Şimdi Ara

Big mi bang?

Daha Fazla
Bu Konudaki Kullanıcılar: Daha Az
2 Misafir - 2 Masaüstü
5 sn
14
Cevap
0
Favori
366
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
1 oy
Öne Çıkar
Sayfa: 1
Giriş
Mesaj
  • Bilinenlere göre uzayın yaşı 13.7 milyar yıl ve bulunan en uzak galaksi 13.4 milyar ışık yılı uzakta.
    Öyleyse o galaksi bizim gözlediğimiz anda 300 milyon yıl yaşında olmalı. Yani daha bebek.
    Üstelik bu bebeyi gördüğümüz yer tam patlamanın olduğu yere çok yakın olmak zorunda.
    Merkezden kaçalı daha 300 milyon yıl olmuş çünkü. O zaman biz ilk püskürenlerden olmalıyız.
    Peki biz patlama noktasından ışık hızında kaçamayacağımıza göre bu sürede ancak ışığın katedebileceği mesafeyi (yani 13 milyar ışık
    yılı mesafeyi) nasıl ketettik.
    Biz oradan geldiysek çok çok daha uzun bir zaman geçmiş olmalı. "ışık hızı / bizim hızımız" kadar bir hata katsayısı var.

    Ayrıca patlamada ilk oluşanlardansak bizim önümüzdeki azınlık galaksi bizden çok uzaklaşamamış olmalı.
    Yani ters yöne baktığımızda sayısı çok az , yaşları ve mesafeleri bize çok yakın galaksiler görmemiz gerekir. Ama durum böyle değil.
    En uzak denilen galaksiden bizim gözümüze gelen foton bundan 13.4 milyar yıl önce bizim doğduğumuz yere yakın bir yerden yola çıktıysa biz bu fotonun önüne ne ara
    geçtik.

    Bir de patlama noktasında hala madde üretilmiyorsa milyarlarca ışıkyılı çapında dev bir küresel boş hacim olmalı. Yani evrenin dağlımı içi boş bir karpuz gibi olmalı .
    Daha bir çok çelişkisi olan bu teoriyi kabul etmiyorum. Kusura bakmasınlar. Peki o değilse ne. Belki de maddenin tamamı bir patlama anında üretilmemiştir, sürekli ya
    da fasılalı bir madde püskürmesi vardır. Bu teoriyle çelişkilerin büyük kısmı açıklanabilir.

    Yanlış düşünüyor olabilirim ama yine de batının teorilerine körü körüne inanmayı bırakıp biraz kendimize güvenip fikir üretmeliyiz.
    45 yaşına kadar bir çok yabancı mühendisle çalışmış bir mühendis olarak onlardan eksiğimiz değil fazlamız olduğunu defalarca gördüğümü söyleyebilirim. Beyin fırtınasını bekliyorum.







  • muhur M kullanıcısına yanıt
    Aslinda big bang 'i uzayi yaratan sey gibi degil de, uzay-zamani yaratan sey gibi dusunmek gerek. 3D geometrisindeki x,y,z alanlari elimizdeki tek sey degil. Uzay var, uzay-zaman var. BigBang'in oldugu andaki singularity, x,y,z nin 0 a cok yakin oldugu an. Uzay hala sonsuz. Yani soyle dusun, aslinda tum uzay, uzaydaki her nokta, ornegin dunya 141,1515,152521521 noktasinda olsun; bu 0.00001,0.000002,000004 noktasinda duruyor bigbang aninda. Canis Majoris 0.00002,0.000004,0.000000024 noktasinda. Her sey cok kucuk bir alanda. Evrendeki her nokta orada.
    BigBang var olan x,y,z evreninde bir nokta degil, bu noktalari kapsayan bir olay. BigStretch. Bir anda, her sey birbirinden uzaklasmaya basliyor isik hizina yakin surede. Yani evrenin yasi x isik hizi uzakliginda cizebilecegin kure; evrendeki her nokta icin aslinda "Observable Universe" anlamina geliyor. Bu yuzden bizim gordugumuz bebek galaksi, sadece bigbangten sonraki ilk galaksilerden. Bu onun BigBang e olan uzakligi hakkinda fikir vermiyor, cunku BigBang x,y,z duzlemine ait meydana gelen bir olgu degil; uzay-zamanin ; sonsuz oldugunu dusundugumuz evrenin bir parcasi oldugu anlamina geliyor.
    Evrenin cogunlugunun bosluk olmasi konusunda da haklisin. Hatta zamanla bu bosluk daha da artacak.

