Şimdi Ara

Bilişim sektöründe taksit sayısı 6 ya düşürüldü

Bu Konudaki Kullanıcılar:
2 Misafir - 2 Masaüstü
5 sn
9
Cevap
1
Favori
780
Tıklama
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
0 oy
Öne Çıkar
Sayfa: 1
Giriş
Mesaj
  • Forum olarak cep telefonlarına taksit beklerken bugün resmi gazetede yayınlanan kararla bilişim sektöründeki taksit sayısı 6 ya düşürüldü. Cep telefonlarında ise yine taksit yok. İlgilenenlere...



  • parası olanın makbul sayıldığı ülke. bu açıdan abd'ye benzedik.
  • neden teknolojiyi kısıtlıyolar bu ülkede teknoloji net bir şekilde lüks. ulan telefonun tamam millet suyunu çıkarttı da. bu ülkede bilgisayar yazıcı ve parçaları ihtiyaç ihtiyaç. ya ne olacaktı. başımıza; bulut diye bir şey var herkes oraya dolduruyor abur cubur herkes istediğini alıyor hiç de karışmıyor hee yani çok şeyapmamak lazım kafayı yer insan işin varsa görüp çıkacaksın. diyen bir adam iyi bilgisayar satışını yasaklamadılar yani bunada şükür.
  • Ya güzide Vestelin bilişim ürünleri onlar kaç taksit?
  • Sırf cep telefonuna taksiti operatörlerin rantı için kaldırdılar. Millet kredi kartıyla cihaz alırken peşin fiyatına 12-15 taksit öderken şimdi cihazın üzerine 300-500 ekleyerek millete kitliyorlar. O zaman operatörlerin taksitli cihaz satışları da yasaklansın. Hiçbir alanda telefona taksit yapılmasın. Yerse tabi!
  • Telefon lüx dediniz anladıkta (hiç kimse kimsenin lüxüne karışamaz) bilişim sektörü demi lüx şimdi.
  • memlekette son 10 yılda inanılmaz zenginleşen insanlar(!) oldu, nedeni malum. iki lafı bir araya getiremeyen hanzolar ceplerinde tomarla parayla, altlarında son model arabalarla, ellerinde son model telefonlarla gezen yüzbinlerce görgüsüz medeniyetsiz insan müsveddesi. eskiden zengin aileler vardı ama baktığın zaman o zengin şımarıklığının yanında bir aile kültürü terbiyeside vardı, oturmasını kalkmasını biliyorlardı en azından. şimdi emeğiyle hakkıyla para kazanan taraf ile bu hanzolar arasında inanılmaz bir uçurum oluştu.

    iyiye sahip olmak herkesin hakkı, zengin iyiyi fakir kötüyü kullanacak diye bir kanun kural yok, ama şartlar insanları buna itiyor. ya herkes durumunun farkındaki insanlar gibi ihtiyacı olan şeyi en uygun fiyata en iyi olabilecek şekilde alacak, yada en iyisini alıp borca harca girecek. üçüncü seçenek ise hiç almamak. burada da nefis devreye giriyor, kendini kıyas, sosyal statünün farkındalığı ve durumdan duyulan gereksiz bir eziklik, kötü bir psikoloji ile birleşince ortaya hızlı tüketilen lüks eşyaları ve milyonlarca lira milli kaybı oluşturuyor.

    hayatım boyunca şu ana kadar çok şükür iyi şartlar altında yaşadım, iyiden kastım asla muhanete muhtaç olmadım, 2 Üniversite bitirdim, hiçbir yerden burs yardım talep etmedim. çalıştım kazandım ama asla gereksiz para harcamadım. marka hastalığım hiç olmadı, hep F/P ürünler kovaladım, 13 yaşındada öyleydim şimdi 33 yaşındada öyleyim. memleketin en afilli devlet lisesinde okudum, hiçbir zaman ayağımdaki ayakkabı sırtımdaki montu kimse konuşamadı, marka değildi ama hiç kimsenin karşısında marka giymediğim için eziklenmedim.

