Şimdi Ara

BİLİN BAKALIM BU KİM?

Daha Fazla
Bu Konudaki Kullanıcılar: Daha Az
2 Misafir (1 Mobil) - 1 Masaüstü1 Mobil
5 sn
15
Cevap
0
Favori
509
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
0 oy
Öne Çıkar
Sayfa: 1
Giriş
Mesaj
  • 7 Şubat 1923 Çarşamba günü Zağanos Paşa Camii'nde bir mevlit programı ...Dikkat edelim Cuma değil!.

    Kur'anlar ve mevlitler okundu, devletimizin dirliği, milletimizin birliği için duâlar edildi. Bir ileri gelen minbere çıktı ve şu tarihî konuşmasını yaptı:


    'Ey Millet, Allah birdir, şanı büyüktür. Allah'ın selâmı, âtıfeti, hayrı üzerinize olsun.

    Peygamberimiz Muhammed Mustafa (s.a.s.) Efendimiz Hazretleri Cenâb-ı Hak tarafından insanlara hakâyık ve akâid-i kat'iyyeyi (kesin inançları) telkin etmek için me'mûr olmuştur (görevlendirilmiştir), mersûl olmuştur (gönderilmiştir).


    Peygamberimiz Efendimiz Hazretlerinin delâlet-i peygamberânesiyle tesis etmiş olan dînimizin kanûn-i aslîsi cümlenizce mâlumdur ki Kur'an-ı Azîmüşşânın ihtivâ ettiği nusûhtur (öğütlerdir).

    Bu nusûha istinâden tesis etmiş olan dinimiz 1300 bu kadar seneden beri âlem-i beşere feyz-i rûhânî vermiş son dindir ve dîn-i ekmeldir. Çünkü tabiata, akla, mantığa tamamen muvâfık, mutâbık ahkâmı ihtivâ eder.


    Filhakîka böyle olması ve en son din olabilmesi için bu mezâyâyı âliyeyi (yüksek meziyetleri) câmî bulunması (içine alması) icap eder. Çünkü aksi takdirde kavânîn-i ilâhiye (ilâhî kanunlar) beyninde tezat olması lazımdır. Zira bilcümle kavânîn-i dîniyeyi yapan ve kuran Allah Azîmüşşân'dır.


    Biliyorsunuz Cenab-ı Peygamber bütün mesâi-i zâtiyesinde (şahsî çalışmalarında) iki hâneye mâlik bulunuyordu. Birisi kendi evi, diğeri Allah'ın evi idi. Millet işlerini ekseriyâ Allah'ın evinde, camide Eshâb-ı Kirâm ile istişâre ederek yapardı. Biz bu dakikada Allah'ın evinde bulunuyoruz.


    Allah'ın huzurunda, Peygamberimiz Aleyhissalâtü Vesselâm Efendimizin ehl-i imân ile beraber ictimâ ettiği dâr-ı kudsîde bulunuyoruz. Böyle bir sevaba beni muzahhir eden (kavuşturan) Balıkesir'in dindar, çok kıymettâr ve kahraman insanlarının huzûrudur. Bundan dolayı çok memnunum.

    Çünkü Cenâb-ı Hakk'a karşı en kıymetli bir vazife ifâ ettiğimizden nâşî (dolayı) en büyük sevaba nail olacağım.


    Ey Balıkesir Halkı!
    Camiler yalnız birbirimizin yüzüne bakmaksızın yatıp kalkmak için değildir.


    Camiler bilhassa din ve dünya için neler yapmak mecburiyetinde olduğumuzu düşünmek, meşveret etmek (fikir alışverişinde bulunmak) içindir.


    Herşey ancak meşveretle iyi tarîka (yola) sevk edilir.


    Biliyorsunuz ki Cenâb-ı Peygamber ekseriya rufekâ-i mesâîsiyle (çalışma arkadaşlarıyla) meşveret eder(danışır), dünya umûrunda (işlerinde) kendinden kuvvetli, daha zekî arkadaşları olduğunu teslim buyururlardı.
    Binâenaleyh, sizin de kendi işlerinizde her birerlerinizin dimağları (beyinleri) mutlaka ayrı ayrı hâli faaliyette (çalışma hâlinde) bulunmalıdır.


    Bugün burada memleketimizin mâmûriyeti için, bütün bunların istinâd ettiği (dayandığı) istiklâli tâmmemiz (tam bağımsızlığımız) bilâ kayd-ı şart (kayıtsız şartsız) hâkimiyetimiz (egemenliğimiz) için neler düşündüğümüzü açıkça söyleyelim, hasbihâl edelim (konuşup dertleşelim).


