Şimdi Ara

Cübbeli Ahmet Hoca:''İslamda Cariyelik ve Kölelik Vardır.'' (2. sayfa)

Daha Fazla
Bu Konudaki Kullanıcılar: Daha Az
3 Misafir (1 Mobil) - 2 Masaüstü1 Mobil
5 sn
384
Cevap
2
Favori
27.437
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
37 oy
Öne Çıkar
Sayfa: önceki 12345
Sayfaya Git
Git
sonraki
Giriş
Mesaj
  • Kuran'da kölelik ve cariyelik vardır, helaldir. İnkar eden ya bilmiyordur ya münafıktır, çok net.

    Son zamanlarda, bunu artık inkar edemeyeceğini anlayınca "günümüzde başka türlüsü hala var" ayağına yatanlar çıktı.

    Kölelik ile ucuza çalışmak arasındaki farkı bilmeyenlere ne denir bilmiyorum? Cehaletin son safhaları artık o seviyeler.

    Kıvırtmanın bir türü de şu: "ama şimdi bazı yerlerde de kölelik, cariyelik tarzı, ama daha moderni(?) uygulamalar var". Arkadaşım, o dediğin düzen insan yapımı zaten. Yanlış der geçersin, bu kadar basit. Senin savunduğun düzeni Tanrı yaratmış(?). Aynı şeyi insan yapınca kötü diyorsun, dinin gereği olunca aklamaya çalışıyorsun. Tanrıyı insanla karşılaştırdığının farkında mısın?
    İlave: kültür bilime artık nadiren giriyorum, her girdiğimde de aynı konular. Yahu yeter, kölelik cariyelik var işte. Bizi mi trollüyonuz anlamadım ki...



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi asderty -- 25 Kasım 2018; 12:54:55 >
    < Bu ileti mini sürüm kullanılarak atıldı >




  • quote:

    Orijinalden alıntı: muradisdan

    doğru söylemiş recm var.

    kölelik cariyelik var. cariyeyle ilişki var.

    cennette erkeğe huri var kadına yok.

    mürtedin katli var.

    kadının şahitliği yarım.

    kadının mirasta payı az.

    kadın kocasına itaat etmezse kocasının dövme hakkı var.

    v.b liste uzatılır



    islamı şirin göstermek için eğip bükmemiş neyse onu söylemiş.
    Akasim ğercehk eslam bu deel vallahulazim sizin derdiniz İslam 🤦‍♂️🤦‍♂️🤦‍♂️🤦‍♂️🤦‍♂️

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • quote:

    Orijinalden alıntı: muradisdan

    doğru söylemiş recm var.

    kölelik cariyelik var. cariyeyle ilişki var.

    cennette erkeğe huri var kadına yok.

    mürtedin katli var.

    kadının şahitliği yarım.

    kadının mirasta payı az.

    kadın kocasına itaat etmezse kocasının dövme hakkı var.

    v.b liste uzatılır



    islamı şirin göstermek için eğip bükmemiş neyse onu söylemiş.
    Recm Yahudilikte var Araplar uygulamışsa bilmiyorum



    Cariyelik o dönemde vardı zaten , evlenemeyen erkeklerlere cariyelerle nikah yapabileceği belirtilmiş o da yoksa muta nikahı var



    Dinde zorlama olmadığı için inanmayanın katli vacip değil



    Kadının yarım şahitliği ve yarım miras hakkı var. Yarım miras hakkını şu an hukukçular düşünmelidir bence



    İtaat etmeyene dövmek diye birşey yok , İslam kediye tekme atmayı bile yasaklar böyle şey olmaz. İslam birisinin başkasına dövme hakkı vermiyor



    Cennette ne istediğini kadınlar söylesin. Hep erkekler başörtüsünü savunuyor sanki kendileri takıyor cennette de ne istediğini kadınlar söylesin. Bizde öğrenmiş olalım



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Tek_Kisilik_Muhalefet -- 25 Kasım 2018; 12:59:36 >
    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >




  • Bu adamı çok seviyorum başkaları gibi ayetleri eğip bükmüyor dobra dobra İslam hakikatlerini anlatıyor.
    Bir dinin kuralları ve içeriği tartışmaya veya yoruma açık değildir ya inanırsın ya da kabul etmezsin bunun haricinde ki yaklaşımlar tesettüre girip dar pantolon giymeye benzer.

