Şimdi Ara

Zamanda yolculuk yapmak mümkün mü? (6. sayfa)

Daha Fazla
Bu Konudaki Kullanıcılar: Daha Az
2 Misafir - 2 Masaüstü
5 sn
196
Cevap
0
Favori
6.843
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
0 oy
Öne Çıkar
Sayfa: önceki 45678
Sayfaya Git
Git
sonraki

Zamanda yolculuk yapmak mümkün mü?


(En Son Oy Tarihi: 24.5.2012)
Giriş
Mesaj
  • Gott a göre şekilde görülen en geniş katmanda bir tam tur atılabilirse zamanda yolculuk yapılabilir fakat kontrolsüz olur... Kontrol edebilmek zaten zaman makinası yapmak anlamına geliyor.
  • quote:

    Orijinalden alıntı: ScramJet


    quote:

    Orijinalden alıntı: Mizansen

    quote:

    Orijinalden alıntı: ScramJet


    quote:

    Orijinalden alıntı: Mizansen

    Geleceğe yolculuğun mümkün olduğunu size basitçe bir olayla açıklayayım:

    Dünyanın çevresinde dünyanın dönüş yönüyle ve bu dönüş yönüyle aynı hızda harekete başlarsak 24 saat sonra bulunduğumuz konuma geri döneriz, aradan geçen vakit bir gündür ama dünyanındaki insanların yaşadığı zaman 2 gündür. Yani biz zamanda bir gün ileriye yolculuk etmiş oluruz. Bunun aksini yaparsak da insanlar bir gün yaşarken biz yarım gün yaşamış oluruz. Zamanı da yavaşlatabiliriz yani. Ama bu zamanda geri yolculuk edebiliriz anlamına gelmez, sadece yavaşlatabiliriz. Fakat zamanda ileri yolculuk etmek mümkünse geri yolculuk etmek de mümkündür. Çünkü zamanı doğrusal bir yol kabul edersek ileri gidebilen bir araç geri de gelebilir.


    Zamanın, Dünyanın güneş etrafında dönmesiyle gram alakası yok. Madem öyle, yaşlanmamak için Ay'a veya Mars'a veya başka gezegenlere gidelim? Ne de olsa Mars ta 1 yıl 365 gün değil 687 gün. Orada yaşayan bir adam, dünyadakine göre 2 kat daha mı uzun yaşar? Ben sanmam. Yaşlanmak biyolojik bir olay çünkü.

    Yukarıda da demiştim, zamanda yolculuk mümkün olsaydı gelecek zamandan birileri çoktan gelirdi zaten.


    Arkadaşım benim bahsettiğim olayın yaşlanmakla ya da biyolojiyle bir alakası yok, tamamen fiziksel bir olaydan bahsettim. Velev ki yine de var diyelim; yaşlanmak dediğimiz şey de biyoloji de fiziksel ve matematiksel bir olay ve bilimdir (Çünkü pozitif bilimlerin tamamı matematikseldir).

    Ayrıca tabii ki zamanın bağlı olduğu bir konum ya da yer yok. Herhangi başka bir gezegende zaman daha yavaş ilerliyorken, Dünya'da daha hızlı ilerleyebilir. Zaten bahsettiğim fiziksel olayda da bunun ispatı var (Bkz. Bunun aksini yaparsak da insanlar bir gün yaşarken biz yarım gün yaşamış oluruz). Zamanı da yavaşlatabiliriz yani. Bunun dışında bahsettiğim olayı (Zamanda yolculukla ilgili bölümünü) biraz dikkatli incelersen doğru olduğunu görürsün.

    Ayrıca arkadaşlar hala ortaçağ mantığıyla o mümkün değil bu mümkün değil demek bilime ihanettir. Bundan 500 yıl önce nasıl ki insanlar uçmak imkansızdır, öyle birşey olamaz diye konuşmuş ve biz şimdi bunları anlatıp alay ediyorsak, bundan 500 yıl sonraki insanlar da bizimle böyle alay edebilir.

    Ben zamanda yolculuğun gerçek olabileceğine inanıyorum ama olamayacağına da inanıyorum. Fakat dediğim gibi eldeki bilgilerle olabileceğine dair kanıtlar var ve benim düşüncelerim inançtan öteye gidemez. Yine de bilime güvenmek lazım ve kesin konuşmamak gerekli.


    Zamanı yavaşlatabiliriz demişsin. Zamanı yavaşlatmak başka bir gezegene giderek mi mümkün demeye çalışıyorsun?

    Senin dediğin zaman gün ay yıl saat dakika ise, unut onları. Onlar insanların uydurduğu birim. Aslında "zaman" diye bir kavram da yok. Tarih diye birşey de yok. Bugün, yarın, önceki gün... hepsi insanların olayları aklında tutabilmesi için uydurmuş olduğu birimler.

    Dediğin "zamanı yavaşlatmak" olayını da bazı böcek türleri doğuştan yapıyor. Sanırım hamam böceklerinde öyle birşey vardı. Metabolizmayla alakalı bişey. Bilgi olsun diye söyleyeyim.


    Arkadaşım benim yazdığımı okumadın mı? Dünyada da yavaşlatabileceğimizi açıklamıştım, yani başka bir gezegene gitmeye gerek yok.

    Ayrıca birimlerin tamamı insanların ölçme ve değerlendirme yapabilmek için uydurduğu kavramlardır. Sadece bunlar birer kavram olduğu için yok saymamız çok saçma. Zaman elle tutulabilir bir şey değildir ya da enlem, boylam, yükseklik de. Ama bunların tamamı vardır. Bunları ölçebiliriz ve değerlendirebiliriz. Fakat yaptığımız ölçme birim sistemine göre değişiklik gösterir. Dağın yüksekliğini ölçemiyorsun diye dağın varlığını da yok sayamazsın.




  • Unutmadan şunu belirteyim dünya zaten kendi kendine zaman atlaması yapıyor biz istesekte istemesekte. Yani 4 yılda 1 29 şubat veya belirli aralıklarla 1 yılın bir kaç saniye uzaması veya kısalması gibi. Ayrıca şunuda belirteyim ışınlanma ve zaman yolculuğu için belkide en olası yol en azından bana göre uzay-zaman dokusunu bükmek ve yırtarak yol almak.

