Citroen C4 II ve DS4 2011-2017 (893. sayfa)

quote:

Orijinalden alıntı: calop

Geçen gün başımdan bir kaza geçti. Hayatımda yaptığım ilk kazaydı fakat morelim kazaya değil kazadan sonra olanlara bozuldu.
kısaca anlatayım:
E-5 üzerinde mecidiyeköy-Boğaziçi köprüsü yönünde bir araç makas atıp hızla ilerlerken benim araca çarptı. Durmadı ve kaçtı. Ben orta şeritte ilerliyordum. ortalma hızım da 40 km idi. Ben duracağını zannederken araç kaçmaya başladı plakasını almadığım için peşinden gittim. köprüden önce son çıkışa yöneldi oradan da sarıyer-ulus bağlantısına saptı. plakasını aldım araca epey yaklaştım. Araçta 4 kişi vardı. ellerini pencereden çıkarıp -1 dk gibi- işaretler yapınca duracaklarını zannettim. fakat durmadılar. eşim 155 i aramkla meşguldü. araç ilk sağdan yoluna devam etti. tam buradayi yol ayırımında bir trafik polisine denk geldim. durumu bildirdim plakayı verdim. polis memuru anons geçti. beklemeye başladık. Bu bekleme sıarasında ben aracı 100-150 mt ileride 17. Bölge Müdürlüğünün inşaat kapısının önünde park halinde gördüm. Polis memuruna aracı gösterdim. Polis memuru aracın yanına gitti olaya el koydu. Araçtan üç kişi çıkıp bize doğru geldi fakat bu üç kişiden hiçbiri araç sürücüsü değildi. Trafik ekibi 15 dk sonra geldi.
Trafik ekibine bu aracın E-5 te seyir halindeyken aracımıza vurup kaçtığını, benim de plakasını almak için aracı buraya kadar takip ettiğimi, sürücünün bu üç şahıstan hiçbirinin olmadığını ve şikayetçi olduğumu konu için tutanak tutulmasını açık bir şekilde talep ettim. Bu esnada inşaata görevli üç güvenlik görevlisi memur arkadaşlara sürücünün değiştiğini, sürücünün araçtan çıkarak inşaata kaçtığını kendilerinin bu kişiyi inşaattan çıkardıklarını, hatta araçtan bazı malzemelerin de çıkarılıp kaçırıldığını anlatıp bu konuda şahitlik yapabileceklerini ifade ettiler. Memur beyler durum karşısında aracı bağlamaya karar verdiklerini söylediler. Bunun üzerine ben aracıma geçip oturdum ve beklemeye başladım. Memur beyler beni tekrar çağırdılar alkol testi yaptıktan sonra bize anlaşıp-anlaşmayacağımız sordular. Ben de aracı kullanan sürücünün burada olmadığını aracıma vurup kaçtıklarını ifade ederek anlaşmak istemediğimi ve tutanak tutulmasını talep ettim.
Fakat memur beyler olayın kendi bölgelerinde olmadığı için ayrıca olay yerini terk ettiğimiz için kendilerinin tutanak tutamayacaklarını ya anlaşma yoluna gitmemiz gerektiğini ya da karakola giderek orada tutanak tutulacağını söyleyip çekip gittiler. Ben bu duruma itiraz ettim o zaman tutanak tutabilme yetkisi olan ekibin buraya gelmesini istedim. Ekipteki memur arkadaşlar durumu asayiş ekiplerine haber vereceklerini kendilerinin başka bir yere göreve gitmeleri gerektiğini söyleyip çekip gittiler. Giderken araç ruhsatlarını kavşakta görevli memura verdiler.
30 dakika beklememizem rağmen ekip gelmedi. Polis memuru iki aracın suhsatlarını da bana vererek beni karakola yönlendirdi. karakola giderken iki kere önüm kesildi. Daha önce görmediğim bir kişi peyda oldu. netice: Tek başıma olmam, eşimin araçta olması, karşıdakilerin kalabalık olması, araçtakilerin ve polisin tavrı beni anlaşmaya mecbur etti. Tutanak tuttuk ve ayrıldık. Ben bu şeir magandalarıyla o gün yaklaşık 2,5 saat muhatap oldum. Yaptıkları psikolojik baskıyı anlatamam. Bir tek beni tehdit etmedikleri kaldı.
Polisin bu tür durumlardaki tavrı nasıl olması gerekir. açıkçası yaşadıklarım polise olan güvenimi epey sarstı.

quote:

Orijinalden alıntı: calop

Geçen gün başımdan bir kaza geçti. Hayatımda yaptığım ilk kazaydı fakat morelim kazaya değil kazadan sonra olanlara bozuldu.
kısaca anlatayım:
E-5 üzerinde mecidiyeköy-Boğaziçi köprüsü yönünde bir araç makas atıp hızla ilerlerken benim araca çarptı. Durmadı ve kaçtı. Ben orta şeritte ilerliyordum. ortalma hızım da 40 km idi. Ben duracağını zannederken araç kaçmaya başladı plakasını almadığım için peşinden gittim. köprüden önce son çıkışa yöneldi oradan da sarıyer-ulus bağlantısına saptı. plakasını aldım araca epey yaklaştım. Araçta 4 kişi vardı. ellerini pencereden çıkarıp -1 dk gibi- işaretler yapınca duracaklarını zannettim. fakat durmadılar. eşim 155 i aramkla meşguldü. araç ilk sağdan yoluna devam etti. tam buradayi yol ayırımında bir trafik polisine denk geldim. durumu bildirdim plakayı verdim. polis memuru anons geçti. beklemeye başladık. Bu bekleme sıarasında ben aracı 100-150 mt ileride 17. Bölge Müdürlüğünün inşaat kapısının önünde park halinde gördüm. Polis memuruna aracı gösterdim. Polis memuru aracın yanına gitti olaya el koydu. Araçtan üç kişi çıkıp bize doğru geldi fakat bu üç kişiden hiçbiri araç sürücüsü değildi. Trafik ekibi 15 dk sonra geldi.
Trafik ekibine bu aracın E-5 te seyir halindeyken aracımıza vurup kaçtığını, benim de plakasını almak için aracı buraya kadar takip ettiğimi, sürücünün bu üç şahıstan hiçbirinin olmadığını ve şikayetçi olduğumu konu için tutanak tutulmasını açık bir şekilde talep ettim. Bu esnada inşaata görevli üç güvenlik görevlisi memur arkadaşlara sürücünün değiştiğini, sürücünün araçtan çıkarak inşaata kaçtığını kendilerinin bu kişiyi inşaattan çıkardıklarını, hatta araçtan bazı malzemelerin de çıkarılıp kaçırıldığını anlatıp bu konuda şahitlik yapabileceklerini ifade ettiler. Memur beyler durum karşısında aracı bağlamaya karar verdiklerini söylediler. Bunun üzerine ben aracıma geçip oturdum ve beklemeye başladım. Memur beyler beni tekrar çağırdılar alkol testi yaptıktan sonra bize anlaşıp-anlaşmayacağımız sordular. Ben de aracı kullanan sürücünün burada olmadığını aracıma vurup kaçtıklarını ifade ederek anlaşmak istemediğimi ve tutanak tutulmasını talep ettim.
Fakat memur beyler olayın kendi bölgelerinde olmadığı için ayrıca olay yerini terk ettiğimiz için kendilerinin tutanak tutamayacaklarını ya anlaşma yoluna gitmemiz gerektiğini ya da karakola giderek orada tutanak tutulacağını söyleyip çekip gittiler. Ben bu duruma itiraz ettim o zaman tutanak tutabilme yetkisi olan ekibin buraya gelmesini istedim. Ekipteki memur arkadaşlar durumu asayiş ekiplerine haber vereceklerini kendilerinin başka bir yere göreve gitmeleri gerektiğini söyleyip çekip gittiler. Giderken araç ruhsatlarını kavşakta görevli memura verdiler.
30 dakika beklememizem rağmen ekip gelmedi. Polis memuru iki aracın suhsatlarını da bana vererek beni karakola yönlendirdi. karakola giderken iki kere önüm kesildi. Daha önce görmediğim bir kişi peyda oldu. netice: Tek başıma olmam, eşimin araçta olması, karşıdakilerin kalabalık olması, araçtakilerin ve polisin tavrı beni anlaşmaya mecbur etti. Tutanak tuttuk ve ayrıldık. Ben bu şeir magandalarıyla o gün yaklaşık 2,5 saat muhatap oldum. Yaptıkları psikolojik baskıyı anlatamam. Bir tek beni tehdit etmedikleri kaldı.
Polisin bu tür durumlardaki tavrı nasıl olması gerekir. açıkçası yaşadıklarım polise olan güvenimi epey sarstı.

quote:

Orijinalden alıntı: calop

quote: Orijinalden alıntı: calop Geçen gün başımdan bir kaza geçti. Hayatımda yaptığım ilk kazaydı fakat morelim kazaya değil kazadan sonra olanlara bozuldu. kısaca anlatayım: E-5 üzerinde mecidiyeköy-Boğaziçi köprüsü yönünde bir araç makas atıp hızla ilerlerken benim araca çarptı. Durmadı ve kaçtı. Ben orta şeritte ilerliyordum. ortalma hızım da 40 km idi. Ben duracağını zannederken araç kaçmaya başladı plakasını almadığım için peşinden gittim. köprüden önce son çıkışa yöneldi oradan da sarıyer-ulus bağlantısına saptı. plakasını aldım araca epey yaklaştım. Araçta 4 kişi vardı. ellerini pencereden çıkarıp -1 dk gibi- işaretler yapınca duracaklarını zannettim. fakat durmadılar. eşim 155 i aramkla meşguldü. araç ilk sağdan yoluna devam etti. tam buradayi yol ayırımında bir trafik polisine denk geldim. durumu bildirdim plakayı verdim. polis memuru anons geçti. beklemeye başladık. Bu bekleme sıarasında ben aracı 100-150 mt ileride 17. Bölge Müdürlüğünün inşaat kapısının önünde park halinde gördüm. Polis memuruna aracı gösterdim. Polis memuru aracın yanına gitti olaya el koydu. Araçtan üç kişi çıkıp bize doğru geldi fakat bu üç kişiden hiçbiri araç sürücüsü değildi. Trafik ekibi 15 dk sonra geldi. Trafik ekibine bu aracın E-5 te seyir halindeyken aracımıza vurup kaçtığını, benim de plakasını almak için aracı buraya kadar takip ettiğimi, sürücünün bu üç şahıstan hiçbirinin olmadığını ve şikayetçi olduğumu konu için tutanak tutulmasını açık bir şekilde talep ettim. Bu esnada inşaata görevli üç güvenlik görevlisi memur arkadaşlara sürücünün değiştiğini, sürücünün araçtan çıkarak inşaata kaçtığını kendilerinin bu kişiyi inşaattan çıkardıklarını, hatta araçtan bazı malzemelerin de çıkarılıp kaçırıldığını anlatıp bu konuda şahitlik yapabileceklerini ifade ettiler. Memur beyler durum karşısında aracı bağlamaya karar verdiklerini söylediler. Bunun üzerine ben aracıma geçip oturdum ve beklemeye başladım. Memur beyler beni tekrar çağırdılar alkol testi yaptıktan sonra bize anlaşıp-anlaşmayacağımız sordular. Ben de aracı kullanan sürücünün burada olmadığını aracıma vurup kaçtıklarını ifade ederek anlaşmak istemediğimi ve tutanak tutulmasını talep ettim. Fakat memur beyler olayın kendi bölgelerinde olmadığı için ayrıca olay yerini terk ettiğimiz için kendilerinin tutanak tutamayacaklarını ya anlaşma yoluna gitmemiz gerektiğini ya da karakola giderek orada tutanak tutulacağını söyleyip çekip gittiler. Ben bu duruma itiraz ettim o zaman tutanak tutabilme yetkisi olan ekibin buraya gelmesini istedim. Ekipteki memur arkadaşlar durumu asayiş ekiplerine haber vereceklerini kendilerinin başka bir yere göreve gitmeleri gerektiğini söyleyip çekip gittiler. Giderken araç ruhsatlarını kavşakta görevli memura verdiler. 30 dakika beklememizem rağmen ekip gelmedi. Polis memuru iki aracın suhsatlarını da bana vererek beni karakola yönlendirdi. karakola giderken iki kere önüm kesildi. Daha önce görmediğim bir kişi peyda oldu. netice: Tek başıma olmam, eşimin araçta olması, karşıdakilerin kalabalık olması, araçtakilerin ve polisin tavrı beni anlaşmaya mecbur etti. Tutanak tuttuk ve ayrıldık. Ben bu şeir magandalarıyla o gün yaklaşık 2,5 saat muhatap oldum. Yaptıkları psikolojik baskıyı anlatamam. Bir tek beni tehdit etmedikleri kaldı. Polisin bu tür durumlardaki tavrı nasıl olması gerekir. açıkçası yaşadıklarım polise olan güvenimi epey sarstı.

Dün servise gittim. Servis sol ön çamurluğun ve tamponun boyanacağını söyledi. İşlem 5 gün sürecekmiş. Bu arada 30 bin bakımının da yapılabileceğini söylediler. Çizilen farın da onarılamazsa değitirileceğini araç tamir edilene kadar da kaskomun bana bir araç tahsis edeceğini tüm işlemleri kandileirinin yapacağını bildirdiler.
Aslında darpeden dolayı sol ön çapurluk el kadar içeri göçmüş. göçme sırasında boya hafiften sıyrılmış. tamponun ufak yerlerinde siyah plastik görünmüş. 2-3 cm lik kırılma da var tanponda.

