Şimdi Ara

ADIM ADIM SOVYETLERİN KURULUMU

Daha Fazla
Bu Konudaki Kullanıcılar: Daha Az
2 Misafir - 2 Masaüstü
5 sn
4
Cevap
3
Favori
525
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
0 oy
Öne Çıkar
Sayfa: 1
Giriş
Mesaj
  • beyler bu konu altında sovyetler birliğinin nasıl kurulduğuna bakıcaz
    arkadaşlara ricam lütfen şikayet etmeyin silinmesin siyasi değildir istemeyen girmez












    gelelim öncelikle rusyanın oluşum aşaması


    1.yıl 1547 rusya imparatorluğunun ilk büyümeye başladığı zaman

    ozaman rusyada çarlık sistemi bulunan çarlar ve senatolarla yönetiliyordu


    rusyanın imparatorluk olmasındaki en büyük unsur BÜYÜK PETRO ADI VERİLEN ÇARDI
     ADIM ADIM SOVYETLERİN KURULUMU


    PETRO RUSYAYI BÜYÜK BİR İMPARATORLUK HALİNE GETİRİP İNGİLTEREDEN BİLE DAHA GÜÇLÜ BİR İMPARATORLUK İSTİYORDU

    imparatorluğu kurmak için öncelikle kırım ve ozamanların en büyük devleti olan osmanlıyla ilişkiler halindeydi petro


    denizlere olan aşkı sayesinde gemilerde endüşük rütbede çalışmaya ve inceleme yapmaya başladı bunun için osmanlı petroya deli lakabını taktı



    ama bu deli hareketi petronun rusyanın ilk donanmasını kurmasına sebep olucaktı petro bu donanmayla don nehrinden yola çıkaracak azakı ele geçirdi bu sayede osmanlı kırım savaşının intikamını aldığını düşünen petro

    V.ivan ın ölmesiyle çarlığa çıkmasına yol açtı

    petro çarlığın getirdiği ünvanla büyük poltova muhareberesini gerçekleştirdi


     ADIM ADIM SOVYETLERİN KURULUMU



    isviçreyle olan bu savaşı rusya için zafer büyük bir onurdu


    bunun sonucunda petro ve imparatorluk orta asya dayanmış oldu


     ADIM ADIM SOVYETLERİN KURULUMU




    1700 lerin ORTALARI ÇAR PATRONUN ÖLÜMÜ


    VE 1 YAKATERİA NIN TAHTA OTURMASI
     ADIM ADIM SOVYETLERİN KURULUMU



    1 yakteria ve petronun eşi olan kraliçe

    yakaterine rus isveç savaşalrı sırasında esir alınıp 11 gün boyunca temizlikçi olarak çalıştırıldı bunun verdiği utançla rusyaya dönerken bile


    yaşadıklarını unutumadığnı söylerler


    o sırada kral petroyla tanıştı ve 11 çocuklarından 2 si yaşıyacaktı sadece taht sırasında 2 yıl süre sonra 47 yşaında ölmüştür ölümünen önce osmanlı ile ilişkileri çok yoğundur bunun örneği baltacı mehmet paşadır



    http://tr.wikipedia.org/wiki/Baltac%C4%B1_Mehmet_Pa%C5%9Fa



    RUSYA AVRUPAYA ÇIKMASI



    19 yüzyılın başlarında rusya çarı 1 pavel fransız devrimi gibi bir olayın ülkesinde yaşanmaması için gününü askerleri subayları ve din adamlarının yanında geçiriyordu


    rusya bu dönemlerde napeleon bonapartın büyük rusyayla olan savaşları yüzünden

    bu durum paranoyaya dönüştü
    bu dönemlerde rusya britanya ve fransızlarla ilişkilerini düzeltme politikası izledi