    Ben size yalnız kendi düşündüklerimi söylemek değil, sizin düşündüklerinizi bilmek istiyorum. Esasen âmâl-i Milliye (millî emeller), irâde-i milliye (millî irâdeler), temâyulât-ı milliye (millî meyiller) demek, halkın içerisinden şu veya bu bir kaç kişinin emelleri değil, bütün bir milletin muhassalası (hülâsâsı, özü) demektir. Bu muhassalanın fevkine (üstüne) çıkmak ve tahtında(altında) kalmak mutlaka yanlıştır.
    Hakîki yolu bulabilmek için halkın efkârı hissiyâtını (fikrî duygularını) daima bilmek lâzımdır. Buna binâen sizden çok rica edeceğim: Bana ne sormak istiyorsanız sorunuz, dinleyeceğim.

    Cenâb-ı Hakka tekrar hamd ve senâ ederek burasını terk ve sizi dinlemek üzere aşağıya iniyorum.'


    Minberden indiklerinde ise hutbe ile ilgili olarak sorulara cavaplar verdiler.


    islami terbiye hakimiyetinden hisse almış bir ruhun ifadeleri idi bunlar.


    bilin bakalım bu kişi kimdi?







  • MUSTAFA KEMAL ATATÜRK
  • vese III

    (dedem olur)
  • Bunun doğruluğu üzerine tartışmalar var mı?

    Kaynaklar nelerdir ? Bu gerçekten önemli!
  • günün trivia'sı;

    forumda açılan her 5 başlıktan 5inin de dini içerikli yazılardan oluştuğunu biliyormuydunuz ?
  • Ramazanda akşamcıların biz de varız dedikleri kabilinden,dini bayram öncesi o kadar olması olağandır diye değerlendiriyorum.Bizde din hayatın ruhudur.Herkesi az çok ilgiendiriyor.Döndüm baktım hafifce mübalağa var gibi de görünüyor.

    Gene bizde bayram dargınlık ve kırgınlıkların unutulma vesilesidir.

    lacrima bayramının kutlu ve huzurlu geçmesini dilerim.



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi akarahmet -- 8 Ocak 2006 23:49:51 >
  • mehmet akif ersoy
  • Yapay Zeka’dan İlgili Konular
    Bu kaza da kim haklı?
    5 ay önce açıldı
    Daha Fazla Göster
  • cevabını alalım en kısa sürede merak ettim. üslubundan mehmet akif aklıma geldi ilk
  • Yer; Balıkesir

    Mustafa Kemal Atatürk
  • quote:

    lacrima bayramının kutlu ve huzurlu geçmesini dilerim.


    sana da iyi bayramlar akarahmet..
  • ilk defa okuyorum ama daha ilk parağraflardan mustafa kemal olduğunu anlamıştım...onun tarzı...
    ama...
    " 7 Şubat 1923 Çarşamba günü Zağanos Paşa Camii'nde bir mevlit programı ...Dikkat edelim Cuma değil!."

    bu ifadeler nedir?..
  • quote:

    Orjinalden alıntı: akarahmet

    7 Şubat 1923 Çarşamba günü Zağanos Paşa Camii'nde bir mevlit programı ...Dikkat edelim Cuma değil!.

    Kur'anlar ve mevlitler okundu, devletimizin dirliği, milletimizin birliği için duâlar edildi. Bir ileri gelen minbere çıktı ve şu tarihî konuşmasını yaptı:


    'Ey Millet, Allah birdir, şanı büyüktür. Allah'ın selâmı, âtıfeti, hayrı üzerinize olsun.

    Peygamberimiz Muhammed Mustafa (s.a.s.) Efendimiz Hazretleri Cenâb-ı Hak tarafından insanlara hakâyık ve akâid-i kat'iyyeyi (kesin inançları) telkin etmek için me'mûr olmuştur (görevlendirilmiştir), mersûl olmuştur (gönderilmiştir).


    Peygamberimiz Efendimiz Hazretlerinin delâlet-i peygamberânesiyle tesis etmiş olan dînimizin kanûn-i aslîsi cümlenizce mâlumdur ki Kur'an-ı Azîmüşşânın ihtivâ ettiği nusûhtur (öğütlerdir).



    yakın tarihin aydınlatılması yönündeki katkıların için sağol




  • yukarıdaki yazılanlar aşağıdaki eserlerde de var...



    1- Kazım Karabekir, İnkilap Hareketlerimiz, 3.baskı sh.119


    2-Uğur Mumcu , Kazım Karabekir anlatıyor, 13.basım, sh 72-73
  • Bu kadar buyuk işleri başarmış birinin hem maddi hem manevi yönünün kuvvetli olması gerektiğini biliyorum. Ve bu yazı da bu bildiğimi destekliyor.
    Atatürk ü din düşmanı olarak gösteren köpekler bakalım ne halt edecek bu gerçekle karşı karşıya gelince...???
  • 
Sayfa: 1
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.