Şimdi Ara

407 mi Passat mı ? (8. sayfa)

Daha Fazla
Bu Konudaki Kullanıcılar: Daha Az
3 Misafir (1 Mobil) - 2 Masaüstü1 Mobil
5 sn
158
Cevap
0
Favori
13.177
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
0 oy
Öne Çıkar
Sayfa: önceki 45678
Sayfaya Git
Git
Giriş
Mesaj
  • Konu bayağı hareketliymiş.

    Ne yalan söyleyeyim,ister B segmenti olsun ister F,Fransızların yüzüne bakmam,kapının önüne koymam.

    307,Megane ne enteresan modeller öyle,her yerinden tıkırtı geliyor.Hele Megane her ay servise giderdi.Adamlar artık arabayı tanır hale gelmişti.
  • Babamda 2007 passat fsi var 25 000 kmde Alındığı günden beri her tarafından inanılmaz gıcırtı ve zırıltı geliyor.Yolculuklar keyif değil eziyet oluyor.
    Bu mudur kalite?
    2010 öncesi passatların hepsinde de bu sorun var! 2010 yılındaki yeni iç tasarımla bu olumsuzluk halledildi.Passat formunda da bu konuya değinildi.
    Abimde 2009 model 407 var hiç ses yok.Yakıt masrafları olarakta ortalama 407 nin 200 tl ye gittiği mesafeyi passat yaklaşık 350 tl ye kat ediyor.
  • Vallahi o sizin sorununuz,bende inanılmaz gıcırtı falan yok.Bozuk zeminde göğüsten hafif tıkırtı geliyor hızlı giderken.

    Yakıt olarak da suçlayamazsınız.Dizel ile benzinliyi mukayese ediyorsunuz.
  • bende 2005 passat fsi var 115 hp,ilk defa binen arkadaşlarım 2009 model mi diye soruyorlar.sessiz çalışmasından ve kabinin yeni gibi görünümünden dolayı.
  • kısa, net; 407
  • benım ıs arkadasımda 407 var o aracı uzun yoldada, sehır ıcındede kullandım. bundan yaklasık 1 yıl oncede passat kullandım. 407 ıle passatı kıyaslamaya hıc gerek duymuyorum passatın her sekılde kalıtesı ortada bunu cogunluk onaylar sanırım (benım dusuncem).. ben kendı fıkrımı soyleyeyım audi a6 derım ama illakı o ıkısınden bırı olacak dersenız eger passat derım..
  • Ford Mondeo - Opel Vectra - Peugeot 407 - Volkswagen Passat Karşılaştırması



    İyice büyüyen orta sınıf otomobiller artık kabuğuna sığmıyor. Yeni Ford Mondeo 4,84 metrelik uzunluğu ile büyüklük rekabetinde yarışı önde götürüyor. Üst sınıfı yakalayan Ford’un yeni gözdesi, Opel Vectra, Peugeot 407 ve VW Passat’la kozunu paylaşacak.

    Orta sınıf kavramı 4,84 metrelik uzunluğa sahip bir otomobil için aslında yetersiz kalıyor. Yeni Ford Mondeo, söz konusu boyutun beraberinde getirdiği avantajla cömert bir iç mekan ortaya koyuyor. İç mekan kadar gösterişli ızgaraya sahip burun kısmı da saygı uyandırıyor. Peki devasa hava girişleri daha rahat hava akışını sağlayan teknik bir zorunluluk mu, yoksa rakiplerine meydan okuyan bir gövde gösterisi mi? Daha da önemlisi yeni teknolojisi ve görünümüyle Mondeo, Opel Vectra, Peugeot 407 ve VW Passat’ın hakkından gelebilecek mi?


    Uzun dingil mesafesine ve devasa boyutlara sahip Passat, 140 HP gücünde 2.0 TDI dizel motorla savunmasını kuruyor. Sağ kanatta ise Opel Vectra, 150 HP gücünde 1.9 CDTi ile kendini korumaya almış durumda. Kalenin sol kanadında ise Peugeot 407 HDi 170 HP’lik motorla savunmada bekliyor.

    Sadece daha güçlü bir motora sahip olmakla kalmayan Peugeot, aynı zamanda iddialı dış görünümüyle de ilgi odağı oluyor. Onunla kıyaslandığında Vectra, yaşının da ilerlemiş olması nedeniyle biraz demode kalıyor. Tek başına ele alındığında şık bir otomobil olan Passat da çekicilik konusunda 407 ile pek boy ölçüşemiyor. Sınıfının en genç üyesi olan Mondeo’nun ise bakışları üzerine çekiyor olması, henüz yeni bir otomobil olması nedeniyle normal. Yine de Mondeo’nun gösterişli bir takım elbise giydiğini kabul etmek gerekir. Ancak iyi bir takım elbise iyi bir orta sınıf otomobil olmak için yeterli değil.

