Şimdi Ara

Doğan Grubu Akpli Havuz Medyasını Bombaladı!

Daha Fazla
Bu Konudaki Kullanıcılar: Daha Az
1 Misafir - 1 Masaüstü
5 sn
2
Cevap
1
Favori
262
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
0 oy
Öne Çıkar
Sayfa: 1
Giriş
Mesaj
  • tam metin:


    Havuz medyasının üçlü çetesi panikte
    "havuz medyasının iki grubu, sabah’ın da içinde yer aldığı turkuvaz grubu ile sancak medyası, dün yine doğan grubu’na saldırdı. sabah’ı şaibeli bir yolla alan ‘havuz’un büyük ortağı kalyoncular ve bu gazetenin perde arkasındaki gerçek yöneticisi serhat albayrak, çareyi hilton oteli’nin defalarca yalanlanan iftiralarını, sancak medyası ise poaş iftiralarını yeniden gündeme getirmekte buldu.

    işte hilton gerçeği

    -ihaleyi akp iktidarı yaptı: hilton oteli, 11 ağustos 2005 yılında, akp hükümeti döneminde, 8 şirketin katıldığı ve televizyonda canlı olarak yayınlanan şeffaf bir ihale sonunda satıldı.

    -en yüksek fiyatı doğan verdi: toplam 12 tur süren ihale sonucunda yarışı 255 milyon dolar teklifle doğan grubu kazandı.
    -aldığında imar planı yoktu: hilton mülkü bir kamu kuruluşu olan emekli sandığı’na ait olduğu için bir imar planı yoktu. kurum istediği değişiklikleri kendisi yapıyordu.
    -yasallaştırmak için başvurdu: doğan grubu, devletten aldığı mülkü kanuni hale getirmek için arazinin imar planını hazırlatmak üzere belediyeye başvurdu.
    -şartnamede olmayan: tam bu sırada iktidar ihale şartlarında olmayan bir adım attı ve turizm bakanlığı bu bölgeyi ‘kentsel sit alanı’ olarak ilan etti.
    -saygı gösterildi: doğan grubu, ihalede yer almayan bir düzenleme olmasına rağmen devletin bu tasarrufuna itiraz etmedi, saygıyla karşıladı ve yeni duruma uygun bir avan projeyi belediyeye sundu.
    -bakanlık istedi: turizm bakanlığı’na bağlı ‘koruma kurulu’, bu avan projeye cevap vermek üzere hilton arazisi ve bahçesindeki için ağaçların cins, yaş ve özelliklerinin belirlenmesini talep etti.
    -devlet üniversitesine başvuruldu: doğan grubu da devletin istediği belgeyi, yine bir devlet kuruluşundan almak için, istanbul üniversitesi orman fakültesi’ne başvurarak, bitki varlığı ve ağaç rölevesi tespiti istedi.
    -devlet bilirkişisi dedi ki: devlete ait üniversitenin oluşturduğu bilirkişi, doğan grubu’na, “hilton arazisinde özel koruma değeri taşıyan anıt veya anıtsal ağaç bulunmamaktadır” raporu verdi.
    -anıtlar kurulu ‘var’ dedi: devletin bir başka kurumu olan anıtlar kurulu, devlet üniversitesinin verdiği raporu kabul etmeyip, belediyeden koruma amaçlı yeni bir planı hazırlanmasını istedi.
    -büyükşehir yeni rapor istedi: istanbul büyükşehir belediyesi de imar planı için kültür ve tabiat varlıklarını koruma kurulu’na başvurarak arazinin durumunun tespitini istedi.
    -orman mühendisi: ‘ağaç yok’ dedi, rizeli mimar ‘var dedi’: ağaç uzmanı orman fakültesi ‘bölgede anıt ağaç yok’ derken, kültür ve tabiat varlıklarını koruma kurumu’nda müdür vekili olarak çalışan bir mimar verdiği raporda ‘anıt ağaç var’ dedi.
    -normal süreçler: doğan grubu’nun bugüne kadar yaptığı bütün girişimler, her şirketin taleplerini dile getirme ve izinlerini alma sürecidir. inşaat yapan şirketlerin hemen hepsi benzer süreçlerden geçmektedir.

    doğan grubu diyor ki

    doğan holding kurumsal iletişimden sorumlu başkan yardımcısı ahter kutadgu, dün şu açıklamayı yaptı:“nazi almanyasının kara propaganda bakanı goebbels, “bana vicdansız bir medya verin, size bilinçsiz bir toplum yaratayım” sözünü 21’nci yüzyılda kanıtlayan havuz ve şems medyası umurumuzda değil.biz okurlarımıza seslenerek gerçeği anlatıyoruz.

