Şimdi Ara

2012-15 Honda Civic Sedan İlk Mesajı Okuyunuz (3595. sayfa)

Daha Fazla
Bu Konudaki Kullanıcılar: Daha Az
6 Misafir (1 Mobil) - 5 Masaüstü1 Mobil
5 sn
88.285
Cevap
298
Favori
4.431.833
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
20 oy
Öne Çıkar
Sayfa: önceki 35933594359535963597
Sayfaya Git
Git
sonraki
Giriş
Mesaj
  • quote:

    Orijinalden alıntı: erknylmaz


    quote:

    Orijinalden alıntı: ahun

    quote:

    Orijinalden alıntı: antikcocuk

    geçenelrde kaputu açayım bi bakayım dedim. motora bakarken abim kaputun iç kısmındaki yalıtım malemesini gösterdi. bir baktık dağılmış. heryer o sarı keçe gibi malzemenin artıklarıyla dolmuş. %90 fare girmiş ve onu yemiş. motorun iç kısımlarına baktık, kabloları falan kontrol ettik allahtan başka yerde yok. sadece yalıtım malzemesini yemiş. aynı olay bir kaç kişinin başına gelmişti sanırım. o arkadaşlar kimlerdi? ne yaptıklarını merak ettim. yaptırdılar mı acaba?

    Gerçi o arkadaşlar pek bir şey yapmadı...

    Kaskoda kemirgen hasarı dahil edilmişmi-edilmemişmi muhabbeti yapılmıştı..Genelde kasko dan tamir yapılıyor..

    Birine kedi girmişti...kedi kemirgen değildir konusuda geçmişti..

    Kaskoyla uğraşmaya hiç gerek yok 100 liraya komple değişiyor o parça

    Mini onarım..




  • quote:

    Orijinalden alıntı: zgbayraktar

    quote:

    Orijinalden alıntı: myd

    Otomatik vitesli arkadaşlar asla bu zevki tadamayacaklar Yukarıda da arkadaşların yazdığı üzere egzoz sesi vesaire gelince insan durduğu yerde duramıyor sürekli kesicide gidiyorum Şehir içi durmadan videodaki gibi kullanıyorum, LPG ile 32 kuruş, şehirler arası 140'dan aşağı inmem 25 kuruş yakıyor arkadaşlar. PO ya da Shell kullanıyorum, geçen iki depo aygaz kullandım şehir içi 35 kuruş şehirler arası 28 kuruş yaktı, tekrar PO ve Shell'e geri döndüm. Bu arada 200 ile viraja girip ESP açtırmak bir harika dostum Tırp pırt ediyor çizgideyiz yine viraj dediğim tatlı viraj Biri beni durdursun




    Bu arada iki gece önce 2004-2006 arası CLK 270 (iki kapılı coupe) eline büyük bir zevkle verdim arabamda üç şahidim de olmasına rağmen... Paylaştığım kimse inanmıyor ama adamın eline o gece tam üç kere verdim. Hatta hayret ettim ya eleman kullanmayı bilmiyor ama bilmeyen adam bile düz yolda bastığında gider, düz yolda da eline verdim virajda da eline verdim, kırmızı ışıkta kalkış yaptık 1 sn önce başladı ışığı beklemeden yine kalktım arkadan geldim bir, iki, üçüncü viteste adamın yanından bip bip dedim geçtim büyük bir hazzz alarak :)) Eleman daha da hızını alamadı ben sağa dönecektim, solda durdu ve en soldan o da sağa döndü hala kaşınıyordu da arkadaşı bırakacaktım artık daha da bulaşmadım zaten üç kere eline vermişim...

    Arabadaki arkadaşların hepsi şuan honda civic tutkunu ve paraları olunca eminim alacaklarına


    Nazilbir araba iimişbu civic gecen test ettim yyürümüyor araba
    Hepsi topu 125 bg az sikissan 3.20 IED yi gececeksiniz 200 km ile virajlarda girme vay be sen neyin kafasini yasiyorsun anlamadim


    Bir zamanlar bu forumda..Tork ve beygir gücü ilişkisini anlatan yazım olmuştu..O yazıda bütün her şeyin başı beygir gücü dür diye anlatmıştım...

    Zaman geçti..126 BG lik Hondanın nasıl oluyorda daha güçlü araçları geçebildiği hep beni düşündürdü..Esasında kimse inanmıyordu , taki bu olay başına gelene kadar..

    Sonunda olayı çözdüm...Honda dan başka hiç bir araç, motora arıza vermeden çok uzun süre devir kesiciye yakın veya devamlı devir kesicide gidecek şekilde çalışamıyordu..Honda örnek olarak 6000 devirde devamlı gidebiliyordu ve bu durum motora hiç zarar vermiyordu...Yeterki orjinal 0-20w yağ kullasın ve subap ayarları iyi olsun..( subap ayarları iyi değilse 6000 bin devirin verimini tam alamıyorsunuz.)

    Bu olay yalnız Honda ya has bir durum..Devirli kullanmayı benimseyen tüm kullanıcılar pek çok aracı rahatça geçeceklerdir..Üzelerek söylemeliyimki..yakıt tasarrufu nedeni ile pek çok kullanıcı 2500-3000 devirlerde kullanmayı seviyor..İşte o zamanda Honda pek gitmiyor..

    Ne demiştim Honda gençlerin veya kendini genç hissedenlerin aracıdır..Motorda veya deniz araçlarında bile bu kural hala geçerlidir...




  • Yukarıdaki yazıma bir not ilave etmek zorundayım...Şu anda yanıma Motor konusunda uzman arkadaşım Mak.Müh.Murat bey geldiler ve aşağıdaki bilgileri verdiler..

    S 500 - S 600 - S 800 1964-1966 Model 57 beygir..550 cc motor 160 km ort.hız 10 000 devir motor çevirme...( 11 milyon adet satılmış)

    Tüm zamanların en düşük motor hacmi ile en az beygirle en çok hız sağlama rekoru kırarken , o zamanlara göre 6,5 litre/100 km..gibi o zamanın en düşük yakıt tüketiminide yakalamıştır..

