Şimdi Ara

Anadil gibi ingilizce öğrenilebilir mi ? (5. sayfa)

Daha Fazla
Bu Konudaki Kullanıcılar: Daha Az
2 Misafir - 2 Masaüstü
5 sn
109
Cevap
12
Favori
28.684
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
1 oy
Öne Çıkar
Sayfa: önceki 23456
Sayfaya Git
Git
sonraki
Giriş
Mesaj
  • quote:

    Orijinalden alıntı: 2kol3bacak

    Hikayedir. İmkansızdır. Beynin ana dil dışında düşünemeyeceği deneysel olarak kanıtlanmıştır.

    İsterseniz 7 yaşınızda ingiltereye taşının yine de anadilinizde düşünürsünüz 100 yıl yaşasanız bile. Beyin size bunu söyletmez fakat düşünme biçiminiz ve beyninizin sinyalleri algılaması anne karnından başlar ve ilk 7-11 sene devam eder öğrenmeye.

    Isterseniz Tabula Rasa (David Hume) ve Noam Chomsky ve "Dil Edinim Aygıtı (Language Acquisition Device-LAD)" terimlerini araştırın az çok bilgi edinebilirsiniz daha detaylı.

    Denemeyi bilene imkansız yoktur!

    Büyük İskender.
  • quote:

    Orijinalden alıntı: Blitzkrieger

    Haklısın hocam. Herkez uzmanmış burda.


    Yinede açıklayayım...Dur dayanamadım...Şu Kratos tipi iyi oku burayı...

    Çalışma alanım Uygulamalı Dil Bilimi; Uygulamalı dil biliminden, Zihinsel Şemalara, Dilin Nörolojik Yerleşimi ve beyinde gelişiminden, Kullandığın yapılardan zihinsel dil yetisini açıklamaya kadar geniş bir alanda çalışıyorum. Kısa bir süre sonra tezimi sunacağım, 2 ay sonrada makalemi yayınlatır sana yollarım okursun.

    Bilmişlik yaparak içgüdüsel bilgileriniz ile yorum atmayın.

    1) Anadil edinimi beynin esnekliğini kaybetmesi ile en geç 7 yaşında kaybolur. 7 yaşında sonra dil öğrenimi olur edinim olmaz. Anadil hiç olmaz.
    2) Olay gırtlak yapısı değil, zihinsel dil bilgisi kurallarının beyine yerleşmesidir. Bu kurallar senin bildiğin do/does değil cahil adam. Nörolojik parametreler.
    3) Anadil edinimi bu parametlerin kafaya yerleşmesi ile tamamlanır ve bundan sonra esneklik kaybolduğu için yeni parametre seçimi olmaz. Bir çocuk anne babasından duyarak dil öğrenirken ikinci bir dili bir taraflarını yırtarak 3-5 senede yarım yuvalak öğrenebilmenin sebebi budur.
    4) Anadil ediniminde dilin esnekliği anadilin sesletim sistemine göre şekillendiği için, o süreçten sonra ikinci dillin seslerini çıkartmak zor olur. Türkler bu yüzden th sesini çıkartmaz.
    5) Dil edinimi broca ve wernicke bölümlerinin articuate fasciculus sinir hattı ile birbirine bağlanması sistemi ile çalışır. Beynin amygdala bölgesinde evrim süreçlerinde oluşmuş bir yetidir. İnsan beyninin sonsuz olması ile alakalı değil.
    6)Din hocana kafam girsin.


    Okuyacaksan Noam Chomsky, Ray Jackendoff ....kafan basarsa bi bak bu adamlara...İkinci dilde olan durum içinde Lydia White...

    Ayrıca hiç bir insan bir dil ile düşünmez...Steven Pinker "language instinct" kitabında düşüncenin, zihnin dili anadilden farklıdır diye açıklar...Ayrıca bkz: Computational theory of mind, how language works...

    ama benim bildiğim erken yaşta yabancı dil öğrenilirse beyinde yabancı dille ana dil aynı bölgeden kontrol ediliyor.yani anadil olmasa bile ona yakın olabilir.




