Şimdi Ara

9 yıl İngilizce görüp konuşamamak. (7. sayfa)

Daha Fazla
Bu Konudaki Kullanıcılar: Daha Az
2 Misafir - 2 Masaüstü
5 sn
148
Cevap
2
Favori
8.310
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
0 oy
Öne Çıkar
Sayfa: önceki 45678
Sayfaya Git
Git
sonraki
Giriş
Mesaj
  • Senelerce o deftere gramer yazar, ingilizce ile ilgili tek amacın sınavdaki noktalı yerleri doldurmak olursa bir halt öğrenemezsin. Konuşmadan dil öğrenilmez.
  • quote:

    Orijinalden alıntı: MerTurkizM

    Tabi ki ogrenemeyiz.Bize hep gramer ogrettiler,sınavlar zaten hep gramer.KOnusmayi öğretmediler.Size bir soru:
    İki adam var.Birine diyorlar ki al sana arabaya ilgili bir kitap.Hersey yazıyor.Öğren araba sürmeyi.Digerine de diyorlar ki al şu anahtarları.Surda bir araba var.Hicbir sey söylemiyoruz.Öğren araba sürmeyi.Sizce hangisi 1 ay sure sonra daha iyi araba sürer?

    Çok iyi bir örnek vermissiniz ben 1. Siniftan beri ingilizce goruyorum ozel okullarda okudum hep su andada 10.siniftayin yine ozeldeyim ancak benim gibi olanlar hic biri ingilizce konusamiyo su anda kadar 8 civari tense ogrendim ancak yine gunluk konustugum yada hocamizin konustugu simdiki genis gecmis zamanlar okulda yabanci hocalarda var onlarla gidip konusuyoruz trinity sinavina hazirlik icin ortalama 15 dk konusuyoruz onlarda genelde bu tense leri kullaniyorlar ogrendigim diger tense leri (future perfect , future cont.) gibi olanlari anlamlari:(haftaya bugun sinavlarim bitmis olacak ve haftaya bugun cay iciyor olacagim) bunlari gunluk konusmada hocadan dahi duymadim ancak konudayken bide bizim hoca bana biraz gicik hatasini duzeltiyorum aferin diyo 5 dk sonraki alistirmalarin hic birine soz vermiyo


    Uzun lafin kisasi bize gecmis, simdiki, gelecek, genis zamanlari ogretseler ve haftada 2 ders ise birini konusma dersi yapsalar cok iyi olur




  • çatır çatır konuşuyorum. yurtdışına çıkmadım, kursa gitmedim, özel okula gitmedim. kapasite meselesi de olabilir tabii
  • Ben hep eğitim hayatım boyunca ingilizce derslerini en yüksek getirmişimdir . Üni sınavlarında 100 alamadığım zaman üzülüyordum öyle söyleyeyim . Çanın en tepesindeki isim genelde ben oluyordum . Sözgelimi şu an ki seviyem , orta seviye bile değildir belki . Altyazısız film izleyebiliyorum ama 4. sınıftan beri - şu an üni 3. - ingilizce eğitimi gören birisinin ingilizceyi çoktan bitirmiş diğer dile geçmiş olması gerekiyordu . Sistem çok berbat , öğretici değil . Açık ve net .
  • inan o gösterdikleri ingilizce ile abstract bile yazamazsın.Bence bir an önce ingilizce bölümlerine kontejyan sınırlaması getirilsin ve hocalar yurt dışından gelsin.Ben gönüllü derse girebilecek yabancılar tanıyorum.öyle çok para isteyeceklerini sanmam.zaten kolejlerin çoğunda grammere türk skills derslerine yabancı hocalar giriyor.Şimdi vay efendim bizim ülkemizde ingilizce hocası yok mu da dışarıdan geliyor diyen arkadaşa var da n'oluyor diye sormak istiyorum.tabii müfredat da çok kötü.

    ayrıca beyler bildiğiniz gibi tüm adam akıllı dergiler kitaplar ingilizce.şimdi halk su gibi ingilizce bilse popular science dan tut envayi çeşit şeyi okuyabilir.youtubedaki binlerce belgesel vb. şeyi izleyebilir.bu da bazi insanların işine hiç gelmez.
  • quote:

    Orijinalden alıntı: Skiin Bird

    çatır çatır konuşuyorum. yurtdışına çıkmadım, kursa gitmedim, özel okula gitmedim. kapasite meselesi de olabilir tabii

    +1907

    Öğrenmek isteyin öğrenir. Yok bu sistemle dil öğrenilmezmiş vs. muhabbeti yapmasın kimse. Ben kelimeleri ezberleyip kendi başıma bir şeyler yapmaya çalışırken sınava girince sınıftakiler kopya istiyorlardı. Görüyoruz öğrencilerin halini. Daha Türkçe yazı yazmaktan, imladan bihaber çoğu. Dersine çalışıp bir şeyler öğrenmek isteyen görmedim. Varsa yoksa haytalık huytalık.