    Bütün bunları 10 bin devirlere çıkarak yapmıştır...Temelin de motorsiklet motorlarınından ilham alınması söz konusudur..

    Hondanın tüm araç motorlarına üstünlüğü Bu konuda en başarılı ARGE ye sahip olmalarıdır..Ayrıca tam denenmemiş hiç bir motoru piyasaya sunmazlar...

    Bilgiler bunlar..




  • ahun A kullanıcısına yanıt
    Araçta beygir önemli ise neden dizel araçların torku hep yüksek tutulurken beygirleriyle ilgili bir güncelleme yapılmıyor?
    Benim bildiğim ve tecrübe ettiğim kadarıyla sadece vites aralıklarında beygir hep ön plana çıkıyor..

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • quote:

    Orijinalden alıntı: avansis

    Araçta beygir önemli ise neden dizel araçların torku hep yüksek tutulurken beygirleriyle ilgili bir güncelleme yapılmıyor?
    Benim bildiğim ve tecrübe ettiğim kadarıyla sadece vites aralıklarında beygir hep ön plana çıkıyor..

    Tork bu durumda yakıttan kaynaklanıyor...Elektrik motorların torku daha yüksek..Ama her ikisininde son hızları benzinli emsallerine göre düşük...Turbo motorlarda aynı şekilde kısa aralıklarda iyi tork ama uzayıp gittiğinde, yani devirler yükselipte hız arttığında olaylar tersine dönüyor.. Honda da bu yüksek hız ve yüksek devirleri motor çok seviyor..Yol müsait olsa yani tarfiği az bir otabanda devamlı 205-211 hız aralığında gidilebilse, pek çok araç bu devamlılığı sağlayamıyor..

    Bir kere 2013 yıl başı sabahı Çeşme otabanında bunu denedim..Yolda nerdeyse hiç araç yoktu..Daha önce pek çok araç kullandım, bu durum başka bir şey..Trafikte bunu asla yapmam...

    http://www.sahibinden.com/ilan/vasita-otomobil-honda-macc-motors-2009-model-s-2000-172220710/detay

    Alınacak araç bu esasında...Tüm araçların yol verdiği araç...Devirse devir-hızsa hız--torsa tork...




  • mbarisk M kullanıcısına yanıt
    aracımız uzun yolda çok ekonomik ama şehir içi için aynı şeyleri söyleyemiyorum malesef...
  • Eski bir yazımızı bulduk..uzun ama çok şeyi çözüyor.ve anlatıyor..Bilgi tazelemekte fayda var....

    Diyorki Tork önemli değil, o torku kullanan şanzımanın kaç devir verdiği önemlidir...

    ESKİLERDEN....,

    GÜNÜN BİLGİSİ:2

    Tork tek başına bir anlam ifade etmez. Bunu, özellikle "güç" karşılaştırması yapıyorken, güçün ölçüsü olan beygir gücü dururken, "kuvvetin" ölçüsü olan torku kullanmayı tercih edenlerin içine düştükleri yanılgıya dikkat çekmek için yazıyorum.

    Önce kavramlarda uzlaşmak gerek. Güç (power) başka şeydir, Tork (döndürme kuvveti) başka şeydir, birbirlerinin yerine kullanılamazlar. Kavramları karıştırmayalım. İşte tanımlar:

    Güç (power):
    http://www.asknumbers.com/WhatisPower.aspx

    Güç tanımdan da anlaşılacağı gibi, kabaca, iş yapma, enerji üretme ya da yakma oranı, bir başka deyişle, bir işi ne kadar çabuk yaptığınızın ölçüsüdür. Birimi de watt'tır. Motorlarda watt kullanabileceğimiz gibi, bunu beygir gücü (HP)'ne de çevirebiliriz.

    Bir de Tork'a bakalım:
    http://www.asknumbers.com/WhatisTorque.aspx

    Tork şeyleri döndürme eğiliminde olan (döndüren değil) kuvvete verilen addır, amiyane deyimiyle döndürme kuvvetidir ama ille de döndürüyor olması gerekmez.
    Sanırım tanımlarda uzlaştık, artık gerisi daha kolay. Temel ilkelerde uzlaşmadan bir şeyler üzerinde tartışmak havanda su dövmeye benzer ve ben böyle vakit kaybetmeyi sevmem. Bunun için yazdım bu tanımları...

    Gelelim iddiana hocam...

    "Tork = 0, hadi buyrun deviri istediğiniz kadar artırın..." demişsin (ya da buna benzer bir şey söylemişsin). Ama unutmuşsun ya da bilmiyorsun, tork = 0'sa devir de 0 olmak zorundadır. Bu torkun tanımından kaynaklanan basit bir fizik kuralı. Eğer ortada bir mili döndürecek kuvvet yoksa mil dönmeyecektir (!). Dolayısyla kurmaya çalıştığın analoji baştan fizik kurallarına aykırı.
    Öte yandan tork bir büyüklük taşıyorken devir = 0 olabilir. Bir mile kuvvet uygulamamız, her zaman onu döndürebildiğimiz anlamına gelmez ama bir mile hiç kuvvet uygulamıyorsanız, mil de dönmez zaten, değil mi!
    Buradan çıkan sonuç; zaten benim önceki yazımda anlatmaya çalıştığım, anlattığımı sandığım, ama görüyorum ki, yeterince anlatamamış olduğum mefhumdur: Motorlar söz konusu olduğunda, tork ve devir bir madalyonun 2 yüzüdürler. Bir yüzü tork, diğer yüzü devir olan bir madalyon düşünün. İşte bu madalyonun kendisi beygir gücüdür. Tork ve devir arasındaki ilişkiyi kavramak için herkesin anlayacağı bir başka örnek verelim: Bir tahtarevalli düşünün, yerden yüksekliği 1 metre olsun. Bir ucu torku, diğer ucu rpm'i temsil etsin. Eğer tork ucunu yükseltirseniz rpm ucu AYNI ORANDA alçalır ve fakat tahterevallinin yüksekliği (Beygir gücü) sabit kalır. Tersini yapar, rmp ucunu yükseltirseniz, bu defa tork ucu AYNI ORANDA alçalır ve yine tahtarevalli yüksekliği sabit kalır. yani beygir gücü değişmez. Peki, tahtarevallinin yüksekliğini artırmak, yani beygir gücünü yükseltmek için ne yapmamız gerekir? 3 şey yapabiliriz:
    1. Torku rpm'deki azalmadan daha fazla bir oranda artırabiliriz, böylece beygir gücü artar.
    2. Rpm'i torkdaki azalmadan daha fazla bir oranda artırabiliriz, böylece beygir gücü yine artar.
    3. Hem torku hem de rpm'i artırabiliriz, böylece beygir gücü yine artar.

