Güney Amerika'nın en önemli ülkelerinden Arjantin'de dedeleri Osmanlı vatandaşı olan büyük bir Seferad ve Ermeni topluluğu yaşıyor. Yüzyılın başından itibaren buraya göç edenlerin torunları hâlâ Osmanlı-Türk geleneklerini unutmuyor.
1800'lerin sonlarında başlayan ve İkinci Dünya Savaşı yıllarına kadar devam eden bir göç; Şili, Arjantin, Uruguay ve Meksika gibi ülkelerde Osmanlı torunları var. Onlar Osmanlı Devleti'nin pasaportu ve nüfus kâğıdıyla yeni vatanlarına yerleşen Türk Yahudiler… Resmi rakamlara göre Arjantin'deki Yahudi varlığı 250-260 bin arasında… Yine resmi rakamlara göre bunların yüzde 30'u Seferad Yahudisi, yani İspanya'dan Osmanlı'ya göç etmiş Türk soyundan gelen Yahudiler. Seferad Yahudilerinin Arjantin'deki sayısı 100 bini aşıyor. Şili'de ise rakam 2-4 bin civarında. Güney Amerika ülkelerinde yaşayan Seferadilerin yüzde 50'si Arjantin'de bulunuyor. Peki, 1492'de İspanya'dan kovulduktan sonra kendilerine kucak açan tek ülke olan ve yüzyıllarca sancağı altında huzur içinde yaşadıkları Osmanlı'ya büyük minnet duyan Seferadiler, neden yüzyılın başında Güney Amerika'ya göç etti?
Bu sorunun farklı cevapları var; ancak temel gerekçeleri üç başlık altında özetlemek mümkün: Savaş şartları, yoksulluk ve Nazi tehdidi onları göçe zorladı.Tercihin Güney Amerika olmasının sebebi ise bu ülkelerde İspanyolca konuşulması ve ekonomik imkanlar. İspanya kökenli Seferadiler göçten önce de zaten bu dili konuşuyordu. Onların kendilerine özgü diline ise Ladino adı veriliyor. Fakat bu dilin İspanyolca dan çok az farkı var…
Esas konumuz ise Arjantin'de yaşayan futbolun içinde ki Türkler.Aktif olarak futbol yaşamını sürdüren Claudio Daniel Husain ve Dario Fernando Husain kardeşler.Husain kardeşler yıllardır profesyonel olarak futbol yaşamlarına devam ediyorlar. Dedeleri Osmanlı soyundan gelmekte ve geçmişte Güney Amerika'ya göç eden seferadilerden. Yani Dario ve Claudio Osmanlı-Türk soyundan gelen latinler... Velez Sarsfield altyapısından yetişen 2 kardeşten Claudio defans ve ön libero oynuyor.Arjantin'de ki lakabı El Turco (The Turk) , 2002 Dünya Kupasında Arjantin'in kadrosunda yer aldı. İtalya da Napoli'de başarılı bir macerası oldu ,daha sonra River Plate'e geri döndü.Hem Velez hem de River formasıyla şampiyonluklar yaşadı.Bunlardan biri de Güney Amerika'nın şampiyonlar ligi olan Libertadores kupasıylaydı. 2002 yılında Beşiktaş'tan transfer teklifi aldı fakat Türkiye'ye kırgın olacak ki bu teklifi reddetti.Aldığı transfer teklifinin de etkisiyle 1 yıl sonra kardeşiyle beraber Türk vatandaşlığına geçebileceğini açıkladı ancak bu açıklamaya rağmen henüz resmi bir vatandaşlık daveti yapılmadı. Dario ise ikiz kardeşiyle hem Velez hem River Plate hem de Arjantin milli takımında beraber oynadı.Dario ikiz kardeşine göre daha agresif olduğu için ona La Furia(Fury) yani 'öfkeli ' lakabı takıldı. Bir diğer Türk asıllı Arjantin'li de Antonio Ricardo Mohamed, profesyonel futbolcu olarak futbol oynayan Mohamed 4 kez de Arjantin milli takımında da görev yaptı. Boca Juniors ve İndependiente gibi ünlü kulüplerde forma giydikten sonra futbolculuk hayatına nokta koydu ve teknik direktör olarak yaşamına devam etti.Futbola adım attığı Huracan kulübünün başında bir dönem görev aldı fakat sonra başına gelen trajik olaylardan sonra ara verdi.2006 Dünya Kupası için oğlu 9 yaşında ki oğlu Faryd Mohamed ile beraber Almanya'ya giden Antonio, burada bir trafik kazası yaşadı ve oğlunu kaybetti. Bu yaşananlar sonrasında ona Fuerza Turco (Güçlü Türk) lakabı takıldı.Şimdiler de Meksika'da Veracruz takımın başında ve hayatına devam ediyor.
