24 ekim 1997 karapınar trafik kazası

Bu hadise üzerine Candan Erçetin de dünyada ölümden başkası yalan diye bir şarkı yapmıştı hatırlayan olursa.o Zaman ne kadar hassasmış toplum,şimdi madenlerde 300 sokaklarda 50-100 kişi ölüyor hiçbirşey olmamış gibi devam .

http://arsiv.sabah.com.tr/2001/12/02/y26.html

Mazot kolay kolay alev almaz ki? Nasıl yani yanmasını pek anlayamadım..

Neyse buna benzer bir olayda Ford Pinto aracında olmuştu.

Ford Pinto'nun, Yakıt deposu egzosun hemen yanında konumlandırılmıştı. Arkadan yediği darbelerde depo delinip egzosun aşırı sıcaklığında hemen alev alıyormuş. Büyük bir hata olduğunu farkediyorlar.

Fakat bu araçların geri çağırılıp, yakıt deposunun yerinin değiştirilmesi, kazazedelere ödenecek tazminatlardan daha pahalıya geldiği için düzeltme yapılmamıştır. İnsanlar ölüme itilmiş tazminatlar ödenmiştir. Çünkü araçları geri çağırmak daha maliyetli oldugu ortaya çıkmış. Bu da kapitalizmin insan hayatını ve güvenliğini zerre umursamadığını gösteriyor.

Doğru hatırlıyorsunuz kazayı yapan firma Kayseri İpek Turizm idi.
Kazanın meydana gelişinde karşıdan gelen ve direksiyonda sürücüsü uyuyan tanker kadar otobüs şoförüde kusurlu idi. Sürücüsü uyuduğu için 2 şeritten oluşan yolda akaryakıt tankeri, otobüsün bulunduğu şeride doğru kontrolsüz olarak geçiş yaparken otobüsün sürücüsü aracı sağ tarafta yol dışına doğru sürmek yerine (yolun dışı herhangi bir şekilde seviye olarak çok düşük veya şarampol olmamasına rağmen) aracına küçük de olsa bir zarar gelmemesi için otobüsü sola tankerin şeridine doğru sürerek tehlikeden kurtulmak istemiştir. Ancak son anda uyanan tanker şoförü aracının karşı şeride doğru geçmekte olduğunu fark etmiş ve refleksle aracını kendi şeridine doğru yani sağa doğru kırınca kazadan kurtulmak için karşı şeride doğru direksiyon kırmış ve şerit değiştirir şekilde ve yolda hafiften çapraz halde olan otobüse sağ kapı tarafından çarpar. Bunun sonucunda otobüsün sağ ön tarafta bulunan yakıt deposu sıkışmadan ötürü parçalanır, yakıt bir şekilde alev alır ve otobüs tamamen yanar.
Kazada otobüste bulunan şoför ve ve bir yada iki yolcu hariç çoğu öğrenci olan geri kalan yolcuların tamamı yanarak öldü.
Mahkeme Mercedes Benz 0403 otobüslerin yakıt depolarında teknik bilirkişi incelemesi sonucu hata tespit etti ve 0403 modeli otobüslerin toplatılmasına karar verdi. Burada verilen karar otobüslerin toplatılarak çöpe atılmaıs için değil, hatalı olarak tasarlanan yakıt deposuyla ilgili hatanın giderilerek ileride yaşanabilecek olası benzer kazaların önüne geçmekti. Yani Mercedes firmasının yakıt depolarını daha güvenli hale getirerek sattığı 0403 otobüslere ücretsiz olarak uygulaması gerekiyordu.
Ancak ülkemizde para insan hayatından daha önemli olduğundan ve büyük basın kuruluşlarıda bunun en büyük destekçisi olduğundan anında mahkemenin verdiği karar aleyhine basında haberler ve yazılar çıkmaya başladı. Kendini basın duayeni olarak adlandırılan bazı gazeteciler tarafından mahkemenin hakimini hedef alan köşe yazıları bile yazıldı. Mahkeme ve hakim hakkında en çok karalamacı yazıyı yazan ve Mercedes'i suçsuz göstermek için varını yoğunu ortaya koyan gazeteci ise Hürriyet gazetesi yazarı olan Ertuğrul Özkök'dür!

Arkadaşı duyarlılığından dolayı tebrik ederim. Milletçe böyle şeylerin hatırlatılmasına ihtiyacımız var.

Tüm haberleri okudum ve film senaryosu çıkar. Sadece bir kişinin bunu fark etmesi firma sahibinin kendi uğraşları ile Mercedesin şuçlu bulunması vs.

Türkiye.

Burada şoförün gösterdiği reflekse kızamam açıkçası. Birincisi yol kenarının durumunu bilmiyorsunuz. Yani otobüsü devirip yine ölümlere sebep olmak söz konusu. O an için karşıdaki tanker sürücüsünün uyanacağını zaten hesap edemezsiniz. Doğrudan şoförü savunmuyorum ama emin olun o da böyle bir kaza yapmak istemezdi.

Çok üzücü bir kaza gerçekten ve kaza sonrası mercedes'in tutumu çok çirkin. ODTÜ makina mühendisliği bölümünden Hüseyin Vural hocamız bilirkişilerden biriymiş her ders verdiği sınıfta hikayesini anlatır. Yangının sebebi söylenildiği gibi yakıt deposunun sunta korumayla korunması . Haberlerde bahsedilmeyen bir detay daha var. O kadar insanın o otobüsten çıkamamasının sebebi ise cam kırmak için konulan kırmızı çekiçlerin sayısının avrupaya gönderilen modellere göre çok az olması. Ayrıca tüm bu detaylar Türk halkı ve kamuoyundan saklanmış. Hocamızın söylediğine göre araştırmalar tam tıkanma noktasındayken hocaya isimsiz bir zarf geliyor. Mercedes Türkiye'de çalışan bir mühendisin vicdanı el vermiyor ve avrupaya gönderilen otobüslerin planlarıyla Türkiye'de satılan otobüslerin planlarını iletiyor. Aradaki fark o isimsiz zarf sayesinde ortaya çıkıyor. Bu süreçte Mercedes başka akademisyenlere 100-150 bin dolar gibi miktarlar vererek aleyhte raporlar yazdırıyor. Hocamızın anlatımına göre olay bu şekilde. Diyecek kelime bulunmuyor gerçekten.

Bence de bu hatırlatmalarda fayda var. Hatta temcit pilavı haline getirirsek bu firmalarla ilgili kişiler üzerinde olumsuz etki de oluşturulur bilinç altında.

Aslında terör olaylarının da 90lı yıllarını hatırlatmakta fayda var. Malum onları da hala savunmaya kalkanlar var. Dün de bebek öldürüyorlardı bugün de...

Bu firmalar da dün de bize değer vermiyorlardı. Eminim bugün de... ( Bkz: ncap testi olmayan ya da ncapa giren güvenlik donanımının bile altında donanımla ki bu yasal değildir arac satan firmalar )