Şimdi Ara

Assassin's Creed II İnceleme

Bu Konudaki Kullanıcılar:
3 Misafir - 3 Masaüstü
5 sn
3
Cevap
0
Favori
639
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
0 oy
Öne Çıkar
Sayfa: 1
Giriş
Mesaj
  • Assassin’s Creed II

    My name is Ezio Auditore, and I,I’m an Assassin…

    Öldürüyordu,sadece öldürüyordu…Babasını,kardeşlerini öldürdükleri gibi…Nedendi,ne içindi,içini kemiriyordu bu sorular.23 yıl geçmişti,kocaman bir 23 yıl…Acılarla geçen 23 yıl…

    Artık zamanı gelmişti söyle güzel bir AC oyunu oynamanın değil mi?ACII,ilk oyunun başarısını,eğlencesini katlayan,ve yine ilk oyunun hatalarını tamamen silen,üstüne daha da bir şeyler ekleyen,müthiş bir ‘’klasik’’ olmuş!İlk oyundaki,daha doğrusu serideki potansiyeli sezmiş(Evet Ubisoft’un Jedi’ları var!)ve bunu kullanmış Ubisoft.Efferim Ubi yavrum,otur,100!
    Oyuna normal bir PS yüklemesi yaparak başlıyoruz.Çok uzun sürmeyen yüklememizden sonra,sade ama Animus’u (hani o transa(!) geçtiğimiz alet) andıran,gayet güzel,hoş bir arayüz beliriyor karşımızda. Tamam,tamam Start Game’e geçiyorum.Ayrıca –anlatmayacağım- ikinci oyunun başı,muhtemelen ilk oyunun sonundan çok kısa bir süre sonra geçiyor.(Yanlış varsa affola. )
    Oyun,bize Floransa’yı göstererek başlıyor.1476 tarihini görüyoruz,ben bir hoş oluyorum onu görünce.Oyunlarda tarih kullanılmasını da seviyorum,tarihide.Çünkü oyunları çok çeşitlendiriyor ve bilmediğimiz ama öğrenmemiz gereken tarihi öğretiyor bize.
    Karakterimiz Ezio (Tam adı Ezio Auditore da Firenze,Et-si-yo diye okuyun.) delikanlı,karizmatik bir genç olarak çıkıyor karşımıza,diğer gençlere de konuşmaya başlıyor ve daha söylediği ilk cümle ‘’Sessiz olun,sessiz olun dostlarım!’’ lafından bile seslendirmelerin ne kadar başarılı olduğunu anlıyoruz.(‘’Silence(sessizlik) İtalyancaya da aynı geçtiği için anlaşılıyor tabii. )Bir anda olaylar hızla gelişiyor,babasının,annesinin ve kardeşlerinin ıvır zıvır işlerini gerçekleştirdikten sonra ana senaryoya giriyoruz.Babasını astıran ve güya babasının ahbabı olan Templar’dan intikamını aldıktan sonra Floransa’dan kaçıyor Ezio.Anne ve kardeşlerini amcasının villasına götüren Ezio babasının bir suikastçi olduğunu amcası Mario (Aa,bana birini hatırlatıyor! ) ’dan öğreniyor. Floransa’ya geri dönüşü ise biraz gecikiyor,çünkü abisinden binalara tırmanmayı ve dövüşmeyi öğrenen Ezio,şimdi de kılıç ve silah kullanmayı öğreniyor amcasından.

    Arkadaşım eş,arkadaşım şek,arkadaşım Leonardo!