    Uzay zaman dokusunu her gezegen her göktaşı vs. vs. yani gökteki her cisim bükebilir. Zaten bu bükülme kuvveti ile yer çekimi ve gezegenlerin çekim kuvveti oluşur. Fakat bunu kendimizin yapması için inanılmaz büyüklükte kütle ve enerjiye sahip olmamız gerek ki uzay zaman dokusunu bükebilelim ve gerektiğinde yırtalabilelim. Bunu daha rahat şöyle açıklayayım örneğin sicimler uzayda belirli bir yönde ilerlemek için gerektiğinde uzay zaman dokusunu yırtıp yoluna devam eder. Yani üzerine nevresim geçirilmiş bir yorgan gibi. Siz bu yorgan üzerinde ilerlemek için gerekli enerjiye sahipseniz yorgan üzerinde yırtıklar oluşturup yolunuza daha rahat devam edersiniz. Aynısı zaman içinde geçerli. Eğer bu olay mümkünse uzay zamanı bükerek kendi üzerine katlanmasını daha doğrusu üst üste binmesini sağlayıp sonra uzay-zaman dokusunu yırtarak istediğimiz zamana atlayış yapmak olasıdır.
    Jumper filmi tamda bu yolu izler işte.




  • Arkadaşlar bu mümkün olması pek mümkün değil ama biraz olabilme şansı var.
    Birkaç şey okudum ve 1945 deki NASA nın bilgilerini gördüm.Bazı geleceğe gitme denemeleri yapmışlar
    Ancak bazı insanlar zamanda sıkışık parçalanmış ve duvardan geçme gibi bazı şeyler olmuş ancak bu bilgileri şu anda bulamadım.
    Ve de islamda böyle bir şey olmadığı açıkca belirtilmiştir.
  • Şöyle birşey duymuştum kara delige girdiğinde bir insan 1 sanite bile girip cıktıgında diyelim ip beline baglı 1 saniye girip cıktıgında dondugunde millet cok yaşlanmış olarak goruceksin diye duymuştum yani kara delikteki 1 saniye dünyada belki 20 yıl gibi
  • quote:

    Orijinalden alıntı: Mizansen

    Arkadaşım benim yazdığımı okumadın mı? Dünyada da yavaşlatabileceğimizi açıklamıştım, yani başka bir gezegene gitmeye gerek yok.

    Ayrıca birimlerin tamamı insanların ölçme ve değerlendirme yapabilmek için uydurduğu kavramlardır. Sadece bunlar birer kavram olduğu için yok saymamız çok saçma. Zaman elle tutulabilir bir şey değildir ya da enlem, boylam, yükseklik de. Ama bunların tamamı vardır. Bunları ölçebiliriz ve değerlendirebiliriz. Fakat yaptığımız ölçme birim sistemine göre değişiklik gösterir. Dağın yüksekliğini ölçemiyorsun diye dağın varlığını da yok sayamazsın.


    Ayrı frekanslardan konuşuyoruz.

    Zaman yavaşlatma olayı o zaman nasıl olacak (Nasıl olacak dediysem yavaşlat demek istemiyorum, temeli nedir bu işin) ?




  • quote:

    Orijinalden alıntı: ScramJet


    quote:

    Orijinalden alıntı: Mizansen

    Arkadaşım benim yazdığımı okumadın mı? Dünyada da yavaşlatabileceğimizi açıklamıştım, yani başka bir gezegene gitmeye gerek yok.

    Ayrıca birimlerin tamamı insanların ölçme ve değerlendirme yapabilmek için uydurduğu kavramlardır. Sadece bunlar birer kavram olduğu için yok saymamız çok saçma. Zaman elle tutulabilir bir şey değildir ya da enlem, boylam, yükseklik de. Ama bunların tamamı vardır. Bunları ölçebiliriz ve değerlendirebiliriz. Fakat yaptığımız ölçme birim sistemine göre değişiklik gösterir. Dağın yüksekliğini ölçemiyorsun diye dağın varlığını da yok sayamazsın.


    Ayrı frekanslardan konuşuyoruz.

    Zaman yavaşlatma olayı o zaman nasıl olacak (Nasıl olacak dediysem yavaşlat demek istemiyorum, temeli nedir bu işin) ?


    Üstte verdiğim basit örnekten yola çıkayım tekrar. Sen İstanbul'dan dünyanın dönüş yönüne ters yönde ve dünyanı kendi çevresinde dönüş hızının iki katı hızla yola çıktın. Sana göre aradan 6 saat geçtikten sonra tekrar İstanbul'a dönmüş olursun ama ben İstanbul'dayım ve bana göre zaman 12 saat ilerlemiştir. Yani Dünya'ya göre sen yarı yarıya zamanı yavaşlattın. Ama tabi bu yavaşlatmayı fiziksel şekilde fark edememezsin.

    Daha bilimsel olarak açıklamak gerekirse Özel Görelilik Kuramını ispatlamak için yapılmış bir deneyin sonucunu gösterebiliriz.
    "İçlerinde çok hassas atom saatleri taşıyan uçaklar değişik yönlere doğru değişik hızlarla hareket ettirilmiş ve saatlerin kuramın hesaplarına yeterince uygun olarak yavaşladığı/hızlandığı gözlenmiştir."

    Ayrıca arkadaşlar Einstein'in Özel Görelilik Kuramını bir çoğunuz yanlış öğrenmiş. Bu kuram zamanda yolculuğu incelemez, zamanın değişken bir olgu olduğunu inceler. Zamanda yolculukla ilgili fikirler hep bu kurama dayandırılarak incelenir.




  • quote:

    Orijinalden alıntı: Aѕℓαη66™


    quote:

    Orijinalden alıntı: evohan

    quote:

    Yukarıda da demiştim, zamanda yolculuk mümkün olsaydı gelecek zamandan birileri çoktan gelirdi zaten.


    bunu çok basitçe açıkladık aslına bu başlık altında

    1. gelmediklerini nasıl bilebilirz ?

    2. kendimizi illa geçmişte mi yaşıyor olarak kabul etmeliyiz ?

    evet

    2.biz zaten şuan geleceğin geçmişi geçmişinde geleceği konumundayız sizde bilirsinizki.




    bunu biraz muakeme etmek lazım tabi ,

    biz eyer geleceğin geçmişinde isek şimdiki zaman nerdedir ? o dediğin gelecek içinde bunlar geçerli değilmi ? peki ozaman biz bunları ilk defa nezaman yaşadık , bir önceki seferdemi ? peki bunun bir önceki sefer oldmadığını nasıl bilebilirsin yada bir önceki seferinde , bir önceki seferi olmadığını nasıl bilebilirsin ?




  • quote:

    Orijinalden alıntı: Mizansen


    quote:

    Orijinalden alıntı: ScramJet


    quote:

    Orijinalden alıntı: Mizansen

    Arkadaşım benim yazdığımı okumadın mı? Dünyada da yavaşlatabileceğimizi açıklamıştım, yani başka bir gezegene gitmeye gerek yok.

    Ayrıca birimlerin tamamı insanların ölçme ve değerlendirme yapabilmek için uydurduğu kavramlardır. Sadece bunlar birer kavram olduğu için yok saymamız çok saçma. Zaman elle tutulabilir bir şey değildir ya da enlem, boylam, yükseklik de. Ama bunların tamamı vardır. Bunları ölçebiliriz ve değerlendirebiliriz. Fakat yaptığımız ölçme birim sistemine göre değişiklik gösterir. Dağın yüksekliğini ölçemiyorsun diye dağın varlığını da yok sayamazsın.