    < Bu ileti tablet sürüm kullanılarak atıldı >




  • Güzel cevap, ama çelişkileri tam olarak açıklamıyor. "Bir anda, her sey birbirinden uzaklasmaya basliyor isik hizina yakin surede." demişsin.
    Yani ışık hızından daha yavaş. Bu durumda patlamadan (yani bizim başlangıç noktamızdan) 300 milyon sonra yola çıkan bir ışığın bize yetişmesi 13.4 milyar yıl süremez.
    Çoktan bizim önümüze geçmiş olmalıydı. Bigbang bizim bütün evrenin nokta kadar bir hacime sığdığını kabul etmemizi istiyor.
    Diyelim o anda bildiğimiz fizik kurallarına uymayan böyle özel br durum var ve zaman , dolayısıyla kurallar patlama ile beraber başladı.
    Fakat patlamadan ışk hızında uzaklaşma olsa bile 2 saniye sonra oluşacak kürenin hacmine ancak şu anki güneş sığıyor ve
    şu anki evrenin en yoğun halinin bile bu hacime sığması düşünülemez.
    Teori bu noktada yine çuvallıyor.
  • quote:

    Orijinalden alıntı: muhur

    Güzel cevap, ama çelişkileri tam olarak açıklamıyor. "Bir anda, her sey birbirinden uzaklasmaya basliyor isik hizina yakin surede." demişsin.
    Yani ışık hızından daha yavaş. Bu durumda patlamadan (yani bizim başlangıç noktamızdan) 300 milyon sonra yola çıkan bir ışığın bize yetişmesi 13.4 milyar yıl süremez.
    Çoktan bizim önümüze geçmiş olmalıydı. Bigbang bizim bütün evrenin nokta kadar bir hacime sığdığını kabul etmemizi istiyor.
    Diyelim o anda bildiğimiz fizik kurallarına uymayan böyle özel br durum var ve zaman , dolayısıyla kurallar patlama ile beraber başladı.
    Fakat patlamadan ışk hızında uzaklaşma olsa bile 2 saniye sonra oluşacak kürenin hacmine ancak şu anki güneş sığıyor ve
    şu anki evrenin en yoğun halinin bile bu hacime sığması düşünülemez.
    Teori bu noktada yine çuvallıyor.

    Simdi oncelikle sunu soyleyeyim, bigbang'i de iceren Singularity denilen olgunun ne oldugu hakkinda tam olarak bilgi sahibi degiliz.
    Sen genislemenin bir balonun sismesi gibi, kurenin en uc noktalarinin uzaklasmasi seklinde oldugunu dusunuyorsun, yanildigin yer burasi.
    Hayir genisleme, balonun icerisindeki ve tam sinirdaki ( balonun kendisini olusturan ) her noktanin genislemesi seklinde oluyor.
    Yani her sey birbirinden uzaklasiyor. Merkez sabit kalip da, dis noktalardaki seyler uzaklasmiyorlar. Bu yuzden evrenin merkezi diye bir sey yok. Kozmos her yone dogru genisliyor, merkezi orjin kabul ederek genislemiyor. Bu ayrintiyi gozardi ettigin icin, yani bir baslangic noktasi oldugu kabulune dayandigin icin, patlamadan 300 milyon yil sonra yola cikan isigin bize gelemeyecegini dusunuyorsun.
    |A------B-------C| seklinde bir evren var, B noktasinda patlama oluyor ( | | seklinde belirttigim de sinir olsun bu ornekte ) ve A ve C ; B 'den uzaklasiyorlar gibi dusunuyorsun. |A------------------------B-------------------------C| seklinde. Olay boyle degil. --------------------------|------------------------A--------------------------------------------------------------------B------------------------------------------------------------C--------------------------------------------|------------------------- seklinde. Yani her sey, digerine gore uzaklasiyor, her madde, O singularity icerisindeki her sey genisliyor ve yeni uzay-zaman olusuyor gibi dusunulebilir kabaca. Bu yuzden oyle bir nokta yok ki, dunyadaki gibi bir Observable Universe denilen kure'yi bizim ile ayni buyuklukte goremesin. Bu sebeple 300 milyon yillik bebek galaksinin isiginin bize 13.4 milyar yil sonra gelmesinde yanlis ya da mantiksiz bir sey yok; BigBang ile de celismiyor.
    Esas kafa kurcalayan dedigin gibi o kadar maddenin bu kadar kucuk bir alanda bulunabilmesi ki karadelikler icin de gecerli bu; zaten dedigim gibi Singularity kavramini aciklayabilen bir teori yok, Kuantum Mekaniginin dominant oldugu olcekte bu kadar yuksek maddenin bulunmasi sebebiyle dominant olan fiziksel teorileri ayni anda aciklayan bir sey yok. String Teori vb cabalar olsa da hala bilmiyoruz.