    Gücün tanımını yukarıda vermiştik. Kuvevetin kini de öyle. Ama kuvvetle ilgili eklemek istediğim bie husus var: İŞ YAPMAYAN KUVVET YARARSIZDIR.

    Örnek 1: bir duvarı vargücünüzle ittiğinizde ne olur? Duvara bir kuvvet uygularsanız (gücünüzüe bağlı 50 kg -100kg vs.) Peki duvar 1 milim bile ilerler mi? HAYIR. Kocaman bir HAYIR. İsterseniz sonsuza kadar duvarı itmeye devam edin, duvar hareket etmediği sürece yaptığınız İŞ beyhudedir. Hani kuvvet herşeydi?
    Örnek 2: Bir mil alın, mesela 0,5 metre uzunluğunda 5 cm çapında. Bu mili alıp bir mengeneye sıkıştırın ve bu milin üzerine 90 derecelik bir açıyla temas edecek şekilde bir başka mili veya çubuğu kaynaklayın Bu çubuğun uzunluğu da 1 metre olsun. Böylece kısa kenarı mengeneye sıkıştırılmış bir T elde ettik. Şimdi bu T'nin uzun kenarına yani çubuğun ucuna 10 kg'lık bir ağırlık bağlayın ve oluşan düzeneği yere paralel hale getirin. Bu durumda mengenedeki milimize 10 kgm'lik (98 Nm) bir tork uygulamış oluyoruz. Ama milimiz mengenye sıkıştırılmış olduğu için hareket etmiyor. Gördüğünüz gibi yaklaşık 100 newton-metrelik bir tork var ama devir yok. Devir olmayınca da yıkarıdaki güç tanımı gereği W (HP) = 0 olacaktır. Çünkü kuvvet uyguladığımız halde İŞ üretemiyoruz.

    İş üretebilmemiz için milin dönmesine (rpm) ihtiyaç var. Demek ki tork TEK BAŞINA bir şey ifade etmiyormuş.

    Tork ancak ortada bir devir (rpm) varsa iş yapabiliyormuş. İşte o işin ölçüsü de beygir gücüdür. Beygir gücü, tork ve rpm bir arada ne kadarlık bir skalar büyüklük üretiyorun ölçüsüdür. devri bilmediğiniz sürece tek başına torku bilmek ya da torku bilmediğiniz sürece tek başına devri bilmek bir şey ifade etmez ancak şunu unutmayalım. Bir yerde devir varsa orada tork da vardır çünkü tork olmadan devir olmaz ama devir olmadan tork olur.

    Dolayısıyla tork bir kuvvettir. devir ise o kuvvetin birim zamanda (dakikada) uygulandığı mesafe (radyan cinsinden) ölçüsüdür. Kuvvetin - tanımı gereği - içinde zaman ve mesafe yoktur. Zaman ve mesafe olmaksızın kuvvet (ya da tork) işlevsizdir. Bunlar devreye girdiğinde ise konuştuğumuz şeyin adı artık beygir gücüdür. ZAMAN-MESAFE-KUVVET üçlüsünün kombinasyonu bize BEYGİR GÜCÜNÜ verir. Şu aşağıdakilerin hepsi aynıdır:

    100 NM tork - 5000 rpm = X HP
    200 NM tork - 2500 rpm = X HP
    50 NM tork - 10.000 rpm = X HP

    Peki torku artırmadan HP'yi artırabilir miyiz?

    100 NM tork - 10.000 rpm = 2X HP

    Peki rpm'i artırmadan HP'yi artırabilir miyiz?

    200 NM tork - 5.000 rpm = 2X HP
    Peki, bu durumda HP’yi bildiğim sürece tork veya devri bilmeme gerek var mı?
    Hayır yok...
    Çünkü onlar Toplamın (HP) paydalarıdırlar. Toplamını biliyorsak çarpanlarını bilmesek de olur. Çünkü tek başına her bir çarpan işlevsizdir, ancak diğer çarpan ortada varsa bir arada bir anlam ifade ederler ve bu da HP’dir.
    İlk yazımda ekstrem örnekler seçtiğim doğru. Böyle yaptım çünkü konuyu çarpıcı biçimde ortaya koyma potansiyeli taşıyordu o örnekler. Ayrıca matematik pozitif bir bilimdir. Ekstrem için geçerli olan ortalama için de geçerlidir. Yani 2 x 1.000.000.000 = 2.000.000.000’dur (extrem örnek) ama 2 x 1 =2’dir (normal örnek) Dolayısyla extrem örneklerde geçerli olan kurallar günlük hayatın tipik örneklerinde de geçerlidirler. Aşağıda bunun örneklerini göreceğiz.

