Şimdi Ara

Başörtüsü ilahi emir değil dedi Savcı Dava açtı! (24. sayfa)

Daha Fazla
Bu Konudaki Kullanıcılar: Daha Az
2 Misafir - 2 Masaüstü
5 sn
558
Cevap
1
Favori
29.284
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
96 oy
Öne Çıkar
Sayfa: önceki 2223242526
Sayfaya Git
Git
sonraki
Giriş
Mesaj
  • quote:

    Orijinalden alıntı: Guest-337222700

    Bu mesaj silindi.

    Alıntıları Göster
    "Yakasız gömlek giymek sünnet, yakalısını giymek bid'at;"
    "Yer sofrasında yemek yemek sünnet, masada yemek bid'at;"
    "Yer minderinde oturmak sünnet, koltukta oturmak bid'at;"
    "Mikrofonsuz ezan okumak sünnet, mikrofonla okumak bid'at;"
    "Takke ve sarık takmak sünnet, başaçık gezmek bid'at"
    İçtihat konusunun mutezile mezheb fıkhından fikirleriniz varsa bilmek isteriz. Celb olup yurttaki arkadaşın hesabından ödünç yazdığımdan İstişare için numaramı gönderiyorum müsaade varsa. Bir de 47:4 ve vahdet-i vücud hatır ayeti meselesine değinirseniz feyizlenmiş oluruz. Şimdiden teşekkür ederim.

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >




  • quote:

    Orijinalden alıntı: digiogi

    Yazısını tekrar okudum da, bana cahil, zır cahil, kokuşmuş vs bir sürü şeyi söyleyip bir de hakkını helal etmiyormuş :) Diğer kızlar açık dolaşıyor diye kıskanıyormuşum vs vs bir sürü şey yazmış. Evrime inanan bir müslüman bu da iyiymiş

    Kur’an’da Nûr sûresinin 31. ayetinde geçen “humur” (خمر), “hımâr” (خمار) kelimesinin çoğuludur. Hımâr Arapçada ‘kadının başörtüsü’ anlamına gelir. Kelimenin türetildiği “hamara” (خمر) fiili örtmek anlamına gelir ve bu kökten gelen diğer bir kelime olan “hamr” (خمر) kelimesi, aklı örtmesinden dolayı ‘sarhoş edici ve uyuşturucu maddeler’ anlamında 6 ayette karşımıza çıkmaktadır. Kelimenin Kur’an’da bunlar dışında bir kullanımı yoktur.

    Başörtüsünden bahseden ayet şöyledir:

    وَقُل لِّلْمُؤْمِنَاتِ يَغْضُضْنَ مِنْ أَبْصَارِهِنَّ وَيَحْفَظْنَ فُرُوجَهُنَّ وَلَا يُبْدِينَ زِينَتَهُنَّ إِلَّا مَا ظَهَرَ مِنْهَا ۖ وَلْيَضْرِبْنَ بِخُمُرِهِنَّ عَلَىٰ جُيُوبِهِنَّ ۖ

    Mümin kadınlara da söyle (…) Başörtülerinin bir kısmını yakalarının üstüne vursunlar…” (Nûr, 24/31)

    Kelimenin ayetteki kullanımına bakıldığında hımârın sadece kadına has bir başörtüsü olduğu ortaya çıkmaktadır. Çünkü ifade ayette “el-humur” (başörtüler) şeklinde değil, humurihinne (onların başörtüleri) şeklinde zamirle kullanılmıştır. Yani ayette geçen ifade (وليضربن بالخمر على جيوبهن) “ve’l-yadr**** bi’l-humuri alâ cuyûbihinne” şeklinde değildir. Burada olduğu gibi ifade “el-humur – hımârlar” şeklinde olsaydı anlam “başa örtülen örtülerin bir kısmını yakalarının üstüne vursunlar” şeklinde anlaşılır ve bir algı operasyonuyla hımârın kadınlar dışında da kullanıldığı zorlama da olsa iddia edilebilirdi. Ancak ayette böyle söylenmemekte, (وليضربن بخمرهن على جيوبهن) “ve’lyadr**** bihumurihinne alâ cuyûbihinne” şeklinde zamirli yapı (humurihinne – hımârlarını) kullanılmaktadır. Yani anlam hımârın kadına ait bir örtü olduğunu gösterir şekilde “başörtülerinin bir kısmını yakalarına vursunlar” şeklindedir. Bu kullanım hımâr kelimesi ile belirtilen başörtüsünün genel bir başörtüsü olmadığını, kadına has olduğunu gösterir niteliktedir. Yine “başörtülerinin” şeklindeki bu zamirli kullanım sayesinde hımârın kadının zaten kullandığı, bilinen bir başörtüsü olduğu, diğer bir deyişle başın zaten örtülü olması gerektiği de bildirilmiş olmaktadır. Oysa yukarıda belirttiğimiz şekilde zamirsiz bir ifade kullanılsaydı ayetten bu sonucu çıkarmak mümkün olmazdı.

    Hımâr kelimesinin sadece kadınların kullandığı başörtüsü anlamında olduğunu meşhur Arapça sözlükler de dile getirmektedirler. Bunlardan ikisi olan Müfredât ve Lisânu’l-Arab’da, şu ifadeler yer almaktadır:

    أصل الخمر: ستر الشيء، ويقال لما يستر به: خِمَار، لكن الخمار صار في التعارف اسما لما تغطّي به المرأة رأسها

    الخَمْر (el-hamr)ın kök anlamı bir şeyi örtmektir. Kendisiyle örtünülen şeye de hımâr denmiştir. Ancak hımâr Arap örfünde kadının başını örttüğü örtüye isim olmuştur.[1]

    والخِمَارُ للمرأَة، وَهُوَ النَّصِيفُ، وَقِيلَ: الْخِمَارُ مَا تُغَطِّي بِهِ المرأَة رأْسها، وَجَمْعُهُ أَخْمِرَةٌ وخُمْرٌ وخُمُرٌ. والخِمِرُّ

    Hımâr kadın içindir ve başörtüsüdür (nasîf). Kadının başını örttüğü şeye hımâr denmiştir. Çoğulu ehmira, humr, humur, himir’dir.[2]

    Görüldüğü gibi her iki Arapça sözlükte de kelimenin anlamı kadının başörtüsüdür. Öyle ki bu kelime erkeğin başına örttüğü herhangi bir örtü için bile kullanılmaz. Sadece kadına has olan başörtüsüne isim olmuştur. Tıpkı bunun gibi Arapçada sadece kadının başını örtmede kullanılan örtülere isim olmuş başka kelimeler de vardır: Nikâb, nasîf, miknaa, kınâ’, mi’kab, buhnuk, gıfâre, burku‘ (burka‘), sıka‘, savkaa, mülâe/milâe. Bu kelimelerin tamamı sadece kadına has olan başörtüsü için kullanılır ve hiçbiri için ayrıca baş (re’s) kelimesi kullanılmaz. Nitekim yukarıda Lisânu’l-Arab’dan yaptığımız alıntıda da hımâr kelimesinin karşılığı olarak yine kadının başörtüsü anlamına gelen “nasîf” ifadesi kullanılmış, “nasîf’ur-re’s – baş nasîfi” denmemiştir. Çünkü tıpkı hımâr gibi nasîf de sadece kadının başörtüsü için kullanılan bir isimdir.