    Oyundaki en iyi yardımcımız ve muhtemelen Ezio’nun en iyi arkadaşı Leonardo.Muhtemelen burada bahsedilen Leonardo’yu doğru tahmin ettiniz,Mona Lisa’ya o gizli gülücüğü konduran,Son Akşam Yemeği’nde yeteneğini gösteren,dünyanın ilk tankını ve bunun gibi bir sürü ıvır zıvırı icat eden ressam,mimar,fizikçi,matematikçi,müzisyen ve mucit arkadaşımız Leonardo Da Vinci!
    Leonardo’yla ilk karşılaşmamız aneminizin ona sipariş ettiği resimleri taşımasına yardım etmemizle oluyor.Hikaye geliştikçe ona Altair’in yazdığı Codex sayfalarını götürüyoruz ve evet,Codex parçaları senaryoda çok önemli bir yere sahip.(Meğerse Altair amma zeki herifmiş de biz bilmiyormuşuz!)
    Şunu da unutmadan eklemek gerek,belki videolarda görmüşsünüzdür ama,yanda gördüğünüz Da Vinci’nin uçan makinesini bir kereliğine kullanabiliyoruz bile!Hem de gayet kolay ve eğlenceli bir kontrolle!(Suya doğru süzülme ve bir anda kendini çekme hareketini deneyin,ben yaptım şahsen,büyük bir mutluluk geliyor insanın içine. 

    Ah Venedik,Canım Venedik!

    Gelelim oyun yapısına.İlk oyunu oynayanlar veya herhangi iki oyunun videolarını izleyenler oyunun aslında bir sandbox oyunu olduğunu anlayacaktır.Ama o sandbox teması o kadar güzel işlenmiş ki,karşınızda resmen ‘’gerçek’’ bir İtalya duruyor.Venedik’in şaşalı,zengin şehir teması o kadar güzel işlenmiş ki anlatamam,yaşanması gereken bir deneyim biz oyuncular için.Tırmandığınız binaların kaplamaları ve dokuları,balkonları,camları,kapıları da bir o kadar güzel.Ayrıca birazdan bahsedeceğim çetelerin binaları farklı,ara sokaklar ve daha fakir halkın oturduğu evlerde gösterişsiz,kırık dökük yerler,ama onlar da en az önemli cadde ve binalar kadar özenle işlenmiş.
    AC II tarihi gerçekten iyi kullanan bir oyun,Venedik’te dolaşırken bunu göreceksiniz.Venedik sular üstüne kurulmasıyla ünlüdür ve oyun bunu çok iyi yansıtıyor,şehrin içinden geçen Little Canal’ı ve Şehrin dışındaki Grand Canal’ı,aynı zamanda Domenico Contarini tarafından tasarlanan ve 1409 yılında inşa edilen Saint’s Mark Katedrali’ni de oyunda görebiliyoruz.Rialto Köprüsü’de bu ünlü yerlerden sadece biri.
    Hazır oyunun sandbox havasından ve binaların görkeminden bahsetmişken şunu da ekleyeyim,bu şehir yaşıyor arkadaşlar!Çevremizdeki halk o kadar gerçekçi ki,çıkın bir sokağa bakın,sonra bir de oyuna bakın,bazı insanlar yürüyor,bazı insanlar tezgahlarının önündeki kalabalıkla konuşuyor.Herkesin kıyafeti ve görünüşü farklı,sizi görenler bazen ’’He must be drunken,and she must be beatiful!’’ gibi laflar ediyorlar.Bizleri aşağılayan ve halkı uyaran rahiplere de Herald deniliyor,onlara rüşvet vererek susturabiliyorsunuz ve aranma oranınız bayağı bir azalıyor.Ama bunlar asıl güzellik değil,asıl güzel olan bunların şehre çok güzel yedirilmiş olması.

    İyi Olacak Hastanın Doktor Ayağına Gelir!