    hilton ihalesinde,

    -en yüksek parayı verdik. ödemeyi sektirmedik.-devlet sözünde durmayarak orayı sit alanı ilan etti. sesimizi çıkarmadık.-devlet ne istediyse yaptık. başka müteahitlere, ihaledeki şartlardan kat ve kat daha fazla inşaat izni verilirken, bize yapılanlara katlandık.-yıllarca önce gazete manşetlerinde düzmece montajlarla hayal mahsulü projeleri defalarca yayınladılar. yine yayınlayabilirler. bu iftiralara karnımız tok. -bugüne kadar tek çivi çakmadık.-bugüne kadar tek ağaç kesme talebimiz olmadı. -devletin bir kurumunun verdiği rapora, öteki karşı çıktı, sesimizi çıkarmadık.-koruma kurulu 32 ağaç için tescilli ağaç dedi. bir tekine dokunmadık, dokunmayacağız.-ancak tekine dokunmadağımız ağaç meselesinin 4 yıl sonra sanki bir şey yapmışız gibi manşetlere çekilmesinin gerçek nedenini de çok iyi biliyoruz.-hakkımız olan talepleri ilettik. izin verilmeyince hiç bir işlem yapmadık.”

    kirli havuzun iftira çetesi neden korkuyor

    bugüne kadar sabah ve “ethem’in medyası”ndan gelen baskılara karşı sükunetimizi koruduk. doğan grubu şirketlerinin sahiplerinin kim olduğu, şirketlerinin rakamları ve kaynakları belli. ancak kamuoyu sabah ve sancak gruplarının gerçek sahiplerinin kim olduğunu bilmiyor. işte türk medyasındaki şaibeli bir havuzun içinde yıkanmaya çalışan kirli sahiplerinin gerçek yüzü.

    kalyoncu: ‘cambaza bak’ yapmaya çalışan kukla patron

    kalyoncular, sabah grubu’nun kukla sahibi. çünkü bütün türkiye, gazetede asıl iplerin serhat albayrak’ın elinde olduğunu biliyor. kalyoncu grubu, özellikle son 10 yılda devletten aldığı ihalelerle büyüdü. son olarak istanbul üçüncü havalimanı konsorsiyumunda büyük ağabey rolünü üstlendiler. konsorsiyum ihaleyi aldıktan sonra hiçbir özel bankadan doğru dürüst bir kredi bulamadı. yardıma devlet yetişti ve ihale şartnamesinde olmayan bir kararla konsorsiyuma önce hazine, ardından devlet hava meydanları işletmesi (dhmi) garantisi verildi. buna rağmen yine kredi bulunamayınca, bu kez devlet devreye girdi ve devlet bankaları kredi musluklarını açtı. kalyoncu, bütün bu süreç içinde kendisine sağlanan ayrıcalıkların karşılığını, 2007 yılında şaibeli ve sadece tek şirketin katıldığı bir ihale ile satılmış olan sabah grubu için kaynağı belli olmayan bir havuz oluşturarak ödedi. 25 aralık fezlekesinin ana konusunu oluşturan ve yakın tarihin “en muamma” havuzu olan bu toplama paranın nereden ve nasıl geldiği sorusu türkiye’nin üzerinde asılı durmaya devam ediyor.

    ethem sancak: kumarcı yeğen ile bmc arasında sıkışmış kirli bir bezirgan

    kamuoyunun önüne çıkmadan önce gençlik yıllarında mao’cuydu. bir anda nasıl olup bu kadar iktidar aşığı haline geldiğini kimse anlayamadı. hangi parayla satın aldığı hâlâ belli olmayan gazetelerini ve televizyonlarını siyasetin kalaşnikofu haline getirdi. devlet kurumlarından tahsilat mafyası gibi zorla ilan alan, kurum yöneticileri ilan tarifesi istediği zaman “ne tarifesi, benim ne kadar paraya ihtiyacım varsa o kadar göndereceksin” diye azarlayacak kadar pervasızlaşmış bir medya tetikçisi. en büyük korkusu, devletin karanlık mahfilleriyle tuttuğu kirli işin ortaya çıkması. en yumuşak karnı bmc ihalesinde dönen dolaplar ve ödenmeyen kdv’ler. bugün sesini çıkarmayan maliye bakanlığı’nın yarın iktidar değiştiğinde kendisinin yakasına yapışması en büyük endişesi. en zayıf halkası, kumar borcu yüzünden tahsilat çetesinin silahlı saldırısına uğrayan kuzeni. düzeni bozulacak ve bütün bu dolaplar ortaya çıkacak diye sindirmek ve susturmak için doğan medyasına saldırıyor.

    serhat albayrak: gölgedeki gerçek patron hala o mu?

    kardeşi berat albayrak çalık holding’in tepe yöneticisiydi. başında bulunduğu şirket, şaibeli bir ihale ve devlet bankalarından aldığı 750 milyon dolarlık kredi ile sabah grubu’nu alınca, o da medya grubunun başına ağabeyi serhat albayrak’ı getirdi. şirket daha sonra yine şaibeli bir şekilde havuz ortaklığına geçtiğinde, serhat albayrak medya grubunun yöneticiliğine devam etti. gazetede künyede ismi yazılı değil, ancak turkuvaz medya grubu’nda bütün iplerin serhat albayrak’ın elinde olduğu herkesin malumu. "

    kaynak:
    http://www.hurriyet.com.tr/havuz-medyasinin-uclu-cetesi-panikte-40004393



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi thepromh -- 22 Ekim 2015; 3:44:17 >







  • Doğan Grubu 1 yıl sonra Havuza katıldı

    < Bu ileti mini sürüm kullanılarak atıldı >
  • 
Sayfa: 1
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.