    Bu durum Türkçemizde de böyledir. Dilimizde kadının başına örttüğü örtüye isim olmuş kelimeler şöyle sıralanabilir: Yaşmak, yemeni, tülbent, yazma, bürüncek, çember, kadın fesi, ferace, maşlah, tepelik, hotoz, tandırbaş, kundak yemeni, salma yemeni.[3] Bunların hiçbiri için ayrıca baş kelimesi kullanılmaz ve başa örtülmeleri gerektiği ayrıca açıklanmaz. Hatta içinde baş kelimesi kullanılmasına rağmen “başörtüsü” kelimesi bile aslında özel bir örtünün adı olmuştur. Bu sebeple birleşik yazılır ve erkek için de kullanılmaz. Nitekim Türk Dil Kurumunun Türkçe Sözlüğünde başörtüsü kelimesine şu anlamın verildiği görülür: “Kadınların saçlarını örtmek için kullandıkları örtü, başörtü, bürgü, eşarp.”[4]

    Başörtüsü hakkında daha ayrıntılı bilgi için lütfen aşağıdaki linkte bulunan “Kurân’da Hımâr (Başörtüsü)” başlıklı araştırmayı okuyunuz:

    erdemuygan.com/wp-content/uploads/2018/08/Kuranda-H%C4%B1ma%CC%82r-Bas%CC%A7o%CC%88rtu%CC%88su%CC%88.pdf

    [1] Ragıp el-İsfahânî, Müfredatü Elfâzi’l Kur’ân, Tahkîki Safvân Adnan Dâvûdî, Dimaşk-Beyrut, 1992, خمر maddesi.

    [2] İbn Manzûr, Lisânu’l Arab خمر maddesi.

    [3] H. Yunus Apaydın, “Tesetür”, TDV İslâm Ansiklopedisi, islamansiklopedisi.org.tr/tesettur#1

    [4]www.tdk.gov.tr/index.php?option=com_gts&arama=gts&guid=TDK.GTS.5b0e697765fd82.55543121

    Alıntıları Göster
    Birkaç gündür başlıkta olup, biten ve paylaşılanları takip ediyorum ve şöyle sağlam bir iddia falan varsa, ona göre bir araştırma yapayım, haksızsam da kabul edip, ben yanlış yapmışım desem yok halen iddialar tek cehpeden bakan yazarların iddiasıyla kalmış ve Kuran'da geçen tanımlamadan çıkarılacak sonuç değil.

    Öncelikle makalenizi okudum ve yine bu konuda bir şey bilmediğinizi kanıtlamış oldunuz. :) Siz zaten arapça bilseydiniz paylaştığınız makalede eşeği tanımlamak yerine örtü anlamına gelen khumur'u tanımlamak için düzeltme yapardınız. Humur eşek anlamına gelir. Khumur da örtüdür. Paylaştığın makalede değinmemiş ama khumur diye tanımlanan şey kadın ve erkeklerin farklı farklı kullandığı bir aksesuarın kadınlar için olan anlamına gelir. Fakat bu konuda bir müslüman olarak başka müslüman kardeşlerimizi yanıltmamak için soruyu Suudi Arabistanlı bir arkadaşıma da sordum:

    Nisa Suresinin içerisinde geçen kelimeyi:
    ++ "El khumur olarak ifade etti ve bundan 1400 yıl önce kadınlar bunu baş örtüsü olarak kullanmıyorlardı, o dönemin modasına göre bir aksesuardı" dedi.

    Arapların adetlerini onlardan daha iyi mi biliyorsunuz?
    Zaten ingilizce yazıştığımız için de tanımlamayı:

    ++ "Skarf" olarak yaptı ve o kelime "headskarf" anlamına gelmiyor dedi.
    Bu ayette belirtilen ölçüde kadınlar için:
    ++ "Tişört ve kot pantolon giyse örtünme emri yerine getirmiş olurlar..." dedi.

    Ben de bu cevaba ithafen:
    == "Ya ama o tişörtün uzun olması gerekmez mi, erkekler kadınların kalçasına bakar." dedim.
    O da:
    ++ "Amerika'da giyen kadınlara erkekler bakıyor mu?" diye sordu.
    == "Hayır!" dedim.
    ++ "Ama Suudi Arabistan'da bakarlar, o yüzden burda giyemezler" dedi.
    == "Burda da yarı yarıya" dedim.
    Konuşmanın dışında kendi düşüncem - Bizim için saç önemli değil. Kalçaya bakan erkekler var ve bizim kültürümüzde bunu tişört eteğinin biraz uzun olmasıyla çözülebileceğini düşünüyorum. -

    ++ "O zaman dedi Allah'ın örtünme emri burda kültüre göre değişir." dedi ve ekledi "Aslında İslam kolaylık dini fakat bir çok insan her şey haram zannediyor. Helal olanları bile haram zannediyor... Bizim dinimizde 14 tane haram var" dedi.

    Ayette göğüsleri kapatacak şekilde örtülmesi gerektiğinden bahsediyor. Bununla ilgili bir yazı paylaşmak isterim. Yazı dili İngilizce hem evrensel olarak herkes İslam'ın örtünme konusunda ne gibi sınırlar koyduğunu anlatıyor ve şu sizin çarşaf takıntınızı da...
    www.misconceptions-about-islam.com
    Misconception: Muslim women must fully cover up in Islam
    http://www.misconceptions-about-islam.com/dress-code-women-veil.htm


    Tabi siz bir kadının kalçasına gözünüz denk geldiğinde "Göz zinası" işlediğiniz ve günaha girdiğiniz bilinciyle çözümün kadınların kıyafetlerini çarşafla kapatmakta olduğuna inananlardansanız, bunu Türk kadınını Ataerkil bir düzenle değiştirme hayaliyle yapmaktan vazgeçin. Suriye'ye gitseniz, açıklar kapalı olanları buraya gelmiş. Afganistan ve Pakistan olabilir ama tam dini anlamış insan bulmak zor olur oralarda. Sünnettir diye deve sidiği içen bir grup var orda.

    Bu arada mesele sünnetse bu toplumda çocuk peydahlayıp, terkedilen kadınları ya da bir erkeğe güvenip, bekaretini bozduran ama ortada kalan ve toplumda sahip çıkılmayan o kadınlarla evlenmek "onların toplum tarafından dışlanıp, çocukların baba sevgisinden mahrum büyümesine engel olunmak maksadıyla sahip çıkmak ve evlenmek" de bu anlamda sünnettir. Toplumda bencillik hat safhada olduğu için bu konuda çok uzlaşı olmasını beklemem. Bekaret takıntısı olana saygı duyarım neticede herkes toplumcu olmak zorunda değil. Bencil bir heves ve hayat tarzı da güdebilir.

    Benim için kadının parayla ilişkiye giren biri olması da sorun değil, hatta ergenlik zamanlarımda sağlık sorunu olmadığı müddetçe böyle bir kadınla evlenirsem belki bu yanlıştan onu vazgeçirebilirim diyordum. Sonuçta evlilik senin gözün dışarda olmasın yani seni yanlıştan korumak içinse o kadını da koruyabilir ve bu durumda bir insan kurtarmış olmanın sevinci içerisinde olurdum. Fakat şimdiye kadar böyle bir kadına denk gelmiş bile değilim. Kaldı ki kimlerle aşk yaşadığından çok ben milliyetçi Atatürk ilkelerini örnek alan, aynı zamanda Müslüman biriyim. Benim gibi düşünen bir kadınla evlenmek isterim.

    Ha bu arada Atatürk müslüman mı değil mi diye tartışacak olanlara da: eğer değilse de onu bağlar ve ben onun inancına inanıyorum demiyorum ama onun Türkiye sevdasına inanmak, vatan sevgisine inanmak, devrimci ve çağdaş tarafına inanmak ve ülkemin iyiliği ve milletimin huzuru için çalışmak ve böyle düşünen bir kadın bulmak istemekle de inandığım dine ters düşmem.