    Selam ve izan ile
  • quote:

    Orijinalden alıntı: muradisdan

    doğru söylemiş recm var.

    kölelik cariyelik var. cariyeyle ilişki var.

    cennette erkeğe huri var kadına yok.

    mürtedin katli var.

    kadının şahitliği yarım.

    kadının mirasta payı az.

    kadın kocasına itaat etmezse kocasının dövme hakkı var.

    v.b liste uzatılır



    islamı şirin göstermek için eğip bükmemiş neyse onu söylemiş.
    Bu söylediklerin sunnilik dininde var kurandaki din ile arasında çok fark var. Çeviri ve manalarıda hadislere göre öyle uyarlamışlar etkisinde kalıp bunların hiç biri yok biri hariç
  • quote:

    Orijinalden alıntı: Celonfix

    Gerçekleri söylemiş. Dinin işine gelen kurallarını alıp işine gelmeyenleri yok sayan kendi uydurdukları şeye göre yaşayıp islamı şirin göstermeye çalışan süslümanlara tokat gibi cevap vermiş. Şu ülkede "müslümanım" diye geçinen kesimi , özelliklede reisçi kadınları arabistana yollayın 1 gün dahi dayanamaz. Bu ülkenin %90ı deist olarak yaşıyor ama haberi yok.
    İnsalar okumuyor. Kendi kutsal kitabını okumuyor. Sonra sa gelip burdaki kendini Müslüman sanan arkadaş o yok bu yok diyor. Adama dinini,dinsiz öğretiyor. Ne acınası bir durum değil mi?

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • quote:

    Orijinalden alıntı: asderty

    Kuran'da kölelik ve cariyelik vardır, helaldir. İnkar eden ya bilmiyordur ya münafıktır, çok net.

    Son zamanlarda, bunu artık inkar edemeyeceğini anlayınca "günümüzde başka türlüsü hala var" ayağına yatanlar çıktı.

    Kölelik ile ucuza çalışmak arasındaki farkı bilmeyenlere ne denir bilmiyorum? Cehaletin son safhaları artık o seviyeler.

    Kıvırtmanın bir türü de şu: "ama şimdi bazı yerlerde de kölelik, cariyelik tarzı, ama daha moderni(?) uygulamalar var". Arkadaşım, o dediğin düzen insan yapımı zaten. Yanlış der geçersin, bu kadar basit. Senin savunduğun düzeni Tanrı yaratmış(?). Aynı şeyi insan yapınca kötü diyorsun, dinin gereği olunca aklamaya çalışıyorsun. Tanrıyı insanla karşılaştırdığının farkında mısın?
    İlave: kültür bilime artık nadiren giriyorum, her girdiğimde de aynı konular. Yahu yeter, kölelik cariyelik var işte. Bizi mi trollüyonuz anlamadım ki...
    baa taş attı alıntılamadan :) niye direk cevap yazmadıgınıda biliyorum

    ne farkı var ki ucuz işçilikle köleliğin teoride ? hadi anlatta bilelim

    bu konuyu silinene kadan hit yapacam hadi bakalım hodri meydan !!


    hangi düzeni tanrı yaratmış !! hagi düzeni savunuyormuşum ?

    mustafa öztürkün güzel bir ifadesi var . kitabta milleti köle cariye edin mi diyor ?




  • Cübbeden istediği çıkan hocayı seviyor, çıkmayan hocaya sövüyor.

    < Bu ileti DH mobil uygulamasından atıldı >
  • Ülkesinde 2 kadın zina işledi diye taşlanarak öldürülürken bu prens partiden partiye koşuyor hemde kızlı erkekli



    Alayı sapik sarıklı yalanı bunların beyni zikinde olduğu için devamlı köle cariye muhabbeti geçer



    Atatürk ne büyük insanmış Türkiye'de kadına seçme ve seçilme hakkını İsveç Fransa gibi bir çok ülkeden önce verdi ondan önce Osmanlı'da kadının okuma yazma oranı binde 8 di



    Türkler göçebe kavimdir , Türklerde cariye ve kölelik yoktur , Türk'ün kadını yeri gelir erkeğinden önde gider
    Cübbeli Ahmet Hoca:''İslamda Cariyelik ve Kölelik Vardır.''



