Şimdi Ara

Bence Milliyetçilik çokta iyi sağlıklı bir ideoloji değil... (4. sayfa)

Daha Fazla
Bu Konudaki Kullanıcılar: Daha Az
2 Misafir - 2 Masaüstü
5 sn
318
Cevap
2
Favori
10.589
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
73 oy
Öne Çıkar
Sayfa: önceki 23456
Sayfaya Git
Git
sonraki
Giriş
Mesaj
  • quote:

    Orijinalden alıntı: -nazif-

    Bkz. Nef'i divan edebiyatında hicivleriyle ünlü bir yazardır.Babasına bile hicvetmiştir ama sonunda devrin padişahı IV.Murat tarafından kellesi alınmıştır.Siz siz olun eleştirmeyin,itaat edin.

    2. Murad ve Yıldırım Bayezid, cami yaptırdıklarında etraflarında bulunan dirayetli kişiler tarafından laf yemiş, içkileri yüzünden alenen eleştirilmiştir. Fatih gibi bir cihan hükümdarı, defalarca ulema ile didişmiş, ulemanın çektiği rest yüzünden geri adım atmak zorunda kalmıştır, 3. Mustafa savaşta başarısı olmamasına rağmen gazi unvanını almaya kalkınca Cuma namazında protesto edilmiş, adını hutbeden kaldırmaya dahi kalkmışlardır, İstanbul'da ekmeklerin kötü çıkması ve pahalanması nedeniyle gayet eli sopalı bir padişahın kafasına, bölge halkından yaşlıca kadın tarafından ekmek fırlatılmıştır, Abdülaziz veya Abdülmecid, sadrazamı tarafından İngiliz gemisinin batırdığı basit bir balıkçı teknesine karşı takındığı duyarsız tavır nedeniyle bir güzel fırçalanmıştır. Yani eleştiri her daim mevcuttur, örnek aradıktan sonra örnek bol

    Ayrıca şairler üzerinden örnek vermek pek de mantıklı değildir; zira o devrin yazar çizer takımı için patronluk diye bir mefhum vardır. Yani parayı nereden alırsa oraya yönelirler. Fuzuli'nin Osmanlı sarayı tarafından iplenmemesinin sebebi de budur; doğu taraflarında bulunduğu sırada İran tarafına yazdığı methiyeler nedeniyle bu tarafta sadece parası verilmiş, saray tarafından selamı bile alınmamıştır. O yüzden çok da şeyetmemek lazım




  • quote:

    Orijinalden alıntı: Zodion


    quote:

    Orijinalden alıntı: Kraven


    quote:

    Orijinalden alıntı: Zodion


    quote:

    Orijinalden alıntı: Kraven


    quote:

    Orijinalden alıntı: Zodion


    quote:

    Orijinalden alıntı: 0z0z


    quote:

    Orijinalden alıntı: Zodion


    quote:

    Orijinalden alıntı: Lews Therin Telamon


    quote:

    Orijinalden alıntı: Zodion


    quote:

    Orijinalden alıntı: Lews Therin Telamon


    quote:

    Orijinalden alıntı: Zodion


    quote:

    Orijinalden alıntı: Lews Therin Telamon

    Milliyetçilik insanların doğasında vardır. İnsanlar kendilerine benzer gördükleriyle gruplaşırlar, bu kadar basit. Beyin kimyası da bu yönde programlanmıştır, çok merak eden olursa oksitosin nörotransmiterini araştırmakla başlayabilir, bu konuda makaleler bulunur. Evrimsel temelleri de vardır bu durumun. Hem de etnik yönden gruplaşmaya daha meyillidir insanlar.



    Milliyetçilik saçma diyenler kendi hayatlarında, düşüncelerinde bir göz gezdirsinler. Gördükleri/tanıştıkları herkese hiçbir önyargı kırıntısı olmadan gerçekten eşit mi yaklaşıyorlar? Düşündüklerinde bunun imkansız olduğunu anlayacaklar.



    Milliyetçiliğin ortaya çıkışına gelince. Yine cahilce bir kerimcem yorumu, Napoleon icat etmedi milliyetçiliği kardeşim. Napoleon ne yaptı desem bir elin parmağını geçecek madde sayamazsın sen bana. En eski uygarlıklarda dahi milliyetçilik görülür. Yunanlar boşuna "barbar" kelimesini icat etmediler. Veya Japonlar boşuna Japon olmayanlara "gaijin" demedi.

    Mizantropiyim dediklerini savundum hatta gen bencildir falan dedim :p

    Dediklerimi savunmakla mizantropinin ve genin bencil olmasının ne alakası var?





    Bencillik motivasyondur başka anlamda eğer kişinin bireysel övünemiyorsa kafasında imge uydurarak bunu yapar.Gen yaşamak ister eski zamanlarda yıldızlara anlam yüklerdi topluluklar çünkü kabalık olmak daima hayatta kalma oranını arttırır.Milliyetçilik o prensipler sayesinde vardır feodal zamanda kral formundadır ancak burjuvaziyle beraber seçim gelmiş kişinin yeni gelen başarıyı hak ettiğine inanmasına hareketle kültürlerden süper egolar oluşturmuşlardır.Ön yargılar çelişkiyi doğurur lakin mutluluk kavramını esas yapanlar bizler olduğumuzdan riyakarız aynı zamanda.Mizantropi benim söylediğim doğrudur yargısına karşı çıkmaktır buna milliyetçilik dahil.Doğamız çok kirli olmayan kavramlar uğruna cesetler yığıyoruz

    Kavramların hepsinin sebepleri vardır. Doğadaki bütün canlı türlerinin onları diğerlerinden ayıran özellikleri varsa insanlar için de aynısı geçerlidir. Anlayabiliyor olsalardı da; iki kedi kafasında çizdiği, aslında var olmayan "yaşam alanı" kavramı için kavga ettiğinde onlara yaptıklarının çok yanlış olduğunu anlatman mümkün olmazdı. Yaşam alanı gibi soyut bir şey için kavga etmek kedinin programında vardır. İnsanlar da bazı şeylere programlıdır, hatta bir beyni görme imkanın olursa ciddi ciddi sinir lifleriyle "hardwired" olduğuna şahit olabilirsin. Bunun anatomisi de çalışılır, bir anatomi atlasında rahatlıkla bulunabilir.



    İnsanlar aslında var olmayan kavramlar için kan dökmeyi asla bırakmayacaklar. Çünkü o kavramlar insanı tanımlayan şeyler.



    Bencillik ise yıkıcıdır. İnsan sosyal bir canlı, bunun böyle gelmiş olmasının da sebepleri var. Tezin kolaylıkla çürütülebilir, bireysel olarak övünecek çok başarısı/özelliği olup da bu kafasında uydurduğu milliyetçilik gibi imgelere bağlı olan çok insan var.