    RUSYANIN YAPTIĞI TİFLİS ANLAŞMASI napeleonun rusyaya saldırmasıyla bozuldu



    BUNDAN 2 yıl sonra napeleonu ynedikten sonra rusya büyük avrupa devletleri arasında yer aldı ve siyasete atıldı



    bu dönemlerde arakçılar isyanı çıktı ve bu durum rusyayı büyük endişeye soktu bu yavaş yavaş çarlık rusyasının yıkılmaya başlamasımı yoksa gelecekteki isyanların bir habercisimiydi


     ADIM ADIM SOVYETLERİN KURULUMU


    ek olarak bunu ekledim vakti olan okusun

    RUSYADA TOPLUM SINIFLAR


    Rusya'nın toplumsal yapısının temel taşı olan serflik kurumu aynı zamanda geriliğin başlıca kaynağıydı. Ama soyluların tepkisinden çekineen ve bir otorite boşluğunun doğmasından korkan dönemin her iki imparatoru da bu kuruma dokunamadı. İmparatorluk bürokrasisinin kırsal alanda uygulayabildiği tek reform, devlete ait arazileri eken köylülerle ilgili olarak bir bakanlığın kurulması oldu. Köylüleri volost denen birimler çerçevesinde örgütleyen bu bakanlık, tarım ve eğitimin geliştirilmesinde belirli ölçüde başarıya ulaştı.

    Rus aydınlarının serflik sistemine karşı çıkmasının temelinde yatan düşünce, bu kurumun ekonomik gelişmeyi kösteklediği noktasında toplanıyordu. Toprakların verimli, işgücünün bol ve tahıl ticaretinin kazançlı olduğu güney bölgelerindeki durum bu yaklaşıma oldukça uygundu. Ama ülkenin öteki kesimlerinde toprak sahiplerinin tek işgücü dayanağını serfler oluşturuyordu. Ayrıca kuzeydeki bazı yörelerde zanaatçılıkla uğraşan serflerin ödediği vergiler toprak sahiplerine önemli bir gelir sağlıyordu. Sonuç olarak toprak sahiplerinin büyük çoğunluğunun çıkarları serfiliğin korunması yönündeydi.

    19. yüzyılın ilk yarısında madencilik alanında öteki Avrupa devletlerinin gerisine düşen Rusya, daha çok pamuk dokumacılığı ve şeker üretimi gibi sanayilerde gelişme gösterebildi. Sanayiyi geliştirmeye yönelik yüksek gümrük tarifeleri de bu dönemde gündeme geldi. Tahıl ihracatında sağlanan önemli artışa karşın, Rusya'nın dış ticaret hacmi eski düzeyini aşamadı. Rusya'nın ilk demiryolu hattı ancak 1851'de hizmete açıldı ve karayolları ağı son derece yetersiz kalmaya devam etti. Sanayi ve ticaretteki cılız gelişmeye göre hızla büyüyen kentlerde, devlet korumasından yararlanan varlıklı tüccarlar önemli bir güç kazandı. Orta Rusya'daki İvanovo gibi bazı merkezlerde sanayi işçisi olarak nitelendirilebilecek bir kesim ortaya çıktı. Bununla birlikte kentlerin ağırlıklı öğelerini küçük esnaf ve zanaatçılar ile serfler oluşturuyordu.

    EĞİTİM VE AKIMLAR

    Aleksandr döneminde yasayla düzenlenen eğitim sisteminin yeni üniversite ve okullarla yaygınlaşmasına, aynı zamanda "zararlı düşünceler"i önlemeye yönelik sıkı bir denetim eşlik etti. Nikolay'ın yönetiminde okullarda daha özgür bir ortama izin verilmesine karşın, üniversite öğrenimini soylu ve varlıklı çevrelerin çocuklarıyla sınırlamaya yönelik sistemli bir çaba başladı. Gene de küçük memur, esnaf ve papazların oluşturduğu bir kesimden gelen yeni bir aydın tabaka ortaya çıktı.