    Bir de hesaplarinda soyle bir yanlislik var. Diyelim ki bigbang olmadi ve biz hala o singularity nin icerisindeyiz. 300 milyonuncu yilda olusan galaksi de hemen dibimizde. Biz yine onu 13.4 milyar yil sonra gorecektik. Cunku aramizdaki "mesafe" aslinda degismiyor. Uzuyor yalnizca. Yani "hiz" ya da sabit hizda gelen bir cismin yolu katetmesi icin gereken "mesafe" zaten uzay-zamanin bukulmesinden etkileniyor.

    Bir de cevap yazarken alinti ya da mention yaparsan daha kolay farkederim, sans eseri farkettim cevabini : )



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Mephalay -- 16 Nisan 2016; 4:40:23 >
    < Bu ileti tablet sürüm kullanılarak atıldı >




  • kingman29 bey, biz sömürenlerden olmamışız buna ragmen her kafamızı kaldırdığımızda tepemize çökmeselermiş,
    eğitim sistemimiz sığır yetiştiriciliğine evrilmeseymiş en azından sömürmeden gelişen uzak doğu ülkeleri gibi olabilirmişiz.
    Çünkü gerçekten potansiyelimiz var. Biraz kurcalayınca toplumda gizli kalmış ne dahi beyinlerin olduğu ortaya çıkıyor.
    Belki bu yazışmalar bir yere varmaz ama hiç olmazsa bunları okuyan genç beyinleri biraz dürtmüş oluruz.

    Savarogun gönderdiği Videoda da dediğin gibi evrenin 93 milyar ışık yılı çapında olduğunu söylüyor.
    Çapı olan her şeyin bir merkezi vardır. Burada merkezinde bizim olduğumuz bir küre çiziyor.
    Çünkü gözleyen biziz tabi. Ötesini zaten gözleyemeyiz diyor. Ama gerçek merkez biz olamayacağımıza göre , biz de uzaklaştığımıza göre

    evren en az bir o kadar daha büyük olmalı. Adam hem tekillik den bahsediyor hem de patlama her yerde oldu diyor.

    Mephaşay , yazını dikkatle okudum. Tekillik anını da bir evren gibi tasvir ediyorsun. "Kozmos her yone dogru genisliyor, merkezi

    orjin kabul ederek genislemiyor." demişsin. Aslında merkezi origin kabul eden big bang. Zaten her şeyin birbirinden uzaklaştığının

    gözlenmesi bir zamanlar her şeyin aynı noktadan harekete başladığı yorumuna yol açarak big bang i doğurdu.
    Bu teorideki çelişkileri de felsefi bazı zorlama açıklamalarla gidermeye çalışıyorlar.
    Çünkü felsefe yapmak çelişkiyi çözecek yeni bir teori üretmekten daha kolay.