    Dokununca parmaklarınızı okşayan malzemenin verdiği rahatlık tartışılmaz. Mondeo’nun iç mekanında kullanılan malzeme kalitesi beklentileri genel olarak karşılıyor, hatta yer yer lüks sınıfa meydan okuyor. Benzer ifadeler, kullanılan kaliteli kumaş için de söylenebilir. Tamamen yeni bir kumanda sistemiyle karşımıza çıkan Mondeo, sadece görsel anlamda değil kullanım rahatlığıyla da başarılı bir yapı ortaya koyuyor.

    Ancak bu her şeyin toz pembe olduğu anlamına gelmiyor. Örneğin bagaj kapağının iç tutamağını kapağı kapatmak için çektiğinizde döşemeyle birlikte oluşan esneme, sanki kırılacakmış hissine neden oluyor. Genel bir değerlendirilme yapıldığında sınıfının en yenisi olan Mondeo, rakiplerine yine de zor anlar yaşatıyor. Gösterişli dış mekanıyla dikkat çeken Peugeot 407 ise iç mekan konusunda o kadar iddialı değil. Küçük düğmeler kullanımı zorlaştırırken sağdan soldan gelen plastik sesleri ve çıtırtılar ise zaman zaman can sıkıcı olabiliyor. Malzeme ve işçilik kalitesiyle övünen ve sınıfının en iddialı aracı olan Passat’ı ise Mondeo’nun varlığı nedeniyle gerçekten zor günler bekliyor gibi.


    Passat’ın cömert davrandığı bir başka konu da iç mekan genişliği. Ön kısım kadar arka kısım da üst sınıf otomobillerle kıyaslanacak kadar ferah. Mondeo ise daha uzun dingil mesafesine rağmen Passat’la kıyaslandığında daha az yer sunuyor ama diğer iki rakibini sollamaktan da geri kalmıyor. Ayrıca bagaj hacmiyle rakipsiz olan Passat çocuklu aileler için ilk tercih olmaya devam edecek gibi.

    Bagaj hacmi konusunda sıkıntıya neden olmasa da, iç mekandaki gözler konusunda pek cimri olan Opel Vectra içinse pratik sıfatını kullanmak zor. Öte yandan 407 de günlük hayatın ihtiyaçlarını karşılamak konusunda çok başarılı değil. Kubbeli bir yapıya sahip tavan çizgisi arka koltuklara geçişi zorlaştırıyor. Geniş ön cama rağmen görüş açısı kısıtlı ve düşük bagaj hacmi kadar yükleme kapasitesi de yetersiz. Peugeot 407’de iyi not verilebilecek tek şey ise motor.


    170 HP güç, 370 Nm tork üreten motor Peugeot 407’nin devasa karoserini harekete geçirmekte kesinlikle zorlanmıyor. 2,2 litrelik biturbo motor övgüyü hak ediyor. Ancak şanzımandan aynı performansı beklemek hayal kırıklığı yaratabilir, çünkü şanzımanın vites geçişleri biraz sorunlu. Üstelik sert ancak tepkileri gecikmeli direksiyon sürüş dinamiklerini olumsuz etkiliyor. Virajlı yollarda Peugeot özellikle Mondeo ile karşılaştırıldığında sert süspansiyonuna karşın önden kayarak huzursuz ediyor, üstelik darbeleri emmekte yetersiz kalıyor.


    Hız arttıkça direksiyonu sertleşen VW daha keyifli bir kullanıma sahip ve sürüş dinamikleri konusunda şikayete yer vermiyor. Opel ise GM’le olan akrabalığını net bir şekilde ortaya koyuyor. Yol koşullarını sürücüye hissettiren direksiyon ayrıca tekerleklerin çekiş tepkisini net bir şekilde hissettiriyor. Dahası Vectra ağırlık transferlerine sert bir arkadan kaymayla cevap veriyor. Bu haliyle Opel Vectra virajlarda pek de keyif vermeyen ağırkanlı bir karakter ortaya koyuyor. Yol dalgalarına çok da rahatsız etmeyen bir karoser salınımıyla cevap veren Vectra, sık aralıklı yol dalgalarında ise zıplama eğilimine girebiliyor ve konfordan ödün vermeyi gerektiriyor.