    Programı yönlendirme zararsızlaştırma olanağın var eğer sen bilimden haz almasını sağlayacak şekilde eğitirsen milli imgelerle uğraşmayı bırakacak.Yanlışlığın zevkinden soykırımlar olmayacak çünkü doğruyu iddaa edenler kötülüğünü içselleştirip harekete geçirecek zemine daha kolay çıkar.Toplumsallık yapıcıdır lakin günahların kulesine tırmanıp orada bulunmaktan zevk duyamayacağım kadar etik tanımaz.Yıkıcı dediğin kavram dünyayı ileriye taşımış halkların istismar ettiği rasyonal kazanımdır.Bencillik yalan söylememektir kötü olduğunun farkındalığını anlatmaktır.Kendisinin nezdinde başarılar ulaşılmış o sebepten ihtiyacını karşılayacak tanımları diğerlerinden ödünç alabilir yani başarısızlığın sonucu milliyetçiliktir iddaasını onaylamıyorum

    Çok humanist bir düşüncedesiniz. Ve aslında doğru düşünüyorsunuz.
    Ancak karşınızda menfaat dolu ırkçı milliyetçiler varsa doğanızı savunmanız için ne yaparsınız?
    Siz de milliyetçi olmak zorunda kalırsınız. Ama hangi milliyetçilik?
    Akıl ve akılcılıktan yana bir milliyetçilik mi yoksa karşınızdaki bağnaz ırkçı ümmetçi bir milliyetçilik mi?
    İnsanlar henüz gelişimini tamamlamadı. Ütopik bir birliktelik hala söz konusu değil iyi niyetlisiniz ona eminim ama günümüz dünyasında en akla yatkın en humanist milliyetçilik sizce hangisi?
    100 sene önce Atatürkün farkına vardığı bu konuya sizler bugün farkına varınız. Gelecek daha iyi olacak insanlık gelişecek ondan eminiz.

    Milliyetçilik akılla temellendirilemez çünkü rasyonalizm sana aslında hiçiz demektedir.Milli aidiyet bizlerin kendimizi yalnız hissetmemek adına uydurduğumuz kavramlardır.Doğamızı savunmak kısır döngüye tabi olmaktır eğer yabancılar saldırmasalardı gerek olmazdı savunmaya.Onların saldırmalarına gerekçeleri milliyet kavramındandır.Zehiri tedavi etmek adına böyle yaparsanız en büyük canavar sizsiniz demektir.Çünkü ideolojilerin hepsi rahatlığını ister.Çözüm sorunun kendisi anlayın rica ediyorum

    Bu kadar basit kavramlardan bile nasıl bu kadar uzak olabiliyor bir kesim, cidden hayret ediyorum okudukça.

    Tabii, kendimizi yalnız hissetmemek adına aile kavramını uydurduk, etik kavramına sahip olmayan hayvanların dahi büyük bir bölümü, sırf bu dediğin sebeple bir arada yaşıyor ve hatta bazısı hayatları boyu eşleriyle yaşıyor değil mi...
    Milliyet dediğin şey ailedir. Sen aileni sevmiyor musun ? Ailenin iyiliğini her şeyden önceye koymaz mısın ? Dışarıdan gelen tehditlere karşı aileni korumaz mısın ? Bitti... Bu millet de benim ailemdir; onu sevmem, korumam, el üstünde tutmam kadar normal birşey yoktur. Bu da tarihin başlangıcından beri değişmemiştir. Bugünkü anlamda milliyetçilik anlayışı olmasa da kendinden olanı koruyup kollamak, her zaman için önceliktir. Seni insan yapan şey de budur. Devlet karşıtı, anarşist bir adam olan fakat muazzam bir bilim adamı olan Pyotr Kropotkin dahi bunu söyler; insanlığın kurtuluşunun birbirini koruyup kollamaktan geçtiğini, Darwin'in doğal seçiliminin insanlarda işlemediğini söyler.

    Tamam solcu olun, hobi olarak yine yapın da bari konuştuğunuz kavramları, konuları bilin de öyle yapın bu mereti...

    Keşke yorumlarımı okusaydınız gen yaşamak ister cümlesini boşuna kurmadım

    Keşke sen de temel kavramları biliyor olsaydın da o yorumları yazmana gerek kalmasaydı... Hiç olmazsa parmaklarını boşa yormazdın.

    Doğal seçilim işler diğer türlere kıyasla az olsa bile mesela kadınların çoğu erkeklerin %20lik bölümüne ilgi duyar rejimin çökmesini engellemek adına ahlak kuralları oluşturduk.Hayvanlardaki aile güdüsü varolmanın getirdiği zorunluluktur olanaklar genişledikçe yaşamak uğruna onlara ihtiyaç duymayacağımız zamanlar gelecek

    Genel ahlak insanlarası optmal bir konsensustur evladım.
    Bilim veya felsefik düşünce konsensus dışı olabilir.
    O konsensusa illaki düşünce olarak uymak zorundayım biat etmek zorundayım diye düşünme.
    Bilerek yaşa bunu topluma uy. Bilimini ve felsefeni kafanda yaşa.
    Belki zor tiyatro oynamak gibi ama sonunda ışık vardır ne dersin?

    < Bu ileti tablet sürüm kullanılarak atıldı >




  • quote:

    Orijinalden alıntı: Kraven


    quote:

    Orijinalden alıntı: -nazif-

    Bkz. Nef'i divan edebiyatında hicivleriyle ünlü bir yazardır.Babasına bile hicvetmiştir ama sonunda devrin padişahı IV.Murat tarafından kellesi alınmıştır.Siz siz olun eleştirmeyin,itaat edin.

    2. Murad ve Yıldırım Bayezid, cami yaptırdıklarında etraflarında bulunan dirayetli kişiler tarafından laf yemiş, içkileri yüzünden alenen eleştirilmiştir. Fatih gibi bir cihan hükümdarı, defalarca ulema ile didişmiş, ulemanın çektiği rest yüzünden geri adım atmak zorunda kalmıştır, 3. Mustafa savaşta başarısı olmamasına rağmen gazi unvanını almaya kalkınca Cuma namazında protesto edilmiş, adını hutbeden kaldırmaya dahi kalkmışlardır, İstanbul'da ekmeklerin kötü çıkması ve pahalanması nedeniyle gayet eli sopalı bir padişahın kafasına, bölge halkından yaşlıca kadın tarafından ekmek fırlatılmıştır, Abdülaziz veya Abdülmecid, sadrazamı tarafından İngiliz gemisinin batırdığı basit bir balıkçı teknesine karşı takındığı duyarsız tavır nedeniyle bir güzel fırçalanmıştır. Yani eleştiri her daim mevcuttur, örnek aradıktan sonra örnek bol

    Ayrıca şairler üzerinden örnek vermek pek de mantıklı değildir; zira o devrin yazar çizer takımı için patronluk diye bir mefhum vardır. Yani parayı nereden alırsa oraya yönelirler. Fuzuli'nin Osmanlı sarayı tarafından iplenmemesinin sebebi de budur; doğu taraflarında bulunduğu sırada İran tarafına yazdığı methiyeler nedeniyle bu tarafta sadece parası verilmiş, saray tarafından selamı bile alınmamıştır. O yüzden çok da şeyetmemek lazım

    Boşveriniz çok iyi bildiğiniz tarihi bu konuda neye bulaştığınızınızın farkında mısınız dostum ?

