Şimdi Ara

Zaman ve mekan kanıtları Tanrı tarafından değiştirilmiş olamaz mı?

Daha Fazla
Bu Konudaki Kullanıcılar: Daha Az
1 Misafir - 1 Masaüstü
5 sn
27
Cevap
1
Favori
552
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
0 oy
Öne Çıkar
Sayfa: 12
Sayfaya Git
Git
sonraki
Giriş
Mesaj
  • Hani deniyor ya yok MiLyon yıl önce insanlar şöyleymiş böyleymiş, 100 bin yıl önce hiç din yokmuş Adem olsaymış hep akıllı olurmuş insanlar filan. Ama ben hiçbirine inanmıyorum, duyular aleminde bir şeye kesin gözüyle bakmak saçmalıktır. Şöyle ki, madem Tanrı'nın gücü her şeye yeter, her şeyin yaratıcısı o. Peki bizim Milyon yıl önce yaşadığını sandığımız insanlar ya hiç olmamışsa? Evet kanıtlar var ama ya o kanıtlar sonradan Tanrı tarafından eklenmişse. Tanrı istese yeni yarattığı bir şeyi insan duyularında milyon yıllıkmış gibi inandıramaz mı? 10.000 yıl öncesine dair elimizde o şu bu kalıntılar var. Ama pekala ki dünya yaratılırken o kanıtlar eklenilmiş ve milyon yıllıkmış gibi gösterilmiş olabilir. Ya da insan araştırmaya başladığı andan beri.

    Daha da ileri giderek şunu söylüyorum, evrenin 13 Milyar yıllık olduğu bir hikaye olabilir bu mantıkta! Unutmayın duyu organları her daim aldatılabilir, hele güçlerin sınırsız olanı, her şeye, zaman mekan kavramlarını değiştirmeye bile gücü yeten Tanrı tarafından kolaylıkla duyu organlarımız altedilebilir, c12 ya da bulduğumuz herhangi bir kalıntı, iskelet vs tarihini bulsak bile aslında onun o tarihi özellikle ayarlanmış olabilir.

    Ve bu mantıkta düşünürsem yine Evrime inanmak için de hiçbir sebebim olmaz. Ben bilime inanmıyorum, maddeye inanmıyorum, etrafımızda düşünceden başka bir şey yok, madde diye bir şey yok. Her gördüğümüz şey tıpkı Platon'un dediği gibi bir yansıma. evet bilime inanmıyorum ama faydalanıyorum herkes gibi. Tıpkı Tanrı sayesinde tüm nimetleri elde edip ona inanmayanlar gibi. Ama bizim Tanrımız mutlaktır, onların Tanrı olarak gördüğü bilim ise bir araçtır ve gelip geçicidir.



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi J.Valjean -- 13 Temmuz 2015; 1:25:19 >
    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >







  • Bulunan kanıtlardan çok kanıtlara verdiğimiz anlamlar o kanıtları oraya yerleştirecek diye düşünüyorum.

    Biz aslında bizden farklı olanı bizi anlattığı surece arıyor ve anlam veriyoruz.

    Gerçekten bir yaratıcı arıyor muyuz yoksa ebedi yaşama derdinde miyiz?

    İlim dediğimiz şey bize para kazandırmasa ne kadar ilgileniriz?

    Bence bizim kanıt diye bulduğumuz şey bu iki anlayışın bizle ilgisi kadar.

    Yoksa dinazorların varlığı faraza olsa idi pitzazorlar kadar bizi ilgilendirmekte.

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • Big bang e inanıp Allaha veya herhangi bi dine inanmayanlar, 1400-1500 yıl öncesindeki olayları yalanlayıp milyonlarca yıl önceki bi olaydan bahsediyor. bu da işin ilginç yanı
  • Kardeşim Tanrı varlığı bile kesin değilken "Ya Tanrı şunu yapmışsa, ya bunu yapmışsa." vs. demek bence abesle iştigâl etmektir. Varsayımdan öteye gidemez.
    Ayrıca evrenin yaşının 13 milyar olduğu insan duyusunun algıladığı bir şey değil ki. Bunlar çeşitli araç gereçlerle hesaplanıyor. Nesnel bir şey yani.

    "Her gördüğümüz şey tıpkı Platon'un dediği gibi bir yansıma."
    Neyin yansıması?
  • Bir ihtimal üzerinden gidip bilime inanmadığını idda ediyorsun.O zaman ben de sana başka bir ihtimal sunayım; ya tanrı yoksa?Ya Platon'un "duyular alemi" iddası tamamen gerçek dışı bişeyse? Ya herşey madde ise?
    Bak bunlar da ihtimal aynı tanırının var olabileceği veya geçmişi değiştirebileceği gibi.
  • Dünya bir ihtimalin değil yerçekiminin gerçekliğinin mutlaklığı üzerine kurgulanmış bir mekandır.

    İhtimaller dahilinde olan yüzlerce olasılık yerine kesinliği mutlak olanın isteği önem arzeder. Son sözü o söyler.

    Bizim başlangıcımız ya bu çekimi yeniden ihdas edip ufuklara yelken açmak ya da mevcut olanı anlamak ya da idrak etmeyi öğrenip mutabakat sağlamakla olur.

    Arzın içinden çıkıp da başka bir dünya var dese biri ne derdi yerin cezbesine kapılacak kişi.

    Benim kanaatime göre bize çekim uygulayan şey toprağın olum olup da mutlak çekimle içerisine çekilen kişinin anlayışı değil, benim için önemli olan o toprağa alaza olan kişinin bana uygulanan çekim kuvvetinin nedenini bilmesi ve bunu beyan edebilmesi.

    Ben olemem diyen insanın aslında insani vasfıyla değil bir ruhun beyanıyla konuşması.

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • quote:

    Orijinalden alıntı: KontDantes

    Hani deniyor ya yok MiLyon yıl önce insanlar şöyleymiş böyleymiş, 100 bin yıl önce hiç din yokmuş Adem olsaymış hep akıllı olurmuş insanlar filan. Ama ben hiçbirine inanmıyorum, duyular aleminde bir şeye kesin gözüyle bakmak saçmalıktır. Şöyle ki, madem Tanrı'nın gücü her şeye yeter, her şeyin yaratıcısı o. Peki bizim Milyon yıl önce yaşadığını sandığımız insanlar ya hiç olmamışsa? Evet kanıtlar var ama ya o kanıtlar sonradan Tanrı tarafından eklenmişse. Tanrı istese yeni yarattığı bir şeyi insan duyularında milyon yıllıkmış gibi inandıramaz mı? 10.000 yıl öncesine dair elimizde o şu bu kalıntılar var. Ama pekala ki dünya yaratılırken o kanıtlar eklenilmiş ve milyon yıllıkmış gibi gösterilmiş olabilir. Ya da insan araştırmaya başladığı andan beri.