    Evren ışıktan hızlı genişliyormuş ama bu einstein ın izafiyet teorisine aykırı değilmiş (Savarogun videosundan).
    Ne yani şimdi biz (ve güneş sistemi) ışıktan hızlı mıyız. Güneşin ışığının gerçek hızı nedir o zaman.
    Başka bir forumda şu cevap verilmiş :
    ışık hızını geçen galaksi evrenin bir dilimi tarafından taşınmakta, ışık hızını aşan bu dilim zaten,
    yoksa galaksi tabiki kendi başına ışık hızını geçemiyor.
    Oldu mu?. Oldu diyelim. Yani Karanlık madde tüm evreni görünmez bir tusunami gibi ışıktan hızlı biçimde sürüklüyor.

    Genişleme megaparsec başına 74km/s olarak hesaplanıyor. Yalnız çok uzaktaki galaksiler ışık hızında uzaklaşıyormuş.
    Fakat bunlar bize ışık yollayabiliyorsa onlardan ışıktan hızlı kaçıyor olamamalıyız. Ayrıca uzaklaşma hızının arttığı hesaplanmış.
    Gittikçe hızlanıyorlarsa , geriye doğru gidersek ilk hızları çok yavaş olması gerekiyor.
    Burada da önce patlamış , sonra yavaşlamış, sonra karanlık madde devreye girince hızlanmış diye açıklama getiriliyor.

    Cevaplar için teşekkürler.




  • Burada çok büyük yanlış anlaşılmalar söz konusu.

    İlk olarak Big Bang bir patlama değildir, boşluğun genişlemesidir. İkinci olarak bir merkezi yoktur. Bu genişleme olayı sıklıkla balon analojisiyle açıklanır. Bir balonun üstüne koyduğunuz noktalar balon şiştikçe birbirinden uzaklaşır. Hangi noktayı merkez kabul ettiğinizin bir önemi yoktur. Her noktanın kendi 93 milyar ışık yılı çapında bir gözlemlenebilir küresi mevcuttur. Evrenin sınırlı olduğuna dair bir veriye sahip değiliz, sınırlıysa da bu gözlemlebilir kısmın çok ötesinde bir büyüklüktür. Burada biraz bizim bencilliğimiz devreye giriyor. Bugün bizim en yaşlı galaksi olarak gördüğümüz yerden bakan bir kişi de muhtemelen bizi en yaşlı galaksi olarak görmektedir. Üçüncü olarak galaksilerin birbirinden sürekli uzaklaşmanın sebebi bizzat genişlemenin kendisidir, yoksa galaksiler ışık hızıyla ters yöne hareket ediyor değiller. Galaksilerin hareketi genellikle kütleçekimle alakalı bir meseledir. Ki bu yüzden Andromeda Galaksisi bize uzaklaşmaktan ziyade yakınlaşmaktadır. Hatta uzak gelecekte çarpacaktır.

    Söz konusu genişleme dolayısıyla muhtemelen bize ışığı hiç bir zaman ulaşmamış, hiç bir zaman da ulaşamayacak galaksiler de bulunmakta. Ve yine muhtemelen evren genişledikçe kütleçekim etkimizde olmayan galaksiler de bizden gitgide uzaklaşacak ve bir noktadan sonra başka hiç bir galaksiyi gözlemleyemeyeceğiz.

    Not: Bazı kimselerin saman dedikleri malzeme, Anadol'un kullanımından çok sonraları yaygınlaşabilmiş fiberglass idi. Anadol gibi bir arabayı küçümsemek malzeme bilgisi olmayanların haddine değildir.




  • Yapay Zeka’dan İlgili Konular
    Big Bang Theory / Çizgi Romanlar
    13 yıl önce açıldı
    Daha Fazla Göster
  • quote:

    Orijinalden alıntı: Bill Russell

    Burada çok büyük yanlış anlaşılmalar söz konusu.