    < Bu ileti tablet sürüm kullanılarak atıldı >




  • quote:

    Orijinalden alıntı: Zodion

    quote:

    Orijinalden alıntı: Kraven


    quote:

    Orijinalden alıntı: Zodion


    quote:

    Orijinalden alıntı: Kraven


    quote:

    Orijinalden alıntı: Zodion


    quote:

    Orijinalden alıntı: Kraven


    quote:

    Orijinalden alıntı: Zodion


    quote:

    Orijinalden alıntı: Lews Therin Telamon


    quote:

    Orijinalden alıntı: Zodion


    quote:

    Orijinalden alıntı: Lews Therin Telamon


    quote:

    Orijinalden alıntı: Zodion


    quote:

    Orijinalden alıntı: Lews Therin Telamon


    quote:

    Orijinalden alıntı: Zodion


    quote:

    Orijinalden alıntı: Lews Therin Telamon


    quote:

    Orijinalden alıntı: Zodion


    quote:

    Orijinalden alıntı: Lews Therin Telamon

    Milliyetçilik insanların doğasında vardır. İnsanlar kendilerine benzer gördükleriyle gruplaşırlar, bu kadar basit. Beyin kimyası da bu yönde programlanmıştır, çok merak eden olursa oksitosin nörotransmiterini araştırmakla başlayabilir, bu konuda makaleler bulunur. Evrimsel temelleri de vardır bu durumun. Hem de etnik yönden gruplaşmaya daha meyillidir insanlar.



    Milliyetçilik saçma diyenler kendi hayatlarında, düşüncelerinde bir göz gezdirsinler. Gördükleri/tanıştıkları herkese hiçbir önyargı kırıntısı olmadan gerçekten eşit mi yaklaşıyorlar? Düşündüklerinde bunun imkansız olduğunu anlayacaklar.



    Milliyetçiliğin ortaya çıkışına gelince. Yine cahilce bir kerimcem yorumu, Napoleon icat etmedi milliyetçiliği kardeşim. Napoleon ne yaptı desem bir elin parmağını geçecek madde sayamazsın sen bana. En eski uygarlıklarda dahi milliyetçilik görülür. Yunanlar boşuna "barbar" kelimesini icat etmediler. Veya Japonlar boşuna Japon olmayanlara "gaijin" demedi.

    Mizantropiyim dediklerini savundum hatta gen bencildir falan dedim :p

    Dediklerimi savunmakla mizantropinin ve genin bencil olmasının ne alakası var?





    Bencillik motivasyondur başka anlamda eğer kişinin bireysel övünemiyorsa kafasında imge uydurarak bunu yapar.Gen yaşamak ister eski zamanlarda yıldızlara anlam yüklerdi topluluklar çünkü kabalık olmak daima hayatta kalma oranını arttırır.Milliyetçilik o prensipler sayesinde vardır feodal zamanda kral formundadır ancak burjuvaziyle beraber seçim gelmiş kişinin yeni gelen başarıyı hak ettiğine inanmasına hareketle kültürlerden süper egolar oluşturmuşlardır.Ön yargılar çelişkiyi doğurur lakin mutluluk kavramını esas yapanlar bizler olduğumuzdan riyakarız aynı zamanda.Mizantropi benim söylediğim doğrudur yargısına karşı çıkmaktır buna milliyetçilik dahil.Doğamız çok kirli olmayan kavramlar uğruna cesetler yığıyoruz

    Kavramların hepsinin sebepleri vardır. Doğadaki bütün canlı türlerinin onları diğerlerinden ayıran özellikleri varsa insanlar için de aynısı geçerlidir. Anlayabiliyor olsalardı da; iki kedi kafasında çizdiği, aslında var olmayan "yaşam alanı" kavramı için kavga ettiğinde onlara yaptıklarının çok yanlış olduğunu anlatman mümkün olmazdı. Yaşam alanı gibi soyut bir şey için kavga etmek kedinin programında vardır. İnsanlar da bazı şeylere programlıdır, hatta bir beyni görme imkanın olursa ciddi ciddi sinir lifleriyle "hardwired" olduğuna şahit olabilirsin. Bunun anatomisi de çalışılır, bir anatomi atlasında rahatlıkla bulunabilir.



    İnsanlar aslında var olmayan kavramlar için kan dökmeyi asla bırakmayacaklar. Çünkü o kavramlar insanı tanımlayan şeyler.



    Bencillik ise yıkıcıdır. İnsan sosyal bir canlı, bunun böyle gelmiş olmasının da sebepleri var. Tezin kolaylıkla çürütülebilir, bireysel olarak övünecek çok başarısı/özelliği olup da bu kafasında uydurduğu milliyetçilik gibi imgelere bağlı olan çok insan var.

    Programı yönlendirme zararsızlaştırma olanağın var eğer sen bilimden haz almasını sağlayacak şekilde eğitirsen milli imgelerle uğraşmayı bırakacak.Yanlışlığın zevkinden soykırımlar olmayacak çünkü doğruyu iddaa edenler kötülüğünü içselleştirip harekete geçirecek zemine daha kolay çıkar.Toplumsallık yapıcıdır lakin günahların kulesine tırmanıp orada bulunmaktan zevk duyamayacağım kadar etik tanımaz.Yıkıcı dediğin kavram dünyayı ileriye taşımış halkların istismar ettiği rasyonal kazanımdır.Bencillik yalan söylememektir kötü olduğunun farkındalığını anlatmaktır.Kendisinin nezdinde başarılar ulaşılmış o sebepten ihtiyacını karşılayacak tanımları diğerlerinden ödünç alabilir yani başarısızlığın sonucu milliyetçiliktir iddaasını onaylamıyorum

    Aziz Sancar bilimle Nobel alacak kadar uğraşmış biri ama milliyetçi. Yani tezin çürüyor, eğitim vererek bazı şeyleri değiştiremezsin. Ben çocukluğumdan beri kendi çapımda bilimle uğraşırım ama düşüncelerim ortada. Benim istediğim tek şey sevdiğim ve kendimi ait hissettiğim kültürün, dilin ve tarihin korunması.

    Bunu istedik diye hasta, sağlıksız deniyor bize hahaha. Sözüm sana değil üstüne alınma.


    Bencillik konusundaki tezlerinde ise oyun teorisini incelemen gerekir. Bunlar yeni tartışmalar değil...





