Şimdi Ara

Alkol Kullanımına Bağlı Gelişen Bir Uzamış Yoksunluk Sendromu ve Deliryum Tremens Tablosu

Daha Fazla
Bu Konudaki Kullanıcılar: Daha Az
5 Misafir (1 Mobil) - 4 Masaüstü1 Mobil
5 sn
6
Cevap
0
Favori
849
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
0 oy
Öne Çıkar
Sayfa: 1
Giriş
Mesaj
  • ÖZET
    Alkol yoksunluk sendromu
    kişinin uzun süre alkol kullanımını
    takiben alkol alımının azaltılması ya
    da bırakılması sonucu ortaya çıkan
    belirtileri içeren bir tablodur. Alkol
    yoksunluk sendromu kliniği basit
    bir tremordan, nadiren ortaya çıkan
    taktil, işitsel ve görsel halusinasyon,
    dezoryantasyon, konfüzyon gibi
    bilinç bozukluğuyla ortaya çıkan
    deliryum tremens tablosuna dek
    değişebilir. Genelde bu klinik durum
    son alkol alımından 48-72 saat sonra
    başlayıp, 1 hafta içinde belirgin
    şekilde düzelir. Biz bu yazıda bir
    uzamış alkol yoksunluk sendromu ve
    deliryum tremens olgusunu sunmayı
    amaçladık. 42 yaşındaki 25 yıllık alkol
    kullanım öyküsü olan hasta alkolü
    kestikten 5 hafta sonra deliryum
    tremens tanısı ile hospitalize edildi.
    Anahtar Kelimeler: uzamış
    yoksunluk sendromu, alkol, deliryum
    GİRİŞ
    Alkol yoksunluk sendromu aşırı ve sık alkol alımını
    takiben alkol alımının azaltılması ya da bırakılması
    sonucu ortaya çıkan klinik durumdur. Alkol yoksunluk
    sendromu genellikle en son alkol alımından 6-24 saat
    sonra ortaya çıkar. Alkol yoksunluk sendromunun
    semptomları 3 basamakta incelenebilir. İlk belirtiler
    genellikle 6-24 saat içinde ortaya çıkan tremor,
    terleme, bulantı, kusma anksiyete ve ajitasyon gibi
    belirtilerle ortaya çıkan otonomik hiperaktivite
    bulgularıdır. İkinci aşama bulguları ise 12-48 saatte
    ortaya çıkan epileptiform nöbetleri de içeren artmış
    nöronal uyarılma bulgularıdır. Üçüncü basmak ise
    nadiren ortaya çıkan işitsel ve görsel halusinasyon,
    dezoryantasyon, konfüzyon gibi bilinç bozukluğuyla
    ortaya çıkan deliryum tremens tablosudur (1-3).
    Genelde bu klinik durum son alkol alımından 48-72
    saat sonra başlayıp, 5-7 gün içinde belirgin şekilde
    düzelir (1-4). Deliryum tremens, hastaneye başvuran
    alkol bağımlılarının %5-20’sinde görülmekle birlikte
    refrakter ve/veya uzamış deliryum daha nadir
    görülür. Deliryum tremens yaklaşık %15 mortalite
    ile seyretmekte olup yoğun bakım gerektirebilir
    (1,2). Bazı hastalarda ise akut yoksunluk sendromu
    sonlandıktan sonra ortaya çıkabilen ani öznel
    sıkıntı yakınması, sebepsiz durgunluk dönemleri
    ve hatta geçici psikotik atakların uzamış yoksunluk
    sendromu ile ilişkili olabileceği bildirilmiştir (2,3).
    Genelde bu durum 5-7 gün içinde belirgin şekilde
    düzelmesine karşın bazı durumlarda tablonun
    birkaç ayla birkaç yıl sürebileceği bildirilmiştir (4).
    Uzamış yoksunluk sendromu ve deliryum tremens
    nadir görülen bir durum olup, genellikle altta yatan
    medikal durumlar olabilmektedir. Literatürde
    genellikle olgu sunumları şeklinde yer almaktadır
    (4-8). Uzamış yoksunluk sendromu ve deliryum
    tremens, aynı klinik tablonun devamı olabileceği
    gibi akut yoksunluk tablosunun sona ermesinden
    bir süre sonra ortaya çıkan anksiyete, irritabilite