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Guest-8D107F370 -- 25 Kasım 2018; 13:10:52 >
    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >




  • quote:

    Orijinalden alıntı: Askaparta

    Cübbeden istediği çıkan hocayı seviyor, çıkmayan hocaya sövüyor.
    cübbelinin bi sürü yanlışı var ayrı konu .. videoda dioki

    recm vardır .. evvelce o toplumunda bildiği kanunlarda recm vardı VARDI .

    KURANIN NÜZULÜ İLE BİRLİKTE zina cezası 100 SOPA ya cevrildi !!!!!!!!

    kuran ile birlikte evvelceki şeriatın kanunlar hafifletildi ceza olarak !!!! 100 sopa

    neshedildi recm !!! ki ayette şöyle der
    (Biz, daha iyisini veya onun gibisini getirmeden, bir âyeti nesh etmez veya unutturmayız.) [Bekara 106

    daha evvelce zina cezası recm miş sonradan hüküm 100 sopa olarak takdir edilmiş

    bitti tartışmaya kapalı bir konu

    eger cübbeli yahudi ise !!!! recm ile hükmetmelidir cünkü o şeriatı takip edenler tevrat incili BU HÜKÜMLE hükmetmelidir

    cübbelinin yahudi olup olmadıgını bilmiyorum




  • muradisdan kullanıcısına yanıt
    Bir çeviri:



    erkekler kadinlari gözetirler, onlari dövmezler



    "erkekler kadınları gözetmekle yükümlüdür. zira allah, herbirine farklı yetenekler ve özellikler vermiştir. nitekim erkekler evin geçiminden sorumludur. erdemli kadınlar, (tanrı'nın yasasına) boyun eğer ve allah'ın korumasını emrettiği (onur ve iffetlerini) tek başlarına bile olsalar korurlar. onur ve namusları konusunda endişe duyduğunuz kadınlara öğüt verin, yataklarınızı ayırın, nihayet onları çıkarın.* ancak, sizi dinleyip vazgeçerlerse onlara karşı bir yol aramayın. allah yücedir, büyüktür."(4:34)



    bu ayet, erkek despotluğunun egemen olduğu yozlaşma döneminde uydurulan hadislerin etkisiyle dört noktada anlam tahrifatına uğramış bulunuyor. türkçe meallere yansıyan bu hataları sırasıyla analiz edelim:



    birinci hata



    ayette geçen "erricalü kavvamune alennisai" ifadesi, "erkekler kadınları gözetir," yahut "erkekler kadınların geçiminden sorumludur," veyahut "erkekler kadınlara karşı dürüst olmalıdır" biçiminde çevrilmesi gerekirken gördüğüm tüm türkçe mealler, buradan erkeğin kadınlar üzerinde otoriter olduğu anlamını çıkarmışlardır. mesela:



    diyanet: erkekler kadınlar üzerine hakimdirler.

    süleyman ateş: erkekler kadınlar üzerine yöneticidirler.

    osman keskioğlu: erkekler kadınlar üzerine yönetici ve koruyucudur.

    ali bulaç: erkekler kadınlar üzerinde sorumlu yöneticidirler.



    tüm meal yazarları söz birliği etmişcesine, "kavvam" kelimesini "yönetici, hakim" olarak çeviriyor. halbuki bu kelimenin geçtiği diğer ayetlerde aynı anlamı vermiyorlar. örneğin, aynı surenin 135. ayetindeki "kavvamine" kelimesine verdikleri anlamlar şunlardır:



    diyanet: allah için şahid olarak adaleti gözetin.

    süleyman ateş: adaleti tam yerine getirerek allah için şahitlik edenler olun.

    osman keskioğlu: allah için şahit olarak adaleti gözetin.

    ali bulaç: . . . allah için şahitler olarak adaleti ayakta tutanlar olun.



    4:135' de geçen "kavvam" kelimesine "gözeten, tam yerine getiren, ayakta tutan" gibi anlamlar veren meallerimiz, neden 4:34' de geçen aynı kelimeye "hakim, yönetici" gibi farklı anlamlar vermektedirler?