    Maksimize fayda uğruna bütün kavramlardan zevk alıyorsun burada fikir sadece bilimsel eğitim değil ayrıca milliyetçiliğin kötü olarak algılatmasıdır.Başarısızlar milliyetçidir önermesini savunmuyorum paradigma gereği algılanan ödüller farklıdır.Kızıl elma ülküsünde başarı asla ulaşamamaktır.Entelektüel birikmini ölçüt haline getirerek ayırmıyorum.Herkes için aynıdır değemeyeceğin yıldızı istersin tarot kartında yer alan sembolizmin umudu simgelemesi tesadüf değil varoluşçuluk yazgısıdır

    Eskiden yazdıklarını anlıyorduk dostum. Sana bir şey oldu iyice kafayı yedin. Gündüz kafam basıyor da gecenin 4'ünde zor. Anlamak için defalarca okumam gerekiyor. Daldan dala atlıyorsun, başı sonu birbirine giriyor. Ne zamandır söyleyecektim unutuyordum.





    Şu felsefeyi bırak biraz, yaz da geldi çık dolaş sokakta hava al. Varoluşçuluk felan yeter artık bıktırmıyor mu bunlar? Varoluşçuluk kelimesinden iğrenirim ben. Hatta genel olarak Türkçe felsefe terimlerinden iğrenirim. Türkçe felsefeye uygun bir dil değil.

    Olayı kişiselleştirmeyelim lütfen özel mesaj atınız.Anlaşılmaz şeyler yazmadım çokluğu paragrafa sığdırınca böyle oluyor.Felsefe bağımlılıktır kantın dediğini yapıp kaçınıyorum ülkede yaşanan olaylar triggerlıyor.Ne yapayım ingilizce mi felsefi terimler söyleyeyim.Doğallıktan uzak kulağı tırmalıyor yani iğrenmen olası

    Felsefeyi İngilizce okuyup öğrendiysen bu denli saçmalamanı normal karşılamak lazım aslında. Felsefenin anadili Almanca'dır ve kısmen de olsa Fransızca'dır. Felsefeyi aslından okuyup anlamayınca ortaya böyle şeyler çıkıyor...

    Felsefede doğru bilgi olduğunu söylüyorsun anlıyorum

    Felsefede doğru bilgi olup olmadığını söylemiyorum, yazdığımı doğru oku. Felsefenin dili Almanca'dır; çünkü felsefeyi felsefe yapan adamlar Alman'dır ve Almanca yazılmıştır. Nasıl Osmanlıca okuyamayan adam Osmanlı tarihçisi olamazsa, Almanca'sından okumayan adam da felsefe hakkında ahkam kesemez. Kesmeye kalkarsa ortaya böyle saçmalıklar çıkıyor zaten, hepimiz görüyoruz...

    Saçma olduğunu iddaa ediyorsan onun aksi vardır.Kendince doğruları söylüyorsunuz ahkam kesmekten ziyade yorumluyorum

    Senin aksine ben felsefe yapmam. Hele Türkçe felsefe asla yapmam, doğrudan söylerim; zira felsefeyi ve özellikle de Türkçe felsefeyi gereksiz addederim. O nedenle ortadaki şey benim kendi görüşüm değil, doğru olandır. Felsefenin de dahil olduğu alanlarda belli başlı metodlar vardır. Bu alanın başlıca metodu ise kaynağı, aslından okumak ve anlamaktan geçer. O nedenle bu işin kaynağı olan Almanca eserleri aslından okuyup anlamamış adam, bir zahmet konuşmasın. Zira ortaya böyle aklı karışık, neden bahsettiğini bilmeyen zihinler çıkıyor.
    Ayrınca senin yorumlamak zannettiğin şeye biz saçmalamak diyoruz.

    Mutlak bilgiye sahip olduğunuzu iddaa etmeniz güzel.Keşke dediğinize katılabilsem zira objektivizm içsel çatışmayı bitiriyor

    Alıntıları Göster
    Mesajınız flood koruması tarafından engellenmiştir. Sebebi; 15'ten fazla alıntı yapılamaz. Bunun bir hata olduğunu düşünüyorsanız forum destekten geri bildirimde bulununuz




  • https://m.youtube.com/watch?v=Ulg1ahV552g

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • quote:

    Orijinalden alıntı: 0z0z


    quote:

    Orijinalden alıntı: Kraven


    quote:

    Orijinalden alıntı: -nazif-

    Bkz. Nef'i divan edebiyatında hicivleriyle ünlü bir yazardır.Babasına bile hicvetmiştir ama sonunda devrin padişahı IV.Murat tarafından kellesi alınmıştır.Siz siz olun eleştirmeyin,itaat edin.

    2. Murad ve Yıldırım Bayezid, cami yaptırdıklarında etraflarında bulunan dirayetli kişiler tarafından laf yemiş, içkileri yüzünden alenen eleştirilmiştir. Fatih gibi bir cihan hükümdarı, defalarca ulema ile didişmiş, ulemanın çektiği rest yüzünden geri adım atmak zorunda kalmıştır, 3. Mustafa savaşta başarısı olmamasına rağmen gazi unvanını almaya kalkınca Cuma namazında protesto edilmiş, adını hutbeden kaldırmaya dahi kalkmışlardır, İstanbul'da ekmeklerin kötü çıkması ve pahalanması nedeniyle gayet eli sopalı bir padişahın kafasına, bölge halkından yaşlıca kadın tarafından ekmek fırlatılmıştır, Abdülaziz veya Abdülmecid, sadrazamı tarafından İngiliz gemisinin batırdığı basit bir balıkçı teknesine karşı takındığı duyarsız tavır nedeniyle bir güzel fırçalanmıştır. Yani eleştiri her daim mevcuttur, örnek aradıktan sonra örnek bol

    Ayrıca şairler üzerinden örnek vermek pek de mantıklı değildir; zira o devrin yazar çizer takımı için patronluk diye bir mefhum vardır. Yani parayı nereden alırsa oraya yönelirler. Fuzuli'nin Osmanlı sarayı tarafından iplenmemesinin sebebi de budur; doğu taraflarında bulunduğu sırada İran tarafına yazdığı methiyeler nedeniyle bu tarafta sadece parası verilmiş, saray tarafından selamı bile alınmamıştır. O yüzden çok da şeyetmemek lazım

    Boşveriniz çok iyi bildiğiniz tarihi bu konuda neye bulaştığınızınızın farkında mısınız dostum ?

    Bu gece vaktim var. Bana da gece eğlencesi çıkıyor işte, fena mı ?




