Şimdi Ara

Benim de bir hikayem var, çok utanıyorum -BÖLÜM4- güncel+ +18

Daha Fazla
Bu Konudaki Kullanıcılar: Daha Az
10 Misafir (9 Mobil) - 1 Masaüstü9 Mobil
5 sn
52
Cevap
17
Favori
132.541
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
0 oy
Öne Çıkar
Sayfa: 123
Sayfaya Git
Git
sonraki
Giriş
Mesaj
  • Merhaba arkadaşlar, anlatacaklarımın gerçek veya hayal ürünü olup olmadığı konusunda istediğinizi düşünebilirsiniz.
    Ancak, "yaşadıklarım" bana bile, "insana özgü olan hiç bir şey bana yabancı değildir" diyen birine bile ağır geldi. Tedirginim anlatmakta. Ancak anlatacağım, çünkü donanımhaber kuralları dahilinde, tartışabileceğimiz bir konu olduğunu düşünüyorum. Paragraf paragraf anlatacağım, eğer ilgi görürse tabii...

    Yazıyı okurken dinlemeniz için öneri şarkı; TIKLA

    Yaklaşık, bir senedir tanıdığım ve tanıdığım günden beri bir kadına aşık olduğuna emin olduğum, ilkeli, küpeli, uzun saçlı, telli, barda çalışan bir arkadaşım var. Bu şehirden ayrılmasına 2 gün kala, benimle görüşmek istediğini söyledi. Ve buluşma yerine gittim. Yanında lise sona gittiğini sonradan öğrendiğim bir kadın vardı. Kadın bira içiyordu. -arkadaşımın parası olmadığını fark etmiştim- Biraz sohbet ettikten, görüşmeyeli yaptıklarımızdan bahsettikten sonra, hadi dışarıda bir yerlerde oturalım, tekelden bira ısmarlarım size dedim. Kabul ettiler, kalktık. Kadın bir bira daha istemedi, ben arkadaşla kendime kırmızı tuborg aldım, gittik ıslak olmayan bir yer bulduk ve oturduk. Kadın konuşmalarımızdan sıkılmıştı, onun ilgi alanı olmayan şeylerden söz ediyorduk çünkü. Bunun üzerine kadın "kardeşim evde korkmaya başlamış, gitmeliyim" dedi ve gitti.

    Tahminim; kadının buna karşı bir ilgisi olduğu, bunun ise ona karşı ilgisiz olduğu yönünde. Bunu sordum, "hayır" dedi. Eyvallah dedim. Gene aşık olduğu kadına geldi konu. Daha yeni mesaj atmış, onu gösterdi. Mesaj beklediğimin aksine "duygusuz ve anlamsızca" yazılmış gibime geldi, dedim; içip içip yazmışsın oğlum, nesini gösteriyorsun? dedim. kızın cevaba pak "pardon?" belki de silmiştir beni. dedi. Neden aranız kötüleşti diye sordum. "Ben çok büyük bir hata yaptım umbaba" dedi. Ne yaptığını anlatması için, abartısız 10 dakika uğraştım. en sonunda bana döndü, gözlerime baktı ve; "kardeşiyle yattım" Ben anlamadım, nasıl yani? aşık olduğun kadının kardeşiyle mi? dedim. Evet. dedi. Hem kızın kardeşinin, hem de kendi duygularına ihanet ettiğini söyledi. Ben de ablasının bundan nasıl haberi oldu? yani ne bileyim, hatalar her şeyi bitirir mi? dedim. Birini öldürdükten sonra, ne yaparsan yap onu geri getiremezsin. dedi. ve konu böylece kapandı. Duygusal bir boşluğa düştük ikimizde.

    Ne yapmak istiyorum biliyor musun? diye sordu. ne istese yapacaktım. ne? diye sordum. "iskender yemek" dedi, hadi kalk gidiyoruz dedim. dur ama önce, paran varsa şurdaki barda bir kaç bira içebilir miyiz? diye sordu. çok hoşlandığım bir bar olmamasına rağmen belirterek kabul ettim.