    Çünkü vatan sevgisi imandandır. Birisi evlenme yaşı ile ilgili yapılan düzenleme üzerinden CHP'yi kötülüyor ve o beğenmediğiniz AKP bunu 18 yaptı vs diyor. Şimdi ben parti tutmam bunu da her fırsatta dile getiririm. Beğendiğiniz parti teröristleri idam etmiyor ve besliyor. Bu hususta vatanperverlikten bahsedebilir misin? CHP bu kuralı Atatürk'ten önce mi getirmiş sonra mı? Atatürk'ün 1938 yılında yorgun ve hasta olduğunu biliyoruz.
    www.meb.gov.tr
    10 Kas�m Yaz�lar Atat�rk'�n Son Y�llar� Ve �l�m�
    http://www.meb.gov.tr/belirligunler/10kasim/yazilar/son_yillari.htm


    Bu dönemde ülke nüfusunun artırılması için erken yaşta evlilik devlet teşviki mi yoksa yurt dışına çalışan bir zümrenin işi mi bilinmez. Ayrıca CHP şöyle yaptı, AKP iyi adam, AKP böyle yaptı CHP iyi adam oyunu oynamaya çalıştığınız sürece bakın hepinize genel söylüyorum sizden ne Atatürkçü olur, ne de vatanperver insan olur. Birbirinize sabah akşam b*k atarak vatan mı kurtardığınızı sanıyorsunuz? AKP sayesinde ülkede hiç görülmemiş bir refah olduğu doğrudur fakat Türk halkı bu 600 milyar $(dolar) borcu kaç yıl ödeyeceği bildiğimiz bir konu değil.

    Erdoğan'ı bana sorduğunda yabancı arkadaşlarıma söylediğim, Türk halkında dikkate değer bir kısım onu seviyor çünkü kendisi sağlık reformu ve Sultan Abdülaziz'den sonra askeri harcamalarda en çok yatırım yapan lider. Bu yüzden insanlar hiç bir vaadi bile olmasa onu seçmeye devam eder ama AKP'ye oy veren insanların çoğu da kendi çıkarı için oy verir ve bir kısmı da Erdoğan'ın hatrına oy verir. Bu oy verenlerin çoğu orta yaşlı kesim ve geçmişle kıyaslayarak oy verir ama gençler oylarını verirken, geçmişle değil gelecekle kıyaslar.

    Bu yüzden AKP nin anne babaların gönlünü fethet, anne baba hakkıyla çocuklar üzerinde baskı kur politikası ve siyasal islam gençler üzerinde işe yaramaz. Aynı şekilde siyasal Atatürkçülük ile CHP veya siyasal milliyetçilik ile MHP-İP / HDP elinde kitlesini tutar ama bu ideolojilerin hiç biri ülkenin gelişmesine katkı sağlamaz. Partiler lağım çukurudur derken, boşuna söylemiyorum. Sizin Türkiye ve Türk milleti sevdanız yoksa, inandığınız ahlak kurallarına göre yaşamıyorsanız Atatürkçü ve vatanperver olamazsınız, bu topraklarda sadece oksijen tüketen sıradan bir canlıdan farkınız kalmaz.

    Evrime inanan değil inanmayan bir müslüman ayıplanmalı... Çünkü Kuran ya da İslam bilimle savaş halinde değil. Kuran'da bu kadar demir kelimesi geçer işte bu atom numarasıdır diye de gönderilmemiştir. Kuran insanların düşünüp, sorgulaması gerektiğini söyler. Yani felsefe ve bilim de "Neden, nasıl, ne zaman, ne ile, nerede, niye?" sorularını sorup, cevap aradığı için evrim neden olamaz değil, evrim gibi daha karmaşık ve zor bir süreci inandığımız tanrının var etmeye gücü yetmez mi? Böyle bir yasa koyamaz mı diye sorgulamak lazım.
    Hakikatyoutube
    Evrimi Allah Yaratmış Olabilir Mi? İşte Cevabı !
    https://www.youtube.com/watch?v=s79aeGWLInA


    Ayrıca senin evrime inanman için bir çok ispat sunabilirim. Primatlar döneminde hepimiz çıplaktık ve ataerkil bir düzen vardı, bugün kadınları çıplaklığa teşvik eden de aslında o ilkel düzenlere dönme arzusu güden insanlar ve kadının kapanması tamamen gizlenmesi gerektiğini iddia edenler de ataerkil bir düzende kadına üstünlük kurmaya çalışan zihniyetin ürünü.

    "Sex" mesajını sağda solda serpiştiren modern medya çıplaklığı özgürlükmüş gibi insanlara aşılamakta ama ataerkilci baskın erkekler kadını kapatmakla meşgul olduğu kadar kadının soyunmasını da isteyen ve eski düzendeki gibi her kadını bütünüyle çıplak görüp, medeniyeti unutmak isteyen bir grup da var. Kadını en usulü ile örtünmeye teşvik eden İslamdır.

    Değiştirilmiş Musevilik ve Hristiyanlıkta kadınlar tamamen kapalıdır ve düzen Ataerkil bir düzene evrilmiştir. Çünkü Yahudiler çarpıtmıştır. Haradileri araştırın. Rahibeleri araştırın ve İslam'ın koyduğu ölçüyü araştırın. Başı kapalı bir kadın ayaklarını yere vura vura yürürse, saçlarının teli teline belli olması mümkün mü, baş örtüsü varken?

    Belli olacağı yerler: Kalçası, baldırı, göğsü, beli, karnı vs. yani kadını kadın yapan şu östrojen hormonunun yaş ilerledikçe yağ tuttuğu yerler ve zaten kadınların süsleri de budur. Ayette belirtilen ölçü ve kapatılması gereken yerleri de budur.

    Ayeti okusan en azından ilk emir olan "Oku!" emrini yerine getirsen, hiç bir sorun yok. Okumuyorsun digiogi. Kanıtlarıyla defalarca kez çürüttüğüm halde hiç birini okumadın ve cevabını paylaştığım linklerde olmasına rağmen hala aynı şeyleri sorarak cahilliğinde ısrar ettiğini bir kez daha kanıtlıyorsun. Okusan bunları zaten sormazsın.

    Erkekten tek farkı göğüs bölgesi kapatması gerekir ve topuklarından 1 karış yukarısına kadar da bir sorun yok. Bu ölçü bellidir ama uymak ya da uymamak tamamen kadınlara kalmış.

    Bunun dışında müslüman filozoflar da vardır ama bizim filozoflarımız o kadar değerli ve sayıca azdı ki döneminin ülkelerinde sultanların çocuklarını eğitmekle ve ya ülke kuracak yeni liderleri eğitmekle meşgul oldu. "Ahmet Yesevi - Mevlana ile Mevleviler ya da sufiiler, Ahi Evran ile Ahililer gibi" Bunun dışında akıl ile doğru bilgiye ulaşılabileceğini savunan filozoflar da olmuştur.

    Ayrıca Platon'un müslüman camiasında karşılığı Eflatundur ve bu da müslümanların da felsefe yapıp, özellikle Türk kralların felsefe ile devletlerinin temelini attığını da unutmamak gerekir. En iyi filozofu olan çok filozof yetiştirir ve onun devletinin kalıcılığı da bir o kadar uzun ve temelleri de sağlam olur. Hatta Büyük Selçuklu Hoca Ahmet Yesevi'nin öğretileriyle kurulduysa, Mevlana ile de Anadolu Selçuklu kuruldu.

    Mevlana, Moğol işgali sırasında Moğollarla iş birliği yaparken, en çok atıştığı devlet adamı olan ve bizim Nasreddin Hoca diye gülüp, geçip kendisini tanımamıza hiç imkan ve fırsat verilmeyen Türk tarihinde adı Ahi Evran olan zatın ve öğrencileri Ahilik öğretisiyle Mevlana Moğolları oyalarken, Bilecik dolaylarına göç etmiş ve onun öğrencilerinden Şeyh Edebali'nin kızını verdiği Ataman Bey ile Osmanlı'nın fikir temelleri atılmıştır.