    Daha da ileri giderek şunu söylüyorum, evrenin 13 Milyar yıllık olduğu bir hikaye olabilir bu mantıkta! Unutmayın duyu organları her daim aldatılabilir, hele güçlerin sınırsız olanı, her şeye, zaman mekan kavramlarını değiştirmeye bile gücü yeten Tanrı tarafından kolaylıkla duyu organlarımız altedilebilir, c12 ya da bulduğumuz herhangi bir kalıntı, iskelet vs tarihini bulsak bile aslında onun o tarihi özellikle ayarlanmış olabilir.

    Ve bu mantıkta düşünürsem yine Evrime inanmak için de hiçbir sebebim olmaz. Ben bilime inanmıyorum, maddeye inanmıyorum, etrafımızda düşünceden başka bir şey yok, madde diye bir şey yok. Her gördüğümüz şey tıpkı Platon'un dediği gibi bir yansıma. evet bilime inanmıyorum ama faydalanıyorum herkes gibi. Tıpkı Tanrı sayesinde tüm nimetleri elde edip ona inanmayanlar gibi. Ama bizim Tanrımız mutlaktır, onların Tanrı olarak gördüğü bilim ise bir araçtır ve gelip geçicidir.

    O zaman bu nasıl adil bir imtihan olabilir? Eğer insanın gerçeği bulma aracı olan bilim ve mantık tersini söylüyorsa Tanrı'nın insanları inançsızlıktan sorumlu tutması adil olur mu?

    İnançsız olduğumdan yazmıyorum hemen ateist damgası vurulmasın.




  • Yapay Zeka’dan İlgili Konular
    Daha Fazla Göster
  • tanri bizi kandirmis. bilim dunyasi kapatin dukkanlari

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • quote:

    Orijinalden alıntı: powerjack14

    Big bang e inanıp Allaha veya herhangi bi dine inanmayanlar, 1400-1500 yıl öncesindeki olayları yalanlayıp milyonlarca yıl önceki bi olaydan bahsediyor. bu da işin ilginç yanı

    Niye neresi ilginç? Big Bang'in kanıtları var.1400 yıl önce Muhammed'e Allah tarafından vahiy geldiğinin kanıtı var mı?
  • quote:

    Orijinalden alıntı: Canis Majoris

    quote:

    Orijinalden alıntı: powerjack14

    Big bang e inanıp Allaha veya herhangi bi dine inanmayanlar, 1400-1500 yıl öncesindeki olayları yalanlayıp milyonlarca yıl önceki bi olaydan bahsediyor. bu da işin ilginç yanı

    Niye neresi ilginç? Big Bang'in kanıtları var.1400 yıl önce Muhammed'e Allah tarafından vahiy geldiğinin kanıtı var mı?

    Kuranı Kerim i okumayı geçtim biraz tarafsızca araştırma yaparsan delillerini öğrenebilirsin kardeşim. Amacım burda tartışma çıkarmak fln değil. Milyonlarca yıl demek çok çok çok fazla zaman öncesi demek bunu kanıtlamak biraz zor. Ayrıca Big Bang dediğiniz olay tesadüfler dizisi. Böylesine muazzam bi düzenin tesadüfler sonucu oluşması mümkün değildir.

    https://www.youtube.com/watch?v=UJHMhaZ1Prg

    Videoyu tamamen izlemeyeceğini biliyorum sadece 5.50 den sonrasını izle kardeş.



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi powerjack14 -- 14 Temmuz 2015; 0:14:22 >




  • İnsanları kandırmayı,oyun oynamayı seven bir Tanrı olabilir ama kanıt ne? Ben de sana Tanrı seni 1 dakika önce mevcut hafızanla yarattı diyim, hadi çürüt. Yahut sen bir androidsin. Bir sürü curutemeyecegin sav öne surebilirim.

    < Bu ileti tablet sürüm kullanılarak atıldı >
  • KB sakinleri! Konuyu açan kişinin bilgi seviyesi ve inancındaki şuursuzca diretme umarım bazı inançlı arkadaşların inançlarını sorgulamalarına vesile olur ve ''biz bunlar ile aynı tanrıya inanıp aynı ibadetleri mi gerçekleştiriyoruz?'' derler.

    Karbon testi ile evrenin yaşını ilişkilendiren bir kafa Biz buna benzer bir sahneyi bir kere daha görmüştük:



    Evrenin yaşı hesaplamasına gelecek olursak;(NASA'dan)
    http://map.gsfc.nasa.gov/universe/uni_age.html

    Astronomers estimate the age of the universe in two ways: 1) by looking for the oldest stars; and 2) by measuring the rate of expansion of the universe and extrapolating back to the Big Bang; just as crime detectives can trace the origin of a bullet from the holes in a wall.

    Gökbilimciler evrenin yaşını iki yöntemle tahmin ederler. 1) en yaşlı yıldızlara bakarak 2) evrenin genişleme hızını ölçerek ve big bang'e doğru geriye gidip anlam çıkartarak; tıpkı detektiflerin duvardaki deliklerden merminin izini sürebilmesi gibi.

    Diğer yazdıklarına uzun uzun cevap vermeye gerek yok.''Baktık ki inandığımız tanrı fikri bilime uymuyor bari tanrı bilimi uydurdu diyelim'' havasında bir yorum.Sen boşver evrimi,evreni.Sen inanacaksın zaten şartlamışsın kendini.

    quote:

    Orijinalden alıntı: powerjack14

    Big bang e inanıp Allaha veya herhangi bi dine inanmayanlar, 1400-1500 yıl öncesindeki olayları yalanlayıp milyonlarca yıl önceki bi olaydan bahsediyor. bu da işin ilginç yanı


    Dinsizlik demek bilimsel bir olayı,durumu putlaştırmak değildir.Dolayısıyla şunu söylebiliriz:Milyon sene,milyar sene önce yaşanan olaylar bilimsel bir açıdan ele alınır,açıklanır veya tahmin edilir ama iman edilmez.Fakat dini metinlerde yazılanlar kanıtlarının olmamasına rağmen itibar edilebiliyor.Şimdi iki görüş var.Teki bilimi diğeri dini esas alıyor.Bilimi esas alan görüşün kanıtları var fakat bir inanç söz konusu değil.Dini esas alan görüşün ise kanıtları yok.Hatta coğrafya,biyoloji,astronomi alayıyla çelişiyor fakat bu görüşe iman var.Tercih meselesi tabiki ama akıllıca bir davranış değil.





  • < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • Ben bir mekanda ilerliyorum veya ben sabitim mekan benim içimden geçiyor.

    Reel benim ilerlediği söyler rüya mekanın benim içimden geçtiğini. Anı yakalarsak manipule edebilecek eylemsizliği bulabiliriz. O an aslında mekanın zamanda anlam kazandığını söylerse zaman manıpulatıftır rölatif değil.

    O an aslında mekanın hiç olmadığını soylerse zaman rolatiftir manipulatif değil.

    Beyni yorum mekanı bir boyut olarak algılar ve rüya yoluyla şart koşmaz. Bu açıdan zaman olgusu reel algıyı rüya da olsa proveke ederek bozar.

    Manipulasyonu zaman yapar dedik neden diyelim. Çünkü zaman kesinliği mutlak olan dünyada tukenmiştir yani yoktur. Bu açıdan zaman mekanı manipule eder ya da mekanın kendisini provoke ettiğini duşunur.

    Reel hayat aslında rüya dahi yaşayamayacağımızı soylediğinden zaman mekana isyan eder.

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • quote:

    Orijinalden alıntı: - Black Widow -

    quote:

    Orijinalden alıntı: powerjack14

    Big bang e inanıp Allaha veya herhangi bi dine inanmayanlar, 1400-1500 yıl öncesindeki olayları yalanlayıp milyonlarca yıl önceki bi olaydan bahsediyor. bu da işin ilginç yanı

    Bunu diyorsunuz ama bilimin neler yaptığını oturup detaylıca araştırmaya yeltenmiyorsunuz. Bir fikir öne süreceğiniz zaman hakkında fikir geliştirdiğiniz konuyu mutlaka bilmek zorundasınız. Örneğin Edwin Hubble ve kızıl tayfa kayma etkisini araştırmalısınız. Hubble yaptığı gözlemler sonucunda galaksilerin birbirinden uzaklaştığını keşfetmiştir. Tıpkı şarjlı bir el fenerinde olduğu gibi uzaklaşan kozmik cisimlerin ışığı giderek soluk bir kızıla kaymaktadır. Dolayısıyla tıpkı bir bombanın patlaması veya balonun şişmesi gibi evren genleşmekte ve galaksiler birbirinden dağılarak uzaklaşmaktadır. Bütün evren boyunca mutlak soğuk olan -273* dereceden sadece birazcık daha sıcak arka planda kalmış soğuk parçacıklar tespit edilmiştir. Keşfedilmiş bu kozmik arkaplan-kalıntı radyasyonu Big Bang Teorisi'ni destekleyen en güçlü bulgulardan birisi olmuştur. Bilim camiası çok kalabalık ve araştırma sayısı çok fazladır. Bahsettiğim keşifler "defalarca" kez yeniden gözlemlenmiş, farklı aygıtlarla incelenmiş ve çeşitli bilim insanın yorumundan geçmiştir. Sadece tek değil, çeşitli aksiyomlar denenmiştir. Dolayısıyla teori gözleme dayalı birçok bulgusu ile birlikte çok güçlü bir kabul görmüştür. Günümüzde Big Bang üzerine araştırmalar hala devam etmektedir. Ayrıca bilim kendisini yanlışlayarak gelişir. Eğer bilim birçok testi geçmiş güvenilir bir kaynaktan yararlanarak "kesin" bir yaş tahmini ölçüyorsa o rakam öyle "geriye" alınamaz, sadece ileri alınabilir. Örneğin uranyum-238'in yarı ömrünün aşırı uzun olmasından dolayı uranyum-238 Kurşun-206 bozunmasını ölçerek Dünya'nın 4.54 milyar yıllık yaklaşık yaşını çok doğru bir biçimde ortaya çıkarabilirsiniz. Ama küsuratlarını tam olarak ölçemezsiniz çünkü yöntemin kusurlu olduğu fark edersiniz. Dolayısıyla daha gelişmiş bir yöntem bulmanız gerekir.

    http://www.acikbilim.com/2014/10/dosyalar/bir-basina-bir-bilim-insani-clair-cameron-patterson.html

    http://www.fatih.edu.tr/~besat/Teaching/Kim%20208/b9/IR&MS.pdf

    1500 yıl önceki olaylar sadece kutsal kitapta yazdığı gibi olacak diye bir zorunluluk yoktur. Zira olayların kitapta yazdığı gibi geliştiği haricinde başka bir kanıtta yoktur. Dinlerin tek delili dini kitapların kendisi zaten.

    Ek: U-238 Yarı Ömrü= 4.5 milyar yıl. Sonrasında iyon atarak kurşuna bozunur.

    Peki 1 taş ın aklı ve iradesi olmadığını biliriz. 1 taş kendi kendine durup dururken hareket edemiyor, hareket etmesi için 1 cismin kuvvetine ihtiyaç duyuyorsa, bu sonsuz büyüklükteki evreni hangi güç sürekli olarak genişlettirmeye, galaksileri, gezegenleri ve yıldızları döndürmekte? hiç bir ilmi ve bilgisi olmadan tonlarca su taşıyan bulutlar neden bu suyu birden bırakmıyorda tane tane düşürüyor? bu ilmi bu bulutlara kim öğretiyor? ve newton kanununa göre o yağmur damlası o yükseklikten düştüğünde mermi etkisi yaratması gerekiyorken yeryüzüne şefkatli ve yumuşakca inmesini sağlayan güç nedir? sadece bir patlama ile bu kadar muazzam bir evren oluşabilirmi? akıl ve irade sahibi olmayan atomlar sürüsü birleşip bir armutu oluşturabilecek iken türlü türlü kombinasyonlarla birleşip insan mekanizmasını oluşturacak bu ilmi bu atomlara kim veriyor?