    Bara gittik.

    Bölüm2

    Arkadaşın da barda çalışıyor olmasından mütevellit, çalışanlarla selamlaştıktan sonra kapıya en yakın masaya oturduk. Müzisyenleri bile tanıyordu. Bizim biralar bittikten sonra yaşlı bir amca ile selamlaştı, bizim masaya oturdu bize de birer bira söyledikten sonra küfürlü konuşmalara başladı, gürültüden ne dediğini tam kestiremiyordum. Benim arkadaşın telefonu çaldı, yaklaşık 15 dakika dışarıda telefonla konuştuktan sonra geldi, arayan giden liseliymiş. "Bir şeyler söyledi ama anlamadım" dedi. "İyi" dedim. Bu sırada içeriye bir kızıldereli denilebilecek, uzun boylu, biraz da kilolu saçları beyazlamaya başlamış bir abi ile, incecik, güzel denilebilecek bir kadın girdi içeriye. Kızıldereli ile selamlaştılar, onlar müzisyene en yakın masaya gidip oturdular. Arkadaşım bu sırada hep bana "eğlensene biraz" falan diyordu, ancak ben, bu tarz ortamlara alışkın olmadığım için biraz yabancılık çekiyordum. Ne bileyim, hem böyle de bir eğlence anlayışım yok. Her neyse, bir süre sonra tekrar kızıldereliye selam vereceğini söyledi. Daha önce verdin ya dedim. Bir de yanına gidip vermek lazım, olmaz böyle dedi ve gitti. Bu sırada bar taburesinde oturan kel bir adamın da hep bizi izlediğini düşünüyordum, arkadaşa da dedim al bak heykel sanırım diye. Neyse, gitti bu, selamlaştı. 5 dakika sonra geldiğinde "hadi o masaya geçelim" dedi. "Neden?" dedim, hem tanımadığımız insanlarla tanışırız daha iyi olur dedi, biraz da ısrar ettikten sonra kalktık, geçtik. Bu sırada müzisyenler ara vermişti, gitar çalan kel adamla, kadın tabiri caizse "yiyişiyordu" masada. Kızıldereli, adama "biz ev arkadaşıyız" dedi. Bu cümleden, kadınla müzisyenin çok yakın olmadıklarını anladım.

    Kendimi biraz masadan soyutlamak zorunda kaldım. Kızıldereli ile benim arkadaş aralarında bir şeyler konuşuyordu, yanımdakiler de rahat durmuyorlardı. Kızıldereliye sen nabıyon? diye sordum. Masör olduğunu , sürekli gezinti halinde olduğunu söyledi, kadına da söylediğini teyit ettirdi. kadın "2 aydır ev arkadaşıyız, 1 ya da 2 gece gördüm" dedi, güldü. Ben ortamda gittikçe daha da yabancılaşıyordum. Bu sırada müzisyenlerden biri benim arkadaşı çağırdı, kendisi konservatuara hazırlanmak için il değiştirecek, gitar çalan birisi. çıktı, 1-2 şarkı çaldı. En azından benim de ilgilenecek bir meşgalem olmuştu.

    O da masaya geldikten sonra,canlı müzik bitti. kızıldereli, bir başka bara geçeceklerini, bizim de gelip gelemeyeceğimizi sordu. Ben çekinik kalıyordum, istemiyordum fakat, bir yandan da "ula neler oluyor? az biraz deneyimleyeyim" diye de aklımdan geçmedi değil. Arkadaş da çok ısrar edince kalktık. Kadın, müzisyene "sen de gelsene" dedi. müzisyenler de geçeceğimiz yerin adını öğrenip "siz çıkın, biz geliriz" dediler ve bardan çıktık.

