Şimdi Ara

bu öğütler yüzyılar öncesinden geldi (7. sayfa)

Daha Fazla
Bu Konudaki Kullanıcılar: Daha Az
1 Misafir - 1 Masaüstü
5 sn
248
Cevap
2
Favori
8.658
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
0 oy
Öne Çıkar
Sayfa: önceki 56789
Sayfaya Git
Git
sonraki
Giriş
Mesaj
  • Kuzgun, bağda kuzgunca bağırır. Ama bülbül,
    kuzgun bağırıyor diye güzelim sesini keser mi hiç?
    --------------------------------------------------------------------------------


    Pisler, pisliklerini yapar ama sular da temizlemeye çalışır.
    --------------------------------------------------------------------------------


    Dikenden gül bitiren, kışı da bahar haline döndürür.
    Selviyi hür bir halde yücelten, kederi de sevinç haline sokabilir.
    --------------------------------------------------------------------------------


    Nasıl olur da deniz, köpeğin ağzından pislenir, nasıl olur da güneş üflemekle söner?
    --------------------------------------------------------------------------------


    Akıl padişahı kafesi kırdı mı, kuşların her biri bir yöne uçar.
    --------------------------------------------------------------------------------


    Tövbe bineği, şaşılacak bir binektir. Bir solukta aşağılık dünyadan göğe sıçrayıverir.
    --------------------------------------------------------------------------------




  • Sen dost ol da sayısız dost gör; fakat dost

    olmazsan dostsuz, yardımsız kala kalırsın.

    HZ.MEVLÂNÂ (K.S)
  • "Ey can; sen güzelligin tesiri ile, canlar canına ulastın, ey beden; sen de eridin, yok oldun, bedenlikten çıktın can
    oldun...bütün güzelleri, güzellikleri yaratan büyük yaratıcıyı, o essiz, benzersiz, tek olan azîz varlıgı bulmak istiyorsan
    gönül evine gir, gönülde oturmayı adet edin; çünkü o göklere, yerlere sıgmadı, geldi gönle girdi."

    hz.mevlana(k.s)
  • Hz. İnsan...

    Tuğrul İnançer mükemmel anlatıyor izleyin

  • Ezeli emir, neyse ona uyarı hayatla ölüm, onun yanında bir olur. Yaşarsa Tanrı için yaşar, mülk ve hazine için değil. Ölürse Tanrı için ölür, korkudan hastalıktan değil!
    İmanı, onun dileği, onun rızası içindir, cennet için, ağaçlar, ırmaklar için değil! Küfrü terk edişi de cehenneme gideceğim diye korkudan değildir. Allah içindir.

    Bu ahlak, ona ezelden verilmiştir. Gözü ve sevgilinin cemalinin güzelliğiyle dolmuş aydın olmuştur. Bu çeşit kul, Tanrı rızasını görünce güler, neşelenir. Kaza, ona şekerle yapılmış helva gibi gelir. Bu kulun huyu ve yaradılışı böyle olursa alem, onun emrine, onun fermanına tabi değil de nedir?”

    Hz. Mevlana (k.s)
  • Ten kafese benzer. Girenlerin, çıkanların, insanla dostluk edenlerin aldatmasıyla can bedende dikendir. Bu, "Ben senin sırdaşın olayım" der. Öbürü "Hayır, senin akranın, emsalin benim"der.

    Bu der ki: "Varlık aleminde güzellik fazilet, iyilik ve cömertlik bakımından senin gibi hiçbir kimse yok." Öbürü der ki: "İki cihan da senindir. Bütün canlarımız senin canına tabidir." O da, halkı, kendisinin sarhoşu görünce kibirlenir, elden, avuçtan çıkmağa başlar. Şeytan onun gibi binlerce kişiyi ırmağa atmıştır!

    Dünyanın lutfetmesi ve yaltaklanması, hoş bir lokmadır, ama az ye. Çünkü ateşten bir lokmadır! Ateş gizlidir, zevki meydanda. Dumanı sonunda meydana çıkar.

    Sen "Ben o medihleri yutar mıyım? O, tamahından methediyor. Ben, onu anlarım" deme! Seni metheden, halk içinde aleyhinde bulunursa onun tesiriyle gönlün, günlerce yanar.

    Onun; mahrumiyetten senden umduğunu elde edemeyip ziyan ettiğinden dolayı aleyhinde bulunduğu halde, O sözler, gönlüne dokunur, onun tesiri altında kalırsın. Medihten de bir ululuk gelir, dene de bak! Medihin de günlerce tesiri altında kalırsın. O medih canın ululanmasına, aldanmasına sebebolur.

