Şimdi Ara

Atomlar nasıl canlı bir varlık oluşturuyor? (13. sayfa)

Daha Fazla
Bu Konudaki Kullanıcılar: Daha Az
1 Misafir - 1 Masaüstü
5 sn
291
Cevap
1
Favori
12.268
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
0 oy
Öne Çıkar
Sayfa: önceki 1112131415
Sayfaya Git
Git
sonraki
Giriş
Mesaj
  • faraza evrim olmuş olsa bile bu Allahın kontorlünde onun iradesiyle gerçekleşir çünkü evrim hep ileriye dönük gerçekleşiyor.Hiç bir köyün evrimleşmesinin neticesinde şehre dönüşmesi tesadüflerle açıklanabilir mi ? Burada insan mudaheelsi söz konsuudur.Köy kendini şehre çevirmemiştir.....
  • quote:

    Orjinalden alıntı: akktwell

    Cansız olarak nitelendirilen atomlar bir araya gelerek nasıl canlı, düşünebilen bir varlık oluşturur? Aklıma takıldı kaç gündür.


    Bence asıl bu ölümlü canlı varlıkları niçin oluşturmaya çalışıyorlar? Biraz da bunu takmayı deneyin derim...
  • quote:

    Orjinalden alıntı: Really

    Dünyada şu anki türler hariç yaşayan tüm türler ara geçiş türleridir. Şu anki türler sanırım bitiş türleri olacak.

    Ben senin sıkıntını anlamıyorum, mutlaka bir farkımız mı olmalı diğer türlerden? Bizim de diğer canlılar gibi evrimsel süreç sonucu oluşan bir organizma olmamız aşağılayıcı bir şey mi? Kusursuzluk ve mükemmellik biraz belirsiz kavramlar. Niye kendimizi diğer canlılardan ayrı tutmamız gerektiğini anlamıyorum.



    Neden su anki turlerin -bir cesit- evrimin hedefi oldugunu dusunuyorsun. Yani en azindan ben bu mesajdan bunu
    cikardim.

    Benim sikintim mutlaka farkimiz olmasi gerektigi degil -ki oldugu bariz- evrimin bu farki nasil gozardi ettigi.

    Kendimizi neden mi diger canlilardan ayri tutmaliyiz?

    (Siz boyle gorundugume bakmayin herseyin farkindayim, bilerek geriden geliyorum ;)




  • Evrimin hedefi yoktur. Evrim ortama uyum sağlatır, ve hayatta kaldırır. Bu evrimin mekanizmasının sonucudur.

    İnsanın müthiş özellikleri nedeniyle farklı bir muameleye tutulmuş olması gerektiğini düşünüyorsun. Çünkü aklının bir köşesinde dünyaya dinsel bakış açın insanın evrimine bakışını etkiliyor. İnsan farklı bir canlı. Çok daha zeki bir canlı. Ama sonuçta bir canlı. Ve nasıl bu ayrıcalığa sahip olduğu da basamak basamak anlatılıyor evrimsel süreçte. Eğer bir canlının bir özelliği onun hayatta kalmasını destekliyorsa, canlı bu özelliğini geliştirme eğilimindedir. Bu özellik kuşlarda kanattır, hominidlerde zekadır. Ayrıca dünyada birçok başka görece zeki canlılar da mevcut. Yani üstün canlı bir yunus, bir kurt da olabilirdi.
  • quote:

    Orjinalden alıntı: Really

    Evrimin hedefi yoktur. Evrim ortama uyum sağlatır, ve hayatta kaldırır. Bu evrimin mekanizmasının sonucudur.

    İnsanın müthiş özellikleri nedeniyle farklı bir muameleye tutulmuş olması gerektiğini düşünüyorsun. Çünkü aklının bir köşesinde dünyaya dinsel bakış açın insanın evrimine bakışını etkiliyor. İnsan farklı bir canlı. Çok daha zeki bir canlı. Ama sonuçta bir canlı. Ve nasıl bu ayrıcalığa sahip olduğu da basamak basamak anlatılıyor evrimsel süreçte. Eğer bir canlının bir özelliği onun hayatta kalmasını destekliyorsa, canlı bu özelliğini geliştirme eğilimindedir. Bu özellik kuşlarda kanattır, hominidlerde zekadır. Ayrıca dünyada birçok başka görece zeki canlılar da mevcut. Yani üstün canlı bir yunus, bir kurt da olabilirdi.