    Başını kaldır! Kendini tanıtmak isteyen faal yani sürekli icraat yapan kudretli bir zaatın harika işlerine bak! Sen başı boş olmadığın gibi bu hadiselerde başı boş olamazlar. Her birisi çok hikmetli vazifeler peşinde koşturuluyorlar. Yoksa akılsız, şuursuz mekanik ve teknik hiçbir ilmi olmayan bir arının tesadüfler eseri kendisini oluşturduğu kadar komik bir düşünceyemi dalacaksın?



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi powerjack14 -- 14 Temmuz 2015; 5:10:28 >




  • quote:

    Orijinalden alıntı: - Black Widow -

    Mademki aslında bir "rüya" görüyorsunuz ve bilimi geri plana atıyorsunuz o zaman size soracağım şu: Rüyanızı gözlemleme, analiz etme, modelme ve çürütme yöntemleri haricinde hangi yöntemle daha iyi kavrayabilirsiniz?

    Rüyanızdaki fenomenleri nasıl açıklayabilirsiniz? Hem rüya gördüğünüzü hem de size rüya gördüren bir tanrınızı olduğunu nasıl ispatlarsınız? Peki rüyalarınızın "sabote" edildiğini nasıl ispatlarsınız?

    Durum şu ki biz kanıtlayamıyorsak siz de aksini kanıtlayamıyorsunuz. Yani bu noktada herhangi bir tarafın sizin açınızdan bile üstün olduğu durum yok.

    Ancak bilimin dünyayı sadece materyalist biçimde algılaması ne kadar doğrudur? Söz gelimi bugün şuan yaşadığın gerçek diye tabir ettiğin "an" ile, uykunda gördüğün rüyalar arasında görünürde hiçbir fark yok. Hatta maddi olarak bile ayıramazsınız, gerçek de rüya da hepsi beyinde bitiyor ve elektriksel sinyallerinin beyinde yorumlanması sonucu oluşuyor. Dahası gerçek hayatta kullandığımız duyuların hiçbirini kullanmadan gördüğümüz rüyalarda duyular tamamen aktif oluyor? Halbuki rüya görülen o anda uyuyan insanın 5 duyusu da pasif durumda. Ama bakıyorsun o an rüya görüyor ve rüyasında 5 duyusunu da kullanıyor. Çünkü gerçekte gözler görmez, kulaklar duymaz, burunlar koklamaz, deri hissetmez, dil tat almaz. Hepsi beyinde biter. Peki Bu nasıl iştir? Ortada böyle bi doğal bug varken neyin materyalizminden neyin kesinliğinden bahsediyorsunuz? (Bize göre) Gerçek dünya ile rüya dünyası arasında teorik olarak hiçbir fark yok. Sadece bu bile bilimden şüphe etmek için bir sebep. Yahu önündeki duvarın bile gerçekten özünde gördüğün gibi bir duvar olduğunu bile bilmiyorsun, şunu biliyorsun ki dış dünyayı hiçbir zaman olduğu göremedin, göremedik!

    "Bilim nasılsa ileride açıklar" diye kestirip atmak gibi mantık olur mu açıklayamadığınız konularda? Bize diyorsunuz ama siz de öylesiniz.

    - Big Bang neden oluştu?
    +Şeyy... bilim ileride açıklar!

    -yaşam niye ve nasıl oluştu?
    +eeee.. Bilim ileride açıklar!

    -Bing Bang ın oluşmasını sağlayan en küçük madde nasıl oluştu? Patlamak demişsiniz peki ilk "patlama" eylemi nasıl ve neden oluştu? İlk molekül niçin ve nasıl oluştu? İlk birleşme niye ve nasıl oluştu? Niye bunlar evreni oluşturdu? Madde hiçlikten nasıl oluştu?

    + Bilim ileride açıkl... 404 not found!



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi J.Valjean -- 14 Temmuz 2015; 5:36:57 >
    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >




  • Konuyu okumadım ama öyle olsa bile eldeki verilere güvenmekten başka bir şansımız var mı? Tanrı'nın bunları değiştirdiğini farz etsek bile ne yapabiliriz?

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • Konuyla ilgisi yok ancak kutsal kitapta bir açık nokta var bunu belirtmek istedim.

    Bu cuzle ilgili. Lamelif denilen yapıyla ilgili. Normalde lamelif cuzde olan bir şey değilken insanların ekleme yapma kolay okuma adına ihdas ettikleri soylenmekte. Ben işin aslını bilmiyorum ancak bu haf kuranda mevcut.

    İnsanın diyn denilen olgunun kitabi yanına ekleme yapması kabul edilebilir bir şey değil. Ancak bu ekleme çok edebi bir anlamı da ifade etmekte. Elifle başlayan cuz ye ile bitmekte iken ye den önce bir elif daha var ve bu bir dongu oluşturmuş.

    Bunu ekleyen insan ya da uluhi bir varlık elif ye yi 2. kez başlatmış ve bu sefer be te se kısmını boş bırakmış.

    Yani cuzu okursanız 2. Bir kitabın harflerinin varlığını sezinlersiniz. Bu açıdan kanıt ve gizleme denilen hal kitabın girişine yani cuze bir şekilde yerleştirilmişe benziyor.

    Dikkatimi çekmişti konuyla ilgisine binaen yazıldı.

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • quote:

    Orijinalden alıntı: - Black Widow -

    quote:

    Orijinalden alıntı: powerjack14

    quote:

    Orijinalden alıntı: - Black Widow -

    quote:

    Orijinalden alıntı: powerjack14

    Big bang e inanıp Allaha veya herhangi bi dine inanmayanlar, 1400-1500 yıl öncesindeki olayları yalanlayıp milyonlarca yıl önceki bi olaydan bahsediyor. bu da işin ilginç yanı