  • Sword Master kullanıcısına yanıt
    Dil gerçek anlamda beynin bir bölümünde mi işleniyor o net değil. Bir çok çalışma birden fazla bölümün aktif olduğunu gösterdi. Ayrıca mesajda yazdım en geç 7 diye. Erken yaş dediğiniz kaç sizin?
  • quote:

    Orijinalden alıntı: Blitzkrieger

    Dil gerçek anlamda beynin bir bölümünde mi işleniyor o net değil. Bir çok çalışma birden fazla bölümün aktif olduğunu gösterdi. Ayrıca mesajda yazdım en geç 7 diye. Erken yaş dediğiniz kaç sizin?

    yani erken yaşta yabancı dil öğrenilirse yabancı dille ana dil aynı aktif olan bölümden yönetiliyor.ama yabancı dil öğrenmeye geç başlanılırsa beyinde yabancı dille ana dil farklı aktif olan bölümlerden yönetiliyor.erken yaşında kaç yaşla sınırlı olduğu net değil.
  • Sword Master kullanıcısına yanıt
    Öncelikle dilin beynin "bir bölümünde yönetildiği" yanlış değil ama oldukça eski bir VARSAYIM. Bu fikir 80lerden bu yana desteklenmiyor, çünkü yeni görüntüleme sistemleri dil öğrenme bölümü diye birşey olmadığını gösteriyor. Bizim ülkede dil eğitimi pazarında çokça kullanılan bir reklam bu. Ayrıca çift dillilik kendi içerisinde yeniden 3'e hatta bazı araştırmacılar tarafından daha fazla alt seçeneğe ayrılıyor. Çocuk yaşta birden fazla dile maruz kalmanın bir çok yolu vardır. Aile baskın-toplum baksın- anne-toplum baskın - baba çekinik- baba-toplum baskın-anne toplum çekinik ya da kültürel, ideolojik ve politik nedenlerden dolayı baskın dilin geri plana itilmesi - 3. bir dile maruz kalma vs diye liste uzar.

    Çift dilli olma durumu komplike bir süreç, ayrıca dediğiniz gibi ana dil ile ikinci dil aynı bölgede diye kesin bir yargı yok. Maruz kalma şekil ve süreçlerine göre bir çok farklı etken ortaya çıkacaktır. Tüm şartları istediğiniz şekilde kontrol etseniz bile dil ya da dillerin beynin belirli bir bölgesinde saklandığı, işlendiği konusu net değil. Bununla birlikte dil ile gelişen biliş ve kavramların farklı dillerin etkisi ile nasıl şekillendiği ya da her dil için farklı ele alınıp alınmadığı da net olan bir alan değil.




  • quote:

    Orijinalden alıntı: Blitzkrieger

    Öncelikle dilin beynin "bir bölümünde yönetildiği" yanlış değil ama oldukça eski bir VARSAYIM. Bu fikir 80lerden bu yana desteklenmiyor, çünkü yeni görüntüleme sistemleri dil öğrenme bölümü diye birşey olmadığını gösteriyor. Bizim ülkede dil eğitimi pazarında çokça kullanılan bir reklam bu. Ayrıca çift dillilik kendi içerisinde yeniden 3'e hatta bazı araştırmacılar tarafından daha fazla alt seçeneğe ayrılıyor. Çocuk yaşta birden fazla dile maruz kalmanın bir çok yolu vardır. Aile baskın-toplum baksın- anne-toplum baskın - baba çekinik- baba-toplum baskın-anne toplum çekinik ya da kültürel, ideolojik ve politik nedenlerden dolayı baskın dilin geri plana itilmesi - 3. bir dile maruz kalma vs diye liste uzar.