Şimdi aracım boyanacak satarken değer kaybı çok olur mu? Bir de dışarda bir ustaya mı göstereyim? Tecrübeli arkadaşlar yardımcı olursa memnun olurum.
30.000 bakım için 480 liraa fiyat verdiler ilgilenen arkadaşlara duyrulur.

quote:

Orijinalden alıntı: calop

quote: Orijinalden alıntı: calop Geçen gün başımdan bir kaza geçti. Hayatımda yaptığım ilk kazaydı fakat morelim kazaya değil kazadan sonra olanlara bozuldu. kısaca anlatayım: E-5 üzerinde mecidiyeköy-Boğaziçi köprüsü yönünde bir araç makas atıp hızla ilerlerken benim araca çarptı. Durmadı ve kaçtı. Ben orta şeritte ilerliyordum. ortalma hızım da 40 km idi. Ben duracağını zannederken araç kaçmaya başladı plakasını almadığım için peşinden gittim. köprüden önce son çıkışa yöneldi oradan da sarıyer-ulus bağlantısına saptı. plakasını aldım araca epey yaklaştım. Araçta 4 kişi vardı. ellerini pencereden çıkarıp -1 dk gibi- işaretler yapınca duracaklarını zannettim. fakat durmadılar. eşim 155 i aramkla meşguldü. araç ilk sağdan yoluna devam etti. tam buradayi yol ayırımında bir trafik polisine denk geldim. durumu bildirdim plakayı verdim. polis memuru anons geçti. beklemeye başladık. Bu bekleme sıarasında ben aracı 100-150 mt ileride 17. Bölge Müdürlüğünün inşaat kapısının önünde park halinde gördüm. Polis memuruna aracı gösterdim. Polis memuru aracın yanına gitti olaya el koydu. Araçtan üç kişi çıkıp bize doğru geldi fakat bu üç kişiden hiçbiri araç sürücüsü değildi. Trafik ekibi 15 dk sonra geldi. Trafik ekibine bu aracın E-5 te seyir halindeyken aracımıza vurup kaçtığını, benim de plakasını almak için aracı buraya kadar takip ettiğimi, sürücünün bu üç şahıstan hiçbirinin olmadığını ve şikayetçi olduğumu konu için tutanak tutulmasını açık bir şekilde talep ettim. Bu esnada inşaata görevli üç güvenlik görevlisi memur arkadaşlara sürücünün değiştiğini, sürücünün araçtan çıkarak inşaata kaçtığını kendilerinin bu kişiyi inşaattan çıkardıklarını, hatta araçtan bazı malzemelerin de çıkarılıp kaçırıldığını anlatıp bu konuda şahitlik yapabileceklerini ifade ettiler. Memur beyler durum karşısında aracı bağlamaya karar verdiklerini söylediler. Bunun üzerine ben aracıma geçip oturdum ve beklemeye başladım. Memur beyler beni tekrar çağırdılar alkol testi yaptıktan sonra bize anlaşıp-anlaşmayacağımız sordular. Ben de aracı kullanan sürücünün burada olmadığını aracıma vurup kaçtıklarını ifade ederek anlaşmak istemediğimi ve tutanak tutulmasını talep ettim. Fakat memur beyler olayın kendi bölgelerinde olmadığı için ayrıca olay yerini terk ettiğimiz için kendilerinin tutanak tutamayacaklarını ya anlaşma yoluna gitmemiz gerektiğini ya da karakola giderek orada tutanak tutulacağını söyleyip çekip gittiler. Ben bu duruma itiraz ettim o zaman tutanak tutabilme yetkisi olan ekibin buraya gelmesini istedim. Ekipteki memur arkadaşlar durumu asayiş ekiplerine haber vereceklerini kendilerinin başka bir yere göreve gitmeleri gerektiğini söyleyip çekip gittiler. Giderken araç ruhsatlarını kavşakta görevli memura verdiler. 30 dakika beklememizem rağmen ekip gelmedi. Polis memuru iki aracın suhsatlarını da bana vererek beni karakola yönlendirdi. karakola giderken iki kere önüm kesildi. Daha önce görmediğim bir kişi peyda oldu. netice: Tek başıma olmam, eşimin araçta olması, karşıdakilerin kalabalık olması, araçtakilerin ve polisin tavrı beni anlaşmaya mecbur etti. Tutanak tuttuk ve ayrıldık. Ben bu şeir magandalarıyla o gün yaklaşık 2,5 saat muhatap oldum. Yaptıkları psikolojik baskıyı anlatamam. Bir tek beni tehdit etmedikleri kaldı. Polisin bu tür durumlardaki tavrı nasıl olması gerekir. açıkçası yaşadıklarım polise olan güvenimi epey sarstı.

Dün servise gittim. Servis sol ön çamurluğun ve tamponun boyanacağını söyledi. İşlem 5 gün sürecekmiş. Bu arada 30 bin bakımının da yapılabileceğini söylediler. Çizilen farın da onarılamazsa değitirileceğini araç tamir edilene kadar da kaskomun bana bir araç tahsis edeceğini tüm işlemleri kandileirinin yapacağını bildirdiler.
Aslında darpeden dolayı sol ön çapurluk el kadar içeri göçmüş. göçme sırasında boya hafiften sıyrılmış. tamponun ufak yerlerinde siyah plastik görünmüş. 2-3 cm lik kırılma da var tanponda.