    Insan olarak butun bir Dunyanin kaderini degistirebiliriz istesek degil mi? Farkliyiz yani ayrica sey.......
    ......ya da neyse

    Ben artik pes ettim, farkli gozluklerden bakiyoruz sanirim




  • quote:

    Orjinalden alıntı: fallen_angel17


    Insan olarak butun bir Dunyanin kaderini degistirebiliriz istesek degil mi? Farkliyiz yani ayrica sey.......
    ......ya da neyse

    Ben artik pes ettim, farkli gozluklerden bakiyoruz sanirim


    Ben sizin bütün mesajlarınızı dikkate alarak cevap yazdım, sizden de aynı saygıyı göstermenizi dilerim. Birkaç mesajdır üstü kapalı birşeyler söylüyorsunuz, nerede itirazınız var belli değil, artık gerçekten tartışmaya değer bir şey olup olmadığını düşünmeye başladım.

    Bu arada dünyanın kaderi yazılmış değil ki değişsin. Veya değişebiliyorsa yazmanın ne anlamı var? Eğer insanın dünyayı şekillendirme gücünden bahsediyorsanız bu cümleleri dikkate almayın.




  • quote:

    Orjinalden alıntı: Really

    quote:

    Orjinalden alıntı: fallen_angel17


    Insan olarak butun bir Dunyanin kaderini degistirebiliriz istesek degil mi? Farkliyiz yani ayrica sey.......
    ......ya da neyse

    Ben artik pes ettim, farkli gozluklerden bakiyoruz sanirim


    Ben sizin bütün mesajlarınızı dikkate alarak cevap yazdım, sizden de aynı saygıyı göstermenizi dilerim. Birkaç mesajdır üstü kapalı birşeyler söylüyorsunuz, nerede itirazınız var belli değil, artık gerçekten tartışmaya değer bir şey olup olmadığını düşünmeye başladım.

    Bu arada dünyanın kaderi yazılmış değil ki değişsin. Veya değişebiliyorsa yazmanın ne anlamı var? Eğer insanın dünyayı şekillendirme gücünden bahsediyorsanız bu cümleleri dikkate almayın.


    Amacim saygisizlik etmek degildi ozur dilerim.

    Bakin sorum acik secik su; Madem hepimiz ayni atadan evrildik, neden insandan baska hicbir tur bizim kadar baskin degil.
    Evet insanin dunyayi sekillendirme gucunden bahsediyordum, Madem evrim yavas yavas ilerledi, neden insana altrernatif bir
    canli daha yok. En gelismis hayvan hangisi? Hamambocegi mi, maymun mu? Peki neden bu en gelismis hayan ve insan arasinda
    bir canli turu yok.
    Tekrar mi oldu kusura bakmayin:) Ve sayin really amacim gercekten saygisizlik falan degildi, yanlis anlasildim




  • Omurgalıların embriyolarında solungaç yarıklarının bulunması biraz ilginç değil mi?
    Neden homo sapiens sapiens türünün vücudunda yüzden fazla körelmiş yapı var? (En güzel örneği apandis.)
    Neden bütün solunum reaksiyonlarında glikoliz evresi ortak?
    Neden kendini (canlı olmadığı halde) çoğaltabilen yapılar var?
    Neden Urey-Miller deneyleri ve daha sonra yapılan daha gerçekçi deneyler sonucunda çeşitli aminoasitler, DNA, RNA, proteinler, sakkaritler elde edilmiş?
    Neden bazı virüslere karşı aşı geliştirilemiyor?
    Neden cansız bakteriler bile konjugasyon sağlayabiliyor?
    Neden günümüzde bir sürü organik bileşik yapay yollarla elde edilebiliyor?
    Neden transgenetik bakteriler üretilebiliyor?
    Neden şu anda bizim vücudumuzda bile bir sürü mutant hücre var?
    Neden bir bilgisayarın bile virüs ya da bakteri gibi canlılardan çok daha karmaşık yapıda olduğu anlaşılamıyor?
    Neden nesillerce bir arada tutulup, sonra ayrılan türlerde farklılaşma görülüyor?
    Neden kuşların kanatları ile kollarımız homolog?
    Neden her sınıflandırmada canlılar arasında bazı istisnalar olmasına rağmen genel benzerlikler var?
    (Eğer bir yaratılış olsaydı, bence her sınıf, standart özelliklerle birlikte türlere özel bazı çevresel yeteneklere sahip olmalıydı. Avlanma farklılığı, kur yapma farklılığı ve şekil farklılığı gibi... Ancak anatomik farklılıklar bulunmamalıydı. [Bknz: Timsahlarda panizza kanalı.])
    Neden kusursuz denilen insan vücudu bile birkaç derece yükselen vücut sıcaklığında çok zarar görür?
    Neden mitokondriler tıpkı bir bakteriye benzer?
    Neden zarlı organellerin hepsinin kökeni aynıdır?
    Neden fosil kanıtlarına inanılmıyor?
    Neden canlılar sınıflandırmada belirgin bir şekilde basitten gelişmişe doğru gider? Mesela neden beyindeki koku lobunun büyüklüğü gelişmişlikle ters orantılıdır?
    Neden insanlar ile maymunların DNA'larınn %98.5'i aynıdır?
    Neden alt türler vardır?
    Neden 300 sözcük kadar konuşabilen bir maymun vardır?