    İlk olarak Big Bang bir patlama değildir, boşluğun genişlemesidir. İkinci olarak bir merkezi yoktur. Bu genişleme olayı sıklıkla balon analojisiyle açıklanır. Bir balonun üstüne koyduğunuz noktalar balon şiştikçe birbirinden uzaklaşır. Hangi noktayı merkez kabul ettiğinizin bir önemi yoktur. Her noktanın kendi 93 milyar ışık yılı çapında bir gözlemlenebilir küresi mevcuttur. Evrenin sınırlı olduğuna dair bir veriye sahip değiliz, sınırlıysa da bu gözlemlebilir kısmın çok ötesinde bir büyüklüktür. Burada biraz bizim bencilliğimiz devreye giriyor. Bugün bizim en yaşlı galaksi olarak gördüğümüz yerden bakan bir kişi de muhtemelen bizi en yaşlı galaksi olarak görmektedir. Üçüncü olarak galaksilerin birbirinden sürekli uzaklaşmanın sebebi bizzat genişlemenin kendisidir, yoksa galaksiler ışık hızıyla ters yöne hareket ediyor değiller. Galaksilerin hareketi genellikle kütleçekimle alakalı bir meseledir. Ki bu yüzden Andromeda Galaksisi bize uzaklaşmaktan ziyade yakınlaşmaktadır. Hatta uzak gelecekte çarpacaktır.

    Söz konusu genişleme dolayısıyla muhtemelen bize ışığı hiç bir zaman ulaşmamış, hiç bir zaman da ulaşamayacak galaksiler de bulunmakta. Ve yine muhtemelen evren genişledikçe kütleçekim etkimizde olmayan galaksiler de bizden gitgide uzaklaşacak ve bir noktadan sonra başka hiç bir galaksiyi gözlemleyemeyeceğiz.

    Not: Bazı kimselerin saman dedikleri malzeme, Anadol'un kullanımından çok sonraları yaygınlaşabilmiş fiberglass idi. Anadol gibi bir arabayı küçümsemek malzeme bilgisi olmayanların haddine değildir.

    Big bang nasıl oluyo da patlama olmuyo? Peki kozmik arkaplan radyasyonu nerden geliyo o zaman. İyi ki gözümüz belli dalga boyundaki ışığı algılayabiliyo. Eğer her dalga boyunu algılasaydı, gökyüzüne ve uzaya baktığımızda büyük patlamanın ışığından kör olurduk hiçbişey göremezdik.

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >




  • quote:

    Orijinalden alıntı: kingman29


    quote:

    Orijinalden alıntı: Bill Russell

    Burada çok büyük yanlış anlaşılmalar söz konusu.

    İlk olarak Big Bang bir patlama değildir, boşluğun genişlemesidir. İkinci olarak bir merkezi yoktur. Bu genişleme olayı sıklıkla balon analojisiyle açıklanır. Bir balonun üstüne koyduğunuz noktalar balon şiştikçe birbirinden uzaklaşır. Hangi noktayı merkez kabul ettiğinizin bir önemi yoktur. Her noktanın kendi 93 milyar ışık yılı çapında bir gözlemlenebilir küresi mevcuttur. Evrenin sınırlı olduğuna dair bir veriye sahip değiliz, sınırlıysa da bu gözlemlebilir kısmın çok ötesinde bir büyüklüktür. Burada biraz bizim bencilliğimiz devreye giriyor. Bugün bizim en yaşlı galaksi olarak gördüğümüz yerden bakan bir kişi de muhtemelen bizi en yaşlı galaksi olarak görmektedir. Üçüncü olarak galaksilerin birbirinden sürekli uzaklaşmanın sebebi bizzat genişlemenin kendisidir, yoksa galaksiler ışık hızıyla ters yöne hareket ediyor değiller. Galaksilerin hareketi genellikle kütleçekimle alakalı bir meseledir. Ki bu yüzden Andromeda Galaksisi bize uzaklaşmaktan ziyade yakınlaşmaktadır. Hatta uzak gelecekte çarpacaktır.

    Söz konusu genişleme dolayısıyla muhtemelen bize ışığı hiç bir zaman ulaşmamış, hiç bir zaman da ulaşamayacak galaksiler de bulunmakta. Ve yine muhtemelen evren genişledikçe kütleçekim etkimizde olmayan galaksiler de bizden gitgide uzaklaşacak ve bir noktadan sonra başka hiç bir galaksiyi gözlemleyemeyeceğiz.