    Doğrudan siyasi eleştirilerin sert cezalarla karşılaştığı ağır baskı ve sansür ortamında, düşünce akımları ancak felsefe ve edebiyat alanında ifade olanağı buldu. Aydınlar arasındaki değişik eğilimler Slavofiller ve Batılılaşma yanlıları biçiminde bir kutuplaşma yarattı. Aleksandr Herzen, Vissarion Belinski ve Mihail Bakunin gibi adların temsil ettiği Batılılaşma akımı, Avrupa tipi bir burjuva liberalizminden çok, radikal bir siyasi dönüşümü savunuyor ve otokrasinin dayanağı olan Ortodoks Kilisesi'nin etkisini kıtmayı hedef alıyordu. Buna karşılık Petro döneminde Batı'ya açılmanın sağlam geleneksel yapıyı bozduğunu öne süren Slavofillerin programıi Rusya'ya özgü kurumları ve Ortodoksluğu temel alan evrimci bir gelişme çizgisine dayanıyordu. İki akımın temsilcileri zaman zaman belirli noktalarda buluşabiliyor, ayrıca bazı görüşlerle birbirlerini etkiliyebiliyordu.


    19 yüzyıl rusya nın saldırması ve genişleme


    Topraklarının genişlemesiyle değişik milliyetleri ve dinleri barındırmaya başlayan Rusya'da toplam nüfusun ancak yarısını oluşturan Ortodoks Rusların ayrıcalıklı bir konumu vardı. Otokrasi, Ortodoksluk ve Rus halkına inanç (narodnost) ilkelerine dayalı şoven ve asimilasyoncu Rus milliyetçiliği gene de imparatorluk yönetiminden tam bir destek görmüyordu. Bütün halkların imparatora bağlılığını önde tutan Nikolay, asi Polonyalılara karşı Ruslaştırma politikasını onaylarken, yönetimle uyumlu Baltık Almanlarının Estler ve Letonlar üzerindeki kültürel egemenliğini ayakta tutmaya çalışılıyordu

    İmparatorluk yönetimi 19. yüzyılın ilk yarısında özellikle Asya'da geniş topraklar kazandı. Gürcü İmereti Krallığı'nın 1801'de Rusya'ya bağlanmasını öteki küçük Gürcü prensliklerinin ilhakı izledi. İran 1813'te Azerbaycan'ın kuzey kesimini Rusya'ya bırakmak zorunda kaldı. Ermenilerin yaşadıkları toprakla da 1828'de Rus yönetimine girdi. Şeyh Şamil önderliğindeki Çeçenlerin ve Dağıstan halklarının direnişi ancak 1834-59 arasındaki seferlerle kırılabilirken, Çerkeslerin denetim altına alınması 1864'e değin sürdü. Kazakistan'daki göçebe halklar ise 1840'larda egemenlik altına alındı.

    17. yüzyıl'da Uzakdoğu'da Rus kuvvetleri Pasifik Okyanusu kıyılarına kadar ulaştı. 1707'de Japon adalarının kuzeyindeki Kamçatka yarımadası Rus bölgesi ilan edildi. 18. yüzyılın ortalarına gelindiğinde, Ruslar Bering Boğazı'nı geçerek Alaska'ya girdiler ve Kaliforniya'ya doğru ilerlemeye başladılar. Bu genişleme, Amerika Kıtası'nın doğu ucunda bağımsızlığını kazanıp, batıya doğru tüm kıtayı egemenliği altına alma uğraşı veren Amerika Birleşik Devletleri tarafından durduruldu.[1] Rus-Amerikan Kumpanyası Alaska'nın bazı kıyı ve adalarını ele geçirdi.