    5:8 ayetinde geçen "kavvam" kelimesine de aynı şekilde "gözeten, ayakta tutan" anlamını veren meal yazarlarımız, neden kadınlar söz konusu olunca kelimenin anlamını değiştirip sertleştirme ihtiyacı hissetmişlerdir? "kavvam" kelimesi kvm kökünden türer. bu kökün türevlerinin geçtiği tüm ayetleri incelerseniz hiç bir yerde "yönetici ve hakim" anlamını bulamıyacaksınız. nitekim kuran, yönetici ve hakimler için "hükkam" kelimesini kullanır (2:188). araplar, evin geçimini sağlayan erkekler için şu deyimi kullanırlar: "fülanün kavamu ehli beytihi" yahut "kıyamu ehli beytihi".



    ikinci hata



    4:34 ayetindeki "faddelellahu badehum ala badin" ifadesini, "herbirine farklı yetenekler ve özellikler vermiştir" biçiminde çevirdiğimiz dikkatinizi çekmiştir. tüm mealler, bu ifadeyi, erkeklerin kadınlardan üstünlüğü olarak anlaşılacak bir biçimde tercüme etmişlerdir. hatta bazı mealler bu üstünlüğün yönünü açıkça belirtir. örneğin fikir yayınlarının nüzül sebepli kuran meali'nde sözkonusu bölüm şöyle:



    . . . bu sebepledir ki allah bazılarını (erkekleri) bazılarından (kadınlardan) üstün kılmıştır... (4:34)



    parantez içindeki ayırım, putperest ortaçağ arap kültürünü yansıtan hadis kitaplarının etkisinden kaynaklanıyor. ayetteki ifade, "faddalellahur ricale alen nisai" (allah erkekleri kadınlara üstün kılmıştır) biçiminde değil. ayetteki ifadenin kelimesi kelimesine çevirisi şöyledir: "allah onların bazılarını bazılarına üstün kılmıştır." ayetteki "badehum" (bazılarını) kelimesindeki "hum" zamirini sadece erkeklere gönderdiğinizde anlam şöyle olur: "allah erkeklerin bazısını bazılarına üstün kılmıştır." bu anlam, kuşkusuz ayetin içinde bulunduğu metinle uyuşmamaktadır. ancak "badehum" kelimesindeki "hum" zamirini erkek ve kadınlardan oluşan karma bir topluluğa gönderdiğinizde anlam şöyle: "allah erkeklerin ve kadınların bazısını bazılarına üstün kılmıştır." yani, allah erkek ve kadınlara karşılıklı üstünlükler bağışlamıştır. bunun türkçe'ye en uygun çevirisi şöyle olabilir: "allah herbirine farklı yetenekler ve özellikler vermiştir."



    ayete verdiğimiz bu anlamın doğruluğunu destekleyen bir çok örneğe sahibiz. bu örnekler üzerindeki detaylı incelemeyi size bırakarak bir kaç tanesine kısaca değinmek istiyorum. ilk delilimizi, incelediğimiz ayetten iki ayet öncesinden getireceğiz:



    allah'ın kendisiyle kiminizi kiminize üstün kıldığı şeyleri çok arzulamayın. erkeklerin kazandıklarından bir payı ve kadınların da kazandıklarından bir payı vardır...(4:32)



    ayet, erkeklerin ve kadınların farklı payları yani farklı yetenek ve görevleri olduğunu ve bu konuda birbirlerini kıskanmamalarını belirtir.

    13:4 ayeti de bizim 4:34 ayetine verdiğimiz anlamı destekler:



    yeryüzünde komşu toprak parçaları, üzüm bağları, ekinler, çatallı ve çatalsız hurmalıklar var ki aynı su ile sulanırlar. (buna rağmen) biz, yemekte onları bir birine üstün kılmaktayız. şüphesiz bunda akıl sahipleri için ayetler var (13:4).