    Şimdi; o yazımda neden VİTESLİ araçlarda ivmeyi belirleyen motor torku değil beygir gücüdür demişim açıklayalım:

    2 Araç düşünelim, ikisinin de ağırlıkları, tekerleri ve aktarma organları aynı. Tek fark motorlarında
    Bu 2 aracın ortak özellikleri:
    Tekekerlek 195/65 R15 olsun mesela.
    Diferansiyel oranı : 5:1
    1 Vites: 5:1
    2. vites 3:1
    3. vites 2:1
    4.vites 1:1
    5.vites 0,8:1
    1.Aracın motoru:
    2000 devirde 240 nm tork
    4000 devirde 160 nm tork
    Max. 4000 devir
    100 HP
    2. aracın motoru:
    4000 rpm’de 160 NM tork
    6500 rpm’de 100 NM tork
    Max. 6500 devir
    113 HP

    Şimdi kalkışta her iki araç 1. Viteste 2000 devre geldiğinde ilk araç bariz avantajlıdır çünkü maksimum torkuna 2000 devirde ulaşmaktadır. 4000 devre gelindiğinde ise işler tersine döner, şimdi her 2 araç eşit durumdadır çünkü torklar eşittir. Bu noktada ilk arac maksimum devrine ulaştığı için 2. Vitese geçer ve geçtiği anda devir 4000’den 2400 rmp’e düşer (5/3 oranından) Bu devirde tork diyelim ki hala 240 nm’dir ama arka tekere giderken 2. Viteste olduğu için 3/5 oranında redüksiyona uğrar ve vites kutusundan 144 NM olarak çıkar. 2. Aracımız 4000 rpm’den 5600 rpm’e 160 NM’den 100 NM’ye azalan oranda bir tork kullanırken, ilk aracımız 2400 rpm’den 4000 rpm’e 144 NM’den 96 NM’ye azalan bir tork kullanmaktadır artık. İkinci araç 1. Viteste hala 5600 devirdeyken ilk aracımız (torku yüksek olan) 3. Vitese geçmek zorunda kalır çünkü redline devrine (4000 rpm) ulaşmıştır. Ve 2. Araç 5600 devirdeyken ve 110 NM civarında tork kullanıyorken, ilk araç şimdi 2400 rpm’de 3. Viteste 96 NM civarında tork kullanmaktadır. Yani aralarında kabaca 1,63 viteslik fark oluşmaktadır. İşte bu 1,63 viteslik fark yüzünden ikinci aracımız torku daha düşük olduğu halde (240 – 160 NM = 1,5) arka tekerleğe %63’lük rpm avantajı sayesinde daha fazla tork iletebilmektedir. Ve bu da onun daha çabuk ivmelenmesine yol açar. Bu durumda ilk aracımızın torku %50 daha fazlaydı ama ikinci aracımızın da devri %63 daha fazla. İşte bu aradaki %13’lük fark ikinci aracı ilk aractan İVMELENMEDE daha çabuk lılar. Bu nedenle sadece tork veya sadece devir HİÇ BİR ŞEYİ BELİRLEMEZ. Verili bir anda bu ikisi arasındaki ikişkiyi bize veren HP ise herşeyi belirler.

    Kısaca özetliyorum:
    Aynı vitesteyken yani vites değiştirmediğiniz sürece aracınızın akselerasyonu motorunuzun tork eğrisini izler ama VİTES DEĞİŞTİRİLİYORSA aracınızın akselerasyonu motorunuzun HP eğrisini izler. Vites değiştirilerek yapılan hızlanmalarda aracınızın akselerasyon eğrisinin motorunun HP eğirisi ile üst üste örtüştüğünü görürsünüz. Fakat vites değiştirmiyorsanız bu durumda akselerasyon eğriniz motorunuzun tork eğrisi ile aynı şekli izleyecektir. Fakat vitesin değişmediği durumda eğer rpm sınırlıysa aracınızın ivmelenmesi redline’da durur. Örneğimizdeki iki araçtan ilki aynı viteste sadece 4000 rpm’e kadar daha çabuk ivmelenirken, 4000 rpm’de ivmelenmesi duracak, öte yandan 2. Araç daha yavaş ivmelendiği halde 6500 rpm’e kadar ivmelenmeyi sürdüreceğinden daha yüksek bir hıza çıkacaktır.

    Buradan ne anlıyoruz? Tork eğrisinde maksimum torkun oluştuğu noktadan ziyade, tüm tork eğrisinin altında kalan toplam alan miktarı önemlidir. Bir aracın torku diğerinden daha yüksek olabilir, bu onu anlık ivmelenmede avantajlı kılar ama toplam tork eğrisi alanı toplamı, diğer araçtan daha büyük değilse, tepe torku civarındaki anlık ivmelenmede avantajlı olduğu halde, tüm rpm bandı boyunca sürecek bir ivmelenmede kaybedecektir. Matematik bize böyle söylüyor, deneyimlerimiz de bunu doğruluyor.

    Evet, 2000 devirden 2500 devre çıkarken sırtınız koltuğa yapışabilir büyük tork yüzünden (o da vites dişli oranları bu büyük torku öldürmüyorsa tabii) , ama aracınızın bütün o kükremesi sadece 4000 devre kadar sürüyorsa, kükremeyen ama 7000 rpm’e kadar uzayan bir devir bandına sahip otomobil sizin kükreyen aslanı uzun soluklu bir ivmelenmede mutlaka geçecektir.
    Bunu ben değil, hepinizin sık sık başvurduğu fizik yasaları söylüyor. (A = F/M – Ordaki F motor torku değil, tekerlek tabaındaki torktur çünkü arabayı öne iten tork motordaki tork değil, tekerlek tabanındaki torkturve tekerlekteki tork motor torku/motor devri kombinasyonuyla yani BEYGİR GÜCÜ ile belirlenir).

    Görüyorsunuz işin içine biraz matematik katınca anlamak ne kadar kolaylaşıyor, tork nedir, rpm nedir, HP nedir.

    Özet: Beygir gücü (HP) tek başlarına anlam ifade etmeyen tork ve rpm’in bileşkesidir ve işte bu yüzdentork ve rpm’in aksine tek başına anlam ifade eder.

    Yani ben ne demişim: Tork tek başına bir şey ifade etmez ve vitesli araçlarda performası tork değil HP belirler. Evet, hala aynı şeyi söylüyorum.

    Bu nedenle, torka veya rpm’e yüz vermeyin. Bakacağınız tek karşılaştırma kriteri HP’dir.