  • quote:

    Orjinalden alıntı: fallen_angel17


    quote:

    Orjinalden alıntı: Really

    quote:

    Orjinalden alıntı: fallen_angel17


    Insan olarak butun bir Dunyanin kaderini degistirebiliriz istesek degil mi? Farkliyiz yani ayrica sey.......
    ......ya da neyse

    Ben artik pes ettim, farkli gozluklerden bakiyoruz sanirim


    Ben sizin bütün mesajlarınızı dikkate alarak cevap yazdım, sizden de aynı saygıyı göstermenizi dilerim. Birkaç mesajdır üstü kapalı birşeyler söylüyorsunuz, nerede itirazınız var belli değil, artık gerçekten tartışmaya değer bir şey olup olmadığını düşünmeye başladım.

    Bu arada dünyanın kaderi yazılmış değil ki değişsin. Veya değişebiliyorsa yazmanın ne anlamı var? Eğer insanın dünyayı şekillendirme gücünden bahsediyorsanız bu cümleleri dikkate almayın.


    Amacim saygisizlik etmek degildi ozur dilerim.

    Bakin sorum acik secik su; Madem hepimiz ayni atadan evrildik, neden insandan baska hicbir tur bizim kadar baskin degil.
    Evet insanin dunyayi sekillendirme gucunden bahsediyordum, Madem evrim yavas yavas ilerledi, neden insana altrernatif bir
    canli daha yok. En gelismis hayvan hangisi? Hamambocegi mi, maymun mu? Peki neden bu en gelismis hayan ve insan arasinda
    bir canli turu yok.
    Tekrar mi oldu kusura bakmayin:) Ve sayin really amacim gercekten saygisizlik falan degildi, yanlis anlasildim


    Birkaç soruya önceki mesajda cevap verdim. Dediğim gibi insanı ayıran özelliği zekası. Ve bu üstün zekanın başka hayvanlarda da gelişebileceğini yazdım. Ama sanırım savunmasız olmaları, sosyal bir yaşam sürmeleri, ön ayaklarının el şeklinde olması vb. özellikler sayesinde sadece hominidler bu ayrıcalığa eriştiler. Sadece bir türün bu başarıyı sağlaması şaşırtmamalı, yüksek beyin kapasitesi çok fazla enerji gerektirir, ve enerjiyi tutumulu bir şekilde kullanması gereken canlı için ekonomik bir durum değildir. Bu yüzden beyin kapasitesini arttırma canlılar arasında pek tercih edilmemiştir. Tercih edilse bile bir yere kadar ilerlemiştir.

    Gelişmişlik açısından zekayı referans alıyorsak evet, insanla diğer türler arasında büyük bir uçurum vardır, ama bu uçurum birden bire oluşmamıştır, anlattığım gibi kademe kademe yükselmiştir. Bence bu kadar büyük fark olması yadırganmamalı, gelişmişlik ölçütü olarak büyüklüğü ele alırsak mavi balina ve fare arasındaki fark korkunçtur, ikisi de memeli olmasına rağmen. Veya radyoaktiviteye karşı dayanıklılığı düşünürsek hamamböceği insandan daha gelişmiştir. Biz buna canlıların çeşitliliği diyoruz.




  • quote:

    Orjinalden alıntı: Really

    Sadece bir türün bu başarıyı sağlaması şaşırtmamalı, yüksek beyin kapasitesi çok fazla enerji gerektirir, ve enerjiyi tutumulu bir şekilde kullanması gereken canlı için ekonomik bir durum değildir. Bu yüzden beyin kapasitesini arttırma canlılar arasında pek tercih edilmemiştir. Tercih edilse bile bir yere kadar ilerlemiştir.




    buna gerçekten inanıyormusun? oysa beyinsel aktivitilerini geliştirselerdi hayatları çok daha kolay olacak, enerjilerini çok daha ekonomik kullanabilecekleri hayat standartlarına ulaşabileceklerdi. canlıların "enerji sarfiyatı olmasın diye" beyin kapasitelerini geliştirmediklerinin kanıtlanmış bilimsel kaynaklarını gerçekten merak ettim. var mı bir kaynak bu konuda?
  • quote:

    Orjinalden alıntı: C4


    buna gerçekten inanıyormusun? oysa beyinsel aktivitilerini geliştirselerdi hayatları çok daha kolay olacak, enerjilerini çok daha ekonomik kullanabilecekleri hayat standartlarına ulaşabileceklerdi. canlıların "enerji sarfiyatı olmasın diye" beyin kapasitelerini geliştirmediklerinin kanıtlanmış bilimsel kaynaklarını gerçekten merak ettim. var mı bir kaynak bu konuda?