  • quote:

    Orijinalden alıntı: Kraven

    Mesajınız flood koruması tarafından engellenmiştir. Sebebi; 15'ten fazla alıntı yapılamaz. Bunun bir hata olduğunu düşünüyorsanız forum destekten geri bildirimde bulununuz

    Alıntıları Göster
    Mesajınız flood koruması tarafından engellenmiştir. Sebebi; 15'ten fazla alıntı yapılamaz. Bunun bir hata olduğunu düşünüyorsanız forum destekten geri bildirimde bulununuz
  • quote:

    Orijinalden alıntı: Kraven


    quote:

    Orijinalden alıntı: 0z0z


    quote:

    Orijinalden alıntı: Kraven


    quote:

    Orijinalden alıntı: -nazif-

    Bkz. Nef'i divan edebiyatında hicivleriyle ünlü bir yazardır.Babasına bile hicvetmiştir ama sonunda devrin padişahı IV.Murat tarafından kellesi alınmıştır.Siz siz olun eleştirmeyin,itaat edin.

    2. Murad ve Yıldırım Bayezid, cami yaptırdıklarında etraflarında bulunan dirayetli kişiler tarafından laf yemiş, içkileri yüzünden alenen eleştirilmiştir. Fatih gibi bir cihan hükümdarı, defalarca ulema ile didişmiş, ulemanın çektiği rest yüzünden geri adım atmak zorunda kalmıştır, 3. Mustafa savaşta başarısı olmamasına rağmen gazi unvanını almaya kalkınca Cuma namazında protesto edilmiş, adını hutbeden kaldırmaya dahi kalkmışlardır, İstanbul'da ekmeklerin kötü çıkması ve pahalanması nedeniyle gayet eli sopalı bir padişahın kafasına, bölge halkından yaşlıca kadın tarafından ekmek fırlatılmıştır, Abdülaziz veya Abdülmecid, sadrazamı tarafından İngiliz gemisinin batırdığı basit bir balıkçı teknesine karşı takındığı duyarsız tavır nedeniyle bir güzel fırçalanmıştır. Yani eleştiri her daim mevcuttur, örnek aradıktan sonra örnek bol

    Ayrıca şairler üzerinden örnek vermek pek de mantıklı değildir; zira o devrin yazar çizer takımı için patronluk diye bir mefhum vardır. Yani parayı nereden alırsa oraya yönelirler. Fuzuli'nin Osmanlı sarayı tarafından iplenmemesinin sebebi de budur; doğu taraflarında bulunduğu sırada İran tarafına yazdığı methiyeler nedeniyle bu tarafta sadece parası verilmiş, saray tarafından selamı bile alınmamıştır. O yüzden çok da şeyetmemek lazım

    Boşveriniz çok iyi bildiğiniz tarihi bu konuda neye bulaştığınızınızın farkında mısınız dostum ?

    Bu gece vaktim var. Bana da gece eğlencesi çıkıyor işte, fena mı ?

    Ben dilim döndüğünce bilimsel yönden sosyolojik yönden müdahil oldum gerisi size kalıyor.
    Bu genç insanları kazanacağız umarım. Sabırlar.



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi 0z0z -- 21 Mayıs 2017; 5:27:51 >
    < Bu ileti tablet sürüm kullanılarak atıldı >




  • quote:

    Orijinalden alıntı: Zodion

    Mesajınız flood koruması tarafından engellenmiştir. Sebebi; 15'ten fazla alıntı yapılamaz. Bunun bir hata olduğunu düşünüyorsanız forum destekten geri bildirimde bulununuz

    Alıntıları Göster
    Mesajınız flood koruması tarafından engellenmiştir. Sebebi; 15'ten fazla alıntı yapılamaz. Bunun bir hata olduğunu düşünüyorsanız forum destekten geri bildirimde bulununuz
  • Niye sağlıklı bir ideoloji olmasın ki, 21.yy da milliyetçiliği terkedip ümmetçiliğe mi döneceğiz ? Dünya üzerinde ekonomik ve sosyal olarak sürekli kalkınmaya devam eden gelişmiş ülkelerin hepsinde milliyetçilik olgusu yerleşmiştir. Çok basit örneklerle açıklıyorum :

    1) Her gün, 0 araçlar pahalı, alamıyoruz :( :( Almanyada millet o parayla bmw'ye biniyor :( :( diye başlık açıyorsunuz. Normaldir. Almanlar 1 asırdır araç "ÜRETİYOR". Ve bunla da kalmayıp 70 sene önce demişler ki, araç fiyatları pahalı halk arabaya binemiyor. O yüzden herkesin araç sahibi olabileceği fiyatlarda üretim yapan bir marka yapalım demişler ve "Wolksvagen (Türkçe meali, halkın arabası)" markasını kurmuşlar. Biz 70 sene önce ne yapıyorduk, feodallerin elinden binbir savaşla ve zorlukla alınıp halka iade edilen toprakları, rant için şeyhlere, ağalara ve beylere veriyorduk.

    2) Almanların ve İngilizlerin ve Afrikalı kölelerin oluşturduğu Amerika, her gün seyahat ettiğimiz uçakları, savaşırken kullandığımız silahları, her saniye elimizden düşmeyen telefonları ve bilgisayarları üretiyor. Sorsan bağımsız ülkeyiz. Böyle bir dünyada nasıl bir bağımsızlık algınız var çok merak ediyorum. Mesele, Amerikalıların Çin'de ürettirdiği çipleri satın alıp, Türkiye'de lehimleyip arkasına şirketin adını sticker olarak basıp milli telefon diye kakalamaksa, üzgünüm çocuklar bu milli üretim değil.

    3) Küba. Sosyalizmi tartışmayacağım. Bugün Dünya'nın en nitelikli tıp eğitimi Küba gibi bir ülkede veriliyor, Dünya'nın en nitelikli beyin cerrahları orada bulunuyor ve halk bu hizmetten eşit ve ücretsiz bir şekilde faydalanabiliyorsa, bizde ise adam akıllı bir üniversiteyi bitiren her genç, yurtdışına kapağı atmayı düşünüyorsa burada oturup milliyetçilik algımızı bir daha düşünmemiz gerekir.

    Üzgünüm ama, milliyetçiliği çok yanlış anlıyorsunuz, Atatürk milliyetçiliği, forumlarda avatarını kurtlu ftnh yazısı yapıp, ona buna sataşıp, ülkü ocaklarını çay ocağına çevirmek değil. Atatürk milliyetçiliği, sosyal, ekonomik ve politik alanda tam bağımsız olmak için gereken tüm yatırımları yapmak, arabamızı, teknolojimizi ve sanayimizi kendimiz üretmek, Amerika'ya Fransa'ya veya Almanya'ya göndermek için gençlerimizi üniversitede okutmak değil, milletimize bir faydası olması için okutmaktır. Bizse 20 yıl önce buğday sattığımız ülkelerden, şimdi tohum alıyoruz. Sorsan tarım ülkesiyiz...

