'Bir seneyi geçen internet aboneliklerinde cayma bedeli yansıtılamaz' (4. sayfa)

Thh'den THH'ye karar değişiyor. Bazen bazı thhler sanırsın firma çalışanı gibi oluyor.

Ben de D-SMART'ı 22.6.2021 tarihinde aynı şekilde 24 aylık taahhüt sebeyile THH'ye şikayet etmiştim. Tüketici hakem heyeti 26.8.2021 tarihinde savunma istemiş. Daha ses seda yok. Bakalım ne olacak.

her hakem heyeti lehinizde karar vermiyor söyleyeyim. böyle yapıp hakem heyetinin aleyhte karar verdiği örneklerde var. totişinizde patlar yani.

bilmediğim için soruyorum, hukukçu arkadaşlar cevap verirse sevinirim:

hakimler, üzerinde çalıştıkları davalara sadece mahkeme saatindemi bakıyorlar? mahkemede olmadıkları saatlerde oturup incelemiyorlar mı?

ben yazılımcıyım, jiramız, trellomuz; agile iş akışlarımız vs. var. hukukta bu iş nasıl yürüyor? saçma sapan tiyatral hareketler yapacağız diye işi uzatıyorlar gibi geliyor bana hep.

günde 10 dklık scrumdan sonra leadle bir daha hiç konuşmadan günde kaç tane issue çözmüşlüğüm var, çöz çöz gönder requestleri zaten olmadıysa geri döner. hukukta bu işler nasıl yürüyor gerçekten merak ediyorum. biraz modern sistemlere geçmeleri lazım, ve cübbe, ayağa kalkın, tokmak vs. gibi tiyatral ve tarih öncesi saçmalıklardanda kurtulmaları hatta çoğu zaman davalılarıda görmelerine gerek olmadığını düşünüyorum.

mahkemeleri asenkron hale de getirmeleri lazım, herkesi aynı saat aynı yere toplamaya ne gerek var ki günümüzde.

Büyük ihtimali söylüyorum bende bilmiyorum ama sen nası hastaneye gidiyorsun psikoloji için doktor 2 dk da önceden verdiğin ifadeleri sistemden okuyor sonra konuşuyor buda öyledir 1 hakim günde 15 20 davaya bakıyor ve süreç çok yavaş ilerliyor 5 ay sonra davanın devamının görülmesine mesela veya bir dava 2 yıl sürüyor bazısınınki 11 yıl sürüyor hakimin önceden dosyaya baktığını düşünmüyorum kaldıki süper avukat diye gittikleriniz çoğu işi stajyerlerine yaptırıyor

Ttnet 2 günlük kullanıma 900 tl masraf çıkardı hakem heyetine verdim ayın 1 inde fatura çıkacak diyordu ttnet ama hala fatura yok gözüküyor

bu senin benim işi değil devletin işi bu kadar basit

Sizin bahsettiğiniz çok başka bir durum hocam. Benim yazdığım mesajın sizin dediğiniz ile alakası yok. Askerlik vazifesi gereği zorunlu silah altına alınan şahıslar, sağlık sebebiyle hastanede yatıp borcunu ödeyecek vaziyette olmayanlar (bitkisel hayatta olanlar, komaya girmiş veya tedavisi sürekli hastanede yapılan şahıslar vb) benim kastettiğim.

ahahahah okuduğum en komik haber. sen vazgeç bakalım yansıyor mu yansımıyor mu ? böyle saçma haberlere bakıp iş yapmayın.

Askere gidenin borçlarında faizsiz bekleme süresi verirsen, askere gitmeden önce kredi çekip yakınlarının üzerinden o parayı faize yatıran insanlar çıkar ortaya. Kimse ayrıcalıklı olmamalı. Bu tarz sorunlara karşı borç verende, borç alanda dikkatli bir şekilde sigortalı alsın. ( Kaldı ki sigortalarda hayır kurumu değil amaçları yüksek riskten kaçınıp düşük risk ile iş yapmak. )

İşi yok, gücü yok diye kimse kimsenin borcunu ödemek zorunda değil. İşsiz kalmak ayıp değildir fakat borç yiğidin kamçısıdır gibi bir düşünce ile hesapsız risk almak kumar oynamaktan başka bir şey değildir. Aynı yanlışı kendimde dahil olmak üzere çevremde çok insanda gördüm.

