Bildirim
YOK BÖYLE BİR HAZIRCEVAPLIK SS'li
Daha Fazla 
Bu Konudaki Kullanıcılar:
Daha Az
2 Misafir - 2 Masaüstü
Giriş
Mesaj
-
-
MAĞARA SOĞUK _____________________________ -
Kardeş söylenecek çok şey var ama söylemiyorum.
< Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >_____________________________ F R E D D I E M E R C U R Y
-
Adam ilk insan.
< Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >_____________________________ -
Mağara
< Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >_____________________________ -
kim arıyor? _____________________________ İmzanız kural dışıdır! || Uymanız gereken imza kurallarını okumak için tıklayınız. -
Mğarayıda geç adam yer altından gelmiş _____________________________ 
People are born free
life chained forever NBC
-
quote:
Orijinalden alıntı: Barni Moloztaş
MAĞARA SOĞUK
yaz-kış serin mis gibi (yeni gördüm)_____________________________ -
komik
_____________________________ -
MAĞARACILIK
Tarih öncesinde korunma ve barınmanın ilk mekânlarıydılar. Yavaş yavaş sanatın ilk tohumlarının atıldığı yerlere dönüştüler. Bugün ise sadece meraklı kaşiflerin tanık olabildiği gizemli dünyaları ifade ediyorlar.
Mağaraları; en az bir insanın girebileceği büyüklükteki, doğal süreçler sonucunda oluşmuş yeraltı boşlukları olarak tanımlayabiliriz. Paleolitik çağlardan bu yana insanlara, diğer birçok canlı türüne barınak olan, onları iklimsel koşulların etkilerine karşı saklayan bu devasa boşluklar, yeraltının gizemi olarak hep varoldular. Gövdeleri, kolları, tavanları, nehirleri ve gölleriyle, bir yanıyla ürkütücü; ama diğer yanıyla da heyecan verici ve bilinmez yapılarını hep korurlar. O kadar çekiciler ki; insanoğlu ilk sanatsal ürünlerini onlara hediye etmiş, duvarlarını kazımış, boyamış, yüzyıllar sonraya bir kültürel miras bırakmış…
MAĞARALARIN OLUŞUMU
Ana kaya oluşurken veya oluştuktan sonraki fiziko-kimyasal olaylarla sonucu meydana gelen mağaralara ‘doğal mağara’ adı verilir. Bu grup mağaralar oluştuğu kayaya bağlı olarak, gelişim zamanına göre ‘birincil mağara’ veya ‘ikincil mağara’ olmak üzere iki alt gruba ayrılır. Lav mağaraları, buzul mağaraları, traverten boşlukları gibi, ana kaya ile birlikte oluşan mağaralara birincil mağara; ana kaya oluştuktan sonra gelişen mağaralara ise ikincil mağara denir.
Derinliği fazla olmayan veya insan yapımı girintiler, yani ‘in’ler barınak, ağıl olarak kullanılırlar ve mağara bilimi açısından pek önem taşımazlar. Büyük havzalarda toplanan suların, kayalardaki çatlakları aşındırarak genişletmesiyle oluşan boşluklar ise ‘düden’ diye anılır. Mağaracılık sporu açısından en önemli mağara tipidir. Araştırılması zor ve tehlikeli olabilir. Tecrübeli ekiplerin eşgüdümlü olarak uzun süre çalışması gerekir. Dünyada bilinen en derin mağara -2158 metre derinliğinde bir düdendir. Türkiye’de bilinen en derin mağara ise araştırması henüz tamamlanmamış olan Evren Günay-Mehmet Ali Özel Düdeni’dir (-1429 metre).
Yeraltı sularının toprağı alttan aşındırmasıyla oluşan, genelde yatay uzunluğu çok az olan mağaralar ise ‘obruk’ olarak adlandırılır. Türkiye’de bilinen en derin obruk Akseki-Çimiyayla’daki Ürküten 1 Obruğu’dur (-243 metre).
Mağaraların oluşumunu sağlayan süreç tersi yönde gerçekleştiğinde, yani kalsiyum karbonat sudan ayrılarak çökelmeye başladığında mağara içinde farklı oluşumlar meydana gelir. Tavandan damlayan suyun içindeki kalsiyum karbonatın bir kısmı sudan ayrılarak tortu oluşturur. Bu tortunun birikmesiyle sarkıtlar, yukarıdan damlayan suyun yerde tortulaşmasıyla ise dikitler oluşur. Sarkıt ve dikitler birleşerek sütunları oluştururlar.