    Not: Bazı kimselerin saman dedikleri malzeme, Anadol'un kullanımından çok sonraları yaygınlaşabilmiş fiberglass idi. Anadol gibi bir arabayı küçümsemek malzeme bilgisi olmayanların haddine değildir.

    Big bang nasıl oluyo da patlama olmuyo? Peki kozmik arkaplan radyasyonu nerden geliyo o zaman. İyi ki gözümüz belli dalga boyundaki ışığı algılayabiliyo. Eğer her dalga boyunu algılasaydı, gökyüzüne ve uzaya baktığımızda büyük patlamanın ışığından kör olurduk hiçbişey göremezdik.

    Kozmik mikrodalga arkaplan ışıması bir yerden gelmiyor. İçinde bulunduğumuz evrenin radyasyon baskın durumda olduğu, yaklaşık 380.000'inci yaşından beri mevcut halde. Biz onun üzerine gelmişiz desek daha doğru olur. Bu ışıma, evrenin genişlemesiyle ve sıcaklığının düşmesiyle doğal olarak enerjisini kaybetmiş ve mikrodalga boyutuna kadar inmiş.

    Big Bang ismi Fred Hoyle'un metaforik olarak ortaya attığı bir kavram, fazlasıyla kafa karıştırıcı olabiliyor. Fakat söz konusu olayın, başlangıçtaki madde-enerjinin belli bir noktadan boşluğa yayılması şeklinde değil boşluğun genişleyerek madde-enerjiyi taşıması şeklinde olduğu bugün için kabul edilen bir durum.

    Şurada bazı kısa cevaplar da mevcut: http://wmap.gsfc.nasa.gov/site/faq.html




  • 2 ustte 2 altta homojen kutular duşunelim.

    Solalttaki yok denen kavram olsun. Bu kavramdan 1 noktayı dışarı çıkarmak istediğinizde aslında görünmeyen bir kılıç turu şeyin bu noktayı tam ortadan ikiye bolduğunu hayal edelim.

    Sorun şu; bu kılıç 2 paralel kılıç olamak yerine makas gibi davranıyor. Yani nokta kadar maddeyi tek proton olsa bundan 2 ya da 3 tane yapıp varların dünyasına atmıyor.

    Makasa çarpan nokta kadar materyal an itibariyle açılıyor ve materyal aynı zamanlı 2 ye bolunurken makasın açılan tarafı 1 mateyali tekrar yokluğa yolluyor. Diğer kesilen materyal ise varların dünyasına geçiyor.

    Büyük patlama denen halde maddenin mevcut var olan bir kainatı doldurması anında bir madde tekken çift olup sonra tekilleşerek madde denen hali kazanıyor olmalı.

    Temelde ışık hızı kavramının kafa karıştıran hali aslında yok denen sol alt koşedeki kutucuğun bu kavramı bilmemesi.

    Bu nedenle varlığa geçen kavramın ilk olarak ışığın mevcudiyeti için ışıma yaptığını duşunursek bunun patlama gibi duşunulmesi olasıdır.

    Biz bu ışığa bakarak sol alt köşede karanlıktan başka bir şey bilmeyen o ilknokta kadar maddeye omur biçiyoruz.



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi HADO77 -- 17 Nisan 2016; 19:27:53 >
    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >




  • bizim galaksimiz sol tarafa dogru kacarken o galaksi sag tarafa dogru kacmis olarak dusun.

    yani basitce dusunmek gerekirse x noktasindan harekete gecen iki otobus zit yonlere dogru hareket ederse birbirlerinden uzaklasirlar. teorik olarak ayni hizlarla zit yonlerde ilerlersek 26 milyarlik yillik bir fark dahi olusabilir. ancak o kadar zaman gecirmedigimiz bunu anlayamayiz.

    sizin yanilgiya dusme nedeniniz ayni yonlerde ilerledigimizi zannetmek. mesela ayni hizlarla baslangic noktasindan yaklasik 58.55 derecelik bir aciyla ayrildiysak bugun bizim ile sizin bahsettiginiz galaksi arasinda dediginiz gibi 13.4 milyar isik yili uzaklik mumkun oluyor. bunu basitce ucgenlerle anlatabiliriz. eger daha detayli dusunmek isterseniz kuresel ucgenleri isinize yarar.