    Çift dilli olma durumu komplike bir süreç, ayrıca dediğiniz gibi ana dil ile ikinci dil aynı bölgede diye kesin bir yargı yok. Maruz kalma şekil ve süreçlerine göre bir çok farklı etken ortaya çıkacaktır. Tüm şartları istediğiniz şekilde kontrol etseniz bile dil ya da dillerin beynin belirli bir bölgesinde saklandığı, işlendiği konusu net değil. Bununla birlikte dil ile gelişen biliş ve kavramların farklı dillerin etkisi ile nasıl şekillendiği ya da her dil için farklı ele alınıp alınmadığı da net olan bir alan değil.

    beyinde dil öğrenme bölümü yoksa kelimeleri dili nasıl hafızamızda tutabiliyoruz? öğrendiğimiz ana dil beynin hangi bölgesine yerleşiyor?




  • Blitzkrieger B kullanıcısına yanıt
    İngilizce dil kurslarında hangisi diye ararken sizin gönderilerinize takıldım ve roman okur gibi okudum. Bir kaç mesaj önce üstten bakan bir açınız olduğunu yorumlasam da en azından bilgilendirici bi şekilde yazdığınız için teşekkür etmek istedim.

    Bahsi geçen makalenizi okumak istesem de çok bilimsel olacağı ve ingilizcemin yetersiz olacağı konusunda sanırım eminim. Bu konuda doyurucu yazılar önerme imkanınız var mı acaba?
  • Bence dil öğrenmek hem emek hem de kendini maruz bırakma işi. Bir dile ne kadar maruz kalırsan o kadar çabuk öğrenirsin, her ne kadar her insanın öğrenme hızı farklı da olsa o dilin konuşulduğu bir yerde olmak çok şey değiştirir. Anadil gibi olur mu bilmiyorum, çünkü adı üstünde "anadil", sonradan kazanmak belli bir yaştan sonra mümkün olmayabilir. Ama çok iyi derecede öğrenip konuşmak tabi ki mümkün, bu çalışmaya kalmış.
  • Sword Master kullanıcısına yanıt
    Bununla ilgili bir çok farklı durum var. Misal Türkçe çekimlemeli bir dil olduğu için yapısal kelimeler değil ekler var ama İngilizce yapısal kelimeleri (will, must, do, did) vs. Anadili ingilizce olan kişilerin yapısal ve anlamsal kelimeleri beynin farklı yerinde sakladıklarını iddia eden çalışmalar var. Elbette bunlar MR taramalarına ve diğer yöntemlere dayanıyor. Bu bölge kısmen beynin arka tarafına (Görsel korteks in kuzey ve kuzey batısı bölümlerine denk geliyor) diye söyleniyor. Fakat başka diller ile yapılan çalışmalarda ise bu bölgelerin yerine farklı bölgelerin aktif olduğu gözlenmiş. Özellikle ispanyolca anadili olan ve çiftdill göçmenler üzerine yapılan çalışmalarda sonuçlar oldukça farklı. Bununla birlikte 2016 içerisinde yapılan çalışmalarda yeni tarama yöntemleri ile aslında söylem tarzımıza göre zihnin farklı bölümlerinin farklı anlarda aktif olduğu gözlemlenmiş. Bu şekilde "zihin ve bilgisayar" metaforu biraz dahi olsa çürümüş oluyor. Zihin eşittir bilgisayar metaforu uzun yıllarca kullanıldığı için genel algı beynin bir hard disk misali bilgi sakladığını düşünür. Aslında belki de gerçekte olan (bu daha güçlü bir tez çünkü gözlemlenebilir) basit nöron ağlarının belirli imgeler ve sesler ile deneyimleri eşleştirmesi ve aslında dil dediğimiz ögenin genel bilişsel özelliklerin bir sonucu olan bir işlem türü olduğu. Özetle dil zihnin algı sistemlerini yine iletilebilir algı mekanızmaları ile yeniden işlemesi. Sonuçta dil ögeleri gördüğümüz ve duyduğumuzdan ibaret nesneler. Soyut kavramlar ise zaten somut ögeler olmaksızın var olamazlar.