    Bölüm 3

    Bardan çıktıktık. Kendi kendime "kötü mü işte, deneyim oluyor" diye düşündüm. Yeni hayatlar tanımaktan çekinmeyen bir yapım var. Hem, "insana özgü olan bir şey bana yabancı değildir" diye düşünmüşümdür hep. Bunları düşünürken gecenin sonunda olacaklardan bihaberdim tabii.. Tek bildiğim alkolün etkisinin giderek arttığıydı... Bu sırada, kadın, benim arkadaşımın koluna girmişti. Arkadaşım bu durumdan rahatsızmış gibi hareket yapıyor olsa da, kadın, vazgeçmiyordu.

    Kızılderili, "paylaşmak" ile ilgili düşündüğü güzel şeyleri aktarırken, tesadüf bu ya, onu tanıyan 2 adam çıkıverdi karşımıza. Kızılderili onları hatırlamamıştı. Ama bu, 2 adamı yolundan alıkoymadı, "sen bizimle sigaranı paylaştın, biz de seninle paylaşacağız" dediler. Bu teklif karşısında ortamda bir şaşkınlık, birbirine bakma, kısa süreli gülümseme durumu oldu. Teklifi, kızılderili kabul edince, biz de kabul etmiş sayıldık. Tenha bir köşeye geçtik, adamlardan biri sigarayı sarmaya başladı. Bu sırada kızılderili, olaydan aldığı gazla paylaşmak üzerine özlü sözler söyleyip eğleniyordu.
    Kadın, duvarın yanına, arkadaşımın yanına geçti. Arkadaşımla göz göze geldim. Bu sırada kadının elini, arkadaşımın cebine girerken gördüm. Hayır, bu bir hırsızlık değil, başka bir şeydi. Arkadaşım da bunun farkında olacak ki, 1 adım ileri atarak rahatsızlığını belli etti. Ya da, rahatsız-mış gibi- görünmek istedi.
    Bu sırada, sigara sarılmış, onu ilk kimin yakacağı tartışılıyordu. İpi kızılderili göğüslemek zorunda kaldı. Tenha bir köşede olmamıza rağmen, yanımızdan tekaşla koşan 1 kadın, 1 erkek geçti "16 yaralı varmış" diyerek. Yakındaki arabalarına hızlıca binip gittiler. Bu sırada, o iki yeni adamla tanışmalarımız sürüyordu. Sonradan içimizden kimsenin tanımadığı bir kadın, karanlıktan kırmızı elbiseli bir kadın "sivil değilim, korkmayın" diyerek geldi ve sigaradan içti. Özellikle "16 yaralı var" diye koşan çift beni çok etkilemişti. Kızılderili, "kim, nerede, ne olmuş?" dese bile biz orada yokmuş gibi davranıp rüzgar gibi geçtiler yanımızdan. Benim kafam oraya takılıydı.
    Sigara bittikten sonra, o iki adamdan ayrıldık ve gideceğimiz barın yolunu tuttuk...