    ve psikotik ataklar şeklinde de gözlenebilir (4,9).
    Uzamış yoksunluk sendromu ve deliryumla ilgili en
    önemli sorunlardan birisi de tedavisi üzerinde henüz
    bir fikir birliğinin olmayışıdır. Deliryum tremenste,
    kullanılan ilaçların daha yüksek doz kullanımının
    yanı sıra donepezil, atipik antipsikotiklerin faydalı
    olduğunu bildiren yayınlar da bulunmaktadır (5,6).
    Biz bu sunumda kronik alkol kullanımına bağlı gelişen
    geç başlayan bir uzamış alkol yoksunluk sendromu
    ve deliryum tremens olgusu sunmayı amaçladık.
    OLGU
    ST 42 yaşında, erkek, ortaokul mezunu, evli,
    eşinden ayrı olarak yalnız yaşıyor, işsiz. Hasta
    normal değer10-44 mg/dl dışında) normal olarak
    geldi. Hastaya destekleyici tedavi (sıvı, lorezepam
    2,5mg 4x1, B vitamin kompleksi), risperidon 2x1mg/
    gün başlandı. Kullanmakta olduğu mirtazapin kesildi.
    Hastanın elektroensefalografi, kranial tomografi
    tetkikleri yapıldı, patolojik bulgu saptanmadı. Hasta
    nöroloji ile konsulte edildi ve önerilen betahistine
    dihidroklorür 16 mg 2x1, karbamezapin uzun salınımlı
    tablet 2x400mg tedaviye ilave edildi. Hastanın
    insomnia yakınmaları üzerine ketiapin 200mg
    eklendi. Hastanın tedaviyle birlikte 3. günden itibaren
    bilinç, yönelim, tremor, işitsel görsel varsanıları,
    persekuatuar düşünceleri gerilemeye başladı.
    Tedavi seyrinde klinikle birlikte 1. haftadan itibaren
    lorezapam dozu tedrici olarak azaltılmaya başlandı,
    sıvı desteği durduruldu. Tedavinin 2. haftasında
    hastanın ataksi dışındaki bulguları oldukça geriledi.
    Lorezepam 5mg/güne inildi Hasta grup ve bireysel
    psikoterapi programına alındı. Genel durumu kararlı
    hale gelmesi üzerine 4. haftada lorezepam kesilerek
    betahistine dihidroklorür 3x1 karbemezapin 800mg,
    risperidon 2mg, ketiapin 200mg, B vitamin komplexi
    önerileriyle taburcu edildi. Ayaktan izleme alınan
    hastanın takip sürecinde 3. ayda ataksisi tamamıyla
    düzelen hastanın betahistine dihidroklorürü
    kesildi, ketiapin dozu 100mg, risperidon 1mg
    inildi ve akamprosat 333mg 3x2 eklendi. Taburcu
    olduktan sonra tedavinin 6.ayında ketiapin kesildi.
    Hasta 1,5 yıldır ayık olup, aile birliğini yeniden
    sağlamıştır ve son 1 yıldır işlevselliği iyi seyretmiştir.
    TARTIŞMA
    Burada sunduğumuz olguyu bir uzamış alkol
    yoksunluk sendromu ve deliryum tremens olarak
    değerlendirdik. Bizim hastamız alkol bağımlılığı
    olan, 4 hafta süreyle AMATEM kliniğinde alkol
    yoksunluk sendromu tanısıyla yatarak tedavi
    protokolü uygulandıktan sonra taburcu edilmişti.
    Taburculuktan 1 hafta sonrası ise terleme,
    titreme, sinirlilik, baş dönmesi, dengesizlik, saçma
    konuşmalar, hayal görme, ve en son iki günde 3
    kez epileptik nöbet geçirmesi üzerine acil servise
    getirilmişti. Hastanın daha öncesinden deliryum
    tremens ve alkol yoksunluğuna bağlı epileptik nöbet
    öyküsü bulunmuyordu. Hastanın epileptik nöbeti,
    bilinç, yönelim bozukluğu, tremor, işitsel görsel
    taktil varsanıları, persekuatuar düşünceleri tedaviyle
    birlikte 3.günden itibaren gerilemeye başlayıp. 2
    hafta içinde tamamıyla düzeldi. Hastamızın rutin
    alkol detoksifikasyon programı tamamlandıktan 1
    hafta sonrası, yeniden alkol alımı olmadığı halde,