    Ayrı frekanslardan konuşuyoruz.

    Zaman yavaşlatma olayı o zaman nasıl olacak (Nasıl olacak dediysem yavaşlat demek istemiyorum, temeli nedir bu işin) ?


    Üstte verdiğim basit örnekten yola çıkayım tekrar. Sen İstanbul'dan dünyanın dönüş yönüne ters yönde ve dünyanı kendi çevresinde dönüş hızının iki katı hızla yola çıktın. Sana göre aradan 6 saat geçtikten sonra tekrar İstanbul'a dönmüş olursun ama ben İstanbul'dayım ve bana göre zaman 12 saat ilerlemiştir. Yani Dünya'ya göre sen yarı yarıya zamanı yavaşlattın. Ama tabi bu yavaşlatmayı fiziksel şekilde fark edememezsin.

    Daha bilimsel olarak açıklamak gerekirse Özel Görelilik Kuramını ispatlamak için yapılmış bir deneyin sonucunu gösterebiliriz.
    "İçlerinde çok hassas atom saatleri taşıyan uçaklar değişik yönlere doğru değişik hızlarla hareket ettirilmiş ve saatlerin kuramın hesaplarına yeterince uygun olarak yavaşladığı/hızlandığı gözlenmiştir."

    Ayrıca arkadaşlar Einstein'in Özel Görelilik Kuramını bir çoğunuz yanlış öğrenmiş. Bu kuram zamanda yolculuğu incelemez, zamanın değişken bir olgu olduğunu inceler. Zamanda yolculukla ilgili fikirler hep bu kurama dayandırılarak incelenir.


    Yanlız şunuda hatırlatayım özel görelelik gök cisimleri gibi büyük cisimler için kullanılan bir yol sadece zamanla uğraşmaz yani. Fakat iş atom ve atom altı parçacıklara geldiği zaman çuvallıyor. Devreye Kuantum giriyor. Bu seferde büyük cisimleri incelerken Kuantum çuvallıyor çünkü uzay zaman dokusu çok hareketli olduğunu söyler Kuantum işte bu hareketlilik içerisinde gök cisimlerinin şimdiki konumunu açıklayamıyorsunuz. İşte bu yüzden sicim teorisini seviyorum




  • Beyler ben kafamdakileri toparlıyıp yazıyım. Bence durum bu aynı fikirde arkadaşlarda çıkacaktır. Öncelikle zamanda yolculukdan ne kastettiğimizi iyice anlamamız gerekiyor. Bizim istediğimiz yolculuk, düşündüğümüz, az önce araba çarpan annemizi 2 dakka önceye giderek elinden tutup kurtarmak ve tekrar şimdiki zamana dönmek. Ve 5 yıl sonrasına gidip kiminle evlendiğimizi, ne kadar paramız olduğunu öğrenip tekrar şimdiye dönmek. Ufak bir çocuğun dahi hayal ettiği zaman yolculuğu budur.

    Şimdi benim kafamdaki aklıma yatan 2 teoriden bahsediyim. Öncelikle geçmiş ve gelecek ikilisini birbirinden ayırmak gerekiyor. İlk olarak geçmişten başlayayım. Geçmişe gidip az önce bahsettiğim annemizi kurtarma olayı benim teorimde mümkün değil. Geçmişe gidip orda birşeyleri değiştirip şimdiki zamana dönme yapamıyoruz maalesef. Yapabildiğimiz tek şey geçmişi seyretmek. Bu nasıl oluyor, şöyle oluyor. Işık hızından çok daha, kat kat, hızlı bir şekilde dünyadan uzaklaşıyoruz. Dünyanın yaydığı bizim görüntü olarak algıladığımız (299.792 kilometre\saniye hızla giden) ışıklardan daha hızlı giderek bu ışıkları geçiyoruz. Ve bundan yıllar önce dünyadan uzaya yayılan ışıkları o kadar uzaklaşıyoruz ki geçiyoruz. Ve dönüp bunlara baktığımızda geçmişi görebillmiş oluyoruz. Ancak sadece görüyoruz. Orda bakıyoruz geçmişe ne olmuş ne bitmiş öğrenip dünyaya geldiğimiz gibi dönüyoruz. Karışık anlattım galiba ama önceki yorumlarda çokca söylendi bu. Anlayaman olduysa eski yorumlara göz atsın. Bu arada ışık hızını nasıl geçiyoruz, o kadar uzaktan neyle bakıyoruz da görüyoruz kısmına girmiyorum. Bunların olabildiğini varsayıyorum ve yapılmasını gerekeni anlatıyorum.


    Gelelim geleceğe. Geleceğe gidiş mümkün. Ama dönüş için maalesef şansımız yok, he nasıl yok gittiğimiz gibi döneriz derseniz ilk teori zaten hikaye oluyor. Peki nasıl mümkün oluyor geleceğe gitmek? Bir karadeliğin içinde zaman dışarıya göre daha yavaş akar. Örneğin 20 yaşında iki arkadaş karadeliğin yanına gitti biri girdi diğeride çıkmasını bekliyor dışarda. İçeri giren içerde 1 dakika geçirirken dışardaki 30 yıl geçirmiş oluyor. Ancak dışardaki 30 yılı bildiği 30 yıl gibi yaşıyor. İçerdeki de 1 dakikayı bildiği 1 dakika gibi yaşıyor. Bunlar hiç bir şeyi farketmiyor. Taki içerdeki dışarı arkadaşının yanına dönene kadar. İkisi dışarda buluştuğu zaman bakıyorlarki içerden gelen hala fiziksel olarak 20 yaşında sadece 1 dakika geçmiş, dışarda bekleyense 50 yaşına gelmiş, yaşlanmış saçlar beyazlamış falan. Şimdi bu durumda kafasına şöyle bir şeyler takılan olabilir. Bu adam geleceğe mi gitti? Bu mu geleceğe gitmek? Evet bu. Bakın içeri giren arkadaş 1 dakika bekleyerek 30 yıl zamanı geçirdi. Dünyaya döndüklerinde yıl 2039 olucak. Yani geleceğe gitmiş olacak. 2009 yılından 2039 yılına gitmiş olacak. Ama başta da dediğim gibi bu işin geri dönüşü yok. Çünkü 30 yıl geçip gitti geri gelmez bir daha. Aslında sizin yaptığınız 30 yıl boyunca hiç yaşlanmamak oldu. Herkes yaşlanırken siz sabit kaldınız ve milletin yaşadığını göremediniz o anda o kadar. Yine burda karadeliğe girmek, delikten çıkmak konularına girmiyorum. Şu anlattığımı bundan yıllar önce Bilim Çocuk'ta okumuştum. Sanırım Einstein'in teorisiydi. O zaman aklıma yatmıştı bu olay halada yatıyor. Ama dediğim gibi fazla ayrıntılara takılmadım eğer olabilseydi bu şekilde olabilirdi demek için yazdım. Yazının devamıda şu şekildeydi. " Karadeliğe giren biri bir daha çıkamaz çünkü çıkmak için ışık hızından daha hızlı olması gerekiyor. Ancak bir insanın ışık hızına ulaşıp geçme ihtimali yok. Bu yüzden giren bir daha çıkamaz. " İşte bunu anlatırken bu gibi şeylerin olabildiğini varsayarak anlatıyorum.