    Bölüm 4

    2 adamla karşılaşmamız, bize sigaranın etkisi dışında hiç bir etki bırakmamıştı. Yaralıların neden ve nasıl yaralandıkları hakkında kafa yormaya yetecek kadar kafamız bile yoktu o sıralar. Etrafımdakiler eğlenmeye, ben ise izlemeye çalışıyordum. Bara gittik. Bar, biraz karanlık, diskovari bir havaydı. Kadın garson geldi yanımıza, gülümseyen bir ifadeyle; "hoş geldiniz, ne alırsınız?" dedi. Kadın tam olarak Mia Wallece'ı andırıyor. Hatta o'ydu diyebilirim size. Saçları, boyu, hareketleri... Bulunduğumuz yerin erkeklerin çokça gittikleri, "para tuzağı" olarak adlandırılan yerlerden biri olduğuna kesin kanaat getirdim. Çünkü Mia wallece, bu iş için biçilmiş bir kaftan adeta... Bizim haricimizde, 3 masa doluydu. Birinde tek bir adam, diğerlerindeyse 3 adam ve 1-2 kadın. Mia, ne alırsınız? diye sorduğunda arkadaşımla göz göze geldik, "ne içelim?" diye sordum. Eveleyip güveleyip net bir yanıt vermeyince ben "çay" demiş bulundum. :) Mia, sert bir ifadeyle "çay yok" dedi. Arkadaşım da "neskafe var mı ya?" demiş bulundu o anda. Mia, "arkadaşlar siz şaka mısınız ya?" deyince alkollü bir şey içmemiz gerektiğini anladım ben. :) Kızılderili bunun üzerine "bize 3 bira" dedi. Kadın biraları getirince ödememizi istedi, kızılderili ile kısa bir pazar yaptılar ve 3 biraya 30 lira ödedi. Kendisi sigaradan sonra alkol almıyormuş..
    Zaman geçtikçe, hareketler daha da anlamsızlaşıyor, kendimi de daha da yabancı hissediyordum. Artık gelen leblebileri birbirlerine atmaya başlamıştı insanlar. Sonra benim arkadaşım dışarıya çıktı. Yanımdaki kadın mesajlaşmaya başladı ve 5 dakika sonra "benim de acilen tuvalete gitmem gerekiyor sanırım" diyerek kapının yolunu tuttu. Kızılderili ile başbaşa kalmıştık, o dans edip insanları izliyordu. Ben de biraz telefonumla uğraştım. Arkadaşım tuvalete gideli 10 dakika olduğunu fark ettim. Tam bu sırada, kızılderili, dışarı çıkmayı teklif etti. Kabul ettim. Ona tuvaleti sordum, gösterdi, sonra kendisi de gelmeye karar verdi. "Burası, kapıyı tıklat" dedi. Tıklattım. Bir de o sırada ne göreyim? Tuvalette 2 kafa var. Kızılderiliye içeride 2 kafa, bunlar bizimkiler olmasın? dedim. "olabilir, burası özgür bir ülke" demişti. Verdiği cevabın anlamsızlığı üzerine kafa yorarken, "aa burası kadınlar tuvaletiymiş, erkekler tuvaleti yan taraf" dedi ve güldü. Oraya geçtik. "Tabularının yıkılması lazım" dedi bana. Ve bir de kendisi gidip kapıyı çaldı. Bunu bir oyun haline getirmişti, kapıyı tıklatıyor, sonra da yanıma geliyor "sıra sende" deyip gülüyordu. Kızılderili bir daha kapıyı çaldığında içeriden kadın "kızılderili, sen misin?" diye sordu. Zaten çok yüksek ihtimali olan ve düşündüğümüz şey, kanıtlanmış oldu böylece. Ardından, gene erkekler tuvaletine geçtik. Bu sefer kızılderili benim tabularımı yıkmakta kararlı gibiydi. "Gey misin?" diye sordu. Sanki, dünyanın en kötü şeyi gey olmakmış gibi bir edayla kendimi "hayır" derken yakaladım. "Biseksüel misin?" dedi, hayır dedim. "Ee, o zaman?" dedi ve erkekler tuvaletinin ışıkları kapandı. Tırsmadım değil. Bu sefer tuvalletten çıktığımızda, arkadaşımı ellerini silerken gördüm. Hiç bir şey konuşmadık. Kızılderili barın güvenliklerine doğru gidiyordu, ben de arkasından gittim. Kızılderili, "arkadaşlar biraz sorhoş, içeride biraz takılmışlar" dedi. Adam güldü. Sonra arkadaşım geldi, ona da "kadınlar tuvaletinde ne işin var?" diye sordu. Usta bir yalancı gibi, "erkekler tuvaleti doluydu, ben de kadınlar tuvaletine girdim" dedi.Sonra içeriye girdik, kadın çoktan içeriye geçmiş.
    Bütün bunların üzerine ne olsa beğenirsiniz? Ardından kadınla kızılderili tuvaletin yolunu tuttular. Ben de arkadaşımla başbaşa kaldım. yüzüme bakamıyordu, dekor olarak konulmuş bir telefonla uğraşıyordu, bir yandan da erkek garsona tuvalette yaptıklarını anlatıyordu. Garson gidince bana "gelsinler, gidelim" dedi. Ben; "sıra bana geldi, ben eve gidiyorum" dedim. "ne?" dedi önce, sonra anlayıp güldü. 9 dakika sonra kızılderili ile kadın gelince bardan ayrıldık...