    Fakat bu tesir, zahiren görünmez, çünkü methedilmek tatlıdır. Kınanmak acı olduğundan derhal kötü görünür. Kınanmak, kaynatılmış ilaç ve hap gibidir; içer, yahut yutarsa uzun bir müddet ızdırap ve elem içinde kalırsın.

    Tatlı yersen onun zevki bir andır, tesiri öbürü kadar sürmez.Zahiren uzun sürdüğü için de tesiri, gizlidir. Herşeyi, zıddıyla anla! Medhin tesiri, şekerin tesirine benzer; gizli tesir eder ve bir müddet sonra vücütta deşilmesi icabeden bir çiban çıkar.

    Nefis çok öğülmesi yüzünden Firavunlaştı. Alçak gönüllü, hor, hakir ol; ululuk taslama! Elinden geldikçe kul ol, sultan olma! Top gibi zahmet çekici ol, çevgan olma! Yoksa; senin bu letafetin, bu güzelliğin kalmayınca o, seninle düşüp kalkanlar, senden usanırlar.

    Evvelce seni aldatıp duranlar, o vakit seni görünce "Şeytan" adını takarlar. Seni kapı dibinde görünce hepsi birden "Mezarından çıkmış hortlak" derler; Genç oğlan gibi. Ona önce Allah adını takarlar, bu yaltaklıkla tuzağa düşürmek isterler. Fakat kötülükle adı çıkıp da zaman geçince bu kötülükte sakalı çıkınca; artık ona yaklaşmaktan Şeytan bile utanır.

    Şeytan, adamın yanına bir kötülük için gelir; senin yanına gelmez. Çünkü sen Şeytan'dan da betersin. Şeytan, sen insan oldukça izini izler, ardından koşar, sana şarabını tattırırdı.

    Ey bir işe yaramaz adam! Şeytan huyunda ayak direyip şeytanlaşınca senden Şeytan da kaçmaktadır. Eteğine sarılan kimse de, sen bu hale gelince senden kaçar!




  • Sen zehri sifalı bir serbet gibi gör; bu yüzden zehre sarıl! Sonunda sen, nereden geldigini düsün de aslının aslına gel!

    Maddî varlıgınla, bedeninle yeryüzüne baglısın, burada dünyaya geldin dogdun. Burada yiyor, içiyor, dolasıyorsun.
    Fakat sen, yeryüzünde yasıyorsun, ama mana bakımından gökyüzünde yasayanlardansın. Gerçek inancın incilerinin dizildigi iplik gibisin. Bütün güzellikler, hosluklar, üstünlükler sende mevcuttur.

    Hakk'ın nür mahzeni sana verilmis, sana emanet edilmistir. Sen, ne oldugunu nereden geldigini düsün de, aslının aslına gel!

    Kendinden, kendi maddî variıgından, bedene ait nefsanî arzulardan kurtulmadan, kendini, kendi gerçek varlıgını bulamazsın. Bu yüzden kendinden geçersen, kendi maddî varlıgından kurtulmus olursun.

    O zaman yeryüzünde senin için kurulmus olan, sehvet, hiddet, söhret gibi binlerce tuzaktan sıçramıs, kurtulmus olursun. Aklını basına al da nereden geldigini düsün, aslının aslına gel!

    Sen, padisahlar padisahının halîfesi Hz. Adem soyundan geldin. Günahlarla, kötülüklerle, zulümle dolu su kirli
    dünyada gözünü açtın.

    Sen nereden geldigini, nereye gidecegini düsünmüyorsun da, su dünya hayatından memnün, pek neseli
    görünüyorsun. Yazıklar olsun sana! Aklını basına al da, su alçak dünyaya gönül verme, aslının aslına gel!

    Sen, her ne kadar bu dünyanın zübdesi, özü, tılsımıysan da, sen içyüzünle çok kıymetli paha biçilmez bir
    madensin.




  • Herhangi bir kimsede, gizli bir aşk derdi yoksa,

    O yaşıyormuş gibi görünse de, onun gönlü ve canı yoktur.

    0 adeta gezen, dolaşan bir ölüdür.

    Eğer aklın varsa git de Hakk'dan dert işte!

    Çünkü dertsiz olmak, aşk derdine düşmemek,

    Tedavisi imkansız bir hastalıktır.

    HZ.MEVLÂNÂ (K.S)

    Aşk derdine düşmüş canlara selam :))
  • İnsan öncelikle kendi kusurlarını düzeltmeye çalışmalı , başkalarının ayıbını görmemelidir.

    Başkasında kusur arayanlar, kınadıkları hale mutlaka kendileri de düşerler .

    Hz. Mevlana (k.s)
  • Allah, bize yardım etmek dilerse gönlümüze, ağlayıp inleyerek yalvarmak ve münâcâtta bulunmak isteğini verir.