    Anlattığım geleceğe gitme illa karadeliğin içine girerek olmak zorunda değil. Demem o ki zamanı sırf kendimiz için yavaşlatabilirsek; yani kendimizi sabit olarak düşünürsek, dışardaki hayatı hızlandırabilirsek bir süreliğine, o süre zarfında geleceğe gitmiş oluruz.



    Kafasına yatan, yani hoşuna giden?




  • quote:

    Orijinalden alıntı: Mizansen


    quote:

    Orijinalden alıntı: ScramJet


    quote:

    Orijinalden alıntı: Mizansen

    Arkadaşım benim yazdığımı okumadın mı? Dünyada da yavaşlatabileceğimizi açıklamıştım, yani başka bir gezegene gitmeye gerek yok.

    Ayrıca birimlerin tamamı insanların ölçme ve değerlendirme yapabilmek için uydurduğu kavramlardır. Sadece bunlar birer kavram olduğu için yok saymamız çok saçma. Zaman elle tutulabilir bir şey değildir ya da enlem, boylam, yükseklik de. Ama bunların tamamı vardır. Bunları ölçebiliriz ve değerlendirebiliriz. Fakat yaptığımız ölçme birim sistemine göre değişiklik gösterir. Dağın yüksekliğini ölçemiyorsun diye dağın varlığını da yok sayamazsın.


    Ayrı frekanslardan konuşuyoruz.

    Zaman yavaşlatma olayı o zaman nasıl olacak (Nasıl olacak dediysem yavaşlat demek istemiyorum, temeli nedir bu işin) ?


    Üstte verdiğim basit örnekten yola çıkayım tekrar. Sen İstanbul'dan dünyanın dönüş yönüne ters yönde ve dünyanı kendi çevresinde dönüş hızının iki katı hızla yola çıktın. Sana göre aradan 6 saat geçtikten sonra tekrar İstanbul'a dönmüş olursun ama ben İstanbul'dayım ve bana göre zaman 12 saat ilerlemiştir. Yani Dünya'ya göre sen yarı yarıya zamanı yavaşlattın. Ama tabi bu yavaşlatmayı fiziksel şekilde fark edememezsin.

    Daha bilimsel olarak açıklamak gerekirse Özel Görelilik Kuramını ispatlamak için yapılmış bir deneyin sonucunu gösterebiliriz.
    "İçlerinde çok hassas atom saatleri taşıyan uçaklar değişik yönlere doğru değişik hızlarla hareket ettirilmiş ve saatlerin kuramın hesaplarına yeterince uygun olarak yavaşladığı/hızlandığı gözlenmiştir."

    Ayrıca arkadaşlar Einstein'in Özel Görelilik Kuramını bir çoğunuz yanlış öğrenmiş. Bu kuram zamanda yolculuğu incelemez, zamanın değişken bir olgu olduğunu inceler. Zamanda yolculukla ilgili fikirler hep bu kurama dayandırılarak incelenir.


    Benim dediğim o zaten. Dünyanın dönüş yönünün tersine gidersen zamanı hiçbir şekilde yavaşlatmış olmazsın. Saat kavramını o yüzden unut diyorum. Şimdi burada saat 8 ise, Tokyo'da saat 16 ise, bu zaman farkından değildir. Yılbaşı geliyor mesela. Avustralyalılar ilk kutlar bunu, sonra japonlar vs. vs. sanki arada zaman farkı var gibi geliyor. Oysa tek nokta, Güneş'in ışığı, Avustralya'nın bulunduğu boylam'ın tam sırtına dik vuruyor olması. Öyle uçakla veya süpersonik bir jetle dünyayı dönüş yönünün tersine doğru ilerlersen zamanı yavaşlatmış olmazsın.




  • Bir zamanlar insanların uçmasıda fiziğe aykırı diyorlardı. Belli olmaz yani
  • 2. teoriye göre karadeliğe giren kişi ölümsüz oluyor o zaman. Çünkü yaşlanma bizim tabirimizle zamanla oluyor. Yani belli bir süre sonra büyüyoruz belli bir süre içinde yaşlanıyoruz belli bir süre yaşayıp ölüyoruz. Bana şunuda diyebilirsiniz insan biyolojik saatine göre yaşlanır ve ölür. O zaman ortaya şöyle bir paradoks çıkıyor. Madem öyle atıyorum o kişi 20 yaşında karadeliğe girdi. Yani 20 yaşında normalde ölmesi gereken yaş 80 diyelim. Arada 60 yıl var. Yani kişi en fazla dünya zamanına göre 60 yılmı geçirebilecek o karadelikte ? Veya karadelikte geçirdiği süre dünya zamanıyla 60 yıl mı ?
    Yani şunu diyorum dünyada geçen 60 yıl sonramı ölecek o kişi yoksa karadelikte geçen 60 yıl sonramı ölecek ? Ortaya bu paradoks çıkıyor. (Yaşları örnek olarak yazdım 20 karadeliğe giriş yaşı, 80 ölüm yaşı)
  • quote:

    Orijinalden alıntı: Tim Robbins

    Beyler ben kafamdakileri toparlıyıp yazıyım. Bence durum bu aynı fikirde arkadaşlarda çıkacaktır. Öncelikle zamanda yolculukdan ne kastettiğimizi iyice anlamamız gerekiyor. Bizim istediğimiz yolculuk, düşündüğümüz, az önce araba çarpan annemizi 2 dakka önceye giderek elinden tutup kurtarmak ve tekrar şimdiki zamana dönmek. Ve 5 yıl sonrasına gidip kiminle evlendiğimizi, ne kadar paramız olduğunu öğrenip tekrar şimdiye dönmek. Ufak bir çocuğun dahi hayal ettiği zaman yolculuğu budur.