    Özetle dil beynimizde bir yerde saklanıyor fikri genel algıdır ama bilimsel gerçekliği net olan bir durum değildir.




  • Froncois kullanıcısına yanıt
    Belli başlı çalışma özetlerimi researchgate üzerinden paylaşıyorum. Ayrıca özet slideler var ama burada tartışığım konular oldukça geniş konular, her tartışmayı çalışmalar arasında bulamayabilirsiniz. Kaynak konusunda ise Türkçe kaynak bulmak oldukça zor diye düşünüyorum. Bizim için Türkçe çalışma hazırlamak gerçekten çok zor, çünkü bu alanda bilim ne yazıkki Türkiye de çok kısıtlı. Şuan için sadece ODTÜ Bilişsel Bilimler yürütüyor ama onlarda İngilizce yürütüyorlar. Ben de ikinci doktora için oraya başvurmayı düşünüyorum. Eğer ingilizce kaynak isterseniz elbette buraya kitap ya da makale önerileri yazabilirim.

    Bu arada Researchgate profilimhttps://www.researchgate.net/profile/Fatih_Bozdag/timeline

    Üstten bakma konusunda ise haklı olabilirsiniz. Açıkcası üstten baktığım ya da diğer arkadaşları küçümsediğimden değil olay. Ben aynı zamanda üniversitede İngilizce öğretiyorum, yani akademik çalışma alanımın yanında mesleğim bu. Fakat mesajlarda da göreceğiniz gibi bizim halkımızın popüler bilim ile gerçek bilimi ayrıramaması ve emeksiz öğretim olsun beklentisini kırmak sert söylemler olmaksızın çok zor. Her hangi bir bilim alanında kişisel fikirlerinin gerçel doğrular olduğu inancı asıl engel. O yüzden özellikle tartışma konularında sert bir tavır takınıyorum. Açıkcası buradaki tartışmalardan sonra diğer yöntemleri deneyip olmadığını görüp hocam kızdık ama haklıymışsın diyen çok arkadaş oldu. Ne yazikki toplum-kültür şartları. Üstte çıkmadan kendinizi ifade edemiyorsunuz.



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Blitzkrieger -- 23 Şubat 2017; 0:4:47 >




  • Flood'un kralını yapmış olacağım ama misal;

    https://forum.donanimhaber.com/dil-kursu-icin-vaktim-ve-param-yok-diyenlere--122965161

    Bir dolandırıcı daha!

    Noam Chomsky açık bir şekilde ikinci dil edinimi beni ilgilendirmez, generative grammar (teorisinin en bilinen ismi) ikinci dil edinimi ile uğraşmaz demiştir. Sonradan Susane Flyn, Vivian Cook, Lydia White gibi araştırmacılar teoriyi ikinci dile uyarlamıştır. Kaldı ki Noam Chomsky tam olarak dil edinimi değil zihin ve dil üzerine çalışmıştır. Dil edinimi çıkış noktasıdır.
  • quote:

    Orijinalden alıntı: Blitzkrieger

    Belli başlı çalışma özetlerimi researchgate üzerinden paylaşıyorum. Ayrıca özet slideler var ama burada tartışığım konular oldukça geniş konular, her tartışmayı çalışmalar arasında bulamayabilirsiniz. Kaynak konusunda ise Türkçe kaynak bulmak oldukça zor diye düşünüyorum. Bizim için Türkçe çalışma hazırlamak gerçekten çok zor, çünkü bu alanda bilim ne yazıkki Türkiye de çok kısıtlı. Şuan için sadece ODTÜ Bilişsel Bilimler yürütüyor ama onlarda İngilizce yürütüyorlar. Ben de ikinci doktora için oraya başvurmayı düşünüyorum. Eğer ingilizce kaynak isterseniz elbette buraya kitap ya da makale önerileri yazabilirim.