    19. yüzyıl başlarında Rus dış politikasının en önemli hedefleri Rusya'nın öteden beri çatıştığı İsveç, Polonya ve Osmanlı Devleti oldu. Tilsit Antlaşması'ndan sonra İsveç'e açılan savaş, 1809'da Finlandiya'nın Rus İmparatorluğu'na bağlanmasını sağladı. İzleyen dönemde İsveç, Rusya için bir tehlike olmaktan çıktı. Polonya'nın birliğinden yana bir politika izleyen Aleksandr'ın Rusya'yla müttefik bir krallık yaratma girişimleri ise sonuçsuz kaldı. Litvanya üzerindeki hak iddiaları üzerine Polonya'ya karşı sertleşen tutum, Rus korumasına son vermeye yönelik ayaklanmayla (1830) bir sindirme politikasına dönüştü. Ayaklanmanın bastırılmasından sonra Polonya'nın özerkliği kaldırılarak yoğun bir Ruslaştırma politikasına girişildi. Polonya sorununda Prusya ve Avusturya'dan güçlü bir destek gören Rusya, bir ölçüde Fransa ve Britanya'yla karşı karşıya geldi.

    Rus yayılmasının başlıca hedefi olan Osmanlı Devleti'ne karşı izlenen politika ise ikili bir nitelik taşıdı. Daha çok Karadeniz üzerinden tahıl ihracatı için güvenli bir yol oluşturmayı amaçlayan imparatorluk yönetimi, öncelikle güçlü bir müttefik olarak Osmanlı Devleti üzerinde nüfuz kurmaya yöneldi. Bu politikanın uygulandığı 1798-1806 ve 1832-53 arasında Osmanlı Devleti'nin bütünlüğünü destekleyen Rusya, toprak taleplerinden kaçınma yolunu tuttu. Avrupa'daki güç dengelerinin bu politikayı güçleştirdiği dönemlerde ise Balkan halklarını kışkırtma ya da doğrudan savaş açma (1806-12, 1828-29, 1853-56) yolu seçildi. Osmanlılarla ittifak politikası Türk Boğazları üzerinde denetim kurma ve Akdeniz'e inme açısından daha büyük kazançlar sağladı. Çatışma dönemlerinde ise Boğdan ve Eflak prensliklerini ele geçirme çabası öne çıktı. Bu çabanın Avrupa'da yarattığı kaygı, Rusya'nın Avrupa'nın dışında tutulmasını düşünen Britanya ve Fransa'nın Osmanlı Devleti'nin yanında Kırım Savaşı'na girmesinde önemli rol oynadı.[1] Sivastopol'un bir yıl başarıyla savunulmasına karşın savaşta ortaya çıkan ciddi yetersizlikler, Nikolay'ın yerine geçen II. Aleksandr'ı (hükümdarlığı 1855-81) öncelikle Rusya'nın geri kalmışlığının üstesinden gelmeye yöneltti.





    RUS SAVAŞLARI

    19. yüzyılda Rus dış politikasının ağırlık noktalarını Balkanlar ve Uzakdoğu oluşturdu. Bu doğrultuda yürütülen nüfuz ve yayılma mücadelesi, Rusya'yı batıda Avusturya ve Almanya, doğuda da Japonya'yla karşı karşıya getirdi.

    Kırım Savaşı'nın ardından konan askeri kısıtlamaların 1871'de kaldırılmasından sonra Karadeniz donanmasını yeniden kuran Rusya, geleneksel stratejisi doğrultusunda Balkanlar'da daha ekin bir rol oynamaya başladı. Panslavizm akımının da etkisiyle 1877'de Osmanlı Devleti'ne açılan savaş (93 Harbi), Bulgaristan'ın bağımsızlığını sağlayan Ayastefanos (Yeşilköy) Antlaşması'yla (1878) noktalandı. Ama Berlin Kongresi'ni toplayarak Rus kazançlarını sınırlandıran Britanya ve Avusturya, izleyen dönemde de Balkanlar'da Rus nüfuzunu engellemeye çalıştı. Bu durumun yarattığı çatışma, Avusturya, Almanya ve İtalya'nın Üçlü İttifak'ı oluşturmasıyla daha da derinleşti. Destek için Fransa'ya dönmek zorunda kalan Rusya, 1891'de bu ülkeyle mali ilişkilerini geliştirmenin yanı sıra askeri bir ittifak kurdu.