Şimdi aracım boyanacak satarken değer kaybı çok olur mu? Bir de dışarda bir ustaya mı göstereyim? Tecrübeli arkadaşlar yardımcı olursa memnun olurum.
30.000 bakım için 480 liraa fiyat verdiler ilgilenen arkadaşlara duyrulur.

quote:

Orijinalden alıntı: calop

Geçen gün başımdan bir kaza geçti. Hayatımda yaptığım ilk kazaydı fakat morelim kazaya değil kazadan sonra olanlara bozuldu.
kısaca anlatayım:
E-5 üzerinde mecidiyeköy-Boğaziçi köprüsü yönünde bir araç makas atıp hızla ilerlerken benim araca çarptı. Durmadı ve kaçtı. Ben orta şeritte ilerliyordum. ortalma hızım da 40 km idi. Ben duracağını zannederken araç kaçmaya başladı plakasını almadığım için peşinden gittim. köprüden önce son çıkışa yöneldi oradan da sarıyer-ulus bağlantısına saptı. plakasını aldım araca epey yaklaştım. Araçta 4 kişi vardı. ellerini pencereden çıkarıp -1 dk gibi- işaretler yapınca duracaklarını zannettim. fakat durmadılar. eşim 155 i aramkla meşguldü. araç ilk sağdan yoluna devam etti. tam buradayi yol ayırımında bir trafik polisine denk geldim. durumu bildirdim plakayı verdim. polis memuru anons geçti. beklemeye başladık. Bu bekleme sıarasında ben aracı 100-150 mt ileride 17. Bölge Müdürlüğünün inşaat kapısının önünde park halinde gördüm. Polis memuruna aracı gösterdim. Polis memuru aracın yanına gitti olaya el koydu. Araçtan üç kişi çıkıp bize doğru geldi fakat bu üç kişiden hiçbiri araç sürücüsü değildi. Trafik ekibi 15 dk sonra geldi.
Trafik ekibine bu aracın E-5 te seyir halindeyken aracımıza vurup kaçtığını, benim de plakasını almak için aracı buraya kadar takip ettiğimi, sürücünün bu üç şahıstan hiçbirinin olmadığını ve şikayetçi olduğumu konu için tutanak tutulmasını açık bir şekilde talep ettim. Bu esnada inşaata görevli üç güvenlik görevlisi memur arkadaşlara sürücünün değiştiğini, sürücünün araçtan çıkarak inşaata kaçtığını kendilerinin bu kişiyi inşaattan çıkardıklarını, hatta araçtan bazı malzemelerin de çıkarılıp kaçırıldığını anlatıp bu konuda şahitlik yapabileceklerini ifade ettiler. Memur beyler durum karşısında aracı bağlamaya karar verdiklerini söylediler. Bunun üzerine ben aracıma geçip oturdum ve beklemeye başladım. Memur beyler beni tekrar çağırdılar alkol testi yaptıktan sonra bize anlaşıp-anlaşmayacağımız sordular. Ben de aracı kullanan sürücünün burada olmadığını aracıma vurup kaçtıklarını ifade ederek anlaşmak istemediğimi ve tutanak tutulmasını talep ettim.
Fakat memur beyler olayın kendi bölgelerinde olmadığı için ayrıca olay yerini terk ettiğimiz için kendilerinin tutanak tutamayacaklarını ya anlaşma yoluna gitmemiz gerektiğini ya da karakola giderek orada tutanak tutulacağını söyleyip çekip gittiler. Ben bu duruma itiraz ettim o zaman tutanak tutabilme yetkisi olan ekibin buraya gelmesini istedim. Ekipteki memur arkadaşlar durumu asayiş ekiplerine haber vereceklerini kendilerinin başka bir yere göreve gitmeleri gerektiğini söyleyip çekip gittiler. Giderken araç ruhsatlarını kavşakta görevli memura verdiler.
30 dakika beklememizem rağmen ekip gelmedi. Polis memuru iki aracın suhsatlarını da bana vererek beni karakola yönlendirdi. karakola giderken iki kere önüm kesildi. Daha önce görmediğim bir kişi peyda oldu. netice: Tek başıma olmam, eşimin araçta olması, karşıdakilerin kalabalık olması, araçtakilerin ve polisin tavrı beni anlaşmaya mecbur etti. Tutanak tuttuk ve ayrıldık. Ben bu şeir magandalarıyla o gün yaklaşık 2,5 saat muhatap oldum. Yaptıkları psikolojik baskıyı anlatamam. Bir tek beni tehdit etmedikleri kaldı.
Polisin bu tür durumlardaki tavrı nasıl olması gerekir. açıkçası yaşadıklarım polise olan güvenimi epey sarstı.

quote:

Orijinalden alıntı: ognemir

Çok gecmis olsun.deger kaybi olacaktir ama okuğum kadariyla deişen yok,resimlerini de cektiysen okadar da dert edecek bir kayip olmaz.
Senin olayinda insanin en cok canini skan sey polisin tavri.bu polislerin gorevlerinin VATANDASIN CAN ve MAL KAYBINI KORUMAK oldugunu artık birilerinin ögretmesi gerekiyor.bukadar sorumluluk gerektiren ama bukadar pişkin insanların yaptığı bir meslek yoktur heralde

quote:

Orijinalden alıntı: calop

Geçen gün başımdan bir kaza geçti. Hayatımda yaptığım ilk kazaydı fakat morelim kazaya değil kazadan sonra olanlara bozuldu.
kısaca anlatayım:
E-5 üzerinde mecidiyeköy-Boğaziçi köprüsü yönünde bir araç makas atıp hızla ilerlerken benim araca çarptı. Durmadı ve kaçtı. Ben orta şeritte ilerliyordum. ortalma hızım da 40 km idi. Ben duracağını zannederken araç kaçmaya başladı plakasını almadığım için peşinden gittim. köprüden önce son çıkışa yöneldi oradan da sarıyer-ulus bağlantısına saptı. plakasını aldım araca epey yaklaştım. Araçta 4 kişi vardı. ellerini pencereden çıkarıp -1 dk gibi- işaretler yapınca duracaklarını zannettim. fakat durmadılar. eşim 155 i aramkla meşguldü. araç ilk sağdan yoluna devam etti. tam buradayi yol ayırımında bir trafik polisine denk geldim. durumu bildirdim plakayı verdim. polis memuru anons geçti. beklemeye başladık. Bu bekleme sıarasında ben aracı 100-150 mt ileride 17. Bölge Müdürlüğünün inşaat kapısının önünde park halinde gördüm. Polis memuruna aracı gösterdim. Polis memuru aracın yanına gitti olaya el koydu. Araçtan üç kişi çıkıp bize doğru geldi fakat bu üç kişiden hiçbiri araç sürücüsü değildi. Trafik ekibi 15 dk sonra geldi.
Trafik ekibine bu aracın E-5 te seyir halindeyken aracımıza vurup kaçtığını, benim de plakasını almak için aracı buraya kadar takip ettiğimi, sürücünün bu üç şahıstan hiçbirinin olmadığını ve şikayetçi olduğumu konu için tutanak tutulmasını açık bir şekilde talep ettim. Bu esnada inşaata görevli üç güvenlik görevlisi memur arkadaşlara sürücünün değiştiğini, sürücünün araçtan çıkarak inşaata kaçtığını kendilerinin bu kişiyi inşaattan çıkardıklarını, hatta araçtan bazı malzemelerin de çıkarılıp kaçırıldığını anlatıp bu konuda şahitlik yapabileceklerini ifade ettiler. Memur beyler durum karşısında aracı bağlamaya karar verdiklerini söylediler. Bunun üzerine ben aracıma geçip oturdum ve beklemeye başladım. Memur beyler beni tekrar çağırdılar alkol testi yaptıktan sonra bize anlaşıp-anlaşmayacağımız sordular. Ben de aracı kullanan sürücünün burada olmadığını aracıma vurup kaçtıklarını ifade ederek anlaşmak istemediğimi ve tutanak tutulmasını talep ettim.
Fakat memur beyler olayın kendi bölgelerinde olmadığı için ayrıca olay yerini terk ettiğimiz için kendilerinin tutanak tutamayacaklarını ya anlaşma yoluna gitmemiz gerektiğini ya da karakola giderek orada tutanak tutulacağını söyleyip çekip gittiler. Ben bu duruma itiraz ettim o zaman tutanak tutabilme yetkisi olan ekibin buraya gelmesini istedim. Ekipteki memur arkadaşlar durumu asayiş ekiplerine haber vereceklerini kendilerinin başka bir yere göreve gitmeleri gerektiğini söyleyip çekip gittiler. Giderken araç ruhsatlarını kavşakta görevli memura verdiler.
30 dakika beklememizem rağmen ekip gelmedi. Polis memuru iki aracın suhsatlarını da bana vererek beni karakola yönlendirdi. karakola giderken iki kere önüm kesildi. Daha önce görmediğim bir kişi peyda oldu. netice: Tek başıma olmam, eşimin araçta olması, karşıdakilerin kalabalık olması, araçtakilerin ve polisin tavrı beni anlaşmaya mecbur etti. Tutanak tuttuk ve ayrıldık. Ben bu şeir magandalarıyla o gün yaklaşık 2,5 saat muhatap oldum. Yaptıkları psikolojik baskıyı anlatamam. Bir tek beni tehdit etmedikleri kaldı.
Polisin bu tür durumlardaki tavrı nasıl olması gerekir. açıkçası yaşadıklarım polise olan güvenimi epey sarstı.