    Bunu diyorsunuz ama bilimin neler yaptığını oturup detaylıca araştırmaya yeltenmiyorsunuz. Bir fikir öne süreceğiniz zaman hakkında fikir geliştirdiğiniz konuyu mutlaka bilmek zorundasınız. Örneğin Edwin Hubble ve kızıl tayfa kayma etkisini araştırmalısınız. Hubble yaptığı gözlemler sonucunda galaksilerin birbirinden uzaklaştığını keşfetmiştir. Tıpkı şarjlı bir el fenerinde olduğu gibi uzaklaşan kozmik cisimlerin ışığı giderek soluk bir kızıla kaymaktadır. Dolayısıyla tıpkı bir bombanın patlaması veya balonun şişmesi gibi evren genleşmekte ve galaksiler birbirinden dağılarak uzaklaşmaktadır. Bütün evren boyunca mutlak soğuk olan -273* dereceden sadece birazcık daha sıcak arka planda kalmış soğuk parçacıklar tespit edilmiştir. Keşfedilmiş bu kozmik arkaplan-kalıntı radyasyonu Big Bang Teorisi'ni destekleyen en güçlü bulgulardan birisi olmuştur. Bilim camiası çok kalabalık ve araştırma sayısı çok fazladır. Bahsettiğim keşifler "defalarca" kez yeniden gözlemlenmiş, farklı aygıtlarla incelenmiş ve çeşitli bilim insanın yorumundan geçmiştir. Sadece tek değil, çeşitli aksiyomlar denenmiştir. Dolayısıyla teori gözleme dayalı birçok bulgusu ile birlikte çok güçlü bir kabul görmüştür. Günümüzde Big Bang üzerine araştırmalar hala devam etmektedir. Ayrıca bilim kendisini yanlışlayarak gelişir. Eğer bilim birçok testi geçmiş güvenilir bir kaynaktan yararlanarak "kesin" bir yaş tahmini ölçüyorsa o rakam öyle "geriye" alınamaz, sadece ileri alınabilir. Örneğin uranyum-238'in yarı ömrünün aşırı uzun olmasından dolayı uranyum-238 Kurşun-206 bozunmasını ölçerek Dünya'nın 4.54 milyar yıllık yaklaşık yaşını çok doğru bir biçimde ortaya çıkarabilirsiniz. Ama küsuratlarını tam olarak ölçemezsiniz çünkü yöntemin kusurlu olduğu fark edersiniz. Dolayısıyla daha gelişmiş bir yöntem bulmanız gerekir.

    http://www.acikbilim.com/2014/10/dosyalar/bir-basina-bir-bilim-insani-clair-cameron-patterson.html

    http://www.fatih.edu.tr/~besat/Teaching/Kim%20208/b9/IR&MS.pdf

    1500 yıl önceki olaylar sadece kutsal kitapta yazdığı gibi olacak diye bir zorunluluk yoktur. Zira olayların kitapta yazdığı gibi geliştiği haricinde başka bir kanıtta yoktur. Dinlerin tek delili dini kitapların kendisi zaten.

    Ek: U-238 Yarı Ömrü= 4.5 milyar yıl. Sonrasında iyon atarak kurşuna bozunur.

    Peki 1 taş ın aklı ve iradesi olmadığını biliriz. 1 taş kendi kendine durup dururken hareket edemiyor, hareket etmesi için 1 cismin kuvvetine ihtiyaç duyuyorsa, bu sonsuz büyüklükteki evreni hangi güç sürekli olarak genişlettirmeye, galaksileri, gezegenleri ve yıldızları döndürmekte? hiç bir ilmi ve bilgisi olmadan tonlarca su taşıyan bulutlar neden bu suyu birden bırakmıyorda tane tane düşürüyor? bu ilmi bu bulutlara kim öğretiyor? ve newton kanununa göre o yağmur damlası o yükseklikten düştüğünde mermi etkisi yaratması gerekiyorken yeryüzüne şefkatli ve yumuşakca inmesini sağlayan güç nedir? sadece bir patlama ile bu kadar muazzam bir evren oluşabilirmi? akıl ve irade sahibi olmayan atomlar sürüsü birleşip bir armutu oluşturabilecek iken türlü türlü kombinasyonlarla birleşip insan mekanizmasını oluşturacak bu ilmi bu atomlara kim veriyor?

    Başını kaldır! Kendini tanıtmak isteyen faal yani sürekli icraat yapan kudretli bir zaatın harika işlerine bak! Sen başı boş olmadığın gibi bu hadiselerde başı boş olamazlar. Her birisi çok hikmetli vazifeler peşinde koşturuluyorlar. Yoksa akılsız, şuursuz mekanik ve teknik hiçbir ilmi olmayan bir arının tesadüfler eseri kendisini oluşturduğu kadar komik bir düşünceyemi dalacaksın?

    Hiçbir bilgi kullanmadan nasıl fikir yürütebiliyorsunuz? Mesajınızda iddianızı desteklemek için kullandığınız bilgiler son derece yüzeysel ve eksiktir.

    Doğadaki fenomenler "düzen" isteyen bir akıl tarafından idare ediliyormuş gibi gözükmüyor. Kainat, hayvanlar alemi, bütün insanlık tarihi, biyolojik oluşumlar, parçacık dünyası ve gözlemleyebileceğin diğer herşey kaotik! Makro evrenin bütün dinamikleri ve fenomenleri kesinlikle birbirine gelişigüzel girmiş vaziyette gözüküyor. İnsanoğlunun hiçbir işine yaramayan -ve aynı zamanda mühendislik bakış açısına göre oldukça kusurlu fizyolojiye sahip yüzlerce canlı türü var olduğu gibi bu türlerin istila ettiği doğal çevrede organizmalar birbirini yemektedir. T-Rex'in neredeyse yok olmak üzere olan çelimsiz kollarından DNA içinde yer alan ve hiçbir işe yaramayan "Junk DNA"'ya kadar akıllı bir mühendisin yapmayacağı bir yığın hatalı örnek var. Aklı başında bir mühendis böyle gereksiz şablonlar koymaz ve hata yapmaz. Doğal çevrede defalarca kez büyük felaketler yaşandı ve birçok hayvan türü yok oldu.

    Alıntı:
    ""Paleontologlar dünya tarihinde varolagelen tüm türlerin %98'inin şu an yok olmuş olduğunu tahmin ediyor.""

    Alıntı:
    ""Bu 5 kitlesel tür yok oluşunun en büyüğü bundan 240 milyon yıl önce, yani Paleozoik çağda gerçekleşmiş. Bilim adamları bu dönemde türlerin %80- 96 kadarının yok olduğunu tahmin ediyor. Diğer iki kitlesel tür yok oluşu Paleozoik çağdan önceye denk geliyor. Ortovisyen döneminde, 435 milyon yıl önce ve Devoniyen döneminde, 360 milyon yıl önce onbinlerce türün yok olduğu biliniyor."""

    http://www.biyolojiegitim.yyu.edu.tr/mahmutevrim/tyo1999.pdf

    Canlılığın yeryüzünde ortaya çıkışından günümüze kadar yaklaşık olarak 4 milyar yıl geçti. Homo Sapien'in en primitif atalarınıda dahil edersek insanoğlu sadece 6 milyon yıldır bu dünya üzerinde. İnsanlardan önce büyük yığınlar halinde birçok farklı canlı türü ve jenerasyonlar gelip geçti. Kuşaktan kuşağa bu canlı kitleleri birbirini yedi ve çevreye uyum sağlayamayıp yok oldu. Jeolojik çevrenin değişimine göre dünyadaki büyük ekosistemler defalarca kez çöktü.