    Nu arada 1860'larda Türkistan'da başlayan Rus yayılması 1880'lerde Hazar Denizinin doğu kıyısındaki Türkmen topraklarına kadar ulaştı. Britanya'nın Hindistan'daki konumunu tehdit eden bu gelişmeler, iki ülke arasında Afganistan üzerinde başlayan çekişmeyle yeni bir boyut kazandı. Orta Asya'daki Rus-Britanya çekişmesi Eylül 1885'te nüfuz sınırının belirlenmesiyle yatıştı.

    Japonya ve Çin'le bir dizi antlaşma imzalayarak Uzakdoğu'da Sahalin ve Kuril adalarıyla Amur Nehri vadisi gibi önemli köprübaşlarını ele geçiren Rusya, Kore üzerindeki Çin-Japon çekişmesinde (1894-95) Çin'in yanında yer aldı. Japonya'nın yayılmasını önlemeye yönelik bu politika, Mançurya'da ve ardından Liaodong Yarımadasında liman ve demiryolu ayrıcalıkları elde edilmesini sağladı. Boxer Ayaklanması sırasında Mançurya'ya Rus birliklerinin girmesi (1900), Japonya'yla rekabeti açık çatışmaya dönüştürdü. Çin'deki çıkarlarını korumak isteyen Britanya 1902'de Japonya'yla ittifaka girdi. Gerginliği azaltmaya yönelik görüşmeler sürerken, Japon kuvvetleri Şubat 1904'te Port Arthur'daki (Lüshun) Rus savaş gemilerine ani bir baskınla saldırdı. Böylece Rus-Japon Savaşı başladı.






    RUSYA YANIYOR !!! BOLŞEVİK DEVRİMİ KIŞLIK SARAYININ BASILMASI


    japonlar karşısında hem karada, hem denizde alınan ağır yenilgiler, imparatorluk düzenine karşı hoşnutsuzluğu açığa çıkaran yaygın protesto hareketlerine yol açtı. Petersburg'da Kışlık Saray'a yürümek isteyen göstericilere ateş açılmasıyla yaşanan Kanlı Pazar, olayları tırmandırarak 1905 Devrimi'nin kıvılcımını oluşturdu. İşçi grevleri, sokak çatışmaları, köylü hareketleri ve askeri isyanlar biçiminde gelişen genel ayaklanma, özellikle azınlık milliyetlerin yaşadığı bölgelerde hızla yükseldi. Bu arada Kara Yüzler ve benzeri karşıdevrimci örgütler halkı sindirmeye yönelik saldırılara giriştiler. Ekim 1905'te başlayan demiryolu grevinin ülke çapında yaygınlaşarak bir genel grev biçimini alması ve Petersburg Sovyeti'nin oluşturulmasıyla devrimci hareket doruğuna ulaştı. Güç durumda kalan II. Nikolay, Ekim Manifestosu'nu yayımlayarak meşruti bir anayasa ve seçilmiş bir meclis (Duma) sözü verdi. Ardından Japonya'yla elverişli bir barış yapılmasında önemli rol oynayan ve halka ödün politikasının başlıca savunucuları arasında yer alan Sergey Vitte'yi başbakanlığa getirdi. Bunu izleyen siyasi manevralarla muhalefetin bölünmesi ve devrimci dalganın düşüş içine girmesi, karşı saldırıya geçen imparatorluk yönetimine adım adım ayaklanmaları bastırma olanağı verdi.