    Neye inanıyor muyum? Bu inanıp inanmama meselesi değil ki, bilme meselesi. Ayrıca iddian çok komik, evrimin veya evrim geçiren canlıların bir bilinci yok ki buna göre bir değişim planı yapsınlar? Yani plan yapıp "şimdi zekamızı geliştirelim de ileride çok rahat ederiz" diyemezler. Kaynak:


    "4.5 milyon yil önceden sonra fosil kayitlari gelistiginde, australopithecinelerin Dogu Afrika’da ve muhtemelen bu kitanin baska herhangi bir yerinde yerlesmis olduklarini görürüz. A. aferensis, hem agaçlar üzerinde hem de karada sürdürülen yasam biçimine saglanan uyumu sergiler. 3.5 ile 2.5 milyon yil önceye ait fosiller, beyin boyutlari açisindan bu dönemin bir denge dönemi oldugunu gösterir.
    Devamli gelisen bir sosyal zekanin ve bunun sonucu büyüyen beyin yönündeki spiral baskinin sona ermesi, ya da en azindan bir duraklama geçirmesi niçin gereklidir? Bu sorunun muhtemel yaniti, evrimin simdi iki güçlü sinirlama ile karsi karsiya oldugudur: Daha büyük beyinlerin daha çok yakita gereksinimi vardir ve serin tutulmalari gerekir. Yakit açisindan beyinler son derece aç gözlüdürler. Dinlenme halindeyken, kas dokusunun gereksinim duydugunun 22 kati enerjiye gerek duyarlar. Isi açisindan ise, yalnizca 2 derecelek bir artis bile beynin çalismasinin zayiflamasina yol açar.

    Australopithecineler daha çok vejetaryen olmaliydilar ve muhtemelen agaçlikli ekvatoral savanalarda yasiyorlardi. Bu yasam biçimi beyne sunulabilecek enerji miktarini kisitliyor ve australopithecineleri sürekli olarak fazla isinma riskiyle karsi karsiya birakiyordu, Bu yüzden seçilime yönelik baskilar mevcut olsa bile beyin genislemesi gerçeklesmiyordu.

    Eger kosullar sasirtici sekilde bir araya gelmemis olsaydi, australopithecinelerin hâlâ Afrika’da yiyecek ariyor olmalari ve Homo soyunun evrimlesmesinin gerçeklesmemis olmasi mümkündü. Ama yaklasik 2 milyon yil önce çok hizli bir beyin büyüme dönemi baslamis ve bu olay Homo soyunun baslangicini isaretlemisti. Bunun gerçeklesmesi ancak beyin büyümesi ile ilgili kisitlamalar gevsetilirse ve kuskusuz, seçilime yönelik baskilar varsa mümkün olabilirdi. Bunun nasil oldugunu açiklamaya çalisirken, aklin, beyin ve vücudun evrimi arasindaki karsilikli iliskiler son derece önem kazanmisti. Bu dönemde iki çok önemli davranissal gelisme olmustu: Bipedalizm, yani iki ayak üzerinde yürüme ve et tüketimindeki artis."

    Steven Mithen - Aklın Tarih Öncesi




  • quote:

    Orjinalden alıntı: Mertallica

    Omurgalıların embriyolarında solungaç yarıklarının bulunması biraz ilginç değil mi?
    Neden homo sapiens sapiens türünün vücudunda yüzden fazla körelmiş yapı var? (En güzel örneği apandis.)
    Neden bütün solunum reaksiyonlarında glikoliz evresi ortak?
    Neden kendini (canlı olmadığı halde) çoğaltabilen yapılar var?
    Neden Urey-Miller deneyleri ve daha sonra yapılan daha gerçekçi deneyler sonucunda çeşitli aminoasitler, DNA, RNA, proteinler, sakkaritler elde edilmiş?
    Neden bazı virüslere karşı aşı geliştirilemiyor?
    Neden cansız bakteriler bile konjugasyon sağlayabiliyor?
    Neden günümüzde bir sürü organik bileşik yapay yollarla elde edilebiliyor?
    Neden transgenetik bakteriler üretilebiliyor?
    Neden şu anda bizim vücudumuzda bile bir sürü mutant hücre var?
    Neden bir bilgisayarın bile virüs ya da bakteri gibi canlılardan çok daha karmaşık yapıda olduğu anlaşılamıyor?
    Neden nesillerce bir arada tutulup, sonra ayrılan türlerde farklılaşma görülüyor?
    Neden kuşların kanatları ile kollarımız homolog?
    Neden her sınıflandırmada canlılar arasında bazı istisnalar olmasına rağmen genel benzerlikler var?
    (Eğer bir yaratılış olsaydı, bence her sınıf, standart özelliklerle birlikte türlere özel bazı çevresel yeteneklere sahip olmalıydı. Avlanma farklılığı, kur yapma farklılığı ve şekil farklılığı gibi... Ancak anatomik farklılıklar bulunmamalıydı. [Bknz: Timsahlarda panizza kanalı.])
    Neden kusursuz denilen insan vücudu bile birkaç derece yükselen vücut sıcaklığında çok zarar görür?
    Neden mitokondriler tıpkı bir bakteriye benzer?
    Neden zarlı organellerin hepsinin kökeni aynıdır?
    Neden fosil kanıtlarına inanılmıyor?
    Neden canlılar sınıflandırmada belirgin bir şekilde basitten gelişmişe doğru gider? Mesela neden beyindeki koku lobunun büyüklüğü gelişmişlikle ters orantılıdır?
    Neden insanlar ile maymunların DNA'larınn %98.5'i aynıdır?
    Neden alt türler vardır?
    Neden 300 sözcük kadar konuşabilen bir maymun vardır?