  • quote:

    Orijinalden alıntı: ahun

    quote:

    Orijinalden alıntı: erknylmaz


    quote:

    Orijinalden alıntı: ahun

    quote:

    Orijinalden alıntı: antikcocuk

    geçenelrde kaputu açayım bi bakayım dedim. motora bakarken abim kaputun iç kısmındaki yalıtım malemesini gösterdi. bir baktık dağılmış. heryer o sarı keçe gibi malzemenin artıklarıyla dolmuş. %90 fare girmiş ve onu yemiş. motorun iç kısımlarına baktık, kabloları falan kontrol ettik allahtan başka yerde yok. sadece yalıtım malzemesini yemiş. aynı olay bir kaç kişinin başına gelmişti sanırım. o arkadaşlar kimlerdi? ne yaptıklarını merak ettim. yaptırdılar mı acaba?

    Gerçi o arkadaşlar pek bir şey yapmadı...

    Kaskoda kemirgen hasarı dahil edilmişmi-edilmemişmi muhabbeti yapılmıştı..Genelde kasko dan tamir yapılıyor..

    Birine kedi girmişti...kedi kemirgen değildir konusuda geçmişti..

    Kaskoyla uğraşmaya hiç gerek yok 100 liraya komple değişiyor o parça

    Mini onarım..

    malesef mini onarım yapacaklarınıda sanmıyorum çünkü yama falan olması lazım ona yama yapmakta o malzemeyi üretmekten daha zor :D




  • quote:

    Orijinalden alıntı: erknylmaz

    quote:

    Orijinalden alıntı: ahun

    quote:

    Orijinalden alıntı: erknylmaz


    quote:

    Orijinalden alıntı: ahun

    quote:

    Orijinalden alıntı: antikcocuk

    geçenelrde kaputu açayım bi bakayım dedim. motora bakarken abim kaputun iç kısmındaki yalıtım malemesini gösterdi. bir baktık dağılmış. heryer o sarı keçe gibi malzemenin artıklarıyla dolmuş. %90 fare girmiş ve onu yemiş. motorun iç kısımlarına baktık, kabloları falan kontrol ettik allahtan başka yerde yok. sadece yalıtım malzemesini yemiş. aynı olay bir kaç kişinin başına gelmişti sanırım. o arkadaşlar kimlerdi? ne yaptıklarını merak ettim. yaptırdılar mı acaba?

    Gerçi o arkadaşlar pek bir şey yapmadı...

    Kaskoda kemirgen hasarı dahil edilmişmi-edilmemişmi muhabbeti yapılmıştı..Genelde kasko dan tamir yapılıyor..

    Birine kedi girmişti...kedi kemirgen değildir konusuda geçmişti..

    Kaskoyla uğraşmaya hiç gerek yok 100 liraya komple değişiyor o parça

    Mini onarım..

    malesef mini onarım yapacaklarınıda sanmıyorum çünkü yama falan olması lazım ona yama yapmakta o malzemeyi üretmekten daha zor :D

    mini onarım, onarımın şekli değilde parası ile ilgili diye biliyorum..150 liraya kadar olan değişim işleri mini onarıma girmesi lazım..Sigortacınıza bir sorun bence..




  • myd kullanıcısına yanıt
    Myd arkadaşım yakışır yapıştır v
    Ama dikkat edelim hız iyi birsey değil

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • Arkadaşlar slm uzun yol tecrübem ankara - izmir urla urladanda özbek köyü toplam yapılan km 1712 toplam alınan toplam yakıt tutarı 350 tl

    1712 km nin en az 300 km si şehir içi yada söyle diyeyim urladan bu özbek köyüne nerdeyse hergün gidiş geliş yol bol yokuşlu ve virajlı şehir içinden daha beter devamlı hızı korumak adına vites küçültmek gerekiyor..

    kaba bir hesaba göre araç km de 204 kuruş yakmış ve hızımda genelde 90 ( uzun süreler değil )- 110 - 150 arası cc hiç açmadım klima açık 2,5 kişi bagaj ve arabanın içi koltuk altları dahil full yakıtı fazla falan değil bu araba sanıyorum dizelden bile az yakıyor ayrıca yol performansı da harika yüksek hızlarda inanın çok keyifli bu araba....
  • ahun A kullanıcısına yanıt
    Teşekkürler

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • zgbayraktar kullanıcısına yanıt
    Valla 3.20 IED'sini bilmiyorum ama 3.20 D'nin eline vermişliğim var tabi düz yolda değil virajlı yolda Araba uzvum gibi oldu ya 200'le viraja girmeye toyotamla hayatta yemezdi bi taraflarım ama buna öyle bir alıştım ki arabanın nerede ne tepki vereceğini çok iyi biliyorum o yüzden abartıyorum

    @adigeokan: Gençlik işte ya az hevesimi alayım kazasız belasız
  • myd kullanıcısına yanıt
    hocam 200 ile viraja girmek pek akıl karı değil. aman dikkat edin.
  • quote:

    Orijinalden alıntı: myd

    Valla 3.20 IED'sini bilmiyorum ama 3.20 D'nin eline vermişliğim var tabi düz yolda değil virajlı yolda Araba uzvum gibi oldu ya 200'le viraja girmeye toyotamla hayatta yemezdi bi taraflarım ama buna öyle bir alıştım ki arabanın nerede ne tepki vereceğini çok iyi biliyorum o yüzden abartıyorum

    @adigeokan: Gençlik işte ya az hevesimi alayım kazasız belasız

    IIaman dikkat et hic yoktan yere millet üzülmesin
    ;)

    Bende civic bakacagim ama hala inanmıyorum 3.20 d kusura bakma
    Ya sana galiba hep sakin kullananlar gelmiş ne diyeyim
    Dediğim gibi lüzumsuz yere millet üzülmesin

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >




  • myd kullanıcısına yanıt
    Antalyada buluşma olcak mi, bizde gelelim otomatik filtre headers egzozlu

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • quote:

    Orijinalden alıntı: ahun

    Eski bir yazımızı bulduk..uzun ama çok şeyi çözüyor.ve anlatıyor..Bilgi tazelemekte fayda var....