    Bütün makro evren dengesiz bir biçimde olasılığa dayalı parçacıkların patlamalı-yok olmalı dünyası üzerine yükseliyor. Deterministik görünen evrensel düzende kaos ve olasılık bütün temeli oluşturuyor.
    Bahsettiğiniz taş, yerküre ile birlikte hareket ediyor ve taşın atomlarını dünyanın merkezine çeken bir kütleçekim kuvveti var.Tek bir taşın içinde bir şehri yok edecek güçte potansiyel enerji saklıdır. Taşı oluşturan atomların elektronları yörünge periyodlarında bir olasılık dalgası üzerinden yayılıyor ve De Broglie'nin gösterdiği biçimde parçacık doğaları yüzünden bu düzensiz yörüngeyi oluşturuyorken, merkezdeki nükleonlardan oluşan akışkan ve sürekli biçim değiştiren biçimsiz çekirdek zaman geçtikçe azalan bir nükleer kuvvetle bir arada duruyor. Tek bölü iki spinli fermiyonların "özdeş" olanlarının dalga fonksiyonunda birbirlerinin bileşik pozisyonlarını götürmesi yani birbirlerini dışarlaması fermiyon spinli özdeş elektronların atomlar arasında "paylaşıldığı" kimyasal olarak oldukça aktif bir evrene sebeb oluyor. Doğa her zaman bir devinim halinde. Uzayda bizim hiçbir işimize yaramayan trilyonlarca yıldız ve bir yığın kozmik olgu özünde düzensiz olan fizik yasaları çerçevesinde var oluyor, sabit kalmayan dönüşümler geçiriyor ve sönüyor. Kuasarlar, Nebulalar, karadelikler vb ile bütün kozmos kontrolsüz bir nükleer silah deneme sahası gibi. Entropi denilen bir oranla birlikte herşey bozuluyor ve düzensizleşiyor. Entropi ve kaos doğanın bir gerçeğidir.

    Neye inanmak istiyorsanız inanın. İstiyorsanız kendi tanrınızı veya ritüelinizi yaratın. Bu benim umrumda değil. Ancak, beş duyu organımız ile algıladığımız doğa ile alakasız hatalı şeyler söylüyorsunuz. Araştırmalara ve gözlemlere ters düşen iddialarda bulunursanız size karşı çıkmak zorundayım.

    @KontDantes

    KontDantes:
    """Çünkü gerçekte gözler görmez, kulaklar duymaz, burunlar koklamaz, deri hissetmez, dil tat almaz. Hepsi beyinde biter."""

    Yani gözlerime mil çekilse görebilirim diyorsunuz?Tebrik ederim.


    İyi de hâlâ yok yüzbinlerce yıl önceden, milyon yıl önceden bahsediyorsun. Yahu bunların hepsinin bir aldatmaca olmadığı ne malum? Birer kobay faresi gibi deney ürünüyüzdür belki uzaylıların? Onlar bizim neyi bilip bilmeyeceğimizi ayarlamıştır belki? Milyon yıl önce şu şu oldu diye tespit ve tahmin edilen olaylar belki ilüzyon sonucudur ve zamandan bağımsızdır. Ha uzaylıların kobay faresi deneyi olmamız aklınıza yatıyor ama Tanrı fikri yatmıyorsa sizinki mantıksal düşünme değil, bir inançtır. Kendinizi Tanrıyı reddetmeye koşullandırmışsınız, dünya kadar mantıkla gelsek işe yaramaz. Dogmatiksiniz çünkü.

    Zaman demişken, daha zamanın bile somut bir şey olduğu kanıtlanamadı bildiğim kadarıyla? Zaman göreceli ve bükülebilir değil miydi en azından böyle bir söylem yok muydu?

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >




  • quote:

    Orijinalden alıntı: - Black Widow -

    quote:

    Orijinalden alıntı: powerjack14

    quote:

    Orijinalden alıntı: - Black Widow -

    quote:

    Orijinalden alıntı: powerjack14

    Big bang e inanıp Allaha veya herhangi bi dine inanmayanlar, 1400-1500 yıl öncesindeki olayları yalanlayıp milyonlarca yıl önceki bi olaydan bahsediyor. bu da işin ilginç yanı

    Bunu diyorsunuz ama bilimin neler yaptığını oturup detaylıca araştırmaya yeltenmiyorsunuz. Bir fikir öne süreceğiniz zaman hakkında fikir geliştirdiğiniz konuyu mutlaka bilmek zorundasınız. Örneğin Edwin Hubble ve kızıl tayfa kayma etkisini araştırmalısınız. Hubble yaptığı gözlemler sonucunda galaksilerin birbirinden uzaklaştığını keşfetmiştir. Tıpkı şarjlı bir el fenerinde olduğu gibi uzaklaşan kozmik cisimlerin ışığı giderek soluk bir kızıla kaymaktadır. Dolayısıyla tıpkı bir bombanın patlaması veya balonun şişmesi gibi evren genleşmekte ve galaksiler birbirinden dağılarak uzaklaşmaktadır. Bütün evren boyunca mutlak soğuk olan -273* dereceden sadece birazcık daha sıcak arka planda kalmış soğuk parçacıklar tespit edilmiştir. Keşfedilmiş bu kozmik arkaplan-kalıntı radyasyonu Big Bang Teorisi'ni destekleyen en güçlü bulgulardan birisi olmuştur. Bilim camiası çok kalabalık ve araştırma sayısı çok fazladır. Bahsettiğim keşifler "defalarca" kez yeniden gözlemlenmiş, farklı aygıtlarla incelenmiş ve çeşitli bilim insanın yorumundan geçmiştir. Sadece tek değil, çeşitli aksiyomlar denenmiştir. Dolayısıyla teori gözleme dayalı birçok bulgusu ile birlikte çok güçlü bir kabul görmüştür. Günümüzde Big Bang üzerine araştırmalar hala devam etmektedir. Ayrıca bilim kendisini yanlışlayarak gelişir. Eğer bilim birçok testi geçmiş güvenilir bir kaynaktan yararlanarak "kesin" bir yaş tahmini ölçüyorsa o rakam öyle "geriye" alınamaz, sadece ileri alınabilir. Örneğin uranyum-238'in yarı ömrünün aşırı uzun olmasından dolayı uranyum-238 Kurşun-206 bozunmasını ölçerek Dünya'nın 4.54 milyar yıllık yaklaşık yaşını çok doğru bir biçimde ortaya çıkarabilirsiniz. Ama küsuratlarını tam olarak ölçemezsiniz çünkü yöntemin kusurlu olduğu fark edersiniz. Dolayısıyla daha gelişmiş bir yöntem bulmanız gerekir.