İnsanlar can sıkıntısını, keyifsiz hayatı dert etmeden çalışıp, keyif alabiliyorken, sorumluluklarını yerine getiriyorken keyfi ve hazları için borç yapan, har vurup harman savuran, benimde şuyum olsun - buyum olsun düşüncesi ile yaşanmaz. 1. ve 2 . derece yakınlarımızdan miras kalabildiği gibi borçta kalabilir. 1 milyon TL miras kaldığında kimseyle paylaşma ihtiyacı duymayacakken 1 milyon TL borç kaldığında yardım edin demek samimi değildir.

İlk cümlenize bianen, bu durumu da denetleyecek merciiler var.

Dedikleriniz kişisel görüşleriniz ve saygım sonsuz. Ancak benim bahsettiğim tüm hallerden bahsetmemişsiniz. Onlara da yorumunuzu beklerim.

Hayat temelde bireysellik ve bencillik ile rekabet üzerine kurulu olduğu için ne yazık ki her yerde herkesi, her şeyi her zaman denetlemenin "özgürlükleri" askıya almadan gerçekleştirme imkanı yok.

Gündelik hayatta insanlar olarak birbirimize yaptığımız kibrimizi, şahsi menfaatimizi beslemek veya farklı sebebini bilmediğimiz onlarca yanlış ve etik dışı davranışımız var. Ayrıyetten her ne kadar kısa vade de iyilik ve yardım güzel bir şey olsa da uzun vadede iyilikte faydadan çok zarar sağlar.

Komaya girmiş, Coronadan dolayı hastanede yatan veya herhangi bir sağlık sorunu sebebiyle hastanede kalan insanların borcunu ödeyecek durumu olmadığı için, bu kişilere yapılan icra takiplerinin bir anlamı olmadığını düşünüyorum ama şahsi düşüncem bu. Elbette onların varisleri var, varsa malı mülkü var haciz imkanı var vs ama sonuçta o kişi sağlıklı olsa o borcu ödüyordu, taksit yaptırmıştı vs vs ancak sonuçta ödeme gücünü yitirdi ve hastanede kaldığı süreler boyunca borcun dondurulması imkanı çok da güç bir şey değil. En azından faiz işletilmesin, icraya düşürülmesin borç dosyası. Bu bahsettiğim kredi ve kredi kartı için geçerli. Dilerseniz bunun içine şahsın üzerine kayıtlı faturaları da ekleyebilirsiniz. Bunun takibi de nispeten daha kolay, ben pozitif ayrımcılık olsun demiyorum ama bu durumdaki bir insana (hastanede yatan) yardımcı olunabileceği kanaatindeyim.

Askerlik vazifesi sebebiyle silah altına alınan veya seferberlik görev emri ile silah altına alınmış vatandaşlar için de benzer süreçler işleyebilir. Zira ikisi de zorunlu hallerdir. Bu kişilerin varsa kredi ve kredi kartı borcu dondurulur, tekrar sivil hayata döndüklerinde kaldıkları yerden devam eder. Bilgilerin doğrulanması için MSB dan evrak istenebilir. Zor mu sizce sistemsel olarak?

Arkadaşlar bende türk telekom binama fiber veremediği için binamdada türknetin fiber kutusu olduğu için telekomdan çıkıp türknete girmek istediğimde türk telekom bana 1912 lira kampanyalı paket kullandığım için yapılan indirimlerim vazgeçmem halinde kalan sürenin indirimlerinin toplu olarak alınmasını neden göstererek bu parayı alacaklarını söyledi bende bu paranın yasal olmadığını iddia etsemde alınacağını söyledi cayma bedeli değil diyor sizce ödemelimiyim yasal hakkım varmı