    Diyorki Tork önemli değil, o torku kullanan şanzımanın kaç devir verdiği önemlidir...

    ESKİLERDEN....,

    GÜNÜN BİLGİSİ:2

    Tork tek başına bir anlam ifade etmez. Bunu, özellikle "güç" karşılaştırması yapıyorken, güçün ölçüsü olan beygir gücü dururken, "kuvvetin" ölçüsü olan torku kullanmayı tercih edenlerin içine düştükleri yanılgıya dikkat çekmek için yazıyorum.

    Önce kavramlarda uzlaşmak gerek. Güç (power) başka şeydir, Tork (döndürme kuvveti) başka şeydir, birbirlerinin yerine kullanılamazlar. Kavramları karıştırmayalım. İşte tanımlar:

    Güç (power):
    http://www.asknumbers.com/WhatisPower.aspx

    Güç tanımdan da anlaşılacağı gibi, kabaca, iş yapma, enerji üretme ya da yakma oranı, bir başka deyişle, bir işi ne kadar çabuk yaptığınızın ölçüsüdür. Birimi de watt'tır. Motorlarda watt kullanabileceğimiz gibi, bunu beygir gücü (HP)'ne de çevirebiliriz.

    Bir de Tork'a bakalım:
    http://www.asknumbers.com/WhatisTorque.aspx

    Tork şeyleri döndürme eğiliminde olan (döndüren değil) kuvvete verilen addır, amiyane deyimiyle döndürme kuvvetidir ama ille de döndürüyor olması gerekmez.
    Sanırım tanımlarda uzlaştık, artık gerisi daha kolay. Temel ilkelerde uzlaşmadan bir şeyler üzerinde tartışmak havanda su dövmeye benzer ve ben böyle vakit kaybetmeyi sevmem. Bunun için yazdım bu tanımları...

    Gelelim iddiana hocam...

    "Tork = 0, hadi buyrun deviri istediğiniz kadar artırın..." demişsin (ya da buna benzer bir şey söylemişsin). Ama unutmuşsun ya da bilmiyorsun, tork = 0'sa devir de 0 olmak zorundadır. Bu torkun tanımından kaynaklanan basit bir fizik kuralı. Eğer ortada bir mili döndürecek kuvvet yoksa mil dönmeyecektir (!). Dolayısyla kurmaya çalıştığın analoji baştan fizik kurallarına aykırı.
    Öte yandan tork bir büyüklük taşıyorken devir = 0 olabilir. Bir mile kuvvet uygulamamız, her zaman onu döndürebildiğimiz anlamına gelmez ama bir mile hiç kuvvet uygulamıyorsanız, mil de dönmez zaten, değil mi!
    Buradan çıkan sonuç; zaten benim önceki yazımda anlatmaya çalıştığım, anlattığımı sandığım, ama görüyorum ki, yeterince anlatamamış olduğum mefhumdur: Motorlar söz konusu olduğunda, tork ve devir bir madalyonun 2 yüzüdürler. Bir yüzü tork, diğer yüzü devir olan bir madalyon düşünün. İşte bu madalyonun kendisi beygir gücüdür. Tork ve devir arasındaki ilişkiyi kavramak için herkesin anlayacağı bir başka örnek verelim: Bir tahtarevalli düşünün, yerden yüksekliği 1 metre olsun. Bir ucu torku, diğer ucu rpm'i temsil etsin. Eğer tork ucunu yükseltirseniz rpm ucu AYNI ORANDA alçalır ve fakat tahterevallinin yüksekliği (Beygir gücü) sabit kalır. Tersini yapar, rmp ucunu yükseltirseniz, bu defa tork ucu AYNI ORANDA alçalır ve yine tahtarevalli yüksekliği sabit kalır. yani beygir gücü değişmez. Peki, tahtarevallinin yüksekliğini artırmak, yani beygir gücünü yükseltmek için ne yapmamız gerekir? 3 şey yapabiliriz:
    1. Torku rpm'deki azalmadan daha fazla bir oranda artırabiliriz, böylece beygir gücü artar.
    2. Rpm'i torkdaki azalmadan daha fazla bir oranda artırabiliriz, böylece beygir gücü yine artar.
    3. Hem torku hem de rpm'i artırabiliriz, böylece beygir gücü yine artar.

    Gücün tanımını yukarıda vermiştik. Kuvevetin kini de öyle. Ama kuvvetle ilgili eklemek istediğim bie husus var: İŞ YAPMAYAN KUVVET YARARSIZDIR.

    Örnek 1: bir duvarı vargücünüzle ittiğinizde ne olur? Duvara bir kuvvet uygularsanız (gücünüzüe bağlı 50 kg -100kg vs.) Peki duvar 1 milim bile ilerler mi? HAYIR. Kocaman bir HAYIR. İsterseniz sonsuza kadar duvarı itmeye devam edin, duvar hareket etmediği sürece yaptığınız İŞ beyhudedir. Hani kuvvet herşeydi?
    Örnek 2: Bir mil alın, mesela 0,5 metre uzunluğunda 5 cm çapında. Bu mili alıp bir mengeneye sıkıştırın ve bu milin üzerine 90 derecelik bir açıyla temas edecek şekilde bir başka mili veya çubuğu kaynaklayın Bu çubuğun uzunluğu da 1 metre olsun. Böylece kısa kenarı mengeneye sıkıştırılmış bir T elde ettik. Şimdi bu T'nin uzun kenarına yani çubuğun ucuna 10 kg'lık bir ağırlık bağlayın ve oluşan düzeneği yere paralel hale getirin. Bu durumda mengenedeki milimize 10 kgm'lik (98 Nm) bir tork uygulamış oluyoruz. Ama milimiz mengenye sıkıştırılmış olduğu için hareket etmiyor. Gördüğünüz gibi yaklaşık 100 newton-metrelik bir tork var ama devir yok. Devir olmayınca da yıkarıdaki güç tanımı gereği W (HP) = 0 olacaktır. Çünkü kuvvet uyguladığımız halde İŞ üretemiyoruz.