    Yaş 30
  • ögrenmek istemediğimiz için ögrenemiyoruz genelde.
  • Bebeğe öğretilen teknikle bebeğin öğrendiği tekniği dil eğitimine yansıtamamaktır bizim sorunumuz.

    Bebek düştüğü zaman annesi şöyle der. "Canın mı yandı bebeğim gel öpeyim" veya şöyle der "Did you hurt yourself, pooor thing, let me kiss it" böylece bebek canı yanma yada hurt kelimesini o an yaşadığı acıya öyle bağlar ki artık o kelime kazana atılan maden gibi eriyip çocuğun alt benliği ile birleşir

    Oysa sınıfta öğretilen ingilizce şöyledir. Hurt: canı yanmak, "arkadaşlar ödev olarak bu kelimeyi bir cümlede kullanıp geliyorsunuz"
    ertesi gün ödevler gelir "I saw hurt". İşte o çocuğun o kelimeden alabileceği ancak bu kadardır. Nehire atılan diğer çöpler gibi bu kelimede beynin kullanılmayanlar kısmına akıp gider...
  • Calisarak ogrenilir bu isin bahanesi olmaz. Mesela ben calismiyorum ve ogrenemiyorum.
  • Yıllarca eğitim gördüm ama hazırlıktaki bir hocam sayesinde bugün konuşabiliyorum. Daha 14-15 yaşındayken o kadar iyi öğretmişti ki her şeyi sonrasında sadece kendim üstüne koydum. Okullardaki sınavlara ne hazırlandım ne de dersleri salladım. Zira hep aynı şeyleri gösteriliyor bizim eğitim sistemindeki prosedür gereği.

    Anlamak için bol bol film ve dizi izleyin bana kalırsa. Konuşmak için de sürekli okuyun. Şarkı söylemenin bir faydası olmuyor ezberledikten sonra.
  • ben ben ben :)
  • quote:

    Orijinalden alıntı: acizcool

    quote:

    Orijinalden alıntı: Skiin Bird

    çatır çatır konuşuyorum. yurtdışına çıkmadım, kursa gitmedim, özel okula gitmedim. kapasite meselesi de olabilir tabii

    +1907

    Öğrenmek isteyin öğrenir. Yok bu sistemle dil öğrenilmezmiş vs. muhabbeti yapmasın kimse. Ben kelimeleri ezberleyip kendi başıma bir şeyler yapmaya çalışırken sınava girince sınıftakiler kopya istiyorlardı. Görüyoruz öğrencilerin halini. Daha Türkçe yazı yazmaktan, imladan bihaber çoğu. Dersine çalışıp bir şeyler öğrenmek isteyen görmedim. Varsa yoksa haytalık huytalık.

    Yaş 30

    Calisarak ogrenilir zaten ama sorun orada bireysel calismamiz lazim. Ozel okullar haric, okullarimizda ingilizce egitimi verilmiyor. Hocalar dandik. Ingilizce konusamayan ingilizce hocasi gordum ben. Tahtaya yazarlar, kelimeleri yazarlar formulunu yazarlar. Bu kadar. Yani okuldan ingilizce ogrenemiyorsan. Ya evde kendin calisacaksin ya da kursa gideceksin.

    Halbuki iyi bir sistemle bu duzeltilebilir. Maalesef benim gibi, devlet okulundan mezun, ailesi de inilizce bilmeyen pek cok genc universitede cabaliyor. Oysa ozelden mezun olanlar universitede ekstra 1 dil daha ogreniyorlar cunku ingilizce onlar icin zaten cepte




  • İmzamdaki dizileri seyrederek İngilizce öğrendim sayılır ve mutluyum. .ak the system



