Şimdi Ara

Dış Görünüşün Önemi (Bir Kızın Gözünden) [Devamını Yazdım] (4. sayfa)

Bu Konudaki Kullanıcılar:
2 Misafir - 2 Masaüstü
5 sn
106
Cevap
20
Favori
5.758
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
10 oy
Öne Çıkar
Sayfa: önceki 23456
Sayfaya Git
Git
sonraki
Giriş
Mesaj
  • quote:

    Orijinalden alıntı: Nirvaneyy

    Yoo, asla csb değil. Bunun için yemin bile edebilirim. Hatta daha fazla anlatacaklarım var fakat okunmaz diye atladım.

    @Machina Ayrıca teşekkür ederim. :)

    Csb nedir :D
  • Şu tiple bir sürü iş görüşmesine gittim, hiç böyle muamele görmedim.
  • E sen de biraz kendine bak kızım. Kezban gibi dolaşma. Saçların fönlü olsun,plastik barbie makyajı yap,güzel kokular sür,dişlerin bembeyaz olsun,dudakların inceyse botoks yaptır,burnun çok büyük veya kemerliyse estetik yaptırabilirsin,spora başla,her gün 100 tane squat yap,göğüslerin çok küçükse silikon yaptır. Bir de gülmeyi,cilveli olmayı öğren,yeter.

     Dış Görünüşün Önemi (Bir Kızın Gözünden) [Devamını Yazdım]




  • ControlYourDream kullanıcısına yanıt
    makyajsız hali daha güzel bence çünkü makyajsız hali çirkin değil. dikkatli bakınca aslında makyajlı hali hiç güzel değil. doğallıktan tamamiyle uzak çünkü.



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi MACHİNA -- 25 Haziran 2014; 11:23:44 >
  • Hayatın acı yanları bende lise ve üniversite zamanında çok yaşadım. Az olacak arkadaşın öz olacak. Bunu yaşam felsefesi yaptım adeta

    Akıcı bir yazı, hitap gücü yüksek. Csb değildir umarım, devamını merakla bekliyorum

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • Arkadaşlar şöyle bir gerçek var kimse sizi ilk görüşünde sizin kişiliğinize aşık olmayacak.Sonuçta ilk etap herzaman dış görünüştür.İnsanlar birbirlerini tanımadığı zaman ilk etapta dış görünüşle yargılarlar.Sen hiçbir zaman pasaklı kötü kokan sokakta yaşayan(bunları aşşağılmak için söylemiyorum hayat gerçekleri)birinin yanına gidip abi senin için iyidir diyip sohbet etmişliyin varmı yok yada arkadaşlık kurmuşluğun olmazda bu bir önyargı.O yüzden birbirimizi kandırmayalım dış görünüş herzaman ilk etap
  • Hocasından aldığı darbeyi merak ettim.

    Yazıyı iyice okudum, Kesinlikle gerçek değil tamamen hayal ürünü. kapıyı yüzüne kapatmalar falan bunlar filmlerde bile olmuyor artık.



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi lordinas -- 25 Haziran 2014; 14:03:44 >
  • CSB degilse serefsizim

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • şiir roman yazmaya karar verseydim eğer bu sayfada bir kız hesabı açardım ve kız olduğumu söylerdim siz kazmalarda beni meşhur ederdiniz alınmayın ama daha ağır şeylerde söylemek isterdim siz değerli üyeler için, dilim müsait ama yöneticilerden yana bir sıkıntı çıkmasından korkuyorum
  • csb mi bilmem yazı çok iyi
  • Takip

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • Son yazdıklarını okudum CSB zaten yazısının bitiminde de açıklayacaktır bunu
  • quote:

    Orijinalden alıntı: Crantola

    Hocasından aldığı darbeyi merak ettim.

    Yazıyı iyice okudum, Kesinlikle gerçek değil tamamen hayal ürünü. kapıyı yüzüne kapatmalar falan bunlar filmlerde bile olmuyor artık.

    Adam önündeki portfolyoları incelediğine göre masasının başında oturuyordur normalde. (Çok sportif birisi ise belki masanın etrafında tur atarak inceliyor olabilir, orasını bilemem.) Masadan kalkıp da kapıya kadar gitmesi zaten mantıksız, ama odanın içinde olan birinin suratına kapıyı nasıl kapatabildiği de daha büyük bir muamma.

    Buna benzer birkaç çelişki daha var, ama anlatım akıcılığı ve yazım kurallarına uyum açısından beğendim.




  • quote:

    Orijinalden alıntı: unsal07

    quote:

    Orijinalden alıntı: Crantola

    Hocasından aldığı darbeyi merak ettim.