    Vectra’nın koltuklarıysa şikayete yer vermiyor ve yan desteğiyle vücudu abartmadan sarıyor. Mondeo’nun da koltukları ergonomik ve konforlu. Üstelik yan desteğiyle vücudu sarma konusunda da başarılı. Ancak Mondeo gibi Vectra’nın da koltukları biraz yüksek konumlandırılmış. Bu ise uzun boylu sürücülerin baş mesafesini kısıtlıyor. Bu noktada daha iyimser olan Peugeot ve Passat’ın koltukları ise baldır desteği konusunda yetersiz kalıyor. Üstelik oturma alanının dolgu malzemesi çok fazla yumuşak.

    Sadece koltukların dolgu malzemesi değil, Passat’ın süspansiyonu da yumuşak. Passat, direksiyon hareketlerine ve yol bozukluklarına esnek tepki veriyor. Konfor açısından iyi, ancak konu yol tutuş olduğunda olumsuz bir yapı. Selefinin özelliklerini devam ettiren ve karşılaştırmanın en kıvrağı olan Mondeo, adaptif yürüyen aksamı ile dikkat çekiyor. Sunulan 3 farklı sürüş modu ise aslında pek gerekli değil. Sürücü normal modda konfor ve çevikliğin zevkini zaten yaşıyor.


    Öte yandan Mondeo’nun motoru otomobilin sportif karakteriyle uyum göstermiyor. Motorun gücünü göstermeden önce alt devir cansızlığını atlatması gerekiyor. Yüksek devirlerde VW’in TDI motoru da benzer tepkiler veriyor. Passat ile Mondeo’nun bir başka benzer noktası ise tüketim değerlerinin neredeyse aynı olması: Ford 100 km’de 8,2 lt tüketirken, Passat’ta bu rakam 8,4 lt/100 km olarak gerçekleşiyor. Orta sınıf rekabetinin obur otomobili ise 8,9 lt/100 km ile Peugeot-Biturbo oluyor, ama bu açığını yüksek çekiş gücü ile kapatıyor. Daha ağır bir karosere sahip olmasına rağmen Opel 7,5 lt/100 km ile son derece tutumlu olmayı başarıyor.


    Konu sürüş güvenliği olduğunda ise çok fazla ödün vermeye gerek kalmıyor. Küçük farklılıklar hariç rakipler genel olarak benzer bir tablo ortaya koyuyor. Yola, kontrolü iyi sağlayan ESPPlus’la çıkan Passat kullanıcısı buna karşılık fren anında hareketlenen arka kısımla karşı karşıya kalıyor. Ancak diğer rakiplerin bu konuda daha iyi olduğunu söylemek de pek doğru olmaz. Vectra ve Passat kuru zemin fren değerlerinde iyi sonuçlar ortaya koyarken, Mondeo çok fazla iddialı olmadan ortalama bir fren performansı ortaya koyuyor ve Peugeot ise bu alanda zayıflıklar gösteriyor.

    Birçok disiplinde zayıflıklar gösteren 407 toplamda sonuncu olurken orta sınıfın en yenisi ipi birinci göğüslüyor. Mondeo ve Passat liderlik mücadelesinde birbiriyle kapışırken, artık yaşlanma belirtisi gösteren Vectra ise 407’nin önünde karşılaştırmayı üçüncü olarak tamamlıyor.

    Yazı: Marcus Peters / Osman Yavuz (alıntıdır)

    bu yazı belkı yardımcı olur sıze kardesım




  • Konu iyi hortlamış. 407 de Passat da alınmadı. TSI Jetta(170 hp) alındı, kaza yapıldı perte çıktı araç.
  • Geçmiş olsun. Cana bir zarar gelmesin.


    quote:

    Orijinalden alıntı: adu040

    Konu iyi hortlamış. 407 de Passat da alınmadı. TSI Jetta(170 hp) alındı, kaza yapıldı perte çıktı araç.
  • kesınlıkle passat.
  • geçmiş olsun kardeşim.cana zarar gelmemiştir inşallah..
  • quote:

    Orijinalden alıntı: teaman1977

    Geçmiş olsun. Cana bir zarar gelmesin.


    quote:

    Orijinalden alıntı: adu040

    Konu iyi hortlamış. 407 de Passat da alınmadı. TSI Jetta(170 hp) alındı, kaza yapıldı perte çıktı araç.







    quote:

    Orijinalden alıntı: lord_es

    geçmiş olsun kardeşim.cana zarar gelmemiştir inşallah..