    aynı topraktan çıktıkları ve aynı su ile sulandıkları halde, içerdikleri değişik vitaminler, besinler ve lezzetler ile birbirlerinden farklı özelliklere sahip olan rızıklardan sözeden bu ayetteki "nufaddilu badeha ala badin" ifadesi, herhangi bir meyve veya tahılın bir diğerinden mutlak olarak üstün yaratıldığını bildirmiyor. aksine, herbirisinin karşılıklı üstünlüklere, yani farklı özelliklere sahip olduğunu vurguluyor. hurma, bazı yönlerden buğdaydan üstün olduğu gibi, buğday da bazı yönlerden hurmadan üstündür. üzüm ile hurma, armut ile elma arasında da aynı ilişki söz konusudur. meyveler arasındaki özellik farkını belirtmek için kullanılan bir ifade, erkekler ve kadınlar için de aynen kullanılıyor. demek ki erkekler ve kadınlar, hem farklı hem de ortak özelliklere sahip meyvelere benzerler.



    son bir örnek olarak 2:253 ve 17:55 ayetlerini vereceğim. allah'ın, elçilerini birbirinden üstün kıldığını bildiren bu iki ayetin birisinde allah'ın musa ile konuştuğu ve isa'yı ruhul kudüs ile desteklediği belirtilirken diğerinde de davud'a zebur'un verildiği anlatılır. sözkonusu ayetlerde belirtilen kırşılıklı üstünlük farklı özellikleri ifade eder. yoksa, herhangi bir peygamberin tüm diğer peygamberlerden üstün tutulması sözkonusu edilmiyor. allah musa ile konuşmuş, isa'yı doğuştan peygamber kılmış, ibrahim'i güzel bir örnek ve "halilullah" olarak tanımlamış, davud'a zebur'u vermiş, cinleri ve kuşları suleyman'ın emrine vermiş, muhammed'e en büyük ve sürekli mucizeyi vermiştir. allah, kuran'da peygamberlerin hiyerarşik bir üstünlük listesini bildirmez. nitekim, müminler allah'ın elçileri arasında bir ayırım yapmazlar (2:285). allah'ın elçilerini üstünlük yarışına sokarak bunun için hadisler uyduran insanlar, allah'ın buyruğuna karşı gelerek elçilerini uydurma özelliklerle ilahlaştırmışlardır. verdiğimiz bu örneklerden anlaşıldığı gibi, 4:34'de geçen "faddalellahu badehum ala badin" ifadesini, "herbirisine farklı yetenekler ve özellikler vermiştir" biçiminde türkçe'ye çevirmeyi doğru bulduk. erkeklerin kadınlardan üstün oluşu fikri, islam aleminde yüzyıllardır süregelen erkek despotluğunu ve zulmünü beslemiştir.



    üçüncü hata



    4:34 ayetindeki "idribuhunne" kelimesi tüm türkçe çevirilerde istisnasız "o kadınları dövün" diye çevirilmiş (bu kitabın 1992'de yayımlanan ilk baskısından sonra yayımlanan yaşar nuri öztürk'ün çevirisi hariç). bu kelime üzerinde incelemeye geçmeden önce karı koca ilişkisi üstüne kuran'ın bir değerlendirmesini hatırlatmak isterim.



    kendileriyle rahatlayıp huzur bulasınız diye sizin için türünüzden eşler yaratması ve aranıza sevgi ve merhamet koyması o'nun ayetlerindendir. düşünen bir toplum için bunda işaretler vardır (30:21).



    görüldüğü gibi evliliğin amacı sevgi ve merhamete dayalı huzurdur. erkeğin kadını döverek sağlayacağı bir birlikteliğin bu amaca ne derece uygun düştüğü malum... "onları dövün" biçiminde çevrilen "idribuhunne" kelimesinin kökü "daraba" fiilidir. herhangi bir arapça sözlüğe bakarsanız bu kelimenin altında uzun bir anlamlar listesini bulacaksınız. bu liste arap dilinin en uzun listelerinden biridir. denilebilir ki "daraba" kelimesi arapça'da en zengin anlama sahip kelimedir. o kadar çok çeşitli ve farklı anlamlara sahip ki sadece kuran'da on değişik anlamda

    kullanıldığına tanık oluyoruz.



    • seyahat etmek, dışarı çıkmak: 2:273; 3:156; 4:101

    • vurmak: 2:60,73; 7:160; 8:12; 20:77; 24:31; 26:63; 37:93

    • dövmek: 8:50; 47:27

    • ortaya koymak: 43:58; 47:27

    • (örnek) vermek: 14:24,45; 16:75,76; 16:112; 18:32,45...