    Gecenin burada biteceğini düşünüyordum. Yanılmışım...



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi umbaba -- 13 Mayıs 2014; 20:02:05 >







  • Lise sona giden kadından sonrasını okumadım.
  • kadın.
    evet...
  • quote:

    Orijinalden alıntı: ratso

    Lise sona giden kadından sonrasını okumadım.
    csb olsa da olmasa da okunur bekliyorum
  • quote:

    Orijinalden alıntı: ratso

    Lise sona giden kadından sonrasını okumadım.
    Barda neler oldu ? merak ettim, umarım devamını yazarsın...
  • ee sonra?
  • quote:

    Orijinalden alıntı: -RAUL

    csb olsa da olmasa da okunur bekliyorum

    Alıntıları Göster
    Kemıla indirim gelmiş arkadaşlar, gidip bir paket kemıl alayım. bu arada, çok fazla merak uyandıracak bir dizi sonu gibi yapamamışım sonu, "kesin aşık olduğu kadınla karşılaşacaklar" diye düşünmenize sebebiyet vermek istemiştim, başarılı değilmişim. Öyle olmadı tabii. Gelince devam edeceğim.

    @lahm csb değil, olsa bile okuyun. insana özgü olan bir şey size yabancı olmasın.
  • Potansiyeli var. Devamını bekliyorum.
  • umbaba kullanıcısına yanıt
    devamınının başına kalın fontla "bölüm 2" ve başlıga "güncel 2,3,4 gibi" yazıp güncellersen iyi olur takip edecem.
  • quote:

    Orijinalden alıntı: yılmaz058

    devamınının başına kalın fontla "bölüm 2" ve başlıga "güncel 2,3,4 gibi" yazıp güncellersen iyi olur takip edecem.
    Arkadaşın da barda çalışıyor olmasından mütevellit, çalışanlarla selamlaştıktan sonra kapıya en yakın masaya oturduk. Müzisyenleri bile tanıyordu. Bizim biralar bittikten sonra yaşlı bir amca ile selamlaştı, bizim masaya oturdu bize de birer bira söyledikten sonra küfürlü konuşmalara başladı, gürültüden ne dediğini tam kestiremiyordum. Benim arkadaşın telefonu çaldı, yaklaşık 15 dakika dışarıda telefonla konuştuktan sonra geldi, arayan giden liseliymiş. "Bir şeyler söyledi ama anlamadım" dedi. "İyi" dedim. Bu sırada içeriye bir kızıldereli denilebilecek, uzun boylu, biraz da kilolu saçları beyazlamaya başlamış bir abi ile, incecik, güzel denilebilecek bir kadın girdi içeriye. Kızıldereli ile selamlaştılar, onlar müzisyene en yakın masaya gidip oturdular. Arkadaşım bu sırada hep bana "eğlensene biraz" falan diyordu, ancak ben, bu tarz ortamlara alışkın olmadığım için biraz yabancılık çekiyordum. Ne bileyim, hem böyle de bir eğlence anlayışım yok. Her neyse, bir süre sonra tekrar kızıldereliye selam vereceğini söyledi. Daha önce verdin ya dedim. Bir de yanına gidip vermek lazım, olmaz böyle dedi ve gitti. Bu sırada bar taburesinde oturan kel bir adamın da hep bizi izlediğini düşünüyordum, arkadaşa da dedim al bak heykel sanırım diye. Neyse, gitti bu, selamlaştı. 5 dakika sonra geldiğinde "hadi o masaya geçelim" dedi. "Neden?" dedim, hem tanımadığımız insanlarla tanışırız daha iyi olur dedi, biraz da ısrar ettikten sonra kalktık, geçtik. Bu sırada müzisyenler ara vermişti, gitar çalan kel adamla, kadın tabiri caizse "yiyişiyordu" masada. Kızıldereli, adama "biz ev arkadaşıyız" dedi. Bu cümleden, kadınla müzisyenin çok yakın olmadıklarını anladım.