Arjantin Federasyonunda uzun yıllardan beri üst düzey delege olarak görev yapan ve Arjantin vatandaşlığına geçen Sivas doğumlu Nurhayır Nakış ise ülkemizde en çok tanınan Türk… Ermeni asıllı bir Türk olan Nurhayır Nakış'a Arjantin'liler, adının zor telaffuz edilmesinden dolayı Noray veya El Turco ("The Turk") diye hitap ediyorlar. Nurhayır bey aynı zamanda kurduğu ve Arjantin 2. Liginde Deportivo Armenia (Ermeni ) kulübünün başkanlığını yapıyor. Bununla beraber Manuel Torres, Somoza ve Carrusca , Fenerbahçe'ye Ortega, Beşiktaş'a Higuain transferlerinde olduğu gibi Galatasaray adına Riquelme için yapılan görüşmelerde kulüplerimize yardımcı olmuştur.
Konuya açıklık getirmek istiyorum. ermeni ve yahudiler TÜRK değildir. yahudi TÜRK yoktur. OSMANLI TORUNU ermeni yoktur.
ermeni asıllı türk nasıl oluyo?
alman asıllı japon olabilir mi?
olsa olsa ermeni asıllı türkiye cumhuriyeti vatandaşı olur.arjantinde yaşayan ermeniler de tc vatandaşı olmadığına göre türklerle bi ilgisi yok.
ermeni asıllı türk arjantinli
garip bir söylenişi var
Şöyle Türk oluyor, Atatürk milliyetçiliği subjektif milliyetçiliktir, yani ırk, din, dil gibi objektif unsurları değil, kıvançta, tasada birlik, ortak yaşam arzusu ve kendini Türk olarak görmek üzere kuruludur. Bunun için Atatürk Ne mutlu Türk olana değil, Ne mutlu Türküm diyene, demiştir.
Peki o Ermeniler, 'Ne mutlu Türküm' diyebiliyor mu?
Hiç sanmıyorum...
O halde neden onları sahipleniyoruz? Üstelik her fırsatta Ermenilere çemkiririz değil mi?
Tuhaf bir durum.
Mesela aynı Ermeniler, Arjantinde 4 kadına tecavüz edip yaksaydı. Yine onlara Türk der miydik?
quote:
Orjinalden alıntı: murat aksu
Şöyle Türk oluyor, Atatürk milliyetçiliği subjektif milliyetçiliktir, yani ırk, din, dil gibi objektif unsurları değil, kıvançta, tasada birlik, ortak yaşam arzusu ve kendini Türk olarak görmek üzere kuruludur. Bunun için Atatürk Ne mutlu Türk olana değil, Ne mutlu Türküm diyene, demiştir.
Atatürk milliyeçiliğinden söz etmişsin, peki Atatürk ne milliyetçisiydi?
Konuya açıklık getirmek istiyorum. ermeni ve yahudiler TÜRK değildir. yahudi TÜRK yoktur. OSMANLI TORUNU ermeni yoktur.
Karışıklığı engellemek için şunu ekleyebilirim : Osmanlı Yönetimi içinde birçok ermeni vardı. İkincisi "Musevi Hakas Türkleri" mevcuttur ama bunlar yahudi değillerdi.Ama birçoğu yahudilerle evlilikler kurdu,Az da olsa hala Müsevi Türkler mevcuttur.
Yukarıdaki yazıda Türk vatandaşlığına geçmek istedikleri yazıyor, kimin o cümleyi içtenlikle söylediğini bilemeyiz, yani her sabah okullarda andımızın sonunda söylerken içinden başka şeyler geçirenler de var. İkincisi tecavüz meselesi konuyla ilgili değil, Türkiyede de barış gelini denen İtalyana tecavüz edilip öldürüldü. Üçüncüsü Atatürk milliyetçiliği Atamızın 6 ilkesinden biridir başka miliyetçi hareketlere benzemez(hitler mussolini gibi).
Ben internette tanışmıştım. Ermeni kökenli, hıristiyan bir Türk vatandaşıydı. Avrupa'nın bir şehrinde yaşıyordu. Ve tüm bu özelliklerin hepsini de benimsemişti. Yurt dışında yaşamasına rağmen, yazışmasında gözlemlediğim Türkçe'sinde de bir sorun yoktu.
yeni mesaja git
Yeni mesajları sizin için sürekli kontrol ediyoruz, bir mesaj yazılırsa otomatik yükleyeceğiz.Bir Daha Gösterme