    Para oyunun olmazsa olmazlarından biri arkadaşlar.Bakıyorum bir sürü incelemeye,bir sürü yazar da bu konudan bahsetmiş.Yani para oyunda önemli bir etken.Peki bu parayı nasıl elde edeceğiz?
    Gerçek bir şehirde olduğu gibi,para Venedik’teki her vatandaşın ihtiyacı.Her vatandaş da bunu yanında taşıyor tabii,bizse ilk oyunda Throwing Knife’ları alır gibi almıyoruz bu parayı.X’e basılı tutuyoruz ve kimde ne varsa cebe indiriyoruz.Yanlız aman diyeyim çok yaklaşmayın vatandaşlara yoksa ‘’N’oluyor ulan gitti paralar!’’ diyorlar ve sizi askerlere ispiliyorlar.Gerçektende aranma oranınız hemen artıyor,salak dövüş sistemi yüzünden de iyice dövüşte kalıyorsunuz ve sinirleriniz hoplayabiliyor-en azından bana olduğunu söyleyebilirim.Tabii ki bu da gerçekçiliği arttırması yönünden iyi olmuş.Hım,ne diyorduk?Para!Bu arakladığınız veya sağda solda bulduğunuz hazinelerden aldığınız paralarla kendinize kalkan,(Hemen kendinize bir kalkan edinin,en kötüsünden deri bir tane alın,canınız gerçekten çok daha iyi bir seviyeye geliyor ;)silah,throwing knife,gaz bombası gibi bir sürü ıvır zıvır alabiliyorsunuz.Ayrıca doktora gidip azalan canınızı fulleyebilir veya terzinizden size yeni bir kıyafet dikmesini de isteyebilirsiniz.(Sadece kıyafetin rengi değişiyor ne yazık ki.) Ne oldu,güzelmiş değil mi para?
    Bu paralarla ek olarak yapabileceğiniz bir başka şey ise –özellikle aranma seviyeniz yüksekken- adam-kadın kiralamak.Veriyorsunuz 150 florin kızlara,sizin peşinizden dolanmaya başlıyorlar.Halkın tepkisi ise çok iyi bir şekilde sunulmuş.’’Merhaba güzelim!’’ den tutun küfre kadar duyabileceğeniz her şeyi duyuyorsunuz.Bu kızlar dışında ağır silahlı ağabeyler ve sizin kadar hızlı koşan,binalara tırmanabilen hırsızlar da tutabiliyorsunuz ve senaryoda her bir çetenin baş elemanları teker teker yerlerini buluyor.

    Erkek adam Ezio!

    Hani yazının başlarında demiştik ya amcanız size bir kılıç veriyor diye,o kılıcı para aldığınız gibi değiştirin arkadaşlar çünkü oyundaki en düşük kılıç bu.Hatta oyunda 3 seviyeside full olan eski bir arkadaşımızın da kılıcı var.Kim mi o arkadaş?I-ı,söylemem,oynayın da görün kardeşim!
    Gittik,yeni bir kılıç aldık.O zaman dövüş sisteminden bahsedelim biraz.Dövüş sistemi tamamen zamanlamaya bağlı.Evet,gerçekten kılıç dövüşlerinde her şey zamanlamaya ve karşı atağa,rakip hamle yapmaya çalışırken kendini açık bıraktığında saldırmaya bağlı olmasına ve ACII ’de bunu dövüş sistemi olarak kullanmasına rağmen oyunun zevki kaçıyor bu dövüşlerde.Evet,rakibi öldürme sinematiklerinin her silahta ayrı ve çeşitli,aynı zamanda gerçekten ‘’sinematik’’ olması güzel ama buna rağmen çok eksik geliyor oyuncuya.(Oyunu sadece bunun için alanda var ya neyse! )
    Ezio,Altair’den Daha Renkli Bir İnsan,Hep Aynı Şeyleri Yapmıyor!
    Ezio şehirde yapacak bir sürü şey buluyor zaten,bir de bunlara yan görevlerdeki çeşitlilik eklenince tadından yenmiyor oyun.Ana senaryo zaten çok iyi,detaylı,aynı zamanda uzun,bundan dolayı her bir görev birbirinden ayrı.Yani oyun hep canlı,dinamik kalıyor.Ana senaryoda ilk oyunda olduğu gibi büyük suikastler düzenliyoruz sıkça.Aslında sadece babamızın ve erkek kardeşlerimizin katili zannettiğimiz adamların büyük bir planın piyonları olduğunu anlıyoruz bu görevlerimizde.
    Bunun dışında şehirde bazı gizli binalarda,eski suikatstçilerin o binalara sakladığı mezarlar var,bu mezarlar ise tarih boyunca büyük suikastlerle ünlenmiş 6 suikastçinin mezarları.Bu suikastçiler ise 3 kadın,3 erkekten oluşuyor.Eski Mısır’da Kleopatra’ya suikast düzenleyen kadın suikastçiden Haçlı Seferleri’nde Hasan Sabbah için çalışmış suikastçiler bunlar.Mezarların bulunduğu binalar haritada gösteriliyor ve eğer bu binalara giriş yollarını bulursanız asıl macera başlıyor.Bir kaç askeri dövdükten ve bir kaçını da kovaladıktan sonra bu mezarlardaki özel simgelere ulaşıyoruz.Simgeler genellikle o suikastçiyi işaret ediyor ve taşların üzerine kazınmış.6’sını da bulduktan ve amcamızın villasındaki gizli odaya yerleştirdikten sonra eski arkadaşımızın kalkanına ve kılıcına ulaşıyoruz.

