A101 İpana Pro Sensitive diş macunu 4.95, oral-b diş fırçası 6.95

Florürsüz diş macunu çürük oluşturur değil florürsüz diş macunu dişte oluşan çürükleri engelleyemez. Çürükleri engelleyen etken madde florür çünkü. Günümüzde internette tık çalmak için kıçından uydurup ilgi çekmeye çalışan bazı yazıları okuyanlar yüzünden toplumlarda yanlış algılar oluşuyor. Firmalarda bu kitleye ürün satabilmek için tüketiciyi memnun edebilmek adına florürsüz olduğu için diş çürüğünü engelleyemeyen diş macunları, alüminyumsuz olduğu için teri ve kokuyu önlemeyen rollon ve deodorantlar ve benzer amacını karşılayaman ürünler çıkartıyor. Bu tip ürünlerin amacı bir yaraya merhem olması değil "o zararlıymış bu zararsızmış" diye kandırılan tüketiciye bomboş ürünler satmak. Tamamen boşa çıkan tüketiciyi kapmak tek amaç.

Florür zararlı ama hangi dozda hangi yöntemle ne kadar süre kullanılırsa ne kadar zararlı? Youtubedaki clickbait videoları ve clickbait haber sitelerindeki fake haberleri saymazsak şuan dünya üzerinde florürlü diş macunuyla günde 2 defa 2 dakika diş fırçalamak kanser yapar diye bilimsel araştırma yok. Zaten bilime göre şu maddeyi kullanmak %100 kanser eder diye bir doğrulukta yok. Maden suyunda bile florür bulunuyor. Hergün maden suyu içen adamlar var.

O renkler bantta ambalaja konulan renkle ilgili. Ürün içindeki doğallıkla alakası yok daha önceden açıklanmıştı. Ayrıca est florürsüz o yüzden işe yaramaz. Florürsüz diş macunları uzun kullanımca çürük oluşturuyor. Çürüğü önleyen ana madde florür.

Doğal içerikli macun arıyorsan,
DK Dent Aktif Karbon tavsiye ederim.
Yine Eyüp Sabri Tuncer in karanfilli diş macunu da başarılı...

Lütfen yanlış Facebook bilgilerini yaymayalım. İşaretli kısımlar seri üretim bandında sensörler tarafından ambalajın doluluğunu dolayısıyla kesim yerinin fark edilmesi gibi direkt üretim ile alakalı fayda sağlıyor. Yani seri üretim bandında uygulanan otomasyonun getirisi.

İçerikle en ufak bir bağlantısı yok.

SLS, paraben, florür vs. hangisi bir anda zararlı(ne miktarda) ilan edilse millet olarak bunları düşman belliyoruz. Bir üretici bunu farkediyor, içeriğinden bu maddeleri çıkardığı bir ürün üretiyor, reklamını yapıyor doğal diye(kime göre neye göre) hobaa baş tacı. Sonra içeriğine bir bakıyorsun renkli, tatlı/kokulu ve kıvamı arttırılmış su :D
Yani, işin üretici tarafında değilseniz, ki bu azınlık miktarınca bile mümkün değil, neyin sizin için doğru veya yanlış olduğunu bilemiyorsunuz.



Bu yazıyı paylaşıyorum, böyle bir şey de varmış demeniz için. Bunu yazan kişi şampuan için yazmış fakat kimsenin şüphesi yoktur ki endüstride bu malzemeler tamamen aynı amaç güdülerek üretiliyor. Kullanıcı bizim ürünümüzü kullandığında o anlık faydasını görsün(şampuanda yumuşaklık/parlama, diş macununda geçici beyazlık), zararı veya can sıkıcı bir durum varsa ürün bunu bir şekilde gizlesin(şampuanda kırıkların onarılması, diş macununda diş kanaması), mümkünse ilk/hep bizim ürünümüzü kullansın(reklam), eğer başka bir ürüne geçerse de olumsuz bir tecrübe edinsin(kepek?).
Uzun vadede hangisi daha iyidir, hangisi daha az zararlıdır hiçbir üreticinin umrunda olduğunu sanmıyorum. Çoğunun içeriği birbiri ile aynı, ya parfümü değişiktir, yada bir iki etken maddesi. Sonuçta hiçbiri kişiye özel hazırlanmış ilaç değiller. İlaç derecesinde öznel ürünler kullanmak için illa rahatsızlığa sahip olmak mı gerekir, düzgün yapılmayan ağız bakım/saç bakım da sorunlara yol açmaz mı? Bu noktada doktora gidip en doğrusunu ondan öğrenelim diyorsunuz fakat o da ne, marketteki ürünleri pazarlayan firmalar sizden önce gitmiş :) Bu anlamda içinde bulunduğumuz ortam/pazar, doktorun önerdiği markayı bile %100 savunacağımız noktadan uzak.
Doğal denilenleri, doktorun önerdiklerini, tek geçilen diş macunlarını kullandım. Çok daha pahalılarını da kullanabilirsiniz, eğer kafayı kırmazsanız kullandığınız ürünle ilgili elinizdeki bilgi yine sınırlı olacak. İçindeki her maddeyi tek tek deneyemeyeceğinize göre ilgili makalelere/yazılara/incelemelere güvenmek zorundasınız. E madem birine güvenmeye dayanacak olay, bir şekilde yine pazarlama döngüsüne dahil olacaksınız :)
Kaçış yok yani, bu durumun geçerli olmadığı bir sektör yok herhalde; gıda, kozmetik vs.. Çözüm? Çözüm de yok. Hakkında çokça konuşulacak, bir kaç kişi kullandığı marka ile ilgili şikayetlere bakıp farklı kişilerin şikayet ettiği markaya geçecek ve belki memnun kalacak. Endüstri/sektör bunun farkında ve her zaman bir adım önde. Biz kullanıcılar olarak her zaman bir ürünü en ucuza en kaliteli şekilde almak isteriz, üretici/sağlayıcı da her zaman en az maliyetle, en çok faydayı sağlamaya çalışır. Bu esnada tutundukları bazı şeyler olur, SLS, florür, palm yağı?? :) Biz bazılarının zararlarını dillendiririz, ya vazgeçerler ya da aklamaya çalışırlar. Yerine başka bir şey bulup bizim gazımızı alsalar da bilmeliyiz ki çarkı aynı mentaliteyle işletmeye devam ederler.
Sonsuz bir süreç gibi, ne onlar vazgeçer ne de biz. Mutlak doğru yok, duraklar var daha çok.