    şimdi bakıyorum gençlere, durumu olmamak suç değil, babası gariban 3 kuruş için ömrü çalışmakla geçiyor oğlan/kız dünyaları yıkıyor şu marka ayakkabı istiyorum, şu marka mont istiyorum, telefonum en son model olsun. yahu yazıktır günahtır, niye ananınıza babanıza eziyet ediyorsunuz. onlarda ister sizin en iyi şartlar altında yaşamanızı en iyi şeyleri giymenizi ama yok işte, olanla idare edin. o markalar size adamlık insanlık katmıyor emin olun. arkadaş ortamında sevilmek, toplumda statü sahibi olmak istiyorsanız önce düzgün insanlar olmaya çalışın, yalandan uzak durun, yalakalıktan uzak durun, kimseye çıkar için bile olsa biat etmeyin, sonra çok çalışın, önce derslerinize sonra işinize gücünüze. o zaman hem paranız hem itibarınız hemde istediğinizi alabilecek durumunuz olur. marka hastalığından uzak durun, emin olun hiçbir şey kaybetmeyeceksiniz.

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >




  • quote:

    Orijinalden alıntı: newrophat

    memlekette son 10 yılda inanılmaz zenginleşen insanlar(!) oldu, nedeni malum. iki lafı bir araya getiremeyen hanzolar ceplerinde tomarla parayla, altlarında son model arabalarla, ellerinde son model telefonlarla gezen yüzbinlerce görgüsüz medeniyetsiz insan müsveddesi. eskiden zengin aileler vardı ama baktığın zaman o zengin şımarıklığının yanında bir aile kültürü terbiyeside vardı, oturmasını kalkmasını biliyorlardı en azından. şimdi emeğiyle hakkıyla para kazanan taraf ile bu hanzolar arasında inanılmaz bir uçurum oluştu.

    iyiye sahip olmak herkesin hakkı, zengin iyiyi fakir kötüyü kullanacak diye bir kanun kural yok, ama şartlar insanları buna itiyor. ya herkes durumunun farkındaki insanlar gibi ihtiyacı olan şeyi en uygun fiyata en iyi olabilecek şekilde alacak, yada en iyisini alıp borca harca girecek. üçüncü seçenek ise hiç almamak. burada da nefis devreye giriyor, kendini kıyas, sosyal statünün farkındalığı ve durumdan duyulan gereksiz bir eziklik, kötü bir psikoloji ile birleşince ortaya hızlı tüketilen lüks eşyaları ve milyonlarca lira milli kaybı oluşturuyor.

    hayatım boyunca şu ana kadar çok şükür iyi şartlar altında yaşadım, iyiden kastım asla muhanete muhtaç olmadım, 2 Üniversite bitirdim, hiçbir yerden burs yardım talep etmedim. çalıştım kazandım ama asla gereksiz para harcamadım. marka hastalığım hiç olmadı, hep F/P ürünler kovaladım, 13 yaşındada öyleydim şimdi 33 yaşındada öyleyim. memleketin en afilli devlet lisesinde okudum, hiçbir zaman ayağımdaki ayakkabı sırtımdaki montu kimse konuşamadı, marka değildi ama hiç kimsenin karşısında marka giymediğim için eziklenmedim.

    şimdi bakıyorum gençlere, durumu olmamak suç değil, babası gariban 3 kuruş için ömrü çalışmakla geçiyor oğlan/kız dünyaları yıkıyor şu marka ayakkabı istiyorum, şu marka mont istiyorum, telefonum en son model olsun. yahu yazıktır günahtır, niye ananınıza babanıza eziyet ediyorsunuz. onlarda ister sizin en iyi şartlar altında yaşamanızı en iyi şeyleri giymenizi ama yok işte, olanla idare edin. o markalar size adamlık insanlık katmıyor emin olun. arkadaş ortamında sevilmek, toplumda statü sahibi olmak istiyorsanız önce düzgün insanlar olmaya çalışın, yalandan uzak durun, yalakalıktan uzak durun, kimseye çıkar için bile olsa biat etmeyin, sonra çok çalışın, önce derslerinize sonra işinize gücünüze. o zaman hem paranız hem itibarınız hemde istediğinizi alabilecek durumunuz olur. marka hastalığından uzak durun, emin olun hiçbir şey kaybetmeyeceksiniz.

    Adam ağlanıyor kredi borcum var şuyum var buyum var napıcam diye kara kara düşünüyor altında 100 bin tl'lik, krediyle aldığı Passat var.




  • 
Sayfa: 1
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.