W. Bush'a göre doğrudur.

    Bana göre yanlıştır.


    ona buna şuna göre ifadesini ben kabul etmiyorum. bush a göre doğru olabilir ama soru şu.

    ırak savaşı doğru mu ?

    cevabı da "değil" olacak.

    ahmete mehmete göre doğru değişmez değişmemeli.

    çünkü doğru bir tanedir ...
  • doğru bir tane değildir senin verdiğin örnekler sınırlı örnekler. her örnek için kesin yanlıştır yada doğrudur diyemezsin dünyada milyarlarca kişi ırak savaşını kınıyor ama birçok kişide destekliyor onlara göre bu savaş doğru. şimdi diyeceksinki "tamam ama bu savaş yanlış" işte onlara görede hayır bu savaş doğru. şimdi hanginiz haklısınız.onun için doğru değişkendir fakat gerçek bir tanedir.
  • quote:

    Orjinalden alıntı: Deep Impact

    quote:

    Orjinalden alıntı: DefuseR

    Doğrular kişiden kişiye değişirken, gerçek herkese göre gerçektir.

    Amerika'nın Irak Savaşı George W. Bush'a göre doğrudur.

    Bana göre yanlıştır.


    ona buna şuna göre ifadesini ben kabul etmiyorum. bush a göre doğru olabilir ama soru şu.

    ırak savaşı doğru mu ?

    cevabı da "değil" olacak.

    ahmete mehmete göre doğru değişmez değişmemeli.

    çünkü doğru bir tanedir ...



    Ben x kabilesinde yaşıyorum.

    Komşum ineğimi öldürdü bende komşumu öldürdüm ,

    sonuç ; bir cinayet işlendi : Gerçek
    ; Ben suçsuzum : Benim doğrum ( toplum yasam diyor )
    ; Ben suçluyum : Senin doğrun ( toplum yasan diyor )

    Türkiye için töre cinayetleri. O cinayetleri işleyenler T.C ve toplumun bir kesmi için suçlu ama töreye inananlar için suçsuz.Gidip tebrik eden var.




  • Evrende karşılaştığımız tüm durumlar, tüm olaylar için tek bir doğruya ulaşmamız her zaman mümkün olamayabilir. Ama insan vicdanının sözkonusu olduğu durumlarda, evet "doğru olan" değişmezdir.
    Vicdan insana doğru olanı eksiksiz bir şekilde fısıldar. Tüm mesele kulak verip vermemekte. Bunun kişiden kişiye göre değiştiğine inanmıyorum.

    Bush ve Irak konusu açıldığı için örneklendirmemi bunun üsütüne kurmak istiyorum.

    Bush, Iraktaki kimyasal silahların, Amerikan halkının güvenliğini tehdit ettiğini, Saddamın El-Kaide örgütüne destek vererek terörizme destek verdiğini iddia ederek savaşı başlatmıştı. Bazı üst düzey yetkililer her iki iddianın da düzmece olduğunu, istifa ettikten sonra ya da emekli olduktan sonra itiraf edebildiler.
    Savaştan önce varolmayan El-Kaide tipi yapılanmalar savaş sırasında oluştu. Hiçbir kimyasal silah bulunamadı.
    Özetle bunun dayanaklarının koskoca bir yalan olduğu ayan beyan ortaya çıktı.

    Ama şu meşhur Halliburton çok iyi kâr yaptı. Önemli olan da bu.

    "Amerikan halkının büyük çoğunluğu destek verdi, demek ki onların da kendi doğruları var." şeklinde vurgulanmak istenilen bu destekçiler, vicdanlarının kendilerine söylediğine değil, TV'lerin ya da savaştan elde edilecek muhtemel kâr marjlarının kendilerine fısıldadığına kulak verenlerdir ve düpedüz yanlıştır.

    Kâr elde etmeyi yaşamının yegane unsuru olarak gören bir insan için yapılacak fazlaca birşey yoktur ama savaşta telef olan evlatları ülkelerine dönmeye başladığında, TV'ler yoluyla manipüle edilmiş insanların daldıkları uykudan uyanmaları çok sürmedi ve bu destek %70'lerden %40'ların altına kadar düştü.
    Düzmece yöntemlerle girdikleri Vietnam savaşında çektirdikleri ve çektikleri acılardan ders almadıkları belli olan bu toplumun vicdan sahipleri, ülkelerine dönen tabutlar ve enkaz haline getirilen, paramparça edilen bir ülkenin görüntüleri sayesinde yine aynı şeyi yaşamakta olduklarını yüzlerine bir tokat vurulmuşçasına anladılar ve bu nedenle savaşa destek çok ciddi bir düşüş yaşadı.