    Teşekkür ederim cana gelen birşey yok Allah'a şükür. Şu anda S60 2.5t AWD kullanıyor ve gayet memnun.
  • çok guzel bı araç almış kazasız belasız kullanır inşallah
  • quote:

    Orijinalden alıntı: iasonion


    quote:

    Orjinalden alıntı: Climanjaro

    quote:

    Orjinalden alıntı: Soylukan
    şu almanya sınırları dahilinden çıkmış her arabayı üst sınıf alman klasmanına sokma zihniyeti yokmu beni deli ediyor..


    Passat, Alt sınıf alman klasmanına mı giriyor?
    kimse "şu almanya sınırları dahilinden çıkmış her arabayı üst sınıf alman klasmanına" sokmuyor merak etme.
    sadece üst sınıf alman klasmanına giren araçları sizler yerin dibine sokuyorsunuz.

    bir de fanatiklikten bahsetmiyor musunuz?


    Ben yukardaki yazıda Passat'ın yerin dibine sokulduğu gibi bir ibare göremedim. "Üst sınıf alman klasmanı" diye bir klasman mı var? Benim bildiğim sadece "üst sınıf" diye bir klasman var, ki Passat zaten bu klasmanda değil

    Burada bahsedilen nedense alman otomobillerinin hemen "üst sınıf, über kaliteli, süper" araçlar olarak adledilmesi. Bu teoriye de "Fransız arabaları çürüktür" tezinden yola çıkılarak varılıyor. Bir arkadaş "zümrüt olsa Fransız'a binmem" demiş. Niye? O da bilmiyor sebebini, çünkü kafasındaki imge "fransız çürüktür"..

    Yok böyle birşey arkadaşlar.. Otomobil piyasasında yer edinmiş, lider markaların karakteristik özellikleri vardır ve bu özellikler otomobillerin ait oldukları ülkenin demografik ve kültürel özellikleriyle birebir bağlıdır.

    Fransız otomobillerinin berbat dayanıksız otomobiller oldukları, şehir efsanesidir. Elbette Akdenizli olmanın verdiği rahatlık ve dikkatsizlik ötürü ufak tefek işçilik hatalarına rastlanır, bazı parçaları yerine oturmamış olabilir, uzun zaman kullanımdan sonra yerinden çıkabilir. Doğrudur. Ama Fransızlar keyif insanlarıdır, elit ve burjuva bir sınıfı temsil ederler, rahatlarına düşkündürler. Bu yüzdendir ki, bir Fransız otomobilin verdiği keyifi ve konforu kimse veremez. Vermiyor da.. Fransızların yumuşak süspansiyonları, kaliteli iç kabinleri, abuk subuk donanımları (yok cam tavan, yok parfümlü klima vs) ancak lükse ve konfora önem veren, Cote D' Azur'da tatile çıkmış bir Fransız'da olabilir. Hayatımda bir 407'de yaptığım yolculuğu hiç birşeye değişmem, uçak gibidir, en ufak bir titreşim hissetmezsiniz aracın içinde..

    İtalyan otomobilleri adidir. Böyle birşey de yoktur efendim. Fransızlara göre daha da akdenizli olan bu milletin evlatları, güzelliklerine düşkündürler, bu yüzdendir ki, tasarıma en önce karar verirler. (VW'nin neden Skoda'ya değil de Seat'a ateşli bir hava katmaya çalıştığını düşünen var mıdır aranızda) Yanınızdan geçen bir Passat'tan ziyade, simsiyah bir Alfa 156, çok daha fazla dikkatleri üzerine çeker. Çünkü her italyan kadını gibi dayanılmaz bir çekiciliği vardır. Ve her italyan kadını gibi aslında bir başbelasıdır. Zira bu harika kadının gene kendisi gibi harika motoru, biraz fedakarlık gerektirir. İtalyanlar da işçilik hataları çıkartırlar, doğrudur, ama nevi şahsına münhasır otomobiller üretirler, sürüş konforundan ziyade her yönüyle sürüş zevkine önem verirler.