    İş üretebilmemiz için milin dönmesine (rpm) ihtiyaç var. Demek ki tork TEK BAŞINA bir şey ifade etmiyormuş.

    Tork ancak ortada bir devir (rpm) varsa iş yapabiliyormuş. İşte o işin ölçüsü de beygir gücüdür. Beygir gücü, tork ve rpm bir arada ne kadarlık bir skalar büyüklük üretiyorun ölçüsüdür. devri bilmediğiniz sürece tek başına torku bilmek ya da torku bilmediğiniz sürece tek başına devri bilmek bir şey ifade etmez ancak şunu unutmayalım. Bir yerde devir varsa orada tork da vardır çünkü tork olmadan devir olmaz ama devir olmadan tork olur.

    Dolayısıyla tork bir kuvvettir. devir ise o kuvvetin birim zamanda (dakikada) uygulandığı mesafe (radyan cinsinden) ölçüsüdür. Kuvvetin - tanımı gereği - içinde zaman ve mesafe yoktur. Zaman ve mesafe olmaksızın kuvvet (ya da tork) işlevsizdir. Bunlar devreye girdiğinde ise konuştuğumuz şeyin adı artık beygir gücüdür. ZAMAN-MESAFE-KUVVET üçlüsünün kombinasyonu bize BEYGİR GÜCÜNÜ verir. Şu aşağıdakilerin hepsi aynıdır:

    100 NM tork - 5000 rpm = X HP
    200 NM tork - 2500 rpm = X HP
    50 NM tork - 10.000 rpm = X HP

    Peki torku artırmadan HP'yi artırabilir miyiz?

    100 NM tork - 10.000 rpm = 2X HP

    Peki rpm'i artırmadan HP'yi artırabilir miyiz?

    200 NM tork - 5.000 rpm = 2X HP
    Peki, bu durumda HP’yi bildiğim sürece tork veya devri bilmeme gerek var mı?
    Hayır yok...
    Çünkü onlar Toplamın (HP) paydalarıdırlar. Toplamını biliyorsak çarpanlarını bilmesek de olur. Çünkü tek başına her bir çarpan işlevsizdir, ancak diğer çarpan ortada varsa bir arada bir anlam ifade ederler ve bu da HP’dir.
    İlk yazımda ekstrem örnekler seçtiğim doğru. Böyle yaptım çünkü konuyu çarpıcı biçimde ortaya koyma potansiyeli taşıyordu o örnekler. Ayrıca matematik pozitif bir bilimdir. Ekstrem için geçerli olan ortalama için de geçerlidir. Yani 2 x 1.000.000.000 = 2.000.000.000’dur (extrem örnek) ama 2 x 1 =2’dir (normal örnek) Dolayısyla extrem örneklerde geçerli olan kurallar günlük hayatın tipik örneklerinde de geçerlidirler. Aşağıda bunun örneklerini göreceğiz.

    Şimdi; o yazımda neden VİTESLİ araçlarda ivmeyi belirleyen motor torku değil beygir gücüdür demişim açıklayalım:

    2 Araç düşünelim, ikisinin de ağırlıkları, tekerleri ve aktarma organları aynı. Tek fark motorlarında
    Bu 2 aracın ortak özellikleri:
    Tekekerlek 195/65 R15 olsun mesela.
    Diferansiyel oranı : 5:1
    1 Vites: 5:1
    2. vites 3:1
    3. vites 2:1
    4.vites 1:1
    5.vites 0,8:1
    1.Aracın motoru:
    2000 devirde 240 nm tork
    4000 devirde 160 nm tork
    Max. 4000 devir
    100 HP
    2. aracın motoru:
    4000 rpm’de 160 NM tork
    6500 rpm’de 100 NM tork
    Max. 6500 devir
    113 HP

    Şimdi kalkışta her iki araç 1. Viteste 2000 devre geldiğinde ilk araç bariz avantajlıdır çünkü maksimum torkuna 2000 devirde ulaşmaktadır. 4000 devre gelindiğinde ise işler tersine döner, şimdi her 2 araç eşit durumdadır çünkü torklar eşittir. Bu noktada ilk arac maksimum devrine ulaştığı için 2. Vitese geçer ve geçtiği anda devir 4000’den 2400 rmp’e düşer (5/3 oranından) Bu devirde tork diyelim ki hala 240 nm’dir ama arka tekere giderken 2. Viteste olduğu için 3/5 oranında redüksiyona uğrar ve vites kutusundan 144 NM olarak çıkar. 2. Aracımız 4000 rpm’den 5600 rpm’e 160 NM’den 100 NM’ye azalan oranda bir tork kullanırken, ilk aracımız 2400 rpm’den 4000 rpm’e 144 NM’den 96 NM’ye azalan bir tork kullanmaktadır artık. İkinci araç 1. Viteste hala 5600 devirdeyken ilk aracımız (torku yüksek olan) 3. Vitese geçmek zorunda kalır çünkü redline devrine (4000 rpm) ulaşmıştır. Ve 2. Araç 5600 devirdeyken ve 110 NM civarında tork kullanıyorken, ilk araç şimdi 2400 rpm’de 3. Viteste 96 NM civarında tork kullanmaktadır. Yani aralarında kabaca 1,63 viteslik fark oluşmaktadır. İşte bu 1,63 viteslik fark yüzünden ikinci aracımız torku daha düşük olduğu halde (240 – 160 NM = 1,5) arka tekerleğe %63’lük rpm avantajı sayesinde daha fazla tork iletebilmektedir. Ve bu da onun daha çabuk ivmelenmesine yol açar. Bu durumda ilk aracımızın torku %50 daha fazlaydı ama ikinci aracımızın da devri %63 daha fazla. İşte bu aradaki %13’lük fark ikinci aracı ilk aractan İVMELENMEDE daha çabuk lılar. Bu nedenle sadece tork veya sadece devir HİÇ BİR ŞEYİ BELİRLEMEZ. Verili bir anda bu ikisi arasındaki ikişkiyi bize veren HP ise herşeyi belirler.