    Şimdi benim kafamdaki aklıma yatan 2 teoriden bahsediyim. Öncelikle geçmiş ve gelecek ikilisini birbirinden ayırmak gerekiyor. İlk olarak geçmişten başlayayım. Geçmişe gidip az önce bahsettiğim annemizi kurtarma olayı benim teorimde mümkün değil. Geçmişe gidip orda birşeyleri değiştirip şimdiki zamana dönme yapamıyoruz maalesef. Yapabildiğimiz tek şey geçmişi seyretmek. Bu nasıl oluyor, şöyle oluyor. Işık hızından çok daha, kat kat, hızlı bir şekilde dünyadan uzaklaşıyoruz. Dünyanın yaydığı bizim görüntü olarak algıladığımız (299.792 kilometre\saniye hızla giden) ışıklardan daha hızlı giderek bu ışıkları geçiyoruz. Ve bundan yıllar önce dünyadan uzaya yayılan ışıkları o kadar uzaklaşıyoruz ki geçiyoruz. Ve dönüp bunlara baktığımızda geçmişi görebillmiş oluyoruz. Ancak sadece görüyoruz. Orda bakıyoruz geçmişe ne olmuş ne bitmiş öğrenip dünyaya geldiğimiz gibi dönüyoruz. Karışık anlattım galiba ama önceki yorumlarda çokca söylendi bu. Anlayaman olduysa eski yorumlara göz atsın. Bu arada ışık hızını nasıl geçiyoruz, o kadar uzaktan neyle bakıyoruz da görüyoruz kısmına girmiyorum. Bunların olabildiğini varsayıyorum ve yapılmasını gerekeni anlatıyorum.


    Gelelim geleceğe. Geleceğe gidiş mümkün. Ama dönüş için maalesef şansımız yok, he nasıl yok gittiğimiz gibi döneriz derseniz ilk teori zaten hikaye oluyor. Peki nasıl mümkün oluyor geleceğe gitmek? Bir karadeliğin içinde zaman dışarıya göre daha yavaş akar. Örneğin 20 yaşında iki arkadaş karadeliğin yanına gitti biri girdi diğeride çıkmasını bekliyor dışarda. İçeri giren içerde 1 dakika geçirirken dışardaki 30 yıl geçirmiş oluyor. Ancak dışardaki 30 yılı bildiği 30 yıl gibi yaşıyor. İçerdeki de 1 dakikayı bildiği 1 dakika gibi yaşıyor. Bunlar hiç bir şeyi farketmiyor. Taki içerdeki dışarı arkadaşının yanına dönene kadar. İkisi dışarda buluştuğu zaman bakıyorlarki içerden gelen hala fiziksel olarak 20 yaşında sadece 1 dakika geçmiş, dışarda bekleyense 50 yaşına gelmiş, yaşlanmış saçlar beyazlamış falan. Şimdi bu durumda kafasına şöyle bir şeyler takılan olabilir. Bu adam geleceğe mi gitti? Bu mu geleceğe gitmek? Evet bu. Bakın içeri giren arkadaş 1 dakika bekleyerek 30 yıl zamanı geçirdi. Dünyaya döndüklerinde yıl 2039 olucak. Yani geleceğe gitmiş olacak. 2009 yılından 2039 yılına gitmiş olacak. Ama başta da dediğim gibi bu işin geri dönüşü yok. Çünkü 30 yıl geçip gitti geri gelmez bir daha. Aslında sizin yaptığınız 30 yıl boyunca hiç yaşlanmamak oldu. Herkes yaşlanırken siz sabit kaldınız ve milletin yaşadığını göremediniz o anda o kadar. Yine burda karadeliğe girmek, delikten çıkmak konularına girmiyorum. Şu anlattığımı bundan yıllar önce Bilim Çocuk'ta okumuştum. Sanırım Einstein'in teorisiydi. O zaman aklıma yatmıştı bu olay halada yatıyor. Ama dediğim gibi fazla ayrıntılara takılmadım eğer olabilseydi bu şekilde olabilirdi demek için yazdım. Yazının devamıda şu şekildeydi. " Karadeliğe giren biri bir daha çıkamaz çünkü çıkmak için ışık hızından daha hızlı olması gerekiyor. Ancak bir insanın ışık hızına ulaşıp geçme ihtimali yok. Bu yüzden giren bir daha çıkamaz. " İşte bunu anlatırken bu gibi şeylerin olabildiğini varsayarak anlatıyorum.

    Anlattığım geleceğe gitme illa karadeliğin içine girerek olmak zorunda değil. Demem o ki zamanı sırf kendimiz için yavaşlatabilirsek; yani kendimizi sabit olarak düşünürsek, dışardaki hayatı hızlandırabilirsek bir süreliğine, o süre zarfında geleceğe gitmiş oluruz.



    Kafasına yatan, yani hoşuna giden?


    İlk teorin baştan hatalı çünkü ışık hızı üst limittir hiçbir şey bunun üzerine çıkamaz. İspat olarak da şöyle basitçe bir durum anlatabiliriz. Sen ışık hızına çok yakın bir hızla ilerliyorsun. Diyelim ki bu hıza c-a. Ben de duruyorum ve seninle aynı yöne doğru bir el fenerini yakıyorum. Sen bu ışığı hangi hızla ilerliyor olarak görürsün? a değil tabii ki c ile ilerliyor görürsün çünkü bizim hızımız ne olursa olsun, ışık herkese göre ışık hızıyla hareket eder. Peki el fenerini c-a hızıyla ilerlerken sen yaksaydın ben nasıl görürdüm ışığın hızını. 2c-a mı? Yine hayır seni c-a hızıyla ilerleken, ışığı da ışık hızıyla ilerlerken görürdüm. Yani hiçbir şey ışık hızını aşamaz.

    2. teori ise doğru, sabahtan beri arkadaşlara bunu açıklamaya çalışıyorum zaten, eyvallah.




  • quote:

    Orijinalden alıntı: Kraven

    2. teoriye göre karadeliğe giren kişi ölümsüz oluyor o zaman. Çünkü yaşlanma bizim tabirimizle zamanla oluyor. Yani belli bir süre sonra büyüyoruz belli bir süre içinde yaşlanıyoruz belli bir süre yaşayıp ölüyoruz. Bana şunuda diyebilirsiniz insan biyolojik saatine göre yaşlanır ve ölür. O zaman ortaya şöyle bir paradoks çıkıyor. Madem öyle atıyorum o kişi 20 yaşında karadeliğe girdi. Yani 20 yaşında normalde ölmesi gereken yaş 80 diyelim. Arada 60 yıl var. Yani kişi en fazla dünya zamanına göre 60 yılmı geçirebilecek o karadelikte ? Veya karadelikte geçirdiği süre dünya zamanıyla 60 yıl mı ?
    Yani şunu diyorum dünyada geçen 60 yıl sonramı ölecek o kişi yoksa karadelikte geçen 60 yıl sonramı ölecek ? Ortaya bu paradoks çıkıyor. (Yaşları örnek olarak yazdım 20 karadeliğe giriş yaşı, 80 ölüm yaşı)


    Ölümsüz olmaz, limiti ölüm zaten... İnsan her şart ve şekilde ölür, zamanda yolculuk yapsada (biyolojik zaman durduralamaz),... Işık hızına ulaşılabildiğini varsayarak karadeliğe girdim o yaşlandı ben yaşlanmadım vb durumlar oluşbilceğini düşünmüyorum,...