    Bu işin ekonomik boyutu. Şimdi bir de Osmanlıcılar, Ümmetçiler türedi her yerde. Geçenlerde feminizm ile alakalı bir konunun altına birisi de demiş ki, feminist olmaya gerek yok, islam kadına gereken en güzel değeri veriyor zaten ... Ondan mı bir erkeğin 4 kadınla evlenmesi uygun görülüp, kadının başına bir iş gelince de mahkemede şahitliği yarım sayılıyor ? Kılıç kalkan devri kapandı beyler, artık 700 yıllık saçma hayallerinizden kurtulun. Bizim kültürümüzde zaten kadına ve anaya gerektiği değer veriliyordu. Çok merak edenler "hanım" sözcüğünün nereden geldiğini araştırsınlar. Ne zaman bu İslam ve bilhassa tasavvuf kültürüyle yozlaştık, o zamandan beri bizim başımızdan bela eksik olmadı kusura bakmayın. 13. yydan sonra neden tek bir bilim adamının dahi bu topraklarda yetişmediğini bana kim açıklayacak ? ? Çok basit, o dönemlerde İslam'ın daha bir sapkın boyutu olan tasavvuf, tüm Anadolu'yu esir aldığı için. Bu da işin sosyal boyutu.




  • konuyu açan arkadaş 1 ay önce atatürk solcu idi,sol devrimleri yapmıştı gibi cümleler kullandı. cevap vermeyin arkadaşa.
  • quote:

    Orijinalden alıntı: whattheayran

    Niye sağlıklı bir ideoloji olmasın ki, 21.yy da milliyetçiliği terkedip ümmetçiliğe mi döneceğiz ? Dünya üzerinde ekonomik ve sosyal olarak sürekli kalkınmaya devam eden gelişmiş ülkelerin hepsinde milliyetçilik olgusu yerleşmiştir. Çok basit örneklerle açıklıyorum :

    1) Her gün, 0 araçlar pahalı, alamıyoruz :( :( Almanyada millet o parayla bmw'ye biniyor :( :( diye başlık açıyorsunuz. Normaldir. Almanlar 1 asırdır araç "ÜRETİYOR". Ve bunla da kalmayıp 70 sene önce demişler ki, araç fiyatları pahalı halk arabaya binemiyor. O yüzden herkesin araç sahibi olabileceği fiyatlarda üretim yapan bir marka yapalım demişler ve "Wolksvagen (Türkçe meali, halkın arabası)" markasını kurmuşlar. Biz 70 sene önce ne yapıyorduk, feodallerin elinden binbir savaşla ve zorlukla alınıp halka iade edilen toprakları, rant için şeyhlere, ağalara ve beylere veriyorduk.

    2) Almanların ve İngilizlerin ve Afrikalı kölelerin oluşturduğu Amerika, her gün seyahat ettiğimiz uçakları, savaşırken kullandığımız silahları, her saniye elimizden düşmeyen telefonları ve bilgisayarları üretiyor. Sorsan bağımsız ülkeyiz. Böyle bir dünyada nasıl bir bağımsızlık algınız var çok merak ediyorum. Mesele, Amerikalıların Çin'de ürettirdiği çipleri satın alıp, Türkiye'de lehimleyip arkasına şirketin adını sticker olarak basıp milli telefon diye kakalamaksa, üzgünüm çocuklar bu milli üretim değil.

    3) Küba. Sosyalizmi tartışmayacağım. Bugün Dünya'nın en nitelikli tıp eğitimi Küba gibi bir ülkede veriliyor, Dünya'nın en nitelikli beyin cerrahları orada bulunuyor ve halk bu hizmetten eşit ve ücretsiz bir şekilde faydalanabiliyorsa, bizde ise adam akıllı bir üniversiteyi bitiren her genç, yurtdışına kapağı atmayı düşünüyorsa burada oturup milliyetçilik algımızı bir daha düşünmemiz gerekir.

    Üzgünüm ama, milliyetçiliği çok yanlış anlıyorsunuz, Atatürk milliyetçiliği, forumlarda avatarını kurtlu ftnh yazısı yapıp, ona buna sataşıp, ülkü ocaklarını çay ocağına çevirmek değil. Atatürk milliyetçiliği, sosyal, ekonomik ve politik alanda tam bağımsız olmak için gereken tüm yatırımları yapmak, arabamızı, teknolojimizi ve sanayimizi kendimiz üretmek, Amerika'ya Fransa'ya veya Almanya'ya göndermek için gençlerimizi üniversitede okutmak değil, milletimize bir faydası olması için okutmaktır. Bizse 20 yıl önce buğday sattığımız ülkelerden, şimdi tohum alıyoruz. Sorsan tarım ülkesiyiz...

    Bu işin ekonomik boyutu. Şimdi bir de Osmanlıcılar, Ümmetçiler türedi her yerde. Geçenlerde feminizm ile alakalı bir konunun altına birisi de demiş ki, feminist olmaya gerek yok, islam kadına gereken en güzel değeri veriyor zaten ... Ondan mı bir erkeğin 4 kadınla evlenmesi uygun görülüp, kadının başına bir iş gelince de mahkemede şahitliği yarım sayılıyor ? Kılıç kalkan devri kapandı beyler, artık 700 yıllık saçma hayallerinizden kurtulun. Bizim kültürümüzde zaten kadına ve anaya gerektiği değer veriliyordu. Çok merak edenler "hanım" sözcüğünün nereden geldiğini araştırsınlar. Ne zaman bu İslam ve bilhassa tasavvuf kültürüyle yozlaştık, o zamandan beri bizim başımızdan bela eksik olmadı kusura bakmayın. 13. yydan sonra neden tek bir bilim adamının dahi bu topraklarda yetişmediğini bana kim açıklayacak ? ? Çok basit, o dönemlerde İslam'ın daha bir sapkın boyutu olan tasavvuf, tüm Anadolu'yu esir aldığı için. Bu da işin sosyal boyutu.

    İnsan olmasa sosyal boyut olmazdı.
    İnsan olmasa kapital değerler olmazdı.
    Hala anlayamadınız mı?
    Herşeye değer veren aslında büyütüp yücelltiğiniz insan boyutunuz.
    Bunu sorgulamak yerine bilime akla dönünüz.
    İnsan yaşam ömrü belli insanların değer verdiği sosyal boyut veya kapital boştur.
    Ama sosyal olmaya sayılabilir hesaplara şu an için muhtacız ve mecburuz,
    Mecburiyet durumunda olmak herşeyi kabul etmek değildir.
    Mecbur olduğunuz veya hissettiğiniz yaşam döngüsü salt ve sadece sizinle beraber olacaktır.
    Toplum ya da siyaset farklı olsa da onlara uymak zorunda olsanız da ruhunuzu satmayınız.
    Ama mecburi yaşam koşulları herkese geçerli kabul etmeseniz de ucunda idareten bulununuz.
    Diyeceklerim bu kadar.