    Kısaca özetliyorum:
    Aynı vitesteyken yani vites değiştirmediğiniz sürece aracınızın akselerasyonu motorunuzun tork eğrisini izler ama VİTES DEĞİŞTİRİLİYORSA aracınızın akselerasyonu motorunuzun HP eğrisini izler. Vites değiştirilerek yapılan hızlanmalarda aracınızın akselerasyon eğrisinin motorunun HP eğirisi ile üst üste örtüştüğünü görürsünüz. Fakat vites değiştirmiyorsanız bu durumda akselerasyon eğriniz motorunuzun tork eğrisi ile aynı şekli izleyecektir. Fakat vitesin değişmediği durumda eğer rpm sınırlıysa aracınızın ivmelenmesi redline’da durur. Örneğimizdeki iki araçtan ilki aynı viteste sadece 4000 rpm’e kadar daha çabuk ivmelenirken, 4000 rpm’de ivmelenmesi duracak, öte yandan 2. Araç daha yavaş ivmelendiği halde 6500 rpm’e kadar ivmelenmeyi sürdüreceğinden daha yüksek bir hıza çıkacaktır.

    Buradan ne anlıyoruz? Tork eğrisinde maksimum torkun oluştuğu noktadan ziyade, tüm tork eğrisinin altında kalan toplam alan miktarı önemlidir. Bir aracın torku diğerinden daha yüksek olabilir, bu onu anlık ivmelenmede avantajlı kılar ama toplam tork eğrisi alanı toplamı, diğer araçtan daha büyük değilse, tepe torku civarındaki anlık ivmelenmede avantajlı olduğu halde, tüm rpm bandı boyunca sürecek bir ivmelenmede kaybedecektir. Matematik bize böyle söylüyor, deneyimlerimiz de bunu doğruluyor.

    Evet, 2000 devirden 2500 devre çıkarken sırtınız koltuğa yapışabilir büyük tork yüzünden (o da vites dişli oranları bu büyük torku öldürmüyorsa tabii) , ama aracınızın bütün o kükremesi sadece 4000 devre kadar sürüyorsa, kükremeyen ama 7000 rpm’e kadar uzayan bir devir bandına sahip otomobil sizin kükreyen aslanı uzun soluklu bir ivmelenmede mutlaka geçecektir.
    Bunu ben değil, hepinizin sık sık başvurduğu fizik yasaları söylüyor. (A = F/M – Ordaki F motor torku değil, tekerlek tabaındaki torktur çünkü arabayı öne iten tork motordaki tork değil, tekerlek tabanındaki torkturve tekerlekteki tork motor torku/motor devri kombinasyonuyla yani BEYGİR GÜCÜ ile belirlenir).

    Görüyorsunuz işin içine biraz matematik katınca anlamak ne kadar kolaylaşıyor, tork nedir, rpm nedir, HP nedir.

    Özet: Beygir gücü (HP) tek başlarına anlam ifade etmeyen tork ve rpm’in bileşkesidir ve işte bu yüzdentork ve rpm’in aksine tek başına anlam ifade eder.

    Yani ben ne demişim: Tork tek başına bir şey ifade etmez ve vitesli araçlarda performası tork değil HP belirler. Evet, hala aynı şeyi söylüyorum.

    Bu nedenle, torka veya rpm’e yüz vermeyin. Bakacağınız tek karşılaştırma kriteri HP’dir.


    Çok güzel açıklama... Ara sıra okuyup hatırlamak lazım...




  • quote:

    Orijinalden alıntı: harunk9

    aracım 20 binde biryıldan fazla zamandır kullanıyorum biraz önce araactan tavandan tıkırtı gelmeye başladı asfaltta fazla olmuyor ama stabilize yolda cıtırdayıp duruyor resmen piskolojim bozuldu sanrufun arkasından tavan arasından geliyor arka koltugun üzerinden sizinde başınızdan gectimi böyle bi durum

    Dostum yaklaşık 2 yaz boyunca aynı sıkıntıyı yaşadım. Yazları oluyor özellikle sıcak havalarda. Bu durum sunroofun sag tarfında kıvhava yastıgının oradaki pres baskı metallerden kaynaklanıyor.

    Kayseri serviste 1ay önce yaptırdım. Muhtemel aracınız 2012 modeldir. Oradaki pres baskı parça için fabrika da bülten yayınladı.

    Tavan filan sökülüyor. Ama ses kesildi eskisinden süper oldu...

    < Bu ileti tablet sürüm kullanılarak atıldı >
  • Önceden aynı sesten bende de vardı artık kulak alıştı mı ne ya da dikkat mi etmiyorum bilmiyorum ama yazın pek duymaz oldum bir dahaki sefere dikkat edeyim bakalım var mı. Dayanamadım şimdi çıktım bir turladım araçla evet ses devam ediyor ama benimki tavandan mı geliyor yoksa ön konsoldan mı geliyor ayırt edemiyorum.

    Bu arada araca bodykit yaptırmayı düşünüyorum gerçi ilk aldığımdan beri yaptırmayı düşünüyordum ama artık zamanı geldi gibi. Yaptıran arkadaşlarhttp://www.aksoytuning.com/honda-civic-2012-body-kit-urun10378.html ilgili link konusunda ne dersiniz?



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi technoburak -- 31 Temmuz 2014; 22:56:17 >




  • Benimde sofor koltugunun camindan 110 km uzerinde ses geliyordu 30 bin bakimina gittigimde servise soyledim . Baktik parca filan koyduk doseme icine dediler ama simdi dusuk hizda bile ses var.hic oynamasalardi daha iyiydi. Ayni sorunla karsilasan varmi

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • 
Sayfa: önceki 35933594359535963597
Sayfaya Git
Git
sonraki
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.