quote:

Orijinalden alıntı: Beyazıt Çakır

Beyler bu citroenin otomatiği MCP sanırım bu vitesin konforu ve yakıtı nasıl. Multimode yaris var ama bununla kıyaslamak istemiyorum Rezalet bir vites çünkü.

quote:

Orijinalden alıntı: SinanATASOY

quote: Orijinalden alıntı: calop Geçen gün başımdan bir kaza geçti. Hayatımda yaptığım ilk kazaydı fakat morelim kazaya değil kazadan sonra olanlara bozuldu. kısaca anlatayım: E-5 üzerinde mecidiyeköy-Boğaziçi köprüsü yönünde bir araç makas atıp hızla ilerlerken benim araca çarptı. Durmadı ve kaçtı. Ben orta şeritte ilerliyordum. ortalma hızım da 40 km idi. Ben duracağını zannederken araç kaçmaya başladı plakasını almadığım için peşinden gittim. köprüden önce son çıkışa yöneldi oradan da sarıyer-ulus bağlantısına saptı. plakasını aldım araca epey yaklaştım. Araçta 4 kişi vardı. ellerini pencereden çıkarıp -1 dk gibi- işaretler yapınca duracaklarını zannettim. fakat durmadılar. eşim 155 i aramkla meşguldü. araç ilk sağdan yoluna devam etti. tam buradayi yol ayırımında bir trafik polisine denk geldim. durumu bildirdim plakayı verdim. polis memuru anons geçti. beklemeye başladık. Bu bekleme sıarasında ben aracı 100-150 mt ileride 17. Bölge Müdürlüğünün inşaat kapısının önünde park halinde gördüm. Polis memuruna aracı gösterdim. Polis memuru aracın yanına gitti olaya el koydu. Araçtan üç kişi çıkıp bize doğru geldi fakat bu üç kişiden hiçbiri araç sürücüsü değildi. Trafik ekibi 15 dk sonra geldi. Trafik ekibine bu aracın E-5 te seyir halindeyken aracımıza vurup kaçtığını, benim de plakasını almak için aracı buraya kadar takip ettiğimi, sürücünün bu üç şahıstan hiçbirinin olmadığını ve şikayetçi olduğumu konu için tutanak tutulmasını açık bir şekilde talep ettim. Bu esnada inşaata görevli üç güvenlik görevlisi memur arkadaşlara sürücünün değiştiğini, sürücünün araçtan çıkarak inşaata kaçtığını kendilerinin bu kişiyi inşaattan çıkardıklarını, hatta araçtan bazı malzemelerin de çıkarılıp kaçırıldığını anlatıp bu konuda şahitlik yapabileceklerini ifade ettiler. Memur beyler durum karşısında aracı bağlamaya karar verdiklerini söylediler. Bunun üzerine ben aracıma geçip oturdum ve beklemeye başladım. Memur beyler beni tekrar çağırdılar alkol testi yaptıktan sonra bize anlaşıp-anlaşmayacağımız sordular. Ben de aracı kullanan sürücünün burada olmadığını aracıma vurup kaçtıklarını ifade ederek anlaşmak istemediğimi ve tutanak tutulmasını talep ettim. Fakat memur beyler olayın kendi bölgelerinde olmadığı için ayrıca olay yerini terk ettiğimiz için kendilerinin tutanak tutamayacaklarını ya anlaşma yoluna gitmemiz gerektiğini ya da karakola giderek orada tutanak tutulacağını söyleyip çekip gittiler. Ben bu duruma itiraz ettim o zaman tutanak tutabilme yetkisi olan ekibin buraya gelmesini istedim. Ekipteki memur arkadaşlar durumu asayiş ekiplerine haber vereceklerini kendilerinin başka bir yere göreve gitmeleri gerektiğini söyleyip çekip gittiler. Giderken araç ruhsatlarını kavşakta görevli memura verdiler. 30 dakika beklememizem rağmen ekip gelmedi. Polis memuru iki aracın suhsatlarını da bana vererek beni karakola yönlendirdi. karakola giderken iki kere önüm kesildi. Daha önce görmediğim bir kişi peyda oldu. netice: Tek başıma olmam, eşimin araçta olması, karşıdakilerin kalabalık olması, araçtakilerin ve polisin tavrı beni anlaşmaya mecbur etti. Tutanak tuttuk ve ayrıldık. Ben bu şeir magandalarıyla o gün yaklaşık 2,5 saat muhatap oldum. Yaptıkları psikolojik baskıyı anlatamam. Bir tek beni tehdit etmedikleri kaldı. Polisin bu tür durumlardaki tavrı nasıl olması gerekir. açıkçası yaşadıklarım polise olan güvenimi epey sarstı.