    Allah için ağlayan göz ne mübârektir. Allah aşkıyla yanıp kavrulan gönül ne mukaddestir.

    Her ağlamanın sonu gülmektir. Sonunu gören adam, mübârek bir kuldur.

    Akarsu neredeyse orası yeşerir; nerde göz yaşı dökülürse oraya rahmet nâzil olur.

    İnleyen dolap gibi gözü yaşlı ol ki, cân meydânında yeşillik bitsin.

    Ağlamak istiyorsan, göz yaşı dökenlere acı. Merhamete nâil olmak istiyorsan zayıflara merhamet et.” (Mesnevî, 1, 817-822)
  • Ey özden, içten haberi olmıyan, dış görünüşe aldanan, madde ile gurura kapılan, aklını başına al. Senin ruhunda, gönlünün içinde bir dost var: Duygu, senin teninin özüdür, duygunun özü ise, senin canındır. Fakat, tenden, duygudan ve candan, öteye geçersen her şeyin yalnız O' olduğunu anlarsın.

    HZ.MEVLÂNÂ (K.S)
  • Yâ Rabbî! Bizim hâlimize bakarak muâmele etme. Kendi ikrâm ve ihsânına göre bize muâmele eyle.
    Yâ Rabbî! Kerem ve lütfunla hidâyet ettiğin kalbi tekrar dalâlete, sapıklığa meylettirme. Belâları bizden sarf eyle, çevir ve değiştir.

    Ey affı çok olan, günahları örten Rabbim! O günahlar dolayısı ile bizden intikam alma. Bize azâb etme.

    Yâ Rabbî! Biz nefis ile şeytana köpek gibi tâbi olduksa da sen, azab arslanını bize saldırtma.

    Ey mahlûkâtın, yaratıkların, canlıların ihtiyâcını gideren Rabbim! Sen varken hiç bir kimseyi hatırlamak ve ondan bir şey ummak lâyık değildir.

    Yâ Rabbî! Rûhumda bir ilim katresi var. İlâhî onu hevâ rüzgarıyla ten toprağından muhâfaza eyle.

    Ey affetmeyi seven Rabbim! Bizi affeyle. İsyân derdimize çâre eyle.

    Ey yardım isteyenlerin yardımcısı! Bizi hidâyete çıkar.

    Yâ Rabbî! Duâ ve yakarışlarımızda sana lâyık olmayan sözleri bilmeyerek söyleyip hatâlarda bulunmuş isek, o kelimeleri sen ıslâh et ve duâmızı kabul buyur. Çünkü sözlerin hâkimi ve sultanı ancak sensin.

    Ey âlemin yaratıcısı! Kasvetli, kararmış, katılaşmış âdetâ taş gibi olmuş olan kalbimizi mum gibi yumuşat, feryâdımızı, âh u vâhımızı, hoş eyle ki rahmetini celbetsin, çeksin.

    Bizi köle gibi kullanan bu serkeş nefisten bizi satın al. O nefis bıçağı kemiğe dayandı

    Yâ Rabbî! Sana ne arz edeyim. Çünkü sen gizli ve açık her şeyi bilirsin.


    Amin, amin, amin.


    Hz. Mevlana (k.s)




  • Temiz erlerin sevgisini ta canının içine dik;gönlü hoş kişilerin sevgisinden baska bir sevgiye gönül verme.
    Umitsizlik köyüne gitme; ümitler var.Karanlığa doğru yürüme, güneşler var.
    HZ.MEVLANA (K.S)
  • Gerçek aşka tutulmamış, o sevgiyi iş edinmemiş canın, yok olması daha iyi, çünkü varlığı, ancak ayıptır onun, ardır ancak.

    Aşkla sarhoş ol, ne varsa aşktan ibarettir, aşka koyulmaktan başka dosta lâyık bir iş-güç yoktur.

    Aşk nedir derler. De ki: Dileği, isteği, yapıp yapmamak arzusunu, iradeyi-ihtiyârı terk etmektir aşk , ihtiyârı terk etmiyen-de hayır yoktur.

    Aşık, bir padişahlar padişahıdır ki iki âlem de ona saçılıp dökülür, fakat padişahın saçıya; bağışa iltifatı yoktur ki.

    Ebedî olarak kalan yalnız aşktır, aşıktır.
    Bundan başkasına gönül verme, çünkü aşktan başka ne varsa iğretidir, geçicidir.

    Hz. Mevlana (k.s)
  • Gönlünü derviş eyle, Dost ile biliş eyle
    Aşk eri şol ma'nada derviş içi boş değil.