    Kendimi biraz masadan soyutlamak zorunda kaldım. Kızıldereli ile benim arkadaş aralarında bir şeyler konuşuyordu, yanımdakiler de rahat durmuyorlardı. Kızıldereliye sen nabıyon? diye sordum. Masör olduğunu , sürekli gezinti halinde olduğunu söyledi, kadına da söylediğini teyit ettirdi. kadın "2 aydır ev arkadaşıyız, 1 ya da 2 gece gördüm" dedi, güldü. Ben ortamda gittikçe daha da yabancılaşıyordum. Bu sırada müzisyenlerden biri benim arkadaşı çağırdı, kendisi konservatuara hazırlanmak için il değiştirecek, gitar çalan birisi. çıktı, 1-2 şarkı çaldı. En azından benim de ilgilenecek bir meşgalem olmuştu.

    O da masaya geldikten sonra,canlı müzik bitti. kızıldereli, bir başka bara geçeceklerini, bizim de gelip gelemeyeceğimizi sordu. Ben çekinik kalıyordum, istemiyordum fakat, bir yandan da "ula neler oluyor? az biraz deneyimleyeyim" diye de aklımdan geçmedi değil. Arkadaş da çok ısrar edince kalktık. Kadın, müzisyene "sen de gelsene" dedi. müzisyenler de geçeceğimiz yerin adını öğrenip "siz çıkın, biz geliriz" dediler ve bardan çıktık.




  • quote:

    Orijinalden alıntı: yılmaz058

    devamınının başına kalın fontla "bölüm 2" ve başlıga "güncel 2,3,4 gibi" yazıp güncellersen iyi olur takip edecem.

    Hallettim onu da, 20 dakikada hiç cevap gelmediğine göre pek tutulduğu söylenemez. Boşverelim bence biz, hikaye zaten gittikçe çirkinleşiyor. Bu arada atlamışım, bara gitmeden önce, arkadaş, oturduğumuz yerin duvarına aşık olduğu kadının adını yazdı.. ufak bir ayrıntı. ama değerli.
  • quote:

    Orijinalden alıntı: umbaba

    quote:

    Orijinalden alıntı: yılmaz058

    devamınının başına kalın fontla "bölüm 2" ve başlıga "güncel 2,3,4 gibi" yazıp güncellersen iyi olur takip edecem.

    Hallettim onu da, 20 dakikada hiç cevap gelmediğine göre pek tutulduğu söylenemez. Boşverelim bence biz, hikaye zaten gittikçe çirkinleşiyor. Bu arada atlamışım, bara gitmeden önce, arkadaş, oturduğumuz yerin duvarına aşık olduğu kadının adını yazdı.. ufak bir ayrıntı. ama değerli.

    Alıntıları Göster
    okudum ama anlamadım.




  • quote:

    Orijinalden alıntı: mrt__gl

    okudum ama anlamadım.

    Soru sorarsanız daha rahat açıklama getirebilirim.
  • takip bakicaz
  • Takip
  • quote:

    Orijinalden alıntı: maktusso

    takip bakicaz
    bulunsun takip
  • quote:

    Orijinalden alıntı: Heisenmert

    bulunsun takip

    Alıntıları Göster
    hiç mi ilginizi çekmedi.
  • Devam ?
  • quote:

    Orijinalden alıntı: Noel Babanın Oğlu

    Devam ?

    Konu beklediğimin yarısı kadar ilgi çekmedi ki :)
    Takip yazanlar bile yorum atmıyorlar.
  • Bakalım.
  • 
Sayfa: 123
Sayfaya Git
Git
sonraki
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.