    Amerikan askerleri kontrolünde Petrol bakanlığı yağmacılara karşı maksimum seviyede korunurken, Irak Müzesindeki Dünyanın en değerli tarihi eserlerinin yağmalanmasına gözyumarak, TV'lere çıkıp o iğrenç sırıtışıyla "3-5 vazo çalındıysa ne var bunda, Irak halkı özgürlüğünü elbetteki doya doya yaşayacak" diyen Rumsfeld'in yüzünü asla unutamam. Bu sözü söyleyebilen bir varlık, insanların kitleler halinde bir böcek gibi yokedilmesine hiçbir ses çıkarmayacak olan bir insan müsvettesidir ve bu hasta zihniyet savaşılması gereken birşeydir.

    İnsan vicdanı, düşünme yeteneği olan her insana şu soruyu soaracaktır:
    "Dünyada o kadar çok zalimlik var ki, neden sadece Irak?"
    Bu soruyu geçiştiriyorsanız ya da böyle bir soru hiç aklınıza gelmiyorsa ciddi bir meseleniz var demektir.

    Birisi bana çıkıpta "bu sana göre öyle kardeşim, adamlar kendi açılarından haklı" derse bunu söyleyenin ya güce boyun eğerek hayatta kalma taraftarı olduğunu, ya da savaştan bir şekilde nemalanmak istediğini düşünürüm.
    Bir diğer ihtimalde, bu yargıya varanın, TV örneğinde olduğu gibi hiçbirşeyi düşünmeyen/düşünemeyen bir zihin yapısına sahip olmasıdır.
    Vicdanını yitirmemiş hiçbir "insan" evladı bu kasaplığa evet diyemez. "Benim doğrum böyle kardeşim" diyemez. Bu doğru değildir. Bunun sana göresi bana göresi yoktur.

    İnsanın salt vicdanı, doğru ve yanlışı ayırt etmede asla yanılmaz. Irak yaşadığımız şu dönem içinde, insanlığın yaşadığı en büyük imtihanlardan birisidir ve buna karşı alınacak tavrın bize yansımasının, "göreceliği" kaldırabileceğini hiç zannetmiyorum.



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi feylesof -- 26 Temmuz 2007; 12:03:31 >




  • doğru ile gerçek farklı kavramlardır.

    "doğru" içerisinde kültürel, ideolojik, ekonomik ve siyasi yaklaşımları barındırır.

    "gerçek" ise cisimsel, maddeseldir.

    örneğin önünüzdeki klavyeniz "gerçek"tir. ama siz klavyenizi çok seviyorsunuz ve çok estetik, çok işlevli buluyorsunuz. bunu arkadaşınızla paylaştınız "bu klavyedeki estetiğe, işlevlerinin zenginliğine bak azizim" dediniz. arkadaşınız da sizi onaylayabilir "doğru" diyebilir, ya da ona göre pek de estetik/işlevsel değildir, "doğru değil, daha estetiği, işlevseli var" diyebilir.

    "daha iyisi de var" diyenin "bilgisi" ön plana çıkmıştır. dolayısıyla "doğru" edinilen "bilgiyle" değişebilir. ister estetik/işlevsel olsun ister olmasın bu durum onun bir klavye olduğu "gerçeğini değiştirmez".

    dünyanın yuvarlak olduğu ve döndüğü bir "gerçek"tir. siz bu "gerçeği görmeme" eğlimde olabilirsiniz. örneğin bu sizin inancınıza ters gelebilir. burada belirleyici olan "inancınız"dır, dünyanın yuvarlak olması, ya da olmaması, dönmesi ya da dönmemesi değildir: bu sizin doğrunuzdur.

    ancak, "doğrunuz" ne derse desin; ister "dünya dönüyor, doğru" desin, ister "dünyanın dönmesi mümkün değil" desin, dünya dönmeye devam edecektir...

    gerçek, SİZE RAĞMEN VAROLANDIR, OLANDIR.

    doğru, SİZE GÖRE VAROLAN, OLANDIR.