    Mevlana'nın yaptığını Vahdettin yapmıştır İngilizleri oyalayarak.. Osmanlı'da Cumhuriyetçi tayfa da Abdülhamid'in bizzat atadığı öğretmenler ve onun açtığı cumhuriyetçi okullarda yetişmiştir. Yani Atatürk olmasaydı ne güzel Osmanlı da devam ederdi diye düşünüyorsanız, Osmanlı'nın ölüm fermanını hazırlayan bizzat Abdülhamid olup, bu konuda da çakıldınız demektir. :)

    Atatürk de yeni bir ülke kurdu ve onun felsefe ve ilkeleri de bu geçmişte Yesevilik, Mevlevilik, Ahilik, JJ.Russau ya da cumhuriyetçi ilkelerin yaptığı gibi bugün içinde bulunduğumuz şartlarda devleti kurtaracak, temelleri sağlamlaştıran felsefe olarak algılamalı ve sahip çıkmalıyız. Bize çağ atlatan düşünceler bunlardı ve bugün yetersiz gelmesi durumunda düzeltip, daha iyisini de pekala ortaya koyabiliriz. Öyle bir lider geldikten sonra neden olmasın? :)

    Bu arada Ataman bey'e şaşırdınız muhtemelen Osmanlı ingilizcesi nerden geliyor şimdi anlamışsınızdır. Osman ismini ona veren Şey Edebalidir ve Osman isminin nerden geldiğini merak edenler olursa kısa bir açıklama yaparız ama şimdi konumuz felsefe ile ilgili olduğu için geçiyorum.

    Değinmediğim konu kaldı mı bilmiyorum ama 2 gündür hangi konulara değineyim diye düşünürken, bir çok konu vardı aklımda. Hatırladıklarım kadarıyla yazdım. Hatalarım olduysa da hata yapmak bize, pm gönderip, düzeltmek ve affetmek de size kalmış. :) Uzun bir yazı oldu ama sabredip, okuduğunuz için teşekkür ederim.

    Edit: Gözlüklü arkadaşlarımız okurken, paragraf sayısı az olursa, gözleri yoruluyormuş. Kendilerine bu hatamı gösterdikleri için teşekkür ederim. Paragraf sayısı artırıldı.

    @invisible_jn
    @MiLLETiNVEKiLi
    @smart1978
    @Mete Can Karahasan
    @Efsue
    @digiogi



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Yasin_1903 -- 29 Temmuz 2019; 22:53:55 >




  • Yasin_1903 kullanıcısına yanıt
    Araplara sorman doğru değil. Onlara ulema sıfatı yükledikçe, esâs nitelikleriyle karşılaşacaksın.
    Onlar peygamberle bile takıştılar, çünkü kolaylaştırmayı bilmediler. Herşeyde herkesle kısasa tutuştular. Adam gitmiş, aceme farsça okuması için yetki vermiş, daha hâlâ sözünü ikiletmişler.
    Herkes niyetine göre; yapmak isteyene kolaylaştır, yapmış abartana zorlaştır. Herkesi aynı hizzada tutmak için bir ölçü sadece: çok mu merak sardın - dinin kuralını bozdun, ölçüyü kaçırdın. Hiç mi ilgi göstermedin - kibre kapıldın, yok saydın.
    Bunca ibadetin tek şeceresi dinin ölçüsünü olduğu gibi muhafaza etmek. Sırf dikbaşlılık, meshepleşme, birlikten sapma olmasın diye 'isyancıların' ağzına bal çalınma yoluna gidilmiş. Gözü dünyevi nimetlerde kalanların aklı başka yöne meyletmesin diye kendi kendilerine karar almaları sürüncemede bırakılmış. Yoksa kimse kimsenin dünyalığında, ahiretinde değil de gel sen başka türlü bizim aklı küçük hesaplarda kalanların dini sürdürmelerini sağla...
    Eflatun da arapların yanlış çevirdiği tercümelerden biri. Kendisi, bir kahraman değil hocası sokrata hıyanet etmiş bir zamane züppesi.

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >




  • quote:

    Orijinalden alıntı: Mete Can Karahasan

    Araplara sorman doğru değil. Onlara ulema sıfatı yükledikçe, esâs nitelikleriyle karşılaşacaksın.
    Onlar peygamberle bile takıştılar, çünkü kolaylaştırmayı bilmediler. Herşeyde herkesle kısasa tutuştular. Adam gitmiş, aceme farsça okuması için yetki vermiş, daha hâlâ sözünü ikiletmişler.
    Herkes niyetine göre; yapmak isteyene kolaylaştır, yapmış abartana zorlaştır. Herkesi aynı hizzada tutmak için bir ölçü sadece: çok mu merak sardın - dinin kuralını bozdun, ölçüyü kaçırdın. Hiç mi ilgi göstermedin - kibre kapıldın, yok saydın.
    Bunca ibadetin tek şeceresi dinin ölçüsünü olduğu gibi muhafaza etmek. Sırf dikbaşlılık, meshepleşme, birlikten sapma olmasın diye 'isyancıların' ağzına bal çalınma yoluna gidilmiş. Gözü dünyevi nimetlerde kalanların aklı başka yöne meyletmesin diye kendi kendilerine karar almaları sürüncemede bırakılmış. Yoksa kimse kimsenin dünyalığında, ahiretinde değil de gel sen başka türlü bizim aklı küçük hesaplarda kalanların dini sürdürmelerini sağla...
    Eflatun da arapların yanlış çevirdiği tercümelerden biri. Kendisi, bir kahraman değil hocası sokrata hıyanet etmiş bir zamane züppesi.
    Araplara sormak doğru değil diyorsun da burda biz örtünün o dönem hangi amaçla kullanıldığını nereden bilebiliriz? Burda herkes kelime kökeni ve sözlük anlamıyla konuşuyor. Benim arkadaşımın İslamı yaşayış şeklini bilseniz, hayran olursunuz. Kötü ya da hiçe sayılacak bir örnek değil.

    Kendisi zaten İslam'ı kolaylaştırın, zorlaştırmayın.. Sevdirin, nefret ettirmeyin! Prensibine çok uygun bir felsefeyle açıkladığı ve o dönemin modasından örnekle anlattığı göz önüne alınırsa, bence örneği itibarsızlaştırmak doğru olmaz. Arap arkadaşımla oyun oynardık kendisi evli ve gece biraz geç saat olunca eşim çağırıyor diye izin alıp, giderdi. Kadının kocasına bağlı olması gerektiği kadar kocasının da eşine bağlı olması gerektiği yani karşılıklı itaat ve sevgi prensibini çok güzel uyguladığını düşünüyorum.

    Benimle oynayıp, ikimiz için de keyifli bir eylem yapabilirdi ama o karısının onun üzerinde hakkı olduğunu bildiği için gitmeyi seçti. Arada oyun oynarken de namaz için izin alırdı ve Allah'a emanet ol diye ingilizce vedalaştığım tek müslüman arkadaşım. Diğerleriyle o kadar samimi değilim. Araplara ve Kürtlere karşı ırkçılık gibi pis bir adeti olan biriydim, bundan kurtulmak için Kürt ve Türklerin karma olarak çalıştığı ve yöneticilerin Türk, firma sahibinin İranlı olduğu bir fabrikada ve Suriyelilerin olduğu bir inşaatta farklı zamanlarda çalıştım. Bu pis adetten kurtuldum.

    Arap işçiye bir Türk abimiz "Siz neden 4 kadınla evleniyorsunuz da Türkler 1 tane ile evleniyor?" diye sordular.
    "Arap işçi de Türkler 2. kadını alsan, kıskanır, döver anlaşamaz..." demek istiyor ama bunu anlatamadığı için el hareketleriyle bize durumu anlatmaya çalışıyor. Onun Türkçe bildiğini ama inadına arapça konuştuğunu düşünüyorduk.. Belki de öyleydi.. Nihayetinde Arap kadınların kadın haklarından bir haber ve ataerkil düzene boyun eğen bir topluluk olduğunu anlamamızı sağlamış oldu. Yine başka bir olayda garibinize gidecek ama bir abinin bir abiden naklettiği ve doğruluğundan emin olmadığım bir anıdan bahsetmek isterim.