    Yazıyı iyice okudum, Kesinlikle gerçek değil tamamen hayal ürünü. kapıyı yüzüne kapatmalar falan bunlar filmlerde bile olmuyor artık.

    Adam önündeki portfolyoları incelediğine göre masasının başında oturuyordur normalde. (Çok sportif birisi ise belki masanın etrafında tur atarak inceliyor olabilir, orasını bilemem.) Masadan kalkıp da kapıya kadar gitmesi zaten mantıksız, ama odanın içinde olan birinin suratına kapıyı nasıl kapatabildiği de daha büyük bir muamma.

    Buna benzer birkaç çelişki daha var, ama anlatım akıcılığı ve yazım kurallarına uyum açısından beğendim.

    Evet çok iyi bir dil kullanmış. ona katılıyorum. Birde böyle güzel konuşan hitap gücü çok iyi olan bir insanın nasıl hiç arkadaşı olmaz ? Çözemedim.




  • Cool Story Bro ama okucam

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • quote:

    Orijinalden alıntı: Nirvaneyy

    Yirmi yaşında bir kızım. Bu yaşıma kadar dış görünüşe hiç önem vermedim, hala da vermiyorum. Lâkin birininki hariç...

    Yalan söylediğimi, yalnızca klişe laflar ettiğimi düşünüyorsunuz. Bu, büyük bir yanılgı!
    İnsanların nasıl göründüğü asla umrumda değil, evet. Çünkü gözlerine baktığımda onların ruhunu görebiliyorum.
    Fakat... Fakat bir sorunum var! Sanırım onlar benimkini göremiyor.

    Okul Hayatı

    Onyedi yaşında dershaneye başlamıştım. Sınav dershanesi. 1.69 boyunda, 75-76 kilo, saçları her daim toplu, hiç makyaj yapmayan, sizin nazarınızda "asosyal, çalışkan kız" idim. Çalışkan değildim; fikir üretmeyi severdim. Asosyal falan da değildim ayrıca. Fakat asosyal olduruldum!

    Dershanede bir gün... Teneffüstü. Sınıf bomboş kalmıştı. Ben yapayalnız. Sınıfımda otururken koridorda gülüşmeler duydum. İster istemez kafamı çevirdiğimde bir çocuk diğerine beni gösterip "Bak, seninki!" deyip güldü. Öteki de küçümser bir edayla "Allah korusun!" diyordu. Benimle apaçık dalga geçiyorlardı! Onların utanması gerekirken ben utandım. Hemen çevirdim başımı, döndüm önüme; kalakaldım. Masamın üzerine boş gözlerle bakıyordum. Bu çocuk kimdi peki? Bu çocuk, arka sıradaki kızlarla gülüşen çocuk değil miydi? Sanırım oydu. Peki o kızlar o çocuğa ne veriyordu? Et parçasından başka bir şey değildi, emindim.

    Facebook'ta herkes birbirini eklemişti fakat beni kimse eklememişti. Okulda da hep böyle olurdu. Kimse beni eklemezdi. Akranım olan hiç kimse! Facebook'umda da hep annemin yaşlı ahbapları ekliydi.

    Sonunda lise ve dershane bitmiş, hayatımda yeni bir sayfa açılmıştı. Hep hayalini kurduğum, üniversite yılları...
    Üniversitenin ilk günleriydi. Yine herkes birbirinden "Facebook" istiyordu. Benden yine hiç kimse istememişti! Birkaç arkadaşı ekleme gâfletinde bulunmuştum ben de. Fakat aradan haftalar geçmesine rağmen hâla "İsteği iptal et" yazdığını görünce istekleri iptal etmiştim.

    Sınıftakiler, başka sınıftakilerle yakın arkadaş olmuşlardı. Ben de hep bunun hayalini kurardım. Hayallerimi arkadaşlarım gerçekleştiriyor, zavallı ben ise onları izlemekle yetiniyordum.

    Birinci senem bitmek üzereydi fakat hiçbir şey değişmemişti. Ben yine yapayalnızdım.
    Hayallerimde hep beni anlayan, beni "böyle" kabul eden dostlarım vardı. Tıpkı benim gibi; gözden gönüle geçiş yapan dostlarım vardı.