    Bu mesaja eklenen görseller:

     Big mi bang?




  • Jeopol kullanıcısına yanıt
    Uzayı bizim algılayabildiğimiz 3 boyutta düşündüğümüzde sayısız çelişki çıkıyor.
    Ancak Bill Russel ın dediği gibi (Nasanın da sistesinde yazdığı gibi) bir şişme varsa
    ve bu şişme başka bir boyutta ise çelişkilerin bir kısmı açıklanabiliyor. Hepsi değil.
    Zaten sizin çizdiğiniz üçgendeki A ve B noktaları birbirini mevcut yer ve zamanda göremez.
    Birbirini milyarlarca yıl önceki yerlerinde ve bebekliklerini görebilirler.

    Bigbang i açıklayan yabancı siteler de zaten Big Bang için kesin doğrudur demiyor.
    Şu anki gözlemleri açıklamaya en yakın teori diyor.
  • muhur M kullanıcısına yanıt
    Teori zaten, kesin dogru kabul edilmemeli.
    3d duzlemdeki bir patlama degil, 3d duzlemdeki bir ayrismanin baslangici.
    Matematikteki "sonsuz" ifadesi aslinda pratikte hic bir sey icin dogru degildir. Singularity bunu bozan tek ornek.

    < Bu ileti tablet sürüm kullanılarak atıldı >
  • Aslında kabullenmemiz gereken şey, biz büyük patlamayı anlamıyoruz. Zaten anlasaydık anormal olan bu olurdu. Anlamaya yönelik yapacağımız her araştırma ve düşünce, daha çok anlamsızlıkla yüz yüze gelmemize sebep olacak. Çünkü evrenin doğası bu şekilde. Kuantum fiziğinin babası Bohr der ki:Eğer biri size kuantum fiziğini anladığını söylerse, bilin ki anlamamıştır.

    Kısacası anlıyamamak, anlamak yolundaki ilk adımdır. Diyeceksiniz ki kuantum fiziği ile büyük patlamanın ne alakası var. Çünkü ikisi de 4 ncü boyutla ilgilidir. Biz olayları 3 ncü boyut üzerinden anlamaya çalıştıkça, hiçbir zaman sonuca ulaşamayız. Nasıl ki kuantum fiziğinde, bir parçacık, bizim 3 boyutlu evrenimizde aynı anda birden fazla konumda bulunabiliyosa, büyük patlamanın da evrenin her yerinde olması yine 4 ncü boyutla ilgilidir.

    Büyük patlamanın anlaşılması için gösterilen balon örneği, aslında 4 ncü boyutun 3ncü boyuta yansımasını tasvir etmek amacıyla verilmiş bir örnektir. İşin özü büyük patlamanın merkezi bizim 3 boyutlu evrenimizin her yeridir. Yani belli bir merkezi yoktur. Ancak 4.ncü boyutta bu patlamanın bir merkezi vardır. 4 ncü boyutu tasvir etmek imkansızdır. Sadece 3 ncü boyutun 2 nci boyuta yansımasını örnek alarak kıyaslama yapabiliriz ve neden 4 ncü boyutı algılayamadığımız konusunda fikir sahibi olabiliriz.

    Einstein'ın da dediği gibi biz evreni çok bulanık bir şekilde algılıyoruz. Kafamızda net bir görüntü oluşturmak imkansız. Ancak 3 ncü boyutun ötesini düşünmeyi reddederek, kısıtlı görüşe mahkum oluyoruz. Ancak kuantum fiziğine doğru adım attıkça, evrene bakışımız birden değişiyo ve artık hiçbirşeye eskisi gibi bakamamaya başlıyoruz. Evren sandıüımızdan çok daha garip bir yer.

    Şimdi mobildeyim. Yarın vaktim olursa, bazı resimlerle 4 ncü boyut konusunda belki biraz açıklama getirebilirim.

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >




  • 
Sayfa: 1
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.