    Abi diyor ki:
    "Bir gün diyor bu X adlı şahıs Mekke'ye gitmiş, - umre için mi yoksa hac vazifesi için mi ne unuttum - tavaf ediyorken, arkadan ittirmişler adam mahcubiyetle ve çaresizce önündeki Cezayirli kadının sırtına yüzü gelmiş yani kadının sırtına kapaklanmış sonra kadın dönmüş ve Arapça konuşarak rahatsızlığını dile getirmiş, adam da özür dilemiş neyse devam etmişler bir daha aynı durum olmuş ardından bir daha aynı durum olmamış ama adam kadının sırtına kapaklanmaya devam etmiş, sonrasında bir daha ve bir daha yapmış yani ilk 2 sefer evet adam istemeyerek bu duruma düştü ama sonrasına bunu keyfi olarak yapmış ve Cezayirli kadın da otel kartını vermiş."

    Burdan da o kadının Suudi polislere onu taciz ettiği için şikayet etmesi gerekirken, bu durumdan rahatsızlık duymak yerine boyun eğip, evet alan veren memnun olabilir ama yanlışa engel olmak gerekirken, o haklarının bilincinde olmadığı için bu durumdan şikayetçi olmak yerine erkeğin istediği amaca hizmet etmiş oldu. Yani Arap kadınlar haklarını bilmiyor ama Arapların içinde azınlık da olsa, dünya görüşü bizim içimizden pek çoğundan iyi ve bizi her aşamada motive edecek ve destekleyecek Araplar var.

    Youtube'da görüyorum işte, Türkleri seviyorum diyor İngilizce Arabın biri. Bizimkiler S*ktiğimin arabı, araplar pis millet vs diyor. Irkçılık ile mücadele edip, kurtulduğum için kendimi aydınlanmış hissediyorum. Şu yamyamlara bak, Türk dostu bir Arap'ı zorla Türk'e düşman ederler. Osmanlı'ya ihabet eden Arapların yarısı ve Horosan'da katlettikleri Türkler için o savaşta ve katliamda emeği geçen Arapları tüm kinim ve nefretimle yad ederim fakat Türk dostu Arapları hangi diyarda yaşarsa, yaşasın dışlayamam.

    Sizin yazdığınız mesaj ırkçılık üzerine değildi biliyorum, Mısırlı şeyhlerin yalan yanlış fetvaları ve Suudilerin ılımlı İslam adında sanki İslam yasaklar dini gibi bir moda bürünüp, reformcu olmaları üzerinden eleştiriyorsunuz fakat arkadaşıma ve internetteki araştırmalara da zaten o attığım linkteki yazılara da bakarsanız, kadının mahrem yerleri bellidir. İslam'ı zorlaştıran yayılmasına engel olan da bizzat onu yaşadığını sanıp, kötü örnek olanlardır. Bunun haricinde Sokrates iyi adamdır, Atinalıdır ve bu toprakların adamıdır belki peygamber de olabilir ama Eflatun ve idealar dünyası teorisi de mantıklıdır. Yaptığı ihanetin suçu ve sorumluluğu onu bağlar ve Sokrates'i hiç hayal kırıklılığına uğratmasını istemezdim.

    Kuran'da belirtilen husus bellidir, bunun dışında arkadaşımın da belirttiği gibi yöre ve kültüre göre değişebilir. Zaten deniz kenarında mayo, bikini giyilmesinde de sorun yok diyor. Bizim için onların bağlayıcılığı olmayabilir onu iddia edebilirsiniz ama biz dini Araplardan öğrendik ve onlar da sonradan farklı moda ve giyim tarzlarıyla dünyayı etkiledikleri bir gerçektir. Türbanlı olup, pornografik video çeken ve meşhur olan insanlar var.

    Ben bunları Avrupalı arkadaşlarımdan öğreniyorum, bizim içimizde böyle bir fantezi olmaz çünkü bizim ona yüklediğimiz anlam onu kutsallaştırmaya yöneliktir ama Orta Asya'ya bakıyorsun onlar da Başörtüsü yok. Avrupa'da da Müslüman kadınlarla birlikte olma fantezileri mi var yoksa araplarla mı bilinmez. Gerçek şu ki onlar Arap fantezilerini başörtülü kadınların çektiği videoları izleyerek tatmin ediyor, biz de başörtülülerin devlet kurumlarına girmesi kolaylığını sağladık diye kendimizi tatmin ediyoruz.

    İsteyen istediğini giyer ama İslam diye, din diye bunu dine baskı diye bunu bir silah olarak doğrulttuğun zaman işte o zaman İslamı değil, yaşamak istediğin dini yaşamış olursun. İslamı okuyup, anlayamadığımız için zaten bu toplum bu halde. Başörtüsü dediğimiz şey de eşarp ve doğuda özellikle güney doğuda sıcakta kadın erkek herkesin başına kapattığı ve farklı isimle andığı hatta terörist bezi gibi algı yapıldığı bir kültürün bez parçası iken, şal da Avrupa'da insanların omuzuna attığı, entel göründüğünü(!) sandığı bir bez parçası. Bu topraklardan giriş yapınca da kutsalımız bununla istediğimiz yere giremiyoruz, hakkımız diyen kitleye hizmet eden bir partinin yılmaz koruyucusu olduğu örtü.

    Aynı şekilde bu milletin hakkını yiyen, türlü torpil ve yolsuzluğa adı karışan hatta evlenme programlarında bile insanlara şirin gözükmek için takılan, milletin duyguları sömürülüp, çıkarları bitince de başından söküp, attığı bir örtüdür. Bu bir gelenektir ama şunun şurasında kaç yüzyıllık bir gelenektir bir Türk olarak bunu bilemeyiz. Araştırmadan hele hele hiç..!

    Bu geleneği sürdürmek isteyenleri de kötülemek ya da aşağılamak demokratik hukuk devleti vatandaşları olarak bize yakışmaz ve doğru olmaz. Ha İslam yasaklar dini, peygamberi şöyle kötü böyle kötü diye düşünen olursa da bilgimiz dahilinde kanıtlarıyla tüm iddiaları çürütürüz. Tekrar söylemekte fayda var: Kadını yücelten din İslam'dır. O yüzden söylediklerimden yana bir sorun görmüyorum.



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Yasin_1903 -- 30 Temmuz 2019; 3:0:6 >




  • Yasin_1903 kullanıcısına yanıt
    Eflatun'u savunuyor olman neden araplara itibar etmemen gerektiğinin delili. Sen hala demokrasi diye dur. Bizim atinayla işimiz yok, dinen de taban tabana zıttız. Şimdi anladın mı? Bizim felsefemizde ne atinanın, ne de demokrasinin yeri yok. Biz sparta felsefesinden geliyoruz. Sokrattan, aristodan söz edeceksin. Yoksa liboş araplara benzersin. Maddeye tapar, şuurunu yitirirsin.
    Araplar, manevi olanı maddi algılamaktan ötürü bu haldeler. Dinin ölçüsünü, soyut algıda aramamaktan ötürü, manen değil şeklen ibadet ediyorlar. Halbuki niyet esas;
    Soyutlama kavramı tek başına yaratanla yaratılanın ayırdına işaret ediyor: "soyutlama ile elde edilen, varlığı ancak eşyada gerçekleşen mücerret, somut karşıtı, abstre". Kişi dinin kurallarını değil de sarihlerini takip ederse nefsin oyuncağı olur.
    Arapların sapık adetleri de hayırsız dostlukları da bana lazım değil. Ehli kitap diye suyuna gitmemiz gerekmiyor.

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >




  • quote:

    Orijinalden alıntı: Yasin_1903

    Birkaç gündür başlıkta olup, biten ve paylaşılanları takip ediyorum ve şöyle sağlam bir iddia falan varsa, ona göre bir araştırma yapayım, haksızsam da kabul edip, ben yanlış yapmışım desem yok halen iddialar tek cehpeden bakan yazarların iddiasıyla kalmış ve Kuran'da geçen tanımlamadan çıkarılacak sonuç değil.