    Almanlar taş gibi otomobiller üretirler. Bu göreceli olarak doğrudur, zira sarı saçlı, gözlüklü, nemrut suratlı Alman mühendisleri, hayatta tahammül edemezler başarısızlığa; onlar için bir otomobilin ruhunun olup olmaması pek önemli değildir, yolda gitsindir, sağından solundan sinir bozucu arızalar çıkmasın yeterdir. Ama bu ruhsuz Alman mühendisler, gene aynı şekilde, ne tasarıma ne de iç dizayna ve bunun getireceği konfora pek takılmazlar. Çünkü konfor bir zorunluluk değil, lükstür, konfor isteyen varsa Stuttgart ve Münih'teki iki kardeşe para bayılarak sağlamlığı ve konforu aynı anda alabilirler. Wolsfburg'lu büyük oyuncu ise, ruhsuz arabalar üretmekte, ruh kontenjanını Golf'le kapatmayı yeterli görmekte, geri kalan tüm otomobillerinde "asıl önemli olan aracın tokluğudur, motorun 300.000 km gitmesidir (zira cimri almanlar sanılanın aksine zırt pırt araba değiştirmezler, buna Akdenizliler meraklıdır)" felsefesiyle işi kotarmakta, ruh konfor sürüş zevki işini grubun büyük abisi Audi'ye abanmaktadır. (99 model VW Polo sahibi olarak söylüyorum bunu; neticede bu araç da kısmen sorunsuz 8 yıldır hizmet etmektedir bana ufak tefek malzeme kalitesindeki hatalar da mevcuttur)

    Japonlar, Amerikalıları ve Avrupalıları rontlaya rontlaya, sonra da taklit ede ede, kendi sistemlerini ve teknolojilerini geliştirmişlerdir. Çoğu Japon otomobil üreticisi aslında birer endüstri devidir, Honda jeneratör yapar, Mitsubishi asansör yapar, Toyota inşaat sektöründe liderdir, Suzuki deniz motorları imal eder vs.. Bu çekik gözlü arkadaşlar inat etmişler, zamanında kopyaladıkları motoruları daha da geliştirip kendi teknolojilerini kurmuşlar, ilk başlardaki kalite problemlerini de Kaizen, kıl, tüy gibi sistemlerle oturtmuşlardır. Ha, Japon amcalar için de motor teknolojisi yürüyen aksam önce gelir, aracın içinin pek güzel olmasının önemi yoktur, az tüketsin, az biraz performanslı olsun yeterdir. İçeriye ses girmesi sorun değildir, zira cılkı çıkmış Tokyo trafiğinde zaten içeriye ses girmiş girmemiş pek problem olmamalıdır.

    Amerikalılar apayrı bir dünyanın insanlarıdır, onlar için küçük diye bir kavram yoktur, 4 lt V8 motorlardan 150 bg güç almak varken kimse 1.6 lt motordan güç üretmeye çalışmaz.. Koca koca 4 mt'lik araçlar varken, kimse iç mekan konusunda mucize yaratmayı düşünmez zaten yeteri kadar park yeri ve petrol bulunmaktadır.

    Sonuç olarak her aracın milletinin bir karakteristiği vardır. Burada seçim, kişinin kendi önceliklerini belirlemesinden geçer. Kafadan "ben Fransız almam" demek şahsi bir seçimdir, ama genel geçer bir kual haline getirmek, başka kişilerin tercihlerine saygısızlıktır. Kimse başka hiç bir markayı tu kaka diye nitelendirme hakkına sahip değildir, zira tüm markaların iyi kötü birbirlerine göre üstün oldukları noktalar vardır.

    Durum budur..



    engin bilgine hayran kaldım kardeş. bir yerden araklamadın değil mi bu yazıyı?




  • quote:

    Orijinalden alıntı: adu040

    Konu iyi hortlamış. 407 de Passat da alınmadı. TSI Jetta(170 hp) alındı, kaza yapıldı perte çıktı araç.

    geçmiş olsun kardeş, mala geldi cana gelmedi bunada sağlık.
  • Geçmiş olsun kardeş...

    Umarım daha iyi arabalar nasip olur.
  • sonfilika S kullanıcısına yanıt
    Arkadaşım ilk önce şöyle cavap vereyim fransız arabası olabilir ama bi düşün şuan 2008 model peugeot 407 30 32000tl civarında 2003 2004 passatda o civarda 407 1.6hdi motor kullanıyor ve yakıt yönünden artısı var ve modelli passatın adı çıkmış özellik desen 407de konfor desen 407 yakıt yine 407 yani passat boş 5 para etmez 407nin yanında
  • PASSAT tabi ki konfor dizayn tasarım bence bu araç boşu boşuna Türkiye 'de en çok kullanılan araç değil.

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • 
Sayfa: önceki 45678
Sayfaya Git
Git
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.