    Bu arada Researchgate profilimhttps://www.researchgate.net/profile/Fatih_Bozdag/timeline

    Üstten bakma konusunda ise haklı olabilirsiniz. Açıkcası üstten baktığım ya da diğer arkadaşları küçümsediğimden değil olay. Ben aynı zamanda üniversitede İngilizce öğretiyorum, yani akademik çalışma alanımın yanında mesleğim bu. Fakat mesajlarda da göreceğiniz gibi bizim halkımızın popüler bilim ile gerçek bilimi ayrıramaması ve emeksiz öğretim olsun beklentisini kırmak sert söylemler olmaksızın çok zor. Her hangi bir bilim alanında kişisel fikirlerinin gerçel doğrular olduğu inancı asıl engel. O yüzden özellikle tartışma konularında sert bir tavır takınıyorum. Açıkcası buradaki tartışmalardan sonra diğer yöntemleri deneyip olmadığını görüp hocam kızdık ama haklıymışsın diyen çok arkadaş oldu. Ne yazikki toplum-kültür şartları. Üstte çıkmadan kendinizi ifade edemiyorsunuz.

    Ülkede genel olarak herhangi bilimsel bir şeyde Türkçe kaynak bulmak zor. Bilgisayar Mühendisliği öğrencisiyim ve Türkçe kaynaklar açıkçası rezalet. Özelden veya burdan kaynaklar yazarsanız bunları okunması gerekenler listeme eklerim ve memnun olurum.

    Sert konuşma noktasında size kısmi olarak katılıyorum. Evet toplum belli bir yere gelmeden (sözde mevkii sahibi olmadan) gerçekten bilenleri dinlemek yerine kişisel temeli olmayan fikirlere kapılıp gidiyorlar. Ama bunu kırmak gerektiğini düşünüyorum tabi bu "Hadi üstten bakmadan konuşuyoruz. Böyle yaparak aşarız bu durumu." gibi birşey değil. Ancak yeni nesillerin eğitiminde bu sağlanabilir. Bu da yıllar demek.

    Edit: Nerde ingilizce eğitimi veriyorsunuz acaba?



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Froncois -- 23 Şubat 2017; 19:57:42 >




  • Froncois kullanıcısına yanıt
    Osmaniye Korkut Ata Üniversitesi'nde çalışıyorum, Çukurova Üniversitesi'nde doktora öğrencisiyim.
  • quote:

    Orijinalden alıntı: Blitzkrieger

    eski bir tartışma ama şuraya girip anadili olarak edinebileceklerini sananlara bir kaç terim yazıp kaçayım belki okuyan olur...

    phonological bootstrapping, critical period, window of opportunity...bu 3 havalı terim bize ikinci dil olarak edindiğiniz bir dili edinmeye 5-7 yaşlarından sonra öğrenmeye başladıysanız anadiliniz ya da anadiliniz gibi olması fikrini unutun diyor
    hayır yanlış.ben bu konuyu ve sizi çok önceden beri takip etmiştim.ama ne yazık ki söyledikleriniz tam anlamda doğru değil.hipno terapik etkiyle beynin iç algılarına girilip parametre seçimi olması sağlanabilir.hipnozla yoğun manipülasyon sağlandığında manipülasyonun etkisiyle beynin iç duyu sistemine girilip parametre seçimi tekrar başlatılabilir.hatta kişi bu yüzden ana dilini yabancı dilmiş gibi hissedebilir.adil maviş bu işin türkiyedeki uzman uygulayıcılarından biridir.kaynak;
    https://www.youtube.com/watch?v=5_fT8Cf3qdk



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Kılıç Ustası -- 23 Nisan 2019; 0:35:48 >