    Öncelikle makalenizi okudum ve yine bu konuda bir şey bilmediğinizi kanıtlamış oldunuz. :) Siz zaten arapça bilseydiniz paylaştığınız makalede eşeği tanımlamak yerine örtü anlamına gelen khumur'u tanımlamak için düzeltme yapardınız. Humur eşek anlamına gelir. Khumur da örtüdür. Paylaştığın makalede değinmemiş ama khumur diye tanımlanan şey kadın ve erkeklerin farklı farklı kullandığı bir aksesuarın kadınlar için olan anlamına gelir. Fakat bu konuda bir müslüman olarak başka müslüman kardeşlerimizi yanıltmamak için soruyu Suudi Arabistanlı bir arkadaşıma da sordum:

    Nisa Suresinin içerisinde geçen kelimeyi:
    ++ "El khumur olarak ifade etti ve bundan 1400 yıl önce kadınlar bunu baş örtüsü olarak kullanmıyorlardı, o dönemin modasına göre bir aksesuardı" dedi.

    Arapların adetlerini onlardan daha iyi mi biliyorsunuz?
    Zaten ingilizce yazıştığımız için de tanımlamayı:

    ++ "Skarf" olarak yaptı ve o kelime "headskarf" anlamına gelmiyor dedi.
    Bu ayette belirtilen ölçüde kadınlar için:
    ++ "Tişört ve kot pantolon giyse örtünme emri yerine getirmiş olurlar..." dedi.

    Ben de bu cevaba ithafen:
    == "Ya ama o tişörtün uzun olması gerekmez mi, erkekler kadınların kalçasına bakar." dedim.
    O da:
    ++ "Amerika'da giyen kadınlara erkekler bakıyor mu?" diye sordu.
    == "Hayır!" dedim.
    ++ "Ama Suudi Arabistan'da bakarlar, o yüzden burda giyemezler" dedi.
    == "Burda da yarı yarıya" dedim.
    Konuşmanın dışında kendi düşüncem - Bizim için saç önemli değil. Kalçaya bakan erkekler var ve bizim kültürümüzde bunu tişört eteğinin biraz uzun olmasıyla çözülebileceğini düşünüyorum. -

    ++ "O zaman dedi Allah'ın örtünme emri burda kültüre göre değişir." dedi ve ekledi "Aslında İslam kolaylık dini fakat bir çok insan her şey haram zannediyor. Helal olanları bile haram zannediyor... Bizim dinimizde 14 tane haram var" dedi.

    Ayette göğüsleri kapatacak şekilde örtülmesi gerektiğinden bahsediyor. Bununla ilgili bir yazı paylaşmak isterim. Yazı dili İngilizce hem evrensel olarak herkes İslam'ın örtünme konusunda ne gibi sınırlar koyduğunu anlatıyor ve şu sizin çarşaf takıntınızı da...
    http://www.misconceptions-about-islam.com/dress-code-women-veil.htm

    Tabi siz bir kadının kalçasına gözünüz denk geldiğinde "Göz zinası" işlediğiniz ve günaha girdiğiniz bilinciyle çözümün kadınların kıyafetlerini çarşafla kapatmakta olduğuna inananlardansanız, bunu Türk kadınını Ataerkil bir düzenle değiştirme hayaliyle yapmaktan vazgeçin. Suriye'ye gitseniz, açıklar kapalı olanları buraya gelmiş. Afganistan ve Pakistan olabilir ama tam dini anlamış insan bulmak zor olur oralarda. Sünnettir diye deve sidiği içen bir grup var orda.

    Bu arada mesele sünnetse bu toplumda çocuk peydahlayıp, terkedilen kadınları ya da bir erkeğe güvenip, bekaretini bozduran ama ortada kalan ve toplumda sahip çıkılmayan o kadınlarla evlenmek "onların toplum tarafından dışlanıp, çocukların baba sevgisinden mahrum büyümesine engel olunmak maksadıyla sahip çıkmak ve evlenmek" de bu anlamda sünnettir. Toplumda bencillik hat safhada olduğu için bu konuda çok uzlaşı olmasını beklemem. Bekaret takıntısı olana saygı duyarım neticede herkes toplumcu olmak zorunda değil. Bencil bir heves ve hayat tarzı da güdebilir.

    Benim için kadının parayla ilişkiye giren biri olması da sorun değil, hatta ergenlik zamanlarımda sağlık sorunu olmadığı müddetçe böyle bir kadınla evlenirsem belki bu yanlıştan onu vazgeçirebilirim diyordum. Sonuçta evlilik senin gözün dışarda olmasın yani seni yanlıştan korumak içinse o kadını da koruyabilir ve bu durumda bir insan kurtarmış olmanın sevinci içerisinde olurdum. Fakat şimdiye kadar böyle bir kadına denk gelmiş bile değilim. Kaldı ki kimlerle aşk yaşadığından çok ben milliyetçi Atatürk ilkelerini örnek alan, aynı zamanda Müslüman biriyim. Benim gibi düşünen bir kadınla evlenmek isterim.

    Ha bu arada Atatürk müslüman mı değil mi diye tartışacak olanlara da: eğer değilse de onu bağlar ve ben onun inancına inanıyorum demiyorum ama onun Türkiye sevdasına inanmak, vatan sevgisine inanmak, devrimci ve çağdaş tarafına inanmak ve ülkemin iyiliği ve milletimin huzuru için çalışmak ve böyle düşünen bir kadın bulmak istemekle de inandığım dine ters düşmem.

    Çünkü vatan sevgisi imandandır. Birisi evlenme yaşı ile ilgili yapılan düzenleme üzerinden CHP'yi kötülüyor ve o beğenmediğiniz AKP bunu 18 yaptı vs diyor. Şimdi ben parti tutmam bunu da her fırsatta dile getiririm. Beğendiğiniz parti teröristleri idam etmiyor ve besliyor. Bu hususta vatanperverlikten bahsedebilir misin? CHP bu kuralı Atatürk'ten önce mi getirmiş sonra mı? Atatürk'ün 1938 yılında yorgun ve hasta olduğunu biliyoruz.
    http://www.meb.gov.tr/belirligunler/10kasim/yazilar/son_yillari.htm

    Bu dönemde ülke nüfusunun artırılması için erken yaşta evlilik devlet teşviki mi yoksa yurt dışına çalışan bir zümrenin işi mi bilinmez. Ayrıca CHP şöyle yaptı, AKP iyi adam, AKP böyle yaptı CHP iyi adam oyunu oynamaya çalıştığınız sürece bakın hepinize genel söylüyorum sizden ne Atatürkçü olur, ne de vatanperver insan olur. Birbirinize sabah akşam b*k atarak vatan mı kurtardığınızı sanıyorsunuz? AKP sayesinde ülkede hiç görülmemiş bir refah olduğu doğrudur fakat Türk halkı bu 600 milyar $(dolar) borcu kaç yıl ödeyeceği bildiğimiz bir konu değil.

    Erdoğan'ı bana sorduğunda yabancı arkadaşlarıma söylediğim, Türk halkında dikkate değer bir kısım onu seviyor çünkü kendisi sağlık reformu ve Sultan Abdülaziz'den sonra askeri harcamalarda en çok yatırım yapan lider. Bu yüzden insanlar hiç bir vaadi bile olmasa onu seçmeye devam eder ama AKP'ye oy veren insanların çoğu da kendi çıkarı için oy verir ve bir kısmı da Erdoğan'ın hatrına oy verir. Bu oy verenlerin çoğu orta yaşlı kesim ve geçmişle kıyaslayarak oy verir ama gençler oylarını verirken, geçmişle değil gelecekle kıyaslar.

    Bu yüzden AKP nin anne babaların gönlünü fethet, anne baba hakkıyla çocuklar üzerinde baskı kur politikası ve siyasal islam gençler üzerinde işe yaramaz. Aynı şekilde siyasal Atatürkçülük ile CHP veya siyasal milliyetçilik ile MHP-İP / HDP elinde kitlesini tutar ama bu ideolojilerin hiç biri ülkenin gelişmesine katkı sağlamaz. Partiler lağım çukurudur derken, boşuna söylemiyorum. Sizin Türkiye ve Türk milleti sevdanız yoksa, inandığınız ahlak kurallarına göre yaşamıyorsanız Atatürkçü ve vatanperver olamazsınız, bu topraklarda sadece oksijen tüketen sıradan bir canlıdan farkınız kalmaz.

