Şimdi Ara

ARKADAŞLAR LÜTFEN OKUYUN

Daha Fazla
Bu Konudaki Kullanıcılar: Daha Az
1 Misafir - 1 Masaüstü
5 sn
10
Cevap
0
Favori
332
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
0 oy
Öne Çıkar
Sayfa: 1
Giriş
Mesaj
  • BEN BİR BLOG ACTIM VE BİR HİKAYE YAZIYORUM. ŞUAN AMATÖR OLSAMDA İLERİ GELİŞECEĞİMDEN EMİNİM

    BU FRAGMANhttp://www.youtube.com/watch?v=iga3tbsZdcQ

    BU BLOGhttp://1vampir1insan.blogspot.com/


    LÜTFEN OKUYUN VE YORUM BIRAKINN :)))







  • Diyalogların basina hey koymasan daha iyi olabilir. Hey diye baslayam diyalog son derece rahatsiz edici geliyor kulaga.

    < Bu ileti tablet sürüm kullanılarak atıldı >
  • Başka okuyan arkadaşlardan da yorum alabilir miyim? Ben bu blogumu nasıl genıs kıtlelere okutabilirim? Hani 50 kişi bile takip etse benim için önemli
  • imla hatası cok fazla,anlatım cok basit
  • ilk yazım budur, ilk yazısında kimse prof. yazamaz
  • Çok yavan bir yazı olmuş sonunu getiremedim.Anlatımı süsleyip betimlemelere ağırlık ver.

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • quote:

    Orijinalden alıntı: Sentez*

    Çok yavan bir yazı olmuş sonunu getiremedim.Anlatımı süsleyip betimlemelere ağırlık ver.



    tamam
  • Hikaye değil de film senaryosu havası aldım yazında. Diyaloglar edebi tadı vermiyor. İmla ve noktalama hataları ayrı bir konu. Çok fazla kitap okumadan yazmamak, çok fazla yazmadan da yayınlamamak lazım bence. İnsanların sana söyledikleri senin yazını etkilememeli. Kendi kendini geliştirip, iyi olduğunu düşündüğünde yayınlarsan, kendi tarzını bulmuş olursun. Bu şekilde kim ne derse ona göre yontarsın yazını. Bu da özgünlüğü elinden alır. Kendin gibi değil, okuyucun gibi yazarsın. Bence öncelikle bunu düşün. Kendine güveniyorsan kimsenin dediğini takma, sade ve sadece kendini geliştir.
  • quote:

    Orijinalden alıntı: 1vampir1insan

    ilk yazım budur, ilk yazısında kimse prof. yazamaz

    İlk yazım diye de ipleri salma. uğraş biraz
  • Yazını okudum.
    Yazmaya gönül vermiş herkesin birbirinden fikir alması gerektiğini düşünenlerdenim. İnsanları okurlar ve yazarlar olarak ikiye ayırdığın zaman yazarların okurları da anlayarak yazması gerekirken, okurların yazarların ne düşündüğünü çok da sorgulaması gerekmiyor. Bir yazarın/yazar adayının en çok zorlandığı durum da bud.
    İlk olarak, yazının harika olduğunu, ikinci bölümü beklediğimi, beni çok heyecanlandırdığını söyleyemeyeceğim. Ama unutmaman gereken bir nokta var: yazmaya gönül vermiş hiçbir insan çalışmadan, çabalamadan, daha çok okumadan o güzel yazıları çıkarmadı. Her işte olduğu gibi bunda da kendini adamak, yüreğini koymak, çabalamak ve emek sarf etmek gerekiyor. Herkes yazar olamıyor, bu bir gerçek. Ama günümüz koşullarında, içinde çok az bir yazma tutkusu olan bir insan dahi çabalayarak, emek sarf ederek daha çok kitlelere ulaştırabiliyor eserlerini.
    İkinci olarak bir öyküye başlarken kullanılan kısa cümleler okuru sıkar. Ciddiyeti bozar. Betimlemelere ihtiyacın var. Can'ın evi, oturduğu muhit, annesinin dış görünüşü ilk aklıma gelenler.
    Diğer noktalara gelirsek...
    Annesi Can'ı takip ederken Can ne hissediyor? Eski anıları aklına geliyor mu? Düşünce balonlarıyla okura daha çok yansıtabilirsin.
    Gözleri kapanmadan önce gördüğü kızın dış görünüşü hakkında daha çok bilgi verebilirsin. Senaryo tadında yazma amacında olduğunu okudum ama çevreyi betimlemezsen karakterleri okura tanıtamazsın.
    Can'ın düşüncelerini italik yazma fikri hoşuma gitti. Peki bunları italik yazmak yerine öykünün olay örgüsüne serpiştirsen ve hangisinin zihinsel imgelerden hangisinin dış gerçeklikten oluştuğunu okur bulsa nasıl olurdu acaba diye düşündüm...Oğuz Atay havası katıyor ama vampir hikayesi gibi popüler bir konu ancak bu şekilde edebi bir tat verebilir bence.
    Bunlar benim görüşlerim.
    Yazarlık serüveninde başarılar!




  • 
Sayfa: 1
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.