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi 0z0z -- 21 Mayıs 2017; 5:51:16 >
    < Bu ileti tablet sürüm kullanılarak atıldı >




  • quote:

    Orijinalden alıntı: 0z0z

    quote:

    Orijinalden alıntı: whattheayran

    Niye sağlıklı bir ideoloji olmasın ki, 21.yy da milliyetçiliği terkedip ümmetçiliğe mi döneceğiz ? Dünya üzerinde ekonomik ve sosyal olarak sürekli kalkınmaya devam eden gelişmiş ülkelerin hepsinde milliyetçilik olgusu yerleşmiştir. Çok basit örneklerle açıklıyorum :

    1) Her gün, 0 araçlar pahalı, alamıyoruz :( :( Almanyada millet o parayla bmw'ye biniyor :( :( diye başlık açıyorsunuz. Normaldir. Almanlar 1 asırdır araç "ÜRETİYOR". Ve bunla da kalmayıp 70 sene önce demişler ki, araç fiyatları pahalı halk arabaya binemiyor. O yüzden herkesin araç sahibi olabileceği fiyatlarda üretim yapan bir marka yapalım demişler ve "Wolksvagen (Türkçe meali, halkın arabası)" markasını kurmuşlar. Biz 70 sene önce ne yapıyorduk, feodallerin elinden binbir savaşla ve zorlukla alınıp halka iade edilen toprakları, rant için şeyhlere, ağalara ve beylere veriyorduk.

    2) Almanların ve İngilizlerin ve Afrikalı kölelerin oluşturduğu Amerika, her gün seyahat ettiğimiz uçakları, savaşırken kullandığımız silahları, her saniye elimizden düşmeyen telefonları ve bilgisayarları üretiyor. Sorsan bağımsız ülkeyiz. Böyle bir dünyada nasıl bir bağımsızlık algınız var çok merak ediyorum. Mesele, Amerikalıların Çin'de ürettirdiği çipleri satın alıp, Türkiye'de lehimleyip arkasına şirketin adını sticker olarak basıp milli telefon diye kakalamaksa, üzgünüm çocuklar bu milli üretim değil.

    3) Küba. Sosyalizmi tartışmayacağım. Bugün Dünya'nın en nitelikli tıp eğitimi Küba gibi bir ülkede veriliyor, Dünya'nın en nitelikli beyin cerrahları orada bulunuyor ve halk bu hizmetten eşit ve ücretsiz bir şekilde faydalanabiliyorsa, bizde ise adam akıllı bir üniversiteyi bitiren her genç, yurtdışına kapağı atmayı düşünüyorsa burada oturup milliyetçilik algımızı bir daha düşünmemiz gerekir.

    Üzgünüm ama, milliyetçiliği çok yanlış anlıyorsunuz, Atatürk milliyetçiliği, forumlarda avatarını kurtlu ftnh yazısı yapıp, ona buna sataşıp, ülkü ocaklarını çay ocağına çevirmek değil. Atatürk milliyetçiliği, sosyal, ekonomik ve politik alanda tam bağımsız olmak için gereken tüm yatırımları yapmak, arabamızı, teknolojimizi ve sanayimizi kendimiz üretmek, Amerika'ya Fransa'ya veya Almanya'ya göndermek için gençlerimizi üniversitede okutmak değil, milletimize bir faydası olması için okutmaktır. Bizse 20 yıl önce buğday sattığımız ülkelerden, şimdi tohum alıyoruz. Sorsan tarım ülkesiyiz...

    Bu işin ekonomik boyutu. Şimdi bir de Osmanlıcılar, Ümmetçiler türedi her yerde. Geçenlerde feminizm ile alakalı bir konunun altına birisi de demiş ki, feminist olmaya gerek yok, islam kadına gereken en güzel değeri veriyor zaten ... Ondan mı bir erkeğin 4 kadınla evlenmesi uygun görülüp, kadının başına bir iş gelince de mahkemede şahitliği yarım sayılıyor ? Kılıç kalkan devri kapandı beyler, artık 700 yıllık saçma hayallerinizden kurtulun. Bizim kültürümüzde zaten kadına ve anaya gerektiği değer veriliyordu. Çok merak edenler "hanım" sözcüğünün nereden geldiğini araştırsınlar. Ne zaman bu İslam ve bilhassa tasavvuf kültürüyle yozlaştık, o zamandan beri bizim başımızdan bela eksik olmadı kusura bakmayın. 13. yydan sonra neden tek bir bilim adamının dahi bu topraklarda yetişmediğini bana kim açıklayacak ? ? Çok basit, o dönemlerde İslam'ın daha bir sapkın boyutu olan tasavvuf, tüm Anadolu'yu esir aldığı için. Bu da işin sosyal boyutu.

    İnsan olmasa sosyal boyut olmazdı.
    İnsan olmasa kapital değerler olmazdı.
    Hala anlayamadınız mı?
    Herşeye değer veren aslında büyütüp yücelltiğiniz insan boyutunuz.
    Bunu sorgulamak yerine bilime akla dönünüz.
    İnsan yaşam ömrü belli insanların değer verdiği sosyal boyut veya kapital boştur.
    Ama sosyal olmaya sayılabilir hesaplara şu an için muhtacız ve mecburuz,
    Mecburiyet durumunda olmak herşeyi kabul etmek değildir.
    Mecbur olduğunuz veya hissettiğiniz yaşam döngüsü salt ve sadece sizinle beraber olacaktır.
    Toplum ya da siyaset farklı olsa da onlara uymak zorunda olsanız da ruhunuzu satmayınız.
    Ama mecburi yaşam koşulları herkese geçerli kabul etmeseniz de ucunda idareten bulununuz.
    Diyeceklerim bu kadar.

    Ben de aynı noktadan bahsediyorum zaten. İnsanın hayvanlardan farklı olarak güdüleriyle değil, akıl ve mantığıyla hareket etmesi gerektiğini savunuyorum. Bugün geldiğimiz noktanın sorumlusu olmayan eğitim sistemimiz değil, onu yok eden politikacılar, hastalıklı fikirleri ve 1400 yıl önce din adı altında arapları kontrol altına almak maksadıyla düzenlenmiş bir takım kurallar bütünüdür. Sözlerimden böyle bir anlam çıkarmanıza çok üzüldüğümü belirtmek isterim. Benim ise bahsettiğim husus, kendi özümüze, dönmemiz ve bilime, akla, üretime yoğunlaşmamız gerektiğiydi.

    Her ne kadar işin felsefesi boyutunda sizin kadar bilgi birikimim olmasa da, okuduğum bölüm icabında zamanında ben de devlet teorileri, sosyal teoriler ve toplum hayatını düzenleyen kurallar hakkında uzun uzun araştırmalar yaptım, her bireyin de bu konular hakkında bilgi sahibi olması gerektiğini düşünüyorum. Sizin de bahsettiğiniz gibi, sosyal, politik veya ekonomik alanda her şeye bir değer biçen, yine bizleriz yani insan. Ancak bunu bahane ederek, işin sosyal boyutundan tümüyle uzaklaşmak da yanlış olur, çünkü insan, hayatını tek başına idame ettiremez. Hayatının her alanında toplum olma arzusuyla yaşar. Toplumun, topluluktan farkı vardır, insanlar sürü olarak yaşamazlar. Ve bu toplumu yaratan insan, onu sosyal, ekonomik ve diğer yönlerden hep beraber tesis eder. Birinin varlığı diğerinden değerli olmamakla birlikte tüm bileşenleri birbirine doğrudan etki eder. Dolayısıyla her şeyi soyutlayıp, tamamen bir noktaya odaklanma kısmını doğru bulmuyorum. Çünkü realist bir yaklaşımla, toplum olarak bilime ve akla yönelmenin ilk adımı, sosyal olarak bu toplumda böyle bir niyet oluşturmaktan geçer. Bunu da uzun yıllar süren devlet politikaları, ekonomik yatırımlar ve eğitim belirler.