    Radikal muhalefetin taleplerini karşılamaktan uzak yasal düzenlemelerden sonra Nisan 1906'da seçilen Birinci Duma'da, beklenenin tersine, Kadetler ve İşçi Grubu (Trudovikler) gibi liberal ve sol muhalefet örgütleri çoğunluğu elde etti. Ayrıca Rus olmayan milliyetler de geniş bir temsil olanağı buldu. Köklü reformlar istediği için imparatorluk hükümetiyle çatışmaya giren Birinci Duma iki ay geçmeden dağıtıldı. Başbakanlığa atanan Pyotr Stolipin ülkeyi kararnameler aracılığıyla yöneterek son direniş noktalarını ortadan kaldırdı ve ordu ile polis örgütünü etkili bir işleyişe kavuşturdu. Şubat 1907'de İkinci Duma için yapılan seçimlerde İşçi Grubu ile Kadetler ilk iki sırayı alırken, boykot taktiğinden vazgeçen Sosyal Demokratlar üçüncü güç olarak Duma'ya girmeyi başardı. Ilımlı liberalleri temsil eden Oktobristler ile tutucu gruplar ise azınlıkta kaldı. Böylece daha da sola kayan İkinci Duma'nın ömrü ancak üç ay sürdü. Köylülerin ve azınlık milliyetlerin oy hakkının kısıtlanmasıyla tutucuların belirgin bir ağırlık kazandığı Üçüncü ve Dördüncü Duma'lar genelde imparatorluk hükümetinin politikalarını desteklediler. Bu dönemde askeri ve bürokratik bir yapıya dayanan otokrasinin temel özellikleri ayakta kalmakla birlikte, siyasal partiler, basın, sendikalar ve eğitim kurumları görece bir serbestlikten yararlandı.

    İmparatorluk düzenini yeniden pekiştirmede önemli rol oynayan Stolipin, tarımı modernleştirerek köylüler arasında imparatorluk için yeni bir dayanak yaratmaya çalıştı. Aynı yıllar sanayide de sürekli bir gelişmeye sahne oldu ve Sibirya'da geniş topraklar yerleşime açıldı. Devrim sırasındaki kazançları geri alınan azınlık milliyetlere karşı yeniden yoğun bir Ruslaştırma politikası uygulanmaya başladı. Orta Asya'da Rus göçmenlerin kurduğu koloniler hızla arttı.

    Bürokratların entrikalarıyla konumu sarsılan Stolipin'in Eylül 1911'de öldürülmesinden sonra, hükümet imparatorun çevresini kuşatan danışmanların eline geçti. Grigori Rasputin gibi serüvenci bir mistik, imparatorluk sarayında büyük bir nüfuz kazandı.