    alkol yoksunluk sendromu, nöbet ve deliryum
    kliniğini ortaya çıkmış olması oldukça ilgimizi çekti.
    Uzamış yoksunluk sendromu ve deliryum
    Uzamış yoksunluk sendromu tanısı DSM-IV
    ve ICD-10’da bu şekilde yer almamakla birlikte,
    DSM-IV’te bulunan “başka türlü adlandırılamayan
    alkolle ilişkili bozukluklar” ve ICD-10’da F10.8
    kodu ile belirtilen “alkol kullanımına bağlı başka
    ruhsal ve davranışsal bozukluklar” başlığı altında
    değerlendirilebilir (15,16) Belirsizlik sadece uzamış
    yoksunluk sendromu ve ilişkili deliryum tanısı
    konması aşamasında değil, aynı zamanda tedavi
    konusunda da bulunmaktadır. Risperidon, propofol,
    donepezil ile tedavi edilen uzamış ve refrakter
    deliryum olgu bildirimleri bulunmaktadır (1,5,6,11).
    Uzamış yoksunluk sendromu, uzun süreli alkol
    alımıyla birlikte, azalmış merkezi inhibisyon (azalmış
    gama aminobutirik asit (GABA) ve magnezyuma bağlı)
    ve artmış eksitasyona (artmış glutamat, dopamin ve
    noradrenaline (NE) bağlı olarak karşımıza çıkar (14).
    Uzamış alkol yoksunluk sendromu ve ilişkili
    deliryum tablosu klinikte nadir görülen bir durum
    olup literatürde bildirilen vakalarda subdural
    hematom, hipertiroidizm, pankreatit, travma,
    wernicke-korsakoff gibi ek patolojilerin varlığından
    bahsedilmiştir. Bu komorbid hastalıkların bilişsel
    işlevlerde gözlenen bozukluğu arttırarak ve psikotik
    belirtilerin ortaya çıkmasında etken olarak tabloyu
    kötüleştirdiği bildirilmiştir (7,17). Bizim hastamızda ilk
    4 haftası alkol detoksifikasyon tedavisini de içeren 5
    haftalık alkolsüz bir süreçten sonra nöbet ve psikotik
    belirtilerin eşlik ettiği uzamış yoksunluk sendromu
    ve ilişkili deliryum tablosu ortaya çıkmıştı. Hastada
    yakın takip ve yoğun bir tedavi ile 3. günden itibaren
    klinik düzelme başladı ve 2. haftanın sonunda psikotik
    belirtiler de dahil olmak üzere ataksi dışındaki
    tüm belirtiler tamamen düzeldi. Bizim olgumuzda
    laboratuar bulgularında, nörogörüntülemede bulgu
    saptanmaması, bilişsel belirtilerin sürmemesi,
    bellek bozukluğunun olamaması, tablonun
    tedaviyle düzelmesi, organik mental bozukluğu,
    demansı, yine tiaminsiz kalmaması, okulomotor
    belirtilerin olmaması, ataksi ve konfüzyonun
    tedaviyle düzelmesi nedeniyle Wernicke
    Ensefalopatisi ve Korsakoff Sendromu dışlanmıştır.
    Uzamış yoksunluk sendromu ve ilişkili
    deliryum tablosu nadir olup sıklıkla eşlik eden
    tıbbi durumlar mutlaka araştırılmalıdır. Uzun süre
    alkol kullananlarda yoksunluk ve deliyum gibi
    tabloların daha karmaşık bir seyir izleyebileceği,
    uzamış yoksunluk sendromu ve uzamış deliryum
    tremens tablolarının akılda tutulması önemlidir.







  • Okumadım ama saol ibretlik paylaşım

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • Bunu okuyan tıp da okur

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • Hayvan gibi şiy yazıyorsunuz yav

    < Bu ileti mini sürüm kullanılarak atıldı >
  • Bunu neden paylaştın?

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • DOKTOR bu ne?

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • Yapay Zeka’dan İlgili Konular
    Daha Fazla Göster
    
Sayfa: 1
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.