    "gerçek" dillendirildiği anda, "doğru"laşa bilir de, "yanlışlaşabilir de". bu gerçeğin değil, "gerçeği tanımlayanın" sorunu haline gelir.

    @Deep Impact'ın verdiği örnekteki bardağın yarısının hava yarısının ise su dolu olması gerçektir.

    ancak ben "bardağın yarısı boş" ya da "bardağın yarısı dolu" dediğim anda, olay "doğru" ya da "yanlış" şekline bürünüverir.

    öte yandan: fil örneğiyle anlatılmak istenen ile soru birbirini tamamlamıyor. yani fil örneği, sorununun örneği değildir. orada sözkonusu olan şey, kişinin kültürel durumu, bilgi durumu, ideolojik pozisyonu ile ortaya çıkan "algılama/anlama/yorumlama düzeyleri"dir. kişi bu yapısına uygun olarak bir bütünün parçalarını da görebilir, bütünü görüp parçaları da görmeyebilir. bu BİLİNÇ sorunudur. bu bilinç paralelinde "doğru" ya da "yanlış" yargısına varması, bu doğru ya da yanlışa nasıl vardığı, neleri gözardı edip, nelerin etkisinde kalarak örneğin filin kuyruğunu filin kendisi zannettiği elbette tartışılır.

    @Deep Impact'ın verdiği örnekler farklı açıdan bugünün en önemli sorunlarının başında gelir. bu sorun, özellikle işbölümünün yoğunlaşması ve insanın insanla, doğayla ve çevresiyle yabancılaşmasına dayanan, "uzmanlaşma barbarlığı" diye tanımlanan bir sorundur.



    ("size" kavramını "öznel haline gelmiş kişi" anlamında kullanıyorum )



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi narada -- 26 Temmuz 2007; 13:56:03 >




  • @feylesof ve narada;

    yaklaşımlarınız çok güzel.

    gerçek ile doğru birbirinden farklı kavram. gerçek biraz daha pozitif ilimlere dayalı doğru ise subjektif yorumlarımız ile bağlantılıdır.

    hal böyleyken bile zaten gerçeklerin değişmeyeceği ve evrensel bir hal aldığı (mesela dünya yuvarlak gibi) kişilerin gerçekleri değişik algılamalarından dolayı farklı yorumlaması gerçeğin bir tane olduğu gerçeğini değiştirmeyeceği konsunda hem fikiriz.

    işin bir de subjektif yorumlar ile bağdaştırabileceğimiz "doğru" terimi;
    quote:


    "doğru" içerisinde kültürel, ideolojik, ekonomik ve siyasi yaklaşımları barındırır.


    ifade edildiği gibi olsa dahi doğru olanı değiştirme kaabiliyetinden mahrumdur. zira adalet denen kavram vardır. adalet kişinin inancı görüşü ideolojisi ne olursa olsun değişmeyecek bir kavramdır.

    dolayısı ile her kişinin kendine göre bir doğrusu olsa bile evrensel doğru bir tanedir.

    misal; bir gelenekte yanlış olan veya doğru olan evrensel doğru ve tek doğru ile çeliştiğinde o gelenek bana göre doğru deme lüksüne sahip değildir.

    aynen buna benzer;

    kainatı yorumlarken de ;

    benim algılarıma göre ben sadece filin kuyruğunu görmekteyim, bu madde olsa olsa bir yılandır doğrusu evrensel doğru ile çeliştiği için yanlıştır.

    kişi algılama sınırlarının arkasına sığınarak yanlışa doğru deme ve çevresini yanlış yorumlama lüksüne sahip değildir. herkesin algısı da her olayı yeterince değerlendirebilecek kapasitede olmaz olamayabilir. bu durumda algılarımızın sınırlı olduğu durumlarda daha iyi algı sahiplerinin değerli yorumlarından istifade etmek gerekir.
    ki algılalarımızdaki sınırlar doğruya ulaşmada bizlere köstek olmasın




  • quote:

    Orjinalden alıntı: feylesof

    Evrende karşılaştığımız tüm durumlar, tüm olaylar için tek bir doğruya ulaşmamız her zaman mümkün olamayabilir. Ama insan vicdanının sözkonusu olduğu durumlarda, evet "doğru olan" değişmezdir.
    ...........



