Çekilişle GeForce RTX 5060 kazandı, işinden oldu

haberin tumunu okumadin hethalde.

bu olay yuzunden medya da etkilenmis ve taryisilmis. soz konusu kisi, karti kabul alip istifa edebilmis.

5060 bir de, 5090 bile değil. 5060 kaç lira bir şirket için şeker fıstık parası. Onun için deneyimli çalışanı kaybetmek daha büyük zarar.

Böyle vizyonsuz şirketler sonunda kaybetmeye mahkum.

Bi 5060 için bir tarafını yırtan şirkette zaten çalışılmaz orası ayrı, ona diyecek lafım yok.

Fakaat sen oraya gidebilmek için harcadığın yol parasını otel parasını nasıl şirkete kitliyorsan, seni oraya gönderebilmek için şirket nasıl tüm masrafı yükleniyorsa, orada kazanılan herşey tabikide şirkete aittir. Yok öyle yağma.

Şirketin malıdır diyor. Tehdit yok. Özgür iradesiyle de vermek istemedi ve işinden de oldu. Dava açılamaz diye de şirketin eli kolu bağlı kalacak değil ya . Şirket prensipleri etiği de önemli bir kriterdir. Kurumsallaşmış şirketlerde bu tür şeyler temeldir reflekstir .

Tabi belli ki siz bilmiyorsunuz bu tür şeyleri ... Anca plaza dili veya ağzından ibarettir filan vardır sanırsınız :) .

Beyhude demagojilere mahal verilmemeli ...

Çalışan kıymetlidir mantığı ile yine aynı kapıya çıkıyorsun ya ne var işte koymaz elemanında kalsın sanki şirket iflas mı edecek gibiye kadar boş muhabbetlere gider. Bu zihniyettekiler de başka alanlarda da fırsatçılık ile ahlaksızlıklara varan geniş bir yelpazeye de yatkınlığı vardır veya destekçiliğine kadar geniştir.

Bu ülkede mevcut yapı yozlaşması hem de her alanda en güzel bu haberdeki verilen tepkiler ve görüşlerle çok net belli oluyor yani bir tür turnusol kağıdı gibi ...

Neticede üzülüyorum da :/ ....

Kişi başarılarıyla zaten hediye vs veriliyor. Sap ile samanı ayırt etmek şarttır.

kişi zaten "şansının" başarısıyla bu hediyeyi haketmiş. gizli saklı bir şey yok, çalma yok, yozlaşma yok. hakedilmiş bir hediye var. merak etme sen de olsan vermezsin ;) ama burada şakşakçılık yapıyorsun. şirket o zaman mevzuata göre şak diye koyacak ortaya sözleşmesini ve orada yazacak. herkes ona göre hareket edecek, ona göre de "şansını" konuşturmayacak :)

Şansa şirketine gelir de elde edebilir.

Şansa fikir de geliştirebilir.

Şansa şirketine işte bağlayabilir yani anlaşmaları da şansa da bağlayabilir.

Şans faktörü her alanda da vardır.

Mesele burada belirleyici olan şirkette mesain varken gerçekleşenlerdir.

Belli ki sen şans tan tutunarak bir haklılık arayışı acizliğindesin ...

şans elbette her alanda vardır, buna kimse bir şey demiyor. şirketine iş gelir, fikir geliştirir, anlaşma getirir… ama bu örneklerin hepsinde ÇALIŞANIN YAPICI BİR KATKISI vardır. insan ilişkisi vardır, emek vardır, performans vardır. "şans" tek başına belirleyici faktör olmaktan çıkar.

ama çekiliş dediğimiz şey, tamamen luck-based kazançtan ibaret bir durumdur ve şirketi alakadar etmez. tamamen bireysel bir talihin sonucudur. şirket bu çekilişi düzenlemiyor, finanse etmiyor, yönlendirmiyor, sonuçtan sorumlu da değil. "mesai saatinde olma" argümanı, şirketin her şeye el koyma hakkı doğurmaz. bu mantıkla çalışanın günlük hayatındaki yaratıcılığından, öğrendiği her şeyden, kurduğu her bağlantıdan da şirket pay istemeli. komik olur değil mi :) sen bile ağlarsın yani (bu kadar şey olmana rağmen diyorum, neyse sen anladın onu...)

peki etik olan nedir sayın şey? şirket, eğer vizyon sahibiyse bazı şeyleri öngörür, şeffaf ve temiz bir sözleşme hazırlar. hem çalışanını koruyacak hem de gelecekte kendisini böyle rezil rüsva haberlere konu edip dalga geçilmeyecek bir kurgu kurar. çalışan okur, değerlendirir ve duruma göre gider ya da kalır. şu an bu şirketin yaptığı, benim için tamamen köylü kurnazlığı, sen de işte bu gibi şirketlerin şeyi... amaaan, en çok sevdiği çalışanı diyelim :))

Şirket birini iş gezisine yolluyorsa vekil tayin etmiş gibi düşünülebilir. Şirket adına gidiyor, yani hak iddia edebilir aslında normaldir. Ama edilmesi gerekir mi gerekmez ki" hadi aslanım bizim adımıza git ve çekişile şirketimize bir 5060 ekran kartı kazanıp getir" denmediyse. Bir etkinlikte adam çekilişe katılmış ve kazanmış.

Hediye verilirken kişi adına verilmiş, şirket adına verilmemiş sonuçta.

Yozlaşmanın bir örneği aslında bu da. Şirket şunu da diyebilir o zaman, etkinliğe ben gönderdim o şehre benim sayemde gittin ve aldığın bütün ürünleri de bana ver. Senin maaşını sonuçta ben veriyorum ve bunların parasını senden keserim....

Yani geniş perspektife düşününce bir çok anlamsız örnekle şekillendirebiliyorsunuz. Doğru olan kartın kişide kalması.