  • Kılıç Ustası kullanıcısına yanıt
    hadi canım işine. Sahtebilim ile işim yok.
  • Blitzkrieger B kullanıcısına yanıt
    asıl kimin işine gelmediği belli oluyor.gördün yanıldığını hemen sahte bilim de.ben sana kaynak sunuyorum uzman psikolog gösteriyorum sen kalkmış sahte bilim diyorsun.hayır yani koskoca psikoloğun yanında sen nesin ki? adam videoda anlatıyor değil mi? hipno terapik manipülasyonla eğitim gören kadın otobüse bindiğinde Türkçe konuşan insanları duyunca yabancı dil duyar gibi olmuş.hatta ve hatta bir öğrenci İngilizce bir kelimenin Türkçesini unutmuş ve kendi kendine bu kelimenin Türkçesi neydi diye sormuş.bunlara şahit olan adil bey tv ye çıktığında anlatmıştı.bunun gibi daha pek çok örnek var.hipnoz ile parametre seçimi tekrar sağlanabilir.ama sen yine yabancı kaynaklardaki ıvır zıvırları tekrar eder durursun.bak bilim çok geniş çaplıdır.bilime bakış açısı tek bir pencereden değil bütün pencerelerden olmalı.eğer bunu yapmazsan böyle yeni bilimsel çalışmalara sahtebilim der durursun.ama halbuki bilime geniş çaplı bakarsan sürekli alternatiflerin çıktığını ve bunlarında kanıtlarının olduğunu görürsün.ulan hipnozla insan bebekliğine gönderiliyor şahit olmuş olaylar gözünün önüne getiriliyor hipnozun sahte bilimi olur mu be adam?




  • Kılıç Ustası kullanıcısına yanıt
    Koskoca psikologun yanında ben bir DR ünvanına sahip, öğretim üyeyisiyim. Haklısın sahte bilimcinin yanında neyim ki? Boş yere bilişsel bilim ve bilişsel dilbilim çalışmışım

    Not: yazının geri kalanını okumaya gerek bile duymadım.
  • Blitzkrieger B kullanıcısına yanıt
    sana sadece şunu söyleyeyim.hipnozla İngilizce öğrenmek yeni bir sistem.20 yıl önce yoktu bile.haliyle hipnoz sayesinde beynin içsel algılarını harekete geçirmek yeni bir buluş.ve dünyada bunu yapabilen psikolog sayısı oldukça az.hipnoz ile öğretim ve hipnozla öğrenilen dili anadil gibi algılamak dilbilimden çok bilinçaltı ve hipnotik bilim alanına girmekte.dolayısıyla dilbilimde böyle bir bilgiyle karşılaşmamış olman gayet normal.ve dediğim gibi çok yeni bir sistem.o yüzden her dilbilim kaynağında çıkmaz.hipnoza ve bunu yapana sahte bilimci demende ne kadar cahil olduğunu gösterir.önceki mesajımda yazdığım gibi bilime tek bir pencereden değil bütün pencerelerden bakarsan böyle sahte bilim demezsin.ve yeni bir bilgi öğrenmiş olursun.hangi konuda olursa olsun yeni bir şey öğrenmek hiç bir zaman bitmez.seninde hipno terapiyi yeni bir bilgi olarak edinmeyip sahte bilim demende bir hayli komik :)




  • Kılıç Ustası kullanıcısına yanıt
    sahte bilim.
  • Blitzkrieger B kullanıcısına yanıt
    hala sahte bilim diyorsun.insanların İngilizceyi ana dili gibi öğrenmesi senin bir taraflarına batıyor belli ki.sadece senin bildiklerin doğru diğer kişilerin yaptıkları yanlış.nasıl bir egoistliktir bu? anlaşılan ateist olduğun kadar dar kafalısın.neyse sen öğrenilemez diyerek kendini kandırmaya devam et.
  • 
Sayfa: önceki 23456
Sayfaya Git
Git
sonraki
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.