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi YapışkanKağıt -- 24 Mart 2012; 15:29:46 >
  • Dil dile değmeden, dil öğrenilmez. 9 sene eğitimi verilen ingilizceyi, yabancı birileriyle konuşarak yada yurt dışında 3 ayda öğrenirsiniz kapasiteye göre. Ben ingilizceyi oyunlar ile öğrendim, sınıfımdaki herkes 0, 1 alırken ben sürekli 5 alıyorum ve hiçbir sınavada çalışmadım. Lise 3'teyim ve bize hala simple present tense öğretiyorlar, öğretmen sözlü yapıyor her hafta kimsede tık yok, adam ne yapacağını şaşırıyor, ingilizce konuşlım diyorum yapamazsınız diyor. Durum bu.
  • 15 kur bitirdim Amerikan Kültür'de yazın 3 ay ingilterede kaldım hem tatil hem pratik milli egitimin tayin ettigi İngilizce öğretmenleri bile ne kadar gramer bilirse bilsin pratik yapamadıktan sonra İngilizce hiç öğrenmesin.
  • arkadaslar hep bir sikayet hep bi saldırı ama siz sikayet edip zaten egitim sistemi kotu derseniz hersey dahada kotuye gider sonucta bu ülke daha hicbir konuda duzene girememis eğitim sistemi yerlerde hatta bizim 8. sınıfta gorduumuz derslerin agırlıgı onların ünisinde bile yok gidenlerden biliyorum yani biz daha ilkokuldan çalışmayacağımız dalların akademik bilgilerini görüyoruz. ama şikayet ederek biryere varamayız bu güne kadar bu devletin şikayetlerle düzeldiğini gören olmadı, ve elimizde en azından bir ingilizce dersi var bunu eniyilemek yerine zaten sistem bozuk deyip dersi sallamazsak zarar gören devlet değil biz oluruz bu yüzden bırakın şikayeti hadi bırakın pc'yi ders calısın
  • 4+4+4
    3+5+3
    30+6+88

    Bunlar kesin çözüm önce bir 4+4+4 uygulansın.
  • Üniversitede İspanyolca okuyorum ve bugünlerde öğretmenlik için staja gidiyorum. Birçok arkadaşın da bahsettiği gibi sorun bence sadece gramere ağırlık verilmesi. Milli Eğitim'in müfredatı ve okutulan kitaplar kesinlikle öğretici değil. Eğer hoca kendi çabalarıyla bir şey yapmak istese okul müdürünün gözüne batıyor, müfredatın dışına çıkması kimsenin işine gelmiyor. Konuşma 0, yazma 0, dinleme 0. Siz öğrenciye istediğiniz kadar gramer öğretin 250-350 kelime kullanabileceği bir makale yazmasını isteyin eminim çoğu kişi bırak 250 kelimeyi 50 kelime zor yazar. Bu böyle gelmiş böyle gidecek diye bir şey yok. Yeni nesil hocalar gramere ağırlık verdiği kadar sınıf içi konuşmaya, sürekli öğrencileriyle iletişiminde hedef dili kullanmaya özen gösterse ve öğrenciler başka arkadaşları yabancı dil konuşurken ''Vay artist misin oğlum, hava mı atıyorsun'' ya da yanlış yaptığında ''Bravo geri zekalı'' deme tavrından vazgeçse özgüveni yüksek bir nesil ile daha akıcı yabancı dil konuşan bireyler yetişir bu toplumda. Yabancı hocalara dikkat ederseniz bir kelime sorduğunuzda doğrudan kelimeyi söylemek yerine tarif ederler ve cümle içinde kullanırlar. Böyle olursa öğrenci kelimeyi içselleştirir ve günlük hayatında öyle bir durum başına geldiğinde direk hocanın dedikleri aklına gelir ve böylece o kelimeyi kullanmayı öğrenir. Bu işler ezberle geç ile olacak işler değil. Üniversitede de durum böyle yani iş sadece ilkokulda başlayıp lisede bitmiyor malesef. Ezberci mantık bir an önce değişmeli ve değişim önce öğretmenlerden başlamalı.

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >




  • quote:

    Orijinalden alıntı: NafirKeyh

    Açıkcası ne söylemek istediğinizi anlamadım fakat şu cümlenizden referansla bir şeyler söylemek isterim;

    "ingilizcenin türkçedede ola olan gramer yapısını takip ederek anlatacaksınızki çocuklar daha çabuk kavrasın dersleri."

    Bu linguistikte (dil bilim) "monitorizing" denen (akıldan görüntüleme/kontrol etme) bir duruma sebebiyet veriyor ve hedef öğrenci kitlesi bu yolla bir eğitim aldığında konuşmaları "monitorizing" denen bilişsel işlem tarafından duraksıyor ve akıcı şekilde konuşamıyor.

    Bahsettiğim şeyi en iyi "jeremy harmer the practice of english language teaching" kitabında dil bilimci jeremy harmer açıklamıştır.

    Ayrıca dil bilimde bu tarz deney ve gözlemler sadece ingilizce için değil tüm diller için geçerli olmaktadır.

    Dediğinizi bu şekilde açıklayarak haklı bir payınız olduğunu da söylemek isterim ki; dil öğrenen bireyin kendi diline hakimiyeti, öğrenilen hedef dil için bir avantajdır.