40 BİNE YAKIN MAĞARA
Türkiye’nin yüzde 35’i mağara gelişimine uygun kayalardan meydana geliyor. Belirli kuşaklar şeklinde uzanan bu kayalar içinde, yaklaşık 35 bin ila 40 bin adet mağaranın bulunabileceği tahmin ediliyor. Bu mağaraların büyük bölümü, Muğla, Antalya, Isparta, Burdur, Konya, Karaman, İçel ve Adana gibi kentleri içine alan Batı ve Orta Toros dağları bölgesinde yer alıyor. Tarih, Arkeoloji, Sanat ve Kültür Mirasını Koruma Vakfı (TASK) bünyesindeki çalışmalardan biri olan Türkiye Arkeolojik Yerleşmeleri (TAY) Projesi çerçevesinde Türkiye mağaralarının bir envanteri çıkarıldı ve 2446 adet mağaranın bilgileri, krokileri, planları ve resimleri kayıt altına alındı.
YERALTININ BOŞLUKLARINDA
Mağaracılık ise, yeraltındaki boşlukların yardımcı teknik malzemeler ve aydınlatma araçları kullanarak incelendiği, keşfetmeyi hedefleyen bir doğa sporu. Farklı ülkelerde ‘spelunking’ ya da ‘potholing’ olarak da biliniyor.
19. yüzyıl sonlarında Avrupa’da başlayan mağara araştırmaları II. Dünya Savaşı’ndan sonra kullanılan teknik malzemelerin gelişmesiyle birlikte ilerlemeye başlar. Bugün speleoloji, dünyanın her yanında genellikle amatörlerin uğraştığı ama üniversitelerde de okutulan bir bilim dalı. Ülkemizde 1964 yılında Temuçin Aygen tarafından Türkiye Mağara Araştırma ve Tanıtma Turizm Derneği’nin (MAD) kurulmasıyla başlayan araştırmalar ile birçok mağaranın etüdü ve çalışması yapılır. 1973 yılında ilk üniversite mağaracılık kulübü olan BÜMAK kurulur. 1994 yılında Sualtı Araştırmaları Derneği ve ODTÜ Sualtı Topluğu da ilk kez sualtı mağaralarını araştırmaya başlar. 1995 yılında KARST DIVE projesi kapsamında Finike-Suluin Mağarası’nın Asya kıtasının en derin sualtı mağarası olduğu ortaya çıkarılır. Bugün, yaklaşık yirmi dernek ve kulüp mağaracılık çalışmalarını sürdürüyor.
MAĞARACILIK İÇİN NELER GEREKİR?
Bir mağaraya asla tek başına girilmez. Mağaracılık ekip işidir. Bireysel yapılan bir aktivite değildir. Mağaracılık tarihi, ne yazık ki tek başına mağaraya girip bir sorun yaşadığında kurtarma ekiplerinin yardımını bekleyen acemilerle doludur. Bu sporla uğraşmak için kask, karpit lambası, SRT koşumları, ip sistemleri, termal iç giysi, su geçirmez ve dayanıklı dış giysi, uyku tulumu, mat, büvak, lastik bot, çizme gibi kişisel malzemelere sahip olmak gerekir. Dikey veya yatay mağaracılık herhangi bir özel güç gerektirmese de asgari seviyede bir fiziksel kondisyona gerek duyar. Mağaralarda yaşayan canlılar kesinlikle tehlikeli değildir. Örneğin yarasalar, aslında zararlı böcekleri yiyen memeli bir canlıdır. Mağara, az ışık sebebiyle görme duyusu gelişemiş birçok ufak yaratığa daha ev sahipliği yapar ve biz, mağaracılar onları huzurlu ev ortamlarında mümkün olduğunca rahatsız etmeden bu bilinmeyen dünyayı araştırmaya çalışırız.
Mağaracılığa ilgi duyanlar ana faaliyet alanları mağaracılık olan MAD, BÜMAD gibi derneklerde gerekli eğitimleri aldıktan sonra heyecanlı serüvenlerine başlayabilirler. Keşfedilmeyi bekleyen kırk bin mağaranın olduğu tahmin edilen Türkiye’de mağaracılığın sevilen bir uğraşı olarak yaygınlaşacağı ve birçok yeni mağaranın da turizme açılacağı umut ediliyor._____________________________
Sayfa:
1
Benzer içerikler
- sinüzit için papatya kürü yapanlar kadınlar kulübü
- marmarayla kumkapıya nasıl gidilir
- üzerlik tohumu kullananlar yorum
- sachane güvenilir mi
- amoklavin antibiyotik içtikten kaç saat sonra alkol içilir
- bnd ne demek
- prompt mühendisliği
- dünyanın en büyük vinci
- bim para sayma makinesi
- black friday
Ip işlemleri
Bu mesaj IP'si ile atılan mesajları ara Bu kullanıcının son IP'si ile atılan mesajları ara Bu mesaj IP'si ile kullanıcı ara Bu kullanıcının son IP'si ile kullanıcı ara
KAPAT X
Bu mesaj IP'si ile atılan mesajları ara Bu kullanıcının son IP'si ile atılan mesajları ara Bu mesaj IP'si ile kullanıcı ara Bu kullanıcının son IP'si ile kullanıcı ara
KAPAT X




Yeni Kayıt

Konudaki Resimler