    http://www.acikbilim.com/2014/10/dosyalar/bir-basina-bir-bilim-insani-clair-cameron-patterson.html

    http://www.fatih.edu.tr/~besat/Teaching/Kim%20208/b9/IR&MS.pdf

    1500 yıl önceki olaylar sadece kutsal kitapta yazdığı gibi olacak diye bir zorunluluk yoktur. Zira olayların kitapta yazdığı gibi geliştiği haricinde başka bir kanıtta yoktur. Dinlerin tek delili dini kitapların kendisi zaten.

    Ek: U-238 Yarı Ömrü= 4.5 milyar yıl. Sonrasında iyon atarak kurşuna bozunur.

    Peki 1 taş ın aklı ve iradesi olmadığını biliriz. 1 taş kendi kendine durup dururken hareket edemiyor, hareket etmesi için 1 cismin kuvvetine ihtiyaç duyuyorsa, bu sonsuz büyüklükteki evreni hangi güç sürekli olarak genişlettirmeye, galaksileri, gezegenleri ve yıldızları döndürmekte? hiç bir ilmi ve bilgisi olmadan tonlarca su taşıyan bulutlar neden bu suyu birden bırakmıyorda tane tane düşürüyor? bu ilmi bu bulutlara kim öğretiyor? ve newton kanununa göre o yağmur damlası o yükseklikten düştüğünde mermi etkisi yaratması gerekiyorken yeryüzüne şefkatli ve yumuşakca inmesini sağlayan güç nedir? sadece bir patlama ile bu kadar muazzam bir evren oluşabilirmi? akıl ve irade sahibi olmayan atomlar sürüsü birleşip bir armutu oluşturabilecek iken türlü türlü kombinasyonlarla birleşip insan mekanizmasını oluşturacak bu ilmi bu atomlara kim veriyor?

    Başını kaldır! Kendini tanıtmak isteyen faal yani sürekli icraat yapan kudretli bir zaatın harika işlerine bak! Sen başı boş olmadığın gibi bu hadiselerde başı boş olamazlar. Her birisi çok hikmetli vazifeler peşinde koşturuluyorlar. Yoksa akılsız, şuursuz mekanik ve teknik hiçbir ilmi olmayan bir arının tesadüfler eseri kendisini oluşturduğu kadar komik bir düşünceyemi dalacaksın?

    Hiçbir bilgi kullanmadan nasıl fikir yürütebiliyorsunuz? Mesajınızda iddianızı desteklemek için kullandığınız bilgiler son derece yüzeysel ve eksiktir.

    Doğadaki fenomenler "düzen" isteyen bir akıl tarafından idare ediliyormuş gibi gözükmüyor. Kainat, hayvanlar alemi, bütün insanlık tarihi, biyolojik oluşumlar, parçacık dünyası ve gözlemleyebileceğin diğer herşey kaotik! Makro evrenin bütün dinamikleri ve fenomenleri kesinlikle birbirine gelişigüzel girmiş vaziyette gözüküyor. İnsanoğlunun hiçbir işine yaramayan -ve aynı zamanda mühendislik bakış açısına göre oldukça kusurlu fizyolojiye sahip yüzlerce canlı türü var olduğu gibi bu türlerin istila ettiği doğal çevrede organizmalar birbirini yemektedir. T-Rex'in neredeyse yok olmak üzere olan çelimsiz kollarından DNA içinde yer alan ve hiçbir işe yaramayan "Junk DNA"'ya kadar akıllı bir mühendisin yapmayacağı bir yığın hatalı örnek var. Aklı başında bir mühendis böyle gereksiz şablonlar koymaz ve hata yapmaz. Doğal çevrede defalarca kez büyük felaketler yaşandı ve birçok hayvan türü yok oldu.

    Alıntı:
    ""Paleontologlar dünya tarihinde varolagelen tüm türlerin %98'inin şu an yok olmuş olduğunu tahmin ediyor.""

    Alıntı:
    ""Bu 5 kitlesel tür yok oluşunun en büyüğü bundan 240 milyon yıl önce, yani Paleozoik çağda gerçekleşmiş. Bilim adamları bu dönemde türlerin %80- 96 kadarının yok olduğunu tahmin ediyor. Diğer iki kitlesel tür yok oluşu Paleozoik çağdan önceye denk geliyor. Ortovisyen döneminde, 435 milyon yıl önce ve Devoniyen döneminde, 360 milyon yıl önce onbinlerce türün yok olduğu biliniyor."""

    http://www.biyolojiegitim.yyu.edu.tr/mahmutevrim/tyo1999.pdf

    Canlılığın yeryüzünde ortaya çıkışından günümüze kadar yaklaşık olarak 4 milyar yıl geçti. Homo Sapien'in en primitif atalarınıda dahil edersek insanoğlu sadece 6 milyon yıldır bu dünya üzerinde. İnsanlardan önce büyük yığınlar halinde birçok farklı canlı türü ve jenerasyonlar gelip geçti. Kuşaktan kuşağa bu canlı kitleleri birbirini yedi ve çevreye uyum sağlayamayıp yok oldu. Jeolojik çevrenin değişimine göre dünyadaki büyük ekosistemler defalarca kez çöktü.