    Yukardaki şemaya göre de zaman heryerde farklı yaşanıyor bizim zamanımız bu, herkez için şimdiki zaman değişkendir, geçmiş zaman değişken değildir, gelecek zamanı tanımlayamadığımızdan herkez farklı zamanda yaşıyor diyebiliriz.




  • quote:

    Orijinalden alıntı: ScramJet


    quote:

    Orijinalden alıntı: Mizansen


    quote:

    Orijinalden alıntı: ScramJet


    quote:

    Orijinalden alıntı: Mizansen

    Arkadaşım benim yazdığımı okumadın mı? Dünyada da yavaşlatabileceğimizi açıklamıştım, yani başka bir gezegene gitmeye gerek yok.

    Ayrıca birimlerin tamamı insanların ölçme ve değerlendirme yapabilmek için uydurduğu kavramlardır. Sadece bunlar birer kavram olduğu için yok saymamız çok saçma. Zaman elle tutulabilir bir şey değildir ya da enlem, boylam, yükseklik de. Ama bunların tamamı vardır. Bunları ölçebiliriz ve değerlendirebiliriz. Fakat yaptığımız ölçme birim sistemine göre değişiklik gösterir. Dağın yüksekliğini ölçemiyorsun diye dağın varlığını da yok sayamazsın.


    Ayrı frekanslardan konuşuyoruz.

    Zaman yavaşlatma olayı o zaman nasıl olacak (Nasıl olacak dediysem yavaşlat demek istemiyorum, temeli nedir bu işin) ?


    Üstte verdiğim basit örnekten yola çıkayım tekrar. Sen İstanbul'dan dünyanın dönüş yönüne ters yönde ve dünyanı kendi çevresinde dönüş hızının iki katı hızla yola çıktın. Sana göre aradan 6 saat geçtikten sonra tekrar İstanbul'a dönmüş olursun ama ben İstanbul'dayım ve bana göre zaman 12 saat ilerlemiştir. Yani Dünya'ya göre sen yarı yarıya zamanı yavaşlattın. Ama tabi bu yavaşlatmayı fiziksel şekilde fark edememezsin.

    Daha bilimsel olarak açıklamak gerekirse Özel Görelilik Kuramını ispatlamak için yapılmış bir deneyin sonucunu gösterebiliriz.
    "İçlerinde çok hassas atom saatleri taşıyan uçaklar değişik yönlere doğru değişik hızlarla hareket ettirilmiş ve saatlerin kuramın hesaplarına yeterince uygun olarak yavaşladığı/hızlandığı gözlenmiştir."

    Ayrıca arkadaşlar Einstein'in Özel Görelilik Kuramını bir çoğunuz yanlış öğrenmiş. Bu kuram zamanda yolculuğu incelemez, zamanın değişken bir olgu olduğunu inceler. Zamanda yolculukla ilgili fikirler hep bu kurama dayandırılarak incelenir.


    Benim dediğim o zaten. Dünyanın dönüş yönünün tersine gidersen zamanı hiçbir şekilde yavaşlatmış olmazsın. Saat kavramını o yüzden unut diyorum. Şimdi burada saat 8 ise, Tokyo'da saat 16 ise, bu zaman farkından değildir. Yılbaşı geliyor mesela. Avustralyalılar ilk kutlar bunu, sonra japonlar vs. vs. sanki arada zaman farkı var gibi geliyor. Oysa tek nokta, Güneş'in ışığı, Avustralya'nın bulunduğu boylam'ın tam sırtına dik vuruyor olması. Öyle uçakla veya süpersonik bir jetle dünyayı dönüş yönünün tersine doğru ilerlersen zamanı yavaşlatmış olmazsın.


    Hocam bak senin anlayamadığın konu şu: Ben sistemimi sabit birimler üzerine kurmuyorum. Değişken birimler üzerine kuruyorum. Bahsettiğim olaya göre sen bana göre zamanı yavaşlatırsın, kendine göre değil. Bunu şöyle düşün sabit bir eksenel sistemim yok, kartezyen koordinatlar yenire doğal koordinatlar kullanıyorum. Eğer dinamik dersi aldıysan ne demek istediğimi daha rahat anlarsın.




  • quote:

    Orijinalden alıntı: Mizansen


    quote:

    Orijinalden alıntı: Tim Robbins

    Beyler ben kafamdakileri toparlıyıp yazıyım. Bence durum bu aynı fikirde arkadaşlarda çıkacaktır. Öncelikle zamanda yolculukdan ne kastettiğimizi iyice anlamamız gerekiyor. Bizim istediğimiz yolculuk, düşündüğümüz, az önce araba çarpan annemizi 2 dakka önceye giderek elinden tutup kurtarmak ve tekrar şimdiki zamana dönmek. Ve 5 yıl sonrasına gidip kiminle evlendiğimizi, ne kadar paramız olduğunu öğrenip tekrar şimdiye dönmek. Ufak bir çocuğun dahi hayal ettiği zaman yolculuğu budur.

    Şimdi benim kafamdaki aklıma yatan 2 teoriden bahsediyim. Öncelikle geçmiş ve gelecek ikilisini birbirinden ayırmak gerekiyor. İlk olarak geçmişten başlayayım. Geçmişe gidip az önce bahsettiğim annemizi kurtarma olayı benim teorimde mümkün değil. Geçmişe gidip orda birşeyleri değiştirip şimdiki zamana dönme yapamıyoruz maalesef. Yapabildiğimiz tek şey geçmişi seyretmek. Bu nasıl oluyor, şöyle oluyor. Işık hızından çok daha, kat kat, hızlı bir şekilde dünyadan uzaklaşıyoruz. Dünyanın yaydığı bizim görüntü olarak algıladığımız (299.792 kilometre\saniye hızla giden) ışıklardan daha hızlı giderek bu ışıkları geçiyoruz. Ve bundan yıllar önce dünyadan uzaya yayılan ışıkları o kadar uzaklaşıyoruz ki geçiyoruz. Ve dönüp bunlara baktığımızda geçmişi görebillmiş oluyoruz. Ancak sadece görüyoruz. Orda bakıyoruz geçmişe ne olmuş ne bitmiş öğrenip dünyaya geldiğimiz gibi dönüyoruz. Karışık anlattım galiba ama önceki yorumlarda çokca söylendi bu. Anlayaman olduysa eski yorumlara göz atsın. Bu arada ışık hızını nasıl geçiyoruz, o kadar uzaktan neyle bakıyoruz da görüyoruz kısmına girmiyorum. Bunların olabildiğini varsayıyorum ve yapılmasını gerekeni anlatıyorum.