    BÜYÜK EKİM DEVRİMİ SOVYETLERİN OLUŞMASI



    27 Ekim 1917'de açılan İşçi, Köylü, Asker Sovyetleri Tüm Rusya II. Kongresi, geçici hükümetin devrildiği, tüm ülkede iktidarın İşçi, Köylü ve Asker Sovyetleri'nce üstlenildiği, Lenin başkanlığında Halk Komiserleri Konseyi'ne (Sovnarkom) hükümet yetkilerinin verildiği 20 milyon seçmen adına açıkladı. 390'ını Rusya Sosyal Demokrat İşçi Partisi (Bolşevik) üyesinin oluşturduğu 650 kişilik kongre, 26 Ekim (8 Kasım) günü önce tarihsel barış kararnamesi'nı kabul etti. Buna göre yeni hükümet, savaşan uluslara ve onların hükümetlerine ilhaksız ve tazminatsız, adil ve demokratik bir barış önerisinde bulunuyordu. Aynı gün kongre, Toprak Kararnamesi'ni de kabul etti. Kararname toprakların , manastırların ve kiliselerin, öteki mülklerle birlikte toprak ağalarının elinden alınarak eşit biçimde halka dağıtımını öngörüyordu. Böyelece köylülere 150 milyon hektarlık toprak dağıtıldı ve tüm köylü borçları silindi 11 Kasım 1917'de Sovyet Hükümeti, 8 saatlik işgünü uygulamasını, ardında da memurlar ve işçiler için işsizlik sigotası ve ücretsiz sağlık sigortası uyulamalarını karara bağladı. 15 Kasım'da Sovyet Hükümeti, Çarlık Rusyası sınırları içinde yer alan ulusların ve halkları deklerasyonunu yayımlayarak, değişik ulus ve halklar arasındaki ayrcalıkları ve sınırlamaları oratadan kaldırdı: uluslara ve halklara tam hak eşitliği, egemenlik ve kendi kaderini özgürce belirleme hakkının tanındığını açıkladı. Bu deklerasyonun uzantısında 1917 Aralık ayında Finlandiya ve Ukrayna egemen birer devlet olarak biçimlendi. Kafkaslar'da ulusal devlet örgütlenmeleri ortaya çıktı. 1917 Kasımı'nda Bolşvikler'le sol sosyalist-devrimciler partisiyle yapılan antlaşma sonucu bu partiden de üyelerin yer aldığı Halk Komiserleri Konseyi, barışı gerçekleştirebilmek için Almanya ve bağlaşıklarıyla görüşmeleri yürütmek üzere Dışişleri Komiseri (Bakanı) Troçki başkanlığında bir kurulu görevlendirdi. Ancak ilhaksız ve tazminatsız bir antlaşmaya yanaşmayan Almanya'nın toprak talepleri karşısında Troçki barış görüşmelerini kesintiye uğratmaktan çekinmedi. Bu durumda Alman birliklerinin yeni bir saldırıyla yeni toprakları denetimleri altına almalarına yol açtı. Bunun üzerine Lenin'in önerisiyle Dışileri Komiserliği'ne Litvinov getirildi ve Almanya'yla barış görüşmeleri Brest-Litovsk'da tamamlandı Ne varki bu gelişme karşısında sola sosyalist-devrimciler Halk Komiserleri Konseyi'nden ayrılarak Sovyet erkine karşı savaşıma giriştiler (Mart 1918).


    sovyet rus savaşları


    1917 ve 1922 yılları arası Ekim Devrimi ile başa geçen Bolşeviklere karşı çok sayıda muhalif Rus siyasi parti örgütleri arasında yaşanan savaştı. Ana muharebe Sovyet Rusya'ya bağlı Bolşevik Kızıl Ordusuyla komünizm karşıtlarının Çarlık Rusyası'na bağlı Beyaz Ordusu arasında geçti. Savaşı Sovyet Rusya'nın kazanmasıyla tarihteki ilk sosyalist yönetim iş başına gelmiştir.
    Lenin ve Trotzki Petrograd'ta