    Evrime inanan değil inanmayan bir müslüman ayıplanmalı... Çünkü Kuran ya da İslam bilimle savaş halinde değil. Kuran'da bu kadar demir kelimesi geçer işte bu atom numarasıdır diye de gönderilmemiştir. Kuran insanların düşünüp, sorgulaması gerektiğini söyler. Yani felsefe ve bilim de "Neden, nasıl, ne zaman, ne ile, nerede, niye?" sorularını sorup, cevap aradığı için evrim neden olamaz değil, evrim gibi daha karmaşık ve zor bir süreci inandığımız tanrının var etmeye gücü yetmez mi? Böyle bir yasa koyamaz mı diye sorgulamak lazım.
    https://www.youtube.com/watch?v=s79aeGWLInA

    Ayrıca senin evrime inanman için bir çok ispat sunabilirim. Primatlar döneminde hepimiz çıplaktık ve ataerkil bir düzen vardı, bugün kadınları çıplaklığa teşvik eden de aslında o ilkel düzenlere dönme arzusu güden insanlar ve kadının kapanması tamamen gizlenmesi gerektiğini iddia edenler de ataerkil bir düzende kadına üstünlük kurmaya çalışan zihniyetin ürünü.

    "Sex" mesajını sağda solda serpiştiren modern medya çıplaklığı özgürlükmüş gibi insanlara aşılamakta ama ataerkilci baskın erkekler kadını kapatmakla meşgul olduğu kadar kadının soyunmasını da isteyen ve eski düzendeki gibi her kadını bütünüyle çıplak görüp, medeniyeti unutmak isteyen bir grup da var. Kadını en usulü ile örtünmeye teşvik eden İslamdır.

    Değiştirilmiş Musevilik ve Hristiyanlıkta kadınlar tamamen kapalıdır ve düzen Ataerkil bir düzene evrilmiştir. Çünkü Yahudiler çarpıtmıştır. Haradileri araştırın. Rahibeleri araştırın ve İslam'ın koyduğu ölçüyü araştırın. Başı kapalı bir kadın ayaklarını yere vura vura yürürse, saçlarının teli teline belli olması mümkün mü, baş örtüsü varken?

    Belli olacağı yerler: Kalçası, baldırı, göğsü, beli, karnı vs. yani kadını kadın yapan şu östrojen hormonunun yaş ilerledikçe yağ tuttuğu yerler ve zaten kadınların süsleri de budur. Ayette belirtilen ölçü ve kapatılması gereken yerleri de budur.

    Ayeti okusan en azından ilk emir olan "Oku!" emrini yerine getirsen, hiç bir sorun yok. Okumuyorsun digiogi. Kanıtlarıyla defalarca kez çürüttüğüm halde hiç birini okumadın ve cevabını paylaştığım linklerde olmasına rağmen hala aynı şeyleri sorarak cahilliğinde ısrar ettiğini bir kez daha kanıtlıyorsun. Okusan bunları zaten sormazsın.

    Erkekten tek farkı göğüs bölgesi kapatması gerekir ve topuklarından 1 karış yukarısına kadar da bir sorun yok. Bu ölçü bellidir ama uymak ya da uymamak tamamen kadınlara kalmış.

    Bunun dışında müslüman filozoflar da vardır ama bizim filozoflarımız o kadar değerli ve sayıca azdı ki döneminin ülkelerinde sultanların çocuklarını eğitmekle ve ya ülke kuracak yeni liderleri eğitmekle meşgul oldu. "Ahmet Yesevi - Mevlana ile Mevleviler ya da sufiiler, Ahi Evran ile Ahililer gibi" Bunun dışında akıl ile doğru bilgiye ulaşılabileceğini savunan filozoflar da olmuştur.

    Ayrıca Platon'un müslüman camiasında karşılığı Eflatundur ve bu da müslümanların da felsefe yapıp, özellikle Türk kralların felsefe ile devletlerinin temelini attığını da unutmamak gerekir. En iyi filozofu olan çok filozof yetiştirir ve onun devletinin kalıcılığı da bir o kadar uzun ve temelleri de sağlam olur. Hatta Büyük Selçuklu Hoca Ahmet Yesevi'nin öğretileriyle kurulduysa, Mevlana ile de Anadolu Selçuklu kuruldu.

    Mevlana, Moğol işgali sırasında Moğollarla iş birliği yaparken, en çok atıştığı devlet adamı olan ve bizim Nasreddin Hoca diye gülüp, geçip kendisini tanımamıza hiç imkan ve fırsat verilmeyen Türk tarihinde adı Ahi Evran olan zatın ve öğrencileri Ahilik öğretisiyle Mevlana Moğolları oyalarken, Bilecik dolaylarına göç etmiş ve onun öğrencilerinden Şeyh Edebali'nin kızını verdiği Ataman Bey ile Osmanlı'nın fikir temelleri atılmıştır.

    Mevlana'nın yaptığını Vahdettin yapmıştır İngilizleri oyalayarak.. Osmanlı'da Cumhuriyetçi tayfa da Abdülhamid'in bizzat atadığı öğretmenler ve onun açtığı cumhuriyetçi okullarda yetişmiştir. Yani Atatürk olmasaydı ne güzel Osmanlı da devam ederdi diye düşünüyorsanız, Osmanlı'nın ölüm fermanını hazırlayan bizzat Abdülhamid olup, bu konuda da çakıldınız demektir. :)

    Atatürk de yeni bir ülke kurdu ve onun felsefe ve ilkeleri de bu geçmişte Yesevilik, Mevlevilik, Ahilik, JJ.Russau ya da cumhuriyetçi ilkelerin yaptığı gibi bugün içinde bulunduğumuz şartlarda devleti kurtaracak, temelleri sağlamlaştıran felsefe olarak algılamalı ve sahip çıkmalıyız. Bize çağ atlatan düşünceler bunlardı ve bugün yetersiz gelmesi durumunda düzeltip, daha iyisini de pekala ortaya koyabiliriz. Öyle bir lider geldikten sonra neden olmasın? :)

    Bu arada Ataman bey'e şaşırdınız muhtemelen Osmanlı ingilizcesi nerden geliyor şimdi anlamışsınızdır. Osman ismini ona veren Şey Edebalidir ve Osman isminin nerden geldiğini merak edenler olursa kısa bir açıklama yaparız ama şimdi konumuz felsefe ile ilgili olduğu için geçiyorum.

    Değinmediğim konu kaldı mı bilmiyorum ama 2 gündür hangi konulara değineyim diye düşünürken, bir çok konu vardı aklımda. Hatırladıklarım kadarıyla yazdım. Hatalarım olduysa da hata yapmak bize, pm gönderip, düzeltmek ve affetmek de size kalmış. :) Uzun bir yazı oldu ama sabredip, okuduğunuz için teşekkür ederim.

    Edit: Gözlüklü arkadaşlarımız okurken, paragraf sayısı az olursa, gözleri yoruluyormuş. Kendilerine bu hatamı gösterdikleri için teşekkür ederim. Paragraf sayısı artırıldı.

    @invisible_jn
    @MiLLETiNVEKiLi
    @smart1978
    @Mete Can Karahasan
    @Efsue
    @digiogi

    Alıntıları Göster
    Yazdıklarını okudum merak etme.

    Yani 1 tane araba sormuşsun onun da ne olduğu belli değil. Onun söyledikleri üzere her şeyi doğrulttun öyle mi? El khumur 1400 sene önce başörtüsü olarak kullanılmıyordu demiş sana. 1400 sene önceyi rüyasında görmüş herhalde?

    Şimdiye kadar tüm kesimler, iranlı şiiler, arap suudlar, sünni Türkler hepsi başörtüsü olarak anlamış ama siz başörtüsü değil de örtüdür diye anlıyorsunuz? Zaten tek zeki sizsiniz biz hepimiz cahiliz. Öyle kabul et sen.