    Gelelim geleceğe. Geleceğe gidiş mümkün. Ama dönüş için maalesef şansımız yok, he nasıl yok gittiğimiz gibi döneriz derseniz ilk teori zaten hikaye oluyor. Peki nasıl mümkün oluyor geleceğe gitmek? Bir karadeliğin içinde zaman dışarıya göre daha yavaş akar. Örneğin 20 yaşında iki arkadaş karadeliğin yanına gitti biri girdi diğeride çıkmasını bekliyor dışarda. İçeri giren içerde 1 dakika geçirirken dışardaki 30 yıl geçirmiş oluyor. Ancak dışardaki 30 yılı bildiği 30 yıl gibi yaşıyor. İçerdeki de 1 dakikayı bildiği 1 dakika gibi yaşıyor. Bunlar hiç bir şeyi farketmiyor. Taki içerdeki dışarı arkadaşının yanına dönene kadar. İkisi dışarda buluştuğu zaman bakıyorlarki içerden gelen hala fiziksel olarak 20 yaşında sadece 1 dakika geçmiş, dışarda bekleyense 50 yaşına gelmiş, yaşlanmış saçlar beyazlamış falan. Şimdi bu durumda kafasına şöyle bir şeyler takılan olabilir. Bu adam geleceğe mi gitti? Bu mu geleceğe gitmek? Evet bu. Bakın içeri giren arkadaş 1 dakika bekleyerek 30 yıl zamanı geçirdi. Dünyaya döndüklerinde yıl 2039 olucak. Yani geleceğe gitmiş olacak. 2009 yılından 2039 yılına gitmiş olacak. Ama başta da dediğim gibi bu işin geri dönüşü yok. Çünkü 30 yıl geçip gitti geri gelmez bir daha. Aslında sizin yaptığınız 30 yıl boyunca hiç yaşlanmamak oldu. Herkes yaşlanırken siz sabit kaldınız ve milletin yaşadığını göremediniz o anda o kadar. Yine burda karadeliğe girmek, delikten çıkmak konularına girmiyorum. Şu anlattığımı bundan yıllar önce Bilim Çocuk'ta okumuştum. Sanırım Einstein'in teorisiydi. O zaman aklıma yatmıştı bu olay halada yatıyor. Ama dediğim gibi fazla ayrıntılara takılmadım eğer olabilseydi bu şekilde olabilirdi demek için yazdım. Yazının devamıda şu şekildeydi. " Karadeliğe giren biri bir daha çıkamaz çünkü çıkmak için ışık hızından daha hızlı olması gerekiyor. Ancak bir insanın ışık hızına ulaşıp geçme ihtimali yok. Bu yüzden giren bir daha çıkamaz. " İşte bunu anlatırken bu gibi şeylerin olabildiğini varsayarak anlatıyorum.

    Anlattığım geleceğe gitme illa karadeliğin içine girerek olmak zorunda değil. Demem o ki zamanı sırf kendimiz için yavaşlatabilirsek; yani kendimizi sabit olarak düşünürsek, dışardaki hayatı hızlandırabilirsek bir süreliğine, o süre zarfında geleceğe gitmiş oluruz.



    Kafasına yatan, yani hoşuna giden?


    İlk teorin baştan hatalı çünkü ışık hızı üst limittir hiçbir şey bunun üzerine çıkamaz. İspat olarak da şöyle basitçe bir durum anlatabiliriz. Sen ışık hızına çok yakın bir hızla ilerliyorsun. Diyelim ki bu hıza c-a. Ben de duruyorum ve seninle aynı yöne doğru bir el fenerini yakıyorum. Sen bu ışığı hangi hızla ilerliyor olarak görürsün? a değil tabii ki c ile ilerliyor görürsün çünkü bizim hızımız ne olursa olsun, ışık herkese göre ışık hızıyla hareket eder. Peki el fenerini c-a hızıyla ilerlerken sen yaksaydın ben nasıl görürdüm ışığın hızını. 2c-a mı? Yine hayır seni c-a hızıyla ilerleken, ışığı da ışık hızıyla ilerlerken görürdüm. Yani hiçbir şey ışık hızını aşamaz.

    2. teori ise doğru, sabahtan beri arkadaşlara bunu açıklamaya çalışıyorum zaten, eyvallah.


    Katılıyorum fakat verdiğin örnek yanlış bence, zaten günümüzde de ışık hızı üst limittir.




  • quote:

    Orijinalden alıntı: Mizansen

    Hocam bak senin anlayamadığın konu şu: Ben sistemimi sabit birimler üzerine kurmuyorum. Değişken birimler üzerine kuruyorum. Bahsettiğim olaya göre sen bana göre zamanı yavaşlatırsın, kendine göre değil. Bunu şöyle düşün sabit bir eksenel sistemim yok, kartezyen koordinatlar yenire doğal koordinatlar kullanıyorum. Eğer dinamik dersi aldıysan ne demek istediğimi daha rahat anlarsın.


    Sabit birimler üzerine kuruyorsun. 6 saat, 12 saat, 17 saat gibi birimlerle örnek verdin az önce. Koordinat sisteminin de dinamikle gram alakası yok.

    Doğal dediğin koordinatları verdiğin örnek için mi kullanacağım? Doğal koordinat dediğin de ne oluyor?
  • quote:



    Üstte verdiğim basit örnekten yola çıkayım tekrar. Sen İstanbul'dan dünyanın dönüş yönüne ters yönde ve dünyanı kendi çevresinde dönüş hızının iki katı hızla yola çıktın. Sana göre aradan 6 saat geçtikten sonra tekrar İstanbul'a dönmüş olursun ama ben İstanbul'dayım ve bana göre zaman 12 saat ilerlemiştir. Yani Dünya'ya göre sen yarı yarıya zamanı yavaşlattın. Ama tabi bu yavaşlatmayı fiziksel şekilde fark edememezsin.



    Sana göre zaman nasıl 12 saat ilerlemiştir onu anlamadım. Saat 1 de uçakla ayrıldım 6 saatte dünyanın çevresini tersten dönüp geldim. Saat 7 oldu. Hekes 6 saat yaşlandı bu olayda. Nasıl zamanı yavaşlatmış oldun?
  • quote:

    Orijinalden alıntı: ATaİk_


    quote:

    Orijinalden alıntı: Mizansen


    quote:

    Orijinalden alıntı: Tim Robbins

    Beyler ben kafamdakileri toparlıyıp yazıyım. Bence durum bu aynı fikirde arkadaşlarda çıkacaktır. Öncelikle zamanda yolculukdan ne kastettiğimizi iyice anlamamız gerekiyor. Bizim istediğimiz yolculuk, düşündüğümüz, az önce araba çarpan annemizi 2 dakka önceye giderek elinden tutup kurtarmak ve tekrar şimdiki zamana dönmek. Ve 5 yıl sonrasına gidip kiminle evlendiğimizi, ne kadar paramız olduğunu öğrenip tekrar şimdiye dönmek. Ufak bir çocuğun dahi hayal ettiği zaman yolculuğu budur.