    Kızıl Ordunun askeri içinde bazı Türkler de vardı. Kızıl Ordu'da bulunan Türkleri Sultan Galiyev örgütlemekteydi. I. Dünya Savaşı'nın yıkımlarının üstüne, bir de üç yıl sürecek olan dış devletlerin ve onlarla bağlaşan iç güçlerin müdahalesine karşı savaş başladı. Nitekim daha 1917 Aralığı'nda Romanya, Fransa'nın desteğiyle, Besarabya'yı işgal etti. 1918 Martı'nda Fransız, İngiliz ve Amerikan birlikleri, Murmansk'ı ve Arhangelsk'i ele geçirdiler. Nisan'da önce Japonlar, sonra Amerikalılar, Vladivostok ve Sovyet Uzakdoğusu'na asker çıkardı. Almanlar Ukrayna'yı işgal etti. Mahnovistlerin özgür bölgelerine girerek onları, parti, devlet ve Kızıl Ordu'nun otoritesi altına almak istediler. Bunun üzerine, Kızıl Ordu ile Mahnovistler arasında üç yıl süren bir iç savaş başladı. Aslında Mahnovistler Çarlık rejimine karşı Bolşeviklere destekveriyordu fakat bu nedenlerden dolayı Mahnovistler ve Bolşevikler arasında bir savaş başlamıştır. Güneyde, Ağustos ayında İngilizler Bakü'ye girdi. İçeride yabancılarla birlikte General Denikn (Ukrayna Beyaz Orduları Komutanı), Amiral Aleksandr Kolçak (İmparatorluk Karadeniz Donanması Komutanı, General Lavr Kornilov, Gn. Yudeniç (Türkiye Cephesi Orduları Komutanı), Gn. Pyotr Vrangel (Ukrayna Ordusu Komutanı) ülkenin dört bir yanında silahlı ayaklanmaları yönettiler. Ayrıca ülkede, I. Dünya Savaşı'ndan kalma 60 bin kişilik bir Çekoslovak Lejyonu vardı. Tutsak iken serbest bırakılan bu askerler ülkelerine dönmek üzereyken, Sibirya demiryolu hattı boyunca, Sovyet karşıtı uluslararası saldırı koaliyonuna katılmaya zorlandılar. Bu askerleri ABD silahlandırdı. Sol SR, Brest-Litovsk Antlaşması'nı bozmak amacıyla terör hareketlerine giriştiler. Bu dönemde Alman Büyükelçisi Kont Wilhelm von Mirbach katledildi ve suikast sonucu Lenin ağır bir biçimde yaralandı (30 Ağustos 1918). 1920 yılı sonlarında varlığı 5 milyona ulaşan Kızıl Ordu saflarında, Budyani, Frunze, Komenov ve Mihail Tuhaşevski gibi komutanlar sivrildiler. Üç yıl süren bu savaş, 1920 başlarında Sovyet Kızıl Ordusu'nun gerek ABD, İngiltere, Fransa, Japonya vb. dış devletlerin güçlerine, gerekse Çarlık rejimini canlandırmak isteyen ya da burjuvazinin egemenliğini kurmaya çalışan, onlarla bağlaşık iç güçlere karşı kazandığı başarılarla son buldu. 1918'den 1922'ye kadar Rus İç Savaşı sürdü. Devrime karşı gelenler cezalandırıldı ve SSCB içerisinde istikrar sağlandı. Dünyanın en uzun tren yolu yapıldı. Vladivostok'ta biten tren yolu Sovyet Rusya'nın kalkınmasında önemli rolü oldu. Ardından yapılan geliştirmeler ve kalkındırmalar, Sovyet Rusya'ya karşı yapılan İkinci Dünya Savaşı ve Soğuk Savaş'ta SSCB'nin güçlü duruma gelmesine neden oldu. Devrimin iyi uygulanması bu gelişmelerin nedenlerindendir.



    1918 rus ordusu
     ADIM ADIM SOVYETLERİN KURULUMU



    ekim devriminin mimarlarından vladimir lenin
     ADIM ADIM SOVYETLERİN KURULUMU



    OCTOBER FİLMİ





    LENİN geçici hükümet tarafından aranırken perukla çekilmiş fotorafı
     ADIM ADIM SOVYETLERİN KURULUMU





    BOLŞEVİK PARTİNİN KURULUMU STALİN VE KALİNİNLE TANIŞMA


    birazdan gelicek



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi The SATANİST -- 7 Ocak 2014; 21:57:00 >



    _____________________________




  • up
    _____________________________
  • up
    _____________________________
  • KURULUM
    1)CD'yi CD-ROM'a takın
    2)Autorun.exe'yi çalıştırın.
    3)Next next next diyin.
    4)Crack atın.
    5)İyi eğlenceler :)
    _____________________________
    LoL:
    TR:Oguzfb
    Kocaeli Üniversitesi Elektrik Mühendisliği
  • Yapay Zeka’dan İlgili Konular
    Daha Fazla Göster
    
Sayfa: 1
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.