    • muaf tutmak: 43:5

    • mahkum olmak: 2:61

    • kapamak, vurmak: 18:11

    • örtmek: 24:31

    • açıklamak: 13:17



    görüldüğü gibi, "daraba" kelimesi kuran'da bir çok farklı anlamlarda kullanılıyor. kuran'da geçmeyen anlamlara da sahiptir. örneğin, arapça'da parayı "daraba" yaparsın, yani basarsın. nitekim "darphane" arapça-farsça bileşimi bir kelimedir. arapça'da rakamları birbiriyle "daraba"

    yaparsın, yani çarparsın. arapçada "greve gitmek" de "idrab" dır.



    türkçemizde'de "vurmak," kelimesi aynı şekilde bir çok değişik anlamlarda kullanılır. "tutmak" ve "çalmak" da öyle. "radyoyu çaldım" diyen birisi bu ifadeyle ya hırsızlığını itiraf eder, ya da radyoyu kullandığını bildirir. inglizce'deki "strike" ve "beat" kelimeleri, arapçadaki "daraba" kelimesiyle çok yakın özellikler gösterir. orta hacimde bir sözlüğe bakmak yeterlidir. hatta "beat it," kabaca "çık dışarı" demektir. nitekim "idrib" kelimesi de "çık dışarı" anlamına gelir. kuzey afrika'da arapça konuşanlar hala "daraba" fiilinin emir kipini bu anlamda kullanmaktadır.



    çok anlamlı bir kelimeyle karşılaştığımızda uygun olan anlamını metnin içeriğini, kullanılış biçimini ve sağ duyuyu dikkate alarak seçeriz. örneğin 13:17 ayetindeki "daraba" kelimesini, "açıklamak" yerine "dövmek" olarak anlasaydık saçma bir sonuçla karşılaşırdık: ". . . işte allah hakkı ve batılı böyle döver" gibi...



    dördüncü hata



    4:34 ayetindeki "nuşuz" kelimesi de gördüğüm tüm meallerde "şirretlik, itaatsizlik" olarak çevrilmiş. halbu ki bu kelime, filörtten başlayarak gayri meşru cinsel ilişkiye kadar uzanan sadakatsizlik ve iffetsizlik anlamını da içerir. nitekim 4:34 ayetini dikkatle incelediğimizde bu ikinci anlamın sözün gelişine daha uygun olduğunu görüyoruz. "nuşuz" kelimesinden önce geçen "(onur ve iffetlerini) tek başlarına bile olsalar korurlar" ifadesi, evlilik hayatında iffet ve sadakatin önemini vurgulayarak "nuşuz" kelimesinin anlamına açıklık getiriyor.



    dahası, aynı kelime, "nuşuz" 4:128 ayetinde sadakatsizlikte bulunan koca için kullanılıyor. 4:34 ayetinde "nuşuz" kelimesine verilen anlam (şirretlik, itaatsizlik) buraya uygun düşmüyor.



    4:34 ayeti, sadakatsiz ve iffetsiz davranan eşine kocasının nasıl davranacağını öğretiyor. bu uygunsuz tavrın başlangıcında koca öğüt vermeli. kadın başkasıyla flörte devam ederse kocası yatakları ayırmalı. bu da yarar sağlamaz ve kadın işi zinaya kadar götürürse o zaman kocası onu evden çıkarmalı (4:34 ve 65:1).



    erkeğini kandırarak evlilik anlaşmasına ihanet eden bir kadını dövmek nihai bir çözüm olamaz. ancak ondan ayrılmak sıkıntılı da olsa bir olabilir. bu son tavır gösterildikten sonra boşama konusu hakemler huzurunda gündeme getirilmeli (4:35). aynı hak, 4:128 ayetinde kadına da tanınmıştır.



    kadınların dinleri ve akılları eksiktir (buhari)

    namazın önünden kadın, eşek ve siyah köpek geçerse namaz bozulur (buhari).

    kadınlar arasında iyi kadın, yüz tane karga arasında alaca bir karga gibidir (buhari).

    nikah, kadınlar için bir çeşit köleliktir (buhari).

    eğer bir kimsenin allah'tan başkasına secde etmesi söz konusu olsaydı, kadının kocasına secde etmesi gerekirdi (buhari).