    Şimdi benim kafamdaki aklıma yatan 2 teoriden bahsediyim. Öncelikle geçmiş ve gelecek ikilisini birbirinden ayırmak gerekiyor. İlk olarak geçmişten başlayayım. Geçmişe gidip az önce bahsettiğim annemizi kurtarma olayı benim teorimde mümkün değil. Geçmişe gidip orda birşeyleri değiştirip şimdiki zamana dönme yapamıyoruz maalesef. Yapabildiğimiz tek şey geçmişi seyretmek. Bu nasıl oluyor, şöyle oluyor. Işık hızından çok daha, kat kat, hızlı bir şekilde dünyadan uzaklaşıyoruz. Dünyanın yaydığı bizim görüntü olarak algıladığımız (299.792 kilometre\saniye hızla giden) ışıklardan daha hızlı giderek bu ışıkları geçiyoruz. Ve bundan yıllar önce dünyadan uzaya yayılan ışıkları o kadar uzaklaşıyoruz ki geçiyoruz. Ve dönüp bunlara baktığımızda geçmişi görebillmiş oluyoruz. Ancak sadece görüyoruz. Orda bakıyoruz geçmişe ne olmuş ne bitmiş öğrenip dünyaya geldiğimiz gibi dönüyoruz. Karışık anlattım galiba ama önceki yorumlarda çokca söylendi bu. Anlayaman olduysa eski yorumlara göz atsın. Bu arada ışık hızını nasıl geçiyoruz, o kadar uzaktan neyle bakıyoruz da görüyoruz kısmına girmiyorum. Bunların olabildiğini varsayıyorum ve yapılmasını gerekeni anlatıyorum.


    Gelelim geleceğe. Geleceğe gidiş mümkün. Ama dönüş için maalesef şansımız yok, he nasıl yok gittiğimiz gibi döneriz derseniz ilk teori zaten hikaye oluyor. Peki nasıl mümkün oluyor geleceğe gitmek? Bir karadeliğin içinde zaman dışarıya göre daha yavaş akar. Örneğin 20 yaşında iki arkadaş karadeliğin yanına gitti biri girdi diğeride çıkmasını bekliyor dışarda. İçeri giren içerde 1 dakika geçirirken dışardaki 30 yıl geçirmiş oluyor. Ancak dışardaki 30 yılı bildiği 30 yıl gibi yaşıyor. İçerdeki de 1 dakikayı bildiği 1 dakika gibi yaşıyor. Bunlar hiç bir şeyi farketmiyor. Taki içerdeki dışarı arkadaşının yanına dönene kadar. İkisi dışarda buluştuğu zaman bakıyorlarki içerden gelen hala fiziksel olarak 20 yaşında sadece 1 dakika geçmiş, dışarda bekleyense 50 yaşına gelmiş, yaşlanmış saçlar beyazlamış falan. Şimdi bu durumda kafasına şöyle bir şeyler takılan olabilir. Bu adam geleceğe mi gitti? Bu mu geleceğe gitmek? Evet bu. Bakın içeri giren arkadaş 1 dakika bekleyerek 30 yıl zamanı geçirdi. Dünyaya döndüklerinde yıl 2039 olucak. Yani geleceğe gitmiş olacak. 2009 yılından 2039 yılına gitmiş olacak. Ama başta da dediğim gibi bu işin geri dönüşü yok. Çünkü 30 yıl geçip gitti geri gelmez bir daha. Aslında sizin yaptığınız 30 yıl boyunca hiç yaşlanmamak oldu. Herkes yaşlanırken siz sabit kaldınız ve milletin yaşadığını göremediniz o anda o kadar. Yine burda karadeliğe girmek, delikten çıkmak konularına girmiyorum. Şu anlattığımı bundan yıllar önce Bilim Çocuk'ta okumuştum. Sanırım Einstein'in teorisiydi. O zaman aklıma yatmıştı bu olay halada yatıyor. Ama dediğim gibi fazla ayrıntılara takılmadım eğer olabilseydi bu şekilde olabilirdi demek için yazdım. Yazının devamıda şu şekildeydi. " Karadeliğe giren biri bir daha çıkamaz çünkü çıkmak için ışık hızından daha hızlı olması gerekiyor. Ancak bir insanın ışık hızına ulaşıp geçme ihtimali yok. Bu yüzden giren bir daha çıkamaz. " İşte bunu anlatırken bu gibi şeylerin olabildiğini varsayarak anlatıyorum.

    Anlattığım geleceğe gitme illa karadeliğin içine girerek olmak zorunda değil. Demem o ki zamanı sırf kendimiz için yavaşlatabilirsek; yani kendimizi sabit olarak düşünürsek, dışardaki hayatı hızlandırabilirsek bir süreliğine, o süre zarfında geleceğe gitmiş oluruz.



    Kafasına yatan, yani hoşuna giden?


    İlk teorin baştan hatalı çünkü ışık hızı üst limittir hiçbir şey bunun üzerine çıkamaz. İspat olarak da şöyle basitçe bir durum anlatabiliriz. Sen ışık hızına çok yakın bir hızla ilerliyorsun. Diyelim ki bu hıza c-a. Ben de duruyorum ve seninle aynı yöne doğru bir el fenerini yakıyorum. Sen bu ışığı hangi hızla ilerliyor olarak görürsün? a değil tabii ki c ile ilerliyor görürsün çünkü bizim hızımız ne olursa olsun, ışık herkese göre ışık hızıyla hareket eder. Peki el fenerini c-a hızıyla ilerlerken sen yaksaydın ben nasıl görürdüm ışığın hızını. 2c-a mı? Yine hayır seni c-a hızıyla ilerleken, ışığı da ışık hızıyla ilerlerken görürdüm. Yani hiçbir şey ışık hızını aşamaz.

    2. teori ise doğru, sabahtan beri arkadaşlara bunu açıklamaya çalışıyorum zaten, eyvallah.


    Katılıyorum fakat verdiğin örnek yanlış bence, zaten günümüzde de ışık hızı üst limittir.


    Yanlız tamamen yanlış çünkü görebildiğimiz bizim görebildiğimiz daha doğrusu algılayabildiğimiz gözümüzle vs. hız limiti ışık hızıdır. Fakat katyonun hızı sonsuzdur.. Einstein evreninde zaman yolculuğu kitabı okumanızı tavsiye ediyorum




  • 
Sayfa: önceki 45678
Sayfaya Git
Git
sonraki
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.