    Ben de bir arapla yazıştım kesinlikle başörtüsü var dedi. İranlı birine sordum yoksa biz niye takıyoruz yok diye bir saçmalık mı olur dedi. Şimdi ne olacak?

    Başörtüsü yok diye mi suudlar zorunlu tutuyor? Yazdıkların tamamen safsata...

    Daldan dala atlamışsın zaten. Evrime inanan birisin daha ne diyeyim...

    Arkadaşlar bu mantıkla ilerlersen rakıyı da birayı da kuranda rakı ve bira yazmıyor diye helaldir diyerek nefsânî arzulara ve menfaatlere göre yorumlamış olursunuz.

    Bunu böyle yorumlayanlar cilbab ayeti için laf etmiyor bile. O halde kadınlara çarşaf da farz...

    İnsanoğlu yapısı gereği maalesef her zaman tecavüz vs herhangi bir ülkede 1 kişi bile olsa olacağı kesindir çünkü alkolün serbest olduğu yerde sarhoş kişiler tarafından her şey yapılabilir.

    Dünyanın en güvenli ülkesi diye sayılan Japonyada bile her sene binlerce tecavüz vakası olduğuna göre ve insanı Allah yarattığına göre ve kuran evrensel ve kıyamete kadar geçerli olduğuna göre kurandaki ayetler de aynı şekilde geçerlidir ve devir değişti o dönem başka bu dönem başla demek saçmalamaktır. Kendi heva ve heveslerine göre başka bir din üretmektir...

    Okumak isteyenler için ben de paragrafları ayırdım. İyi forumlar...



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi digiogi -- 30 Temmuz 2019; 11:6:47 >




  • Arkadaşlar başörtüsüne bu aralar yine bir saldırı var. Bu sefer devlet yoluyla değil de bazı güçler tarafından başörtüsünün islamdaki önemi algı olarak kaldırılmak isteniyor.

    Sürekli başörtüsü kuranda yok diye tek tük kişiler saçmasapan açıklamalar yapmaya başladı. Başörtülü twerk yapan kız vs saçma sapan şeyler çıkarıldı kızın ne olduğu belli değil başörtüsü takmadığı görüntüleri bile var ama halen gündem. Böyle böyle başörtüsüne kötü bir algı yaratılmaya çalışıyor.
  • quote:

    Orijinalden alıntı: digiogi

    Tanınmamak için cilbab giymek zorunlu. Başörtüsüne hayır çarşafa evet o zaman

    Alıntıları Göster
    Birkaç kez sordum ama sizden cevap yok ,zaten cevabını bilen de yok

    Cilbap'ın çarşaf olduğuna dair bilgi nedir? Bunu kimse bilmiyor ... Yani cilbap'ın ne olduğuna dair kimse bir şey bilmiyor .Sanki Yaratan bu bilgiyi insanların kafasından silmiş

    İşte internetteki videolardan biri

    Fıkıh TVyoutube
    CİLBAB NEDİR? - MEHMET KESKİN
    https://youtu.be/NuiTtb81nsA


    Sakallı hocalar bile cevap veremiyor. Fakat orda el ve yüz dışında kapalı kalacak diyor bu farklı bir konu ama bunun da dinle alakası yok erkeğin kadına bakış açısıyla alakalı

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >




  • quote:

    Orijinalden alıntı: Tek_Kisilik_Muhalefet

    Birkaç kez sordum ama sizden cevap yok ,zaten cevabını bilen de yok

    Cilbap'ın çarşaf olduğuna dair bilgi nedir? Bunu kimse bilmiyor ... Yani cilbap'ın ne olduğuna dair kimse bir şey bilmiyor .Sanki Yaratan bu bilgiyi insanların kafasından silmiş

    İşte internetteki videolardan biri

    https://youtu.be/NuiTtb81nsA

    Sakallı hocalar bile cevap veremiyor. Fakat orda el ve yüz dışında kapalı kalacak diyor bu farklı bir konu ama bunun da dinle alakası yok erkeğin kadına bakış açısıyla alakalı

    Alıntıları Göster
    www.google.com
    cilbab - Google'da Ara
    https://www.google.com/search?tbm=isch&q=cilbab



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi digiogi -- 6 Ağustos 2019; 22:35:19 >




  • Arap geleneğidir bas ortusu, bilgisizlik, cahillikten gunumuze kadar gelmistir.
    Bundan bi 100, 200 yil sonra azalarak bitmeye mahkumdur ki öylede oluyordur zaten.
    Din desen degil, inanc desen degil, akla mantiga zaten %100 olarak aykiri.
    Kim takar, takmaz umrumda degil, isterlerse yuzlerinide kapatip 4 duvar arasinda yasayabilirler, QUNAH diye. Ben sadece kendi analizimi ve gelecekte yasanacaklari belirttim.

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • quote:

    Orijinalden alıntı: digiogi

    https://www.google.com/search?tbm=isch&q=cilbab

    Alıntıları Göster
    Belirttiğin görseller çarşafın kelime anlamıyla alakası yok ki...Çarşaf farsçada 4 köşeli bez parçası demek oysaki görseller 19 yüzyılda Malta'dan gelen kadın giysisidir, islamla alakası yoktur

    Fıtrat Tvyoutube
    "Cilbab" dış elbise değildir!
    https://www.youtube.com/watch?v=Pi6lYP_zvf4


    Ayrıca google görsel yada ilk sayfada birşeyin çıkması ne kadar önemli olabilir? benimde alibaba'da hepsiburada gittigidiyorsa giyim mağazam olsa Cilbab kategorim olsa ve orada bolero, başörtüsü, eşarp,pardesu, türban satsam cilbab aramasındaki görsellerde benim sattığım ürünler çıkacaktır

    < Bu ileti mini sürüm kullanılarak atıldı >




  • quote:

    Orijinalden alıntı: Tek_Kisilik_Muhalefet

    Belirttiğin görseller çarşafın kelime anlamıyla alakası yok ki...Çarşaf farsçada 4 köşeli bez parçası demek oysaki görseller 19 yüzyılda Malta'dan gelen kadın giysisidir, islamla alakası yoktur

    https://www.youtube.com/watch?v=Pi6lYP_zvf4

    Ayrıca google görsel yada ilk sayfada birşeyin çıkması ne kadar önemli olabilir? benimde alibaba'da hepsiburada gittigidiyorsa giyim mağazam olsa Cilbab kategorim olsa ve orada bolero, başörtüsü, eşarp,pardesu, türban satsam cilbab aramasındaki görsellerde benim sattığım ürünler çıkacaktır

    Alıntıları Göster
    Cilbap'ın çarşaf olduğuna dair bilgi nedir? Bunu kimse bilmiyor ... Yani cilbap'ın ne olduğuna dair kimse bir şey bilmiyor .Sanki Yaratan bu bilgiyi insanların kafasından silmiş

    Yoo silmemiş. Cilbab diye aratınca anlamı da mevcut. Cilbab kategorisinde bolero falan satamazsınız zaten onaylamazlar gerekli kategoriye taşırlar

    Cahiliyyette insanların birçokları terbiye ve edebden yoksundu. Ahlak, iffet ve namus meselesi lafta idi. Bugün olduğu gibi kadın açılıp saçılıyordu, vücudunu, na mahrem yerlerini göstermekle böbürleniyordu. İlahi rahmet olarak gelen İslam dini, tefessüh etmiş bu insanlığı ıslah etmek için birtakım emir ve prensipler getirdi. Bunlardan birisi de kadının cilbab ile örtünmesini emreder.

    Kabeyi çıplak tavaf edenler bile olan bir devirden ne bekliyorsunuz?



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi digiogi -- 10 Ağustos 2019; 21:56:29 >




  • Yaşasın zalimler için cehennem

    Bu kadar uzun cevap yazmak zalimlik değilde nedir



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi WILDBOYS -- 27 Ağustos 2019; 9:27:43 >
    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • 
Sayfa: önceki 2223242526
Sayfaya Git
Git
sonraki
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.