    çünkü yaratan birdir
    maymunun dna sıyla ilgili birşey söylemişsin.Ancak bir ineği yada keçiyi inceleseler yine dna ları aynı bulurlarçünkü yaratan bir




  • Değil mi? Kesinlikle keçiyi ya da ineği de incelemeliler... Hayret doğrusu, nasıl gelmemiş akıllarına?
    Belki de yaratan bir olduğundan incelemeye gerek duymamışlardır, ne dersin?
  • Mertallica,
    Neden? Neden? Neden? diye sorduğun soruların cevabı nedir söyler misin?

    Tüm cevapların evrime çıkıyor sanırım.
    Ancak şunu söyleyebilirim ki sorularının yanlış yönlerdirmeler bulunmakta. Bazılarında ise en direkmen yanlış bilgiler üzerinden gitmişsin.

    1- insan embriyosunda solungaç yoktur.
    2- körelmiş denilen yapıların gerçekten köreldiği ispatlanamamıştır. En güzel örnek apandisin bile bağışıklık sistemine ufak çaplı destek veriyor olabileceği konusu kesin sonuca varmamıştır.
    3- tüm solunum çeşitlerinde glikoliz evresi aynı değildir, benzerdir.
    4- canlı olmadığı halde çoğalabilen bir yapı yoktur. cansızları çoğaltan yine canlılardır.
    5- deneyler sonucunda asla ve asla dna, rna elde edilememiştir. ayrıca yapılan deneyler dünya şartlarını yansıtmamaktadır.
    6- aşılar, canlı hücreye sahip zararlı mikroorganizmalara karşı bağışıklık sistemlerini güçlendirmeye yarar. bakteriler kendi kendilerine bölünerek çoğalabilirler. Antikorların bakteriyi öldürmesi hastalığı engelleyecektir. Ancak virüsler kendi kendilerine çoğalamazlar. Virüs canlı hücreye bulaşır, canlı hücre virüs üretmeye başlar. Bu durumda sadece virüsleri yoketmek hastalığı engellemez. Kaldı ki virüsleri yok eden akyuvarlara bile bulaşabilen virüs çeşitleri vardır. Bu yüzden bazı virüslere karşı aşı geliştirilemiyor.
    7- konjugasyon "temas" yoluyla gerçekleştiği için bakterilerin yaşıyor olması gerekmez. temas eden hücreler birbirleri ile alışveriş yapabilirler.
    ......
    ...
    ..
    .
    (sıradan gitmiyorum artık, biraz da ben sorayım)
    Konuşabilen maymun yoktur. Bazı simgelere basması öğretilen maymunlar vardır. maymunlar konuşamadıkları halde NEDEN konuşabiliyormuş gibi lanse ediliyor?
    (Sözde) Araformlara ait fosil kalıntıları bulunamamaktadır. Olmayan fosilleri hayal ederek bir de bunlara inanmak NEDEN bilimsel sayılıyor?
    Maymun dna'sı 98.5% benziyor olabilir. Ancak fare ve insan dnasının farkı aşağı yukarı 300'dür ve bize maymundan daha yakındır. Bu durumda biz fareden gelmiş olmuyoruz da NEDEN maymundan gelmiş oluyoruz?
    Canlıları sınıflandırmada basitten gelişmişe doğru sıralanma durumu vardır. ancak canlılığın nereden geldiğini bilmeyen bilim, NEDEN "basit" denilen canlının, sadece canlı olmasından dolayı gelen kompleksiliğini bile görmezden gelmektedir?
    .......
    ....
    ..




  • 1- Bütün omurgalıların embriyolarında solungaç yarıkları vardır. Solungaç vardır demedim.
    2- Evet, apandisin bağışıklık sistemiyle bir alakası olduğunun düşünüldüğünü biliyorum ancak enzim üretme işlevi körelmiştir.
    3- Tüm solunum reaksiyonlarında glikoliz evresi ortaktır, oksijenli solunum pirüvik asit ile başlar, fermantasyonun da ileri evre reaksiyonları pirüvik asit ile devam eder. Pirüvik asit, glikoliz sonucu sitoplazmada elde edilir.
    4- Prion...
    5- Lütfen biraz daha araştırma yap. Urey-Miller deneyinden sonra çok daha gerçekçi deneyler yapıldı.
    6- Ben burada, mutasyon ile ilgili kısmı kastetmiştim.
    7- Konjugasyon temas yoluyla gerçekleşmez, konjugasyon yapan bakteriler arasında sitoplazmik bir köprü kurulur. Ve bu köprünün boyu, bakterilerin kendi uzunluğundan bile daha uzun olabilmektedir. Ayrıca gen aktarımı burada plazmitler sayesinde yapılır.