    Kişisel olarak, bulunduğum ülkede kendimi hiçbir zoraki mecburiyet altında hissetmiyorum. Kimse de hissetmedi. Ama böyle giderse, bazı şeylere katlanmak zorunda kalacağımız kaygısını da taşıyorum malesef. Bizi bu noktaya getirenler de yukarıda söylediğim gibi, yanlış sosyal politakalar, yanlış ekonomik yatırımlar ve yanlış eğitim sistemini başımıza kakanlardır. Böyle olunca, yönetimin uzun yıllardır yanlış bir niyet içerisinde olduğunu da söylemekten bir çekince duymuyorum. İnsanlar devlete ihtiyaç duyar, ona temel hak ve özgürlüklerini emanet eder, bu hakka tecavüz edenleri de cezalandırma yetkisini ona teslim eder, bir nevi devletin adaletine güvenir, güvenmek de zorundadır. Ama devlet, bu donanıma sahip olduğu için her zaman doğru hareket eder diye düşünmek de yanlıştır. Bu konu ile ilgili olarak, Atatürk'ün gençliğe hitabesini okumak da çok yerinde olacaktır diye düşünüyorum.

    Bütün bunları söyledikten sonra toparlamak gerekirse, 13 y.y. a kadar bu coğrafyada çok değerli bilim adamları yetişirken, 13 y.y. da tasavvuf akımının Anadolu'da yaygınlaşmasıyla beraber bu bilim adamlarının bıçak kesilir gibi bitmesi bir tesadüf olmadığına göre, ben İslam ve tasavvuf anlayışında bilime ve akla ters bir şeyler olduğunu anlarım.

    Kendi tahılımızı, kendi şekerimizi, hatta kendi uçağımızı bile bundan çok uzun yıllar önce üretirken, bugün buğdayın tohumunu bile dışarıdan almamızı düşünecek olursak, uzun yıllar boyunca devlet politikasının yanlış tesis edildiğini düşünürüm.

    Köy enstitülerinde çok ciddi pozitif bilim eğitimi verilirken, ismi bile anımsanmayan köy okullarında her öğrenci bir enstrüman çalmayı öğrenirken, bugün üniversite mezunlarının çoğunun basit 4 işlemleri bile yaparken zorlanmasından, nispeten nitelikli okullarda okuyan insanların da okulunu bitirir bitirmez yurtdışına gitmesinden, ülkede uzun yıllardır eğitimin yolunda olmadığını anlarım.

    Şimdi soruyorum size, bütün bu değerleri tesis eden veya yok eden kurum nedir ? Devlettir değil mi. Peki devleti yönetenleri seçenler kim ? Bizler, yani insanlarız. Demek ki bir yerden sonra oturup, sizin lüzumsuz bulduğunuz insan boyutunu da sorgulamak gerekiyor. Çünkü sizin de dediğiniz gibi, bütün bunlara bir değer yükleyen aslında bizleriz.

    Sürekli duymaya alışık olduğumuz millet kavramı da, belirli bir coğrafyada yaşayan insanların, birleştirici sosyal değerler altında, uzun yıllar boyunca birlikte yaşamayı amaçladığı toplumdur. Eğer uzun yıllar boyunca bu coğrafyada yaşamak istiyorsak, o zaman uzun yıllar boyunca bizi kalkındıracak güçlü temeller inşa etmeli, eğitimimizi, akademik amaçlarımızı ve ekonomik politikalarımızı buna göre belirlemeliyiz. Millet ve milliyetçilik kavramının özü de budur.



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi whattheayran -- 21 Mayıs 2017; 6:42:36 >




  • Milliyetçilik insanın doğasında var diye sacmalayanlar, siz doğanızda bulunan her şeyi yapıyor musunuz? Hiç bir içgüdünüzü bastırmıyor musunuz? Milliyetçilik de ayni boyle terk edilmesi gereken aptalca bir şeydir.

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • bu forumda ırkçı milliyetçi kesim ne yazıkki çok hemen bu kesim aralarında bunu övenleri bulup beğenip ön plana çıkaracaklar

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • quote:

    Orijinalden alıntı: fantastik canavar

    Milliyetçilik insanın doğasında var diye sacmalayanlar, siz doğanızda bulunan her şeyi yapıyor musunuz? Hiç bir içgüdünüzü bastırmıyor musunuz? Milliyetçilik de ayni boyle terk edilmesi gereken aptalca bir şeydir.

    Sen ailene aptalca bir şeydir dediğin ve terk ettiğin zaman söz, ben de bunu terk edeceğim.
  • Ülkenin adı TÜRKİYE olduğu sürece ve uğruna milyonlarca şehit verdiğimiz AL KIRMIZI TÜRK bayrağımız göklerde dalgalandığı sürece TÜRKİYE TÜRKLERİNDİR! kimsenin gücü de bunu değiştirmeye yetmedi yetemeyecek. 1071 yılında anadolunun kapılarını açtığımızdan beri ..

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • kerimcem K kullanıcısına yanıt
    Siz Atatürkü anlamışsınız, fakat çok yanlış anlamışsınız. Atatürk'ün söylemi, etnik değil ulusalcıdır. Umarım ulus nedir biliyorsunuzdur.

    Kaldıki; sizin tarafınızdan bakıldığında, ümmetçilik, şuculuk buculuk vs vs de milleyetciliktir. Kavramları karıştırıp, günlük ideolojinize hizmet edeni öncellemek de hilekarlıktır. Samimiyetsizliktir.

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • quote:

    Orijinalden alıntı: fantastik canavar

    Milliyetçilik insanın doğasında var diye sacmalayanlar, siz doğanızda bulunan her şeyi yapıyor musunuz? Hiç bir içgüdünüzü bastırmıyor musunuz? Milliyetçilik de ayni boyle terk edilmesi gereken aptalca bir şeydir.

    atatürkçü düşünce topluluğuna üyesin ve milliyetçiliğe aptalca diyorsun? kafatasçılıkla karıştırdın herhalde dostum.
  • islamda milliyetçilik yoktur

    < Bu ileti tablet sürüm kullanılarak atıldı >
  • 
Sayfa: önceki 23456
Sayfaya Git
Git
sonraki
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.