    Staj Görüşmeleri

    İnternetten staj yeri için araştırma yaptım ve iki yer ile aynı güne randevu aldım. [E-posta üzerinden görüşme yapmıştım.] Birinci görüşmemde yaklaşık bir buçuk saat görüşme yapacağım kişiyi bekledim. Bir buçuk saat boyunca yapacağımız görüşmeyi hayal ettim. Beni güler yüzle karşılayacak, portfolyomu merakla inceleyecek ve beğenecek, beni güzelce uğurlayacaktı. Ben bu tatlı hayallere gark olurken…

    Sonunda gelmişti. Cesaretimi topladım, yerimden doğruldum, gülümsedim ve “Merhaba!” dedim. Portfolyomu verecekken “Yalnız buraya böyle gelemezsin!” dedi. Şaşırdım. Anlam veremedim. “Nasıl?” dedim. “Saçların hep fönlü olacak” dedi. “Ayrıca makyajlı olacak ve böyle giyinmeyeceksin” dedi. Ama doğru düzgün para bile vermeyecekti; ben her gün fön masrafı yaparken. Bakımlı olmalıymışım, ona yakışmalıymışım ve misafirleri geldiği zaman onlara iyi görünmek zorundaymışım. Sırf bir aylık stajyeri olacaktım alt tarafı. Üzülerek ayrıldım, hiç dokunmadığı portfolyomu da kolumun altına sıkıştırarak.

    Ağlayacaktım fakat ağlayacak hiçbir şeyin olmadığını düşündüm. Sadece beklediğim o bir buçuk saatte hayali arkadaşlar gibi hayali patronlar yaratmıştım demek ki. Dış görünüşüm ile değil portfolyom ile beni yargılayacak hayali patronları.

    Moral bozmamalıydım çünkü görüşecek bir yerim daha vardı. Belki bu sefer olacaktı. Kim bilebilirdi ki!
    İstemsizce akan gözyaşlarımı silerek ikinci yere doğru yol aldım. (Size de olur mu, bazen kendinizi tutsanız da gözyaşlarınızı tutamazsınız. Ağlamadığınızı sanırsınız hatta, ta ki gözyaşlarınız yanaklarınızı yakana dek.) Yolda motive ettim kendimi. Şimdi daha iyiydim. Yarım saat acaba görüşsem mi, görüşmesem mi diye sokağında cirit attığım yerin kapısından adımımı attım. Yine koca bir tebessümle “Merhaba!” dedim. “Merh…” tarzı bir yanıt aldım. Beni süzüyordu. Portfolumu uzatacakken “Gerek yok” dedi. Bana bakmıyor, önündeki portfolyolarla ilgileniyordu. Benimle konuşacakken, başkalarının portfolyolarına! “Belki de” diye düşündüm. “Belki de diğerlerinin de yanında bakmamıştı portfolyosuna. Benimkine de ben gittikten sonra bakacaktı.” Ben düşünmeye devam ederken “Evet?” demesiyle irkildim. “Evet, kendinden bahset.” Konuşmaya başlayacaktım elbette fakat gözlerinin içine bakmaya çalışıyordum. Çünkü sağlıklı iletişim göz göze bakılarak yapılırdı. Bana bakmayacağını anladığım anda başladım anlatmaya. Üç dört dakika sonra “Tamam” dedi. “Ben seni bir ara ararım, gidebilirsin”. “Ama” dedim “Ama sizde numaram y..”. “İyi günleeer!” deyip kapattı kapıyı suratıma. Halbuki diyecektim ki “Ama numaramı almamıştınız ki, biz e-posta üzerinden görüşmüştük yalnızca.”

    Artık dayanamıyordum. Hayalimdeki patronlarım… Onlar ölmüştü. Çünkü onlar kalbimdeydi ve ben kalbime bugün iki büyük darbe almıştım. Ne yapsın zavallılar, bu darbelere dayanamadılar elbette. Onların ölüşüne ağladım saatlerce. Nasıl olsa kimse beni umursamıyordu. “Neyiniz var, niçin ağlıyorsunuz?” diye yanıma yanaşmayacaklardı. Rahatça ağladım sokaklarda.

    Aldığım başka büyük bir darbe de üniversite hocam tarafından oldu.

    [Gece devam edeceğim.]



    20 Yaşındaki Genç Bayan Gerçi Benim Ablam Oluyorsunuz. Benden sadece 2 yaş Büyüksünüz Neyse Böyle Konuları Geçelim Bu akıcı anlatımınızla Hayatınızı Kitap Yapsanız Yalan Yok İmzanızı Almaya İlk Ben Gelirdim. :)




  • Güzel yazı gerçekten. Dış görünüş elbette önemli.
  • Takip..

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • İnsanın en güzel kıyafeti kişiliğidir.
    Bir insan kişiliksiz ise dış görünüşü önemli değildir.
  • Boyle dusunen insanlarin sayisi cok az maalesef.

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • 
Sayfa: önceki 23456
Sayfaya Git
Git
sonraki
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.