    ırak konusunda yazdıklarının tamamına katılıyorum. bu konunun başka bir yönü.

    "ırak işgali yanlıştır, çünkü.........."

    "ırak'ın işgali doğrudur, çünkü........."

    her iki "çünkü"nün arkasına birçok "doğru" ya da "yanlış" dizilebilir, sıralanabilir. ancak, gerçek olan ırak'ın işgal edildiğidir. bu gerçeği hiçbir doğru ya da yanlış değiştiremez...


    quote:

    Orjinalden alıntı: Deep Impact

    .......zira adalet denen kavram vardır. adalet kişinin inancı görüşü ideolojisi ne olursa olsun değişmeyecek bir kavramdır.

    dolayısı ile her kişinin kendine göre bir doğrusu olsa bile evrensel doğru bir tanedir.
    ...........



    burada sizinle ayrılıyoruz. "adalet" soyut bir kavramdır. kavramın "soyutluğu", kavrama yol açan olay ya da olguların "soyutlanmasıyla" elde edilmesini gerektirir. bu soyutlama sonucunda ortaya çıkan durum, kişilere göre doğru da olabilir, yanlış da, adaletli de olabilir adaletsiz de. doğruluğu ya da yanlışlığı, içerisinde bulunduğu toplumsal yapının DEĞERLERİNE uygun olarak belirlenir. herhangi bir durumda, herhangi bir davranışa/olaya ya da olguya, (A) toplumunda "adaletli" diye yaklaşılırken, aynı durum (B) toplumunda "adaletsizliğin en temel örneği" haline gelebilir, geliyor da. dolayısıyla:

    quote:

    Orjinalden alıntı: Deep Impact

    .......ifade edildiği gibi olsa dahi doğru olanı değiştirme kaabiliyetinden mahrumdur.



    bu, "doğru olan"ın KABUL EDİLMESİdir. "değiştirilemezliği" bu kabullenişle mümkündür. "doğru olanın" değiştirme kabiliyeti ise zaten yoktur. çünkü, yukarıda da vurgulamıştım, doğru olan, "SİZE GÖRE VAROLAN"ların bütünüdür. adalet, "size rağmen varolan" bir şey, nesne, olgu değildir. kavramın kendisi zaten soyuttur, SOYUTLANACAK ALAN gerektirir.

    evrensel bir kavram mıdır? evet evrensel olarak kabul edilen bir soyutlama yöntemidir.. ancak yukarıda da belirtmeye çalıştığım gibi, "evrenselliği" uygulama alanlarında "farklılıklar göstermesine" engel değildir. dolayısıyla, kültüreldir, vesairedir...

    quote:

    Orjinalden alıntı: Deep Impact

    ....benim algılarıma göre ben sadece filin kuyruğunu görmekteyim, bu madde olsa olsa bir yılandır doğrusu evrensel doğru ile çeliştiği için yanlıştır.



    eğer algılarına göre sadece "filin kuyruğunu" görüp, onu yılan olarak tanımlıyorsa, algıların değiştirilmesi şarttır: çünkü o algıda ciddi bir bozulma sözkonusudur, psikologa gitmesi gerekir. adına ne derse desin, ister kuyruk desin, ister kulak, isterse fil dişi... bunların hiçbiri, ONUN BİR FİL OLDUĞU GERÇEĞİNİ değiştiremez. bir filin varlığı ise, kocaman gövdesine bakacak olursan "çelişki falan kaldıramayacak" kadar ayan bayan ortadadır ve evrensel doğru falan değil SADECE FİL dir.



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi narada -- 26 Temmuz 2007; 15:12:29 >




  • Doğru ve gerçek göreceli bir kavram..fil ve bardak örneği guzel acıklamıs.herkesin doğrusu gercegi kendine.gercekler ispatlansa da ispatlanmasa da kimine gore tek kimine göre pek cok doğru vardır buda hemen hemen her konu için gecerlidir.
  • 
Sayfa: 12
Sayfaya Git
Git
sonraki
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.