    Dervişlik aslı candan, geçti iki cihandan
    Haber verir Sultandan, bellidir yâd kuş değil.
    Yunus Emre
  • Gördün mü, kış mevsimi ne diyor? Sen, harman gibi odun yığ! Kış soğuk geçmese de, ikisinin de, kışın da, odunun da soğukluğu, vebali bana, benim üstüme olsun!

    Soğuk artınca, şiddetlenince ateşe odun at; odunu esirgeme! Odun mu daha değerlidir, yoksa beden mi?

    Gönlünde ateşi saklayan odun, yokluk suretidir; ateş ise, Allah'ın aşkıdır! Ey can; aşka ulaşmak için suretleri, şekilleri yak, yandır!

    Suretleri, şekilleri yakmadıkça, canın üşür, donar, buz kesilir; aşkı bulamazsın, şekilde kalırsın! Şekilde kalırsan, puta tapanlar gibi manevî baharlardan haberin olmaz, eminlik yurdundan uzak düşersin!..

    Ateşe benzeyen aşkın içine gir, kendini temizle; ateş içinde gümüş gibi gönlünü hoş tut, güzelleş! Mademki Hz. Halil'in oğlusun, ateş senin evindir, yurdundur!

    Ateş, Allah'ın emri ile, gönlü uyanık kişilere lale olur, gül olur, çiçek olur, reyhan olur, söğüt, süsen olur!

    Hz. Mevlana (k.s)




  • Bir söz, bir alemi yıkar, ölmüş tilkileri aslan eder. Canlar aslen İsa nefeslidir; bir anda yara, bir anda merhem olurlar. Canlardan perde kalkaydı; her canın sözü, Mesih'i' sözü gibi tesir ederdi. Şeker gibi söz söylemek istersen sabret, haris olma , bu helvayı yeme! Feraset sahiplerinin iştahları sabradır, onlar sabretmek isterler. Helva ise, çocukların istediği şeydir.

    Sabreden, göklerin üstüne yükselir; helva yiyense geriler, kalır! "Ey gafil! Sen nefis ehlisin, toprak içinde kan yiyedur! Fakat gönüle sahip olan kişi , zehir bile yese o zehir bal olur." Gönüle sahip olan kişi, apaçık öldürücü bir zehir bile yese ona ziyan gelmez. Çünkü o, sıhhat bulmuş, perhizden kurtulmuştur. Fakat zavallı talip (kemale ermemiş salik), henüz hararet içindedir.
  • Yol arkadaşlarını ziyareti gerekli say, kim olursa; ister yaya, ister atlı.

    Düşmanın da olsa bu ihsan, yine iyidir; çünkü güzel davranışla nice düşman dost olmuştur.

    Dost olmazsa kini azalır. Çünkü güzel davranış kine merhem olur.

    Ey iyi dost! Bunun dışında nice faydaları vardır; fakat uzamasından korkuyorum.

    Sözün özü şudur: Topluma dost ol; put/heykel yapan gibi taştan arkadaş yont.

    Çünkü kervanın kalabalığı ve çokluğu, yol kesicilerin belini ve mızrağını kırar.

    Hz. Mevlana (k.s)
  • quote:

    Orjinalden alıntı: Tarum

     bu öğütler yüzyılar öncesinden geldi




    Bir ikisini kırdık ama hepsi haddimize mi
  • Hepimiz, bütün insanlar,"Elest"de; ezel meclisinde beraberdik. El ele vermistik. Allah'a şükürler olsun, Sonunda bir kısmımız yine birbirimize kavuştuk.Birbirimize kavusmuş olan hepimizin de yolu bir,
    gönlü bir! Hepimiz de aynı sevgi sarabıyla mestiz.Biz, iki dünyada da nasip olarak kendimize aşkı seçtik.
    O yüzdendir ki, biz, aşktan başka hiç bir seye gönül vermedik.Can, ayrılıktan ne acılar tattı, neler çekti.
    Fakat sonunda onu bulduk, ayrılıktan kurtulduk.AŞK penceresinden bir günes doğdu. Balçıktan yaratıldıgımız halde o güneş bizi değerlendirdi, yüceltti.Eğer biz bir la'l isek, senin nurunla la'l olmusuz.
    Eğer varsak» senin yüzünden varız.Önünde zerreler gibi oynamadayız.

    Hepimiz, bütün varlıklar, Senin sevdana kapılmışız da, bağlan kırıp atmışız.
    Hz.Mevlana (K.S)

    "Elest"de; ezel meclisinde beraber olduğumuz dostlar;

    Gününüz Aydın Cumanız Mübarek olsun :))




  • 
Sayfa: önceki 56789
Sayfaya Git
Git
sonraki
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.