bimerapplication.basbakanlik.gov.tr/Forms/pgApplication.aspx adresinden şikayetinizi açıkca yazın. Mutlaka olumlu sonuç alacaksınız..

quote:

Orijinalden alıntı: calop

Geçen gün başımdan bir kaza geçti. Hayatımda yaptığım ilk kazaydı fakat morelim kazaya değil kazadan sonra olanlara bozuldu.
kısaca anlatayım:
E-5 üzerinde mecidiyeköy-Boğaziçi köprüsü yönünde bir araç makas atıp hızla ilerlerken benim araca çarptı. Durmadı ve kaçtı. Ben orta şeritte ilerliyordum. ortalma hızım da 40 km idi. Ben duracağını zannederken araç kaçmaya başladı plakasını almadığım için peşinden gittim. köprüden önce son çıkışa yöneldi oradan da sarıyer-ulus bağlantısına saptı. plakasını aldım araca epey yaklaştım. Araçta 4 kişi vardı. ellerini pencereden çıkarıp -1 dk gibi- işaretler yapınca duracaklarını zannettim. fakat durmadılar. eşim 155 i aramkla meşguldü. araç ilk sağdan yoluna devam etti. tam buradayi yol ayırımında bir trafik polisine denk geldim. durumu bildirdim plakayı verdim. polis memuru anons geçti. beklemeye başladık. Bu bekleme sıarasında ben aracı 100-150 mt ileride 17. Bölge Müdürlüğünün inşaat kapısının önünde park halinde gördüm. Polis memuruna aracı gösterdim. Polis memuru aracın yanına gitti olaya el koydu. Araçtan üç kişi çıkıp bize doğru geldi fakat bu üç kişiden hiçbiri araç sürücüsü değildi. Trafik ekibi 15 dk sonra geldi.
Trafik ekibine bu aracın E-5 te seyir halindeyken aracımıza vurup kaçtığını, benim de plakasını almak için aracı buraya kadar takip ettiğimi, sürücünün bu üç şahıstan hiçbirinin olmadığını ve şikayetçi olduğumu konu için tutanak tutulmasını açık bir şekilde talep ettim. Bu esnada inşaata görevli üç güvenlik görevlisi memur arkadaşlara sürücünün değiştiğini, sürücünün araçtan çıkarak inşaata kaçtığını kendilerinin bu kişiyi inşaattan çıkardıklarını, hatta araçtan bazı malzemelerin de çıkarılıp kaçırıldığını anlatıp bu konuda şahitlik yapabileceklerini ifade ettiler. Memur beyler durum karşısında aracı bağlamaya karar verdiklerini söylediler. Bunun üzerine ben aracıma geçip oturdum ve beklemeye başladım. Memur beyler beni tekrar çağırdılar alkol testi yaptıktan sonra bize anlaşıp-anlaşmayacağımız sordular. Ben de aracı kullanan sürücünün burada olmadığını aracıma vurup kaçtıklarını ifade ederek anlaşmak istemediğimi ve tutanak tutulmasını talep ettim.
Fakat memur beyler olayın kendi bölgelerinde olmadığı için ayrıca olay yerini terk ettiğimiz için kendilerinin tutanak tutamayacaklarını ya anlaşma yoluna gitmemiz gerektiğini ya da karakola giderek orada tutanak tutulacağını söyleyip çekip gittiler. Ben bu duruma itiraz ettim o zaman tutanak tutabilme yetkisi olan ekibin buraya gelmesini istedim. Ekipteki memur arkadaşlar durumu asayiş ekiplerine haber vereceklerini kendilerinin başka bir yere göreve gitmeleri gerektiğini söyleyip çekip gittiler. Giderken araç ruhsatlarını kavşakta görevli memura verdiler.
30 dakika beklememizem rağmen ekip gelmedi. Polis memuru iki aracın suhsatlarını da bana vererek beni karakola yönlendirdi. karakola giderken iki kere önüm kesildi. Daha önce görmediğim bir kişi peyda oldu. netice: Tek başıma olmam, eşimin araçta olması, karşıdakilerin kalabalık olması, araçtakilerin ve polisin tavrı beni anlaşmaya mecbur etti. Tutanak tuttuk ve ayrıldık. Ben bu şeir magandalarıyla o gün yaklaşık 2,5 saat muhatap oldum. Yaptıkları psikolojik baskıyı anlatamam. Bir tek beni tehdit etmedikleri kaldı.
Polisin bu tür durumlardaki tavrı nasıl olması gerekir. açıkçası yaşadıklarım polise olan güvenimi epey sarstı.

quote:

Orijinalden alıntı: melihbursa

yeni c4 e hangi yağı koyacağız acaba?
kitapçığa baktım önerdiği yağyı göremedim.
5/30 da hangisi total edge mi, magnatec mi, elf mi?