    Senin sorularına geleyim.
    Konuşabilen bir maymun var. İsmi Cheta olmalı yanılmıyorsam. (Okuyalı bir süre oluyor, o yüzden tam hatırlayamayacağım.) Bu maymun yapılan eğitim sayesinde 300 sözcük kadar konuşabilecek bir zekaya sahip. Ancak burada bir yanlış anlaşılma daha doğrusu, yanlış anlatım oldu. Konuşuyor derken bizimki gibi ağzıyla aktif olarak konuşuyor demek istemedim. Ancak yapabilse, konuşacak zekaya sahip. Çünkü bir çevirici yardımıyla, tam 300 sözcüğü tanıyabiliyor ve sorulan sorulara insan zekasına uygun yanıtlar verebiliyor.

    Araformlara ait fosiller vardır. Bunu da biraz daha araştırmanı rica edeceğim.

    Fare ve insan DNA'sının farkı 300 nedir? Bir birim bile belirtmemişsin?!! Ayrıca insan maymundan gelmiştir diye bir olay yoktur. İnsan ile maymunların atası aynıdır diye bir olay vardır. Hominidae sınıfını ve evrimsel gelişimini biraz daha araştırmanı isteyeceğim.

    Basit denilen canlının, canlılığından gelen komplekslik nedir? Böyle bir şey yok ki? Bakteri çok basit bir canlıdır, ribozomdan başka organeli bulunmaz. DNA'sı sitoplazmada bulunur. Protein sentezi denilen olay, bir seri olaylar sonucudur. Ve her kimyasal tepkime gibi gerçekleşir. Ben de hemen burada bir soru sorayım, neden bu reaksiyonlar, kimya bilimi dışındaymış gibi doğaüstü bir olay olarak görülüyor? Bugün proteinler, canlı hücre olmadan, sadece ribozom ve RNA'lar ile uygun çözeltiler içerisinde de üretiliyor. Madem canlıların çok özel ve yaratılmış bir yapısı var. Nasıl protein ürettirebiliyoruz? Canlı olmayan bir yapı içerisinde?

    Bu arada üslubum, size uygun gelmediyse herhangi bir amaç gütmediğimi belirtmek isterim. Seviyeli tartışmaktan başka amacım yoktur.




  • quote:

    Orjinalden alıntı: Mertallica

    1- Bütün omurgalıların embriyolarında solungaç yarıkları vardır. Solungaç vardır demedim.
    2- Evet, apandisin bağışıklık sistemiyle bir alakası olduğunun düşünüldüğünü biliyorum ancak enzim üretme işlevi körelmiştir.
    3- Tüm solunum reaksiyonlarında glikoliz evresi ortaktır, oksijenli solunum pirüvik asit ile başlar, fermantasyonun da ileri evre reaksiyonları pirüvik asit ile devam eder. Pirüvik asit, glikoliz sonucu sitoplazmada elde edilir.
    4- Prion...
    5- Lütfen biraz daha araştırma yap. Urey-Miller deneyinden sonra çok daha gerçekçi deneyler yapıldı.
    6- Ben burada, mutasyon ile ilgili kısmı kastetmiştim.
    7- Konjugasyon temas yoluyla gerçekleşmez, konjugasyon yapan bakteriler arasında sitoplazmik bir köprü kurulur. Ve bu köprünün boyu, bakterilerin kendi uzunluğundan bile daha uzun olabilmektedir. Ayrıca gen aktarımı burada plazmitler sayesinde yapılır.

    1- Evet insan embriyosu gelişim sırasında yarıklara rastlanır ancak bunların solungaç yarığı olduğu söylenemez. Zaten söyleyenler de evrimcilerdir. Ayrıca embriyo gelişim aşamasındayken yarıklar ortaya çıkar, ilerleyen zamanlarda bu yarıklar kaybolur. Eee? embriyo anne karnında mı solungaçlara ihtiyacı olmadığını anlayıp evrim geçirmeye, solungaç yarıklarını köreltmeye başlıyor? Bu nasıl evrimmiş böyle..
    3- Benzer dedim çünkü ortamda oksijen olup olmaması sonucu değiştiriyor. Neyse, bunun evrime yararı nedir? Bu tüm canlıların tek atadan geldiğini göstermiyor.
    4- prion cansız olarak isimlendirilmiş ancak kendisini nasıl kopyaladığı kısmı tam olarak çözülememiştir. Bu yüzden prion'un ne olduğu halen kesinlik kazanmamıştır aslında.
    5- Bu deneyleri biliyorum ve tarafsız olduklarından şüpheliyim. Ayrıca hiçbir laboratuvar ortamı dünyanın ilk zamanlarını tam olarak yansıtamaz. Yansıtıyor deyip geçerseniz elbette çıkan her türlü sonuç sizin için evrime kanıt olacaktır.
    7- evet anlattığın gibi. temas olmadan olmuyor, wireless değil yani

    quote:

    Konuşabilen bir maymun var. İsmi Cheta olmalı yanılmıyorsam. (Okuyalı bir süre oluyor, o yüzden tam hatırlayamayacağım.) Bu maymun yapılan eğitim sayesinde 300 sözcük kadar konuşabilecek bir zekaya sahip. Ancak burada bir yanlış anlaşılma daha doğrusu, yanlış anlatım oldu. Konuşuyor derken bizimki gibi ağzıyla aktif olarak konuşuyor demek istemedim. Ancak yapabilse, konuşacak zekaya sahip. Çünkü bir çevirici yardımıyla, tam 300 sözcüğü tanıyabiliyor ve sorulan sorulara insan zekasına uygun yanıtlar verebiliyor.

    Üzerine bağlanmış 3-5 tuşu olan basit bir klavyeye biraz olsun mantıklı basabilen bir maymunun evrimle alakası nedir?
    Maymun "Ormanda Oxford vardı da biz mi gitmedik!" demiştir?

    quote:


    Araformlara ait fosiller vardır.

    Bu araform fosillerin resimlerini foruma koyabilirsen memnun olurum.
    quote:


    Fare ve insan DNA'sının farkı 300 nedir? Bir birim bile belirtmemişsin?!! Ayrıca insan maymundan gelmiştir diye bir olay yoktur. İnsan ile maymunların atası aynıdır diye bir olay vardır. Hominidae sınıfını ve evrimsel gelişimini biraz daha araştırmanı isteyeceğim.

    300ytl
    Hani sen genlerin 98.5%'i aynı dedin ya bende sayı olarak 300 gen farklıdır dedim.

    İnsan maymundan gelmiyor ve aynı zamanda insan ile maymunun atası ortak diyorsun üstüne bir de araformlardan bahsediyorsun. birisi bu işin içinden çıksın ben anlamıyorum.

    quote:


    Basit denilen canlının, canlılığından gelen komplekslik nedir? Böyle bir şey yok ki? Bakteri çok basit bir canlıdır, ribozomdan başka organeli bulunmaz. DNA'sı sitoplazmada bulunur. Protein sentezi denilen olay, bir seri olaylar sonucudur. Ve her kimyasal tepkime gibi gerçekleşir. Ben de hemen burada bir soru sorayım, neden bu reaksiyonlar, kimya bilimi dışındaymış gibi doğaüstü bir olay olarak görülüyor? Bugün proteinler, canlı hücre olmadan, sadece ribozom ve RNA'lar ile uygun çözeltiler içerisinde de üretiliyor. Madem canlıların çok özel ve yaratılmış bir yapısı var. Nasıl protein ürettirebiliyoruz? Canlı olmayan bir yapı içerisinde?

    Ribozomu, dna'yı, rna'yı basit sanarak geçiştirdiğinin farkındasındır umarım.




  • dellci, bunların her biri evrime gerçekten delil olarak kabul edilmişlerdir. Elbet bu şekilde itiraz edebilirsiniz ama kesin olarak çürütemezsiniz.

    İnsan ile şempanzenin genleri birbirine çok yakındır çünkü sadece 6 milyar yıl önce ayrılmışlardır. 6 milyar yıl önce yaşamış bir primat türünden bir dal şempanzeleri oluşturdu, diğer dal evrime devam ederek insana doğru yol aldı.

    Aryıca RNA gerçekten basittir ve basit kimyasal reaksiyonlar sonucu elde edilebilindiği gösterilmiştir.

    Bir çok aratür var, ama en son bulunan tiktaalik rosae'yi sudan karaya geçişte güzel bir örnek olarak verebilirim.
     Atomlar nasıl canlı bir varlık oluşturuyor?