    Ayrıca bilinenden bilinmeyene ilkesini de doğrular.

    Biraz terminolojiye girdim istemeden de olsa, affola...

    Ne söylemek istediğimi gayet iyi anladınız iyi bir ingilizce hocası aynı zamanda iyi bir türkçe hocası olmalıdır. Sadece ingilizce değil tüm derslerin daha kolay ve çabuk öğrenilmesi tamamen türkçe karşılıklarıyla anlatılarak verilmeli. Sanki ingilizce analtılırken dünyada benzeri olmayan bir gramer yapısı veriliyormuş gibi anlatılıyor herkesin gözü korkutuluyor neymiş bir çok zaman varmış bunlar türkçedede var misal dili geçmiş zaman adam bunu böyle açıklayacağına bilmem kaçıncı zaman diyor sanki amerikayı yeniden keşfediyorlar haliyle çocuğun kafasında da oturmuyor. Hele telaffuz konusu daha berbat oraya hiç girmim.

    Atatürkün istediği tam türkçe ders seviyesine gelemedik hala. Diğer derslerdede bu sorun var mesela fizik o kadar terim varki türkçe karşılığı olupta kullanılmayan. Neymiş yabancı literatürle karşılaşınca yabancılık çekmesinmişte bahaneye bak sen temeli sağlam atma sonrada belki hiç ingilizce öğrenmese bile fizik profersörü olabilecek çocuğu 1-0 yenik başlat. Koskoca profesörler hala "ef eşittir em a" diyor "fe eşittir me a" demek yerine en basitinden. Ve bunların çoğu ingilizcede bilmiyor.




    quote:

    Orijinalden alıntı: isosem19

    Üniversitede İspanyolca okuyorum ve bugünlerde öğretmenlik için staja gidiyorum. Birçok arkadaşın da bahsettiği gibi sorun bence sadece gramere ağırlık verilmesi. Milli Eğitim'in müfredatı ve okutulan kitaplar kesinlikle öğretici değil. Eğer hoca kendi çabalarıyla bir şey yapmak istese okul müdürünün gözüne batıyor, müfredatın dışına çıkması kimsenin işine gelmiyor. Konuşma 0, yazma 0, dinleme 0. Siz öğrenciye istediğiniz kadar gramer öğretin 250-350 kelime kullanabileceği bir makale yazmasını isteyin eminim çoğu kişi bırak 250 kelimeyi 50 kelime zor yazar. Bu böyle gelmiş böyle gidecek diye bir şey yok. Yeni nesil hocalar gramere ağırlık verdiği kadar sınıf içi konuşmaya, sürekli öğrencileriyle iletişiminde hedef dili kullanmaya özen gösterse ve öğrenciler başka arkadaşları yabancı dil konuşurken ''Vay artist misin oğlum, hava mı atıyorsun'' ya da yanlış yaptığında ''Bravo geri zekalı'' deme tavrından vazgeçse özgüveni yüksek bir nesil ile daha akıcı yabancı dil konuşan bireyler yetişir bu toplumda. Yabancı hocalara dikkat ederseniz bir kelime sorduğunuzda doğrudan kelimeyi söylemek yerine tarif ederler ve cümle içinde kullanırlar. Böyle olursa öğrenci kelimeyi içselleştirir ve günlük hayatında öyle bir durum başına geldiğinde direk hocanın dedikleri aklına gelir ve böylece o kelimeyi kullanmayı öğrenir. Bu işler ezberle geç ile olacak işler değil. Üniversitede de durum böyle yani iş sadece ilkokulda başlayıp lisede bitmiyor malesef. Ezberci mantık bir an önce değişmeli ve değişim önce öğretmenlerden başlamalı.


    Bak ilerde hoca olacaksın bari sen yanlış yapma ders işlemene kimse karışmaz. Mutlaka çocuklara türkçe gramer yapısı üzerinden öğretmeye çalış sanki dünyada karşılığı olmayan bir gramer öğretiyormuş gibi değil bakın çocuklar bu bildiğimiz dili geçmiş zaman, belirli zamir, bu bildiğimiz edat deyip türkçe ders müfredatına paralel bir şekilde konuları işlemeni tavsiye ederim.



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi sybercomp -- 25 Mart 2012; 15:40:52 >




  • Şuan son sınıftayım ingilizce konuş desen hayatta konuşamam 9 yıl ingilizce gördük.İngiltereye 6 ay tatile gitsem döndüğümde yabancı bi dizide bile oynarım
  • 
Sayfa: önceki 45678
Sayfaya Git
Git
sonraki
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.