    Love You Jesper!

    Seviyoruz bu adamı yahu,seviyoruz.Eğer oyundaki müzikleri hiç duymadıysanız açın ağabeyin sitesini,dinleyin müziğini çünkü adam döktürüyor yahu.Muhteşem bir bayan vokalist bulmuş kendine,çok güzel bir ses rengi var arkadaşın,arkadan piyanolardan tutun elektro gitar a kadar her türlü enstrüman var.Oyunda kullanılan 30 parça var ve soundtrack albümü de 2 CD halinde bu 30 parçayı içeriyor.Amazon’da ve Jesper Kyd’ın kendi sitesinde 30 parçayıda dinleyebilir ve 9.99 dolara albümü satın alabilirsiniz. ;)
    30 parçada zamana göre değişiyor ve gerçekten oyunun havasını ve atmosferini çok iyi yansıtıyor.Dövüşürken hızlı parçalar çalıyor,sinematiklerde ve koşturmacalarda farklı.

    Gülü Seven Dikenine Katlanır…

    E oyunda hatalar da yok değil tabii.Mesela dövüş sistemi.Hadi o AC serisine özgü ve orijinal bir fikir,ama ya grafiklere ne demeli?Arkadaşım sen o kadar güzel şehir yapmışsın,sularını ışıl ışıl parlatmışsın,(Iıı,bir de ek olarak yüzebiliyoruz ve suya bir süreliğine dalarak izimizi kaybettirebiliyoruz.Bunu atlamışız )bir de yüzlerdeki odunluğa bak!Oldu mu şimdi,adamlar direk sırıtıyor yahu,hem de sinematik veya oyun içi affetmiyor,sinek gibi konuyor ekrana!Bazı karakterler (Ezio’nun sevgilisi ve kızların elebaşı gibi.) çok güzel bir şekilde modellenmişken,bazı karakterler ise (Ezio gibi! ) çok kötü bu konuda!Ayıp,günah vallahi!


    KARNE :
    Eğlence:5
    Senaryo:5
    Grafik-Atmosfer:5
    Ses-Müzik:5
    Ubisoft,müthiş bir devam oyunuyla gelmiş ve bence 2009’un en iyi oyununu yapmış!Efferim Ubi,efferim.Oturabilirsin çocuuum!

    NOT: 9.8



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Tag85 -- 12 Mart 2010; 21:26:05 >







  • Bak yine bir oyun incelemesiyle karşımızdasın,newbie bu arada tekrar hatırlatırım yılın oyunu dediğin için Uncharted fanları seni haşlarlar haberin olsun.Uncharted 2 rocks!



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Gabriel Van Helsing -- 12 Mart 2010; 20:51:13 >
  • Ne Uncharted'ı be!AC II ROCKS asıl!

    -Ne ACII'si ulan?!Uncharted varken!
    -Ah,abi,vurma!Ahh!
    -Çaaat!!!
  • Yapay Zeka’dan İlgili Konular
    Daha Fazla Göster
    
Sayfa: 1
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.