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi kaotika -- 13 Mayıs 2007; 0:51:47 >




  • 1- İnsan embriyosu dahil bütün omurgalıların embriyolarında yarıklara rastlanır ve bunlar solungaç yarıklarıdır.
    3- Ortamda neyin olduğu sonucu değiştirmez. Genellikle oksijen, anaerobik bakterilerin gelişimini olumsuz etkiler ancak oksijensiz solunum reaksiyonlarını değiştirmez. Ayrıca oksijenli solunumda bile oksijen, son elektrik tutucu olarak, E.T.S. reaksiyonlarının en sonunda görev yapar sadece. Oksijenli solunum mitokondri ve mezozom adı verilen yapılar ile sağlanır. Ancak bütün solunum reaksiyonlarında glikoliz ortaktır, oksijenli solunum pirüvik asit ile, krebs çemberi ve ets şeklinde giderken, oksijensiz solunum ise devamında sadece NADH2 eldesi ve Pirüvik Asit yoğunluğunu azaltıcı yönde işlemler görür.
    Glikoliz evresinin bütün canlılarda ortak oluşu, tek bir atadan evrimleşildiğinin kanıtıdır.

    4- Prionlar katlanmış proteinlerdir. Bir grup sürekleyen aminoasitlerden oluşmuştur. Ve bu moleküllerin uçları tıpkı bir fonksiyonel grup gibi davranıp, uygun proteinleri kendi yapısına eklemekte ve böyle devam etmektedir.

    5- Bu deneyler tarafsızdır. Darwin bile tarafsız bir doğabilimciydi. Kendi kitabında teorinin zorlukları isimli bir bölüme yer vermiş ve teorisiyle ilgili sorunları kendisi yazmıştır.

    7- Wireless değil ancak, doğrudan yanyana gelip de ağızlarıyla yapmıyorlar aktarımı. Arada sitoplazmik bir köprü kuruluyor, yani bakterilerin hücre zarları uzantı oluşturuyor. Cansız bir bakteriyle bile bu sağlandığına göre bazı şeylerin fiziğin dört temel etkileşimi doğrultusunda oluştuğu anlaşılmalıdır.

    Maymun örneğini, tür içindeki varyasyonların görülmesi açısından verdim.

    Biraz incelesen, sen de ribozom, DNA ve RNA'ların basit olduğunu göreceksin.




  • quote:

    Orjinalden alıntı: kaotika

    dellci, bunların her biri evrime gerçekten delil olarak kabul edilmişlerdir. Elbet bu şekilde itiraz edebilirsiniz ama kesin olarak çürütemezsiniz.

    İnsan ile şempanzenin genleri birbirine çok yakındır çünkü sadece 6 milyar yıl önce ayrılmışlardır. 6 milyar yıl önce yaşamış bir primat türünden bir dal şempanzeleri oluşturdu, diğer dal evrime devam ederek insana doğru yol aldı.

    Aryıca RNA gerçekten basittir ve basit kimyasal reaksiyonlar sonucu elde edilebilindiği gösterilmiştir.



    />


    Bu resme tekrar bakıp yukarıdaki RNA ile ilgili küçük fontta yazılan yazıları tekrar okursanız mekanizmanın yeterince basit olmadığı konusunda hem fikir olabiliriz. Hatta bu mekanizmanın bir protein çorbasından rastgele meydana geldiğini iddia etmek bilimsel temele oturmaz öyle değil mi ?

    Ayrıca DNA ve RNA nın yüklenmiş olduğu görevler mevcuttur. Bu görevleri nasıl öğrendikleri ve görev paylaşımlarını nasıl yaptıkları hakkında bilginiz var mı ?


    quote:

    bunların her biri evrime gerçekten delil olarak kabul edilmişlerdir.


    sayın kaotika kabul farklıdır. Siz kabul edebilirsiniz ama sizin kabul etmeniz bilimsel manada ispat sayılamaz.

    quote:

    Aryıca RNA gerçekten basittir ve basit kimyasal reaksiyonlar sonucu elde edilebilindiği gösterilmiştir.


    RNA nın neresi basit. Size RNA hakkında bilgi ve resimler verdim. Dikkat ederseniz yapılarının protein çorbasında rastgele oluşacak kadar basit olmadığını anlayabilirsiniz. Ama şartlanmışsanız başka.

    Ayrıca;

    DNA ve RNA görevlerini nereden öğrenmişlerdir ?

    Görev paylaşımını nasıl yapmışlardır ?


    Bu sorulara henüz cevap vermediniz. Yaklaşımlarınızı hiç bilimsel bulmuyorum.




  • quote:

    Orjinalden alıntı: Mertallica

    Biraz incelesen, sen de ribozom, DNA ve RNA'ların basit olduğunu göreceksin.


    siz hangi basitlikten bahsediyorsunuz. Arıya bal yapmayı, kuşlara uçmayı, ineklere süt yapmayı, tavuğa yumurtayı yapmayı DNA kodlarına nasıl koymuşlar. Hangi basitlikle ?

    madem o kadar basit ve rastgele olabiliyor sizler de basit bir canlı üretiverin hadi.

    Bu hücre içerisindeki organeller, vücut içerisindeki organ ve dokular birbirleri ile çatışmayacak derecede mükemmel görev paylaşımını nereden öğrenmişler ?
  • 
Sayfa: önceki 1112131415
Sayfaya Git
Git
sonraki
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.