    Bütün makro evren dengesiz bir biçimde olasılığa dayalı parçacıkların patlamalı-yok olmalı dünyası üzerine yükseliyor. Deterministik görünen evrensel düzende kaos ve olasılık bütün temeli oluşturuyor.
    Bahsettiğiniz taş, yerküre ile birlikte hareket ediyor ve taşın atomlarını dünyanın merkezine çeken bir kütleçekim kuvveti var.Tek bir taşın içinde bir şehri yok edecek güçte potansiyel enerji saklıdır. Taşı oluşturan atomların elektronları yörünge periyodlarında bir olasılık dalgası üzerinden yayılıyor ve De Broglie'nin gösterdiği biçimde parçacık doğaları yüzünden bu düzensiz yörüngeyi oluşturuyorken, merkezdeki nükleonlardan oluşan akışkan ve sürekli biçim değiştiren biçimsiz çekirdek zaman geçtikçe azalan bir nükleer kuvvetle bir arada duruyor. Tek bölü iki spinli fermiyonların "özdeş" olanlarının dalga fonksiyonunda birbirlerinin bileşik pozisyonlarını götürmesi yani birbirlerini dışarlaması fermiyon spinli özdeş elektronların atomlar arasında "paylaşıldığı" kimyasal olarak oldukça aktif bir evrene sebeb oluyor. Doğa her zaman bir devinim halinde. Uzayda bizim hiçbir işimize yaramayan trilyonlarca yıldız ve bir yığın kozmik olgu özünde düzensiz olan fizik yasaları çerçevesinde var oluyor, sabit kalmayan dönüşümler geçiriyor ve sönüyor. Kuasarlar, Nebulalar, karadelikler vb ile bütün kozmos kontrolsüz bir nükleer silah deneme sahası gibi. Entropi denilen bir oranla birlikte herşey bozuluyor ve düzensizleşiyor. Entropi ve kaos doğanın bir gerçeğidir.

    Neye inanmak istiyorsanız inanın. İstiyorsanız kendi tanrınızı veya ritüelinizi yaratın. Bu benim umrumda değil. Ancak, beş duyu organımız ile algıladığımız doğa ile alakasız hatalı şeyler söylüyorsunuz. Araştırmalara ve gözlemlere ters düşen iddialarda bulunursanız size karşı çıkmak zorundayım.

    @KontDantes

    KontDantes:
    """Çünkü gerçekte gözler görmez, kulaklar duymaz, burunlar koklamaz, deri hissetmez, dil tat almaz. Hepsi beyinde biter."""

    Yani gözlerime mil çekilse görebilirim diyorsunuz?Tebrik ederim.


    Hiç bir bilgi kullanmadanmı? Newton yasasını bilmiyorsan açıp inceleyebilirsin internetten. veya 1 taşa herhangi bi kuvvet etki etmeden hareket edebilir diyosan sana bravo o zaman. tez gayet açık ve net. Herhangi bir cisim kendi kendine hareket edemiyorsa enerjiye, kuvvete ihtiyaç duyuyorsa gezegenler de bir kuvvete, enerjiye ihtiyaç duyar çünkü sürekli dönüyoruz.

    ayrıca Pi sayısını belki bilirsin. Pi sayisinin eksikligi nedir..? Cevab. ..
    361 dir bir dairenin derecesi.
    hersey Döner ve dönmek zorundadir. Günes kendi icinde dünya Günes etrafinda ay da dünya etrafinda. ..ve uzayda komple büyük akil almaz bir daire çizer. ..
    Kurani kerimde : hersey Allah ı zikreder dönerek denir. .. besmele harflerinin tamami 19 Ebced ilmine göre. 19 x 19 = 361
    Pi davasi olmayan bir bulus veya hesaplanmasi kolay olsun diye. ..360 ve 3.14 olarak saptirilmistir.

    Benim sana söylediğim şeyler gayet açık anlaması kolay şeyler. bir sanat var ise sanatkarda olmak zorundadır. nasıl bir tablo gördüğümüzde bu kendi kendine oluşmuş olamaz, bu tabloyu birisi yapmış bunun bi sanatkarı var deriz, aynı şekilde bu evrene, gezegenlerede kendi kendine oluşmuş diyemeyiz, bir sanatkarı olmak zorundadır.

    Ayrıca işimize yaramayan binlerce yıldız gezegen var diyosun, işimize yaramadığını nerden bilebilirsinki? ne kadar bilgi sahibisin milyonlarca km uzaktaki yıldızlardan? sadece herhangi bi tez öne sürebilir ama doğruluğunu kanıtlayamassın.

    ve bir hayvan türü düşün daha önce hiç keşfedilmemiş, bizim ondan haberimiz yok, bu o türü anlamsız ve gereksiz mi kılar? yoksa o türe göre biz insanlar mı gereksiziz? çünkü dünyaya hayvanlardan çok insanlar zarar veriyor.

    Junk DNA olayına gelince, Allah sizin hayır bildiğiniz işlerde şer vardır, şer bildiğiniz işlerdede hayır vardır siz bilmezsinizde ben bilirim demiştir. Bunun en büyük örneğini ben yaşıyorum şu anda. Amerikaya work and travel ile gelmeyi çok istedim dua ettim o kadar hesap yaptım ve şu anda eşşek gibi çalışıp sürünmeme rağmen 2500 dolar zarardayım. Demekki her iyi görünen, yararlı görünen şey yararlı veya iyi olmuyormuş.

    en basitinden ilk insan nasıl oluştu diye bir düşün biz doğurulduk, sürekli bu şekilde geriye gidersen en sonunda bir kadın ve bir adam olmak zorundadır değilmi? peki bu insanlar nasıl oluştu? big bang olaylarına gireceksen tekrar neden sadece biz konuşabiliyoruz ve diğer canlılara göre üstünüz? biz buna yaradılış diyoruz kardeşim, Allah bizi dünyadaki herşeye üstün kılmıştır.

    Sadece biraz düşünün, nefret dolu düşüncelerinizi bi kenara bırakın artık. mantık çerçevesinde düşünün. uzun uzun düşünün.

    Hür iradeye, özgürce seçme hakkına sahipken, sana ve Kur'ân'a itibar etmemeleri, inkârları sebebiyle, Allah onların kalplerini, kafalarını anlayışsız, kulaklarını duyarsız hale getirir. Gözlerinde de bir perde vardır, basiretleri bağlanmıştır. Onlar için büyük bir azâp vardır. Bakara / 7

    Sizin müslüman olup olmamanız beni ilgilendirmez veya başka bir dine inanmanız veya hiç inanmamanız, bana herhangi bi yararıda olmaz. ayette yazılan kişilerden olmamanız dileğiyle. gerçi ne kadar yazsamda yine bu noktayı aklınızda kötü birşey olarak saptadığınız için birşey değişmeyecek ama yinede yazayım.




  • 
Sayfa: 12
Sayfaya Git
Git
sonraki
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.