    doksandokuz kadından biri cennette kalanı cehennemdedir (buhari).



    gibi sürüyle uydurma hadisin yer aldığı sözde "sahih" hadis kitaplarını kuran'dan sonra dini kaynak edinenlerin kadın ve erkek hukuku konusundaki ayetleri doğru anlamamaları kaçınılmaz bir durumdur.



    edit: araplar simdi konustuklari arapca ile kuran-i kerim'i bir gunumuz metni gibi anlayamazlar, dolayisiyla onlarin nisa:34 icin yaptiklari yorum kesin dogrudur, ben bilmem arap bilir mantigi yanlis. zaten rica ederim boylesi gelmeyin, daha genclige hitabe'deki kelimelerde bile takilan insanlar olarak, araplarin 1400 yil oncesinin metnini kavrayabildigini nasil iddia edebiliriz. anlayamiyorlar yani. her turkce konusan nasil gibip orhun abidelerini anlayamazsa oyle.



    edit2: okudugumuzu anladigimiz zaman gorecegiz ki, araplar 'o' donemdeki arapcayi anlamadiklari icin 'dövmek' diyorlar denmemis, araplardan iyi mi bileceksiniz diyenlere, araplarin da o donem arapcasini anlayamadikları söylenmiş



    Alıntıdır....

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >




  • quote:

    Orijinalden alıntı: Tek_Kisilik_Muhalefet

    Recm Yahudilikte var Araplar uygulamışsa bilmiyorum



    Cariyelik o dönemde vardı zaten , evlenemeyen erkeklerlere cariyelerle nikah yapabileceği belirtilmiş o da yoksa muta nikahı var



    Dinde zorlama olmadığı için inanmayanın katli vacip değil



    Kadının yarım şahitliği ve yarım miras hakkı var. Yarım miras hakkını şu an hukukçular düşünmelidir bence



    İtaat etmeyene dövmek diye birşey yok , İslam kediye tekme atmayı bile yasaklar böyle şey olmaz. İslam birisinin başkasına dövme hakkı vermiyor



    Cennette ne istediğini kadınlar söylesin. Hep erkekler başörtüsünü savunuyor sanki kendileri takıyor cennette de ne istediğini kadınlar söylesin. Bizde öğrenmiş olalım

    Alıntıları Göster
    yahudilikle islamın başka birsürü benzer uygulaması var bknz. domuzun günah olması, erkeklerin sünnet edilmesi v.b gibi.

    dinde zorlama kafir için yoktur zaten inanmayan birisi durdukyere öldürülmez ama müslüman olup sonradan çıkarsa mürted olur.

    kadın kocasına itaat etmezse kocası dövebilir yukarıda ayet örneği verdim.

    < Bu ileti mini sürüm kullanılarak atıldı >




  • asderty A kullanıcısına yanıt
    Koleligi tanri yaratmadi sadece kabul etti. 14 yuz yil once gelen bir dinin emir ve yasaklarini neden bugunun algisiyla tartisiyoruz?

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • İslamda recm yoktur, Recm tevreatta vardı. Kuranda recm yoktur, var dıyen ayetı koysun.

    Sadece kurandan sorumlusunuz
    zuhruf - 44
  • quote:

    Orijinalden alıntı: İroniMan

    Bu söylediklerin sunnilik dininde var kurandaki din ile arasında çok fark var. Çeviri ve manalarıda hadislere göre öyle uyarlamışlar etkisinde kalıp bunların hiç biri yok biri hariç

    Alıntıları Göster
    islamda peygambere itaat vardır illa kuran istiyorsan ( muhammed 33 , haşr 7 v.b örnekler çoğaltılır.)

    peygambere itaat etmenin tek yolu beğensende beğenmesende hadislerdir hadisleri reddedemezsin. hadisleri çıkarırsan islam diye birşey kalmaz. en basitinden namazın nasıl kılınacağı abdest hac v.b hatta sübhaneke duası bile kuranda yoktur.

    < Bu ileti mini sürüm kullanılarak atıldı >




  • Kardelisiozi K kullanıcısına yanıt
    Yok Ali Sami😁

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • hypercubematrix H kullanıcısına yanıt
    Nereden?

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • 
Sayfa: önceki 12345
Sayfaya Git
Git
sonraki
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.